Arama

Aşırı Tüylenme, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Güncelleme: 2 Temmuz 2019 Gösterim: 196.003 Cevap: 11
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
10 Nisan 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Aşırı Tüylenme

Sponsorlu Bağlantılar
Adet kanamalarının başlamasıyla genç bir kızın vücudunda hormonlara bağlı ve kadına özgü değişiklikler olur. Sağlıklı bir hormonal yapı için beyindeki merkezler, yumurtalıklar, tiroid ve böbrek üstü bezlerinin uyum içinde çalışması gerekir.

Aşırı Tüylenme; yüz, göğüs, karın, sırt, kol ve bacakların üst kısmında uzun kalın ve sert tüylerin çıkmasıdır. Bu durum kozmetik bir problemin yanında hormonal bir düzensizliği de gösterir.


Normal Kıl Büyümesi
Her kıl derinin altında folikül adı verilen kökten büyür ve kıl derinin üzerinde kalan kısmı alınsa da kökü durduğu sürece büyümeye devam eder. İnsan vücudunda doğduğunda yaklaşık 50 milyon kıl kökü bulunur. Erişkinlerde iki tip kıl vardır, bunlardan birincisi birçok kadının yüzünde, göğüslerinde ve sırtında bulunan ince, renksiz ve kısa olan kıllardır. İkinci tür ise hem kadın hem de erkeklerin başında, koltuk altında ve genital (cinsel) bölgelerinde bulunan sert uzun ve koyu renkli kıllardır. Ön kol (dirseklerin altı) ve bacakların dizden aşağısındaki kılların sayısı kişilerin hormonal durumundan bağımsızdır ve bu bölgelerde aşırı kıllanma hastalık değildir.


Yüzde ve Vücutta Aşırı Tüylenmenin Nedenleri
Genellikle aşırı tüylenme kandaki androjenlerin (erkeklik hormonları) artmasına bağlıdır. Androjenler erkeklerde daha yüksek düzeylerde olmak üzere, hem erkek hem de kadında bulunan hormonlardır. Androjenler ince, zayıf ve kısa olan tüylerin sert, uzun kıllara dönüşmesine neden olur.

Androjen düzeylerinin yükselmesine ve bunun sonucu olarak da tüylenmeye neden olan durumlar şunlar:


Menopoz: Bu dönemde yumurtalıklardan östrojen (kadınlık hormonu) sentezi azaldığı halde androjen sentezi devam eder. Buna bağlı olarak kıllanma görülebilir.
Genetik: Annesinde veya büyükannesinde aşırı tüylenme olan kişilerde aynı hastalığın görülme olasılığı fazladır.


İlaç Yan Etkileri: Erkeklik hormonları veya androjenik özellikler gösteren ilaçlar alan kişilerde aşırı tüylenme görülebilir.


Polikistik Over Hastalığı: Bu hastalıkta yumurtalıklarda birçok kist oluşur ve erkeklik hormonları fazla üretilir. Hastalarda aşırı tüylenme, düzensiz yumurtlama, adet düzensizlikleri, kısırlık ve şişmanlık görülür.

Yumurtalık Tümörleri: Nadir olarak görülen ve androjen salgılayan tümörler de aşırı tüylenmeye neden olur.

Adrenal (Böbreküstü Bezi) Bozuklukları: Androjenler böbreküstü bezinde de üretilir. Böbreküstü bezlerin büyümesi fazla androjen üretilmesine ve aşırı tüylenmeye neden olur.


Aşırı Kıllanmanın Nedeninin Belirlenmesi
Yapılan hormon testleriyle kandaki androjen ve diğer hormonların seviyeleri belirlenir. Ayrıca yapılan ultrason incelemesi ve özel radyolojik incelemelerle yumurtalık veya böbrek üstü bezlerindeki tümörler tespit edilebilir.


Aşırı Tüylenmenin Tedavisi
Kozmetik tedavi: Tüy dökücü kimyasalların kullanımı, ağda, traş vb. gibi yöntemlerle geçici olarak bu tüylerden kurtulmak mümkündür. Epilasyon kalıcı sonuç veren yöntemlerden biridir. Hormon tedavisi görecek kişilerin epilasyonu bu tedaviye eklemesi uygun olur.

Tıbbi Tedavi: Aşırı tüylenmenin tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar doğum kontrol haplarıdır. Bu haplardaki östrojenler karaciğerde androjenlere bağlanarak onların etkisini azaltır. Diğer bir ilaç olan Spiranolakton androjenlerin ciltteki etkisini engeller. Böbrek üstü bezlerinin hastalıklarına bağlı aşırı tüylenmenin tedavisinde kortizon kullanılır. Son yıllarda GnRH analoglarıyla yeni tüy çıkması engellenir. Önceden çıkan tüyler hormon tedavisiyle dökülmez, tedavinin bitiminden sonra epilasyon uygulanarak yok edilebilir. Hormon tedavisine başlandıktan ortalama bir - iki yıl sonra ilacın dozu azaltılarak, tüylenmenin tekrarlanıp tekrarlamadığı tespit edilir ve gerekirse ilaca daha uzun süre devam edilir.


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Nisan 2006       Mesaj #2
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
bayanlara özel lazer epilasyon
Lazer teknolojisi ışığın kontrollü olarak yoğunlaştırılması, güçlendirilmesi ve hedef seçerek ısı enerjisine dönüştürülmesidir. Bu teknolojinin başarısı ve etkin sonuçları son 20 yılda Dünya da kanıtlanmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar

Işık, farklı dalga boylarına sahiptir. Epilasyonda kullanılan dalga boyu kılın kalınlığına, rengine, kılın vücutta yer aldığı anatomik bölgeye, ten renginin açık veya koyu olmasına göre tercih edilir. Genellikle kısa dalga boyu açık ten rengine tercih edilirken, koyu renk tende ve bronzlaşmış tende leke riskini ortadan kaldırmak için uzun dalga boy tercih edilir. Tedavinin başarısı hekimlerin deneyimlerine bağlı olduğu kadar alet seçeneklerinin çok olmasıyla da doğru orantılıdır. Aksi takdirdesenelerce süren 10-20 seanslara kadar çıkan seans sayıları ya da cilt lekeleri kaçınılmaz olur

