Arama

Ata Sporumuz Güreş - Sayfa 3

Güncelleme: 10 Haziran 2016 Gösterim: 235.469 Cevap: 30
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #21
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

TÜRKiYE GüREŞ FEDARASYONU..


MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Güreş Federasyonumuz son üç yılın yıllık Uluslar arası Şampiyonalarında 150 madalya ortalama sayısını ,2005 yılında 258 madalyaya çıkarmış ve 2 sporcumuz Dünya Şampiyonu olmuştur.

2006 yılına iyi bir başlangıç yapan Güreş Milli takımlarımız ilk defa Greko-Romen Dünya Kupasında takım birinciliği kazanmasının yanında Uluslararası Vehbi Emre ve Yaşar Doğu Güreş Turnuvasında ve Uluslararası Polonya Greko-Romen Güreş Turnuvasında Takım birinciliğini güreşte güçlü ülkelerle yarışarak elde etmiştir.

Federasyonumuzun lisanslı sporcu sayısı göreve başladığımızda 19 bin civarındayken şu anda 33 bine çıkarılmıştır. Bu esnada federasyonumuz faaliyetlerine katılan kulüpler de de aynı oranda artış sağlanmıştır. İlk defa 2006 yılında Büyükler 2. Lig ve Yıldızlar Ligi deplasmanlı olarak yapılmaya başlanmıştır. Vakıfbank Sponsorluğu ile Güreş liginde ilk 3'e girecek kulüplere ödül verilecektir. Federasyonumuz alt yapıyı güçlendirmek için 40 MEB, PİO ve YİBO projesini başlatmıştır.

Federasyonumuz çalışmalarında bazı yönetim kurulu üyeleri gerekli zamanı ayırmadıklarından dolayı güreş sporumuz federasyon çalışmalarında faydalı olmamışlardır.

Bu nedenle bazı yönetim kurulu üyelerini değiştirme fikrimi yine bazı yönetim kurulu üyeleri ile paylaşarak Federasyon Yönetim Kurulunda değişiklik yapacağımı açıklamıştım

Altı yönetim kurulu üyesinin istifa ederek yönetimi yeniden oluşturmama yardımcı olduklarından dolayı kendilerine teşekkür eder.yaşamlarında başarılar dilerim.


Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:43 Sebep: Sayfa düzeni
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
26 Eylül 2006       Mesaj #22
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )

GÜREŞTE 84 KİLODA NAZMİ AVLUCA FİNALE YÜKSELDİ



Sponsorlu Bağlantılar
Çin'in Guangzhou kentinde devam eden Dünya Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda Türk Milli Takımı'ndan 84 kiloda Nazmi Avluca finale yükselirken, 96 kiloda Hamza Yerlikaya uzun süredir merakla beklenen müsabakada Mısırlı Dünya ve olimpiyat şampiyonu Karam'ı ilk turda yendikten sonra yarı finalde Çek rakibine tuşla mağlup oldu.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:43
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Eylül 2006       Mesaj #23
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

ABA GÜREŞİ


Aba Güresinin Tarihçesi


Güres sporunun tarihine bakildiginda en eski güres türü olarak Aba Güresi gözlenmektedir. Bu güres türü Iskit, Saka, Uygur, Karahan, Mogol, Özbek, Kazak, Çagatay, bugünkü sinirlar içerisinde de Gaziantep, Antakya yörelerinde konaklamalarini yapan Kizik Türkleri’nce yapilmaktadir.
Aba güresi, dünyada giysilerle yapilan ilk güres türlerindendir. Orta Asya’da mücadele ve askeri egitim araci olarak yapilan güres sporu M.Ö. 4 yy’da Türk topluluklarinca Çinli’lere ögretilmistir. Hatta uzakdogu yakin bogusma sporlarindan olan Judo, Aba Güresi’nin biraz degistirilerek modernize edilmis seklidir.

Bugün Isveç’te yapilmakta olan pantolon güresinin de, Orta Asya’da yapilan göçler sirasinda Baltik bölgesine yerlesen Hun Türleri tarafindan yapildigi tahmin edilmektedir.

Aba Güresi


Aba; koyun yönünden örülmüs kalin, saglam, kolsuz, önü açik, boyu dizkapagina kadar olan mahalli bir giyecektir.
1- Yerli Aba
a) Kirmizi Aba
b) Boz Aba
2- Maras Abasi
3- Hamis Abasi
4- Çuha Abasi
5- Siyah Aba
6- Urfa Abasi
7- Torun Abasi
Son düzenleyen Safi; 10 Mart 2017 00:48 Sebep: sayfa düzeni
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
29 Eylül 2006       Mesaj #24
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
TÜRKİYE, SERBEST GÜREŞ ŞAMPİYONASINDAN ELİ BOŞ DÖNDÜ
MsXLabs.org

