Arama

Yılan (Squamata)

Güncelleme: 20 Kasım 2012 Gösterim: 25.532 Cevap: 6
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
26 Ocak 2009       Mesaj #1
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Yılan
Vikipedi, özgür ansiklopedi & MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Smooth Green Snake
"Bir gölün kenarında dinlenen bayağı yeşil yılan, Toronto."

Yılan, pullular (Squamata) takımının yılanlar (Serpentes) alt takımını oluşturan, yerde sürünerek hareket eden, pullu, uzun hayvanların ortak adı.

Yılanlar gözkapakları ve bacakları bulunmayan, ince uzun gövdeli sürüngenler­dir. Çok sayıda türden oluşan bu hayvanlar kutup bölgeleri dışında yeryüzünün hemen her yerinde yaşar. Ama büyük bölümü tropik bölgelere dağılmıştır. Hawaii, İrlanda ve Yeni Zelanda'ya özgü yılan ise yoktur. Yılanın uzun ve dar gövdesi pullu bir deriyle kaplıdır. Alt yüzeyindeki özelleşmiş pullar yerde kıvrıla kıvrıla ilerlemelerine yar­dımcı olur. Geniş pullar ise arka kenarların­dan yere bastırarak ve pürtüklü yüzeylerden destek alarak gövdeyi öne doğru itmeye yarar. Yılan bu hareket yöntemini hızlı git­mek istemediği zamanlar kullanır. Kayarcasına hızlı ilerleyişte, gövdesini yanlara doğru kıvırır ve pullarından da yardım alarak taş ve bitki gibi destek noktalarını kullanır. Yılanlar hızla ilerleyebilmekle birlikte, koşan bir insa­na yetişemez. Bu sürüngenler aynı zamanda iyi birer yüzücüdür. Bütün yılanlar her yaşta deri değiştirir. Bu sırada gözlerini örten deri bile kopar. Derileri bir eldiven gibi tersyüz edilerek atılır ve altta yeni bir deri oluşur. Yılanlar yılda birkaç kez deri değiştirir. Yılanların çoğu memeliler, kuşlar, kurba­ğalar, balıklar, kertenkele ve öbür kelerlerle beslenir. Bazıları besin olarak yumurtaları, pek azı böcekleri seçer. Ama hiçbiri bitkiyle beslenmez. Yılanlar başlarından iri hayvanla­rı yutabilir. Bunu başlarındaki kemiklerin yapısı ve eklemlenme özelliği sağlar. Baş ve çene kemiklerinin geniş hareket yeteneğinin yanı sıra, altçeneyi önden birleştiren esnek bir bağ vardır. Böylece yılanın ağzı avının iriliği­ne göre genişleyebilecek bir özellik kazanmış­tır. Keskin ve kıvrık dişleri avın hem yakalan­masına, hem de bütün olarak yutulup boğaza doğru gönderilmesine yardımcı olur. Bazı yılanların üstçenelerinde bir çift zehir dişi vardır. Bunların ya içi bir kanal oluştura­cak biçimde boş ve ucu delik yada bir yanı olukludur. Zehir bezlerinden gelen zehir bu dişlerin içinden ya da dış yüzeyindeki oluktan akarak ısırmayla açılan yaraya akıtılır. Zehir bezleri genellikle gözlerin alt gerisinde yer alır ve bir kanalla zehir dişine bağlanır. Zehirli yılanlar zehirlerini, avlarını öldür­menin yanı sıra kendilerini korumak için de kullanır. Öbür yılanların çoğu avlarını ya canlı canlı yutar ya da önce boğarak öldürür Boğmak için kurbanlarının çevresine sıkıca dolanarak soluksuz kalmalarına yol açarlar. Yılanların birçoğu kurbanlarını ne sokabilen, ne de boğabilen, zehirsiz ve insanlar için zararsız hayvanlardır. Yılanlar ancak tıslamaya benzer sesler çıka­rır. Ayrıca çıngıraklı yılanların kuyruklarındaki kuru ve boynuzsu deri parçaları takırtılı bir ses yayar. Yılan yumurtası parşömeni andıran yumu­şak bir kabukla kaplıdır. Yumurtalar bazen çürümeye yüz tutan bitkisel maddelerin üzeri­ne bırakılır. Burada oluşan ısı yumurtanın gelişmesine yardımcı olur. Bazı yılanlar çev­resine çöreklendikleri yumurtalarını açılana kadar bekleyerek korur. Bazı türlerde ise yumurtalar dişinin içinde açılır ve yavrular kendi çabalarıyla dışarı çıkarlar. Kışları soğuk geçen bölgelerde yılanlar oyuklara ya da taş aralarına girerek kış uykusuna yatar. Hindistan, zehirli yılanların büyük sorun oluşturduğu ülkelerden biridir. Burada kob­ralar ve iri engerekler yaşar. Kobralarla akraba olan küçük karait evlerin yakınına sokulduğundan en tehlikeli yılanlar arasında­dır. Karaitler çıplak ayakla dolaşmanın yay­gın biçimde görüldüğü Hindistan'da her yıl çok sayıda insanın ölümüne yol açar.

Trim albo 041109 ltn
"Endonezya'da her yıl 30-40 kişinin ölümüne yol açan takma adı sessiz katil olan beyaz dudaklı yeşil ağaç engereği. İnsanlar bu hayvanla genelde meyve toplarken karşılaşır."

