Arama

Kulak Hastalıkları

Güncelleme: 16 Ocak 2016 Gösterim: 17.885 Cevap: 1
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
29 Ekim 2008       Mesaj #1
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Kulak Hastalıkları ve Sağırlık

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


Kulağı etkileyen birçok hastalık vardır. Örne­ğin bakterilerden ileri gelen kulak iltihabı (otii)genellikle ortakulak boşluğunda sıvı toplanmasına yol açar. Bu sıvı kulak zarına basınç yaparak zarın serbestçe titreşmesini engeller. Çok şiddetli bir kulak ağrısı ve işitme güçlüğüyle ortaya çıkan kulak iltihapla­rı antibiyotiklerle tedavi edilebilir.

Meniere hastalığında kulaktaki denge orga­nı bilinmeyen nedenlerle şişer ve görevini yapamayacak duruma gelir. Baş dönmesi, kulak çınlaması ve bulantı nedeniyle kendini çok kötü hisseden hasta sürekli yatmak zo­rundadır. Hastalık giderek ağırlaşır ve geçici işitme yitimi zamanla kalıcı bir sağırlığa dönü­şür. İlaç tedavisinin tek yararı belirtileri hafifleterek hastayı rahatlatmasıdır. Sağırlıkterimi tıpta, hafif işitme yitiminden hiç ses duymama eşiğine (tam ya da mutlak sağırlık) kadar uzanan bütün işitme sorunları­nı tanımlamak için kullanılır. Geçici işitme yitimi, mikropların neden olduğu kulak iltihaplarından başlayarak pek çok kulak hastalığının ortak belirtisidir. Ayrı­ca dışkulak yolunun kulak kiriyle dolarak tıkanması da geçici işitme yitimine yol açar. Bunun nedeni ya kulak kiri salgısının gereğin­den fazla olması ya da dışarı atılamayan bu mumsu maddenin havayla sertleşerek bir tıkaca dönüşmesidir. Kirleri temizlemeye ça­lışırken kulak zarını örseleme tehlikesi oldu­ğundan, bu tıkacın yalnızca doktor tarafından ılık su püskürtülerek çıkarılması gerekir.

Kalıcı sağırlıklar doğuştan ya da sonradan olabilir. Doğuştan sağırlığın nedeni ya kalıtsal etkenler yada gebelik sırasında annenin geçirdiği bazı hasta­lıklardır. Ayrıca gebelikte kullanılan bazı ilaçlar da çocukta sağırlığa yol açabilir. Çocuklar duydukları sesleri taklit ederek ko­nuşmayı öğrendikleri için, doğuştan sağır olan­lar doğal olarak konuşmayı öğrenemezler.

Ses organlarında bozukluk olmadığı halde an­cak anlaşılmaz sesler çıkarabilirler. Bu nedenle doğuştan sağır olanlara "sağır dilsiz" denir. Sonradan ortaya çıkan işitme yitiminin başlıca nedenleri kazalar, mikroplu hastalık­lar ve sürekli olarak çok şiddetli bir gürültü ya da sesle karşı karşıya kalmaktır. Sağırlık aslında insan kulağının işitebileceği frekans aralığındaki bütün seslerin duyulmasını engel­lemez. Kulak bazı frekanstaki sesleri normal olarak duyarken başka frekanstaki seslere tümüyle sağırdır.

İleri derecede sağır olan çocuklara, çevrele­riyle iletişim kurma sorunlarına yardımcı ol­mak amacıyla özel eğitim uygulanır. Bu eğiti­min temeli "dudaktan okuma" yöntemidir. Çocuk, öğretmeninin dudak hareketlerini dikkatle izleyerek onun çıkardığı sesleri çıkar­maya çalışır. Pille işleyen güçlü işitme aygıtla­rı da işitme özürlülerin en büyük yardımcısıdır. İşitme güçlüğü daha hafif olan çocuklar, ayrıca desteklenmeleri koşuluyla normal okullarda eğitim görebilirler.

