Arama

Türkiye Türkçesindeki Ses Olayları

Güncelleme: 20 Aralık 2011 Gösterim: 48.789 Cevap: 2
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
18 Şubat 2007       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
TÜRKİYE TÜRKÇESİNDEKİ SES OLAYLARI

Sponsorlu Bağlantılar
Kelimelerde zamana ve sahaya bağlı olarak sürekli değişmelerin, gelişmelerin olması dilin canlılığının bir göstergesidir. Dil durağan değil, dinamik bir yapıya sahiptir. Dilin söz varlığını oluşturan kelimelerdeki sesler, heceleri ve kelimeleri oluştururken tarihî süreç içerisinde düşerler, yer değiştirirler, türerler, başka seslere benzerler. İşte bütün bunlar, ses olayları başlığı altında incelenir. Dilde ses olayları, çeşitli sebeplerden kaynaklanır. Bunlardan başlıcaları aşağıda özetlenmiştir:

Ses olaylarının sebepleri
a) Dilin ses özellikleri: Türkçede kelime sonunda b, c, d, g sesleri olmadığı için Arapça kitâb kelimesi Türkçeye kitap şeklinde geçmiştir. Uzun ünlü olmadığı için de â ünlüsü kısalarak normal a’ya dönüşmüştür.

b) Başka seslerin etkisi: Bazı sesler, yanlarındaki diğer seslere etki ederek onları kendilerine benzetirler, değiştirirler. Meselâ, anbar kelimesindeki b sesi, yanındaki n’ye etki ederek onu, kendisi gibi dudak ünsüzü olan (m) yapmıştır. Böylece kelime, ambar şekline dönüşmüştür.

Yaşıl kelimesinin yeşil’e dönüşmesinin sebebi, y ve ş seslerinin inceltici etkisidir.

c) Vurgu: Türkçede orta hece vurgusu genellikle zayıf olduğu için bu hecedeki ünlüler bazen daralır bazen de düşerler: Tasarıla> tasarla, besileme> besleme, yalınız > yalnız vb. gibi.

ç) Zayıf sesler: ğ, h, ı, l, n, r, y, z sesleri zayıf sesler olduğu için bazı ses olaylarına sebep olurlar: ağabey > âbi, hastahane > hastane, pek iyi > peki, bir daha> bi daha, soğan> soan, uğur> uur, ınanmak > inanmak.

d) Söyleyiş güçlüğü ve kakofoni: Bazı seslerin yan yana gelmesi söyleyiş güçlüğüne veya kakofoniye sebep olur. Bu durumda bazı ses olayları olur: büyükcek > büyücek, küçükçük > küçücük, ufakcık > ufacık.

Ses olaylarının sebebini, dildeki en az emek yasasına bağlamak mümkündür.

