Arama

Şehzade Nedir?

Güncelleme: 16 Mart 2017 Gösterim: 1.869 Cevap: 3
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Eylül 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ŞEHZADE

Ad:  şehzade.JPG
Gösterim: 237
Boyut:  18.8 KB

a. (fare şeh ve zade den şehzade). Padişah soyundan gelen erkek çocuklara verilen san.
Sponsorlu Bağlantılar

—Ed. Masallarda, halk hikâyelerinde, mesnevilerde serüvenleri konu edinilen başlıca kişilerden. (Bk. ansikl. böl.)

—Kur. tar.
  • Şehzade alayı, Osmanlılar’da sancak beyi olarak görevlendirilen şehzadelerin başkentten görev yapacaklan sancağa giderlerken düzenlenen tören.
  • Şehzade hocası, Osmanlılar'da şehzadelerin eğitim ve öğrenimiyle görevli kişi. (Bk. ansikl. böl.)
  • Şehzade lalası, sancakta görevlendirilen şehzadelerin maiyetlerindeki danışman niteliğindeki görevli. (Bunlar, padişahın güvenini kazanmış deneyimli kişiler arasında seçilirdi. Devlet yönetimi, askerlik vb konularda şehzadelere bilgi vererek, onların bu konuda eğitilmelerine çalışırlardı.)
  • Şehzade sancakları, Osmanlılar'da şehzadeler tarafından yönetilen sancaklar. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Ed. Çoğunlukla, uzun yıllar çocuğu olmayan padişah, bir dervişin yardımını görür; şehzade bundan sonra dünyaya gelir. Delikanlılık çağında düşüne giren ya da resmini gördüğü, cadılann, devlerin kaçırdığı padişah kızına, güvercin, kurbağa vb biçimine girmiş peri kızına ya da olağanüstü güzel ve akıllı halktan bir kıza gönlünü kaptırır; sevgilisine kavuşuncaya kadar uzun serüvenler geçirir. Bazen, üvey ana ya da acımasız baba tarafından başarılması güç işler için gönderilir. Bazen, üç kardeşin en küçüğüdür, ağabeylerinden kötülük görür; insanların, hayvanların yardımına koştuğu için yardım görerek güçlüklerin üstesinden gelmeyi başarır.

—Kur. tar. Şehzade hocası. 5-6 yaşına gelen şehzade, kendisi için atanan hocadan eğitim ve öğrenim görmeye başlardı. Devlet önde gelenlerinin bulundukları bed’i besmele denilen törende şeyhülislam tarafından önce elifba (abece) okutulur, daha sonra şehzade Darüssaade ağası'nın dairesinde hocasından gerekli dersleri görmeye başlardı. Sancakta görevlendirilen şehzade, yanında hocasını da götürürdü. Şehzade, şimşirliğe kapatılırsa hocasının görevi de son bulurdu. Tahta geçen şehzadenin hocası da padişah hocası olurdu.

Şehzade sancakları.


Bunlar, Anadolu' da Konya, Manisa, Trabzon, Kastamonu, Kütahya, Çankırı, Aydın, Amasya ve Teke'ydi. Kefe, Anadolu dışındaki tek şehzade sancağıydı. (Tek istisna, şehzade Selim [Yavuz Sultan Selim] babasına karşı ayaklandığında kendisine yasa ve geleneklere aykırı olarak Rumeli’de Semadirek sancakbeyliği verilmiş olmasıydı.) Sancakbeyliğine atanan şehzadeler, başkentten şehzade alayı denilen görkemli bir törenle uğurlanır, yanlannda aralannda lala, silahtar, mirialem, kapıcıbaşı, imrahor, solak, peyk gibi kapı halkını da görev yapacakları yere götürürlerdi. Şehzadeler, sancakta kendi adlarına para bastırma dışında tuğra çekmek, dirlik vermek, hüküm yazmak gibi padişahın bütün yetkilerini ellerinde bulundururlar; ancak yaptıkları atamaları, verdikleri dirlikleri merkeze bildirirlerdi, ödenekleri 1-2 milyon akçe arasında değişirdi. Mehmet III (1595 -1603) sancağa çıkan ve sancaktan gelerek tahta oturan son osmanlı padişahı oldu. Bu tarihten sonra Osmanlılar'da şehzadelerin sancağa çıkma geleneğine son verildi.

—Tar. Osmanlı padişahlarının erkek çocukları, Çelebi Mehmet dönemine (1413 -1421) kadar çelebi, bu tarihten sonra şehzade ya da sultan, Tanzimat'tan (1839) sonra efendi lakaplarıyla anıldılar. XVII. yy.'dan başlayarak şehzadelerin doğumları bir hattı hümayunla sadrazama bildirilir, üst düzey devlet yöneticileri saraya gelerek padişahı kutlarlardı. Padişahların ilk oğullarının ve öteki oğullarının doğuşları nedeniyle birkaç gün süren donanma şenlikleri düzenlenirdi. “Usta" adı verilen 20 kadar genç kız, yeni doğan şehzadenin bakım ve yetiştirilmesini, şehzadenin annesinin gözetiminde yerine getirirlerdi. Şehzade, bir yaşında sütten kesildikten sonra, en kıdemlisine baş lala denilen, has odadan üç kişi tarafından bakılıp yetiştirilirdi. Şehzade beş-altı yaşına gelince, eğitim-öğrenimi için kendisine bir hoca atanır ve derslere özel bir törenle başlardı. Şehzadelerin sünnet düğünlerinde de görkemli törenler yapılırdı. Sünnet olan ve 13-14 yaşına gelen şehzadeye ayrı bir daire verilir, buraya annesiyle kız kardeşlerinin dışında başka bir kadın giremezdi.

OsmanlI şehzadeleri, başlangıçta, devlet yönetiminde deneyim kazanmaları için sancakbeyi olarak, genellikle eski beyliklerin merkezleri olan Kütahya, Kastamonu, Manisa, Konya vb sancaklara gönderilirlerdi. Geniş bir maiyetle ve bir ya da birkaç “lala"nın gözetiminde sancaklara gönderilen ve "çelebi sultan" adıyla anılan bu şehzadeler, adlarıyla tuğra çekerler, hüküm yazarlar, ancak adlarına para bastıramaz ve hutbe okutamazlardı. Mehmet H'nin yasalaştırdığı kardeş katli geleneği, XVI. yy. sonlarına kadar bazı şehzadelerin babalarına ya da kardeşlerine karşı ayaklanarak taht kavgasına girişmelerine yol açtı. Bu nedenle Selim ll'den başlayarak, yalnızca veliaht şehzadeler sancağa gönderilmeye başlandı, Mehmet III döneminde (1595-1603) bu uygulama da kaldırıldı. Şehzadeler, sarayın Şimşirtik denilen bölümünde, sıkı bir gözaltında yaşamaya başladılar. Cariyelerden çocuk yapmalan yasaklandı; doğan çocuklar kız erkek ayrımı yapılmaksızın öldürüldü. Yasaklardan bir tanesi de şehzadelerin sakal bırakmalarıydı. Hasta olan şehzadelerin yanına hekimler ancak padişahın özel izni ile girebilirlerdi. Şehzadelerin Şimşirlik dairesindeki bu yaşamları XVIII. yy.'ın son yıllarına kadar sürdü.

Bu tarihten sonra padişahlar kardeşlerinin ve yeğenlerinin özgürce yaşamalarına izin verdiler. Kales de denilen Şimşirtik, Tanzimat'tan (1839) sonra ortadan kaldırıldıysa da Abdülhamit II döneminde (1876-1909) OsmanlI şehzadeleri çeşitli saray ve konaklarda çok sıkı bir göz hapsi altında yaşamlarını sürdürdüler. İkinci meşrutiyetken (1908) sonra ise osmanlı şehzadelerine geniş bir özgürlük tanındığı gibi eğitimlerine de önem verildi.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 20:43
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Mart 2016       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
padişah soyundan gelen erkek çocuklara verilen san
Sponsorlu Bağlantılar
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
23 Mart 2016       Mesaj #3
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
ŞEHZADE
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

Şehzade, padişah oğullarına ve onların erkek çocuklarına verilen unvandır.

Etimoloji
Unvan, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kullanılmıştır ve Farsça kökenlidir. Farsça okunuşu şahzāde veya şāhzāde olarak, yazılışı ise شهزاده/شاهزاده şeklinde olup "hükümdar oğlu, prens" anlamlarına gelir. Osmanlı İmparatorluğunda padişah çocuklarına "çelebi" de denilirdi. Eski Türkçe'de ise prens yani şehzadeler için "tegin" adı kullanılmış, bu sözcük Moğol diline "tigid" olarak geçmiş ardından Osmanlı döneminde "yigit" biçiminde kullanılmıştır.

Eğitimleri
Şehzadelerin eğitimine kuruluşundan itibaren tüm Osmanlı dönemi boyunca büyük önem verilmiştir. Bu eğitimin önemli olmasının asıl nedeni ise tahta geçecek ve padişah olacak şehzadenin ülke yönetimini ele alacak olmasıdır. Ancak bu eğitimler dönemler halinde çeşitli değişimlere uğramıştır. Şehzade eğitimlerinin değişim geçirdiği dönemler ise dört bölüme ayrılabilir. Bunlar :

1. Kuruluştan Kafes Sisteminin uygulanmasına kadar süren yıllar,
2. Kafes sisteminden 19'uncu yüzyılın ortalarına kadar süren yıllar,
3. 19'uncu yüzyılın ortalarından İkinci Meşrutiyetin ilanına kadar süren yıllar
4. İkinci Meşrutiyetin ilanından sonraki yıllardır.

19'uncu yüzyılın başında ilan edilen İkinci Meşrutiyete kadar şehzadeler, ilk eğitimlerine saraylarda başlıyorlardı. Şehzadelerin bu eğitimlerinden Dâye ve Lalalar sorumlulardı. İlk öğretime başlayacakları zaman Bed’-i Besmele törenleri gerçekleştiriliyordu. Bu zamana kadar alfabe harflerini zaten öğrenmiş olan şehzadelere alfabe okutuluyor ve kısa bir tören gerçekleştirilmiş oluyordu. Okula başlayan şehzadeler çok çeşitli dersler almalarına karşın, öncelik okuma, yazma, Kur'an ve temel dini eğitimler üzerine eğitim alıyorlardı. 11 veya 15 yaşına kadar devam eden bu eğitimlerde dövüş ve binicilik gibi uygulamalı dersler de bulunuyordu.
Şehzadeler 11 veya 15 yaşına kadar aldıkları teorik ve temel eğitimlerin ardından, saltanat sırası kendilerine gelinceye kadar pratik eğitim için büyük sancaklara gönderiliyorlardı. Bu pratik eğitim için sancaklara gönderilme dönemi I. Ahmed ile birlikte son bulmuştur. Bu dönemden sonra kafes sistemi olarak bilinen sistem devreye girmiştir. Bu sisteme göre onlu yaşlarına kadar eğitimlerini tamamlayan şehzadeler, saraylarda Şimşirlik olarak adlandırılan dairelerdeki kendilerine ayrılan bölümlerde yaşamaya başlamışlardır. Ancak 15 yaşından küçük olanlar Topkapı Sarayı'nda, "Dâye" adı verilen çocuk hizmetçilerinin bakımı altında yaşıyorlardı. 15 yaşından sonra ise kendi bölümlerine yerleştiriliyorlardı. Artık burada, saray dâhilindeki yerlerini asla terk edemiyorlardı. Eğitimleri ise aksaksız ve çok sıkı bir şekilde öğretmenler eşliğinde devam ediyordu. Şehzadeler saray bölümlerinde uzun yıllar bir tür hapis hayatı gibi yaşamaya mecbur bırakılıyordu. Çünkü hizmetçiler (cariye) ve anneleri dışında neredeyse kimseyle irtibatları olmuyordu.
1839 yılına kadar hiçbir devlet töreni veya bayrama da iştirak etmeyen şehzadeler ancak Abdülmecid'in 1839 ile 1861 yılları arasındaki saltanatı esnasında bazı tören ile bayramlara katılabildiler. Bu dönem zaten kafes sisteminin yumuşadığı ve bozulmaya başladığı bir dönemdir. Ayrıca bu dönemde şehzadelerin eğitimlerinde de değişiklikler olmuş, batı kültürü de verilen eğitimler arasına girmiştir. Ayrıca yine bu dönemde Şehzâdegân Mektebi (Mekteb-i Âli) okulunda daha önce hanedan üyeleri ve Osmanlı Devleti'nin ileri gelenlerinin çocukları eğitim görürken, daha sonra ağırlıklı olarak şehzadeler eğitim almaya başlamışlardır. Bu okulda yabancı öğretmenler de dersler verebiliyordu. Ancak ağırlıklı olarak öğretmenler askerlerden seçiliyorlardı. Sonraki yıllarda padişah II. Abdülhamid bu okulda kendi çocuklarına daha fazla ilgi gösterilmesini ve daha iyi eğitim almalarını istemişti. Çocuklarının eğitimine gösterdiği özeni ve itinayı ise hanedanın diğer erkek çocuklarının eğitiminde göstermedi. Bu nedenle diğer hanedan üyelerinin erkek çocuklarının eğitim seviyeleri bu yıllarda oldukça düşüktü. 1908 yılında İkinci Meşrutiyetin ilanı ile birlikte bu okul kapandı. II. Abdülhamid'in 1909 yılında tahttan indirilmesi, şehzadelerin eğitim ve diğer durumlarını da değiştirdi. Artık şehzadeler kapalı yerlerde de kalmaktan kurtulmuşlardı.
1913 yılında ise şehzadelerin eğitimine yönelik olarak "Hanedân-ı Saltanat Âzâsının Hâl ve Mevkileri ile Vazâifini Tayin Eden Nizamnâme" yürürlüğe girdi. Bu nizamnameye göre artık şehzadeler mükemmel bir şekilde Türkçe ve Arapça eğitimi gördükten sonra, bir yabancı dilin okumasını ve yazmasını da öğreneceklerdi. Ayrıca Nizamnâme ile birlikte şehzadelerin eğitimi de kurumsal bir yapıya kavuşmuş oldu. Şehzade eğitimine dair son karar ise 7 Şubat 1922 tarihinde "Hanedân-ı Saltanat Kararnamesi" ile yapıldı. Bu Kararname ile şehzadelere verilen eğitimin daha net çerçevesi çizilmiştir.

Taht kavgaları
Sancağa gönderilme uygulamasının kaldırıldığı kafes sistemi uygulamasına kadar şehzadeler daha önce askeri görevler üstleniyorlar ve bu bakımdan kendilerini geliştiriyorlardı. Ancak şehzadeler I. Süleyman'ın 1566 yılındaki ölümünün ardından, orduda fiilen görev alamamış ve savaşlara katılamamışlardır. Bu dönem Abdülmecid'in 1839 yılındaki saltanatına kadar da böyle devam etmiştir. Ancak bu dönemden sonra şehzadeler daha özgür bir hayat yaşamalarına rağmen, çok büyük derecede devlet yönetimi veya orduda görev almamışlardır. Daha sonra kısmen bazı şehzadeler bir takım devlet görevlerinde bulunmuşlardır.
Şehzadelerin taht kavgalarına tutuşmasının en önemli nedeni ise tahta çıkma konusunda herhangi bir veraset sisteminin bulunmamasıdır. Yani her şehzade padişah (hükümdar) olma hakkında sahiptir. Ancak bu düzen I. Murat'ın padişahlık döneminde değişmiştir. I. Murat padişahlığı yalnızca padişah ve oğullarına bırakmıştır. Bu durumda beraberinde zaman zaman büyük taht kavgalarını getirmiştir. Bu durum II. Mehmed'in çıkardığı Fatih Kanunnamesi'nde de;

Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizamı âlem için katletmek münâsibdir.

şeklinde geçmiş ve böylece devlet yönetimi aşırı merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülmüş, padişahı "mutlak hakim" kılmıştır. Günümüzdeki bazı kaynaklarda bu olay "kardeş katlinin yasallaşması" olarak belirtilmektedir. Yeni düzen ve sisteme, I. Ahmed tarafından padişah çocuğu şehzadelerden en akıllı ve yaşlı olanın tahta getirilmesi kuralı da getirildiğinden dolayı veraset sistemi daha katı ve belirgin duruma gelmiştir. Bu yıllarda şehzadeler genellikle yakınlarının ve özellikle annelerinin ihtirasları nedeniyle sık sık taht kavgaları sonucunda katliamlara kurban gitmişlerdir.

Osmanlı Hanedanı ile hanedan reisliği ve günümüzde şehzadelik
Şehzadeler padişahın erkek çocukları oldukları için Osman Gazi'den itibaren devam eden soy bağı Osmanlı Hanedanlığı olarak adlandırılıyordu. 1792 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu dağılma dönemi başlamış ve bu dönem 1922 tarihinde Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına kadar devam etmiştir. Günümüzde aynı soy bağının devamından gelen erkek çocuklar halen şehzade adıyla anılmaya devam etmektedir.Hatta Profesör Metin Hülagü II. Abdülhamit’ten sonra tüm şehzadelere yönelik bir siyaset yasağı olduğunu iddia etmektedir. Günümüzde Osmanlı Hanedanları ile soy bağı olanların bir kısmı Türkiye'de, bir kısmı ise yurt dışında değişik ülkelerde yaşamaktadırlar.
Bu kişilerden şehzade unvanını devam ettiren erkek çocukların en yaşlısı ve kıdemli üyesi ise "Hanedan reisi" adıyla adlandırılmaktadır. Osmanlı Hanedanlığı ise 1922 yılında Ankara Hükûmeti tarafından saltanatın kaldırılması ile son bulmuştur. Osmanlı Hanedanları 1922 tarihine kadar halen Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde muhafaza edilen "Osmanlı Hanedan Defteri"'ne kayıt ediliyordu. Bu deftere kayıt edilen son Osmanlı Hanedanı Neslişah Sultan 2 Nisan 2012 tarihinde vefat etmiştir. Bu nedenle günümüzdeki kayıtları aile içerisinde tutulan Osmanoğulları ailesindeki "Hanedan reisi" kullanımı ile "Osmanlı Hanedanı"ndaki kayıtları "Osmanlı Hanedan Defteri"ne kaydolan "Hanedan reisi" kullanımını birbirlerinden farklıdır.



Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
şehzade ingilizcesi
  • sultan's son, prince
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

30 Eylül 2009 / ThinkerBeLL Siyaset tr
12 Şubat 2014 / Jumong Siyaset tr
26 Şubat 2014 / Jumong Siyaset tr
28 Mayıs 2014 / Jumong Siyaset tr