Arama

Yapı Elemanları - Tuğla

Güncelleme: 7 Mart 2017 Gösterim: 5.839 Cevap: 1
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
9 Ocak 2013       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Tuğla
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & Vikipedi
Sponsorlu Bağlantılar

İnşaatta kullanılan geometrik şekilli yapma taş. Örtmek anlamına gelen Lâtince "tego" sözcüğünden türemiştir. Ana maddesi, kildir. Kilin su ile yoğrulmasıyla elde edilir. Yoğrulan kil, kalıplara konarak istiflenir; gazların geçtiği tünellerde kurutulur, daha sonra da fırınlarda pişirilir. Eskiçağ'da en iyi biçimde Mezopotamya'da yapılmış ve kullanılmıştır.

Tuğla, Orta Çağ'da dinî mimarîde, 17. yüzyıldan itibaren de sivil mimarîde kullanıldı. Günümüzde otomatik tesislerde yapılmaktadır. İnşaat tuğlası dışında ateşe dayanıklı ve şamot adı verilen ateş tuğlası, asite dayanıklı tuğla, silisyumlu tuğlalar ve cüruf tuğlaları gibi çeşitleri vardır.


800pxivyhederaredbrickw
Kırmızı tuğlalardan örülmüş bir duvar ve tuğla aralarından istifade ederek duvara tutunmuş bir bitki

Tuğla, harç ile biribirine tutturularak duvarlarda kullanılan pişmiş topraktan elde edilen yapı malzemesi.

Tarihçesi
Tuğla ve kiremit kullanımı insanoğlunun oluşumu kadar eskiye dayanmaktadır.

İlk tuğla veya kiremit üretim tesisi belki de insanlar tarafından yapılan ilk evdir diyebiliriz. Bu evler özellikle nehir kıyılarında ve deltalarda yer alan yerleşim bölgelerinde, kurutulmuş kil tabletlerle, yapılacak evlerin yanında oluşturulan basit bir üretim düzeneği ile gerçekleştirilmiştir. Bu konuda başlangıç tarihi vermek ne yazık ki mümkün değildir. Mezopotamya bölgesinde Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında yapılan kazılarda bulunan pişmemiş kil tabletler MÖ 13. yüzyılı göstermektedir.

Pişmiş tuğlanın endüstriyel anlamda ilk üretimi ise MÖ 4. yy’a Babil Kulesi yapımına denk düşmektedir. Tarihçiler bu kulede 85 milyon adet tuğla kullanıldığını hesaplamışlardır. Bu gün bu rakamda tuğlayı ancak 5-6 gelişmiş teknolojili fabrikanın 1 yıllık çalışmaları ile üretebildiğini düşünürsek, burada yapılan üretimin gerçekten de teknolojik açıdan değer taşıdığını kabul etmek gerekir. Babil kulesi işte bu nedenle tuğla üretimi ve endüstrisi açısından önemli bir simgedir.

Kiremiti ilk üretip kullananların Korintler olduğu kabul edilir. Korintler bugün de kullanılan içbükey kiremitleri, hazırlanan tuğla hamurunu tokmakla dövüp yaygın hale getirerek ve şimdikinden daha kalın ve büyük olarak MÖ 4. YY’da üretmişlerdir.

Anadolu'da ve Avrupa' da da bu tarihsel gelişime paralel olarak ilerleyen üretim şekilleri Romalıların ilk standartları getirmeleri ve bu işin ticaretini yapmaya başlamaları ile farklı bir boyut kazanmıştır.

Daha ileri dönemlerde Anadolu'da Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin vazgeçilmez bir parçası olan tuğla ve kiremit Osmanlıların standartları ile Anadolu’ya has bir mimari tarz oluşturmuştur. Kiremitlerin daha küçük, tuğla boyutlarının ise daha büyük tutulduğu Osmanlılar döneminde ilk standartlar uygulanmaya başlanmıştır. O dönemde standart dışı üretim veya bunların inşaatlarda kullanımı yasaklanmış, bu konuda önemli cezalar öngörülmüştür. Hatta inşaatlarda bina katları ve modelleri konusunda bile standart uygulamalar bu dönemde getirilmiştir. Anadolu’da sektörel gelişme dikkate alındığında ise ne yazık ki atölye ve açık ocak imalathaneleri dışında fabrika ve endüstriyel üretim yapan tesis Osmanlıların son dönemine kadar gerçekleşememiştir.

