TAMİRAT, -tı a. (ar. ta'miYin çoğl. ta'mi- raf). Onarım, tamir: Yolda tamirat var. Tamirat isteyen binalar.
—ANSİKL. Huk. Kat mülkisinde, kat malikleri kendi bağımsız bölümlerinde, ana yapıya zarar verecek tamirat yapamazlar. Kat maliki, başka bir kat malikinin yaptıracağı onarım nedeniyle kendi bağımsız bölümüne girilmesi gerekiyorsa buna izin vermek zorundadır (örneğin, su borularının tamiri durumunda). Tüm kat maliklerinin izni olmadıkça ortak yerlerde tamirat yapılamaz. Ortak yerler için yapılacak tamirat giderlerine, kat malikleri kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdürler. Müşterek mülkiyette müşterek malın korunması için yapılan önemli tamirata pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmelidir. Önemsiz, ufak tefek onarımları, aksi kararlaştırılmamışsa, paydaşlardan her biri yaptırabilir ve yaptığı giderleri öteki paydaşlardan payları oranında isteyebilir. İştirak halinde mülkiyette tamirat için oy birliğiyle karar alınmalıdır. Gecikmesinde sakınca olan onaranlar ortaklardan biri tarafından yapılabilir. Kira sözleşmesinde kiralanan malı kullanıma elverişsiz duruma sokan kusurlar varsa, kiracı, kiralayana bir süre vererek bunların giderilmesini, onarılmasını isteyebilir. Yapılması gereken tamirat önemsizse (örneğin, kapanmayan bir musluk), kiracı bunları kendisi yaptırarak masrafı kira parasından düşebilir Ancak, önemli tamiratı (örneğin, su tesisatının onarılması gibi) kendisi yaptıramaz. Kiralayan, bu tamiratı kendisine verilen süre içinde yaptırmazsa, kiracı yargıçtan alacağı izinle kendisi yaptırabilir. Çok acil bir durum sözkonusu değilse, kiralayan, kiracının izni olmadan kiralananda tamirat yaptıramaz; kira süresinin sonunu beklemek zorundadır.
Kaynak: Büyük Larousse