GUANGZHOU - Çin'in Guangzou kentinde düzenlenen Dünya Serbest Güreş Şampiyonası'nda, 120 kiloda mücadele eden Recep Kara, bronz madalya müsabakasında yenilerek 5. oldu.
Yarı finalde Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Özbek Artur Taymazov'a yenilen Recep Kara, Ermeni Ruslan Basiev ile bronz madalya müsabakası yaptı. Bu rakibine de 2-1 yenilen Kara, şampiyonayı 5. sırada bitirdi.
96 kiloda mindere çıkan Sait Bilgöl de ikinci turda Kübalı güreşçiye yenilerek elendi.
Türkiye böylece, grekoromen stilde 3 bronz, 1 gümüş madalyayla kazanılan takım halinde dünya şampiyonluğunun ardından, serbest stilde dünya şampiyonasını madalya alamadan tamamladı.
Dünya Şampiyonası'nda yarın ve 1 Ekim Pazar günü bayan müsabakaları yapılacak.
Şampiyonaya tek bayan sporcuyla gelen Türk Milli Takımı'nda, Zeynep Yıldırım yarın mindere çıkacak.
a.a.
Son düzenleyen _Yağmur_; 28 Haziran 2013 12:33 Sebep: Sayfa düzeni
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Eylül 2006       Mesaj #25
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

YAĞLI GÜREŞ


MsXLabs.org

Geleneksel bir Türk sporudur. Güreşçiler vucutlarına yağ sürerek güreştikleri için bu şekilde adlandırılır. Er Meydanı denilen alanlarda yapılır. Güreşçilerin vucutlarının yağlanması nedeni ile birbirlerini tutmaları zorlaştığından, büyük güç ve ustalık gerektiren bir spordur.

TARİHÇE


Yağlı güreş Mısır kaynaklıdır. Deniz ticareti sayesinde Avrupa'ya, Balkanlar'a taşınmıştır. Özellikle bir düğün eğlencesi olarak, güreşçilerin büyük toprak sahipleri tarafından davet edilmeleriyle başlamıştır. Türklerin MÖ 4. yy.dan beri güreş yaptıkları bilinmektedir. İlkbahar aylarında doğanın canlanışı için yapılan kutlamalarda, evlenme merasimlerinde, zafer şölenlerinde hep güreş müsabakalari yapılırdı. Osmanlı İmparatorluğu’nda karakucak ve yağlı güreşler yaygın olarak ve devletin kontrol ve himayesinde yapılmaktaydı. Birçok bölgede güreş tekkeleri kurulmuş, bunların başlarında şeyh denilen eski ve ünlü pehlivanlar görev almıştır.
Günümüzde de bu geleneğin bir uzantısı olarak organize edilen güreş etkinliklerinde, ağalık sistemi ile masrafları karşılayan bir kişi bulunur. Bu kişiler genellikle yörenin tanınmış ve varlıklı kişileridir.

Osmanlı padişahlarından Sultan 4. Murad ve Sultan Abdülaziz de bizzat güreş yaparak bu spora gösterdikleri önemi göstermişlerdir. Edirne Sarayiçi’nde yapılan 650 yıllık geçmişe sahip Kırkpınar Yağlı Güreşleri, bu sporun Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu gösterir.
1996 yılında Geleneksel Spor Dalları Federasyonu kurulmuş ve yağlı güreş için önemli bir adım atılmıştır.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 15:02 Sebep: Mesaj düzeni.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mayıs 2008       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Ata Sporumuz Güreş


Türklerde en eski spor türlerinden biride Güreştir.Güreş,zorlu bir doğa içinde insanların güçlerini ve güvenlerini kolları ile denedikleri ve aradıkları bir mücadele türü olmuştur.Dindirilmez bir yaşam isteği insanları birbirine saldırmaya ve devirmeye zorlamıştır.Türkler doğaya ve kuvvete düşkün kişilerdir.Doğudan batıya yelpaze gibi yayılan Türkler,yakın mücadeleyi her zaman ön planda tutmuşlardır.Güreşte insanların üstün olduklarını kanıtlamak güçlerini topluma kabul ettirmek için uyguladıkları bir mücadele biçimidir.Böylelikle bir kişinin kuvvetini öteki kişilerle oranlama imkanı bulunur.

İlk çağlarda güreş, elbette bir tür boğuşmadır. Orta Asya devirlerinde Türkler arasında yapılan güreş müsabakalarında güreşin sporculardan birinin ölümü halinde sona erdiği bilinmektedir. Manas Destanı'nda kaydedilen güreşler bu gerçeği aydınlığa kavuşturmaktadır.

Kaşgarlı XI. Asır DLT’de “Çalış” ve “Çelme” kelimesinin karşılığı olarak “Güreş” (küreş) diye tanımlanmıştır. Aynı sayfada “çalışçı” kelimesi “Güreşçi” olarak açıklanmıştır (Kaşgarlı, 1985). Bu büyük yazar eserinin bir başka yerinde “Kız ila küreşme kısrak ile yarışma” (Kaşgarlı, 1985) diye bir deyişle örnekleme yapmaktadır.