Cumhuriyetin ilanından sonra yabancı girişimciler sayesinde Marmara ve Ege bölgelerinde tuğla ve kiremit üretim tesisleri yapılmaya başlanmış, ilerleyen dönemde yerli girişimciler sayesinde sektörde gelişim süreci yakalanmış ve önce ithal makinelerle yapılan tesisler yerini yerli makinelere bırakmıştır. Ancak bu oluşum çok geç gerçekleşmiş olup belki de sektörün Avrupa şartlarına göre daha az modernize olmasının bir nedenidir.

Avrupada ne yazık ki sektörel gelişme çok daha hızlı ilerlemiş, özellikle buharlı makinelerin bulunmasının ardından öncelikle hammadde hazırlama makinelerinde kullanılan hayvan gücü yerini buharlı motorlara bırakmıştır. 1700’lü yıllarda sektörde ilk devrim sayılan bu makineleşmenin ardından 1800’lü yıllarda helezonlu şekillendirme preslerinin gelişimi ile delikli ve daha hafif tuğla üretimi gündeme gelmiş, bu da daha az hammadde ve daha az enerji ile daha fazla üretimin yapılmasını sağlamıştır. Daha sonraları Hoffman ve tünel tip fırınların devreye girmesi ile de büyük bir atılım yaşanmış, üretimler artmış, tuğla ve kiremit çok daha kolay üretilen ve ucuz bir yapı malzemesi haline gelmiş ve kullanımı giderek yaygınlaşmıştır.

Üretim


Üretim Yöntemi-Teknoloji


stapelbakstenenpileofbr
İstiflenmiş tuğlalar

Tuğla ve kiremit tesislerinde teknolojinin adlandırılması; kurutma sistemine (doğal kurutma-suni kurutma), üretim yöntemine (emek yoğun-teknoloji yoğun), otomasyona (otomatik-yarı otomatik), hammadde işleme ve şekillendirmeye (vakumlu-vakumsuz), pişirme sistemine (hoffman-tünel) göre yapılmaktadır.

Türkiye’de teknolojinin adlandırılması daha çok pişirme sistemine göre yapılmaktadır. Bu açıdan baktığımızda ülkemizde kullanılan en yaygın sistem Hoffman sistemidir. Tünel fırın sistemi ile çalışan fabrika sayısı ise sınırlıdır.

Zaman içinde bu sistemler kendi içlerinde geçişler yaşamış, karma birtakım teknolojiler ortaya çıkmıştır. Hoffman pişirme teknolojisi yanında suni kurutma yapılmış, tünel fırın teknolojisi doğal kurutma ile beslenmiş, tünel pişirme sistemi hoffman ile karma yapılarak kemertünel fırın sistemi geliştirilmiştir.

Tuğla ve kiremit üretim kademeleri incelenerek üretim yöntemi daha iyi irdelenebilir:

  • Hammadde hazırlanması
  • Şekillendirme
  • Kurutma
  • Pişirme
  • Ambalajlama ve sevk

Hammadde Hazırlanması
Tuğla ve Kiremit üretiminde kullanılan killer, doğada genellikle rutubetli ve plastik bir kıvamda, bazen kuru ve toz haline getirilebilir bir şekilde, bazen de kaya menşeli olarak bulunur ve çıkarılır. Dolayısıyla doğadan elde edilen ve üretim tesislerine getirilen kil, gerek boyut olarak gerekse bileşim olarak uygun özelliklere sahip olması için bir dizi ön hazırlıktan geçmesi gerekmektedir.