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #3
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Hormonlara Bağlı Aşırı Tüylenme
İstenmeyen tüyler bütün kadınların ortak ortak sorunu. Bir de bu sorunun sebeplerle arttığı, erkeksi tüylenmenin görüldüğü durumlar var. Ferti_Jin Kadın Sağlığı Merkezi'nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr.Murat Taşdemir, aşırı tüylenmeden kurtulmak için hormonal tedavinin gerekliliğine dikkat çekiyor.
Nihayet yaz geliyor; incecik giysilerle birlikte özgürlüğümüze de kavuşacağız...Kış boyu havasız kalan cildimiz havayla daha fazla temas edecek. Böylelikle kendimizi daha iyi, daha hafif ve enerjik hissedeceğiz.
Ancak öyle bir sağlık sorunu var ki bu mutluluğu temelden sarsarak engelleyebiliyor. Aşırı tüylenme. Kollarda, bacaklarda, karın ve göğüs bölgelerinde olduğu kadar yüzde

yüz görünen bu sorun kişide deprasyona kadar ciddi sonuçlar doğurabiliyor.

Peki aşırı tüylenme neden kaynaklanıyor, çözümü var mı?
Op.Dr. Murat Taşdemir konuyla ilgili olarak şu bilgileri veriyor: "Adet kanamalarının başlamasıyla genç bir kızın vücudunda hormonlara bağlı ve kadına özgü değişiklikler olur. Sağlıklı bir hormonal yapı için beyindeki merkezler,yumurtalıklar,tiroid ve böbrek üstü bezlerinin uyum içinde çalışması gerekir. Aşırı tüylenme yüz, göğüs, karın, sırt, kol ve bacakların üst kısmında uzun, kalın ve sert tüylerin çıkmasıdır. Bu durum kozmetik bir problemin yanında bir hormonal düzensizliği de gösterir."


Normal Kıl Büyümesi:
Her kıl derinin altında folikül adı verilen kökten büyür ve kıl, derinin üzerinde kalan kısmı alınsa da kökü durduğu sürece büyümeye devam eder. İnsan vücudunda doğduğunda yaklaşık 50 milyon kıl kökü bulunur. Erişkinlerde iki tip kıl vardır, bunlardan birincisi bir çok kadının yüzünde, göğüslerinde ve sırtında bulunan ince, renksiz olan kıllardır. İkinci tür ise hem kadın hem de erkeklerin başında, koltuk altında ve cinsel bölgelerinde bulunan
sert, uzun ve koyu renkli kıllardır. Dirsekten ele kadar olan bölümdeki ve bacakların dizden aşağısındaki kılların sayısı kişilerin hormonal durumundan bağımsızdır ve bu bölgelerdeki aşırı kıllanma hastalık değildir.


Yüzde ve Vücutta Aşırı Tüylenmenin Nedenleri:
Op.Dr.Taşdemir aşırı tüylenmenin genellikle kandaki androjen(erkeklik hormonu) artışına bağlı olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: "Androjen erkeklerde daha yüksek düzeylerde olmak üzere, hem erkek hem de kadınlarda bulunan hormonlardır. Androjenler ince, zayıf ve kısa olan tüylerin sert, uzun kıllara dönüşmesine neden olur. Androjen düzeylerinin yükselmesine ve bunun sonucu olarak da tüylenmeye neden olan bu durumları
şöyle sıralayabiliriz;

Menopoz: Bu dönemde yumurtalıklardan östrojen (kadınlık hormonu) sentezi azaldığı halde androjen sentezi devam eder, buna bağlı olarak kıllanma görülebilir.
Genetik: Annesinde veya büyükannesinde aşırı tüylenme olan kişilerde aynı hastalığın görülme olasılığı fazladır.
İlacın Etkileri: Erkeklik hormonları veya androjenlik özellikler gösteren ilaçlar alan kişilerde aşırı tüylenme görülebilir.
Polikistik Over Hastalığı: Bu hastalıkta yumurtalıklarda bir çok kist oluşur ve erkeklik hormonları fazla üretilir. Hastalarda aşırı tüylenme, düzensiz yumurtalama, adet düzensizlikleri, kısırlık ve şişmanlık görülür.
Yumurtalık Tümörleri: Nadir görülen ve androjen salgılayan tümörler de aşırı
tüylenmeye neden olur.
Böbrek Üstü (adrenal)Bezleri: Androjenler böbrek üstü bezinde üretilir. Bu böbrek üstü bezlerin büyümesi fazla androjen üretilmesine ve aşırı tüylenmeye neden olur.

Aşırı Kıllanmanın Tedavisi: Görüldüğü üzere pek çok sebepten kaynaklanabilen aşırı tüylenmenin tedavi edilebilmesi için öncelikle gerçek nedeninin belirlenmesi gerekir. Dr.Taşdemir bunun için yapılan hormon testleriyle kandaki androjen ve diğer hormon seviyelerinin belirlendiğini,ayrıca yapılan ultrason incelemesi ve özel radyolojik incelemelerle yumurtalık veya böbrek üstü bezlerindeki tümörlerin tespit edildiği belirtiliyor.

Aşırı kıllanmanın tedavisinde tıbbi tedavinin yanı sıra kozmetik tedavinin de şart olduğunu vurgulayan Op. Dr . Murat Taşdemir,konuyla ilgili olarak şu bilgileri veriyor;

Kozmetik Tedavi: Tüy dökücü kimyasalların kullanımı, ağda, traş gibi yöntemlerle geçici olarak bu tüylerden kurtulmak mümkündür. Epilasyon kalıcı sonuç veren yöntemlerden biridir. Hormon tedavisi görecek kişilerin epilasyonu bu tedavisi görecek kişilerin epilasyonu bu tedaviye eklenmesi uygun olur.