Aynı dönemlere (XI. Asır) tekabül eden ve temel eserlerden biri olan KB’de Yusuf Has Hacip; “Güreş” sözcüğünün karşılığı olarak “Küreşmek = Boğuşmak” olarak vurgulamaktadır (Yusuf Has Hacip, 1979).

Bu iki temel eserlerden yarım asır sonra (1127 - 1144) yazılmış olan ME.’de de El-Havarizmi güreşe “küreş” derken bu sporun bu isim altında Oğuz, Kıpçak ve diğer Karahanlı Türk’lerinin severek yaptıklarını vurgulamaktadır (El-Havarizmi, 1993).

Günümüz Orta ve diğer Asya Türk toplumlarından Azeriler “gülaş”, Başkurtlar “köraş”; Kazaklar “küres”; Kırgızlar “küröş”; Özbekler “kuraş”; Tatarlar “köraş /küreş; Türkmenler “göreş”; Uygurlar’ın “küraş/küreş” (KTLS., 1992) dedikleri görülmektedir. Diğer Türk’lerden Gagouzlar “küreş”; Yakutlar, Sakalar, Tuvalar ve Hakaslar ise “küraş” demektedirler (BRSMSTS., 1988)

Yukarıda da görüleceği gibi güreş sözcüğü bütün Türk toplumlarında birbirine benzer ya da aynı şekilde telaffuz ediliyor. Bilindiği gibi Anadolu’da da güreş sözcüğü halk arasında “güleş” ya da “küleş” (Afşin, 1988) diye telaffuz edilmektedir. Görülen o ki, eski ve yeni bütün Türk toplumlarında bu sözcüğün kökeninin “kür” olduğudur.

“Kür” sözcüğü eski Türk yazıtlarında (Orhun ve Yenisey) da sık sık geçmektedir ve manası “güçlü”, “sarsılmaz”, “kuvvetli” anlamına gelmektedir (Orhun, 1987). “Eş” ise eski ve yeni Türkçe’de ”arkadaş” anlamına gelmektedir. “Kür-eş-mek” ME:’de kendisine denk başka biriyle aynı mücadeleyi paylaşmak ve yarışmak anlamına gelmektedir (El-Havarizmi, 1993; Kahraman, 1989). Sımakov, bu konuyu daha sade şekilde şöyle yorumlar. “Türkler de 7. ve 8. Asırlarda güçlü kuvvetli kişilerin karşılıklı eşleşerek at üzerinde ve yerde saatlerce kür-eş yaparlardı” (Sımakov, 1984) demektedir.

Her toplumun kültür hayatında farklı boyutlarda görülen güreş sporu, Türk spor geleneğinde çok zengin bir yere sahiptir. Buna rağmen eski Türk toplumları daha ziyade göçebe hayatı yaşadıklarından, konuyla ilgili MÖ. Somut belgelere ulaşmak oldukça zordur. Belli bir coğrafyada değil üç kıtaya yayılmış olan Türkler hakkında tarihi vesikalar daha ziyade yabancı müelliflerden faydalanılarak aydınlatılmaya çalışılmaktadır (Safran, 1993).
Güreş ve türleriyle ilgili ilk vesikalar da, Çin kaynaklarından tasvir edilebilmektedir. Hanname, Can Çiyan Teskeresi’nde Türkistan’ın güreşini açıklamakta olup, “güreş” kelimesini “jiao Çu” şeklinde iki karakter ile ifade etmektedir. Aynı eser güreşlerin yapıldığı esnada güreşçilerin başlarında ve üzerlerinde giysilerin olduğunu ve halk arasında sevilerek yapıldığını vurgulamaktadır (Almas, 1986).

M.Ö. Türk güreşleriyle ilgili ilk belgeler yeni Çin kaynaklarında ve vesikalarında görülmektedir. 1983 yılında Barçuk (Maralbaşı)’un Cona Tim harabelerinde; Çin Fen Bilimleri Akademisi, Arkeoloji Araştırmaları Bölümü’nün 1955 - 1957 yıllarında Şien (Congen) şehri civarındaki Şonglinten isimli bölgede Han sülalesi dönemine ait 140 numaralı özel bir mezarda bulunan kap ve heykellerde Türk güreşlerinin ilk figürleri tasvir edilmektedir (Şinjan Daşü, 1982; Rahman, 1996).

İlk Türk güreşlerini, ilk Batı medeniyeti güreşlerinden ayıran birçok özellik bulunmaktadır. Bunlardan birisi Türkler de namahrem yerlerinin her zaman giyimli ve kapalı olmasına rağmen Batılıların çırılçıplak güreştikleri net olarak görülmektedir (Umminger, 1990; Minkowski, 1963 ). Diğer bir ayırıcı özellik ise geleneksel tarzda yapılan Türk güreşlerinin hepsinde müzik bulunmaktadır. Diğer toplumlarda bu gelenek sadece İranlılarda vardır ki bu da bunlara IX. Asırlarda Türklerden geçmiş olduğu bildirilir (Lvov, 1989).