Hammaddenin işlenebilirlik özelliği kazanabilmesi için önce öğütme işlemi yapılmaktadır. Hammaddenin homojen bir malzeme olması, plastiklik ve kohezyon özelliklerinin gerçekleşebilmesi için iyice ufalanması ve ince partiküller halini alması gerekmektedir. Bu amaçla çeşitli makinalarla içindeki iri taşlar, çöpler ayıklanmakta (taş ayırıcı, vals, kollergang vb.) ve istenilen dane çapına kadar öğütülmektedir.

Ayrıca homojen bir kil hamuru elde etmek için, kilin yeterli miktarda su ile birlikte ezilmesi ve karıştırılması gerekmektedir. Kile azar azar su ilave edildiğinde plastikliği bir miktar artmaktadır. Su ilavesi öğütme öncesinde yapılabildiği gibi, öğütme sonrasında da yapılmaktadır.

Dinlendirme, hammadde hazırlama aşamalarının en önemlisidir. Üretilen malzemenin kalitesini etkileyen çok önemli bir unsurdur. Killerin tiksotropik özellikleri dolayısıyla yoğurulmuş çamur dinlenme esnasında direnç kazanmaktadır. Dinlendirme işlemi öğütme işlemlerinden önce veya sonra yapılmaktadır.

Şekillendirme
Hammadde hazırlama aşaması sonunda şekillendirilmeye uygun bir nitelik kazanan hamur, değişik yöntemler kullanılarak şekillendirilmekte ve değişik biçim ve boyutlarda yarı mamül tuğla-kiremit elde edilmektedir.

Şekillendirmede genellikle kalıplama, presleme ve extrude yöntemleri kullanılmaktadır. Kalıplama, genellikle harman tuğlası üretiminde kullanılan bir yöntemdir.

Presleme, daha çok kiremit üretiminde kullanılır. Extruderden galeta olarak hazırlanan hammaddeler çeşitli tip ve büyüklükteki presler ile kiremit şeklini almaktadır.

Extrude (vakumlama) yönteminde, hazırlanan kil sonsuz vida yardımı ve belli bir basınçla kalıptan çıkartılmaktadır. Bu yöntemde extruder (vakum pres) makinasına gönderilen hazırlanmış hammaddenin vakum yöntemi ile 740 mm Hg değerinde havası emilmekte ve plastik hale gelmektedir. Helezonlar vasıtası ile itilen hammadde vakum presin ağız kısmındaki ağızlık (filiyer) vasıtası ile iki boyutunun şeklini almakta ve sonsuz bant olarak vakum presi terketmektedir. Sonra ince tellerle kesilen malzeme üçüncü boyutu da alarak kurumaya terkedilmektedir.

Kurutma

Kurutma, kil içinde mevcut ve şekillendirmeye uygun bir kıvama getirmek için katılan suyun değişik yöntemlerle bünyeden çıkarılma işlemidir. Kurutma işleminde doğal kurutma ve suni kurutma olarak iki yöntem kullanılmaktadır;

Doğal kurutma; ülkemizde çok yoğun olarak kullanılan ve atmosferdeki ısı enerjisinden faydalanma prensibine dayanan bir sistemdir. Extruder’den yaş olarak çıkan mamüller genellikle kurutma sehpalarına belli bir düzenle dizilmekte, bu sehpalar geniş kapalı alanlara (saya) ya da açık alanlara konarak kurumaya terkedilmektedirler.Bu kurutma yöntemi kurutma işleminde ek bir enerji gerektirmediği için ekonomik görünmektedir. Fakat kurutma işlemi için geniş alanlara ihtiyaç duyulması, kurutmanın çok ağır ve uzun sürede yapılabilmesi, kontrolün yeterli olamaması, kurutmanın hava şartlarına (ısı, rutubet, rüzgar vs.) bağlı olması, işçiliğin fazla oluşu sakıncalarını oluşturmaktadır.

