Arama

Miras Nedir?

Güncelleme: 20 Ocak 2016 Gösterim: 22.314 Cevap: 3
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
25 Aralık 2007       Mesaj #1
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
miras
isim, hukuk (mi:ra:sı) Arapça m³r¥²
Sponsorlu Bağlantılar

1 .Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke.

2 .mecaz Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik.

3 .mecaz Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey:
"Konukseverlik bize atalarımızdan mirastır."- .

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • mirasa konmak
  • miras helal, hele al demişler
  • miras yemek
Birleşik Sözler
  • baba mirası

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Aralık 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
miras
isim, hukuk (mi:ra:sı) Arapça m³r¥²
Sponsorlu Bağlantılar


1 .Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke.

2 .mecaz Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik.

3 .mecaz Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey:
"Konukseverlik bize atalarımızdan mirastır."- .

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • mirasa konmak
  • miras helal, hele al demişler
  • miras yemek
Birleşik Sözler

_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
3 Nisan 2015       Mesaj #3
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Sözlükte "miras" ne demek?

1. Kalıt.
2. Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik: saç dökülmesi, şişmanlık bize babamdan miras .
3. Bir kuşağın kendinden sonra gelen kuşağa bıraktığı şey

Miras ne demek?

Bir kimsenin ölümüyle, ona ait para, mal, mülk gibi maddi varlıkların o kişinin yasal mirasçılarına geçmesi. Yasal mirasçılara yalnızca maddi varlıklar değil, borçlar, alacaklar ve diğer yasal durumlar da geçer. Miras konusu Türk Medeni Kanunu’ nun Üçüncü Kitabında (MK. m. 430 617) düzenlenmiştir.

Kaynak:
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Ocak 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MİRAS a. (ar. veraşef'ten miras).
1. Bir kimsenin ölümüyle geride bıraktığı malların bütünü; kalıt: Babasının mirasından payını alamamıştı. (Bk. ansikl. böl.)
2. Bir kimseye kalıtım yoluyla geçtiği düşünülen özellik; kalıt.
3. Bir topluluğun ortak zenginliği olarak değerlendirilen, bir kuşağın kendinden sonra gelen kuşağa aktardığı şey; kalıt: Bir ülkenin kültürel, sanatsal mirası.
4. Miras hissesi, mirastan düşen pay. ||Miras kalmak, bir kimseye veraset yoluyla para, mal, mülk kalmak. || Miras yemek, kendine kalan mirası yiyerek yaşamak. || Mirasa konmak, miktarca ve değerce yüksek, önemli bir miras kalması durumunda söylenir: Yüklüce bir mirasa konunca yeni dostlar edindi.

—Esk. Miras-hor, mirasyedi.

—Med. Huk. Miras bırakan, ölümüyle geriye mal bırakan kişi. (Bk. ansikl. böl.) || Miras hukuku, ölen kişinin mal varlığının sağ kalanlara geçişini düzenleyen hukuk dalı. (Bk. aniskl. böl.) || Miras nedeniyle istihkak davası, yasal ya da atanmış mirasçının terekeye ya da onun bir bölümüne zilyet olan kişiye karşı açtığı ve malın kendisine verilmesini istediği dava. (Bk. ansikl. böl.) || Miras ortaklığı, mirasın açılmasından paylaşılmasına kadar tereke malları üzerinde mirasçıların iştirak halinde hak sahipliğine dayanan durum. (Bk. ansikl. böl.) || Miras sözleşmesi, bir kimsenin ölümünden sonra sonuç doğurmak üzere başka biri ile yaptığı sözleşme. (Bk. ansikl. böl.) || Mirasın açılması. (Bk. ansikl. böl.) || Mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü ile ona ait tüm mal, hak ve borçlarının mirasçılara geçmesi. (Bk. ansikl. böl.) || Mirasın kabulü. (Bk. ansikl. böl.) || Mirasın paylaştırılması, mirasın yasada öngörülen kurallar uyarınca mirasçılar arasında bölünmesi. (Bk. ansikl. böl.) || Mirasın reddi, mirasçının, mirası istemediğine ilişkin irade açıklaması. (Bk. ansikl. böl.) || Mirasın resmen tasfiyesi. (Bk. ansikl. böl.) || Mirasta iade, yasal mirasçının miras paylarına sayılmak üzere, daha önce aldıklarını terekeye geri vermeleri. (Bk. ansikl. böl.) || Mirastan ıskat, miras bırakan tarafından, saklı paylı mirasçıların mi- rasçılıktan çıkarılması. (Bk. ansikl. böl.) j) Mirastan vazgeçme (feragat), miras bırakanla yasal mirasçılardan biri arasında mi- rasçılık hakkından vazgeçme konusunda yapılan miras sözleşmesi. (Bk. ansikl. böl.) || Mirastan yoksunluk - MİRASTAN MAHRUMİYET’'in eşanlamlısı.