Tıbbi Tedavi: Aşırı tüylenmenin tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar doğum kontol haplarıdır. Bu haplardaki ösrojenler karaciğerde androjenlere bağlanarak onların etkisini azaltır. Diğer bir ilaç olan Spiranolakton androjenlerin ciltteki etkisini engeller.Böbrek üstü bezlerinin hastalıklarına bağlı aşırı tüylenmenin tedavisinde kortizon kullanılır. Son yıllarda GnRH analogları denilen bir grup ilaç ile yumurtalıklardan androjen salınımı engellenerek aşırı tüylenme tedavi edilmektedir.Hormon tedavisiyle yeni tüy çıkması engellenir. Önceden çıkan tüyler hormon tedavisile dökülmez. Tedavinin bitiminden sonra epilasyon uygulanarak yok edilebilir. Hormon tedavisine başlandıktan sonra ortalama 1_2 yıl sonra ilacın dozu azaltılarak tüylenmenin tekrarlayıp tekrarlanmadığı tespit edilir. Gerekirse ilaca uzun süre devam edilir.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
7 Mayıs 2007       Mesaj #4
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Aşırı Tüylenme

Aşırı Tüylenme, Nedenleri ve Tedavi YöntemleriKadınların korkulu rüyası : Hormon düzensizlikleri, şişmanlık, yumurtalık ve böbreküstü bezlerinin hastalıkları, aşırı tüylenmeye neden olabilmektedir. Aşırı tüylenme ya da tıp dilindeki adıyla “ hirsutizm” kadınların% 5 ile 10’unda görülen önemli bir sağlık sorunudur. En fazla ergenlikle 40 yaş arasındaki dönemde görülen aşırı tüylenmenin birçok nedeni olmaktadır.

Normalde, insan vücudunda yaklaşık olarak 50 milyon kıl kökü bulunur. Bunların 100 bin ile 150 bini kafa derisindedir. Ayak tabanları, avuç içleri ve dudaklar kıl köklerinin olmadığı bölgelerdir. Doğumdan sonraki kıl kökü sayısında çok az artış olur ve 40 yaşından sonra kıl kökü sayısında azalma başlar .

Vücuttaki kıl tipleri

Vücutta yapısal olarak iki tip kıl bulunmaktadır. Vellüs tipi kıllar, renksiz, ince, genelde 2 mm’den kısa ve tüm vücutta yaygın olarak bulunan tüyler. Terminal kıllar ise daha uzun, renkli ve sert kılları oluşturmaktadır. Bu kıl tipine; kaşlar, kirpikler, saçlar ve erkeklerin çoğu vücut ve yüz kılları girmektedir.

Tanı nasıl konulmaktadır?

Erkeklik hormonlarının etkili oldukları alanlarda vellüsleri terminal kıl haline çevirdikleri düşünülmektedir. Kafadaki saçlı deride ise tam tersine terminal tip kılları vellüs tipine çevirmektedirler. Kıllanma artışının vellüs veya terminal tip kıllardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve erkek tipi kıllanma artışı olup olmadığı belirlenmelidir. Üst dudak, çene, boyun, göğüs, sır ve karın bölgesi, kol ve uyluklardaki terminal kıllar değerlendirilerek hirsutizm tanısı konulmaktadır.

Aşırı tüylenmeye eşlik eden sorunlar

Hirsutizm, altta yatan ciddi bir hastalığın yansıması olabileceği gibi genellikle iyi huylu bir duruma bağlı olarak gelişir. Yumurtalık veya böbreküstü bezlerinden erkeklik hormonu salımının artması aşırı tüylenmenin en önemli nedeni olarak kabul edilmektedir. Yumurtalıklardan kaynaklanan sorunlardan en sık görüleni polikistik over sendromudur.

Bazı enzim eksiklikleri, yumurtalık veya böbreküstü bezlerinin iyi veya kötü huylu tümörleri de aşırı tüylenmeye yol açabilirler. Bu hastalarda, androjen fazlalığına bağlı deride aşırı yağlanma, akneler, ses kalınlaşması, saç dökülmesi, memelerde küçülme ve vücut hatlarının erkeksi özellik kazanması şeklinde belirtilerortaya çıkabilir. Hipofiz bezinden kaynaklanan hormon bozuklukları da ( cushing, akromegali, hiperprolaktinemi gibi ) hirsutizme yol açabilir. Aşırı tüylenme fenitoin, minoksidil, danazol, anabolik steroidler, kortizon ve diazoksid gibi ilaçlar ile, menopoz döneminde ve idiopatik dediğimiz nedeni belirlenemeyen etkenlerle de ortaya çıkabilmektedir.

Ne zaman hekime başvurulmalı?

Aşırı tüylenme ortaya çıktığında hemen bir hekime başvurulması polikistik over sendromu (PCO) gibi önemli sağlık sorunlarının erkenden saptanması açısından büyük önem taşımaktadır.

Eğer hormon kökenli bir neden söz konusu ise hekime başvurulmadan tüylerin mekanik yollarla yok edilmeye çalışılması bir sonuç vermez. Ayrıca altta yatan hastalık bu dönemde ilerleme de gösterebilir. Hirsutizmin nedeni belirlendikten sonra tedavi modülüne geçilir.

Aşırı tüylenmeyle başvuran hastada iyi bir öykü almak önemlidir. Kıllanmanın başlangıç yaşı, olayın gelişme hızı, adet düzeni, şişmanlık öyküsü, kıllanma artışı yanında saç dökülmesi, ses kalınlaşması gibi bulguların olup olmadığı ve aile öyküsü sorulmalıdır. Fizik muayenede vellüs ve terminal tip kılların miktarı ve dağılımı not edilmelidir. Düzenli adet gören, ciddi kıllanma artışı olmayan ve muayenesinde herhangi bir hastalık belirtisi olmayan kişilerde hormonal inceleme gerekmeyebilir. Aşırı tüylenme saptanan kadınlarda öncelikle kanda testesteron ve DHEAS hormonlarına bırakılmalıdır. Özel bir hormon hastalığını düşündürecek bulgular varsa bunlara yönelik hormon tetkiklerinin yapılması uygun olacaktır. Hormon tetkiklerinde PCO düşündüren bulguları olan veya böbreküstü bezi ile ilgili sorun düşünülen hastalarda ise ultrasonografik inceleme yapılması uygun olacaktır. Ayrıca diabet ve hipertansiyon açısından ileri tetkikler planlanmalıdır.

