Arama

Koyun böbreğinin kısımları nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 16 Mayıs 2013 Gösterim: 36.429 Cevap: 6
abdullah - avatarı
abdullah
Ziyaretçi
24 Aralık 2008       Mesaj #1
abdullah - avatarı
Ziyaretçi
abi bu ne ya nisana kdr bulmam lzım koyun böbreğinin kısımlarını
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Böbrek Anatomisi

Sponsorlu Bağlantılar

Böbrekler, en hayati organlardan biridir. Her kalp atımında dolaşım sistemine giren kanın %25’i, böbrek damarı yoluyla doğrudan böbreklere gider. Bu kadar yüksek bir metabolik oran nedeniyle, çok hassas olan bu organın doğru çalışması, sağlık açısından çok önemlidir.


aUT 8021
Yukarıda, tipik bir memelinin böbreği görülmektedir. Kan, böbrek atardamarına gelir ve temizleme işleminin yapıldığı nefrona (bir böbrekte, bir milyondan fazla bulunur, mikroskopik büyüklüktedir, her bir nefron, tek başına üre oluşturacak kapasitededir bütün nefronlar aynı anda çalışmazlar, kronik böbrek yetmezliği başladığında, böbreklerin rezerv kapasitesi düşmeye başlar) girer. Temizlenen kan, dolaşım sistemine geri dönmek üzere böbrek toplardamarından dışarı çıkar. Nefron tarafından filtrelenen kalıntılar, pelvis’te toplanır ve idrar şeklinde, ureterden atılır. Özellikle kediler, normal görünürler fakat fizyolojik değişimler konusundaki yetenekleri azalır. Böbrekler, vücudun tüm fizyolojik işleyişini etkiler.





figure1Şeklin kaynağı: http://www.misericordia.edu/honorus/dfpaper/figure1.jpg



Kedilerde böbrekler, karında, retroperitoneal bölge olarak adlandırılan kısımda bulunur. Vena cava'dan gelen kan, karaciğere oradandan da doğrudan kalbe akar. Bu kan temizlenir (filtre edilir) ve tekrar dolaşıma girer.


Şekilde de görüldüğü gibi kan, böbrek atardamarına girer, nefronlara akar (burada filtre edilir). Temizlenen kan, böbrek toplardamarından tekrar dolaşıma girmek üzere dışarı çıkar.

Nepronların temizlediği kandaki gereksiz maddeler, pelviste toplanır ve idrar şeklinde ureterden dışarı atılır.
figure3

Böbreğin en fonksiyonel bölümü nefronlardır. Her böbrekte, mikroskopik büyüklükte bir milyondan fazla nefron vardır. Her nefronun, idrarı oluşturacak kendi ünitesi vardır. Tüm nefronlar aynı anda çalışmadıklarından, bu durum, böbreklere çalışma kapasitesini artırma olanağı verir.


Kronik böbrek bozukluğu başladığında, bu depolama kapasitesi yok olur. Hasta kedilerin dış görünüşleri normaldir fakat fizyolojik gereksinimlerini görme yeteneklerini büyük ölçüde kaybederler. Nedenleri arasında köpek tarafından ısırılmak, az su içmek sayılabilir.





Nefronların Anatomik Yapısı

kidneymodelbloodflowlabeled 1



Affarent arteriole

Küçük arter (renal arterden gelip, böbreğe giren çok küçük damarlardan biri) glomerulus'a kan gitmesini sağlar. Temizlenen kan, böbrek toplardamarına girer.


Glomerulus

Affarent arteriole'nin sonundaki çok sayıdaki küçük kan damarlarının bir toplamıdır. Glomerulus'taki normal kan basıncı, sıvının Bowman Kapsülü olarak adlandırılan bölüme akmasını sağlar.


Bowman Kapsülü

Burada toplanan sıvı, tüplere akar. Bu tüplerde, atık maddeler ve fazla elektrolitler sıvıdan ayrılır ve normal kan içerikleri (protein ve glukoz gibi) kan dolaşımına geri döner. Lasix vb diüretikler de bu işlevi görür.


Toplama Kanalları (Collecting Ducts)

Tüplerin sonunda bulunur, oluşturulan idrar, nefronlardan dışarı akar. Bu kanallar böbrek pelvisinde akarken, diğer nefronlar üreyi toplama kanallarında depolarlar.


Böbrekler, karın bölgesinde, retroperitoneum denilen özel bir bölgede bulunur. Bu bölge, karnın üst kısmında, spinal vertebra'nın hemen altındadır. Bu hayati organa, koruma sağlar.

Böbrek Fizyolojisi


Sıvı Regülasyonu


Böbrekler aracılığıyla beyin, kandaki su seviyesini, gereksiz maddeleri, elektrolitleri ve kırmızı kan hücrelerini izler. Beynin olduğu gibi, dolaşım sisteminin de kan basıncını izleyebilmek için algılayıcıları vardır.


Su seviyesi çok düşük olduğunda (dehidrasyon) beyin, kana ADH (anti-diüretic hormone) adlı bir hormon salgılar. Böylece böbrekler dehidrasyonu düzeltmek için, üriner sisteme daha az su gönderir ve kanda su miktarı artmaya başlar.Bu arada beyin, susuzluk duygusunu da artırır.


Bu işlemlerin sonucu olarak, daha az idrara çıkılır, idrar koyu sarıdır (sıvı miktarının azalması nedeniyle, atık maddelerin çoğalmasına bağlı olarak). Özetle, da az idrar yapıldığında, renk daha koyu sarı olur.


Susuzluğun giderilmesi için su içilip, tekrar sıvı miktarı arttığında, vücut bu değişikliği farkeder vebeyin ADH'yı salgılamayı azaltır. Böylece böbreklerden daha fazla su salınır ve idrar daha fazla miktarda ve daha açık renktedir. İdrarın daha konsantre veya açık renkte olması, böbreklerin fonksiyonudur ve bu, çok hassas bir mekanizmadır, organlara ve dolaşım sistemine optimum sıvı miktarının gitmesi için yapılandırılmıştır.


