Arama

Semenderler (Triturus)

Güncelleme: 20 Kasım 2012 Gösterim: 17.913 Cevap: 12
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
14 Mayıs 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ülkemizde en çok bilinen ve hem akvaryumlarda hem de doğada en çok karşılaşılan semenderler; triturus cinsi semenderlerdir. Bunlardan bazıları; triturus vulgaris (küçük semender), triturus vittatus (bantlı semender) ve triturus karelinii (pürtüklü semender) türleridir. Şimdi bunları kısa kısa inceleyelim:

Sponsorlu Bağlantılar
Triturus vulgaris (Küçük semender):

Sırt bölgesi erkeklerde koyu ve yeşil, dişilerde ise sarı ve koyu sarı tonlarındadır. Erkeklerin benekleri daha büyüktür. Başkalaşımını suda tamamladıktan sonra karaya geçer. Genelde geceleri avlanmaya çıkarlar. Küçük omurgasızlar ve amfibyum larva ve yumurtalarını yerler. Ele alındıklarında cızırtıya benzer bir ses çıkarırlar.

Ülkemizin kuzey ve batısında uygun bölgelerde de bulunurlar. Deniz seviyesinden 1500-2000 metre yükseklikteki sulank alanlara kadar yayılmışlardır.

37910245zm4




Triturus vittatus (Bantlı semender):

Renkleri gri, yeşil ve kahverengi tonlarındadır. Koyu renkli benekleri bulunur. Dişilerin benekleri daha az ve belirsizdir. Ayrıca sırt yüzgecinde dikine uzanan siyah şeritler vardır. Sırtında da yelesi vardır.

Ülkemizde Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Anadolu'nun kuzeyinde bulunurlar.

vittophrrf1

Son düzenleyen asla_asla_deme; 8 Ocak 2009 15:22 Sebep: Konu Tarafımca ALınmıştır
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Lavie - avatarı
Lavie
Ziyaretçi
15 Mayıs 2008       Mesaj #2
Lavie - avatarı
Ziyaretçi
Semenderler Nasil Solunum Yaparlar

Sponsorlu Bağlantılar

Semender ailesi üyelerinin solunum tarzlarında büyük ayrılıklar vardır.
Larvaların, solungaçları sayesinde yaşamalarına karşılık, bazı ergin
semenderlerin akciğerleri vardır, başkalarının balıklar gibi
solungaçları bulunur, akciğeri de, solungacı da almayan daha başkaları
ise derileri ve ağızları ile boğazlarının zarı yoluyla solunurlar.

«Mağara - semenderigiller» den bilimsel adı «Necturs maculosus» olan
bir Kuzey Amerika türü île tek tük birkaç başka semender erginleştikten
sonra da solungaçlarını muhafaza ederler. Ovalardaki akarsularda, hatta
göllerde yaşayan bu semenderler bazen 30 santimden uzundur. Ana dalları
kılımsı liflerle kaplı olduğundan solungaçlarının kürkü gibi bir
görünüşü vardır. Kan, minik kılcal damarlar yoluyla bu liflere kadar
gelmekte, sudaki oksijen de gene burada kana geçmektedir. Döküntü
maddeleri de gene aynı lifler yoluyla vücuttan atılmaktadır. Suyunun
oksijeni az batak göllerde yaşayan semenderlerin solungaçları, hızlı
akımlı ve bol havalanan dağ akarsularında yaşayanlarınkinden daha
çapraşıktır. Göl yerlisi semender´in sırtında ve kuyruğunda soluk
almasını kolaylaştırdığı sanılan bir yüzgeç bulunur. Zira semenderlerin
solungaçlarından başka, derileri yoluyle de solunduklarını gördük.

