Arama

Örümcek Ağı

Güncelleme: 4 Kasım 2017 Gösterim: 95.217 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2005       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Örümcek Ağı

Bilim adamlarının asırlardır kimyasındaki esrarı çözmek için çalışmalarını sürdürdüğü örümcek ağlarının, aynı kalınlıktaki çelik telden 5 kat daha sağlam olduğu belirlendi.
Taklit edilmesi durumunda teknoloji ve endüstride kullanılabileceği pek çok alan hayal bile edilemezken, örümcek ağlarının kimyasal özellikleri sebebiyle gerçek birer mühendislik mucizesi olduğu bildirildi. Uzmanlar iz bırakmayan ameliyat ipliklerinden, çok hafif kablolara, kurşun geçirmez kumaşlardan esneyen emniyet kemerlerine kadar pek çok alanda kullanılacak olan ağların esrarını çözmeye çalışırken ilginç bulgulara ulaştı.
Sponsorlu Bağlantılar
Çapı bir milimetrenin binde birinden daha küçük olan örümcek ipliğinin aynı kalınlıktaki çelik telden 5 kat daha sağlam olduğu tespit edilirken, ağın kendi uzunluğunun 4 katı kadar esneyebildiği kaydedildi. Ayrıca son derece hafif olma özelliğini de bünyesinde barındıran örümcek ağları, dünyanın çevresi boyunca uzaması halinde 320 grama ulaşıyor.

Ad:  spiderweb.gif
Gösterim: 1576
Boyut:  979.7 KB
Örümceklerin 380 milyon yıldır ördükleri ipliklerin hammaddesinin saç, tırnak, tüy ve deri gibi birbirinden çok farklı maddelerin yapı taşı olan "keratin" adlı proteinden oluştuğunu belirleyen zoologlar, gerilme esneklikleri çok fazla olan örümcek ipeğini kopartmak için gereken enerjinin, benzer biyolojik materyalleri koparmak için gereken enerjiden on kat daha fazla olduğunu ortaya çıkardılar.

Renk körü olan örümceklerin bozulan ağını yiyerek yeniden iplikçik ürettiği de kaydeden uzmanlar, ağların tamamen geri dönüşümlü olması sebebiyle araştırmalarını aralıksız olarak sürdürüyor.

Örümcek Ağlarındaki Mühendislik
Örümcek ağları, gerek şekilsel tasarımları gerekse, kendilerini oluşturan iplikçiklerin kimyasal özellikleri nedeniyle gerçek birer mühendislik mucizesidir.
Bahçe örümceklerinin ağ kurmada kullandığı teknikler, inşaat mühendislerinin en son kullandığı tekniklerden aşağı kalmaz.

Ağı Tutturmak
Örümcekler ağlarını kurmak için iki ayrı yüzeye ihtiyaç duyarlar. Ağlar genellikle iki duvarın birleştiği bir köşe ya da iki dal arasında kuruludur. Ancak bazı örümcekler tek bir yüzeyi kullanarak ağlarını yapacak kadar ustadırlar.
Bu örümcek ağını kurmak için yeterince uzun, esnek bir dal tespit ederek işe başlar. İplikçiğini dalın ucuna sıkıca yapıştırır. Örümcek bir yandan dalın aşağı tarafına doğru yürürken diğer yandan iplik- çik salgılamaya devam eder. Belirli bir uzaklığa gelince durur ve iplikçik salgılamayı keser. Salgıladığı iplikçiği kuvvetli bir biçimde kendine doğru çekmeye başlar. Bunun sonucunda dal bir yay gibi bükülür.

Örümcek yaydaki bir tel gibi dümdüz hale gelmiş olan iplikçiğin diğer ucunu bulunduğu yere sıkıca yapıştırır. Örümcek, yeteri kadar yüzeyin oluştuğu bu yayın içinde ağını örmeye başlar.