Böbrekler, ayrıca Renin adlı bir hormon salgılar. Çok karmaşık biyokimyasal işlemler sonucunda, bu hormon dolaşım sisteminde tuz (sodyum) miktarını yükseltir. Sodyum, suyu kendisine çeker. Sodyumun artması, kandaki su miktarının da artmasına neden olur, bu da kan basıncını (tansiyonu) etkiler.


Atık Madde Regülasyonu


Beyin, kanda oluşan atık maddeleri de izler. Bunlar, normal metabolik işlemlerin sonucudur. Özellikle de protein metabolizmasının. Bunlara nitrojen (azot) atık maddeleri denir, BUN (kan üre azotu) olarak adlandırılan bir kan parametresi ile ölçülür.


Diğer bir atık madde de, beyin ve böbrekler tarafından regüle edilen Kreatinin'dir. Bu da, kas metabolizmasının bir son ürünüdür.


Böbrekler, toksinleri ve yabancı maddeleri de atar. Ağız ya da enjeksiyon yoluyla alınan hemen her ilaç, böbrekler tarafından ayrıştırılır.


Glomerulus'a giren sıvı oranı önemlidir. Buna GFR (glomerular filtration rate) denir ve ml/minute ile ölçülür. Sıvının çok az olması ve atık maddelerin elimine edilememesi durumunda, dehidrasyon sorunu başlar. Çok fazla sıvı ve normal kan içerikleri (protein gibi) olmaması gerektiğinde, atılırlar.


Elektrolit Regülasyonu


Elektrolitler, böbrekler için önemlidir. Bunlardan Sodyum, tüm hücrelerin normal fonksiyonu için çok önemlidir. Sinirlerin impulsına izin verir ve kandaki su seviyesinin regülasyonunda kritik öneme sahiptir. Angiotensin adlı hormonun salgılanması ile, böbrekler kandaki sodyumun sıvı seviyesini regüle eder. Bu da, kan basıncına büyük bir etki yapar.


Potasyum da kritik bir elektrolittir. Potasyum seviyesi, referans aralıklarında tutulmalıdır kalp düzensizlikleri gibi bozuklukların önlenmesi için).


Hormon Regülasyonu


Böbrekler, D vitaminini regüle ederek ve paratiroid hormonu ve calcitrol olarak adlandırılan hormonlar vasıtasıyla, fosfor ve kalsiyumu regüle eder. D vitamini, kalsiyumun bağırsaklardan absorbe edilmesini sağlar. Eğer böbrek hastalığı uzun süre farkedilmezse, paratiroid hormonunun aşırı salgılanması, kemiklerin şişmesine ve liflenmesine neden olur (vücut, normal kalsiyum seviyesine ulaşmak için uğraşır). nuna, renal osteodystrophy denir. Kemikler daha lifli olur ve ilik, kırmızı kan hücresini etkin olarak üretemez. Bu, zayıf ve ince kemiklere neden olur.


Asit Bazlı Regülasyon


Kanın pH'sı (asiditeyi ölçer), böbrek fizyolojisinin diğer bir önemli alanıdır. Böbrekler, asiditeyi, ekstra hidrojen iyonları göndererek, seçici sekresyonla ve bikarbonatın yeniden absorbe edilmesi ile regüle eder.


Kırmızı Kan Hücresi Üretimi


Böbrekler, kanda Erythropoeitin adlı bir hormon salgılar. Bu hormon, kemik iliğini sirküle eder ve onu kırmızı kan hücresi üretmeye teşvik eder. Bu hormonun eksikliği, anemiye neden olur. Kandaki toksik atık maddeler, kırmızı kan hücresinin varlığına engel olur, anemiye dönüşür. Daha nce de bahsedildiği gibi, lifli kemiklerde daha az ilik olduğundan, düşük sayıdaki trombosit nedeniyle pıhtılaşma sorunları baş gösterir.



Kronik Böbrek Yetmezliğinin Patofizyolojisi

STAGES OF KIDNEY DISEASE Şeklin kaynağı: http://www.misericordia.edu/honorus/dfpaper/figure4.jpg
figure4 Loss of Renal Reserve - Early signs of PU/PD
PU= polyuria (increased urination)
PD= polydipsia (increased drinking) figure4b Renal Insufficiency - Early warning signs, such as increased thirst, may begin to appear figure4c Renal Failure (Azotemia) - Kidneys cannot eliminate waste efficiently, causing signs of illness figure4d Advanced Kidney Failure (Uremia) - Severe signs of illness appear; eventually, collapse and death result
  1. Hastalığın süresi uzadığında, nefronlar yaralı doku ile yer değiştirir ve fonksiyonunu yerine getiremez olur. Bu sayı, nefronların %75'ine ulaştığında, böbrekler vücudun gereksinimlerini karşılayamaz olur. Rezerv söz konusu olmadığından, kalan nefronlar bu aşırı yükü kaldırmak için, tam kapasite çalışmak zorunda kalır.
  2. Nefronlar yetişemediklerinde, kanda azot atık maddeleri oluşur (azotemia).
  3. Vücut bunu gidermek için susuzluğu artırır, bu da PU/PD'ye (aşırı su içme/aşırı idrara çıkma) neden olur ve atık maddeler, kanda ve idrarda artar. Atık maddenin çoğalması ve susuzluğun artmasıyla, önemli elektrolitler ve protein de idrara karışır. Bu, kilo kaybına ve güçsüzlüğe neden olur.
  4. Vücudun atık maddelerden kurtulmak için idrar miktarını artırması da dehidrasyona (vücudun su kaybetmesi) neden olur.
  5. Ayrıca ağızdaki bakteriler, ekstra üremik atık maddeleri amonyağa dönüştürdüğünden, ağız ülseri oluşur. Bir başka deyişle, kanda oluşan atık maddeler, ağızdaki bakterilere etki eder ve gingivit, diş hastalıkları da oluşur.
  6. Atık maddeler, kanın pH'sını da değiştirerek, bağırsak ve midede ülsere neden olur. Bu da kusma, iştah kaybı (anoreksiya) ve kilo kaybı ile sonuçlanır.
  7. Üremiye bağlı olarak, ağız ve dilde yaralar da oluşur.
  8. Hormonların etkisi ile, kanda fosfor artar. Kalsiyum, anormal yerlerde depolanır, iskelet ve iç organlarda sorunlara yol açar.
  9. Sodyum dengesizliği, hiper tansiyona neden olur.
  10. Erythropoeitin'in yeterince salgılanmaması, anemi ile sonuçlanır. Bu da güçsüzlüğe ve anoreksiya'ya neden olur.
  11. Tüm bu sorunlardan, sinir sitemi de etkilenir. Üremi artarsa, hipotermi (vücut sıcaklığının aşırı düşmesi) ve istem dışı ataklar olur.