Ancak şu ana kadar tespit edilen belge ve bulguların hiç birisi, Türk güreş geleneğinin zengin boyutlarını yansıtmamaktadır. Çünkü güreş, atlı (binicilik) sporlarından sonra Türk’lerin sosyal yapı ve yaşayışlarının her safhasında görülebilen diğer bir spordur (Türkmen, 1996; Rahman , 1996; Almas, 1986; BRSMSTS, 1988).
Son düzenleyen Safi; 10 Mart 2017 00:48
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
20 Ocak 2009       Mesaj #27
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

GÜREŞ


Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Spor Yönetiminde ilk kurumsallaşmış yönetim yapısını oluşturan, "Gönüllü Birlik Modeli" olarak örgütlenen T. İ. C. İ. (Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı) 1922 yılında kurulmuştur. Güreş, halter ve boks başkanlığına Ahmet Fetgeri seçilmiştir.

TARİHÇE


Güreş insanlık tarihinin en eski sporlarından biridir. M. Ö. 708'de Yunanlılar, M. Ö. 2. yüzyılda Türkler, M. Ö. 22'de Japonlar, M. Ö. 260'da Sümerler, M. Ö. 2000-2470-2320'de Mısırlılar tarafından güreş yapıldığına dair belgeler bulunmuştur.

Güreş sporu ile uğraşan milletlerin başında Türkler, Araplar ve Yunanlılar gelmektedir.

Güreş İ. Ö. 900'lerde kurallara bağlanmıştır. İ.Ö. 704 deki 18. Olimpiyat oyunları programına kabul edilmiştir.

Modern Olimpiyatların başlangıcı 1896 Atina Olimpiyatlarına Greko-Romen stil güreş 1904 St. Louise Olimpiyatlarına Serbest Stilli Güreş Spor Dalı olarak resmen alınmıştır. 1912 yılında FILA (Uluslararası Amatör Güreş Federasyonu) kuruldu.

OLİMPİK GÜREŞ STİLLERİ


Dünyada olimpik iki güreş stili vardır. Bunlar Greko-Romen ve Serbest stillerdir.
a) Greko-Romen güreş stilinde belden yukarısı ile oyun taktik edilir. Ayakla oyun yapılmaz ve rakibin hücumu engellenmez. Bu stil Avrupa ülkelerinde yaygındır. Greko-Romen güreş stilini ilk uygulayan Türk güreşçileri: Koca Yusuf, Kara Ahmet, Hergeleci İbrahim, Filiz Nurullah, Kurtdereli Mehmet, Adalı Halil, Mandıralı Ahmet ve Kara Osman'dır. Türkiye'de bu stil Beşiktaş kulübünde 1903 yılında uygulanmıştır.

a) Serbest güreş stilinde ayaklar dahil vücudun her yeriyle oyun tatbik edilir. Bu güreş stili Türkiye'deki geleneksel güreşlere benzediğinden dolayı ülkemizde daha yaygındır.

GELENEKSEL GÜREŞ STİLLERİ


ABA GÜREŞİ:

Türkiye'nin Gaziantep ve Hatay yörelerinde yapılan mahalli güreş çeşididir.Güreşçilerin sırtlarına birer aba giyip ayakları çıplak olarak yaptıkları güreş şeklidir.

"ABA" Güreşçiler üstlerine "Aba" adı verilen koyun yününden ve keçi kılından el tezgahlarında dokunan, kolsuz, omuz ve sırtları dayanıklı olması için deri ilave edilen boyu güreşçilerin dizlerine kadar gelen bir giysidir.

ŞALVAR GÜREŞİ:

Güreşçilerin geniş şalvar giyip belden yukarısı çıplak olarak yaptıkları güreş çeşitidir.

KARAKUCAK GÜREŞİ:

Karakucak güreş Türklerin Öz Milli güreşidir. Orta Asya'dan kaynaklanan bu güreş türünde yüzyıllar boyu görüntü ve kurallarda çok az değişim olmuştur. Günümüzde serbest güreş diye bilinen minder güreşi karakucak güreşin formüle edilmiş şeklidir.

Karakucak güreşte pehlivanlar bacaklarına genelde pırtpıt giyerler. Sembol sporcumuz Yaşar Doğu ve şampiyon güreşçilerimiz Karakucak güreşten minder güreşine geçmişlerdir.

PIRTPIT:

Keçi kılından sert kumaştan yapılan kısa pantolon şeklinde bir giysidir.

YAĞLI GÜREŞ:

Yağlı güreş Türklerin yüzyıllardan beri yapıldığı kültürel sporlardandır. Güreşçilerin vücutlarına yağ sürerek, "Kısbet" adı verilen manda derisinden yapılmış özel bir giysi ile yapılmaktadır. Yağlı güreş karakucak güreşin formüle edilmiş şeklidir.