1. Ses türemeleri
Ünlü türemesi ve ünsüz türemesi şeklinde görülür:
a) Ünlü türemesi
Genellikle, alınma kelimelerde görülen bu ses olayına Türkçe kelimelerde de rastlamak mümkündür. Ünlü türemesi kelimenin başında, ortasında veya sonunda olabilir: station > istasyon, scala > iskele, limon > ilimon, Recep>İrecep; tren > tiren, kral > kıral, spor > sipor; akl > akıl, ömr > ömür; bircik > biricik, giderkene.
b) Ünsüz türemesi
İki şekilde görülür. Birincisinde, ünlüyle biten kelimeye ünlüyle başlayan bir ek getirileceği zaman bu iki ünlü arasında yardımcı bir ünsüz ( y, n) tü¬rer: bilgi-y-e, Ali-y-i, sevdi – y – di, soru – y - u; bu-n-u, şu-n-u, evi-n-e.
İkincisi, -daha çok ağızlarda- ünlüyle başlayan kelimelerin başında y, h ünsüzlerinin türemesi şeklinde görülür: avlu>havlu, ayva>hayva, elbet>helbet, ücra>hücra, örümcek>hörümcek; ıldız>yıldız, ırak>yırak, inmek>yinmek.
2. Ünsüz ikizleşmesi
Kelime içinde bir ünsüzün iki defa söylenerek ikizleşmesi olayıdır. Daha çok ağızlarda görülür: yeddi, sekkiz, dokkuz, eşşek; bilemedim> bilemmedim, sakız>sakkız; anne (<ana), elli (50) (<elig).
Ünsüz ikizleşmesi, ünsüz türemesinin özel bir türü olarak da değerlendirilebilir.
3. Ses düşmeleri
Kelimedeki bir veya birkaç sesin, dilin ses özelliklerinden kaynaklanan sebeplerle düşmesi olayıdır. Kaybolan sesin kelimedeki yerine göre ve kaybolma şekline göre aşağıdaki şekillerde incelenirler:
a) Ön ses düşmesi: ısı+cak > sıcak.
b) Orta hece ünlüsünün düşmesi
Orta hecenin vurgusuz olması sebebiyle, özellikle ğ, r, y, z zayıf ünsüzlerinin yanındaki ünlünün düşmesi olayıdır: ağızı > ağzı, boyunum> boynum, buradan > burdan, buyuruk > buyruk, dirilik > dirlik, gazete > gazte, kıvırım > kıvrım, oğulu > oğlu, satılık > satlık, yalınız > yalnız, yanılış > yanlış.
c) Ünsüz düşmesi
Seslerin birleşmesi sırasında söyleyiş güçlüğü veya zayıf sesler (g, h, n, l, r, y, z) sebebiyle bir ünsüzün düşmesi olayıdır: küçük+çük > küçücük, ufak+rak > ufarak; kağan > kaan, soğan > soan, soğuk > souk, uğur > uur; yapurgak > yaprak; çift > çif, bir daha> bi daha, geliyor > geliyo.
ç) Hece düşmesi
Peş peşe gelen ve sesleri birbirine benzeyen hecelerden birinin düşmesidir: alıyor (<ala yorır), başlayım (<başlayayım), budur (<bu durur), pazartesi (<pazar ertesi), söyleyim (<söyleyeyim).
d) Tekleşme
Genellikle alınma kelimelerdeki aynı cinsten ve yan yana bulunan iki ünsüzden birinin dilin ses özelliğine uyarak düşmesidir:Edebiyyat > edebiyat, hammâl > hamal, kemmiyyet > kemiyet, medeniyyet >medeniyet.
e) Ünlü birleşmesi
İlki ünlüyle biten, ikincisi ünlüyle başlayan ve her zaman birlikte kullanılan birleşik kelimelerde, peş peşe gelen ünlülerin kaynaşarak bir ünlü hâline gelmesiyle ortaya çıkan ses olayıdır: bulamaç (<bulama+aş), cumartesi (<cuma+ertesi), Delorman (<Deli orman), kahvaltı (<kahve+altı), nasıl (<ne+asıl) niçin (<ne+için).
f) Hece kaynaşması
ğ, h, y zayıf ünsüzleri bazen iki ünlü arasında eriyerek kaybolur, kalan iki ünlü kaynaşarak tek ünlü olur. Dolayısıyla bir hece eksilmiş olur: âb (< ağabey), ayol (< ay oğul), eczâne (< eczâhâne), eyvallah (< eyi vallah), pastane (< pastahâne), peki (< pek iyi).
4. Yer değiştirme (göçüşme)
Kelimedeki iki ünsüzün yer değiştirmesi şeklinde ortaya çıkan ve ağızlarda çok görülen bir ses olayıdır: gibi-bigi, cereyan-ceyran, çömlek-çölmek, ekşi-eşki, gömlek-gölmek, ileri-ireli, kibrit-kirbit, kirpi-kipri, kirpik-kiprik, köprü-körpü, lânet-nalet, memleket-melmeket, Meryem-Meyrem, ödünç-öndüç, öğrenmek-örğenmek, sarımsak-samırsak, toprak-torpak, yalvarmak-yavralmak, yüksek-yüsgek. Bu örneklerde birinci şekiller doğru, ikinciler yanlıştır.
5. Benzeşme (asimilasyon)
Kelime içinde bir araya gelen seslerden birinin diğer sesi kendisine benzetmesi demek olan benzeşme, Türkçede çok görülen ses olaylarından biridir. Benzeşme, yan yana gelen sesler arasında olabileceği gibi uzakta olan sesler arasında da mümkündür.