Hastalığın Seyri


Akut Böbrek Yetmezliği (ARF)


Bu, hastalığın genellikle ölümle sonuçlanan bir şeklidir. İskemi olarak adlandırılan, yeterli kanlanma olmayışına ve toksinlere bağlı olarak, GFR'de anormal düşüşler olur. Pek çok hastalık, ARF'ye neden olabilir.


Kronik Böbrek Yetmezliği (CRF)


Özellikle yaşlı kedilerde görülen yaygın bir böbrek hastalığıdır. Çok yavaş gelişir, bu nedenle vücudun sorunla başa çıkabilmek için, homeostasis olarak adlandırılan düzeltici faktörleri bulabilmek için zamanı olur. Ancak bu faktörler hastalığı gözlerden sakladığı için, hastalık oluştuğunda tedaviye başlanması mümkün olamaz, böbrekler fonksiyonunu kaybettiğinde farkedilir.


Bu nedenle, 8 yaşın üzerindeki kedilere, her yıl kan ve idrar tahlilleri yapılmalı, fiziksel muayene yapılmalı.

Nedenleri


Pek çok nedeni olmakla birlikte, bazen ARF CRF'ye neden olur.


Toksinler (pek çok ilaç böbreklere zararlıdır)
  1. yılan ve arı zehiri
  2. antifriz
  3. böcek zehirleri
  4. bitki zehirleri
  5. solventler (çözücüler)
  6. ağır metaller
  7. kanser kemoterapi ajanları
  8. aspirin ve ağrı kesiciler
  9. anestetikler
  10. antiparazit ilaçları
  11. antibiyotikler
  12. tansiyon ilaçları

Bu toksinlerin etkisi, kedinin yaşına bağlıdır. Sürekli aldığı ilaçlar ve dozajları da bir diğer faktördür.

Antifriz (%95 ethylene glycol), böbrekler için öldürücüdür. Tatlı bir madde olduğundan, kedi ve köpekler tarafından damladığı yerden yalanabilir, dikkat edilmelidir. Böbreklerin kurtarılabilmesi için, birkaç saat içinde acil müdahale edilmelidir. Yapılmazsa, ölüm kaçınılmazdır.


Kanser


Genellikle yaşlı hayvanlarda görülmekteyse de, genç yaşlarda da olabilir. Çoğunlukla başka organlardan metastaz yapmakla birlikte (sekonder), bazen primer olarak böbreklerde görülür. Primer olduğunda, genellikle malign'dir. Ancak primer tümörler nadirdir. Kedilerde, köpeklerden daha sık rastlanır.


Primer olanlar
  1. Lymphosarcoma - Kedilerde yaygındır, bu tür kedilerde FeLV'de pozitif çıkar.
  2. Adenosarcoma
  3. Transitional Cell Carcinoma
  4. Nephroblastoma
  5. Adenoma
  6. Fibroma

Sekonder olanlar
  1. Osteosarcoma
  2. Hemangiosarcoma
  3. Lymphoma
  4. Mast Cell Tumor
  5. Melanoma

Zayıf Perfüzyon


GFR'nin düşmesi ve böbreklere yetersiz kan gitmesidir. Kanlanmanın az oluşu, kanda oluşan toksin ve atık maddelerin elimine edilmesini önler. ARF'ye götüren bir durumdur. Nedenleri:
  1. Kalp hastalığı (kalbin pompalama gücünü azalması)
  2. İlaçlar (bazı ilaçlar, damarlarda büzülmeye neden olur)
  3. Dehidrasyon (dolaşım sistemindeki sıvının yetersiz oluşu)

Kistler


Böbrek dokusuna baskı yaparak, nefronların filtreleme yeteneğini kısıtlarlar. Genellikle yaşlı erkek kedilerde görülür. Hiç bir belirti vermeyebilir ve tesadüfi bir muayene sırasında ortaya çıkabilir. Polycystic Kidney Disease, İran kedilerinde ve uzun tüylü kedilerde görülen, özel bir kisttir. Her iki böbrekte de kist oluşur ve büyürse, böbrek dokusunun fonksiyonunu bozarak CRF'ye neden olur. En iyi tespit yolu, ultrasound'dur.


Bağışıklık Sistemi (immune system) Hastalıkları


Böbreklerin filtreleme fonksiyonunu etkileyen bakteriler, virüsler, kanser ve iç hastalıkların tümü, immün sistem ile ilişkilidir. Bu glomerulonephritis olarak adlandırılır. Belirtileri bazen erken, bazen de hastalık başladıktan çok sonra görülür. Teşhis, idrarda aşırı protein, (proteinuria) ve kanda düşük protein (hypoalbuminemia) görülerek konur.