Tedavide kullanılan yöntemler

Aşırı tüylenme probleminin tedavisi gerekli testlerin yapılmasından sonra varılan sonuca göre planlanmalıdır.Neden belirlendikten sonra ilaç tedavisi ve kılların mekanik olarak ortadan kaldırılması yöntemlerine başvurulur. Yumurtalık ve böbreküstü bezi tümörleri saptanırsa cerrahi olarak çıkarılmaları uygun olacaktır.

Hormon tedavisi olarak kullanılan ilaçlar, androjenlerin salgılanmasını veya kıl kökü cevabını engelleyerek etki gösterirler. Spironolakton, spiroteron asetat, oral kontraseptifler ve glukokortikoidler tanıya göre kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçların önemli yan etkileri olabileceğinden mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Hormon tedavisi etkisinin ortaya çıkması için 6 ila 12 aylık tedavi gerekmektedir. Varolan kılların ortadan kaldırılması için epilasyon gibi depilatuvar yöntemler ile mekanik uzaklaştırma yapılmalıdır.

6 aylık bir tedavi sürecinde elde edilen cevap kabaca % 60 civarındadır. İlaç tedavisi ile terminal kıllar daha ince ve renksiz hale gelebilir. Bunların ortadan kaldırılması için mekanik olarak yok edilmeleri (epilasyon ve depilasyon) gerekmektedir. Hafif kıllanması olan kişilerde ilaç tedavisi çok iyi sonuç verir. Ancak iyi bir tedavi sonucu için birkaç yıllık tedavi sürecinin gerekebileceği unutulmamalıdır. Varolan kılların ve androjen hormon fazlalığına bağlı olmayan aşırı tüylerin mekanik olarak ortadan kaldırılmasında en uygun olabilecek yöntemin seçilmesinde ve uygulama aşamasında dermetoloji uzmanları ile işbirliği yapmak gerekmektedir.

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
19 Mayıs 2007       Mesaj #5
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Tüylenme (hirsutismus) birçok nedene bağlı gelişebilir. Genellikle, multidisipliner bir durum olarak kabul edilir. Yani, birden fazla uzmanlık dalını ilgilendirebilir. Hirsutismus ile ilgili olabilecek uzmanlık dalları arasında Kadın Hastalıkları ve Doğum, Endokrinoloji (hormonlarla ilgilenen iç hastalıkları uzmanlığı) ve Cildiye sayılabilir.

hair

Çeşitli jinekolojik hormonal bozukluklarında hirsutismus oluşabilir. Bunlardan en sık görüleni polikistik over sendromudur ve özellikle Akdeniz ülkeleri ile birlikte bizim toplumumuzda önde gelen hirsutismus sebepleri arasındadır. Tüylenme şikayetiniz olduğunda özellikle adet düzensizlikleri de varsa bunun jinekolojik olma olasılığı daha yüksektir. Bu durumda jinekolog tarafından yapılan araştırmalarla sebebin jinekolojik sebepli hormon bozukluğu sonucu olup olmadığı araştırılır ve gerekirse uygun tedavi verilir. Eğer, jinekolojik kökenli hormonal bir sebep bulunamazsa diğer hormonal bozukluklarla ilgili olarak Endokrinoloji ile ve gerekirse Cildiye ile konsülte edilebilir.


Tüylenmenin (hirsutismus) sebepleri nelerdir?
Hirsutismus öncelikle hormon salgılayan (endokrin) organlardaki anormalliklere bağlı olarak oluşabilir. Bu organlar; yumurtalık (over), böbrek üstü bezi (adrenal) ve hipofiz bezidir.
Yumurtalık kaynaklı hirsutism sebepleri arasında en sık görülen polikistik over sendromu’dur.

pkosover

Bunun dışında hipertekozis denilen bir durumda da yumurtalıklardan aşırı androjen salgısı sonucu tüylenmede artış olabilir. Bu hastalarda tüylenme yanında ses kalınlaşması, büyük dudakların normalden fazla büyümesi gibi erkeksi yönde (virilizan) değişiklikler de olabilir. Ayrıca, yumurtalık kökenli androjen hormonu salgılabilen tümörler de hirsutismusa neden olabilir.

Böbrek üstü bezi kaynaklı hirsutismus sebepleri ise konjenital adrenal hiperplazi, Cushing sendromu ve yine androjen salgılayan böbrek üstü bezi tümör’leridir. Konjenital adrenal hiperplazi, hormon yapımı sırasında görev yapan bazı enzimlerin genetik olarak vücutta bulunmaması veya normalden az bulunması sonucu hormon yapım yolunun daha çok androjen hormon yapımına eğilim göstermesi sonucu olur. Cushing sendromu ise esas olarak vücutta herhangi bir nedenle kortizon hormonunun aşırı salgılanmasıdır. Kortizol artışı ve obesite ile birlikte kas güçsüzlüğü, deride incelme, potasyum eksikliği, hipertansiyon, diyabet ve hirsutism ile karakterize bir hastalıktır. Bazen dışarıdan aşırı verilen kortizona bağlı olarak da oluşabilir.
Hipofiz bezi kaynaklı hirsutismus nedenleri arasında Cushing hastalığı ve prolaktinoma bulunur. Hipofiz bezinden kortizon yapımını uyaran hormonun (ACTH) aşırı salgılanması da böbrek üstü bezinden kortizon salgılanmasını artırarak Cushing sendromunun bir alt grubu olan Cushing hastalığı’na neden olur. Ayrıca, prolaktin hormonunun aşırı salgılanmasına yol açan prolaktinoma denilen hipofiz tümörleri de indirekt olarak yumurtlama sorunu oluşturarak veya direkt yolla androjen yapımını artırarak tüylenmede artışa neden olabilir.
Aşırı tüylenmenin bir diğer sebebi de hastanın aldığı ilaçlardır. Bazı ilaçlar örneğin endometriozis tedavisinde kullanılan danazol isimli ilaç, ayrıca androjen içeren çeşitli ilaçlar kadında kullanıldığında tüylenme sebebi olabilir. Bazı hormonal doğum kontrol ilaçları da (progesteron içeren) tüylenmede artışa neden olur. Sık sorulan sorulardan biri doğum kontrol haplarının tüylenme yapıp yapmadığıdır. Doğum kontrol hapları ilk kullanıma sunulduğunda içeriklerindeki progesteronun androjenik özellikleri de olduğundan tüylenme şikayetine yol açabilmekteydi. Ancak, yeni jenerasyon doğum kontrol haplarında androjenik özellikler taşıyan progesteron hormonu kullanılmadığından bu risk yoktur. Hatta, hirsutismusa yol açan polikistik over sendromunda tedavi alternatiflerinden biri de doğum kontrol haplarıdır.
Son olarak, bazı hastalarda hirsutismusun sebebi saptanamaz. İdiopatik hirsutismus olarak gruplandırılan bu hastalarda herhangi bir ilaç kullanımı öyküsü olmadığı gibi kanda androjen düzeyleri de normaldir. Bunlarda artmış tüylenmenin sebebinin kıl foliküllerinin androjen hormonlara duyarlılığının fazla olmasıdır.

