Arama

Etoloji (Hayvan Davranış Bilimi)

Güncelleme: 15 Eylül 2011 Gösterim: 24.468 Cevap: 4
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
7 Kasım 2006       Mesaj #1
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Etoloji doğal ortamında hayvan davranışını inceleyen bilim dalıdır. Radikal etolojik yaklaşımda, davranışsal incelemeler vahşi doğada yapılmak zorundadır, çünkü hayvanların tepkilerinin doğal ortamları dışındayken bir anlamı olamaz. Hayvan tek başına tüm sistemin yalnızca bir bileşenidir, ve sistem onun içinde bulunduğu ortamı da içermek zorundadır. Hayvan davranışı kabaca üç ana sınıfta toplanabilir:

Sponsorlu Bağlantılar
Refleksler belirli dış etkiler sonucu tetiklenen ani, istem dışı tepkilerdir. Reflekssel davranış yalnızca ona neden olan etki varolduğu sürece devam eder. Dahası, tepki şiddeti etkinin gücüne bağlıdır. Refleksler yürüme ve diğer yüksek koordinasyon gerektiren işlerde kullanılırlar.

Yönelimler hayvanı bir etkinin geldiği yöne veya ters yöne doğru yönelten davranışsal tepkilerdir. Yönelimler birçok farklı tür hayvanda görsel, kimyasal, mekanik ve elektromanyetik olaylar karşısında oluşur. Karıncaların yol takibi kimyasal, sinek larvalarının ışığa ilerlemesi ışıksal yönelime birer örnektir.

Sabit davranış kalıpları refleksler gibi bir etki karşısında oluşur, fakat etkinin bitiminden sonra da sürer. Tepkinin şiddeti ve süresi de, reflekslerin aksine, etkinin şiddeti ve süresine bağlı değildir. Sabit davranış kalıpları istemli olabilir, ve basit bir reflekse sebep olanlardan çok daha geniş bir etki yelpazesi sonucu oluşabilirler. Örnek olarak ağustosböcelerinin ötüşü ve çekirgelerin uçuş kalıpları verilebilir.

Canlılarda davranışa neden olan başlıca uyarılar; sıcak, soğuk, ışık, ses, kimyasal maddeler, yer çekimi gibi dış faktörlerle açlık, susuzluk, ağrı gibi iç faktörlerdir. Ayrıca organizmalar, çevredeki diğer canlı ve cansızlara karşı da belirli bir tepki gösterir.

Davranışın organizmalar sağladığı iki temel yarar şöyle verilebilir:
  • Bireyin yaşamını sürdürebilmesini sağlar.
  • Yavru yapma düzenini etkileyerek türün devamına yardımcı olur.
Canlıların hayatta kalmasını sağlayan davranışları besin sağlamaya, düşmanlarından kaçıp korunmaya, üremeye ve yavrularını büyütmeye yönelik tepkilerdir.

Davranış biliminin öncüleri

Ivan Petrovich Pavlov Rus Fizyolog Ivan Pavlov her ne kadar en iyi çalışmalarını davranış alanında yapsa da
1904’te tıp alanında Nobel ödülü aldı.

John B. Watson (1879-1958) Amerikan psikolog.Davranış biliminin kurucusu olarak tanınır.John Watson Davranışların gözlenirken aynı zamanda kişilerin iç dünyalarının, düşüncelerinin ve hislerinin de incelenmesi gerektiğine inanıyordu.

Konrad Lorenz Avusturyalı zoolog. Konrad Lorenz 1973’te tıp alanında nobel ödülü almıştır.Çağdaş davranış biliminin kurucusu olarak bilinir. İnsanlar ve hayvanların davranışlarında iç dünyalarının yanı sıra çevredeki olayların ve genetiğin de etkisi olduğunu savunurdu.