Tedavisi, doğru teşhis konulmasına bağlıdır. Anti-immün sistem ilaçları, aspirin, diyet değişikliği, kan basıncını düşüren ilaçlar, tuz azaltımı, damardan verilen sıvı (serum) ve diüretiklerle tedavi edilebilir.


Parazitler


İdrar yollarında üreyen ve böbrekleri etkileyen 3 tür parazit vardır:
  1. Capillaria Plica
  2. Capillaria Feliscati
  3. Diotophyma Renale

Virüsler


FeLV ve FIP, böbrekleri olumsuz etkiler.


Bakteriler


Alt üriner sistemde ürer ve gelişir, böbrekleri etkilerler. Özellikle Leptospirosis, genellikle köpeklerde görülür ve böbrekleri ve karaciğeri etkiler. Köpeklerde, enfekte idrarla bulaşır. Ani şokla ölüm olabilir. Bazen de ateş, depresyon, kusma, ishal ve iştahsızlık olur. Ayrıca kas ağrıları, göz ve solunum problemleri olur. Çoğu vaklar kroniktir ve belirti vermez. Bir aşısı vardır ve hastalıktan korumada oldukça etkilidir.


Renal pelvis'i etkileyen ve pyelonephritis'e neden olan bakteriler de vardır:
  1. E. Coli
  2. Staph. aureus
  3. Proteus mirabalis
  4. Strep. spp.
  5. Klebsialla pneumonia
  6. Pseudomonas aeruginosa
  7. Enterobacter

Bunlar genellikle alt üriner sistemde ürerler. Nadiren kan yoluyla böbreklere girerler. Varlıklar, böbreğin kanlanmasını engeller ve normal böbrek dokusunu tahrip ederek, böbrek yetmezliğine (ARF ve CRF) neden olurlar. Semptomları ateş, depresyon, iştahsızlık, ağrı, PU/PD, kilo kaybıdır. Kronik durumlarda önceden belirti vermez. Antibiyotikle tedavi edilir (minimum 4 hafta ve destek tedavileri ile birlikte).


Amyloid


Lifli protein hücrelerinin glomerulus'ta depolanmasıdır. Böbreklerin filtreleme becerisini olumsuz etkiler. Böbreklerin küçülmesine ve düzensizliğine neden olur. Amyloidosis'li kedilerde, böbrek hastalığı belirtileri görülür. Orta yaşlı köpeklerde, Abyssinian kedilerde ve Shar Pei köpeklerde yaygındır. Proteinurea nedeniyle saptanır. Böbrekleri etkileyen immün sistem hastalıklarında olduğu gibi. Uzun bir yaşam süresince, yavaş yavaş depolanır veya hızla oluşur, hemen ölüme götürür. Böbrekleri destekleyen tedvilerden başka özel bir tedavisi yoktur.


Travma


Böbreklere önelik bir araç çarpması, köpek ısırması sonucu olabilir. Çok önemlidir ve kolayca ölüme götürür. Röntgen veya ultrasound ile tespit edilebilir.


Kronik Böbrek Yetmezliğinin Belirtileri
  1. Aşırı su içme ve idrara çıkma (PU/PD) (ARF'de ise hiç işeme yoktur),
  2. Kilo kaybı (iştahsızlık ve protein azlığı nedeniyle),
  3. İştahsızlık (anorexia)- (toksinler, elektrolit dengesizliği, dehidrasyon ve anemi nedeniyle),
  4. Güçsüzlük (dehidrasyon ve iştahsızlık, potasyum dengesizliği),
  5. Kusma (toksinler nedniyle potasyum eksikliği ve dehidrasyon olur),
  6. İstemdışı ataklar (üremi artarsa, beyin de toksinlerden olumsuz etkilenir),
  7. Ülser (atık maddeler temizlenemdiğinde, toksinler sisndirim sisteminde ülsere neden olur. Özellikle midede. Koruyucu ilaç kullanmak gerekir. Üreye bağlı olarak, bakterilerin tükürükte amonyağa dönüştürmesi ile ağız ülseri de olabilir),
  8. Körlük (yüksek tansiyona bağlı olarak oluşur. Kan basıncı 180-190 mm'yi aştığında, ilaç başlanmalıdır).

Teşhis


Ne yazık ki, ARF'nin erken teşhisi mümkün olamamktadır. Pek çok hastalığın belirtileri ile, böbrek hastalıklarının beirtileri karışabilir.


Böbrek hastalıkları herhangi bir yaşta olabilir. Erken yaşlarda olduğunda, nedeni çoğunlukla toksinler, kistler ve travmadır. CRF ise, yaygın olarak yaşlı hayvanlarda görülür.


Böbrek hastalıklarına yatkın kedi türleri:
  1. Siamese
  2. Persian
  3. Abyssinian
  4. Burmese
  5. Maine Coon
  6. Russian Blue

Yatkın köpek türleri:
  1. Shih Tzu
  2. Lhasa apso
  3. Basenji
  4. Shar Pei
  5. Samoyed

Fiziki muayene


Fiziki muayenede, böbreklerin çalışmasına engel olan neden, hastalığın ne kadar süredir sürdüğü, hastalığın akut ya da kronik formda olduğu ortaya çıkar. Muayenede dikkat edilmesi gerekenler:
  1. Anemiye bağlı soluk diş etleri
  2. Dehidrasyon
  3. CRF varsa, karın muayenesinde küçük ve şekilsiz böbekler
  4. Kist veya kanser varsa, büyük veya nodüler böbrekler
  5. Genişlemiş lenf düğümleri
  6. Şişmiş veya normal olmayan gözbebekleri
  7. Güçsüzlük

Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
24 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Böbrek Anatomisi

Sponsorlu Bağlantılar

Böbrekler, en hayati organlardan biridir. Her kalp atımında dolaşım sistemine giren kanın %25’i, böbrek damarı yoluyla doğrudan böbreklere gider. Bu kadar yüksek bir metabolik oran nedeniyle, çok hassas olan bu organın doğru çalışması, sağlık açısından çok önemlidir.