Türkçenin ses kurallarının çoğu, benzeşmeyle yakından ilgilidir. Bunlardan en önemlileri ses uyumlarıdır. (Ses uyumları konusu yukarıda anlatıldığı için burada tekrar edilmeyecektir.)
Benzeşme, çeşitli şekillerde görülür:
a) İlerleyici benzeşme
Önceki ünsüzün, sonraki ünsüzü kendine benzettiği benzeşmedir: anlamak > annamak, bunlar> bunnar, karanlık > karannık, nişanlı > nişannı, samanlık > samannık, yazsınlar > yazsınnar.
b) Gerileyici benzeşme
Sonraki ünsüzün, önceki ünsüzü kendine benzetmesi olayıdır: birlikte > billikte, gözsüz > gössüz, kalmazsa > kalmassa, tarla > talla, terli > telli, türlü> tüllü.
c) Oluşum noktası benzeşmesi
Kelime içinde yan yana bulunan ünsüzlerden birinin diğerini kendi oluşum noktasına çekmesi olayıdır: Anbar, onbaşı, çarşanba, penbe, perşenbe kelimelerindeki b dudak ünsüzü yanındaki n’yi kendi oluşum noktasındaki bir diğer dudak ünsüzü olan m’ye çevirerek kelimelerin ambar, ombaşı, çarşamba, pembe, perşembe şekline dönüşmesine sebep olmuştur.
6. Ses değişmeleri
Bir sesin başka bir sese dönmesiyle ilgili ses olayları aşağıda sıralanmıştır:
a) Orta hece ünlüsünün değişmesi
Orta hecenin vurgusuzluğu ve y sesinin zayıflığı sebebiyle orta hecedeki geniş ünlünün daralması olayıdır: başlıyor (<başla-yor), diyor(<de-yor), gülmüyor (<gülme-yor), yiyor(<ye-yor).
b) Sedalılaşma (yumuşama)
Kelime sonunda iki ünlü arasında kalan p, ç, t, k sedasız seslerinin sedalılaşarak b, c, d ve g’ye dönmesidir: çorap+ı > çorabı, genç+i > genci, kanat+ı > kanadı, konak+a > konağa.
Tek heceli kelimelerin çoğunda ve sedalılaşma olduğunda anlamı değişecek kelimelerde yumuşama olmaz: atı, haçı, saça, suçu, otu.
c) Aykırılaşma
Birbirine benzeyen veya aynı olan iki ünsüzden birinin başkalaşmasıdır: ahçı (<aşçı)*; aktar (<attâr), muşamba (<muşamma).Türkçede ikiz ünlü (şedde) bulunmadığı için alınma kelimelerdeki ikiz ünlüden biri değişmiştir.
Bunların dışında da ses değişiklikleri vardır: inmek - enmek, demek –dimek, yemek - yimek (e - i); börek - bürek, büyük – böyük, güzel - gözel (ö - ü); kuş - guş, koyun - goyun (k - g) parmak - barmak, pastırma - basdırma (p - b); ben - men, binmek - minmek, boncuk - muncuk (b - m); ögmek - öğmek - övmek, dögmek - döğmek - dövmek, (g-v); kogmak-koğmak-kovmak (ğ-v); tag>dağ.
Yukarıda sıralanan ses olaylarından bazıları ağız özelliklerinden kaynaklanır ve sadece söyleyişle ilgilidir. Bu kelimelerde görülen ses olayları, yazı diline yansıtılmaz. Konuşma diliyle yazı dilinin birbirine mümkün olduğu kadar yaklaştırılması, söyleyişe ait bu özelliklerin kültür diline, ortak dile taşınmamasıyla sağlanacaktır.
Türkçenin ses özellikleri iyi bilinmekle herhangi bir kelimenin Türkçe olup olmadığı kolaylıkla ayırt edilebilir. Ana dile sahip çıkma bilinciyle anlamdaş kelimelerden Türkçe olanları seçmek de kolaylaşır. Ses ve yapı özelliklerine göre Türkçe olan kelimeler kullanmaya özen gösterilmelidir.
Uyarılar:
1. Dildeki bu ses olaylarından sadece söyleyişte kalanlarla yazı diline geçenler arasındaki farklara dikkat ediniz: ombaşı - onbaşı, Istambul - Istanbul, gelcekler - gelecekler, barmak - parmak, bilmeyor - bilmiyor vb. örneklerde olduğu gibi.
2. Ses özellikleri ve ses olaylarının kelimelerin imlâsıyla doğrudan ilgili yönle¬rine bilhassa dikkat edilmelidir: trend - tirend, spor - sipor, uğur - uur, biçki - biçgi, içki - işgi, gazete - gaste / gazte, memleket - melmeket, eczahane - eczane, sütçü - südcü, işçi - içci, çift - çif, gibi örneklerde önce yazılanlar doğru, sonrakiler yanlıştır.
3. babası, altışar gibi örneklerdeki s, ş ünsüzleri koruyucu ünsüz (yardımcı ses) değildir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
yasmin741 - avatarı
yasmin741
Ziyaretçi
8 Mayıs 2011       Mesaj #2
yasmin741 - avatarı
Ziyaretçi
ÜNLÜLER:
Ad:  sesolaylari_1.png
Gösterim: 2747
Boyut:  4.5 KB
Sponsorlu Bağlantılar
Büyük Ünlü Uyumu:
Sözcüğün ünlüleri arasındaki kalınlık incelik uyumudur. İlk hecedeki ünlü kalınsa diğer ünlüler de kalın,inceyse diğerleri de ince olur.
Ör: Çocuklar, beklemişler…Karışık gelmişse BÜU’ya uymaz. Ör: İnsan, kalem,kitap...