Alıntıdır

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Kasım 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Etoloji, hayvan davranışlarını inceleyen zooloji alt dalı.
Etoloji, özellikle
evrim, nöroanatomi ve ekoloji gibi bazı bilim dallarıyla sıkı bir işbirliği içinde yürütülen, laboratuvar ve alan çalışmalarını kapsar. Etolojinin amacı belirli bir hayvan grubunu değil davranışları incelemektir ve çoğu kez tek bir davranış kalıbının, örneğin saldırganlığın değişik hayvanlarda nasıl ortaya çıktığını araştırır. Nöroetoloji olarak ayrılmış bir dalı daha bulunur. Özellikle etoloji üzerine çalışan zoologlara etolojist denir.
Sponsorlu Bağlantılar

Wikipedia

Son düzenleyen NihLe; 7 Kasım 2006 16:41
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
7 Kasım 2006       Mesaj #3
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
1)Yurt seçimi (Teritoryum Tesisi)
Bireyler beraberliklerini sürdürüp belirli bir kuluçka alanının emniyetini sağlayabilmek için bir alana, gereksinim duyarlar. Bu alan yurt ve teritoryumdur. Kurulacak yurt alanının, çıkacak yavrulara besinin kolayca sağlanabileceği uygun bir arazi parçası olması gerekir.

Yurt alanlarının sınırları, bireylerin (genellikle erkeklerin) şubat sonundan mayıs ayına kadar yoğun olarak sürdürdükleri yurt belirleme ötüşü ile saptanır. Bu ötüşlerin diğer bir amacı da yurdun kurulduğunu seçilecek eşe duyurmak ve rakip erkek bireylere gözdağı vermektir. Gözdağına rağmen kurulacak yurda bir saldırı olursa, erkekler arasında şiddetli kavgalar olur. Bu tür davranışlar aynı tür içinde (interspesifik) olduğu gibi farklı türler arasında (intraspesifik) olabilir. Yapılan kavgalar genellikle tarafların karşılıklı olarak birbirlerine, keskin ve kesik kesik bağırmaları ile başlar. Kavga esnasında bireyler kafalarını birbirlerine uzatarak kısık sesler çıkarırlar. Boyun ve kuyruk tüyleri dikleşir ve kanatları yanlara hafifçe açılır.

2)Yuva Sunumu
Yuva sunumu erkek bireylerce yapılır. Erkekler şubat sonundan itibaren, dişilere sunacakları yuvalara girip çıkar ve ot parçası, tavuk ve güvercin tüyleri gibi materyaller getirirler. Erkeğin işgal ettiği yuvayı dişi kabullenirse yuva ikisi tarafından müştereken yapılır.

Dişinin ilgisini çekip yuvayı ona beğendirmek için erkek bireyler yuvalara, her seferinde içeride daha az kalmak üzere girip çıkar. Bu arada erkek yuva sandığı üzerinde veya yuva deliğinden dışarıyı gözleyerek sağa-sola bakar. Yuvadan çıktıktan sonra yuvaya en yakın dala tüner, bazen yuvanın üstüne konar ve tekrar içeri gibi yapıp yuva giriş deliğini vücudu ile kapatır, hemen sonra geri çıkar.