Hirsutismusta tanı nasıl konur?
Bunun için doktorunuz öncelikle tüylenmenizin derecesini değerlendirmek için muayenenizi yapacaktır. Klinik olarak hirsutismusun olması kanda androjenlerin yüksek olduğunu veya kıl foliküllerinin androjenlere aşırı duyarlılığın olduğunu gösterir. Öncelikle androjenlerin yüksek olup olmadığı değerlendirilir. Bunun için androjen hormonlarına bakılır. Eğer normalse o zaman idiopatik hirsutismus söz konusudur (kılların androjene aşırı duyarlılığı). Bazı androjen hormonlar yumurtalığa bazıları da böbrek üstü bezine özgüdür. Ancak her zaman kesin ayırım yapılamayabilir. Androjen hormonların çok yüksek düzeylerde olması tümöre bağlı olduğunu düşündürür.
Ultrasonla yumurtalıklarınızın değerlendirilmesi de hirsutismusun sebebinin saptanmasında faydalıdır. Ultrasonda yumurtalıklardaki polikistik over görünümü ya da androjen salgılayabilecek bir kist ya da tümör yol gösterici olabilir ama kesin tanıyı koydurmaz. Ayrıca, tanıyı destekleyecek veya detaylandıracak başka testler de yapılır. Polikistik over sendromunda kan insülin düzeyi ve glikoz/insülin oranı, FSH ve LH düzeyleri tanıyı destekleyen testlerdendir. Konjenital adrenal hiperplazi ve Cushing sendromu için de özgün bazı testler vardır. Bu testler daha çok Endokrinoloji uzmanının denetiminde yapılmalıdır. Böbrek üstü bezinde tümörden kuşkulanılan olgularda tomografi ya da manyetik rezonans görüntüleme yapılabilir.

pkos

Tüylenme nasıl tedavi edilir?
Tedavi öncelikle sebebe yöneliktir. Eğer androjen salgılayan bir yumurtalık veya böbrek üstü bezi tümör söz konusu ise bu tümörün çıkarılması önceliklidir. Bu tümörlerin bir kısmı iyi huyludur ancak bazıları habis olabilir. Böbrek üstü bezi kaynaklı ve hipofiz kaynaklı hirsutismus olgularında da spesifik tedavi metotları uygulanır.
Polikistik over sendromunda ise androjenleri baskılayacak tedavi uygulanabileceği gibi çocuk sahibi olmak isteyenlerde yumurtlama tedavisi de uygulanabilir. Ayrıca, bu hastalarda insülin hormonuna karşı bir direnç bulunması nedeniyle bir diyabet ilacı olan Metformin de faydalı olabilir. Sebebi bulunamayan idiopatik hirsutismus olgularında da androjenlerin baskılanması ve kıl foliküllerine direkt etkili tedaviler kullanılabilir.
Hirsutismus tedavisinde önemli noktalardan biri tedavi süresidir. Unutulmaması gereken, kıl foliküllerinin belirli ömürleri olduğudur. Androjenlerin etkisiyle kalınlaşmış ve koyulaşmış kılların geri dönüşümü yoktur. Bu nedenle, tedavinin etkisinin görülmesi için bu kalınlaşmış kılların yaşam siklusunun bitmesi beklenir ve bu da 6 ay veya hatta daha fazla sürebilir. Yeni çıkacak tüyler daha ince ve açık renkli olacağından tedavinin etkisi ancak bundan sonra ortaya çıkar. Tedavi yapılmadan epilasyon gibi bir yöntemle tüylerin yok edilmeye çalışılması faydalı olmayacaktır, çünkü yeni çıkan tüyler de androjen etkisinde olacağından yine aşırı tüylenme gözlenecektir. Ancak, tedaviye başladıktan bir süre sonra yapılan epilasyon başarılı sonuç verir. Bu süre tedaviniz sırasında doktorunuz tarafından belirlenir.

electrolysis
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
15 Aralık 2007       Mesaj #6
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
asiri tüylenme
Güzellige düsen gölge: Asiri tüylenme
Güzelligin ve estetigin vazgeçilmez ön kosulu olarak görülen pürüzsüz bir teni gölgeleyen asiri tüylenmenin birçok nedeni var. Uzmanlar bu nedenlerin kalitimdan, hormonal faktörlere, ilaçlardan, kötü huylu tümörlere kadar uzanabildigine dikkat çekiyorlar.***Binlerce yildir saglikli, tüysüz, pürüzsüz bir teni güzelligin tarifini yapan sanatçilar neredeyse vazgeçilmez bir kosul olarak görmüsler. Öyle yazip, öyle resmetmisler güzelligi.

Tabii kaçinilmaz olarak ayni anlayis kadinlar için de geçerli olmus. Bugün kendisini güzel hissetmek isteyen her kadin cildinin , tüysüz bir görünümde olmasini istiyor. Ama ne yazik ki, her kadin bu kadar sansli degil. Basta hormonal olmak üzere birçok faktörün yarattigi killanmalar kadinlarin ciddi bir stres altina girmesine, ikili iliskilerinin, toplumsal yasamlarinin olumsuz etkilenmesine neden oluyor.