Alçak alanlardaki akarsularda, havuzlarda ve göllerde yaşayan
semenderlerden banları solungaçlarını kaybederler, daha başkaları
aksine solungaçlarını muhafaza ederler. Kuzey Amerika´da yaşayan 40
santim uzunluğundaki «gizli solungaçlı semender» in (Cryptobranchus
alleganiensis) lârvalığında solungaçları vardır, fakat bunları kısa bir
süre sonra kaybeder ve yerlerinde sadece bir yarık kalır. Yetişkin
gizli solungaçlı semender*in akciğerleri varsa da, soluk almak için
daha ziyade derisinden yararlanır. Bunun gibi,

»Kongo yılan balığı» veya asıl adiyle «iki soluklu semender» de
(Amphiuma means) solungaçlarını kaybettikten sonra, bunların yerindeki
yarıkları muhafaza eder. 76-89 santim uzunluğunda olan, ender hallerde
uzunluğu 1 metreyi bEe bulan bu türün sırtı siyahımsı-kahverengi
üzerinde yeşil parıltılı, karın bölgesi daha açık renktir. Bu tür
Birleşik Amerika´nın güney doğusundaki bataklıklarda görülür. «Deniz -
kızı semendergiller» veya öbür adiyle «siren» lerde (Pseudobranchus)
solungaçlar başın dışında olup semender´in hayatı süresince
kaybolmazlar. Deniz kızı semendergillerin başlıca türü «çamur
semenderi» (Siren lacertina), 65-75 santim uzunluğunda olabilen beyaz
lekeli bir siyah semenderdir. En çok bataklıklarda yaşamakta olup sudan
pek ender olarak ve ancak kısa süreler için çıkar.

«Küt-ağızngiller» den bazı dillerde «kaplan semenderi» (Amblostoma
tigrinum) denilen türler, solungaçlarını kaybedebilir veya
kaybetmeyebilirler. Bunlardan Kuzey «Batı kaplan semenderi» (Ambylstoma
tigrinum melanosticum) denilen bir türün henüz larva görünüşündeyken
ürediği dikkati çekmiştir. Meksiko şehri çevresindeki göllerde
rastlanan benzer larvalara Aztek lisanından alınma «aksoloîl» adı
takılmıştır. Bu yaratıklar öylesine ilgi uyandırmışlardır ki, bütün
kaplan semenderi larvalarına «aksolotl» denilmektedir. Meksika
göllerinin bazı aksolotlian solungaçlarım kaybedip karaya çıkmakta ve
akciğeriyle soluk alıp verebilmektedir. Fakat oksijeni emen nemli
derileri akciğerlerin çalışmasına yardım etmektedir.

Kuzey Amerikandaki adi semenderler´den birçoğunun, meselâ «kırmızı
sırtlı semender» in (Plethodon cinereus), «çamurlu semender» in
(Plethodon glutinosus) ve «ağaç semenderi» nin (Aneides lugubris) hiç
akciğeri yoktur. Bu gibi hayvanlar derileri veya hava ile temasta olan
başka vücut dokuları yoluyla solunum yaparlar.

Hızlı dağ akarsularının bol oksijenli sularında yaşayan semender daha
çok dertleriyle solunum yaptıklarından ne solungaca, ne de akciğere
ihtiyaç duyarlar. Hatta akciğerler onlar için bir yüktür, zira bu
organlar hava ile dolduğu zaman, semenderler nehirlerin dibindeki av
alanlarında kalmakta güçlük çekeceklerdi.

Bazı akciğersiz semenderler suya hiç girmezler. Yukarıda adı geçen
kırmızı sırtlı semendere çamur semenderler suyun içinde kalmaya
zorlansalar, boğulmanın önüne geçemezler.
</H2>
toxic91 - avatarı
toxic91
Ziyaretçi
10 Ocak 2009       Mesaj #3
toxic91 - avatarı
Ziyaretçi
Bilimsel Adı: Salamandra salamandra

Coğrafi Dağılımı: Orta ve Güney Avrupa dan, Batı Asya ve Kuzeybatı Afrika ya kadar dağılış gösterir.

Doğal Yaşam Alanları: Karasal olan bu semender türü tepe veya dağlık bölgelerin rutubetli orman ve ağaçlık alanlarında yaşar. Yaşadıkları yerler genelde akarsu kenarlarıdır. Buralardaki yere düşmüş ıslak yaprakların altında, kökler ve oyuklar içinde saklanırlar.