Ağı Germek
Örümcekler bazen ağlarını aralarındaki açıklığın çok fazla olduğu iki dal veya kiriş arasında kurarlar. Böyle ağlar oldukça büyük olduğundan av yakalama kapasiteleri de büyüktür. Ne var ki ağın büyük olması zamanla gerginliğinin dolayısıyla da av yakalama kapasitesinin azalmasına neden olur. Bu durumda örümcek ağı yenilemek yerine son derece şaşırtıcı bir iş yapar. Ağın merkezine gelerek buradan yere doğru bir iplikçik salgılamaya başlar.
İplikçiğin ucuna yerden aldığı bir taş ya da kabuğu tutturarak yerden yukarı kaldırır. Ağın ortasından aşağı sarkan bu ağırlık ağın yeniden gerginleşmesine neden olur. Hatta bilim adamları ağırlığı bulunduğu yerden daha yukarı kaldırarak, ağı germe özelliğini ortadan kaldırmıştır. Bu durumda örümcek ağın merkezine gelmiş ve ağırlığın bağlı olduğu iplikçiği yukarı çekmiştir. Bu durumda ağırlık yeniden askıya alınarak, ağın yeniden gerginleşmesi sağlanmıştır.
Son düzenleyen perlina; 28 Haziran 2017 13:23
Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
10 Temmuz 2008       Mesaj #2
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
Örümcekler günümüz teknolojisinin bile çözemediği inanılmaz canlılardır. Örümcek ağının çok özel nitelikleri olan sağlamlık ve esneklik bugüne kadar taklit edilemedi. Aynı çaptaki bir çelik telden iki kat daha güçlü olan bu doku ne kadar çekilirse çekilsin orijinal durumuna dönecek kadar esnektir.

Sponsorlu Bağlantılar
Örümcek ağları kendine yüksek hızla çarpan nesneleri yırtılmadan esneyerek frenler. Tekrar gerisin geriye yaylanmadığından nesne ters yöne fırlamaz, yapışır kalır. Örümcek ağının esneme kapasitesi bugün yapay olarak üretilmiş en iyi telin neredeyse dört katıdır.
Bu maddeyi yapay olarak elde etmeyi hala başaramayan bilim insanlarının örümcek çiftliği kurup, örümcekleri sağarak, ipliklerini aldıklarını biliyor muydunuz? Yaklaşık 2,5 santimetre boyundaki bu örümceklerden günde hayvan başına 320 metre (yaklaşık 3-5 gram) iplik elde ediliyor ve bu iplikler ABD ordusuna kurşun geçirmez yelek yapmada kullanılıyor.

Dünyada 34 bin örümcek cinsi tespit edilmiştir. Yani her cins örümcek farklı özellikler taşır. Örümceklerin hepsinde zehir bezleri vardır, ama karadul örümceği, kahverengi örümcek gibi çok az türü insana zarar verebilir. Dünyanın en büyük örümceği ise Güney Amerika'nın kuzey kısmında yaşayan 'Goliath Tran-tula' isimli dev örümcektir. Erkeğinin bacağının boyu 25 santimetreyi bulur. Kurbağalar, kertenkeleleri, fareleri ve hatta küçük yılanları yakalayıp yiyecek kadar güçlüdür.

Örümcekler, diğer böceklerden farklı olarak sekiz bacağa ve sekiz göze sahiptirler. Büyüme safhasında bir bacak kınlırsa yerine yenisi gelebilir. Vücutları iki parça olup arka kısmındaki bezlerden ağ üretimi başlar, buradaki çok ince deliklerden sıvı ve damlalar halinde verilen ağ malzemesi dışarı çıkar çıkmaz donar.

Örümcek ağının her tarafı yapışıcı değildir. Kurban ağa yakalanınca yapışkan kısmı bildiklerinden kendileri de ağa yakalanmadan onun yanına kadar giderler. Örümcek ağını amacına göre farklı şekillerde örer. Ağdaki ipliklerin de cinsleri yerlerine göre farklıdır. Yumurtaların sarmalanması için ürettiği yumuşak iplik onu aynı zamanda bir uçurtma gibi uçurabilir. Ağın ana yapısı, dairesel kısımları, avı yakalayacak kısmı için elastikiyetleri ve sağlamlıkları farklı ipler üretir.