GÜREŞİN TANIMI VE ÇAĞDAŞ GÜREŞ ANLAYIŞI


İki güreşçinin yada iki insanın belirli ölçülerdeki minder üzerinde araç kullanmaksızın, FİLA kurallarına uygun biçimde, teknik, beceri, kuvvet ve zekasını kullanarak birbirine üstünlük kurma mücadelesidir.

Güreş Öncelikle bir yetenek işi olmakla beraber bu yeteneğin beceri, zeka ve kuvvetle birleştirilmesi güreşteki başarının öncelikle etkenidir.Bunların yanı sıra kurallara uyma, yenme hırsı, mücadele, dayanıklılık, dayanıklılıkta devamlılık, hızlılık, anında karar verme, bilimsel çalışma, kendine güven, uygun beslenme, düzenli yaşam, kütü alışkanlıklardan uzak durma, antrenöre inanç, yanlışlıklarını görme ve bunları düzeltme, deneyim kazanma, ruhsal üstünlük, esneklik belirli bir hedefe yönelme gibi, kısaca "Güreşin yasalarına uyma" da güreşte başarıyı perçinleyecek öteki önemli etkenlerdir.

GÜREŞİN TARİHSEL GELİŞİMİ


DÜNYADA GÜREŞ:


Güreş insanlık tarihi kadar eski bir spordur.İlkel insan güç doğa koşulları ile mücadele ederken, günümüzün Güreş sporundan pekte farklı olmayan bir mücadele yaşamak zorunda kalmıştır.

İlk insan yaşama kaygısını söndüre bilmek için her türlü canlıya karşı mücadele vermek zorunda kalınca kendi vücut ağırlığı ile kas gücünden faydalanma yani Güreş sanatını ortaya çıkarmış.

M.Ö 3000' lere ait sanat yapıtlarında Babil ve Mısırda yapılan kuşak Güreşleri betimlenmiştir. M.Ö. 5000 yıllarında Hindistan'da, serbest tutuşa dayalı güreş görülmektedir.

Eski Yunan'da Güreş önemli bir spor dalı olup cimnastik eğitiminin bir parçası ve beşli yarışmaların en önemli bölümü durumundaydı.

Güreş M.Ö. 776 dan itibaren olimpiyat oyunlarında yer almaya başladı.
19. y.y'ın sonlarında Eski Yunan ve Roma Güreşlerinden Esinlenerek ortaya çıkan, Grekoromen Güreş ve Serbest Güreş stilleri egemen oldu.Grekoromen güreş Özellikle Fransa'da ilgi gördü ve 1896 da olimpiyat oyunlarına alındı. Serbest güreş ilk kez 1904'te St.Louis olimpiyatlarında resmi olarak uygulandı.1921yılında ilk defa grekoromen stilde dünya şampiyonası, 1924 yılında ise Avrupa şampiyonası düzenlenmeye başlandı.Serbest stilde ise ilk Avrupa şampiyonası 1929 da düzenlendi.

1921 de "Uluslararası Amatör Güreş Federasyonu" FİLA (Federatıon internationale de Lutte Amateur) kurularak uluslararası yönetim sorunu halledildi.Olimpiyat oyunları ve diğer uluslar arası güreş turnuvalarının yanı sıra, grekoromen ve serbest stilde dünya Güreş şampiyonalarını düzenlemek görevi de FILA'ya verildi. FILA'nın merkezi İsviçre'nin "Lozan" kentindedir.
1922 yılında alınan bir kararla ise FILA'nın profesyonelliği tanınarak federasyon, uluslararası Güreş federasyonu birliği oldu.

TÜRKİYEDE GÜREŞ


Türklerin en eski sporlarından biridir.Güreş sözcüğünün kökeni Özbek ve Başkurt Türklerinin "Kures" sözcüğünden gelmektedir.

Bilinen ilk güreş Oğuz Türklerinin destanlarından olan dede korkut destanında yer almıştır.Güreşin ilk kez Türkler tarafından yapıldığı ve Orta Asya'dan dünyaya yayıldığı kesinlikle kanıtlanmıştır. Sümer Akat Tarihleri , Tabletler, Gılgamış ve Dede Korkut destanları ve diğer kayıtlar bunu ortaya koymaktadır.

Ünlü tarihçi Heroid Lond, "Cengiz Han" adlı eserinde Türklerden söz ederken bu ülkede ata binmeyen, güreş yapmayan adama kız bile vermezlerdi demiştir.

Selçuklular Acemlerin etkisiyle güreşçi sözcüğünün yerine "pehlivan"sözcüğü kullanmışlardır. Ayrıca güreşte Türkler arasındaki bağlılık ile "Türk pehlivan doğar pehlivan ölür" ifadesi çok meşhurlaşmıştır.