Doğuştan sağır çocukların çoğu, zihinsel özürlü olmadıkları halde, iletişim kurma ve öğrenme güçlüğü nedeniyle eğitimde başarılı olamayabilir. Kullanılan aygıtlara ve eğitim yöntemlerindeki büyük gelişmelere karşın ba­zı çocuklar konuşmayı ve dudaktan okumayı öğrenemez. Bazıları da parmaklarını kullana­rak özel bir işaret diliyle iletişim kurmaya ça­lışır. Genellikle bir başka işitme özürlü­den öğrenilen bu işaret dilinde alfabenin her harfi elin ve parmakların çeşitli hareketleriyle belirtilir. Ayrıca bazı sözcüklere ve cümlecik­lere karşılık düşen belirli hareketler vardır. Doğal olarak her ülkede kendi dilinin özellik­lerine uygun ayrı bir işaret dili benimsenmiş­tir. İşaret dili aracılığıyla sağırlarla hızlı "ko­nuşabilmek" için çok alıştırma yapmak gere­kir. Ayrıca işitme özürlülerin çoğu kısa ve basit mesajlarla yazılı iletişim kurabilir.

Yaşlılıktan ileri gelen işitme yitiminde de birçok insana yardımcı olan işitme aygıtları, 19. yüzyılda kullanılan basit kulak boruların­dan bugünün elektronik düzeneklerine ula­şıncaya kadar çok büyük bir gelişme göster­miştir. Bu aygıtlardan bazıları kulak arkasına sığacak kadar küçüktür ve tırnak büyüklüğün­deki pillerle çalışır. İşitme aygıtlarının özel bir türü de, dışkulak ve ortakulak sorunu olanlarda kullanılan kemik iletisi aygıtlarıdır. Bu aygıtlar ses titreşimlerini kulağın tam arkasındaki kemik çıkıntısına iletir. Bu kemik aracılığıyla içkulağa geçen titreşimler buradaki sıvı ve sinir uçlarınca alınarak beyne gönderilir.
Doğuştan sağır dilsiz olmanın getirdiği güç­lükleri yenerek verimli bir yaşam süren pek çok insan vardır. ABD'li Helen Kellerin öyküsü bu çabanın en anlamlı örneklerinden biridir.

Ayrıca Bknz


Protez Kulak (Yeniden Kulak Oluşturma)

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 15 Haziran 2010 14:37
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
16 Ocak 2016       Mesaj #2
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Kulakta sıklıkla rastlanan hastalıklar nelerdir? Kulak hastalıklarının belirtileri, tedavi yolları hakkında bilgi.

Sponsorlu Bağlantılar
Kulağın her parçasında, çeşitli sebeplerden ilerigelen birtakım hastalıklar olur. Bunların başlıcalarını gözden geçirelim:

Kulak Ağrıları. — Başlıbaşına bir hastalık değildir; kulaktaki, ya da vücudun başka bir yerindeki bazı hastalıkların belirtileridir. Dış kulak borusunda çıkan çıbanlar, kulağı tıkayan kirler, dış, orta ve iç kulaktaki iltihaplar bu sebeplerin başlıcalarıdır. Bademcik iltihapları, nezle dolayısıyla, orta kulakla boğaz arasındaki borucuk tıkanabilir, o zaman insana uyku uyutmayan şiddetli kulak ağrıları başlar.

Kulak Akıntıları. — Dış kulaktaki çıbanlardan, iltihaplardan dolayı akıntılar görülür. Ayrıca, ortak kulağın iltihaplanıp cerahat toplaması üzerine, kulak zarı kendiliğinden delinir, cerahat buradan dışarı akar. Bazı şiddetli iltihaplarda kulak akıntıları çok cerahatli, hattâ kanlı olabilir. Bir kazada kafa ve kulak kemiklerinin kırılmasında da omurilik suyu kulaktan dışarı akabilir.

Kulak İltihapları. — Dışarıdan boğaz yolu ile, ya da içeriden kan vasıtasıyla gelen birtakım mikroplar kulağın her parçasında iltihaplara yol açabilirler. Bunlar arasında en çok görülenleri ve en çok ağrı verenleri orta kulak iltihaplarıdır.

Orta kulakta iltihap olunca, kulak zarı gerilir, kulakta şiddetli ağrılar başlar. Su iltihaplarda, orta kulağı teşkil eden ufacık boşlukta, iltihabın şiddetine göre, kanlı, kirli salgılar, cerahat toplanır. Kimi vakit, kulak zarı kendiliğinden delinerek, cerahat akar; kimi vakit de, zar delinmez, cerahat mikropları kulağın arkasındaki kemikler arasına dolarak orada şiddetli iltihaplar yapabilirler. O zaman hastanın ateşi yükselir, ağrı artar, kulak arkasındaki kemiklere parmakla basılınca şiddetli ağrı duyulur.