Aslen Türkçe oldukları halde sonradan uğradıkları ses değişikliği nedeniyle BÜU’ya uymayan kelimeler de vardır.Ör:Kardeş (kardaş), elma (alma), anne (ana)…
Türkçede bazı ekler BÜU’yu bozar:
-ken : bakarken
-ki : akşamki
-leyin : sabahleyin
-gil : dayımgil
-imtırak :sarımtırak
-daş :meslektaş
-yor :bekliyor
Türkçede ilk heceden sonra o, ö ünlüleri bulunmaz.-yor eki hariç.
→Yabancı sözcüklerde, birleşik kelimelerde ve tek hecelilerde BÜU aranmaz: ilkbahar, petrol, tek…
→ BÜU’ya uymayan kelimelere gelen ekler kelimenin son hecesindeki sese uyar:insanın…
Küçük Ünlü Uyumu:
Kelimenin ünlüleri arasındaki düzlük-yuvarlaklık uyumudur. Buna göre:
İlk ünlü düzse (A,E,I,İ ) diğerleri de düz,
İlk ünlü yuvarlaksa (O,Ö,U,Ü) sonraki
ya düz geniş (A,E)
→ya da dar yuvarlak (U,Ü) olarak gelir. Başka bir ifadeyle:
“Balıkesir” “Balıkesir”
“Koyun ölür” “Tavuk güler”…
ÖR: bekledim, kömürlük, gövdesi, umursamaz, tarafsızlık, yorgunluktan
KÜU kelimenin tamamında değil, komşu iki hece arasında aranır: yumurtacı, yuvarlaklık, görebilmişti…
Yabancı sözcüklerde, birleşik kelimelerde ve tek hecelilerde KÜU aranmaz.
→-yor eki KÜU’yu devamlı bozar:olmuyor.
­Aslen Türkçe olduğu halde KÜU’ya uymayan kelimeler de vardır:Tavuk, kabuk, kavun, yamuk, çamur…Bunlarda “b,m,v” dudak ünsüzlerinin yuvarlaklaştırıcı etkisi vardır.
→BÜU’ya uymayan kelimeler KÜU’ya uysa bile uymaz sayılır:Kalem,insanlık,

ÜNSÜZLER:
Ad:  sesolaylari_2.png
Gösterim: 2251
Boyut:  4.4 KB
SES OLAYLARI:
A. Ünsüz değişimi / Yumuşaması: Sonunda “p,ç,t,k” sert ünsüzleri bulunan kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldığı zaman sonlarındaki sert ünsüzler yumuşayarak “b,c,d,g/ğ” olur.
Ör:Ağaç-ı→ağacı
Kitap-ı→kitabı
Git-en→giden
Renk-i →rengi
Yürek-i→yüreği

Bazı birleşik kelimelerde de yumuşama görülebilir:Kayıp-et→kaybet-

Kayıt-ol→kaydol-,Kayıp-ol→kaybol
!!! Kasıt-et-→kastet- !!!

Tek heceli kelimelerin bir kısmı bu kurala uymaz:
Tek-il→tekil İç-i→içi
İlk-in→ilkin Maç-a→maça
Saç-a→saça Seç-enek→seçenek
Sat-ıl-→satıl- Yat-ır-→yatır-
Ek-in→ekin Bak-ıcı→bakıcı
İç-ecek→içecek ot,et,süt,tek…

→Bazılarıysa uyar:Taç,dip,uç,kap,renk, çok…..

Yabancı asıllı kelimeler genellikle bu kurala uymaz: Devlet-in→devletin, millet-e→millete, hukuk-un→hukukun.
!! layık-ı→layığı;layık-ıyla→layıkıyla!!

Özel isimlerdeyse söyleyişte olsa bile yazıda gösterilmez:Mahmut-u, Ahmet-i
Sinop-a….

Ünsüz Benzeşmesi / Sertleşmesi:
Sonunda f,s,t,k,ç,ş,h,p ünsüzleri bulunan buluna kelimeler “c,d,g” yle başlayan bir ek aldığı zaman ekin başındaki yumuşak ünsüzler sertleşerek “ç,t,k” olur.
Koltuk-dan→koltuktan,millet-ce→milletçe
Sınıf-da→sınıfta, git-di→gitti,aş-cı→aşçı
Kes-gin→ keskin, bas-gı → baskı, Türk- ce → Türkçe,1905-de→1905’te,

Bazı ( birleşik ) kelimelerde sertleşme olmaz:!!! Üç-gen, dört-gen, beş-gen

Ünsüz Türemesi:
Yabancı dillerden geçen bazı kelimeler ünlüyle başlayan bir ek veya kelime aldıkları zaman asıllarındaki çift ünsüz ortaya çıkar: His-et→hisset, af-et→ affet, hak-ı→hakkı,red-et→reddet, sır-ı→ sırrı, hat-ı→hattı…

→Yan yana gelen her ses ünsüz türemesi değildir! Hissiz, cadde, madde, ciddi….

Ünsüz Düşmesi:
Sonunda –k bulunan bazı kelimeler –cık / -cek eki aldığı zaman sonlarındaki –k”ler düşer: küçük-cük →küçücük, minik-cik → minicik,ufak-cık→ufacık, büyük-cek→ büyücek, çabuk-cak→çabucak,

Sonunda “k” bulunan bazı kelimeler –l, -al/-el eki aldığı zaman sonlarındaki k’ler düşer:seyrek-l→seyrel-, alçak-l→alçal-, yüksek-l→yüksel-, ufak-la→ufala-….

!!Ast- teğmen → asteğmen, üst – teğmen → üsteğmen, öpüş-cük→öpücük, gülüş-cük → gülücük….

Ünlü Düşmesi:
İkinci hecesinde dar ünlü ( ı,i,u,ü ) buluna kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldıkları zaman ( vurgusu düşen orta hece ) ünlüsü düşer:
Alın-ı→alnı, karın-ı→karnı, oğul-u →oğlu, boyun-u→boynu, akıl-ı→aklı, fikir-i→cisim-i→ cismi, gönül-ü→ gönlü, zülüf-ün→ zülfün ; ayır-ıl→ ayrıl-, çevir-e→ çevre, devir-il-→ devril-, sıyır-ıl-→sıyrıl-, kıvır-ım→ kıvrım, ayır- ıntı→ayrıntı, devir-e→ devre, yalın-ız→yalnız, yanıl-ış→ yanlış…

Et-,ol- yardımcı fiilleriyle birleşen birleşik kelimelerde de ünlü düşmesi olabilir:
Sabır-et→sabret, şükür-et→şükret, kayıp-ol→kaybol, emir-et→emret, kahır-ol→kahrol-, hapis-et→hapset-..

-la / le ,-ar /-er…gibi bazı ekleri alan kimi kelimelerde de ünlü düşmesi olabilir:
Yumurta-la→yumurtla-, sızı-la→sızla-, ileri-le→ilerle-, sızı-la→sızla-, koku-la →kokla-, uyku-la→uyukla-; oyun-a→ oyna; uyu-ku→uyku; sarı-ar-→sarar-…

Bazı birleşik kelimelerde yan yana gelen iki ünlüden biri düşer:
Cuma-ertesi→cumartesi, Pazar-ertesi → pazartesi, sütlü-aş→sütlaç, güllü-aş → güllaç, kahve-altı→kahvaltı, ne-için → niçin, ne-asıl→nasıl, kayın-ana → kaynana…
Kimi şiirlerdeyse ölçüye uydurmak için bazı sesler düşürülür ve yerine ’ işareti konur: Karac’oğlan, n’eylersin…