Boyu: 12-28 cm

Barınma: 120x40x40 cm boyutlarında bir akvaryum 2 dişi 2 erkek için oldukça uygundur. Akvaryumun tabanı çim halı, kurumuş yosunlar veya torf ile kaplanabilir. Akvaryumun içine tırmanabilecekleri kütükler ve içine saklanabilecekleri mağaralar koymak gerekir. Ayrıca yapay veya gerçek bitkilerle yeşil alanlar sağlanmalıdır. Su kabı içine girebilecekleri büyüklükte fazla derin olmayan boyutlarda seçilmelidir (örn: 30 cm çapında 4 cm derinliğinde).

Aydınlatma: Bu semender türü gece aktiflik gösterdiği için özel bir aydınlatmaya gerek yoktur. Ancak özellikle ışıklandırılması gerekiyorsa beyaz florasanlar kullanılabilir. Fotoperiyot 12 saat aydınlık 12 saat karanlık olarak ayarlanmalıdır.

Isı: Gün içerisinde sıcaklık 15-22 ˚C arasında olmalıdır . 22 ˚C üstü sıcaklıklar genellikle ölümle sonuçlanır.

Rutubet: Akvaryum içi rutubet %70-80 arası olabilir.

Beslenme: Başlıca besinleri solucanlar, sümüklü böcekler, örümcekler ve tespih böcekleri gibi küçük canlılardan oluşur. Haftada 3-5 kere beslemek yeterlidir ve genellikle besinlerini geceleri ve karanlıkta kabul ederler. Sudaki larvalara ince kıyılmış haşlanmış ıspanak, ince kıyılmış haşlanmış yumurta ve ince kıyılmış et parçaları verilebilir.

Üreme: Üreme zamanında erkekler dişileri aramaya çıkarlar. Bu aramada koku duyusu büyük rol oynar. Karada ve genellikle gece olan çiftleşme olayı yarım saat veya daha fazla sürebilir. Çiftleşmeden yaklaşık 10 ay sonra dişi suya giderek vücut içinde gelişmiş olan larvaları sığ sulara bırakır. Suya bırakılan larva sayısı 10-70 arasında değişiklik gösterir. Ortalama larva sayısı 20-40 arasındadır. Larvaların sudan karaya çıkma süreleri ortalama 50 gündür
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
24 Mart 2009       Mesaj #4
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
28 Aralık 2011       Mesaj #5
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
Aksolotllar (Ambystoma mexicanum) kaplan semenderi grubuna ait Meksika semenderlerinin en tanınmış üyelerindendir.
axolotl
Ait olduğu sınıfın diğer üyelerinin aksine aksolotllar başkalaşım geçiremediklerinden suda yaşamak zorunda olan canlılardır. Diğer semenderler başkalaşımlarını tamamladıktan sonra (tamamen suyu terk etmeseler bile) karadaki yaşama da uyum sağlayabilirlerken aksolotllar bunu başaramazlar. Erişkin bir aksolotl (1.5 ya da 2 yaşında) genellikle 25 cm boyundadır, bununla birlikte 15 ila 45 cm uzunluklar arasında olabilirler; ancak 30 cmden uzun aksolotllar pek de bulunmaz. Aksolotllar vücut yapısı olarak tipik bir semenderle aynı olsa da, kafasının yanlarında bulunan solungaçlarıyla onlardan ayrılır. Gözkapakları yoktur.
Aksolotllar dünyada sadece Meksika’daki Chalco Gölü’nde yaşarlar, bununla birlikte dünya üzerindeki tek yaşam alanları da tehlikededir: Meksika’nın başkenti Meksico City’nin orantısız büyümesi bu hayvanların yaşam koşullarının optimal sıcaklık değerlerini değiştirmektedir. Ayrıca Meksika’da yiyecek olarak satılmasından ötürü avlanmayla birlikte sayıları da günden güne azalmaktadır. Bununla birlikte aksolotllar sevimli görüntüsü ve meraklıları sayesinde dünyanın her yerinde uygun koşulları sağlanmış akvaryumlarda beslenebilmektedirler.
Aksolotllar etçil canlılardır, ufak solucanlar ve ufak balıklarla beslenirler. Avının yerini koku duyusuyla tespit ederek uzun diliyle birlikte yarattığı vakum etkisiyle kendisine doğru çeker.
axolotl
Aksolotllarla ilgili bilimin en çok ilgisini çeken konu rejenerasyondur (kendi kendini yenileme.) Hepimiz kertenkelelerin kopan kuyruklarını yeniden geliştirebildiklerini, ya da deniz yıldızlarının kopan bacaklarını yeniden üretebildiklerini biliriz. Aksolotllar ise, bildiğimiz tüm rejenerasyon örneklerinden çok daha fazlasına sahip. Tüm organlarını yeniden üretebilen aksolotlların tek başarısı bu değil: Bir kısmı alınmış beyin hücrelerini dahi yeniden geri kazabiliyorlar. İşte tüm bu özellikleriyle tıp/genetik alanında üzerinde en çok araştırma yapılan canlılardan biri aksotollar.
İnsanlar belli sayıdaki sinir hücreleriyle doğarlar ve sinir hücrelerinin yeniden üretimi imkansızdır. Bu açıdan alzheimer, parkinson, felç gibi sinir hastalıkları tam anlamıyla tedavi edilemez; ancak gelişimi yavaşlatılabilir. Aksolotlların sinir hücrelerini dahi yenileyebilmesi, bu açıdan inanılmaz bir özelliktir: Bilim insanları bu gizemli canlıların gen haritalarıyla uğraşmaktalar nicedir. Çünkü sadece sinir hastalıklarının değil, tüm organlarımızın yenilenmesi belki de bu küçücük canlılara bağlı.