—ANSİKL. Med. huk. insanın hukuksal kişiliği ölümle sona erer; malları üzerindeki haklar öteki kişilere geçer. Bu geçiş yasaya ya da kişinin iradesine dayanır. Mirasçı bırakmadan ölen kişinin mirası devlete kalır.

Miras bırakan, ancak bir gerçek kişi (insan) olabilir. Tüzel kişiler mirasçı olabildikleri halde miras bırakan olamazlar. Varlığı sona eren tüzel kişilerin mallarının tasfiyesi miras hukukunun konusu dışındadır. Yaşı, cinsiyeti ve maddi varlığı ne olursa olsun her gerçek kişi (insan) öldüğü anda miras bırakan sayılır.

Miras hukuku, Medeni hukuk’un bir bölümüdür. Türk medeni k.'nun üçüncü kitabı (439-617 maddeleri) miras hukukuna ayrılmıştır. Miras, yasada iki ana bölüm içinde ele alınır: 1. mirasçılar (md. 439 -516); 2. mirasın geçişi (md. 517-617).

Miras nedeniyle istihkak davası, miras hakkına dayanılarak açılan bir davadır. Amacı, tereke mallarının geri verilmesini sağlamaktır. Davacı, mirasçı olduğunu ve davalının elinde bulunan malın terekeye dahil bir mal olduğunu kanıtlamak durumundadır. Bu dava, terekeye ya da terekeye dahil mallara zilyet olan kişilere karşı açılır. Ancak tereke mallarını mirasçı sıfatıyla ellerinde bulunduranlarla öteki mirasçılara karşı istihkak davası açılamaz. Miras nedeniyle istihkak davası kanıtlanınca, davalı elinde bulunan malı davacıya verir Davalı bu davalarda kazandırıcı zamanaşımı savunmasında bulunamaz (Türk med. k. md. 578). Öte yandan miras nedeniyle istihkak davası hak düşürücü zamanaşımına bağlıdır. Dava hakkı, bir kimsenin mirasçılık hakkını ve zilyedin kim olduğunu öğrenmesinden başlayarak bir yıl ve her halde miras bırakanın ölümü ya da vasiyetnamenin açılmasından başlayarak on yılda zamanaşımına uğrar. Zilyet kötü niyetliyse, zamanaşımı süresi otuz yıldır (Türk med. k. md. 579).

Miras ortaklığı, mirasın mirasçılar arasında paylaştırmasına kadar sürer. Miras bırakanın birden çok mirasçısının bulunması halinde terekedeki haklar ve borçlar paylaşıma kadar ortak kalır. Mirasçıların tereke mallarındaki ortaklıkları yasadan kaynaklanır; bu ortaklık yasa gereği kendiliğinden kurulur. Tereke, mirasçıların ortak malıdır; sözleşme ya da yasayla belirlenmiş temsil ve yönetim hakları saklı kalmak kaydıyla, mirasçılar tereke malları üzerinde elbirliğiyle hareket etmek durumundadırlar. Tereke malları üzerinde yapılacak bir işlem için tüm mirasçıların olumlu oyu gereklidir. Ancak, mirasçılardan birinin isteği üzerine yargıç miras ortaklığına bir temsilci atayabilir (Türk med. k. md. 581). Miras bırakanın borçları da terekenin içine girer; terekeye iştirak halinde sahip olan mirasçılar, bu borçlardan da sorumludurlar. Mirasçıların miras bırakanın borçlarından sorumluluğu müteselsil bir sorumluluktur. Yani mirasçıların her biri borcun tümünden ayrı ayrı sorumludur Mirasçılar, paylaşımdan sonra bile, terekenin borçlarından müteselsil olarak ve tüm mallarıyla sorumlu olurlar. Ancak beş yıl geçince teselsül kalmaz (Türk. med. k. md. 616).