Bunun için Dünya milletlerinin dillerinde üstün insan gücü tarif edilirken, kullanılan FORT COMME UN TURC yani "Türk gibi kuvvetli" sözünü atasözü haline getirmiş bulunan bir milli Türk sporuolarak bilinmektedir.

Orta Asya'da yaşayan Türk boylarının her son baharda günlerce süren güreş şenliklerini tertip etmelerinden eski Türk boylarından Hiyana-nu ların ölü gömme törenlerinde halkın tasasını dağıtmak gibi bir amaç güderek büyük güreş şenlikleri düzenlenmesinden ve yine kazak Türklerinden Abdülkerim'in yazdığı Mukaddime den anlaşılacağı gibi; askerin harp gücünü artırmak için güreş eğitimini çare olarak ileri sürdüğünden güreşin sadece sportif yarışma amacıyla değil, eğlence ve askeri eğitim amacıyla önem verilerek yapıldığını görebiliyoruz.

Asırlardır önemini kaybetmeden Türkler ve daha başka bir çok kavimler tarafından yapılan Güreş Türklerin İslam'ı kabulünden sonra milli spor olarak önemini devam ettirmiştir. Halife Hz.Ali'nincenklerini anlatan menkıbelerde savaşlar sırasında yapılan güreşlerden söz edilmektedir. Hz. Hamza ise günümüzde (Türkiye'de) yapılmakta olan Karakucak ve yağlı güreşlerin dualarında pehlivanların piri anılmaktadır.

Daha sonraları Osmanlı İmparatorluğu'nun da bütün sınırları içerisinde güreş sevilen ve itibarlı bir spor olarak kabul edilmiştir.Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet zamanından İstanbul'da ve Edirne'de güre Tekkelerinin yapıldığı ve her tekkede 300 civarında güreşçinin eğitim gördüğü Evliya Çelebi, seyahatnamesinde belirtmektedir. Bugün Rusya başta olmak üzere bütün Dünya ülkeleri güreşe önem veren Amerika, Almanya, Japonya gibi ülkeler 500 sene önceki Türk güreş okullarını çağın güreş eğitim anlayışından hareket ederek bunları Modern hale getirerek yüz binlerce gençlerine bu okullarda eğitim vermişlerdir.

Osmanlı İmparatorluğunda bir çok padişah ve beylerin güreş yapmaları ve güreşçiliği bir meslek sayarak güreşçileri çok itibarlı mevkilere getirmeleri bir çok Başpehlivanların yetişmelerini sağlamışlardır.

19 yüzyılda Batı ülkelerinde başlayan modern güreşler 20.yüzyıl başlarında Türkiye'ye girmiştir. Modern güreşin ülkemizdeki ilk tatbikatı 1903 yılında B.J.K başlamıştır. Zamanla Kasımpaşa, Fenerbahçe, Anadolu gibi kulüplerde modern tarzdaki serbest ve Greko-romen güreş çalışmaları başlamıştır.(7)

Serbest ve Grekoromen güreşte uluslararası şampiyonlar ve ülkelerde düzenlenen Resmi Karşılaşmalar (F.I.L.A) tarafından düzenlenen güreş Nizamnamelerine göre yapılır.

Türk Güreşinin yönetiminde en üst basamağı oluşturan Türkiye Güreş Federasyonu, 1922 yılında T.İ.C.İ (Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı) bünyesinden kurulmuş.1923 yılında FILA (federation ınternational elutte -Amateur) 'yaüye olmuştur.

1924 Paris olimpiyat oyunları, Türk güreşçileri için uluslararası alandaki ilk ciddi deneyim olmuştur.Takımımızı hazırlayan Rqol Peter adındaki Macar antrenörün Türkiye'deki minder güreşinin kurucusu olmuştur.

1932 yılında güreşçilerimiz ilk kez Balkan şampiyonalarına katılmış ve takım halinde 1.ligi elde etmişlerdir.1935 yılından itibaren grekoromen stil yanında serbest stilde çalışmalara başlanmış ve aynı yıl yurdumuzda ilk serbest güreş şampiyonası düzenlenmiştir.1936 Berlin olimpiyat oyunlarının hem grekoromen hem de serbest stilde katılmışlar ve grekoromen stilde 61 kg güreşçimiz Yaşar Erkan altın Madalya Kazanarak olimpiyatlarda ilk birinciliğimizin sahibi olmuştur.

1938 yılında Estonya'nın Başkenti Tallin'de yapılan Avrupa Güreş şampiyonasında ağır sıklet güreşçimiz Çoban Mehmet Avrupa üçüncüsü olmuştur. Bu Avrupa güreşi şampiyonasında ilk derecemizdir.

Türkiye Güreşte gücünü 1948 olimpiyatlarında bütün Dünyaya göstermiş, Takım sıralamasında İsveç'ten sonra 26,33 puanlarla ikinci sırayı almıştır. Güreşteki Başarımız 1960 Roma Olimpiyatları'nda da devam etmiş ve Sovyetlerden sonra 31 puanla ikinci olmuştur.