Vücuttaki killarin artisinin hem estetik hem de sosyal açidan sorun yarattigini vurgulayan kadin hastaliklari ve dogum uzmani Opr. Dr. Erkan Sari Msn Star bu sikayetlerle hergün yüzlerce kadinin iç hastaliklari, endokrinoloji polikliniklerine ve estetik merkezelerine basvurarak çare aradigini belirtiyor. Dr. Sari'nin verdigi bilgiye göre sorunun anlasilabilmesi için önce vücuttaki normal kil yapisinin bilinmesi gerekiyor. Vücuttaki tüyler vellüs ve terminal killar olmak üzere ikiye ayriliyor. Vellüs denilen tüyler çocuklarin yüzelerini kaplayan ince ve renksiz tüyler. Terminal killar ise daha kalin ve renkli olup seks hormonlarina bagimli (erkeklerin çene ve karninda) veya bagimsiz (kirpik ve kaslar) olmak üzere gelisiyorlar. Erkeklik hormonlari (androjen) seks hormonunun etkili oldugu alanlarda vellüsleri, terminal kil haline çevirebiliyor.

Kadinlardaki asiri tüylenmenin tip dilindeki adinin "hirsutizm" oldugunu söyleyen Opr. Dr. Erkan Sari, "Bu genelde androjene bagli olarak gelisir. Genç kadinlarin ortalama yüzde 25-35Õinde karin alt bölgesi, memebasi kenarlari ve dudak üst bölgelerinde terminal kil bulunur. Birçok kadinda yasla bu killarda artis gözlenir" diyor.

Hirsutizm androjene bagli ve bagimsiz olarak iki gruba ayriliyor. Androjene bagimli tip hirsutizmde killanma, erkekte killanma görülen bölgelerde artiyor ve daha çok erginlikle ortaya çikiyor. Opr. Dr. Erkan Sari, genellikle bu tip hastalikla altta önemli bir sorun saptanmadigini belirterek, "Androjende hafif bir artmaya veya ciltte androjene karsi gelisen asiri hassasiyete bagli olarak bu bozukluk belirir. Androjene bagimli olmayan hirsutizm ise vücudun herhangi bir bölgesinde killanma artisi ile kendini gösterir" diye konusuyor. Bu durumun ya kil köklerinin kan dolasimindaki androjen hormonlara asiri duyarli olmasina ya da böbreküstü bezleri veya yumurtaliklardan androjen hormon üretiminin artmasina bagli oldugunu belirten dermatoloji uzmani Dr. Tülin Mansur (**) ise söyle konusuyor: "Ilk durumda kanda hormon miktari artmamistir, ancak kil kökleri bu normal düzeydeki hormona asiri cevap vererek normalden hizli uzar ve kalinlasirlar. Böyle kisilerde killanma ergenlikle birlikte baslar, 30'lu yaslara kadar artar, daha sonra o düzeyde kalir. Ikinci durumda ise kanda androjen hormon miktari artmistir; killarda çogalma ergenlikten önce veya sonra baslayabilir.

Bu hormonal bozuklugun en sik karsilasilan nedenleri; yumurtalik veya böbreküstü bezlerindeki kistler, hücre çogalmasi veya iyi ya da kötü huylu tümörlerdir. Bu hastalarda androjen hormon fazlaligindan kaynaklanan adet düzensizlikleri, deride asiri yaglanma ve sivilcelenmeler, ses kalinlasmasi, gögüslerde küçülme, saç dökülmesi, kötü kokulu terleme gibi belirtiler de bulunabilir. Eger bu belirtiler oldukça hizli bir sekilde ortaya çikarsa ve kandaki hormon düzeyi çok yüksekse kötü huylu tümörlerden kuskulanmak gerekir.

Asiri tüylenmeye bazen çesitli nedenlerle kullanilan danazol, anabolik steroidler, kortizon, progesteron, fenitoin, diazoksid, siklosporin, streptomisin, minoksidil gibi ilaçlar da yol açar. Bunlarin bir kismi androjen etkisine sahip, bir kismi da kil büyümesini dogrudan uyaran ilaçlardir. Ilaçlara bagli tüylenme genellikle kalici degildir ve ilacin kesilmesinden sonra birkaç ay içinde geriler. Çok daha nadir olarak böbreküstü bezleri ve yumurtaliklarin hormon salgilamasini düzenleyen, hipofiz adi verilen bir bezin asiri çalismasi vushing ve akromegali gibi hormonal hastaliklara ve bu hastaliklarin bir belirtisi olarak asiri tüylenmeye yol açabilir. Hipofiz bezinin prolaktin adi verilen bir hormonu fazla miktarda salgilamasi, hipotiroidi ve sismanlik da tüylenme nedenleri içinde yer alir."

Teshis nasil konuluyor?
Hirsutizmin nedenleri arastirilirken önce altta herhangi bir hastalik yatip yatmadiginin incelenmesi gerekiyor. Opr. Dr. Erkan Sari, arastirma yapilirken dikkat edilmesi gereken konularda sunlari söylüyor:"Bu konuda ilaçlarin özellikle dogum kontrol haplarinin kullanmaya baslandigi yas sorulmalidir. Ayrica hastalarda aile hikayesi, adet düzeni, sismanlik hikayesi, killanma yaninda saçin ön bölgelerinde dökülme, ses kalinlasmasi gibi belirtiler sorgulanmalidir. Kanda en fazla bulunan androjen testosterondur. Testosteron cilte etki göstermek için 5 alfa redüktaz adi verilen bir enzime ihtiyaç duyar. Yapilan çalismalarda hirsutik kadinlarda diger kadinlara göre bu enzimin daha fazla oldugu gösterilmistir. Tüm bu saptamalara ragmen hirsutik kadinlarda çogu zaman altta bir hastalik saptanamamaktadir.
Düzenli adet gören ve muayenesinde herhangi bir hastalik belirtisi olmayan kisilere genelde hormonal inceleme gereksizdir. Fakat killanma yaninda adet düzensizligi mevcut ise kan alinip serum testosteron, prolaktin, progesteron, LH ve FSH düzeyleri incelenmelidir. Hirsutizm kadinlarda ciddi psiko-sosyal sorunlar yaratan bir kozmetik problemdir. Bu olay bir hastalik olmadigi için yapilacak tedavilerin kisiye yarar ve zarari çok iyi hesaplanmalidir. Tedavi yaklasimi iki yönlüdür: 1 Killarin mekanik olarak ortadan kaldirilmasi: Hafif killanma artisi olan hastalarda mekanik olarak killarin yok edilmesi yeterli ve güvenlidir. Traslama, görünen killarin geçici olarak ortadan kaldirilmasi için en kolay yöntemdir. Birçok kisinin iddiasinin aksine tras ile killarin büyümesi hizlanmaz. Elektroliz ise bölgesel killanma için güvenli bir yöntem olmasina ragmen pahali ve uzun süreli bir tedavi gerektiren bir yöntemdir.2 Ilaç tedavisi: Iyi bir ilaç tedavisi ile terminal killar daha ince ve daha renksiz bir hale gelebilmektedir. Hafif killanmasi olan genç bayanlarda ilaç tedavisi çok iyi sonuç vermektedir. Ne yazik ki ilaç tedavisi tam bir iyilesme saglamamakta ve kimi zaman tekrarlamasini önlemek için hayat boyu sürdürülmesi gerekebilir."