Bu iltihap çok tehlikelidir; çünkü, vaktinde yetişilip ameliyat yaparak cerahat dışarı atılmayacak olursa mikroplar, kulağın bu parçasına yakın olan beyin zarlarına geçerek, menenjit denen tehlikeli hastalığa yol açabilirler. Bunlar orta kulağın kendini şiddetle belli eden iltihaplarıdır. Ayrıca, orta kulakta verem mikroplarından ileri gelen süreğen (müzmin) iltihaplar da vardır ki bu çeşit iltihaplar, devamlı kulak akıntılarıyla, yıllarca sinsi bir şekilde sürüp gider.

Kulak Tıkacı. — Dış kulak borusunda birtakım ufacık borular, bezler vardır. Bunlar sarımtırak, yağlı bir madde salarak kulak borusunu daima yumuşak tutarlar, dışarıdan kulağa yabancı cisimlerin girmesine engel olurlar.

Kulak kiri dediğimiz bu yağlı madde, kimi vakit, kulağın içinde birikip kuruyarak taş gibi bir şekil alır, olduğu yerde sıkışıp kalır. Buna kulak tıkacı denir; çünkü, kulağı bir tıkaç gibi tıkar, kulak zarı üzerine basınç yapar, ağır işitmelere, kulak ağrılarına yol açar.

Tedavi. — Çok çeşitli olan kulak hastalıklarında yapılacak tedavi de çeşitlidir. Her şeyden önce, hastalığın sebebini ortadan kaldırmak ister; bunun için de derhal doktora başvurmalıdır. Hastalığın cinsine, şiddetine göre, burun ve kulak damlaları, gargara, ağrı dindirici ilaçlar, sülfamitler, antibiyotikler kullanılır, gerekirse ameliyata başvurulur.

Kulakta Uğultular, Çınlamalar

Kulak uğultuları, çınlamaları, işitim sinirlerinin tırmalanmasından (tahrişinden) ileri gelir.

Kulak iltihapları, kansızlık, damar sertliği bu gibi sinir tırmalanmalarına yol açar; ayrıca, bir hastalıkta alınan kinin gibi ilâçlardan da bu gibi tırmalanmalar olur. Bunlardan dolayı ilerigelen sesler çınlama, uğultu, vızıltı, tıkırtı gibi türlü şekillerde olur, insanı çok rahatsız eder.

Çınlamalar, uğultular kimi vakit gelip geçicidir; uzun zaman sürerse, sık sık olursa doktora başvurmalı, sebebini anlayarak ona göre sebebi ortadan kaldıracak bir tedaviye girişilmelidir.

Kulağa Bir Şey Kaçınca Ne Yapmalı

Kaza olarak, kulağa birtakım şeyler kaçabilir. Bunlar ya canlı hayvancıklar, ya da cansız maddelerdir. Canlılardan sinek, sivrisinek, böcek, tatarcık, pire gibi hayvanlar kulağa kaçabilir; cansızlardan da kulağa kaçabilecek şeylerin başında çekirdek, yemiş, tahıl taneleri, boncuk, düğme gelir. Çocuklar, oyun oynarken, birbirlerinin kulağına zıpzıp, çivi gibi şeyler sokabilirler.

Bu gibi durumlarda, kulağa kaçan yabancı cismin büyüklüğüne, içeri giriş derecesine göre, türlü sıkıntılar verirler. Bu arada, kulağın dış borusundan içeri giren cisimler kulak zarını patlatabilir.

Kulağa büyükçe bir şey kaçınca, çıkarmaya uğraşmamalı, bir doktora başvurmalıdır; çünkü kurcalamakla kulağa zarar verilebilir. Yalnız, pire, tatarcık gibi ufak böcekler kulağın içine bir tutam saç sokularak kolayca çıkarılabilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

23 Eylül 2017 / GusinapsE Tıp Bilimleri
29 Ağustos 2012 / ADEM YALÇIN Soru-Cevap
6 Eylül 2009 / nünü Tıp Bilimleri
7 Ekim 2017 / Misafir Tıp Bilimleri