aUT 8021
Yukarıda, tipik bir memelinin böbreği görülmektedir. Kan, böbrek atardamarına gelir ve temizleme işleminin yapıldığı nefrona (bir böbrekte, bir milyondan fazla bulunur, mikroskopik büyüklüktedir, her bir nefron, tek başına üre oluşturacak kapasitededir bütün nefronlar aynı anda çalışmazlar, kronik böbrek yetmezliği başladığında, böbreklerin rezerv kapasitesi düşmeye başlar) girer. Temizlenen kan, dolaşım sistemine geri dönmek üzere böbrek toplardamarından dışarı çıkar. Nefron tarafından filtrelenen kalıntılar, pelvis’te toplanır ve idrar şeklinde, ureterden atılır. Özellikle kediler, normal görünürler fakat fizyolojik değişimler konusundaki yetenekleri azalır. Böbrekler, vücudun tüm fizyolojik işleyişini etkiler.





figure1Şeklin kaynağı: http://www.misericordia.edu/honorus/dfpaper/figure1.jpg



Kedilerde böbrekler, karında, retroperitoneal bölge olarak adlandırılan kısımda bulunur. Vena cava'dan gelen kan, karaciğere oradandan da doğrudan kalbe akar. Bu kan temizlenir (filtre edilir) ve tekrar dolaşıma girer.


Şekilde de görüldüğü gibi kan, böbrek atardamarına girer, nefronlara akar (burada filtre edilir). Temizlenen kan, böbrek toplardamarından tekrar dolaşıma girmek üzere dışarı çıkar.

Nepronların temizlediği kandaki gereksiz maddeler, pelviste toplanır ve idrar şeklinde ureterden dışarı atılır.
figure3

Böbreğin en fonksiyonel bölümü nefronlardır. Her böbrekte, mikroskopik büyüklükte bir milyondan fazla nefron vardır. Her nefronun, idrarı oluşturacak kendi ünitesi vardır. Tüm nefronlar aynı anda çalışmadıklarından, bu durum, böbreklere çalışma kapasitesini artırma olanağı verir.


Kronik böbrek bozukluğu başladığında, bu depolama kapasitesi yok olur. Hasta kedilerin dış görünüşleri normaldir fakat fizyolojik gereksinimlerini görme yeteneklerini büyük ölçüde kaybederler. Nedenleri arasında köpek tarafından ısırılmak, az su içmek sayılabilir.





Nefronların Anatomik Yapısı

kidneymodelbloodflowlabeled 1



Affarent arteriole

Küçük arter (renal arterden gelip, böbreğe giren çok küçük damarlardan biri) glomerulus'a kan gitmesini sağlar. Temizlenen kan, böbrek toplardamarına girer.


Glomerulus

Affarent arteriole'nin sonundaki çok sayıdaki küçük kan damarlarının bir toplamıdır. Glomerulus'taki normal kan basıncı, sıvının Bowman Kapsülü olarak adlandırılan bölüme akmasını sağlar.


Bowman Kapsülü

Burada toplanan sıvı, tüplere akar. Bu tüplerde, atık maddeler ve fazla elektrolitler sıvıdan ayrılır ve normal kan içerikleri (protein ve glukoz gibi) kan dolaşımına geri döner. Lasix vb diüretikler de bu işlevi görür.


Toplama Kanalları (Collecting Ducts)

Tüplerin sonunda bulunur, oluşturulan idrar, nefronlardan dışarı akar. Bu kanallar böbrek pelvisinde akarken, diğer nefronlar üreyi toplama kanallarında depolarlar.


Böbrekler, karın bölgesinde, retroperitoneum denilen özel bir bölgede bulunur. Bu bölge, karnın üst kısmında, spinal vertebra'nın hemen altındadır. Bu hayati organa, koruma sağlar.

Böbrek Fizyolojisi


Sıvı Regülasyonu


Böbrekler aracılığıyla beyin, kandaki su seviyesini, gereksiz maddeleri, elektrolitleri ve kırmızı kan hücrelerini izler. Beynin olduğu gibi, dolaşım sisteminin de kan basıncını izleyebilmek için algılayıcıları vardır.


Su seviyesi çok düşük olduğunda (dehidrasyon) beyin, kana ADH (anti-diüretic hormone) adlı bir hormon salgılar. Böylece böbrekler dehidrasyonu düzeltmek için, üriner sisteme daha az su gönderir ve kanda su miktarı artmaya başlar.Bu arada beyin, susuzluk duygusunu da artırır.


Bu işlemlerin sonucu olarak, daha az idrara çıkılır, idrar koyu sarıdır (sıvı miktarının azalması nedeniyle, atık maddelerin çoğalmasına bağlı olarak). Özetle, da az idrar yapıldığında, renk daha koyu sarı olur.


Susuzluğun giderilmesi için su içilip, tekrar sıvı miktarı arttığında, vücut bu değişikliği farkeder vebeyin ADH'yı salgılamayı azaltır. Böylece böbreklerden daha fazla su salınır ve idrar daha fazla miktarda ve daha açık renktedir. İdrarın daha konsantre veya açık renkte olması, böbreklerin fonksiyonudur ve bu, çok hassas bir mekanizmadır, organlara ve dolaşım sistemine optimum sıvı miktarının gitmesi için yapılandırılmıştır.


Böbrekler, ayrıca Renin adlı bir hormon salgılar. Çok karmaşık biyokimyasal işlemler sonucunda, bu hormon dolaşım sisteminde tuz (sodyum) miktarını yükseltir. Sodyum, suyu kendisine çeker. Sodyumun artması, kandaki su miktarının da artmasına neden olur, bu da kan basıncını (tansiyonu) etkiler.