Örümceklerin birçok türünde erkeğine göre 4 - 5 kat büyük olan dişinin çiftleştikten sonra erkeğini yediği doğrudur. Ancak bu erkeklerin bir gecelik zevk uğruna katlandıkları bir sonuç değil, kendi nesillerini devam ettirebilmek, kendi evlatlarını üret-tirebilmek için kendilerini dişiye kurban etmeleridir.
Son düzenleyen perlina; 28 Haziran 2017 12:59
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
4 Mart 2010       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Sırrı Çözülemeyen Biyopolimer - Örümcek İpeği


Örümcekler 400 milyon yıldır ipek üretiyorlar. Ancak birçok mühendis, biyolog, doğa ve malzeme bilimci bu mucizenin gizemini hâlâ çözemedi. Doğal bir biyopolimer olan örümcek ipeği saç telinden ince, pamuktan hafif, plastikten esnek ancak çelikten beş kat sağlam. Aynı zamanda biyobozunur, çevre dostu ve tamamen geridönüşebilir. Tüm bu özelliklere sahip örümcek ipeğini yapay olarak üretmek mümkün olursa, endüstri ve tıp alanlarında devrim niteliğinde uygulamalar bekleniyor.

Araştırmacılar endüstride ya da günlük hayatta kullanılabilecek dayanıklı, güçlü ama aynı zamanda hafif yeni malzemeler tasarlama ve araştırma çabasında. Bu özelliklerin tümüne sahip bir malzeme henüz laboratuvar ortamında elde edilmiş değil, ancak doğada mevcut: “örümcek ipeği”.
Örümcek ipeği bir biyopolimer. Doğal, çevre dostu ve tamamen geridönüşebilir olması, bu malzemeyi araştırmacılar için cazip kılan diğer özellikler. Yapay olarak üretilebilirse tıp ve endüstride devrim yaratacak yeniliklerin önünü açacak.

Bunlardan bazıları:
—Doku uyumlu yapay tendon ve bağların üretimi,
—hassas ameliyatlar için biyobozunur ve alerji yapmayan ameliyat ipliği üretimi,
—dayanıklı tekstil ürünleri,
—kurşun geçirmez zırh,
—paraşüt ipi,
—optik ve elektro-mekanik kablo üretimi

400 Milyon Yıllık Sır…
Ad:  örümcek ağı.gif
Gösterim: 939
Boyut:  403.0 KB

Örümcekler 400 milyon yıldır ipek üretiyor. Ancak bilim insanları, çelikten beş kat sağlam, plastikten iki kat esnek aynı zamanda su geçirmeyen bu doğa mucizesinin sırrını hâlâ çözebilmiş değil.
Örümcekler ipeklerini birçok amaç için üretiyor Örümcekler ipeklerini başta hayatlarını sürdürmek olmak üzere birçok amaç için üretiyor. İpek iplikleriyle ördükleri ağ sayesinde avlanıyor, çevresinde oluşturdukları ipekten koza sayesinde yumurtalarının zarar görmemesini sağlıyorlar. Birçok örümcek yaşamlarına ipek içerisinde kundaklanmış olarak başlıyor. İpek sayesinde hava akımını yakalayıp yuvalarından uzaklaşarak ilk gezintilerine de çıkabiliyorlar.

Örümcek ipeğinin özellikleri örümcek cinsine göre farklılık gösterebiliyor
Bazı örümcekler, kendi türlerine özgü farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip ipek üretebiliyorlar. Örümceklerin avları için bir tuzak olan ve ipek ipliklerden meydana gelen ağ, yapışkan bölümleri ve kubbemsi, hamak ya da yumak şeklindeki özel tasarımlarıyla uçan böcekleri bile avlayabilecek özellikte.

Yapışkan sıvı madde havayla temas edince iplik oluyor
Bütün örümcekler ağ yapmıyor, ama hepsi en azından yumurtalarını koruma amacıyla yumurtalarının çevresine koza yapıyor. Örümcekler ağ yapmak için özelleşmiş üç çift örü memesine, her örü memesinde de sayıları yaklaşık 2 ile 50.000 arasında değişen ince kanalcığa sahip. Bu kanalcıklardan dışarı çıkan yapışkan ve sıvı madde havayla temas edince iplikçik halini alıyor. Örümcek iki arka bacağının üzerindeki özel taraklarla salgılanan ipliği eğiriyor. Birçok örümcek, ağlarını protein kaynağı olarak kullanıyor ve ağın ana iplik dışındaki bölümünü yiyor. Dolayısıyla ağ yapımı periyodik olarak tekrarlanıyor.