Bazı durumlardaysa iki ünlü yan yana gelmediği halde ünlünün düştüğü görülür.Buna “ünlü aşınması” denir:
Nere-de→nerde, ora-dan→ ordan, bura-da→burda, içeri-de→içerde…

Ek Fiil Düşmesi ve İle’nin Ekleşmesi
İsimlere gelerek onların yüklem olmasını sağlayan, basit zamanlı fiilleri ise birleşik zamanlı yapan i- fiili genellikle düşer:
Gelmiş - i - di → gelmişti, sevimli – idi → sevimliydi(i/y)

Bağlaç olan ile ise ünsüzle biten kelimelere başındaki i’yi düşürerek; ünlüyle bitenlereyse i’sini y’ye dönüştürerek birleşir ve ek haline gelir. (ÖSS sorusu!)

Ünlü Türemesi:
→-cık / -cik eki alan bazı bazı kelimelerde araya bir ünlünün girdiği görülür:
Bir-cik→biricik, az-cık→azıcık, genç-cik → gencecik, dar-cık→daracık…

→pekiştirilmiş bazı kelimelerde de ünlü türemesi olabilir:
Yalnız → yapayalnız, çevre → çepeçevre, gündüz → güpegündüz, düz → düpedüz, !!sıklam → sırılsıklam, çıplak →çırılçıplak!!

Ünlü Daralması:
Sonunda düz-geniş ünlü ( A-E ) bulunan kelimelere –yor eki gelince bu ünlüler darlaşarak “ı,i,u,ü” olur:
Bekle-yor→bekliyor, tara-yor→ tarıyor, olma-yor→olmuyor, görme-yor→ görmüyor

→De- , ye- kelimeleri de –y’yle başlayan bir ek aldığı zaman keklerindeki ünlü daralır:
De-y-en→diyen, ye-y-ecek→ yiyecek,
!! deyince!!
!ne-ye→niye
→Bu iki yerin dışında ünlü daralması olmaz,Olmadığı halde olmuş gibi ünlü daraltmak imla hatası olur:
Bekliyen, anlıyacak, demiyen,ağlıyan…

N / M Çatışması (Gerileyici Ünsüz Benzeşmesi):
Türkçede “b” den önce gelen “n” ler “m” olur:
Penbe→pembe, canbaz→cambaz, saklanbaç →saklambaç, anbar→ambar, tenbel→ tembel, çarşanba→Çarşamba,

Özel isimlerde ve birleşik kelimelerde olmaz:İstanbul, Safranbolu, binbaşı,onbaşı...
E/A(KÖK)Değişimi(Ünlü Kalınlaşması):
“Ben” ve “sen” zamirleri yönelme hali eki –e aldığı zaman köklerindeki ince e ünlüleri kalınlaşarak a olur:
Ben-e→bana, sen-e→sana…

Kaynaştırma:
Ünlüyle biten kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldığı zaman araya y,ş,s,n ünsüzlerinden biri girer.
Araba-ı→arabayı, Amasya-a→ Amasya’ya, kapıcı-ın→ kapıcının, araba-ı→arabası…
→Bazı durumlarda ise iki ünlü yan yana gelmediği halde araya n ünsüzü girebilir.Buna “koruyucu ünsüz” denir: o- da → onda, bu- dan → bundan, şu-u→şunu…
İsim tamlamasında kaynaştırma harfi n ve s dir.Ancak su ve ne kelimeleri hariç.Bunlarda kaynaştırma harfi y dir: Suyun suyu, neyin nesi…(ÖSS sorusu)
Ulama: Sessizle biten kelimelerden sonra sesliyle başlayan bir kelime gelince ilk kelimenin sonundaki sessiz sonraki kelimenin başına eklenerek okunur:
Dün akşam, …yüzen al sancak…
→Ancak arada herhangi bir noktalama işareti olmamalı!


