Ziyaretçi
Ebe Kurbağa (Alytes obstetricans)
Erkek «ebe kurbağa» üremek için suya gidecek yerde, kendi tarafından açılmış, ya da bir kemiriciden devraldığı bir oyuğun veya inin ağzından çağırışını duyurur. Sessiz dişi bu sese gelir ve birden etrafını birkaç erkekle çevrili bulur. Fakat ötekilerle rekabet eden erkeklerden biri sonunda dişinin beline sarılır.
Yarım saat sürebilen bu pozisyon esnasında erkek ebe kurbağa, dişinin döl yolunu çevreleyen bölgeyi okşar. Dişi sonunda arka bacaklarım uzatır ve bunlar, erkeğin bükülmüş arka toacaklarıyle birlikte yumurtalar için bir nevi hazne meydana getirir. Dişi, yumurtaları iki dizi halinde salıverir. Her dizide düzünelerle yumurta vardır. Bu yumurtalar oldukça iridir: Her birinin çapı 1 santim kadardır. Yumurtalar yumurtlandıktan sonra erkek ebe kurbağa vücudunu öne kaydırır ve bir yandan dişinin kafasına sarılırken yumurtaları döller. Bir zaman sonras önce bir bacağını, sonra ötekini yumurta kümesinin iğine daldırır. Yumurtaları beraberinde götüren erkek ebe kurbağa, yumurtaları bacaklarının etrafına sarmış hissini uyandırır. Erkek ebe kurbağa kıymetli yüküyle ininin yolunu tutarken, işi biten dişi başını alır gider. Erkek ebe kurbağa bundan sonraki gecelerde, yumurtalar hâlâ bacaklarına yapışmış olduğu halde, karnını doyurmaya çıkar. Yumurtalar da bu arada çiğin nemini emerler. Erkek ebe kurbağa yumurtalarla birlikte suya bile girebilir.
Yirmi gün kadar sonra yumurtaların içindeki larvalar adamakıllı gelişmiş durumdadırlar. Bu arada yumurtanın içindeki iri sarıyla beslenmişlerdir. Dış solungaçları kaybolduktan sonra, baba onları bir durgun suya veya akarsuya taşır. Larvalar bu suya batışlarında üzerlerin' deki yumuşak ve jelâtinimsi örtüyü patlatarak sudaki hayata ayak uydururlar. Böylece, yumurtalar da, henüz tam gelişmiş larvalar da, ebe kurbağanın onları beraberinde inine taşımasının sayesinde düşmanlarından korunmuş olurlar. Baba aynı zamanda yumurtaları nemli de tutmuştur.
Bu ilginç kuyruksuz amfibyum'un uzunluğu 5 santimi geçmez. Siyahımsı noktalı esmer bir rengi vardır. Yurdu Orta ve Batı Avrupa'dır.
Sponsorlu Bağlantılar
Erkek «ebe kurbağa» üremek için suya gidecek yerde, kendi tarafından açılmış, ya da bir kemiriciden devraldığı bir oyuğun veya inin ağzından çağırışını duyurur. Sessiz dişi bu sese gelir ve birden etrafını birkaç erkekle çevrili bulur. Fakat ötekilerle rekabet eden erkeklerden biri sonunda dişinin beline sarılır.
Yarım saat sürebilen bu pozisyon esnasında erkek ebe kurbağa, dişinin döl yolunu çevreleyen bölgeyi okşar. Dişi sonunda arka bacaklarım uzatır ve bunlar, erkeğin bükülmüş arka toacaklarıyle birlikte yumurtalar için bir nevi hazne meydana getirir. Dişi, yumurtaları iki dizi halinde salıverir. Her dizide düzünelerle yumurta vardır. Bu yumurtalar oldukça iridir: Her birinin çapı 1 santim kadardır. Yumurtalar yumurtlandıktan sonra erkek ebe kurbağa vücudunu öne kaydırır ve bir yandan dişinin kafasına sarılırken yumurtaları döller. Bir zaman sonras önce bir bacağını, sonra ötekini yumurta kümesinin iğine daldırır. Yumurtaları beraberinde götüren erkek ebe kurbağa, yumurtaları bacaklarının etrafına sarmış hissini uyandırır. Erkek ebe kurbağa kıymetli yüküyle ininin yolunu tutarken, işi biten dişi başını alır gider. Erkek ebe kurbağa bundan sonraki gecelerde, yumurtalar hâlâ bacaklarına yapışmış olduğu halde, karnını doyurmaya çıkar. Yumurtalar da bu arada çiğin nemini emerler. Erkek ebe kurbağa yumurtalarla birlikte suya bile girebilir.
Yirmi gün kadar sonra yumurtaların içindeki larvalar adamakıllı gelişmiş durumdadırlar. Bu arada yumurtanın içindeki iri sarıyla beslenmişlerdir. Dış solungaçları kaybolduktan sonra, baba onları bir durgun suya veya akarsuya taşır. Larvalar bu suya batışlarında üzerlerin' deki yumuşak ve jelâtinimsi örtüyü patlatarak sudaki hayata ayak uydururlar. Böylece, yumurtalar da, henüz tam gelişmiş larvalar da, ebe kurbağanın onları beraberinde inine taşımasının sayesinde düşmanlarından korunmuş olurlar. Baba aynı zamanda yumurtaları nemli de tutmuştur.
Bu ilginç kuyruksuz amfibyum'un uzunluğu 5 santimi geçmez. Siyahımsı noktalı esmer bir rengi vardır. Yurdu Orta ve Batı Avrupa'dır.