Ağ yapacak olan bir örümcek önce yüksek bir yere tırmanır ve ağın ucunu bulunduğu noktaya yapıştırır. Sonra ipek iplik yardımıyla aşağı süzülürek ulaştığı bir dalla bağlantı kurar. Ardından o iplik üzerinde gidip gelerek ağı kalınlaştırır. Daha sonra vücudundan çıkmakta olan ipliğin bir ucunu ilk ipliğe tutturarak kendini boşluğa bırakır. Bu yolla birkaç gidiş gelişte ağın iskeleti meydana gelir. Bundan sonra iskeletin merkezi çevresinde halkalar yaparak ağı tamamlar.
Çok eskiden beri örümcek ipeğinden birçok alanda yararlanılmış .

Antibiyotik özelliğine, yaraların iyileştirilmesini ve kanın pıhtılaşmasını sağlamak gibi özelliklere sahip olduğuna inanılan örümcek ağı, Yunanlılar tarafından kanın akışını durdurmak amacıyla kompres olarak da kullanılıyordu. Yeni Gine’deki bazı kabilelerde örümcek ipeğinden oluşan ağın yağmurdan korunmak için şapka olarak kullanıldığı biliniyor. Endonezyalıları n da örümcek ipeğinden dokunmuş kumaşları vardır. Bazı Güney Pasifik Adaları’nın yerlileri de balık avlarken örümcek ağı kullanırmış.

1 Kg İpek İçin 1,3 Milyon Örümcek
18. yüzyılda Fransa’da yaşamış Bon de Saint-Hilaire örümcek ipeğinden kumaşın, çorap ve eldiven dokunmasının mümkün olduğunu göstermiş, ancak 1 kg ipek elde etmek için 1,3 milyon örümceğe gerek duyulması nedeniyle bunun çok da pratik olmadığı görülmüş. 1709 yılında Fransız doğa bilimci Rene-Antoine Ferchault de Reaumur’un örümceklerin ipek üretiminde kullanılmaları konusunda yazdığı bir makale, o zamanki Çin İmparatoru Kang-he tarafından büyük takdir toplamış ve Çinceye çevirtilmiş. 1860’larda, aynı zamanda iç savaşta cerrah olarak görev yapmış olan Burt G. Wilder, Nephila clavipes cinsi örümcek ve örümcek ipeği ile ilgili çalışmalarını içeren birçok makale yayımlamış. Hatta örümcek yakalamak için bir mekanizma bile oluşturmuş, ancak o da Bon de Saint-Hilaire gibi yeteri kadar ipek elde etmek için gerekli örümcek miktarının farkına varınca bu işten vazgeçmiş

Üretmek Mümkün mü?
Saç telinden ince, pamuktan hafif ama aynı zamanda çelikten sağlam biyobozunur örümcek ipeğini çok miktarda ve orijinaline eş özellikte üretmenin yolları araştırılıyor. Eğer bu mümkün olursa pek çok sanayi dalında ve tıpta kullanılması planlanıyor.

Aslında örümcek ipeği elde etmenin olası üç yolu var. Birincisi ipeği örümceklerden özütlemek. Ancak bu çok etkili ve pratik bir yöntem değil. Çünkü toplanan örümcekler bir arada olduklarında birbirlerini yeme eğilimi gösteriyorlar. Bu nedenle bilim adamları kimyasal olarak ya da rekombinant DNA teknolojisini kullanarak örümcek ipeği üretmeye çalışıyor. Örümcek ipeği proteinlerinin aminoasit dizilimleri çözülmüştür, ancak kimyasal olarak örümcek ipeği sentezlemenin zorluğu örümceğin ipeği ürettiği anda ipeğin sıvı olması ve havayla temas eder etmez katı hale dönüşmesidir. Bu süreci çözmek ve laboratuarda gerçekleştirmek henüz tam olarak başarılamadı. Örümcek ipeğinin yapısında spidroin 1 ve spidroin 2 olmak üzere iki tip protein bulunması ve bu iki protein üzerinde ayrı ayrı çalışmak gerekmesi yapılan araştırmalarda karşılaşılan zorluklardan bir diğeri.

Üretim yapılması henüz söz konusu değil

Rekombinant DNA teknolojisi kullanılarak yapılan araştırmalarda da bazı kısıtlamalar var. Örneğin rekombinant bakteri ve maya kullanılarak ancak az miktarda üretilebilen ipek proteininin sürekli ve kararlı olması da sağlanamıyor. Dolayısıyla bu yöntemle endüstri uygulamalarında kullanılabilecek üretim yapılması henüz söz konusu değil. Kanada’da bir biyoteknoloji firması örümcek ipeği genini keçilere aktararak ipek liflerini bu yolla üretmeye çalışmış. Keçiden elde edilen sütteki ipek proteini izole edilerek lif haline getirilmiş. Elde edilen ipeğin gerçek örümcek ipeğine benzediği gözlenmiş, ancak 1 litre sütten 2-15 gram ipek elde edilmesi henüz istenilen aşamaya gelinemediğini gösteriyor.

Örümcek ipeği üretiminden sorumlu genleri bakteriye transfer ederek örümcek ipeği proteinlerinin aynısını üretme deneylerini devam ettiren araştırmacılar, proteinlerin ipek ipliklerine dönüşümünü sağladıktan sonra bu ipliklerin mekanik özelliklerini test edecekler. Çabalar, proteinlerin dayanıklılığını arttırmak, doğal ipek proteini ile yapay olarak üretilen ipek proteinleri arasındaki farkları yok etmek ve bakterilerin üretim hızlarını artırabilmek yönünde.

Örümcek ipeğine az miktarda metal ekleyerek daha da güçlü ve dayanıklı yapmayı başardılar
Bir tarafta yapay örümcek ipeğini endüstriyel kullanım için üretme çabası sürerken diğer taraftan da Max Planck Enstitüsü ve Luther Üniversitesi’ndeki araştırmacılar çelikten daha sağlam olan örümcek ipeğine az miktarda metal ekleyerek daha da güçlü ve dayanıklı yapmayı başardılar. Topladıkları örümcek ipeklerini vakum tankında kuruttuktan sonra önce metal buharına ardından su buharına maruz bıraktılar. Bu işlemi yüz kez tekrarlarken her tekrar arasında bazı ipek fiberlerini mekanik teste tabi tuttular.

Dietilçinko, trimetilaliminyum ve titanyum izopropoksit olmak üzere farklı üç metal kullanan araştırmacılar, metallere maruz bırakılmayan ipek fiberlerine göre metale maruz bırakılanların (özellikle de titanyum kullanıldığında) 8 kat daha güçlü hale geldiklerini gözlemlemişler. Böylece metal eklenerek daha da sağlamlaştırılan ipek fiberlerinden cerrahide kullanılabilecek, ileri teknoloji ürünü pek çok tıbbı malzeme ve çok sağlam tekstil ürünleri de üretilebilecek.

Bu doğal ürünün şaşırtıcı özelliklerinin kaynağı benzersiz moleküler yapısı
Farklı türde örümcekler farklı tiplerde ipek üretebiliyor. Ancak örümcek türleri arasında en güçlü ipeğin Nephila clavipes ve Araneus diadematus türleri tarafından üretiliyor olması nedeniyle bilim insanlarının araştırmaları bu iki tür ve ipekleri üzerinde yoğunlaşıyor. Nephila clavipes, 7 farklı salgı bezinden çok çeşitli ipek üretiyor. Draglin ve viscid olarak adlandırılan ipek lifleri ağın merkezindeki ipleri oluşturmak için kullanılıyor.

Protein Olmasına Rağmen Parçalanmıyor
Örümcek ipeği de diğer tüm ipekler gibi uzun aminoasit zincirlerinden meydana gelen proteinlerden oluşur. Spidroin 1 ve spidroin 2 olarak adlandırılan proteinler draglin ipek liflerinin yapısında bulunur. Bu iki protein yapısının büyük bölümü glisinden (%42) ve alaninden (%25) oluşur, geri kalanı ise tirosin, glutamin, arjinin, serin ve lösin gibi aminoasitler oluşturur. Draglin ipek lifleri, 5-10 aminoasit uzunluğundaki polialanin dizisindeki alanin aminoasitlerinin, glisince zengin aminoasit dizisi boyunca çok iyi bir şekilde düzenlenmesiyle yarı kristal polimerlerden oluşur. Bu alanin aminoasitleri proteinlerin ikincil yapısı olan ve proteine direnç kazandıran beta yaprak konformasyonunu oluşturarak kristal bölgeyi meydana getirirler. Beta yaprak konformasyonu hem spidroin1 hem de spidroin 2 proteinlerinin yapısında yer alır.

Örümcek ipeği protein yapısında olmasına rağmen diğer proteinler gibi doğadaki küf ve bakteriler tarafından parçalanmaz. Bu sürekliliğin nedeni örümcek ipeğinin yapısındaki pirolidin, potasyum hidrojen fosfat ve potasyum nitrattır. Pirolidin ortamdaki suyu bağlayarak ipek ipliklerinin kurumasını önler. Potasyum hidroksit fosfat ve potasyum nitrat ise ipek ipliklerinin asidik ve tuzlu olmasını sağlayarak küf ve bakteri çoğalmasını engeller.

Tıp Ve Endüstride Devrim Yaratacak
Bir bilim ve teknoloji firması, örümcek ipeğinin kimyasal formülünden yola çıkarak, birçok uygulama alanı olan, sağlamlığı ve esnekliğiyle örümcek ipeğinin üstün fiziksel özelliklerine en çok yaklaşan, ama onun kalite açısından biraz daha düşük bir benzeri olan kevları (yani yapay elyaf) üretmiş. Ancak örümcek ipeği kevlardan daha sağlam ve dayanıklı olmasının yanı sıra biyobozunur ve çevre dostu da olduğundan, birçok bilim adamı ve teknoloji firması ipek üzerindeki araştırmalarını sürdürüyor.

Henüz bilimsel olarak kanıtlanmış olmasa da araştırmacılar hayvanlar üzerinde yaptıkları çalışmalarda örümcek ipeğinin normalde vücut içerisine yerleştirilen implantların sebep olduğu gibi bir reaksiyona sebep olmadığını görmüşler. İşte bu nedenle örümcek ipeğinin doku uyumlu yapay tendon ve bağların üretiminde, hassas ameliyatlar için biyobozunur ve alerji yapmayan ameliyat ipliklerinin üretiminde, ilaç salınım sistemlerinde, damar yaralanmaları nın tedavisinde ve daha birçok ileri teknoloji ürünü tıbbı malzemenin üretiminde kullanılabileceğ i düşünülüyor.

Örümcek ipeği, tıpkı insan kası gibi, belli bir oranda hareket edebilme kabiliyetine sahip
Sabahları çiğe maruz kalan örümcek ağının yüzeyi, ipek liflerinin büzüşmesi ile küçülür ve dolayısıyla ağın hasar görmesi önlenmiş olur. Bilim adamları örümcek ipeğinin bu özelliğinden yola çıkarak ıslandığında %50 oranında büzüşme özelliği olduğunu keşfettiler ve şimdi bu mekanizmayı yapay kas oluşturmak için kullanmaya çalışıyorlar. Süper büzülme olarak tanımlanan bu özelliği ile örümcek ipeği, tıpkı insan kası gibi, belli bir oranda hareket edebilme kabiliyetine sahip. Bu çalışma başarıyla sonuçlanırsa ipeğin robot ve mikroçip teknolojisinde kullanılması da söz konusu olabilir.

Sağlamlığı ve esnekliği ile endüstride de çok ideal bir malzeme
Bir malzemenin sağlamlığı ve esnekliği, endüstriyel alanda kullanım şansı bulması açısından çok önemli. Bu özelliklerinden dolayı, ekonomik açıdan da avantajlı olabilecek miktarda yapay örümcek ipeğinin elde edilmesi dört gözle bekleniyor. Örneğin düşük sıcaklıklarda esnekliğini koruma özelliğine sahip olduğu için, farklı sıcaklıklara maruz kalan paraşüt kumaşlarının üretiminde yapay örümcek ipeğinin kullanılmasının ideal olacağı düşünülüyor. Sürdürülmekte olan bilimsel çalışmalar doğrultusunda, örümcek ipeğinden
—süper dayanıklı tekstil ürünleri,
—hafif, esnek ve kurşun geçirmez zırh,
—çelik yelek,
—miğfer,
—paraşüt ipi,
—gemileri bağlamak için hafif halat,
—lif optik ve elektromekanik kabloları,
—uçak ve gemi sanayinin dış yapı malzemelerinin üretilmesi de planlanıyor.
Yapılan araştırmalar konusunda araştırmacılar ve bilim-teknoloji firmaları arasında bir rekabet olduğu düşünülüyor. Bu nedenle genellikle bu konuda yapılan çalışmalar ve elde edilen sonuçlar çok da fazla paylaşılmıyor. Ama çabalar gösteriyor ki, yakın bir gelecekte hayatımızın birçok alanında istenilen miktarda ve özellikte üretilen örümcek ipeğini görebileceğiz.

Bilim ve Teknik - Şubat 2010
Son düzenleyen perlina; 28 Haziran 2017 13:28
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Haziran 2017       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı

Örümcek Ağındaki Mekanizma


Ad:  143775034smallll.jpg
Gösterim: 769
Boyut:  63.2 KB
Yapılan araştırmalara göre elektriksel bir özelliğe sahip olan örümcek ağı, ağ yakınından elektrik yüklü herhangi bir cisim geçtiğinde esneyebiliyor ve bu durum örümceğin avını yakalaması için bir avantaj sağlıyor. Böceklerde bulunan ve duyu işlevi gören, uç kısımları elektrik yüklü antenler böceğin yaklaştığı hareketli cisimleri algılamasını sağlar.

Örümcek ağlarında ise durum böcek için biraz daha farklı bir boyuta bürünüyor. Bunun nedeni örümcek ağlarındaki elektrik yükünün daha küçük olması. Bu bağlamda böcek örümcek ağını algılasa bile bu algı çok yakın bir mesafeden gerçekleştiği için böceğin ağa takılması kaçınılmaz oluyor. Oxford araştırmacıları aynı zamanda hava ile taşınıp örümcek ağlarına takılan maddeler yardımıyla çevre kirliliği hakkında yapılacak araştırmalarda da daha detaylı bilgilere ulaşılabileceğini belirtiyor.

Kaynak: Bilimnet / Zooloji Dünyası
Son düzenleyen perlina; 28 Haziran 2017 13:07
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
4 Kasım 2017       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı

Örümcek İpeğinden İşitme Cihazı Geliştirildi!


Örümcek ipeğinden esinlenerek daha hassas işitme cihazları geliştirilebileceği tespit edildi. İlgili çalışmada, bilim adamları, örümcek ipeğinin narin ve hassas dokusunun yeni mikrofon türleri geliştirmek için kullanılabileceğini belirledi. Aynı zamanda arka plan gürültüsünü de filtreleyebilen söz konusu yeni cihazlar, çok daha düşük frekanslardaki sesleri çekebilen gelişmiş işitme cihazları ve telefonlarda da kullanılabilecek.

Binghamton Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nden Ordinaryüs Prof. Dr. Ron Miles'ın yönettiği araştırma grubu böceklerle insanların sesleri algılama biçimlerini karşılaştırdı. Miles, insanların baskıya dayalı olarak sesin yönünü belirleyen kulak zarını kullandığını bunun yanında çoğu böceğin tüyleri ile duyabildiğini belirtti.

Ad:  thumbs_b_c_bda0e5d81aaaf9ace3a3d01079f9a5f3.jpg
Gösterim: 487
Boyut:  61.0 KB
Sinek, sivrisinek ve örümcek gibi böceklerin havadaki basınç değişikliklerini saptamak yerine, vücutlarındaki çok ince tüyleri kullanarak havanın hareketini algıladıklarını ve örümcek ipeğinin, çok düşük frekanstakiler de dahil olmak üzere ses dalgaları tarafından harekete geçirilecek kadar ince olduğunun tespit edildiğini belirten Miles, 'örümcek ipeği, 3 hertz gibi insan kulağının duyamayacağı kadar düşük frekanslarda dahi hareket edebiliyor' yorumunu yaptı.

Araştırmacılar, söz konusu hareketi amaçlarına yönelik yararlı bir işleme dönüştürmek amacıyla örümcek ipeğini altınla kaplayıp manyetik alana yerleştirdi. Deneyin sonucu, ses dalgaları tarafından oluşturulan hareketi elektronik sinyale dönüştürerek daha fazla yön doğruluğuna sahip ve daha geniş frekans aralığını algılayan hassas bir mikrofon üretildi.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji / Proceedings of the National Academy of Sciences (1 Kasım 2017)

Benzer Konular

28 Haziran 2017 / nötrino Ekonomi
13 Mayıs 2013 / chromey Oyunlar
11 Aralık 2015 / Safi X-Sözlük