Suni kurutma; kurutmayı doğal koşullara bırakmadan ek bir enerji sağlanarak ısının ve hava hareketinin fazlalaştırılmasıyla yapmaktır. Killi maddenin içindeki serbest suyun, önce yüksek buhar basıncı ve az sıcaklık, kurutmanın sonuna doğru alçak buhar basıncı ve yüksek sıcaklık sağlanarak dışarı atılması prensibine dayanır. Bu uygulama kurutma odaları veya tünel kurutma fırınları kullanılarak yapılmaktadır.

Pişirme

Pişirme, tuğla ve kiremit üretimindeki en son aşamadır. Kilin kuruma aşamasında, serbest haldeki suyunu ve sonradan emdiği suyu kaybetmesinden dolayı boyutlarında küçülme (çekme) olur.

Pişirme sırasında kil kimyasal reaksiyonlara maruz kalır. 300 °C civarında organik maddeler tamamen yanar, 450-650 °C arasında molekül suyunu kaybeder. 850-950 °C arasında kil hamurunun pişmesiyle oluşan bu yeni malzeme artık sert, şeklini değiştirmeyen, belirli mukavemet ve renge sahip bir üründür.

Genel olarak pişme şu aşamalardan oluşur:
  • Doldurma
  • Isınma
  • Pişme
  • Soğuma
  • Boşaltma
Türkiye’ de en yoğun kullanılan fırın tipi Hoffman fırınlardır. Daha sonraki yoğunluğu tünel fırınlar oluşturmaktadır. 20 civarında da hoffman-tünel fırın karışımı olan kemer tünel fırın vardır.

Hoffman fırını: Fırın kesiti dairesel tonoz biçimindedir. Ateş hareketli, ürünler sabittir. Bu fırın yakıttan elde edilen ısıyı çok yüksek verimle kullanan ve üretim kapasitesi ve hızı yüksek olan bir fırındır. Yanmanın tam pişme durumundaki malzemenin üzerinde olması, fırın içinde hareket eden havanın bir yandan pişmiş malzeme ile temas ederek ısınması, ısınmış havadan çiğ malzemenin ısınması için yararlanılması bu fırının en önemli üstünlükleridir.

Fırının üstündeki deliklerden yakıt püskürtülmekte, pişme safhası ilerledikçe püskürtme işlemi delikler boyunca ilerlemektedir. Yakıt olarak genelde kömür vb. katı yakıtlar, nadiren sıvı yakıtlar kullanılmaktadır.

Hoffman fırınlarda, enerji kullanımı tünel fırınlara göre daha fazladır, emek-yoğun bir yapılanma gerektirdiği için maliyet yüksektir.

Tünel fırın: Ana prensip olarak ürünler hareketli, ateş sabittir. Uzun bir tünel ve içinde hareketli fırın vagonları vardır. Yarı mamul ürünler fırın vagonlarına fırının dışında istif edilmekte ve birbiri ardına vagonlar belli bir hızda, fırının içinde hareket etmektedir. Fırın içinde hareket eden ürünler ısısı gitgide artan, rutubeti azalan bir hava ortamı ile karşılaşmaktadır. Bu bölge ısınma bölgesidir. Orta bölümde pişme bölgesi (cehennemlik) vardır. Burada pişen ürün ilerlemeye devam ederek daha önce pişmiş olan malzemenin üzerinden geçerek malzemeyi soğutmuş olan ve kendisi ısınan hava ile temas ettikçe giderek soğumaya başlamaktadır. Daha sonra fırın dışına çıkan ürünler fırın vagonları üzerinden alınmaktadır.

Pişirme bölgesinde genel olarak sıvı yakıt kullanılmakta, bazen katı yakıtlı sistemlerde yapılabilmektedir.

Tünel fırınlar, ürün kalitesi yüksek, yakıt ve emek tasarrufu sağlayan, fabrikasyon süresi kısa sistemlerdir. Ancak, ilk yatırım ve bakım maliyetleri çok yüksektir. Fırın debisi çok sık değiştirilememektedir.