Degisik dallarin isbirligi gerekiyor. Dr. Tülin Mansur ise tedavide amacin, mümkünse nedenin örnegin örnegin kist veya tümörün ortadan kaldirilmasi oldugunu belirterek sözlerini söyle sürdürüyor:"Eger bu mümkün degilse androjen hormon artisinin ilaçlarla baski altina alinmasiyla yeni kil artislarinin önlenmesi; bunun yanisira da mevcut killarin vücuttan uzaklastirilmasidir. Tedavi cerrahi, jinekoloji, endokrinoloji, dermatoloji, kozmetoloji gibi birçok dalin isbirligini gerektiriyor. Hormonal tedavide kullanilan ilaçlar androjen hormonlarin böbreküstü bezi ve yumurtaliklardan salgilanmasini veya kil köküne etki etmesini engelleyerek killarin asiri çogalmasini baskilar.
Glukokortikoidler, oral kontraseptifler, bromokriptin, spironolakton, siproteron asetat bu ilaçlar içinde en çok kullanilanlardandir. Bu ilaçlarin önemli yan etkileri olabileceginden mutlaka hekim kontrolünde kullanilmasi gereklidir. Tüylenme artisinda gözlenebilir bir degisiklik elde edilebilmesi için tedaviye en az 6 ay-1 yil devam edilmesi gerekir. Mevcut killarin tek basina hormonal tedaviyle ortadan kalkmayacagi bilinmelidir; bu nedenle tedavi epilasyon veya diger depilatuar yöntemleri de gerektirir. Androjen hormon fazlaligina bagli olmayan asiri tüylenme durumlarinda ise hidrojen peroksitle agartma, agda, depilatuar kremler, elektroliz veya laserle epilasyon gibi hastanin tercih ettigi yöntemlerden biri kullanilabilir."

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
16 Nisan 2008       Mesaj #7
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Soru ve cevaplarla lazer epilasyon

Pürüzsüz bacaklara sahip olmak lazer epilasyonla çok kolay. İşte merak ettikleriniz..

Pürüzsüz bacaklara sahip olmak artık çok kolay. Lazer epilasyon merkezlerine gidiyorsunuz, size uygun seans sayısı belirleniyor ve istenmeyen tüylerden kesin olarak kurtuluyorsunuz.

Lazer epilasyon uygulaması yaptırmayı düşünüyorsanız bilgi ve deneyim gerektirdiğini unutmayın!

Lazer epilasyonun ayrıntılarını Dermatoloji Uzmanı Dr. Canan Savaş'tan ayrıntılı olarak anlatmasını istedik.

İşte 14 maddede Lazer Epilasyon..

1- Lazer Epilasyon
Lazer epilasyon, vücutta istenmeyen tüylerin, lazer ışığı kullanılarak yok edilmesidir. Milisaniyeler seviyesinde cilde uygulanan lazer ışığı, cilt dokusuna zarar vermeden geçerek kıl kökündeki pigmentlere nüfuz eder. Kıl kökü tarafından emilen bu enerji, ısıya dönüşerek kıl kökünü tekrar büyüyemeyecek şekilde tahrip eder.

2- Gerekli olan seans sayısı
Lazer ışığı anajen (aktif) aşamadaki kıl köklerini etkilemektedir. Bütün kökler aynı anda aktif olmazlar. Dolayısıyla telojen (pasif) kökler, aktif hale geldiklerinde bunlara da uygulama gerekecektir. Kalıcı bir çözüm, ancak birkaç seanstan sonra elde edilmektedir. Kılların kalınlığı ve yoğunluğu her vücutta farklı olduğu için kesin bir seans sayısı vermek mümkün değildir, kişiden kişiye ve bölgeden bölgeye değişmektedir. Ortalama olarak çoğu kimselerde 5–8 seans, kalıcı çözüm için yeterli olmaktadır.

3- Seansların zaman aralığı, ortalama süresi
Uygulama bölgesine göre süreler değişmektedir. Ortalama olarak bıyık ve çene bölgesi 4–5 dakikada tamamlanırken, tüm bacaklar 45 dakika ile 1 saat arası sürmektedir. Seans araları 6–8 haftadır.

4- Lazer epilasyon yapılabilen bölgeler
Hemen hemen vücudun bütün bölgelerine lazer epilasyon uygulaması yapılabilmektedir.

5- Bir seansta geniş alanlara uygulayabilme
Elektrolizden farklı olarak her atışda birçok kıl kökü tahrip edilmektedir ve bu sayede de uygulama süresi çok kısalmaktadır. İlaveten, cihazlarımızda bulunan scanner (tarayıcı) aparatı sayesinde büyük bölgelere çok kısa sürede uygulama yapılabilmektedir.

6- Epilasyon yapılabilen ciltler
Lazer epilasyon uygulaması için en ideal aday açık cilt rengi üzerinde tüyleri koyu renk olanlardır. Ancak Koz-Med Lazer Merkezlerin’in İstanbul, Mersin ve Adana’da bulunan kliniklerinde kullanılan son teknoloji ürünü Alexandrite tipi cihazlar ile çok koyu cilt rengine sahip olanlar da dahil olmak üzere her cilt rengine uygulama yapılmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır.