Miras sözleşmesi, miras bırakanın başka bir kişiyle yaptığı ölüme bağlı bir tasarruftur. Bir sözleşme türü olduğu için, meydana gelmesi iki tarafın birbirine uygun
irade açıklamasını gerektirir. Miras sözleşmesi iki taraflı bir hukuksal işlemdir. Bunun sonucu olarak tek yönlü bir biçimde sözleşmeden cayılamaz. Miras sözleşmesi çeşitli konularda yapılabilir. Bu tür sözleşmenin başlıca konusu mirasçı atama ve belli mal bırakımıdır Miras bırakan, sözleşmeyle bir ya da birkaç kişiyi mirasçı atayabilir. Bu durumda mirasçılık hakkı yasadan değil, miras sözleşmesinden doğmuş olur. Miras bırakan, mirasın tümü ya da belli orandaki bir bölümü (şayi bir cüzü) için bir ya da birkaç kişiyi mirasçı atayabilir. Mirasın tümünü ya da belli orandaki bir bölümünü almak üzere bir kimseyi atayan her tasarruf, mirasçı atanması işlemi sayılır (Türk med. k. md. 463). Belli mal bırakımı (mal vasiyeti), mirasçı atanmasından farklıdır. Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kişi, miras bırakanın tümüyle ardılı olmaz; ancak vasiyet edilen belirli mal konusunda alacak hakkı kazanır. Oysa mirasçı atanmış kişi, miras bırakanın tümüyle ardılıdır (külli halefi) ve miras bırakanın ölümüyle tereke üzerinde ayni hak sahibi olur.

Mirasın açılması. Miras ölümle açılır. Miras bırakanın ölümü anında, tereke malları kendiliğinden mirasçılara geçer. Gaiplik de mirasın açılması sonucunu doğurur. Mirasın açıldığı yer, tüm mallarını kapsamak üzere, miras bırakanın son ikametgâhı mahkemesidir. Ölüme bağlı işlemlerin iptali, tenkis (indirim), mirasın paylaşımı ve miras nedeniyle istihkak davaları bu mahkemede görülür (Türk med. k. md. 518). Miras bırakanın ölümü anında terekedeki mallar nerede olurlarsa olsunlar, mirasın açılma yeri onun son ikametgâhı mahkemesidir. Miras bırakanın son ikametgâhındaki sulh mahkemesi, terekenin korunması ve hak sahiplerine geçmesi için gerekli önlemleri alır. Bu önlemlerin başlıcaları şunlardır: terekeyi mühürlemek, deftere geçirme, doğrudan doğruya yönetme vasiyetnameleri açma.

Mirasın geçişi. Miras bırakanın mal varlığı onun ölümü anında tüm alacak ve borçlarıyla, bir bütün olarak mirasçılarına geçer. Bu geçiş için taşınır malların teslim edilmesine taşınmaz malların da tapuda mirasçılar adına tescil (kayıt) edilmesine gerek yoktur. Yasaya göre, medeni haklardan yararlanma ehliyeti olan herkes, yasal mirasçı olabileceği gibi, vasiyet ve miras sözleşmesiyle atanmış mirasçı ya da belli mal vasiyetlisi de olabilir. (Türk med. k. md. 519). Medeni haklardan yararlanma ehliyeti ana rahmine düşmekle (cenin) başlar ve ölümle sona erer. Mirasçı olabilmek için, miras bırakanın ölümü anında sağ olmak gereklidir. Miras açıldıktan sonra ölen mirasçının hakkı kendi mirasçılarına geçer (Türk med. k. md. 522). Kendisine belli bir mal bırakılan kimse, vasiyet edenin ölümünde, mirasçılığa ehil olarak sağsa, o malı istemeye hak kazanır (Türk med. k. md. 523). Mirasçı olabilmek için miras bırakanla mirasçı arasında mirastan yoksunluk nedenlerinin (Türk med. k. md. 520) bulunmaması gerekir. (MAHRUMİYET.) Tüzel kişiler de, gerçek kişiler gibi, mirasçı olabilirler. Tüzel kişiliği olmayan bir topluluğa belli bir amaç için yapılan bağışlar, o amacın gerçekleştirilmesi koşuluyla, topluluğu oluşturan kimselerin olur (Türk med. k. md. 519).