Kaynak: bilimmerkezi.tumblr
Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..
pusula - avatarı
pusula
Ziyaretçi
30 Mart 2012       Mesaj #6
pusula - avatarı
Ziyaretçi
Kırmızı karınlı japon semenderi

3xy8x
3xy9d
[WoL]bL - avatarı
[WoL]bL
VIP -Dream is Destiny-
20 Ağustos 2012       Mesaj #7
[WoL]bL - avatarı
VIP -Dream is Destiny-
Lekeli semender (Salamandra salamandra), Salamandridae familyasından bir semender türü.

640px Salamandra salamandra MHNT 1


Özellikleri
Kalın yapılı olan vücut boyu 25 cm kadar olabilir. Başın ön kısmı yuvarlak, erkeklerde anal bölge biraz daha kabarıktır. Sırt tarafı siyah, üzerinde sarı nadiren de kırmızı lekeler bulunur. Lekelerin şekil ve dizilişi çok değişiktir. Alt tarafı siyahımsı gri ve sarımsı lekelelidir.

Yaşam Alanları
Dağlık ve tepelik bölgelerdeki nemli orman ve ağaclık kısımlarda yaşar. Buralarda yaprak altı, kökler arası, taş araları ve oyuklarda gizlenir. Barınma ve gündüz gizlendikleri yerler sudan uzak değildir. Yağmurlu havalarda gündüz de dışarıda görülebilir. Deniz seviyesinden 300-2000m yüksekliklerde yaşar.

Avlanma ve Beslenme
Geceleri avlanan türün besinlerini solucan ve genellikle yumuşak vücutlu böcek türleri teşkil eder.

Üreme
Bir dişi 20-40 kadar veya daha fazla larva suya bırakır.