Ambalajlama ve sevk

Pişirme fırınlarından çıkan ürünler soğuma sonrası istenilen yere sevk edilmektedir. Sevk işleminde genel olarak kamyonlar kullanılmakta fırın veya fırın vagonu önüne yanaşan araca ürün direkt olarak yüklenmektedir.

Bazı fabrikalarda ürünler palet üstüne ve sonrasında naylon ile ambalaj yapılarak veya mukavva kutulara konularak sevk edilmektedir.

Ürün standartları


800pxbrickpile
Tuğla yığını

Tuğla ve kiremit gibi pişmiş kilden ürünlerin yer aldığı bu sektörde TSE tarafından hazırlanan aşağıda ki standartlar kullanılmaktadır.
  • TS 704 Harman tuğlası (duvarlar için)
  • TS 705 Fabrika tuğlaları-duvarlar için dolu ve düşey delikli
  • TS 1260 Taşıyıcı döşeme tuğlaları (statik çalışmaya katılan)
  • TS 1261 Taşıyıcı döşeme tuğlaları (statik çalışmaya katılmayan)
  • TS 4562 Fabrika tuğlaları-duvarlar için-klinker tuğla
  • TS 4563 Fabrika tuğlaları-duvarlar için-yatay delikli
  • TS 4377 Fabrika tuğlaları-duvarlar için-düşey delikli, hafif
  • TS 562 Oluklu kiremitler ve mahya kiremitleri-Akdeniz tipi, Marsilya tipi
  • TS 3457 Kiremit-pişmiş topraktan
Üretim miktarı ve değeri
  • Yıllık Tuğla Üretimi: 6.200.000.000 adet/yıl
  • Yıllık Kiremit Üretimi: 610.000.001 adet/yıl

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
7 Mart 2017       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Tuğla Nedir?


İyi bir tuğla, insanların yaptığı en dayanıklı yapı gereçlerinden biridir. Hava koşullarından fazla etkilenmez; tuğla yapılar bir yangında ateşe karşı öbür yapı türlerinin çoğundan daha dayanıklıdır. Tuğlalar oldukça küçük ve hafif olduğu için kullanımı kolaydır; ama harçla bir araya getirildiği zaman son derece sağlam bir yapı oluşturur. İyi örülmüş bir tuğla duvar çok az bakımla çok uzun zaman dayanabildiği gibi, görünümü de güzeldir. Tuğla yapılar zamanla daha da güzel bir görünüm alabilir. Tuğla, evlerin ve öbür yapıların duvarlarını yapmakta kullanıldığı gibi, atık su kanallan, ocak, şömine, baca, tünel ve temel yapımında da kullanılır. 5.000 yıldan fazla bir süre önce Sümerler ve Kaideliler Mezopotamya'daki kentlerini kurarken kilden yapılmış tuğlalar kullandılar. Bu tür tuğlalann Hindistan'ın İndus Vadisi'n-de daha da önce kullanıldığı sanılır. Eski bir Mısır mezannın duvannda bulunan bir resim 3.000 yıl önceki bir tuğla harmanının görünümünü ortaya koymaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar

Ad:  Tuğla.jpg
Gösterim: 569
Boyut:  32.2 KB
Kuzey Meksika, Peru ve Güneybatı ABD'de güneşte kurutularak yapılan tuğlalar bir tür kerpiçtir; saman ya da kuru otla kanştırılan kilden yapılır. Anadolu' da da yaygın olarak kullanılan kerpiç, az yağışlı bölgeler için iyi bir yapı gerecidir; yüzyıllarca dayanabilir. Ucuz ve kolay elde edilebilen kerpiçle yapılan yapılar yazın serin, kışın da ılık olur. Modern kerpiç yapılarda bazen dış cephe sugeçirmez biçimde yapılır, çimento harcıyla sıvanır. Kuzey Afrika'dan İspanya'ya geldiği sanılan kerpiç yapma yöntemini Amerika'ya İspanyollar götürmüştür. Güneşte kurutularak yapılan bu tür tuğlaların yapımında saman kullanımı zorunludur; çünkü kili bir arada tutan şey içindeki samandır. İÖ 1500'lerde tuğlayı bu yöntemle yapan İsrailoğulları, daha sonra Babilliler ve Asur-lular gibi ateşte pişirerek tuğla yapmaya başladılar. Daha sert ve neme daha dayanıklı olan bu tuğlaların yapımında saman kullanmak da gerekmiyordu.