Yılan Türleri
Afrika'da bulunan zehirli yılanlar arasında kobralar, kobraların ağaçlarda yaşamaya uyarlanmış akrabalarından mambalar ve bir­çok engerek türü sayılabilir. Avustralya'da yaşayan yılanlardan taypanın zehri de çok güçlüdür. Piton ise avlarını boğarak öldürür. Pitonların akrabalarından boa daha çok Orta ve Güney Amerika'da yaşarken anakonda Amazon ormanlarındaki bataklıklarda ve akarsu boylarında görülür. Piton ve anakonda en iri yılan türleridir. Çıngıraklı yılanlar ise Amerika'nın en tanınmış zehirli yılanları ara­sında yer alır. Bu paragrafta sözü edilen yılanlara ilişkin ayrıntılı bilgiyi ansiklopedide­ki kendi maddelerinde bulabilirsiniz. Güney ve Güneydoğu Asya'da bütün yılan familyalarının üyelerine rastlanır. Bu yılanla­rın birçoğu Asya'nın öbür bölgelerinde ve Avrupa'da da bulunur. Avrupa zehirli yılan­ların en az rastlandığı kıtadır. Avrupa'da görülen zehirli yılanların hepsi engerek grubundandır ve 10 kadar türden oluşur. Türki­ye'de ise yedisi zehirli 30 dolayında yılan türü vardır. Deniz yılanı, yılanlar için pek akla gelme­yen bir ortam olan denizlerde yaşar. 50'yi aşkın deniz yılanı türü vardır. Bunların zehir dişi kobra ve mambalarda görüldüğü gibi önde bulunur. Gövdeleri yassı, kuyrukları kürek biçiminde, burun delikleri kapaklıdır. Gövdelerini yanlara doğru dalgalandırarak yüzerler. Büyük bölümü yumurtlamak yerine gelişmiş yavrular doğurduğundan üremek için kıyıya çıkma gereksinimi duymaz. Uzunlukla­rı genellikle 1 metre dolayındadır. İçlerinde en irisi olan büyük deniz yılanı (Laticauda semifasciata) 2 metreyi aşabilir. Çoğu Doğu Afrika, Hindistan, Güneydoğu Asya ve
Avustralya kıyılarında yaşar. İçlerinden bir tür Madagaskar'dan Büyük Okyanus'a ve Orta Amerika'nın batı kıyılarına kadar yayıl­mıştır. Genellikle balıklar ve balık yumurtalarıyla beslenirler. Bazılarının zehri kobranınkinden güçlüdür. Deniz yılanları derileri ve Japonya gibi bazı Uzakdoğu ülkelerinde eti için de avlanmaktadır.

Echis carinatus sal
"Hindistan'ın Türkiye'nin ve Asya'nın en tehlikeli yılanlarından biri:Benekli engerek"

Su Yılanı Tatlı sularda yılanlara daha sık rastlanır. Ama bu yılanlar karada da kolayca hareket edebilir ve avlanabilirler. Eskidünya' da yaşayan türler yumurtlayarak ürediklerin-den karaya daha çok bağımlıdır. En iyi bilinen tür olan bayağı su yılanı (Natrix natrix) Avrupa ve Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya kadar yayılmıştır. Uzunluğu bazen 1,5 metreyi aşsa bile genellikle 1 metre dolayındadır. Su yılanları zehirsizdir. Tehlike karşısında başını şişirir ve dışkılık bölgesinde­ki bezlerden kötü kokulu bir sıvı salgılar. Balık ve kurbağa gibi avlarını ısırarak öldü­rürler.

800px Nerodia sipedon shedding
"Serinlemek için suya girmiş bir yılan"

Kara Yılan Birçok yılan türüne tümüyle ya da büyük ölçüde kara renkli olmasından ötürü kara yılan denmiştir. Türkiye'deki dağı­lımı İzmir yöresinden başlayarak Akdeniz Bölgesi'ne ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi' nin batı, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güney kesimlerine kadar uzanan bayağı kara yılanın (Coluber juguiaris) genel coğrafi dağılımı Kıbrıs ile Ortadoğu'nun büyük bir bölümünü kapsar. Uzunluğu 2 metreyi aşabilir. Türkiye' de yaşayan yılanların en uzun türüdür. Zehir­siz olmakla birlikte insandan genellikle kaç­maz ve tıslayarak kendini korumaya çalışır. Avustralya kara yılanı (Pseudeschis porphyri-acus) akrabası olan kobra gibi zehirlidir. Sıçan Yılanı. Besinlerini büyük ölçüde sı­çan gibi kemiricilerden sağlayan 50 dolayında zehirsiz yılan türü sıçan yılanı adı altında toplanır. Sıkıca sarıldıkları avlarını boğarak öldüren bu yılanlar Asya, Avrupa'nın güneyi, Orta ve Kuzey Amerika'da yaşar, kendilerini savunurken kuyruklarını titretir, su yılanları gibi kötü kokulu bir sıvı çıkarır ve ısırmak üzere birden saldırıya geçebilirler. Hepsi de yumurtlayarak ürer. Genellikle güzel renk ve desenlerle bezelidirler. Uzunluğu 1,8 metreye ulaşabilen sarı sıçan yılanı (Elaphe quatuorli-neata) Avrupa'nın en iri yılanıdır. Bu tür İtalya'dan Türkiye, Kafkaslar ve İran'a kadar yayılmıştır. Değişik adlarla tanınan birçok sıçan yılanı vardır. En iyi bilinenlerinden Asklepios yılanı (Elaphe longissima) adını Eski Yunan ve Roma'da hekimlik tanrısı Asklepios'tan alır. Asklepios'un kutsal hayvanı sayılan bu yılan sağlık merkezi olarak kullanılan asklepieion-larda besleniyor, yaladığı hastaları iyileştirdi­ğine inanılıyordu. Anadolu'daki yerleşim alanlarında sıkça görüldüğünden ev yılanı (Elaphe situla) denen tür de bir sıçan yıla­nıdır.

741px Python molurus D182D0B8D0B3D180D0BED0B2D18BD0B9 D0BFD0B8D182D0BED0BD
"Burma pitonu, dünyanın en uzun yılanı."

Kral yılan Kanada'nın güneydoğu kesimle­rinden Ekvador'a kadar uzanan bölgede yaşa­yan yedi yılan türünden oluşur. Yılan zehrin­den etkilenmediği anlaşılan ve adını zehirli yılanları bile yiyebilmesinden alan bu yılanlar avlarını genellikle boğarak öldürür. Kral yılanların bazı türleri kırmızı, sarı ve siyah halkalarından ötürü yalancı mercan yılanı olarak da tanınır.


600px Anaconda jaune 34
"Anakonda"

Mercan yılanı denen türler parlak ve yan yana gelen zıt renkleriyle dikkat çeker. Bu yılanların Amerika'da yaşayan bütün türleri kobrayla aynı familya içinde yer alır. Kobra­dan farklı olarak, avlarını sokmak yerine, başından yakalayarak yutarlar. Bazılarının zehri soktuğu insanı yarım saatte öldürecek ölçüde güçlüdür. Mercan yılanlarının renk ve desenlerinin yırtıcılara karşı bir uyarı işlevi gördüğü sanılmaktadır. Ama bu hayvanların geceleri, düşmanlarının ise gündüzleri etkin­lik göstermesi nedeniyle bazı bilim adamları ortaya çıkan renklenmenin bir uyarı işareti değil, yılanın tipik gövde çizgilerini bozan bir çeşit kamuflaj olduğunu öne sürmektedir.

Bilimsel sınıflandırma
  • Alem: Animalia (Hayvanlar)
    • Şube: Chordata (Kordalılar)
      • Sınıf: Reptilia (Sürüngenler)
        • Takım: Squamata (Pullular)
          • Alt takım: Serpentes
Genel bilgiler
Yılanlar, genellikle üç metre öteyi görebilirler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır.

Yılanlar dış kulakları olmadığından uzun zaman sağır zannedilmiştir. Aslında çeneleriyle kulakları arasında kemik bağlantıları olduğundan, üzerinde bulundukları toprağın yansıttığı sarsıntıları kolayca işitirler. Çenesini yere koyan çıngıraklı bir yılan çok uzaktan gelen bir atın ayak seslerini bile kolayca duyabilir. Yılanların bulunabildiği arâzilerden geçen bir insan, gürültülü ayak darbeleriyle yürüdüğünde hiçbir yılana rastlamaz. Bazı yılanların göz ve burunları arasında ince zarlı iki çukur bulunur. Bunlar, sıcak kanlı hayvanların vücutlarından yayılan ısı dalgalarını (infrared) tespit ederler. Bunların sayesinde avlarını karanlıkta bile bularak takip ederler.

Yılan zehiri av etini eritmeye yarayan kuvvetli bir sindirim sıvısıdır. Zehirsiz yılanlarda bile zehirli olan kuvvetli bir sindirim sıvısı vardır. Ağızlarına parmak sokulduğunda veya dişlendiğinde tükürüklerinden dolayı yanma ve şişme yapar. Dişleri sökülen zehirli yılanlarda dişler tekrar sürer. Yılanların renkleri ve boyları çeşitlidir. Zehirli yılanların başları üçgen ve kuyrukları küt olduğu söylenirse de bunlar kesin belirtiler olamaz. Her yılanı zehirli kabul ederek onlardan sakınmak gerekir.

Üreme
Yılanlar yumurtlayarak ürerler. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz annelerini ararlar. Boa, anakonda ve engereklerin çoğu yavrularını doğurur. Bunlar gerçek doğum değildir. Yumurtalar ana karnında gelişip açıldığından doğum gibi görülür. Buna “Ovovivipar” üreme denir. Gebelik süresi 2 aydır.

Sınıflandırma
  • Üst familya: Booidea
    • Boidae
    • Bolyeriidae
    • Cylindrophiidae
    • Loxocemidae
    • Pythonidae
    • Tropidophiidae
    • Uropeltidae
    • Xenopeltidae
  • Üst familya: Typhlopoidea
    • Anomalepididae
    • Leptotyphlopidae
    • Typhlopidae
  • Üst familya: Colubroidea
    • Acrochordidae
    • Atractaspididae
    • Colubridae
    • Elapidae
    • Hydrophiidae
    • Viperidae

Ayrıca yılan resimleri için bakınız: Yılan Resimleri



Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica & Vikipedi, özgür ansiklopedi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
24 Mart 2009       Mesaj #2
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Yılanların Özellikleri
Yılanlar Sürüngenler sınıfının, Suquamata (Pullu Sürüngenler) takımından, Ophidia alttakımına bağlı hayvanlardır. Kertenkeleler ise Suquamata takımına bağlı olmakla birlikte, Lacertilia alt takımı olarak yılanlardan ayrılmaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar
Yılan ve kertenlelelerde dişler çeneye yapışıktır, yani çukurlar içinde değildir. Kafada bulunan quadrat kemiği, kertenkelelerin çoğunda yılanların hepsinde oynaktır.
Vücut silindir şeklinde uzunca biçimlidir, bacaklar bulunmaz ancak bazı ilkel yılanlarda anüs yarığının her iki tarafında mahmuz biçiminde arka ayak kalıntıları bulunmaktadır. Kulaklar körleşmiştir, dış kulak, kulak zarı ve orta kulan bulunmaz ancak, iç kulak vardır, dolayısıyla yılanlar duyamazlar ancak yerdeki titreşimleri hissedebilirler.
Yılanların göz kapağı yoktur, gözün ön kısmında gözü tamamen örten saydam bir tabaka vardır, bu sebepten, gözü sürekli açık görünür. Dil uzunca yapılı ve ucu çatallıdır, yılanın ağzı kapalıyken bile dilini, dudakların ön kısmındaki bir yarıktan dışarıya çıkartılabilir.
Yılanları çoğunda sol akciğer bulunmaz (Boidae familyası hariç onlarda da dol akciğer daha kısadır) bununla birlikte sağ akciğer kuyruğa ulaşacak kadar uzundur ve son kısmı hava kesesi biçimindedir, bu depolanan hava özellikle avını yutarken havasız kalmaması için gereklidir. Yılanlarda mide, karaciğer, böbrek de uzun yapılıdır. Böbrek, testis gibi organlar aynı hizada değildirler. Yılanlarda sidik torbası bulunmamaktadır. Hem yılanların hem de kertenkelelerin erkeklerinde, iki çiftleşme organı bulunur (Hemipenis) kloak yarığı eninedir.


Yılanların Boyu ve yaşam süreleri
Genel olarak yılanların boyu, 10 cm ile 10 m arasında değişir. Daha uzun boyda olanlarının da mevcut olduğu iddia edilsede bu bilimsel olarak doğru değildir. Dünyadaki en uzun boylu yılanlara örnek olarak Anakonda’yı verebliriz (Bilimsel adı: Eunectes murinus) yaklaşık10 metre, en küçük yılan ise Madagaskarda yaşayan Typhlops reuteri dir ve boyu 10 cm kadardır. Türkiye’deki yılanların buyu ise en fazla 2 m - 2.3 m dir.
Yılanlar, hayvanat bahçelerinde iyi bakılırlarsa 20-30 yıl arası yaşayabilirler, ancak doğal ortamlarında bu yaşı dolduramadan ya avlanırlar, yada öldürülürler.

Yılanları Duyu organları
Daha öncede söylediğimiz gibi yılanlar, sağırdırlar ancak yerdeki titreşimleri hissedebilirler bununla beraber, görme duyguları güçlüdür, özellikle hareketli cisimleri çabuk algılarlar. Hem yakın hem uzağı görebilmeye uygun yapıları varsa da, daha çok yakını görmeye alışkındırlar.
Koku alma duyuları da çok gelişmiştir, burun boşluğundaki koku epitelinden başka, iki organ daha vardır, ağız tavanında bulunan bu iki delikli organın adı Jacopson organıdır, yılan dili ile topladığı koku moleküllerini dilini içeriye çektiği zaman bu organa deydirir ve kokuyu algılar.
Crotalidae familyasına mahsus yılanların gözle burun deliği arasında bir çukurluk vardır bu çukurların içi duyusal doku ile kaplıdır ısıya duyarlı bu organı yılan bir termal kamera gibi kullanır ve uzaktaki bir hayvanın ısısını algılayabilir, bazı yılanlarda bu organ o kadar hassastır ki bir santigrat derecenin yüzde birini bile ayırt edebilir.

Gömlek Değiştirme
Sağlıklı bir yılan yılda en az 2 veya daha sık gömlek değiştirir, değiştirme zamanı gelince deri matlaşır, gözleri örten şeffaf tabaka matlaşır, iki hafta sürebilecek olan bu işlem sırasında yılan faaliyetini kesip bir yere gizlenir. Deri değiştirdikten sonra hayvan tekrar parlak renkli olur. Yılan gömleği elastik olduğundan çektikçe uzar bu bakımdan yılanın boyu hakkında herhangi bir fikir vermez.

Üreme
Genellikle yumurtlamak suretiyle üreyen yılanların bazıları canlı doğurur (Engerekler). Türüne göre yılanlar 8-50 arası yumurta bırakabilirler, Engerekler ise 3-12 arası yavru dünyaya getirirler. Kuluçka devri 2-3 ay sürer bu yılanın türüne ve ortamın sıcaklığına göre değişmektedir. Yavrular 2 yaşına geldiklerinde cinsel olgunluğa erişirler, daha soğuk bölgelerde ise bu 4-5 sene alır.
Engerek gibi canlı doğuran yılanlarda yumurtalar ovidukt’lar içinde gelişir, yavru ince ve saydam bir zarfla örtülü doğar. Zar hemen doğuştan sonra yırtılır, bazen de doğumdan önce yırtılmış olur, böyle canlı doğuranlara ovovivipar yılanlar denir. Viperidae (Engerekler), Boidae, Crotalidae Familyalarından yılanlar ovovivipar dır.

Yılanlarda Zehir
Yılan zehrindeki toksik unsurları fizyolojik etkileri bakımından iki gurup altında toplayabiliriz.
Birinci Grup: Nörotoksin (Neurotoxin) Bunlar sinir sistemi ve iskelet kaslarına giden sinir uçlarında bozukluklar meydana getirir. Bu bozukluklar özellikle beyindeki solunum merkezi ile soluk alıp vermede rol oynayan kaslarda (Bilhassa diyafram) belirgin olarak görülür. Nörotoksinlerin etkisi fazla olduğu durumlarda solunum tamamen durabilir.
İkinci Grup: Hemolytik (Kan parçalayıcı) toksinlerdir. Diğer bir ismi ise Hemapathogen (Kan hastalığı yapan) dir. Bunlar dolaşım sisteminde bozukluk meydana getirir ve çeşitleri oldukça fazladır. Örneğin: Kırmızı kan hücrelerini tahrip eden hemolysinler. Kan damarlarının çeperindeki endothelial hücrelerini tahrip edip, kanın damardan dışarıya sızmasına neden olan hemorrhagin’ler. Damarlarda kanın pıhtılaşmasına neden olan thrombase (=thrombin). Akyuvar ve zehirle temasa geçen diğer doku hücrelerini bozan Cytolysin’ler. Kanın pıhtılaşmasına mani olan anticoagulin (=antifibrin) ler gibi. Türkiye’deki zehirli yılanlar bu ikinci gruba dahildir ancak zehirleri sağlıklı bir insan için, ölümcül bir etki yapacak güçte değildir.

Yılanların insanlarla ilişkileri ve faydaları
Maalesef insanlarda yılanlara karşı korkunç bir nefret ve ön yargı vardır. Masallar, efsaneler, deyimler hep yılan düşmanlığı üzerine kuruludur. Oysa bilinenin aksine yılanlar insanlar için son derece faydalı hayvanlardır.
Tarımda, bağ, bahçe ve tarlalarda bulunan köstebek, tarla faresi gibi zararlı kemirgenleri yiyerek beslendiğinden, tarıma faydası dokunmakta ve bir çok biliçli ziraatçi tarafından yılanlar korunmaktadır. Bir farenin bir defada 10 yavru doğurduğunu ve yavruların bir aylık olunca doğurabilecek olgunluğa geldiğini düşünürsek, bir fare ve onun neslinden yılda yaklaşık 15.000
fare üreyecektir ve her gün bir fare yiyen yılanın faydası daha iyi anlaşılacaktır. Tarlalarındaki yılanları öldüren veya ticari maksatlarla yurtdışına satan kişiler, büyük zararlara uğramış tarlaları fareler tarafından telef edilmiştir. Yurtdışında bir çok yerde fare ve diğer kemirgenlerle mücadele etmek için yılanlar kullanılmaktadır.
Özellikle Türkiye’deki yılanlar söylenenlerin aksine uysal hayvanlardır ve insanlardan kaçarlar, üzerlerine basmadıkça (ki ayakkabısı olan ve uzun pantolon giymiş birine dişlerini batıramaz) veya bir köşeye kıstırıp rahatsız etmedikçe insanları ısırmazlar. Bu bakımdan onları öldürmek yerine üzerlerine basmamaya dikkat göstermek daha insani bir hareket olacaktır.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
28 Mayıs 2011       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
YILAN
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Ayaksız ve ince uzun vücutlu sürüngenlerin genel adı.

Yılanlar, pullusürüngenler takımının bir alttakımını oluştururlar (Ophidia). Ayaksız olmaları yanında, omuz ve kalça kemerlerinin, hareketli gözkapaklarının olmayışıyla da diğer pullusürüngenlerden ayrılırlar.

Özellikleri

Yılanların en belirgin özelliklerinden biri de çok renkli derileridir. Bu renkler yılanın, içinde yaşadığı çevreyle de ilintilidir. Boyları çok değişiktir (10 cm.den 10 m.ye kadar). Vücutları biçim, büyüklük ve dizilişleri türden türe değişen pullarla kaplıdır. Kuyruk ve baş biçimleri de türlere göre değişir. İki çeneyi bağlayan bağın esnekliği nedeniyle ağızları son derece genişleyebilir. Böylece yılanlar oldukça büyük avları yutabilirler. Dişleri çengel biçimindedir.

Türleri

Yılanların zehirli ve zehirsiz türleri vardır. Zehir bazı türlerde doğrudan doğruya tükürüğe karışır, bazı türlerdeyse zehirdişi adı verilen dişler aracılığıyla zehir salgısını ağızlarının dışına, ileriye doğru fırlatabilirler. Yılan türlerinin yalnızca 1/3 kadarı zehirlidir ve bunların da çok az bir bölümünün (%7) ısırması insanlarda ölümcül etki yapabilir.

Beslenmeleri
Yılanlar etçil hayvanlardır. Böcek, kurtçuk, kurbağa, balık, yumuşakça yerler.

Üremeleri

Yumurtlayarak çoğalırlar. Ancak bu yumurtalar bazı türlerde vücut içinde olgunlaşır ve yavru, ana karnından ergin olarak doğar. Bir kezde yumurtlanan yumurta sayısı birden fazla olup bazı türlerde 100'e kadar çıkar.

Alttakım

Yılanlar alttakımı boalar, solucanyılanları, suyılanları, genişbaşlılar ve oluklu zehirdişliler olmak üzere 5 bölüme ayrılır.

  • Boa yılanı (Boa constrictor),
  • Çamur yılanı (İlysia scytale),
  • Pitonlar (Python) boalar bölümünden;
  • Köryılan (Typhlops vermicularis) solucanyılanları bölümünden;
  • Suyılanı, (Natrix natrix),
  • Okyılanı (Zameis gemonensis),
  • Kobralar (Naja) suyılanları bölümünden;
  • Kamabaşlı yılan (Amblycephalus carinatus) genişbaşlılar bölümünden;
  • Engerekler (Vipera),
  • Çıngıraklıyılan (Crotales horridus), oluklu zehirdişliler bölümündendir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
20 Aralık 2011       Mesaj #4
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
Eirenis collaris (Menetries, 1832)
Yakalı Yılan
Genel Özellikler: Sırt bölgesinin rengi genel olarak kahverengi ve tonlarından zeytini yeşile kadar değişir. Ense kısmında büyük siyah bir benek vardır. Ortası açık renkli, kenarları siyah olan sırt pulları vardır. Beneksiz olan karın bölgesiyse sarımsı beyaz olur. kış uykuları vardır. Genel olarak böceklerle, örümceklerle, küçük kemiricilerle, seyrek olarak da kertenkelelerle beslenirler. Dişiler bir defada 4-8 kadar yumurta bırakabilirler. Yumurtadan çıkan yavrular 10 cm kadar olur ve 2-3 yılda erginliğe ulaşırlar. Boyları 40 cm kadar olur.

Habitat: Bitki örtüsün seyrek olduğu taşlık, çalılık gibi açık arazilerde yaşarlar. Dinlenme zamanlarını ve kışı taş altlarında bahçelere yakın yerlerde geçirirler. Yüksekliği 1600 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler.



Türkiye'deki Dağılım: Akdeniz bölgesinin doğusunda, Güneydoğu Anadolu'da habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler.
eirenis collaris

---------- Mesaj tarihi 16:43 ---------- Önceki mesaj tarihi 16:42 ----------

Coluber ventromaculatus Gray, 1834


Benekli Yılan


Genel Özellikler: Bu hayvana ilk bakıldığında göze çarpan koyu renkli (siyah ya da kahverengi) benekleri. Bu benekler kuyruğa doğru gittikçe küçülür. Sırtın zemin rengiyse grimsi kahverengi ve tonlarında olur. Karın bölgesi daha açık renkli olur. Gündüzleri aktiflik gösterirler. Genel olarak küçük kemiriciler, kuş ve kuş yumurtaları, kertenkelelerle beslenirler. Daha çok sabahleyin avlanırlar. Çok hızlı hareket edebilirler. Kemiricilerle beslendikleri için yararlıdırlar. Dişiler bir defada 6-8 kadar yumurta bırakabilirler. Yumurtadan çıkan yavrular iklime bağlı olarak 2-3 yıl içinde erginleşirler. Boyları 150 cm kadar olabilir.

Habitat: Bitki örtüsünün az olduğu kurak, taşlık ve çalılık yerlerde yaşarlar. Dinlenme zamanlarını taş altlarında ve kemirici yuvalarında geçirirler. Yüksekliği 1000 metre kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Türkiye'deki Dağılım: Şanlıurfa'da Suriye sınırına yakın olan bölgelerde habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler.

wol errorThis image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 787x629.1217343072Coluber ventromaculatus



---------- Mesaj tarihi 16:43 ---------- Önceki mesaj tarihi 16:43 ----------

Coluber schmidti Nikolsky, 1909
Kırmızı Yılan
Genel Özellikler: Sırt bölgesinin rengi genel olarak genç bireylerde grimsi kahverengi ve uzunlamasına koyu kahverengi ya da siyah benekli. Gençler büyüdükçe benekler kaybolmaya başlar. İyice erginleştikten sonra parlak kırmızı ve beneksiz olurlar. Genç bireylerde karın bölgesi sarımsı beyaz, erginlerdeyse sarımsı beyaz ya da kırmızımsı olur. Gündüzleri aktiflik gösterirler. Genel olarak fare gibi küçük kemiriciler, kuş ve kuş yumurtaları, kertenkelelerle beslenirler. Daha çok sabahleyin avlanırlar. Çok hızlı hareket edebilirler. Kemiricilerle beslendikleri için yararlıdırlar. Dişiler bir defada 6-8 kadar yumurta bırakabilirler. Yumurtadan çıkan yavrular iklime bağlı olarak 2-3 yıl içinde erginleşirler. Boyları 160 cm kadar olabilir.

Habitat: Dere kenarlarında, ovalarda, tarlalarda, bahçelerde, dağ yamaçlarında, bataklık yerlerde, ağaçlık alanlarda yaşarlar. Ağaçlara tırmanabilirler. Dinlenme zamanlarını taş altlarında ve kemirici yuvalarında geçirirler. Yüksekliği 500-1700 metre arasında olan yerlerde bulunurlar.

Türkiye'deki Dağılım: Doğu, Güneydoğu, ve İç Anadolu bölgelerinde habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler.

red snake



---------- Mesaj tarihi 16:46 ---------- Önceki mesaj tarihi 16:43 ----------

Coronella austriaca Laurenti, 1768
Avusturya Yılanı

Genel Özellikler: Sırt bölgesinin rengi genel olarak kırmızımsı kahverengiyle sarımsı kahverengi arasında değişir. Belirginliği az olan beneklerinin rengiyse siyah. Karın bölgesiyse grimsi kahverengiden kırmızımsı renge kadar değişir. Ayrıca burun bölgesinden başlayıp, gözün üzerinden geçen ve boyuna doru uzanan bir şerit bulunur (temporal bant). En çok yedikleri besin kertenkeleler. Bunların yanında kemiriciler, avlayabildikleri kuşlar, küçük yılanları da yerler.




Tırmanıcı özellikleri var. Sabahları ve öğleden sonraları aktiftir. Öğle uykuları var. Az hareketli ve sakin bir türdür. Kış uykusuna da yatarlar. Bu hayvanlar üreme işlerini doğurarak yaparlar (ovovivipar). Ancak doğurma memelilerdeki gibi olmaz. Yavru anne karnında bir yumurta içinde gelişir (plasenta yok) ve dışarıya öyle bırakılır. Dişiler bir defada 4-13 yavru doğururlar. Ağustos ya da Eylül'de yumurtadan çıkan yavrular 3 (erkekler) ve 4 (dişiler) yılda erginleşir. Boyları 75 cm kadar olabilir.

Habitat: Ormanlık yerlerin kenarlarındaki taşlıklarda, kumluklarda, çayırlıklarda, çalılık yerlerde yaşarlar. Ağaçlarda da görülürler. Yüksekliği 2350 metre kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Türkiye'deki Dağılım: Anadolu'nun kuzeyinde (Trakya dahil) daha çok olmak üzere, Orta ve Batı bölgelerinde habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler.
coronella austriaca2



---------- Mesaj tarihi 16:49 ---------- Önceki mesaj tarihi 16:46 ----------

Coluber najadum (Eichwald, 1831)
İnce Yılan

Genel Özellikler: Vücut yapıları diğer yılanlara göre oldukça ince. Sırt bölgesinin rengi arka tarafta kırmızımsı kahverengi ve kahverenginin diğer tonları, ön taraftaysa grimsi. Vücudun ön tarafının yanlarında kenarları beyaz olan iri siyah benekler bulunur. Bu benekler kuyruğa doğru gittikçe küçülür. Baş taraftaki ilk iki benek bazen birleşik olabilir. Benek bulunmayan karın bölgesi, kirli beyaz ya da sarımsı olabilir. Genel olarak fare gibi kemiricilerle, küçük sürüngenlerle, kertenkelelerle ve böceklerle beslenirler. Kemiricilerle beslendikleri için yararlıdırlar. Çok hızlı hareket edebilirler ve ağaçlara da tırmanabilirler. Gündüzleri aktiflik gösterirler. Ekim'le Nisan ayı arasında kış uykusuna yatarlar.



Haziran ve Temmuz aylarında yumurtlamaya başlayan bu hayvanların dişileri, bir defada 3-5 kadar yumurta bırakabilirler. Yavrular 2 ya da 3 yılda erginleşebilirler (sıcaklığa bağlı olarak). Boyları 140 cm kadar olabilir.

Habitat: Kuru yerlerde, çalılık ve taşlık alanlarda yaşarlar. Tarlalarda, bahçelerde ve ev yakınlarında da bulunabilirler. Yüksekliği 1700 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Türkiye'deki Dağılım: Anadolu'nun İzmir-Ağrı hattının güneyinde kalan kısımlarıyla, Trakya ve Doğu Karadeniz bölgesinde habitatın uygun olduğu alanlarda dağılım gösterirler.
coluber najadum




---------- Mesaj tarihi 16:50 ---------- Önceki mesaj tarihi 16:49 ----------

Coluber nummifer (Reuss, 1834)
s*kkeli Yılan

Genel Özellikler: Vücudun genel yapısına bakıldığında, boyun kısmının vücudun diğer bölgelerine oranla oldukça ince olduğu görülür. Sırt bölgesinin rengi genel olarak sütlü kahverengi ve kahverenginin diğer tonlarında olur. Sırtta ayrıca, kenarları siyahımsı olan koyu kahverengi, yuvarlağımsı ve ayrı ayrı iri benekler bulunur. Vücudun yan taraflarında, baştan kuyruğa doğru uzanan, sırttakilerden daha küçük olan benekler bulunur.



Bunlar kuyruk bölgesinde birleşerek bir şerit oluşturur. Gözle ağzın arka kısmı arasında siyah bir şerit de var. Karın bölgesi çok az benekli olup kirli beyaz bir renkte olur. Genel olarak fare gibi kemiricilerle, küçük sürüngenlerle, kuş ve kuş yumurtalarıyla, kertenkelelerle (özellikle Gekolar) beslenirler. Kemiricilerle beslendikleri için yararlıdırlar. Oldukça hızlı hareket edebilirler. Gündüzleri aktiflik gösterirler. Temmuz ayında yumurtlamaya başlayan bu hayvanların dişileri, bir defada 5-10 kadar yumurta bırakabilirler. Yumurtadan çıkan yavrular 20 cm kadar olur. Boyları 130 cm kadar olabilir.

Habitat: Bitki örtüsünün seyrek olduğu, kurak yerlerdeki taşlık ve çalılık yerlerde, evlerin yakınında yaşarlar. Toprak evlerin çatılarında da görülürler. Yüksekliği 2300 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Türkiye'deki Dağılım: Marmara, Ege, Akdeniz bölgeleri, İç Anadolu'nun batısında habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler.

Not: Saldırgan bir yapıları var. Rahatsız edildiklerinde ya da savunma amaçlı saldırırlar.
coluber nummifer2




---------- Mesaj tarihi 16:51 ---------- Önceki mesaj tarihi 16:50 ----------

Coluber ravergieri Menetries, 1832
Kocabaş Yılan

Genel Özellikler: Vücudun genel yapısına bakıldığında, boyun kısmının vücudun diğer bölgelerine oranla oldukça ince olduğu görülür. Sırt bölgesinin rengi genel olarak sütlü kahverengi ve kahverenginin diğer tonlarında olur. Sırtta ayrıca, kenarları siyahımsı olan koyu kahverengi, yuvarlak olmayan ve zikzak yapmış (şerit gibi) iri benekler bulunur. Vücudun yan taraflarında, baştan kuyruğa doğru uzanan, sırttakilerden daha küçük olan benekler bulunur. Bunlar kuyruk bölgesinde birleşerek bir şerit oluşturur. Gözle ağzın arka kısmı arasında siyah bir şerit de var. Karın bölgesi çok az benekli olup kirli beyaz bir renkte olur.



Genel olarak fare gibi kemiricilerle, küçük sürüngenlerle, kuş ve kuş yumurtalarıyla, kertenkelelerle (özellikle Gekolar) beslenirler. Kemiricilerle beslendikleri için yararlıdırlar. Oldukça hızlı hareket edebilirler. Gündüzleri aktiflik gösterirler. Temmuz ayında yumurtlamaya başlayan bu hayvanların dişileri, bir defada 5-10 kadar yumurta bırakabilirler. Yumurtadan çıkan yavrular 20 cm kadar olur. Boyları 130 cm kadar olabilir.

Habitat: Bitki örtüsünün seyrek olduğu, kurak yerlerdeki taşlık ve çalılık yerlerde, evlerin yakınında yaşarlar. Toprak evlerin çatılarında da görülürler. Yüksekliği 2300 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Türkiye'deki Dağılım: Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler.

Not: Rahatsız edildiklerinde ya da kendilerini korumak için saldırabilirler.


coluber ravergieri2




---------- Mesaj tarihi 16:52 ---------- Önceki mesaj tarihi 16:51 ----------

Coluber rubriceps (Venzmer, 1919)
Toros Yılanı, Ok Yılanı

Genel Özellikler: Sırt bölgesinin rengi arka tarafları sarımsı kahverengi, baş taraflarıysa grimsi kahverengi olur. Başın üst kısmıysa kırmızımsı kahverengi. Vücudun ön yan taraflarında siyah ya da koyu kahverengi benekler bulunur. Bu benekler arkaya doğru gittikçe küçülür ve kaybolur. Boyun tarafındaki ilk iki benek genelde birleşir ve halka oluşturur. Gözün arka ve ön tarafları siyah renkli. Karın bölgesiyse sarımsı beyaz olup beneksizdir. Genel olarak fare gibi kemiricilerle, küçük sürüngenlerle, kertenkelelerle ve böceklerle beslenirler. Kemiricilerle beslendikleri için yararlıdırlar. Çok hızlı hareket edebilirler ve ağaçlara da tırmanabilirler. Gündüzleri aktiflik gösterirler. Ekim'le Nisan ayı arasında kış uykusuna yatarlar.



Haziran ve Temmuz aylarında yumurtlamaya başlayan bu hayvanların dişileri, bir defada 3-5 kadar yumurta bırakabilirler. Boyları 100 cm kadar olabilir.

Habitat: Kuru yerlerde, çalılık ve taşlık alanlarda yaşarlar. Tarlalarda, bahçelerde ve ev yakınlarında da görülürler. Yüksekliği 1700 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Türkiye'deki Dağılım: Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler.
coluber rubriceps

Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
3 Şubat 2012       Mesaj #5
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Yılanlar

Yılanlara has birçok yapı özelliklerine bazı kertenkelelerde de rastlanmaktadır. Bu da, yeraltında yaşayan birçok kertenkelelerin yılanınkine benzer bir evrim geçirmiş olmalarından ileri gelir. Bugünün ayaksız kertenkeleleri, evrimlerinin ilk safhalarmdaki yılanlarla kıyaslanabilir. Fakat birçok ayaksız kertenkele aileleri olduğu halde bu grupların üyeleri gerçek yılanların üstün
yapışma ve âdetlerine erişememişlerdir.
Yılanların vücudu daima uzun ve silindir biçimlidir. Pulları daima pürüzsüzdür ve hafifçe kiremit tarzında dizilmiştir. Kertenkelelerde sık sık rastlanan diken, siğil, boynuz, tarak, et, yaka ve paraşüt gibi özellikler yılanlarda hiç bir zaman görülmez. Alt ve üst göz kapakları birleşerek, gözün üstünü saat camı şeklinde örtmüştür. Göz yuvarlakları da az oynak olduğundan, yılanların bakışlarında, birçok avlarını ipnotize ettiği söylenen bir sabitlik vardır. Yılanları başka sürüngenlerden ayıran bir özellik de, alt çenelerinin iki yansının sadece elâstikî bir bağla birleşmiş olmasıdır. Yılanların kulaklarının dışta bir deliği olmadığı gibi, göğüs kemikleri de yoktur.

Yılanların en göze çarpıcı özelliği bacaklarının olmayışıdır. Bununla beraber bazılarında, meselâ piton'larla boa'larda, arka ayak kalıntıları ile kalça kemiği vardır. Yılanlar, yer değiştirirken, ayak kadar oynak olan üç yüze yakın kaburgalarından yardım görürler. Kaburgalar, derinin içinden, yerdeki pürüzlere tutunurlar. Yılanların sağa sola kıvrılarak sürünüşü bu tutunma noktalarını çoğaltmak içindir.
Merak edilen bir konu da bir yılanın kuyruğunun nerede başladığıdır. Halbuki bunu kestirmek gayet basittir. Vücudun sonu, üst üste binmiş birkaç pulla örtülü bulunan enine dölyolu ağzından bellidir. Yılanların erkeklerinde buradan bazen, bilmeyenlerin ayak sandıklan çiftleşme organı çıkar.
Yılanların dişleri çeşit çeşit olup bu sürüngenlerin başlıca dört grup halinde toplanmasına temel teşkil eder.



1. Düz - dişliler (Aglyphodonta).

Bunlar zehirli değillerdir. Hepsi birbirbirlerine eş çok sayıdaki dişileri
avı yutulana kadar tutmaya yarar. Boalar, pitonlar ve suyılanıgiller böyledir.



2. Geride oyuklular (Opisthoglypha).

Bunlarda ise ağzın dip tarafındaki üst dişler zehir dişi şeklini almıştır. Bunların zehiri, ancak yutulma eylemi sırasında avı felce uğratmaya yarar. Susatangiller ve kumyı-lamgiller böyledir.
3. Önde - oyuklular (Proteroglypha).

Bu yılanlarda üst çenenin ön dişleri zehir dişi halini almıştır. Bu dişlerin diş üzerinde, özel bezlerin salgıladığı zehrin akmasına yarayan birer oluk vardır. Bu gibi dişleri olan yılanlar, avlarını ısırır ve onları, yutmadan önce zehirlerinin etkisiyle felce uğratır, ya da öldürürler. Kobragillerle deniz - yılangille rin saldırı metodları böyledir.


4. Oluklu zehirdişliler (Soienglypha).

Bunlarda her iki çenede ancak ilkel yapıda birkaç dişleri ve üst çenenin önünde bir çift eğri ve uzun zehir dişleri vardır, Engerekgiller ve çıngıraklıyılangiller'in meydana getirdiği bu grup üyelerinin iki özelliği vardır. Bir kere yüzlerinde, önceki iki gruptaki gibi sadece bir girinti olacağına, içlerinden bir kanal geçer. İkinci özellik, zehir dişlerinin, saldırı esnasında bir çeşit manivela sisteminin etkisiyle dikilmesidir. Öyle ki, bu zehir dişieri, ısırarak değil, vurarak etki gösterirler. Bir engerek yılanı ısırmaz, sokar. Bu itibarla sonuç aynı olsa da, saldırı metodu hiç bir suretle kobra'nınkiyle kıyaslanamaz.
Hayat tarzları kertenkelelerinin kadar değişik olmamakla beraber, yılanlar karada, ağaçların üzerinde, yeraltında veya tatlı ve tuzlu sularda yaşayabilirler. Yiyecek listeleri de belirlidir. Bazısı kemiricilerle beslenir. Esasen yılanların, grup olarak, bilhassa kemiricilerin dünya sahnesine çıkışlarından sonra gelişmeleri ilginçtir. Başka yılanlar, kuşları yerler, daha başkaları kurbağalar ve balıklarla, daha başkaları ise böceklerle beslenir. Bazı yılan türleri ise yumurta yemede ihtisas sahibidir.
Yılanlardaki duygular arasında en ziyade gelişmiş olanı dokunma duygusu olsa gerektir. Yılanın, üst dudağındaki bir yarıktan habîre meydana çıkardığı uzun ve çatallı dilinin, kurbağalarına zehir aşılamakta hiç bir ilgisi yoktur, tad almasına da yaramayıp ön plânda bir dokunma organı olarak vazife görür. Yılanlarda dokunma duygusundan sonra en önemlisi koku almadır. Görme duygusu ancak bazı gündüz yılanlarında keskin, çoğunlukta orta, hayatlarının büyük kısmını yeraltında geçirenlerde ise oldukça zayıftır.
Bir yılanın pullu derisinin deseni ve rengi hemen daima çevreye uygundur. Çölde yaşayanlarında kum rengi hâkimdir, ağaçların üzerinde yaşayıp, gündüzleri ava çıkanlarında çok kere yeşil renk göze çarpar, tatlı su yılanlarında koyu yeşil, deniz yılanlarında sarı ve siyahımsı mavi gibi daha canlı renkler dikkati çeker.
Yılanlarda deri değiştirmek, kuşların tüy dökümünden de daha önemlidir. Henüz yumurtadan çıkmış yılan yavrusunun ilk giriştiği ve büyüdükten sonra da yılda birkaç kere tekrarladığı bir olaydırv bu. Soyulma, sürüngenin dudaklarındaki ince derinin ayrılmasıyla başlar,arta kalan deri bundan sonra iki parça halinde çıkar.Serbest hayattaki yılanlar eskimiş gömleklerinden sıyrılmak için çalılara dikenlere ve taşlara sürtünürler.
Hemen bütün yılanlar yumurta yumurtlarlarsa da, içerisinde dünya yüzüne çıkmaya hazır yavru bulunan yumurta yumurtlayanları da vardır. Engerekgiller böyledir. Yumurtalar çoğunlukla elips biçiminde, kabukları da derimsidir. Anne yılan, bunları, ısısı ve nem derecesi uygun bir yerde topraktaki bir deliğin içine bırakır. Yılanlarda yuva yapımına rastlanmamıştır.
In science we trust.
pusula - avatarı
pusula
Ziyaretçi
29 Mart 2012       Mesaj #6
pusula - avatarı
Ziyaretçi
Kara yılan
3x5lb

Genel Özellikler:
Gençlerin sırt bölgesinin rengi genel olarak açık kahverenginin tonlarında olur. Sırttaki beneklerin rengi koyu kahverengi ya da siyah. Üzerindeki pulların kenarlarıysa siyah renkli. Karın bölgesi kirli beyaz ve kenarlara doğru küçük benekli. Erginlerin sırt kısmı parlak siyah. Başın üst tarafında kırmızımsı lekeler bulunur. sırttaki pulların ortasında kırmızımsı bir çizgi bulunur. Kırmızımsı olan karın bölgesinde küçük siyah benekler bulunur. Gündüzleri aktiflik gösterirler. Genel olarak küçük kemiriciler, kuş ve kuş yumurtaları, kertenkelelerle beslenirler.

161116 kara yilanhtml
iceslush - avatarı
iceslush
VIP ETC
20 Kasım 2012       Mesaj #7
iceslush - avatarı
VIP ETC
boa yilani
http://www.msxlabs.org/forum/signaturepics/sigpic813898_4.gif

Benzer Konular

13 Temmuz 2015 / Misafir Genel Galeri
25 Kasım 2012 / BrookLyn Zooloji
26 Ağustos 2009 / asla_asla_deme Tıp Bilimleri
5 Ağustos 2010 / The Unique Taslak Konular
23 Mart 2016 / Safi X-Sözlük