Mirasın kabulü. Miras, miras bırakanın ölümüyle, bir bütün olarak, yasa gereği onun mirasçılarına geçer. Bunun için mirasçının kabul bildirimine gerek yoktur. Mirası süresi içinde (üç ay) reddetmeyen mirasçı, onu kayıtsız koşulsuz kabul etmiş sayılır. Bu sürenin dolmasından önce, olağan yönetimin ve mirasla ilgili işleri yürütmenin gerektirmediği bir işlemi yapan ve terekedeki bir malı kendine mal eden ya da gizleyen mirasçı, mirası reddetme hakkından yoksun kalır. Mirası reddetme hakkı olan her mirasçı, resmi defter tutulmasını isteyebilir. Resmi defter, tereke hakkında kesin bilgi edinmek için tutulur. Defter tutma istemi, sulh mahkemesine yapılır. Bu istem üzerine, mahkeme, terekenin alacak ve borçlarını saptayarak deftere geçirir. Böylelikle terekenin gerçek durumu belirlenmiş olur. Defter tutma işlemi bitince mahkeme mirasçılardan her birine mirasın reddi ya da kabulü için çağrıda bulunur. Karar vermeleri için bir aylık süre tanınır. Mirasçılardan her biri, bu süre içinde mirası kabul ya da redde ya da tutulan deftere göre kabule ya da resmi tasfiye istemeye yetkilidir. Mirasçı bir aylık süre içinde seçimini bildirmezse, mirası tutulan deftere göre kabul etmiş sayılır (Türk med. k. md. 566; 567).

Mirasın paylaştırılması. Miras ortaklığı, geçici bir dönemdir. Mirasçıların tereke malları üzerindeki yasadan kaynaklanan miras ortaklığı, mirasın paylaştırılmasına kadar sürer. Sözleşme ya da yasa gereğince paydaşlığı sürdürmek zorunda olmayan her mirasçı, her zaman mirasın paylaştırılmasını isteyebilir Mirasın hemen paylaştırılması, malın değerinde önemli bir kayıp yaratacaksa yargıç, mirasçılardan birinin istemi üzerine, mirasın paylaştırılmasını erteleyebilir (Türk. med. k. md. 583). Mirasçılar, kendi aralarında yapacakları bir sözleşmeyle de mirasın paylaştırılmasını erteleyebilirler. Mirasçılar arasında cenin varsa, mirasın paylaştırılması onun doğumuna bırakılır (Türk med. k. md. 584). Bu durumda miras ortaklığının uzaması, yasal bir zorunluluktur. Mirasın paylaştırılması, yasa ya da miras bırakanın belirlediği oranlara göre, tereke mallarının ayrılması ve mirasçılara verilmesidir. Bu işlemin yapılmasında temel ilke, mirasçıların diledikleri gibi hareket etmeleridir. Mirasçıların tümünün onayıyla tereke herhangi bir biçimde bölüşülebilir. Yasal mirasçılar, gerek kendi aralarında gerekse atanmış mirasçılarla birlikte, mirası aynı kurallara göre paylaşırlar (Türk med. k. md. 586). Miras bırakan, vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle, paylaşımın nasıl yapılacağına ilişkin kurallar koyabilir. Miras paylaşımının ertelenmesini gerektirecek bir neden yoksa, her mirasçı paylaştırma isteminde bulunabilir. Bu istek öteki mirasçılar tarafından kabul edilmez ya da paylaşmanın nasıl yapılacağı konusunda anlaşma olmazsa, mahkemeye başvurulur. Mirasın paylaştırılması davasını her mirasçı açabilir. Dava, miras bırakanın son ikametgâhının bulunduğu yerdeki sulh mahkemesinde açılır.
Mirasın paylaştırılması davasında yargıç şu ilkeleri göz önünde bulundurur:
1. mirasçılar kendi aralarında bir sözleşme yapmışlarsa, paylaştırma buna göre yapılır; sözleşmede bulunmayan konularda yasa kuralları uygulanır;
2. miras bırakan, ölüme bağlı bir işlemle paylaştırmanın nasıl yapılacağını belirlemişse, buna uyulur;
3. paylaştırma yasaya göre yapılacaksa, mirasçılar arasında eşitlik ilkesine uyulur.
Tereke malları mirasçıların sayısına göre paylara ayrılır. Mirasçılar uyuşamazlarsa, içlerinden herhangi biri payların mahkemece ayrılmasını isteyebilir. Paylara ayırmada mahkeme o yerin geleneklerini, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun isteğini göz önünde bulundurur. Payların mirasçılara verilmesinde anlaşma olmazsa, kura çekilir. Değerinde önemli bir eksilme olmaksızın paylaştırılması olanaksız olan mal, mirasçılardan birine verilir. Ancak bunun için öteki mirasçıların onayı gerekir. Aksi halde mal satılarak parası mirasçılar arasında paylaştırılır. Bir bütün halinde olan mallar da paylaştırılamaz, bunlar da aynı şekilde ya mirasçılardan birine verilir ya da satılarak parası paylaştırılır. Mirasçılardan biri karşı çıkarsa, aileye ait kâğıtlar ve hatıra eşyaları satılamaz. Mirasçılar uyuşamazlarsa, sulh yargıcı bunların satılmasına ya da yerel âdetlere böyle bir âdet yoksa, mirasçıların kişisel durumlarına göre, paya sayılmak üzere mirasçılardan birine verilmesine karar verebilir (Türk med. k. md. 592). Mirasçılardan birinin miras bırakana borcu varsa, terekedeki bu alacak o mirasçının payına mahsup edilir Terekede, iktisadi bir bütünlüğü olan bir tarım işletmesi varsa bunun tümü mirasçılardan bu işletmeyi isteyen ve işletebilecek yetenekte olan mirasçıya verilir (Türk med. k, md. 597). Yasada yer alan bu kuralın amacı, işletmenin bütünlüğünü bozmamaktır. Mirasçılardan biri buna karşı çıkar ya da istekli birden çok olursa, yargıç yerel âdetlere, yerel bir âdet yoksa mirasçıların kişisel durumlarını göz önüne alarak işletmenin onlardan birine verilmesine karar verir ya da satılmasını ya da paylaştırılmasını kararlaştırır (Türk med. k. md. 598).

Mirasın reddi. mirasçının sulh mahkemesince yapacağı bir bildirimle gerçekleşir. Atanmış mirasçılar da, yasal mirasçılar gibi, mirası reddedebilirler. Miras bırakanın ölümü gününde terekenin borca batık olduğu herkesçe bilinir ya da kanıtlanırsa, miras reddedilmiş sayılır (Türk med. k. md. 545). Miras, üç ay içinde reddedilebilir. Yasal mirasçı için bu sürenin başlangıcı, miras bırakanın ölüm tarihidir. Ama mirasçı bu ölümü daha geç bir tarihte öğrenmişse, süre öğrenme tarihinde başlar. Atanmış mirasçı için mirası reddetme süresi ise onun mirasçı olarak atandığının resmen bildirildiği tarihte başlar. Haklı bir neden varsa sulh mahkemesi yasal ya da atanmış mirasçıların ret süresini uzatabilir ya da yeni bir süre koyabilir (Türk med. k. md. 555). Süresi içinde reddedilmeyen miras, kayıtsız koşulsuz kabul edilmiş sayılır. Mirası reddeden mirasçı miras dışında kalır. Mirası reddeden yasal mirasçıysa, onun miras payı, sanki miras bırakanın ölümünde sağ değilmiş gibi işlem görür. Yani miras, reddedenin alt soyuna geçer ya da öteki mirasçıların paylarına eklenir. Miras atanmış mirasçı tarafından reddedilirse bunun miras payı da yasal mirasçılara geçer (Türk med. k. md. 551).