Eski Çinliler, Yunanlılar ve Romalılar tuğla yapımını biliyordu. Tuğla yapımını İngiltere'ye getirenler ise İS 43'te buraya gelen Romalılar oldu. Romalılar'ın İngiltere'den ayrılmasından sonra, 4. yüzyıl sonlarından 14. yüzyıla kadar İngiltere'de tuğla yapılmadı. 1666'daki Büyük Londra Yangını'nda kentteki yapıların çoğu ahşaptı. Ama, bu yangından sonra tuğla ya da taş duvarlı yapılar yapıldı. 1918'den sonra taş yapılar çok pahalı olduğu için duvar yapımında kullanılan başlıca gereç tuğla oldu. Tuğla, İngiltere'den Amerika'ya ilk kez gemilerin safrası olarak getirildi. Ama, ilk göçmenler arasındaki Hollandalı ve İngiliz tuğla ustaları çok geçmeden tuğla yapım yöntemini Amerika'ya götürdüler.

Tuğla Yapımı


Tuğla üç yöntemle, yumuşak çamur, katı çamur ve preslenmiş tuğla yöntemleriyle yapılır. Yumuşak çamur yönteminde kil ve su karıştırılarak yoğun bir hamur elde edilir. Bu hamur tuğla boyutlarındaki ahşap ya da metal kalıplara sıkıca doldurulur. Hamurun kalıba yapışmasını önlemek için kalıbın içine su ya da kum serpilir. Serpilen kum ya da su, tuğlanın yüzeyine güzel bir görünüm de kazandırır. Bunlara "kumla kalıplanmış tuğla" ya da "suyla kalıplanmış tuğla" denir.

Kalıplarda biçimlendirilen yumuşak, nemli tuğlalar, kurutulmak üzere kalıplardan çıkarılır ve kalıplara yeniden tuğla hamuru doldurulur. Katı çamur yönteminde ise, tuğla yapılacak kil özel bir makinede suyla karıştırılır. Bu makine, içinde kanatlı bir milin döndüğü, uzun bir teknedir. Kanatlar dönerek bir yandan kili suyla karıştırırken, bir yandan da karışımı ileri doğru iterek, diş macununun tüpten çıkışı gibi, teknenin ucundaki delikten dışarı çıkarır. Böylece, tuğla kalınlık ve genişliğinde uzun bir çubuk biçiminde makineden çıkan kil, hareketli bir bant üzerinde kesiciye gider. Kesici, metal bir çerçeve ve 20-22 cm aralarla gerilmiş tellerden oluşur. Makineden çıkan kil çubuğun üzerine inen kesicinin telleri, kil çubuğu tuğla boyundaki parçalara ayırır. Böylece kesilmiş olan tuğlalar artık kurutulmaya hazırdır.

Preslenmiş tuğla yapım yönteminde, oldukça kuru durumdaki kil büyük bir basınç altında metal kalıplara doldurulur. Bu yüksek basınç kil parçacıklarının sıkıca bir araya gelmesini sağlar. Preslenmiş tuğla yapım yönteminde çok az su kullanıldığı için pişirilmeden önce tuğlaların kurutulması gerekmez. Yumuşak çamur ye katı çamur tuğlaları biçimlendirildikten sonra raylar üzerinde giden vagonlarla kurutuculara taşınır. Bu kurutucular, büyük vantilatörlerle içine sıcak hava verilen uzun odalardır. Fırınlanmadan önce tuğlaların kurutulmasınırı nedeni, ıslakken pişirilen tuğlaların eğrilmesidir. İki üç gün süren kurutma işleminden sonra tuğlalar pişirilmeye hazır duruma gelir.