Genellikle önceki çalışmalar seviyesinden daha yoğun çalışmalarına geçilse bile ülkemizde 1972 yılından bu yana bir düşüş görülmektedir.

FILA tarafında uygulanan yeni kurallara sadece hakem açısından bakılmış, sporcular ise yeni kurallara adapte olmakta güçlük çekmişlerdir.

TÜRKİYE YAPILAN GÜREŞ ÇEŞİTLERİ;


Mücadele sporu olarak bilinen güreş; modern güreş ve folklor güreş diye ikiye ayrılır.Her sınıfın kendine özgü özellikleri ve ayrıntıları vardır.Ülkemizde güreş çeşitli şekillerde yapılmaktadır.

Bunlar;


1)MODERN GÜREŞ ;

Greko-romen, serbest güreş

2) FOLKLORIK GÜREŞLER ;

Karakucak güreşi,Aba güreşi, Kırım-Türk Güreşi (Tatar Güreşi), Şalvar Güreşi, Yağlı Güreş
Bu yukarıda saydığımız güreşlerimizin hepside kendilerine has kültürel değerler ve folklorik özellikler taşımaktadırlar.

TÜRKİYEDE YAPILAN GÜREŞLER


Greko - romen Güreş


Rakibi belden aşağı tutmak veya bacaklarla rakibi sıkmak yasaktır. Rakip vücudunun herhangi bir kısmını bacaklarla itmek, tazyik etmek ve bacakların yardımı ile her türlü kaldırmalar yapmak yasaktır.

Serbest Güreş


Hücum yapan Güreşçi rakibin değişik el ayak ve vücut ile enseden tutarak yere devirir veya atışlar yapar.Serbest güreşte en meşhur ayaktaki teknikler, bu damar,devirme ve dalmalardır.Serbest Güreşte de yürürlüye giren yeni kurallar son hareketlerin icrasını teknik olarak değerlendirir.

KARAKUCAK GÜREŞİ


Karakucak güreş, Türklerin az milli güreşidir.Orta Asya'dan kaynaklanan bu güreş türünde yüzyıllar boyu görüntü ve kurallarda çok az değişim olmuştur.

Güreşin, on asırdır temel kaidelerinde bir değişiklik almadan devam eden, çimen üstünde veya toprak sahalarda çayırlarda ve harman yerlerinde, vücudun üst kısmı çıplak, pırpıt giysilerde çıplak ayakla kıran kırana yapılan bir türüdür.

YAĞLI GÜREŞ


Yağlı Güreş, Türklerin yüzyıllardan beri yaptığı sporlardandır.Yağlı güreş Karakucak güreşin yağ sürülerek yapılan şeklidir.

Yağlı Güreş davul ve zurna eşliğinde yapılmaktadır.Yağlı Güreş genelde Ege, Trakya ve Karadeniz yörelerimizde diğer yörelerimize göre daha çok yapılmaktadır.

ABA GÜREŞİ


Aba güreşi, Hatay ve Gaziantep yöresinde oldukça yaygındır.Adını pehlivanların giydiği abadan almaktadır.Aba güreşinde süre 7 dakikadır.Güreş yerde 2 dakika sürdürülemez.Güreşe davul zurna eşlik etmektedir.

ŞALVAR GÜREŞİ


Ülkemizde Kahramanmaraş ilçe ve köylerinde yapılmaktadır. Şalvar güreşi, çok eski çağlarda Türkmenlerde yapılan bir güreş çeşididir. Önceleri pırpıt ve Kısbet uzunluğundaki şalvarlarda yapılan bu güreşler, şimdi ananelerin yavaş yavaş kaybolması üzerine kısa şalvarlarla yapılmaktadır. Şalvar güreşinde bütün oyunlar ayakta yapılır.

Göbek veya dizler yere değince güreş ayakta başlar.Yenilgi yağlı ve Karakucakta olduğu gibi, göbeğin gökyüzünü görmesidir.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:54
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
PrettyAngel - avatarı
PrettyAngel
Ziyaretçi
6 Şubat 2010       Mesaj #28
PrettyAngel - avatarı
Ziyaretçi