Türkiyede Dağılışı
Türkiye'de Erzincan, Bitlis, Adana, Mersin, Hatay ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yayılım gösteren örnekler eskiden Salamandra salamandra türü altında ele alınırken, şimdi Türk semenderi (Salamandra infraimmaculata ) adıyla ayrı tür olarak sınıflandırılmaktadır.
She's remembered everything and now i am dead..
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
14 Eylül 2012       Mesaj #8
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Semender
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Anaiklopedisi

İkiyaşayışlıların kuyruklular takımından, çeşitli familyalardan, çeşitli cinslere ait hayvanların ortak adı. Uzun gövdeli ve dört bacaklıdırlar. Kimileri karada, kimileri tatlı sularda yaşar. Karalarda yaşayanlar küçük hayvanlardır. Nemli ve karanlık yerlerde barınırlar, böcek ve kurtçuklarla beslenirler. Doğurarak ürerlerse de bu gerçek bir doğurma olmayıp yumurtaların ana karnında açılmasından ortaya çıkmaktadır. Zararsız hayvanlar olmakla birlikte derilerinden sağladıkları zehirli madde küçük hayvanlar için öldürücüdür. Örnekler: benekli semender (Salamandra maculosa), alp semenderi (S. atra) vb. Susemenderleri kuzey yarıküredeki göllerde yaşarlar. Uzun gövdeli, kürek gibi yassı kuyrukludurlar. Kurtçuk, böcek ve küçük kabuklularla beslenirler. Kışı karada uyuklayarak geçirirler. İlkbaharda, üreme mevsimi geldiğinde erkeklerinin renkleri canlanır, sırtlarında ve kuyruklarında çıkıntılar oluşur. Üreme mevsimi sona erdiğinde bunlar kaybolur. Yumurtlayarak ürerler.

Örnekler:
  • Bayağı susemenderi (Triton vulgaris),
  • Taraklı susemenderi (T. cristatus) vb.
Sen sadece aynasin...
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
24 Eylül 2012       Mesaj #9
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Öncelikle bu canlının bir sürüngen değil, bir amfibi (iki yaşamlı) olduğunu hatırlatalım. Kuyruklu kurbağalar olarak da bilinen semenderler, tıpkı yılanlar ve kertenkeleler gibi, insanlığın tarih boyunca pek sevmediği, batıl inançlarına konu ettiği, sıklıkla da kötülük ve büyü gibi unsurlarla özdeşleştirdiği canlılar olagelmiş. Ülkemizde de dağılım gösteren, siyah üzeri parlak sarı renkli benek ve desenler taşıyan bir vücudu olan ve aslında hiçbir zararı bulunmayan bu canlınını adı, eski zamanlara ait inanışlardan köken alıyor. Semenderler halk arasında “soğuk kanlı” olarak bilinen, vücut sıcaklıklarını kendileri kontrol edemeyen, bu nedenle de bedenlerine dokunulduğunda soğuk olan canlılar. Pliny, bu parlak renkli semenderin buz gibi vücuduyla ateşi bile soğutabildiğine, bu nedenle de ateşten etkilenmediğine inanıyordu. Oysa böyle bir durum söz konusu değil (bunu denemek yerine lütfen biz kedilere inanmayı tercih edin). Leonardo da Vinci bu canlının ateşin içinde sürekli olarak derisini yenilediğini söylerken, Paracelsus da bu canlıyı doğada ateşin simgesi olan canlı ilan etmişti. Bu inanışlardan ötürü, ortaçağda cadılar tarafından büyü malzemesi ya da zehirli iksir bileşeni olarak kullanıldılar. Evet bu canlının derisinin altında zehir bezleri bulunuyor, ama bunları yalnızca avcılarına karşı kendisini savunabilmek için kullanıyor. Hatta bu zehrin, bazı bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı etkili olduğu da biliniyor.

Ateş semenderi, tarih boyunca çok sayıda sembol ve armaya da konu olmuş bir canlı. Sıklıkla alevler içinde resmedilen kıvrık bedenli semender, tutkunun alevleri sayesinde ulaşılan zaferi simgeliyor.

Kaynak:
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
24 Eylül 2012       Mesaj #10
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
52copyof7


amursatrmaa0005


amursatrmaa0006

Benzer Konular

24 Mart 2009 / BrookLyn Taslak Konular