SOY
1. Aynı kökenden gelen ve birbirlerinin devamını oluşturacak biçimde örgenleşmiş türden varlıklar zinciri.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Cins, çeşit, tür: Bu soy davranışlar kolayca bağışlanamaz.
4. Soy sop - SOYSOR ll Soya çekmek, soyuna özgü özellikler taşımak. ll Soyu bozuk, "iyi bir aileden gelmiyor” anlamında aşağılama sözü.
—Biyol. Bir yaratığın kendisini, en eski atalarını ve kendisinden türeyen kuşakları kapsayan bireyler dizisi.
Soy duraklaması, Eimer'e göre, bir hayvan ya da bitki topluluğunun bir bölümünde evrimin durması. Bu bölüm olduğu gibi kalırken, geri kalanlar yeni türler vererek evrimlerine devam ederler ki, buna türleşme denir.
Hücre soyu, farklılaşma yolundaki bir embriyonda, bir ilk hücreden doğan ve ötekilerden az değişik bir evrim geçirerek gelişen hücreler toplamı (örneğin döl hücresi soyu).
Sal soy, özdöllenme ile tek bir homozigot varlıktan doğan bireyler topluluğu; aynı genetik malvarlığına sahip homozigot bir çiftin yavrularından oluşan bir hayvan topluluğu.
—Çekird. fiz. Radyoaktif soy, kendiliğinden bozunmalarla bir radyoelementten türeyen kimyasal elementler dizisi.
—Zootekn. Erkek ya da dişi soyu, hayvanların çaprazlanmasında sadece erkek ya da dişinin aynı ırktan olmasıyla elde edilen soy. (At için erkek soyu, bir erkeğin dölünden [damızlık erkek] gelen tayların tümüdür.)
♦ sıf. iyi, üstün nitelikli, soylu: Soy bir güzellik. Soy bir köpek.
—Anorg. kim. Soy gaz ll Soy metal, altın ve platin gibi oksijenle bileşmesinin mümkün olmadığına inanılan metal.
—Bes. san. Soy gaz, korumaya ya da ambalajlamaya alınan besin maddeleri ya da içkilerin yükseltgenmelerini engellemek amacıyla besin sanayisinde kullanılan gaz.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2018 02:41
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!