Güreş


MsXLabs.org

Uygulayıcılarının
birbirlerine vurmaksızın rakiplerini yenmeye çalıştıkları bir spor türü. Güreş tarihteki en eski sporlardan biridir ve zamanla farklı stil ve formları geliştirilmiştir. Güreş genellikle savaş sanatları arasında değerlendirilir. Güreşte pek çok ulusal stiller gelişmiştir. Türkiye'de Yağlı Güreş , Karakucak Güreşi, Hindistan'da Pehlwani, Japonya'da Sumo, Moğol Güreşi Amerikada Amerikan Güreşi gibi. Bazı kanıtlar güreşin insanoğlunun en eski sporu olduğunu göstermektedir. Antik bazı tasvirlerde iki rakibin güreş tuttuğu sahneler yer almaktadır. TevrattaYakub'un bir melekle güreş tuttuğu ifade edilir ve kendisine "Tanrı ile güreş tutan" adı verilir. Güreş diğer savaş sanatlarının da birbiriyle bir araya getirildiği karşılaşmalarda önemli bir yer kazanmıştır. Çoğu dövüşçü kendilerini güreşle tanımlamaya veya sanatları arasına güreşi de katmaya başlamıştır. Güreş formları kendini koruma-karışık savaş sanatları sistemi içine alınmıştır. Bunlar arasında bazıları Shootfighting, Sambo, Pancrase. RandyCouture, Mark Coleman, TakanoriGomi gibi bazı başarılı dövüşçülerin de arka planında güreş vardır;bunları söyle özetleriz

Güreş tarihi ilk insanla başlar.ilk çağlarda düşünme yetisi dışında diğer çanlılardan farklı olmayan insan vahşi hayvanlara ve doğaya karşı kendini ailesini koyabilmesi kısaca yaşamını sürdürebilmesi güreşmesine bağlıydı kısaca güreşi tanımlarsak Güreş ayakta kalma sanatıdır.Güreş her ne kadar Biz Türklerin ata sporu olarak
tanımlasakta güreşin evrensel bir spor dalı olduğunu yer yüzünde kayıtlara geçmiş 200.ün üzerinde güreş türünün değişik yörelerde otantik olarak yapıldığı söylenir ülkemizde Resmi Filanın dışında Yağlı güreş/aba güreşi ve karakucak güreşi halen değişik yörelerimizde yapılmaktadır

Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:55 Sebep: kırık linkler kaldırıldı
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
22 Temmuz 2012       Mesaj #29
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye

Güreş


MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi


Ad:  Güreş Nedir-3.jpg
Gösterim: 590
Boyut:  24.4 KB
Belli kurallara uyarak, birbirinin sırtını yere değdirmeye çalışan iki kişinin bir minder ya da alan üzerinde yaptıkları spor. Tarihte bu sporun ilk olarak Türkler, Yunanlılar, Romalılar tarafından yapıldığı bilinmektedir. İ.Ö. 648'de düzenlenen olimpiyat oyunlarında güreşe de yer verilmiştir.

Başlıca güreş türleri şunlardır:
1) Serbest;
2) Grekoromen;
3) Yağlı;
4) Karakucak.
Serbest güreşte güreşçiler birbirlerini diledikleri yerden tutabilirler. Grekoromendeyse yalnızca belden yukarısıyla güreşilir. Her iki güreş de 9 m. çapındaki yuvarlak bir minder üzerinde yapılır. Güreş kuralları birçok değişikliğe uğramıştır. Önceleri 15 dakika olan güreş süresi, daha sonra üçer dakikalık üç devreye (9 dakika), en son olarak da üçer dakikalık iki devreye (6 dakika) indirildi.

Her iki güreş stilinde de; 48, 52, 57, 62, 68, 74, 82, 90, 100 kilo ve ağır olmak üzere toplam 10 sıklet vardır. Güreş, orta ve yan hakemler tarafından yönetilir. Yağlı güreş ve karakucak, açık havada, genellikle çayırlık yerlerde yapılır. Her iki türde de kilo sözkonusu değildir. Güreşçiler, deneyimlerine ve kazandıkları güreşlere göre kategorilere ayrılırlar. Kategoriler şunlardır: Deste, küçük orta, büyük orta, başaltı ve baş. Daha önceleri yağlı güreşte süre sınırlaması yoktu, hava kararıncaya dek sürer, Yenişemeyen güreşçiler ertesi gün yeniden güreş tutarlardı. Daha sonra süre sınırlaması kondu ve puanlama getirildi. Türkiye'de yağlı güreşlerin en ünlüsü her yıl Edirne'de düzenlenen "Kırkpınar Güreşleri"dir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:56
Sen sadece aynasin...
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
26 Temmuz 2012       Mesaj #30
buz perisi - avatarı
VIP Lethe

Karakucak


MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

En eski Türk güreşlerinden biri. Kuralları yağlı güreş ve serbest güreş karışımıdır. Kispet ya da mayo yerine pırpıt denilen bir tür pantolon giyilerek yapılır. Bugün Anadolu'da en çok yapılan güreş biçimidir. Eski Türkmen güreşine benzer, fakat bazı bölgelerde yapılış biçimi farklıdır. Vücudun her yerinden tutmak serbesttir ve güreşi kazanmak için rakibin sırtını yere getirmek gereklidir.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:57
In science we trust.

Benzer Konular

9 Mart 2017 / Ziyaretçi Cevaplanmış
26 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
16 Ekim 2008 / Gabriella Asker tr
22 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap