KABIZ, -bzı a. (ar. kabz).
1. Kabızlık çeken kimse.
2. Esk. El ile kavrama, tutma.
3. Esk. Ruhun teslim alınması; ölme.
4. Kabız olmak, kabızlık çekmek.
5. Kabz etmek, almak, kavramak (esk ),
6. Kabz ü bast. açılıp kapanma, daralıp genişleme (esk.).
—Ed. Aruz kalıplarından mefâîlün cüzünü, mefâilün biçimine sokmak. (Elde edilen bu ikinci şekle "makbuz" adı verilir.)
—Huk. Ahzü kabız - AHİZ.
♦ Pek üretici olmayan kimse için kullanılır: Kabız bir yazar.
KABIZ sıf. (ar. (tabz'dan kabız). Esk.
1. Alan, alıcı, tutan.
2. Kabız-ı evrâh, ruh toplayan; can alan, Azrail. || Kabız-ı mal -KABZIMAL.
—Esk. anat. Adale ve sinir için sıkan, çeken anlamında kullanılır.
1. Kabızlık çeken kimse.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Esk. Ruhun teslim alınması; ölme.
4. Kabız olmak, kabızlık çekmek.
5. Kabz etmek, almak, kavramak (esk ),
6. Kabz ü bast. açılıp kapanma, daralıp genişleme (esk.).
—Ed. Aruz kalıplarından mefâîlün cüzünü, mefâilün biçimine sokmak. (Elde edilen bu ikinci şekle "makbuz" adı verilir.)
—Huk. Ahzü kabız - AHİZ.
♦ Pek üretici olmayan kimse için kullanılır: Kabız bir yazar.
KABIZ sıf. (ar. (tabz'dan kabız). Esk.
1. Alan, alıcı, tutan.
2. Kabız-ı evrâh, ruh toplayan; can alan, Azrail. || Kabız-ı mal -KABZIMAL.
—Esk. anat. Adale ve sinir için sıkan, çeken anlamında kullanılır.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.