HAZIRLAYANMsn Happy
FEYZA NUR TUTUNCU


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bugün dilimizde kullandığımız sözcükler, Türkçe ve Türkçeleşmiş yabancı kökenli sözcükler biçiminde ikiye ayrılmaktadır. Türkçe, kendi ses düzenine yabancı asıllı sözcükleri uydurmaktadır.
Ses düzeni bakımından Öz Türkçe sözcüklerde görülen başlıca özellikler şunlardır:

1.
Türkçe sözcüklerde ilk heceden sonraki hecelerde "o" ve "ö" ünlüleri bulunmaz: Doktor, horoz, motor, balon, maydanoz, koro, sigorta, kozmopolit gibi sözcükler öz Türkçe değildir.

2.
Türkçe sözcüklerde "f, h, j" sesleri yoktur. Ancak yansıma sözcükleri bu kuralın dışındadır.
F = Fiil, fayda, faal, fakir, fasıl, misafir, insaf, saf, final gibi.
H = Hafta, haber, hüküm, hasır, hisar gibi.
J = Jandarma, jilet, jokey, baraj gibi. Öte yandan j'li sözcükleri dil kendine benzetir: candarma, cokey, baraş gibi.
Öte yandan Türkçede f ve h harfleri yalnızca ünlemlerde ve ses taklidine dayanan sözcüklerde görülür: fıkırdamak, fısıltı, fısır fısır, fokurdamak, hırıltı, hışır hışır, hışırtı, of, oh Öz Türkçedir. Bazı Türkçe sözcüklerdeki f'ler de aslında v'dir: övke-öfke, yuvka-yufka, uvak-ufak gibi.

3.
Türkçe sözcüklerin başında c, ğ, l, m, n, r, v, z sesleri yansıma dışında bulunmaz: Cahil, can, cebir, lamba, lazım, leğen, mavi, nane, rapor, renk, rezil, rosto, ruh, vakum, vasıf, vazo, vezin, vize, zil. Bu sözcüklerden bazılarını dil kendine uydurmaya çalışır: ilazım, ileğen, ilimon, İramazan, irezil gibi.
Yansıma olan durumlar: melemek, mırıltı, mışıl mışıl, mışmak, miyav, ninni, vınlamak, vızır vızır gibi sözcükler Öz Türkçedir.

4.
Türkçede sözcük sonunda b, c, d, g ünsüzleri bulunmaz: hesab, kitab, tac gibi sözcükler yabancı kökenlidir. Dil, bunları kendine uydurur: hesap, kitap, taç gibi.

5.
Türkçe sözcüklerde sona gelen ç, k, p, t ünsüzleri iki ünlü arasında kalınca yumuşarlar: çocuk-çocuğu, dolap-dolabı, genç-genci, sevinç-sevinci, tat-tadı, yurt-yurdu. Ancak tek heceli sözcükler yumuşamaz: aç-açık, ek-eki, iç-içim, ip-ipi, süt-sütü, top-topu gibi. Bunun dışında çok heceli yumuşamayan sözcük varsa büyük olasılıkla o Türkçe değildir: kaset-kasedi, sepet-sepeti [dil kendine uyumlandırmış].

6.
Türkçe sözcüklerde bir hecede iki ünlü yan yana gelmez: aile, arkeolog, fuar, kaos, kuaför, matbaa, realizm, saat, ziraat gibi sözcükler dışardan gelmişlerdir.

7.
Türkçe sözcüklerde başta birden fazla ünsüz bulunmaz: Fransa, kral, kraliçe, kravat, kreş, gram, granit, plan, slav, spor. Bazı sözcükleri dil kendine uydurmaya çalışır: İskandinav, İslav, İspanya, ispor gibi.

8.
Türkçede sözcük köklerinde çift ünsüz bulunmaz: bakkal, hakkı, hisse, kıssa, millet, şeffaf, şiddet, zimmet gibi.

9.
Türkçe sözcüklerde ikiz ünsüzlere ancak eklerin birleştiği yerlerde rastlanır: bıkkın, sessiz, yolluk, yuttum gibi.

10.
Türkçe sözcük sonlarında belli çift ünsüzler bulunur:
lç, lk, lp, lt = ölç, kalk, kısalt
nç, nk, nt = sevinç, dinç, denk, ant
rç, rk, rp, rs, rt = Türk, sürç, sark, sarp, pars, ört,
st, şt = üst, hoşt gibi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

30 Aralık 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
5 Ocak 2015 / mymuzzy Soru-Cevap
7 Ocak 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
27 Temmuz 2014 / Heulwen Edebiyat
13 Şubat 2014 / Misafir990 Cevaplanmış