Dişi yuvaya yakın bir yere gelince, erkeğin daldan dala yer değiştirip çok sık öttüğü ve dişinin ilgisini çekmek istediği izlenir. Daha çok yuvanın üstünde yapılan bu hareketler: kendi ekseni etrafında dönme; kafayı sağa-sola oynatma, ileriye uzatma; kanatları yana açma ve kanat tüylerini titretme; kuyruk tüylerini yukarı kaldırma; bazen de bir kanadı aşağı itip telekleri yere sürme şeklidir. Yuva sunma ilgi çekme hareketlerine, dişi birey kayıtsız kalır ve sunulan yuvayı kabul ettiği anlamı taşıyan erkeğin faal olduğu yuvaya girme uçuşu yapmazsa, erkeğin ötüşünü daha canlı ve keskin olarak bir başka yuva veya dal üzerinde, fakat dişiyi gözden kaçırmayacak şekilde sürdürdüğü görülür. Dişi bu sırada sunulan yuvalardan birine yönelme uçuşu yapar. Yapılan ilk uçuş genellikle yuva deliğine yakın dallar üzerine olur. Burada kısık kısık ses çıkarıp kafasını sağa sola ve öne uzatarak, etrafını izler. Bazen yuva deliğine girmeye çalışır, ve hemen geri döner. Bu arada erkek yuva deliğinden içeri girerek dişiye kur hareketleri ve ötüşleri yapar. Dişi bu davranışlara karşılık vererek yuva deliğine konup onu izler ve içeriye kısa bir süre için de olsa girer çıkar. Dişinin yuvaya sıklıkla girip çıkması ve yuvada daha uzun süre kalması onun yuvayı kabul ettiğini gösterir. Yuvaya giriş çıkışların sıklaşması ve erkeğe daha yakın bir yere konma girişimleri ile birlikte, erkeğin çiftleşme öncesi yaptığı kur hareketleri görülür.

3)Çiftleşme
Çiftleşmeden önce dişi ve özellikle erkeğin sürekli aktif oldukları ve dallar üzerinde oynaştıkları gözlenir. Bu kur hareketleri eşlerin uyarılması için yeterlidir. Çiftleşmede erkeğin dişinin üstüne çıktığı ve omuz kemeri yada ensesini gagası ile kavradığı görülür. Çiftleşme süresi genellikle 3-6 saniye arasında değişir. Erkek dişinin üzerinden inince kanatlarından birini yere doğru uzatarak tekrar çiftleşme teşebbüsünde bulunur.

Mart-Kasım ortasına kadar olan dönemde çiftleşme faaliyetleri iklim koşullarına ve özellikle sıcaklığa bağlıdır.

Dişi 4-5 yumurta bırakır. Kuluçka süresi 10-11 gün sürer. Yavrular 15-19 günde yuvadan uçar. Kuluçka başarısı % 90’dır.

4)Besin Arama Hareketleri
Besinlerini genellikle toprağın üstünde ve ağacın yapraklı kısımlarında ararlar. Topraktaki yemi açığa çıkarmak için, toprağı tırnakları ile eşelerler. Topraktaki kurumuş yaprak ve otları yana atarlar. Ağaçtaki gizli zengin besinlere ulaşınca, dalın üstünde kanatlarıyla pırpır yaparak bunlara yakalar. Uçabilen böcekleri de çok yakından takip ederler.

Besin olarak; kelebek tırtılı, böcek larvaları, böcekler ve sinekler hayvansal besinlerini oluşturur; buğday, arpa, mısır, tohumları taze ot yaprakları bitkisel besinlerini oluşturur.

Beslenme grup halinde gerçekleşir. Bu sırada gruptan birkaç birey tehlikelere karşı gözcülük yapar.

5)Rahatlama (konfor) Hareketleri
Serçeler güneş banyosu yaparken, vücut tüylerini kabartıp,kanatlarını hafifçe yere doğru açar, güneş ışınlarının vücudun bütün bölgelerine girmesi için kendi ekseni etrafında dönerler. Bunlarda sıklıkla gözlenen davranışlardan biri de kum ve su banyosundaki hareketlerdir. Bunun için, özellikle vücutlarının üst kısımlarındaki tüyleri gevşeterek, hızlı bir şekilde sağa-sola sıçrarlar. Su içine girince, su içer, kum banyosunda daima kumları gagalar ve içinde yiyebileceği besinler varsa onları yer.

Tepinme hareketleri: Suda ve özellikle kumda tepinme hareketlerine rastlanır. Sudan veya kumdan çıkınca, kanadın biri sabit şekilde durur, diğeri omuzdan aşağıya inerek şiddetli bir şekilde silkelenir. Daha sonra diğer kanadı ile aynı hareketleri yapar. Yakında bulunan bir ağaca veya dal üzerine konarak tüylerini gagaları ile düzeltirler. Bazen ayak parmaklarıyla başın üst kısmını düzeltirler. Gagayı da bir dala sürterek temizlerler.