Mirasın resmen tasfiyesi. Mirasın resmen tasfiyesinde, miras bırakanın mal varlığı, bir bütün olarak ayrılır. Alacaklıların hakları ödendikten sonra geriye bir mal varlığı kalırsa, bu da mirasçılara paylaştırılır. Mirasçı, mirası ret ya da tutulan deftere göre kabul edecek yerde, resmi tasfiye isteğinde bulunabilir. Ancak, miras başka bir mirasçı tarafından koşulsuz olarak kabul edilmiş olursa, resmi tasfiye istemi mahkemece kabul edilmez. Resmi tasfiye halinde mirasçılar terekenin borçlarından sorumlu olmazlar. Resmi tasfiye isteme yetkisi, miras bırakanın alacaklılarına da tanınmıştır. Miras bırakandan alacaklarını alamamaktan önemli nedenlerle kuşkuya düşen alacaklılar, başvurdukları halde haklarını alamaz ya da güvence elde edemezlerse, miras bırakanın ölümünden ya da vasiyetnamenin açılmasından başlayarak üç ay içinde resmi tasfiye isteyebilirler. Resmi tasfiye sulh yargıcı tarafından yapılır. Yargıç bu iş için bir ya da birkaç kişiyi görevlendirebilir. Resmi tasfiyede terekenin alacak ve borçları deftere yazılır. Terekede bulunan mallar borçlarını ödemeye yeterliyse, bunlar paraya çevrilir ve borçları ödenir. Geriye bir şey kalırsa, mirasçılar arasında bölüşülür. Defter kayıtları terekenin borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğunu gösterirse tereke iflas kurallarına göre tasfiye edilir.

Mirasta iade. Yasal mirasçılar, miras paylarına sayılmak üzere miras bırakanın sağlığında ondan almış oldukları tüm bağışları terekeye geri vermekle, karşılıklı olarak, yükümlüdürler. Mirasta iade mirasın paylaştırılmasında bir denkleştirme aracıdır. Geri verme yükümlülüğü yalnızca yasal mirasçılar için sözkonusu olur. Geri verilmesi gereken bağışlar, miras payına sayılmak üzere karşılıksız (ivazsız) olarak yapılanlardır. Füru (altsoy) yararına yapılan bağışların miras payına sayılmak üzere yapıldığı konusunda yasal bir karine vardır. Miras bırakan açıkça aksini belirtmemişse, bunların geri verilmesi gerekir. Alışılagelmiş hediyelerin geri verilmesi gerekmez.

Mirastan ıskat (mirasçılıktan çıkarma). Saklı paylı mirasçılar şu nedenlerle miras bırakanın ölüme bağlı işlemiyle mirasçılıktan çıkarılabilir:
1. miras bırakana ya da yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlerlerse;
2. miras bırakana ya da ailesine karşı yasa gereğince yükümlü olduğu ödevleri yerine getirmede büyük bir kusur işlerlerse (Türk med. k. md. 457).
Mirasçılıktan çıkarılan kimse, terekeden pay isteyemeyeceğı gibi, tenkis davası da açamaz. Miras bırakan başka bir işlem yapmamışsa, mirasçılıktan çıkarılan kişinin payı, sanki o kişi miras bırakandan önce ölmüş gibi, miras bırakanın yasal mirasçıları arasında paylaşılır. Mirasçılıktan çıkarılan kişinin füruu (altsoyu), o kişi miras bırakandan önce ölmüş gibi, saklı payını isteyebilir (Türk med. k, md 458).

Mirastan vazgeçme (feragat) sözleşmesi. miras bırakanla saklı paylı mirasçı arasında, miras sözleşmesi biçiminde, yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşme, bir şey karşılığında yapılabileceği gibi karşılıksız olarak da yapılabilir. Vazgeçmeyle mirasçılık sıfatı sona erer. Mirastan vazgeçme sözleşmesi bir şey karşılığında yapılmışsa, atei kararlaştırılmış olmadıkça, vazgeçenin füruu (altsoyu) için de sonuç doğurur. Saklı payı olmayan mirasçılarla bu tür bir sözleşmenin yapılmasına gerek yoktur. Çünkü bunlar, miras bırakanın tek yanlı bir işlemiyle de miras dışı bırakılabilirler. Sözleşmede, vazgeçen kimse yerine atanan mirasçının mirasçılığı, herhangi bir nedenle ortadan kalkarsa, vazgeçme geçersiz hale gelir. Kişi belirtilmeksizin öteki mirasçılar yararına yapılan vazgeçme ancak en yakın ortak kökenin füruu (altsoyu) yararına yapılmış sayılır, daha uzak mirasçıları kapsamaz (Türk med. k. md. 476).

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

3 Ocak 2013 / böööhhhyyyynnn Cevaplanmış
20 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
8 Haziran 2012 / Misafir Soru-Cevap