Atık Madde Regülasyonu


Beyin, kanda oluşan atık maddeleri de izler. Bunlar, normal metabolik işlemlerin sonucudur. Özellikle de protein metabolizmasının. Bunlara nitrojen (azot) atık maddeleri denir, BUN (kan üre azotu) olarak adlandırılan bir kan parametresi ile ölçülür.


Diğer bir atık madde de, beyin ve böbrekler tarafından regüle edilen Kreatinin'dir. Bu da, kas metabolizmasının bir son ürünüdür.


Böbrekler, toksinleri ve yabancı maddeleri de atar. Ağız ya da enjeksiyon yoluyla alınan hemen her ilaç, böbrekler tarafından ayrıştırılır.


Glomerulus'a giren sıvı oranı önemlidir. Buna GFR (glomerular filtration rate) denir ve ml/minute ile ölçülür. Sıvının çok az olması ve atık maddelerin elimine edilememesi durumunda, dehidrasyon sorunu başlar. Çok fazla sıvı ve normal kan içerikleri (protein gibi) olmaması gerektiğinde, atılırlar.


Elektrolit Regülasyonu


Elektrolitler, böbrekler için önemlidir. Bunlardan Sodyum, tüm hücrelerin normal fonksiyonu için çok önemlidir. Sinirlerin impulsına izin verir ve kandaki su seviyesinin regülasyonunda kritik öneme sahiptir. Angiotensin adlı hormonun salgılanması ile, böbrekler kandaki sodyumun sıvı seviyesini regüle eder. Bu da, kan basıncına büyük bir etki yapar.


Potasyum da kritik bir elektrolittir. Potasyum seviyesi, referans aralıklarında tutulmalıdır kalp düzensizlikleri gibi bozuklukların önlenmesi için).


Hormon Regülasyonu


Böbrekler, D vitaminini regüle ederek ve paratiroid hormonu ve calcitrol olarak adlandırılan hormonlar vasıtasıyla, fosfor ve kalsiyumu regüle eder. D vitamini, kalsiyumun bağırsaklardan absorbe edilmesini sağlar. Eğer böbrek hastalığı uzun süre farkedilmezse, paratiroid hormonunun aşırı salgılanması, kemiklerin şişmesine ve liflenmesine neden olur (vücut, normal kalsiyum seviyesine ulaşmak için uğraşır). nuna, renal osteodystrophy denir. Kemikler daha lifli olur ve ilik, kırmızı kan hücresini etkin olarak üretemez. Bu, zayıf ve ince kemiklere neden olur.


Asit Bazlı Regülasyon


Kanın pH'sı (asiditeyi ölçer), böbrek fizyolojisinin diğer bir önemli alanıdır. Böbrekler, asiditeyi, ekstra hidrojen iyonları göndererek, seçici sekresyonla ve bikarbonatın yeniden absorbe edilmesi ile regüle eder.


Kırmızı Kan Hücresi Üretimi


Böbrekler, kanda Erythropoeitin adlı bir hormon salgılar. Bu hormon, kemik iliğini sirküle eder ve onu kırmızı kan hücresi üretmeye teşvik eder. Bu hormonun eksikliği, anemiye neden olur. Kandaki toksik atık maddeler, kırmızı kan hücresinin varlığına engel olur, anemiye dönüşür. Daha nce de bahsedildiği gibi, lifli kemiklerde daha az ilik olduğundan, düşük sayıdaki trombosit nedeniyle pıhtılaşma sorunları baş gösterir.



Kronik Böbrek Yetmezliğinin Patofizyolojisi

STAGES OF KIDNEY DISEASE Şeklin kaynağı: http://www.misericordia.edu/honorus/dfpaper/figure4.jpg
figure4 Loss of Renal Reserve - Early signs of PU/PD
PU= polyuria (increased urination)
PD= polydipsia (increased drinking) figure4b Renal Insufficiency - Early warning signs, such as increased thirst, may begin to appear figure4c Renal Failure (Azotemia) - Kidneys cannot eliminate waste efficiently, causing signs of illness figure4d Advanced Kidney Failure (Uremia) - Severe signs of illness appear; eventually, collapse and death result
  1. Hastalığın süresi uzadığında, nefronlar yaralı doku ile yer değiştirir ve fonksiyonunu yerine getiremez olur. Bu sayı, nefronların %75'ine ulaştığında, böbrekler vücudun gereksinimlerini karşılayamaz olur. Rezerv söz konusu olmadığından, kalan nefronlar bu aşırı yükü kaldırmak için, tam kapasite çalışmak zorunda kalır.
  2. Nefronlar yetişemediklerinde, kanda azot atık maddeleri oluşur (azotemia).
  3. Vücut bunu gidermek için susuzluğu artırır, bu da PU/PD'ye (aşırı su içme/aşırı idrara çıkma) neden olur ve atık maddeler, kanda ve idrarda artar. Atık maddenin çoğalması ve susuzluğun artmasıyla, önemli elektrolitler ve protein de idrara karışır. Bu, kilo kaybına ve güçsüzlüğe neden olur.
  4. Vücudun atık maddelerden kurtulmak için idrar miktarını artırması da dehidrasyona (vücudun su kaybetmesi) neden olur.
  5. Ayrıca ağızdaki bakteriler, ekstra üremik atık maddeleri amonyağa dönüştürdüğünden, ağız ülseri oluşur. Bir başka deyişle, kanda oluşan atık maddeler, ağızdaki bakterilere etki eder ve gingivit, diş hastalıkları da oluşur.
  6. Atık maddeler, kanın pH'sını da değiştirerek, bağırsak ve midede ülsere neden olur. Bu da kusma, iştah kaybı (anoreksiya) ve kilo kaybı ile sonuçlanır.
  7. Üremiye bağlı olarak, ağız ve dilde yaralar da oluşur.
  8. Hormonların etkisi ile, kanda fosfor artar. Kalsiyum, anormal yerlerde depolanır, iskelet ve iç organlarda sorunlara yol açar.
  9. Sodyum dengesizliği, hiper tansiyona neden olur.
  10. Erythropoeitin'in yeterince salgılanmaması, anemi ile sonuçlanır. Bu da güçsüzlüğe ve anoreksiya'ya neden olur.
  11. Tüm bu sorunlardan, sinir sitemi de etkilenir. Üremi artarsa, hipotermi (vücut sıcaklığının aşırı düşmesi) ve istem dışı ataklar olur.