Tuğla yapımı 17. yüzyıla kadar genellikle, tuğlaların kullanılacağı yerin yakınında geçici olarak kurulan tuğla harmanlarında gerçekleştirilirdi. Yakındaki bir kil yatağından kazılıp alınan kil orada kalıplanır ve sonra bir araya yığılan tuğlalar ve kömür parçalarının oluşturduğu geçici ocaklarda pişirilirdi. Bu geçici ocakları yapmak için önce, pişirilecek olan tuğlalar ile yakıt olarak kullanılacak kömür birlikte büyük bir yığın oluşturacak biçimde yığılırdı. Bu yığının üzeri önceden pişirilmiş olan tuğlalarla kaplandıktan sonra yığın ateşlenerek kendi kendine sönene kadar yanmaya bırakılırdı. Ocağın sönmesi ve pişen tuğlaların çıkarılması haftalarca sürerdi. İlk tuğla ocakları sürekli tuğla harmanlarında kullanılmıştır.

Pişirilecek tuğlalar içine yerleştirildikten sonra kapısı kapatılıp ateşlenen bu ocaklar gerekli sıcaklığa yavaş yavaş ulaşır ve bu sıcaklıkta iki gün kaldıktan sonra söndürülüp soğumaya bırakılırdı. Yeterince soğuduktan sonra ocak açılır ve pişmiş tuğlalar dışan taşınırdı. Hem geçici ocaklarda, hem de bu ilk tuğla ocaklarında karşılaşılan sorun, pişirilen tuğlaların tümünün aynı miktarda pişmemesiydi. Bu nedenle, yapılan tuğlalar farklı nitelikte olurdu. Bazı tuğlaların yeniden pişirilmesi gerekirken fazla pişip çatlayanlar da atılırdı. Yakıt kullanımı bakımından da bu ocaklar ekonomik değildi. Günümüzde genellikle kullanılan tuğla fırınları, hiç soğumadan sürekli üretim yapan fırınlardır.

Bunların en gelişmiş türü 90 metre boyunda ya da daha uzun olan tünel fırınlardır. Sürekli olarak ısıtılan bu fırınlarda, pişirilecek olan tuğlalar yavaş hareket eden vagonların üzerinde ateşin içinden geçirilir. Böylece daha hızlı ve ekonomik bir üretim gerçekleştirilir. Daha uzun bazı tünel fırınlarda, pişirme işleminden önce tuğlaların kurutma işlemi de yapılır. Fırının ilk bölümünden geçerken kuruyan tuğlalar daha sonra pişirme bölümüne girer. Kilin yanı sıra, kumdan, kireçten ya da çöp fırınlarından elde edilen klinkerden de tuğla yapılabilir. Tuğla yapımı için çok uygun bir gereç olmayan çimento da bazen tuğla yapımında kullanılmaktadır.

Tuğla Çeşitleri


Genellikle dikdörtgen bloklar biçiminde olan tuğlaların baca tuğlası, oluklu tuğla gibi değişik biçimlerde olan türleri de vardır. Tuğlaların içi de her zaman tümüyle dolu değildir. Günümüzde kullanılan fabrika tuğlalarının çoğunun içinde küçük boşluklar vardır. Bunlara delikli tuğla denir. Tuğlaların delikli yapılmasıyla daha az malzeme kullanılmış olur ve böylece daha hafif ve daha ucuz tuğlalar elde edilir. Delikli tuğlalar taşıma ve kullanımda da kolaylık sağlar. Delikli tuğlaların yanı sıra, briket gibi içi boş tuğlalar da vardır. Delikli ve içi boş tuğlalar ses ve ısı yalıtımı da sağlar. Künk, baca tuğlası, ateş tuğlası gibi özel tuğlalar kullanım amaçlarına uygun biçimlerde yapılır. Kil tuğlaların renkleri çeşitli etkenlere bağlıdır. Bunlar, kullanılan kilin türü, kilin içinde bulunan kimyasal maddeler, tuğla pişirilirken verilen hava miktarı ve tuğlanın pişirilme derecesidir. Tuğlalar koyu mordan açık griye kadar çeşitli renklerde olabilir. Birçok tuğlanın kırmızı rengi, killerin çoğunda bulunan demirden kaynaklarıır.

Kilin içindeki demir oranının fazla olması tuğlaya parlak kırmızı bir renk verir, kilde az miktarda demir olursa tuğla koyu mavi olur. Kile kireç karıştırılarak kahverengi tuğla elde edilir. Kireç ve magnezyum oksit karışımıyla sarı tuğlalar yapılır. Yapıların dış duvarlannda kullanılan cephe tuğlalarının yüzeyi pütürlü ve dokuma gibi yapılabilir ya da çekici bir görünümü olması için sırlanarak parlatılır. Kum ve kireç karışımı olan tuğlalar, kullanılan kumun özelliğine göre beyaz, grimsi beyaz ya da pembedir.

Tuğla yapımı sırasında karışıma pigmentler katılarak soluk pastel renklerden koyu renklere kadar istenen herhangi bir renk elde edilebilir. Briketler temel olarak büyük tuğlalardır. Kil ya da betondan yapılmış olabilir; içi dolu ya da boş olabilir. Briketlerin tuğla karşısındaki üstünlüğü, yapıların daha kısa sürede tamamlanabilmesidir.

Tuğla Örmek


Tuğla duvar yapmak için tuğlalar harçla bir araya getirilir. Buna tuğla örmek ya da duvar örmek denir. Harç genellikle kireç ya da Portland çimentosunun ya da bunların karışımının kumla karıştırılmasıyla yapılır. Bu karışıma yeterince su katılarak oluşturulan hamur kıvamındaki harcın içine oturtularak yan yana dizilen tuğlalar, harç katılaştığı zaman sıkıca birbirine bağlanır. Duvarın yeterince sağlam ve güzel görünümlü olması için tuğlalar dikkatle dizilmelidir.

Tuğla dizilerinin görünümü kullanılan duvar örme yöntemine göre değişir. Tuğlaların aralarının harçla düzgün bir biçimde doldurulması duvarın görünümünün iyi olmasını sağlamanın yanı sıra, duvarın hava koşullarına dayanıklılığını da etkiler ve bu nedenle büyük bir dikkat gerektirir. Duvarı oluşturan her tuğla dizisine "sıra" denir ve duvar ustası her sıranın aynı hizada olmasına, tuğlalar arasındaki harç kalınlığının duvarın her yerinde eşit olmasına çok dikkat etmelidir. Duvar tam düşey ve köşeleri dik olmalıdır. Günümüzde yapıların dış duvarları, genellikle aralarında 5 cm boşluk olan iki ayrı sıra biçiminde örülür. Bu iki tuğla sırası, belirli aralıklarla yerleştirilen metal bağlarla birbirine bağlanır.

Dışarıdaki nemin yapının içine girmesini önlemekte içi boş duvarlar içi dolu olanlardan daha etkilidir. Kemer ya da yuvarlak duvarlarda olduğu gibi kavisli bir tuğla örgüsü yapmak için tuğlalara birbirine uygun bir biçim verilir. Bu gibi durumlarda genellikle, sert bir taşa sürterek kolayca biçimlendirilebilen yumuşak tuğlalar kullanılır. Kavisli duvar örmek büyük bir ustalık ister.

MsXLabs.org & Temel Britannica

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

9 Nisan 2015 / Daisy-BT Mimarlık
31 Ağustos 2012 / asla_asla_deme Mimarlık
15 Nisan 2011 / asla_asla_deme Mimarlık
30 Nisan 2010 / Daisy-BT Mimarlık
29 Temmuz 2011 / Daisy-BT Mimarlık