6)Ötüşler
Yuva Çevresindeki Ötüşler: Kur yaparken ve rakiplerini korkutmak için aralıksız ve yüksek bir sesle öterler. Bu tür ötüşler sırasında tüylerini kabartırlar.

Yalvarış Ötüşleri: Biraz gelişmiş civcivler ve uçma durumuna gelmiş yavrular kısık bir sesle ve çok sesli olarak öterler. Uçma durumuna gelmiş yavruların yer arama ötüşleri, tek düze yüksek sesledir. Ana-Babaları bu ötüşlere bir şeyler anlatır gibi yumuşak ve sessizce karşılık verir.

Diyalog Kurma Ötüşleri: Yalnız kalan birey, grubu bulabilmek için kısa ve keskin bir şekilde öter.

Tehlikeye Karşı Alarm Ötüşleri: Kuralsız olarak yüksek sesle ve uzatarak öterler. Yavrular tehlike altında ise tehdit unsuruna 1 metre kadar yaklaşacak şekilde alçak uçuşlar yaparlar.
Fatih UZUNER
Tevfik Turan - avatarı
Tevfik Turan
Ziyaretçi
25 Aralık 2006       Mesaj #4
Tevfik Turan - avatarı
Ziyaretçi
Bu bilimdalının içinde biri olduğunuzu sanıyorum. Bir öğrenme türü olarak Alm. "Prägung" / İng. "imprinting" karşılığı ne kullanıyorsunuz (dikkat, "genetic imprinting" değil - Konrad Lorenz'in meşhur kazları konusu)?

"saglikansiklopedisi.com" adresinde şu tanımı buldum:
DOĞAL TANIMA - Birçok hayvan yavrusu, hayatlarının erken dönemlerinde, anne ve babalarının özelliklerini tanımayı öğrenirler. İlk olarak kuşlarda incelenen bu tanıma proçesinin çabuk geliştiği ve nispeten kalıcı olduğu bulunmuş, özel bir öğrenme biçimi olarak kabul edilmiştir. Bugün, bu tür öğrenmenin özelliklerinin, durumlara göre değiştiği ve aslında incelenen diğer öğrenme türleriyle ortak birçok özellik taşıdığı anlaşılmıştır (örneğin, kavramsal öğrenme, gözlemsel öğrenme). Ancak, anneyle baba ve yavru arasında erken gelişen bir bağlılık bu tanıma proçesine dayandığına göre, önemi küçümsenemez. "doğal tanıma" teriminin kapsamı çok kere genişletilerek hızlı ve dengeli öğrenme durumları için kullanılır.
Son düzenleyen Tevfik Turan; 25 Aralık 2006 13:13 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
15 Eylül 2011       Mesaj #5
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Etoloji

Âdet ve alışkanlıkları inceleyen bilim. Biyolog İsidore Geoffroy Saint-Hilaire'in yarattığı bu sözcük, hayvanların alışkanlıklarının ve yaşama şartlarının incelenmesi anlamını taşır. Bugün etoloji sözcüğü onu "ekoloji" ile aynı anlamda kullanan Haeckel'den farklı olarak âdet ve alışkanlıkların incelenmesi anlamına gelmektedir. Ekoloji ise canlılara elverişli ortamın koşullarının incelenmesidir. Ayrıca nesnel etoloji okulu denilen bir etoloji kolu da etki-tepki mekanizmasının incelenmesinden çok, organizmanın var olan koşullardaki "kendiliğinden" faaliyetini inceler.

Benzer Konular

3 Haziran 2008 / Misafir Psikoloji ve Psikiyatri
27 Şubat 2009 / ThinkerBeLL X-Sözlük
23 Nisan 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
23 Ekim 2009 / Misafir Taslak Konular
23 Kasım 2012 / iceslush Soru-Cevap