Hastalığın Seyri


Akut Böbrek Yetmezliği (ARF)


Bu, hastalığın genellikle ölümle sonuçlanan bir şeklidir. İskemi olarak adlandırılan, yeterli kanlanma olmayışına ve toksinlere bağlı olarak, GFR'de anormal düşüşler olur. Pek çok hastalık, ARF'ye neden olabilir.


Kronik Böbrek Yetmezliği (CRF)


Özellikle yaşlı kedilerde görülen yaygın bir böbrek hastalığıdır. Çok yavaş gelişir, bu nedenle vücudun sorunla başa çıkabilmek için, homeostasis olarak adlandırılan düzeltici faktörleri bulabilmek için zamanı olur. Ancak bu faktörler hastalığı gözlerden sakladığı için, hastalık oluştuğunda tedaviye başlanması mümkün olamaz, böbrekler fonksiyonunu kaybettiğinde farkedilir.


Bu nedenle, 8 yaşın üzerindeki kedilere, her yıl kan ve idrar tahlilleri yapılmalı, fiziksel muayene yapılmalı.

Nedenleri


Pek çok nedeni olmakla birlikte, bazen ARF CRF'ye neden olur.


Toksinler (pek çok ilaç böbreklere zararlıdır)
  1. yılan ve arı zehiri
  2. antifriz
  3. böcek zehirleri
  4. bitki zehirleri
  5. solventler (çözücüler)
  6. ağır metaller
  7. kanser kemoterapi ajanları
  8. aspirin ve ağrı kesiciler
  9. anestetikler
  10. antiparazit ilaçları
  11. antibiyotikler
  12. tansiyon ilaçları

Bu toksinlerin etkisi, kedinin yaşına bağlıdır. Sürekli aldığı ilaçlar ve dozajları da bir diğer faktördür.

Antifriz (%95 ethylene glycol), böbrekler için öldürücüdür. Tatlı bir madde olduğundan, kedi ve köpekler tarafından damladığı yerden yalanabilir, dikkat edilmelidir. Böbreklerin kurtarılabilmesi için, birkaç saat içinde acil müdahale edilmelidir. Yapılmazsa, ölüm kaçınılmazdır.


Kanser


Genellikle yaşlı hayvanlarda görülmekteyse de, genç yaşlarda da olabilir. Çoğunlukla başka organlardan metastaz yapmakla birlikte (sekonder), bazen primer olarak böbreklerde görülür. Primer olduğunda, genellikle malign'dir. Ancak primer tümörler nadirdir. Kedilerde, köpeklerden daha sık rastlanır.


Primer olanlar
  1. Lymphosarcoma - Kedilerde yaygındır, bu tür kedilerde FeLV'de pozitif çıkar.
  2. Adenosarcoma
  3. Transitional Cell Carcinoma
  4. Nephroblastoma
  5. Adenoma
  6. Fibroma

Sekonder olanlar
  1. Osteosarcoma
  2. Hemangiosarcoma
  3. Lymphoma
  4. Mast Cell Tumor
  5. Melanoma

Zayıf Perfüzyon


GFR'nin düşmesi ve böbreklere yetersiz kan gitmesidir. Kanlanmanın az oluşu, kanda oluşan toksin ve atık maddelerin elimine edilmesini önler. ARF'ye götüren bir durumdur. Nedenleri:
  1. Kalp hastalığı (kalbin pompalama gücünü azalması)
  2. İlaçlar (bazı ilaçlar, damarlarda büzülmeye neden olur)
  3. Dehidrasyon (dolaşım sistemindeki sıvının yetersiz oluşu)

Kistler


Böbrek dokusuna baskı yaparak, nefronların filtreleme yeteneğini kısıtlarlar. Genellikle yaşlı erkek kedilerde görülür. Hiç bir belirti vermeyebilir ve tesadüfi bir muayene sırasında ortaya çıkabilir. Polycystic Kidney Disease, İran kedilerinde ve uzun tüylü kedilerde görülen, özel bir kisttir. Her iki böbrekte de kist oluşur ve büyürse, böbrek dokusunun fonksiyonunu bozarak CRF'ye neden olur. En iyi tespit yolu, ultrasound'dur.


Bağışıklık Sistemi (immune system) Hastalıkları


Böbreklerin filtreleme fonksiyonunu etkileyen bakteriler, virüsler, kanser ve iç hastalıkların tümü, immün sistem ile ilişkilidir. Bu glomerulonephritis olarak adlandırılır. Belirtileri bazen erken, bazen de hastalık başladıktan çok sonra görülür. Teşhis, idrarda aşırı protein, (proteinuria) ve kanda düşük protein (hypoalbuminemia) görülerek konur.


Tedavisi, doğru teşhis konulmasına bağlıdır. Anti-immün sistem ilaçları, aspirin, diyet değişikliği, kan basıncını düşüren ilaçlar, tuz azaltımı, damardan verilen sıvı (serum) ve diüretiklerle tedavi edilebilir.


Parazitler


İdrar yollarında üreyen ve böbrekleri etkileyen 3 tür parazit vardır:
  1. Capillaria Plica
  2. Capillaria Feliscati
  3. Diotophyma Renale

Virüsler


FeLV ve FIP, böbrekleri olumsuz etkiler.


Bakteriler


Alt üriner sistemde ürer ve gelişir, böbrekleri etkilerler. Özellikle Leptospirosis, genellikle köpeklerde görülür ve böbrekleri ve karaciğeri etkiler. Köpeklerde, enfekte idrarla bulaşır. Ani şokla ölüm olabilir. Bazen de ateş, depresyon, kusma, ishal ve iştahsızlık olur. Ayrıca kas ağrıları, göz ve solunum problemleri olur. Çoğu vaklar kroniktir ve belirti vermez. Bir aşısı vardır ve hastalıktan korumada oldukça etkilidir.


Renal pelvis'i etkileyen ve pyelonephritis'e neden olan bakteriler de vardır:
  1. E. Coli
  2. Staph. aureus
  3. Proteus mirabalis
  4. Strep. spp.
  5. Klebsialla pneumonia
  6. Pseudomonas aeruginosa
  7. Enterobacter

Bunlar genellikle alt üriner sistemde ürerler. Nadiren kan yoluyla böbreklere girerler. Varlıklar, böbreğin kanlanmasını engeller ve normal böbrek dokusunu tahrip ederek, böbrek yetmezliğine (ARF ve CRF) neden olurlar. Semptomları ateş, depresyon, iştahsızlık, ağrı, PU/PD, kilo kaybıdır. Kronik durumlarda önceden belirti vermez. Antibiyotikle tedavi edilir (minimum 4 hafta ve destek tedavileri ile birlikte).


Amyloid


Lifli protein hücrelerinin glomerulus'ta depolanmasıdır. Böbreklerin filtreleme becerisini olumsuz etkiler. Böbreklerin küçülmesine ve düzensizliğine neden olur. Amyloidosis'li kedilerde, böbrek hastalığı belirtileri görülür. Orta yaşlı köpeklerde, Abyssinian kedilerde ve Shar Pei köpeklerde yaygındır. Proteinurea nedeniyle saptanır. Böbrekleri etkileyen immün sistem hastalıklarında olduğu gibi. Uzun bir yaşam süresince, yavaş yavaş depolanır veya hızla oluşur, hemen ölüme götürür. Böbrekleri destekleyen tedvilerden başka özel bir tedavisi yoktur.


Travma


Böbreklere önelik bir araç çarpması, köpek ısırması sonucu olabilir. Çok önemlidir ve kolayca ölüme götürür. Röntgen veya ultrasound ile tespit edilebilir.


Kronik Böbrek Yetmezliğinin Belirtileri
  1. Aşırı su içme ve idrara çıkma (PU/PD) (ARF'de ise hiç işeme yoktur),
  2. Kilo kaybı (iştahsızlık ve protein azlığı nedeniyle),
  3. İştahsızlık (anorexia)- (toksinler, elektrolit dengesizliği, dehidrasyon ve anemi nedeniyle),
  4. Güçsüzlük (dehidrasyon ve iştahsızlık, potasyum dengesizliği),
  5. Kusma (toksinler nedniyle potasyum eksikliği ve dehidrasyon olur),
  6. İstemdışı ataklar (üremi artarsa, beyin de toksinlerden olumsuz etkilenir),
  7. Ülser (atık maddeler temizlenemdiğinde, toksinler sisndirim sisteminde ülsere neden olur. Özellikle midede. Koruyucu ilaç kullanmak gerekir. Üreye bağlı olarak, bakterilerin tükürükte amonyağa dönüştürmesi ile ağız ülseri de olabilir),
  8. Körlük (yüksek tansiyona bağlı olarak oluşur. Kan basıncı 180-190 mm'yi aştığında, ilaç başlanmalıdır).

Teşhis


Ne yazık ki, ARF'nin erken teşhisi mümkün olamamktadır. Pek çok hastalığın belirtileri ile, böbrek hastalıklarının beirtileri karışabilir.


Böbrek hastalıkları herhangi bir yaşta olabilir. Erken yaşlarda olduğunda, nedeni çoğunlukla toksinler, kistler ve travmadır. CRF ise, yaygın olarak yaşlı hayvanlarda görülür.


Böbrek hastalıklarına yatkın kedi türleri:
  1. Siamese
  2. Persian
  3. Abyssinian
  4. Burmese
  5. Maine Coon
  6. Russian Blue

Yatkın köpek türleri:
  1. Shih Tzu
  2. Lhasa apso
  3. Basenji
  4. Shar Pei
  5. Samoyed

Fiziki muayene


Fiziki muayenede, böbreklerin çalışmasına engel olan neden, hastalığın ne kadar süredir sürdüğü, hastalığın akut ya da kronik formda olduğu ortaya çıkar. Muayenede dikkat edilmesi gerekenler:
  1. Anemiye bağlı soluk diş etleri
  2. Dehidrasyon
  3. CRF varsa, karın muayenesinde küçük ve şekilsiz böbekler
  4. Kist veya kanser varsa, büyük veya nodüler böbrekler
  5. Genişlemiş lenf düğümleri
  6. Şişmiş veya normal olmayan gözbebekleri
  7. Güçsüzlük

Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mayıs 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
koyun böbreğinin kısımlarını türkçeye çevirmemiz mümkün mü ?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KOYUN BÖBREĞİNİN KISIMLARI NELERDİR ACİL LAZIM ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...RESİMLİ ANLATIM OLURSA SEVİNİRİM...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
koyun böbreğinin kısımları nelerden oluşur?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mayıs 2013       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ya Acil Lazım Türkçe Resimli
Koyun Böbreği
Kısa Birer Açıklamaları
Yeter
Ama Acil Olursa Sevinirim.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mayıs 2013       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
abdullah adlı kullanıcıdan alıntı

abi bu ne ya nisana kdr bulmam lzım koyun böbreğinin kısımlarını

fen ve teknoloji hocasına sordum. normal böbrekle aynı zaten.

Benzer Konular

26 Mart 2017 / Misafir Cevaplanmış
23 Nisan 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
9 Nisan 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
5 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
24 Şubat 2016 / player58 Cevaplanmış