7- Hassas cildi etkisi
Lazer ışığı, cilde bir zarar vermeden geçerek sadece kıl kökünü tahrip etmektedir.

8- Ağrı yok, kanserojen değil
Lazerin ürettiği enerji bir dalgaboyu ışıktır. Cilde zarar vermeden geçerek kıl köküne ulaşan bu ışık, vücutta herhangi bir artık bırakmaz. Örneğin röntgen ışınları vücutta artık bırakmaktadır ve belirli bir zaman içerisinde çok alınırsa risk doğurabilmektedir. Ancak lazer ışığının vücutta bıraktığı herhangi bir artık yoktur ve dolayısıyla güvenlidir, ayrıca herhangi bir kanserojen etkisi yoktur. Lazer epilasyon uygulamasının güvenilirliği ve tesiri, Amerikan gıda ve ilaç dairesi FDA (Food and Drug Association) tarafından 1997 yılında onaylanmıştır.

9- Anne adaylarına uygulama
Gebelik süresince hormon dengesi değişmektedir ve bu sebeple provoke olan kıl köklerinin etkilenmesi zorlaşmaktadır. Ayrıca, bu konuda da henüz klinik çalışmalar mevcut değildir.

10- Uygulamanın yan etkileri
Lazer epilasyon uygulaması genel olarak oldukça güvenlidir. Uygulama esnasında kıl köklerinin, enerjiden etkilendiğini gösteren hafif kabartılar ve kızarıklıklar oluşabilir. Uygulama sonrasında cilt üzerinde, birkaç saat içerisinde geçmek üzere hafif bir güneş yanığına benzeyen bir yanma hissi oluşabilir. Ancak bu durum çok kısa bir süre içerisinde kaybolacaktır. Lazer epilasyon sonrası kalıcı iz ve lekelenme riski deneyimli ve uzman kişiler tarafından yapıldığında çok azdır. Lazer epilasyon uygulamasının kalıcı bir yan etkisi yoktur. Uygulama esnasında kıl köklerinin, enerjiden etkilendiğini gösteren hafif kabartılar ve kızarıklıklar oluşabilir. Ancak uygulama bölgesinde oluşabilecek bu durum çok kısa bir süre içerisinde kaybolacaktır.

11- Ağrılı bir işlem değil
Lazer epilasyon genel olarak çok acılı bir işlem değildir. Uygulama esnasında hafif bir yanma hissedilebilir. Ancak ağrı eşiği düşük kişilerde ve hassas bölgelerde gerekirse topikal anestezikler kullanılabilir.

12- Tüylerin dökülme süresi
Uygulama sonrası kıllar, 3–10 gün içerisinde çıkacaktır. Ancak bu kılların çoğunun kökleri tahrip olmuştur ve bir daha çıkmayacaklardır. Bunlar kendiliğinden düşebileceği gibi, el yardımıyla da çekilebilirler.

13- Tüyler alınmamalı
Uygulama bölgesinde, 4 hafta önceden başlamak kaydıyla cımbız, ağda ve kıl dökücü krem gibi köke etki eden metotlar kullanılmamalıdır. Ayrıca aynı şekilde güneş ışığından ve bronzlaşmadan da kaçınılmalıdır.

14- Tüylerin tekrar çıkma olasılığı
Kökleri tahrip edilen kıllar bir daha çıkmamaktadır. FDA tarafından da onaylanan bu durum, uzun süreli klinik çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
21 Mayıs 2008       Mesaj #8
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Lazer epilasyon hakkında bilmek istedikleriniz

Bacak 130907


Vücuttaki istenmeyen bölgelerdeki tüyler, kadın ve erkekte sorun olmaktadır. Bu tüylerden kurtulmak için bir çok eski yöntem olmakla birlikte, bunların hiçbiri kalıcı çözüm sağlamamaktadır. Lazer epilasyon bu duruma çözüm sağlayan, günümüzün en etkili ve en yeni yöntemidir.

Lazer güvenli midir?

Tıbbın önemli teknolojik buluşlarından olan lazer son 30-40 yıldır gelişerek bir çok alanda (göz ameliyatlarından diş dolgusuna kadar) güvenle kullanılmaktadır.Bu kullanım alanlarından bir yenisi de lazer epilasyondur.

Doğru vakada doğru doz seçilerek güvenli kullanım sağlanır. Lazerin birikici etkisine(Kanser yapıcı) rastlanmamıştır. FDA (Amerikan gıda ve ilaç dairesi) onaylı cihazlar ABD‘den İngiltere’ye, Avustralya’ya kadar birçok gelişmiş ülkede kullanılmaktadır.

Lazer nasıl epilasyon yapar?

Lazerin epilasyon yapma mekanizması; milisaniyelik atışlarla cilde uygulanan lazer ışını, çevre dokuya zarar vermeden cildi geçerek seçici olarak kıl kökünde yoğunlaşır, burada ısı oluşturur ve kıl kökünü tahrip eder.Birbirini izleyen birkaç seans sonunda uygulama yapılan bölge tüylerden arınır.

Lazerin geleneksel yöntemlere üstünlüğü nedir?

Tüm dünyada yaygın kullanımı ile elde edilen deneyimler, lazerin diğer yöntemlerle kıyaslanamayacak kadar güçlü olduğunu kanıtlamıştır.

Kalıcı olması, yok denecek kadar az acı oluşturması, kısa sürede büyük alanlarda uygulanabilmesi, özel bakım gerektirmemesi diğer üstün özellikleridir.

Lazer epilasyon nasıl uygulanır?

Tedavi edilecek alan temizlenir. Bu bölgedeki uzun kıllar kısaltılır. Lazer enerjisi deriden geçip tüy folikülündeki pigment tarafından emilir. Saniyeden daha kısa sürede tedavi edilen kıl kökleri etkisiz hale getirilir. Tedavi edilecek alanın genişliğine balı olarak işlem birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebilir. Tedaviden sonra, en fazla bir birkaç gün içinde kıllar kendiliğinden dökülür. İşlemden hemen sonra günlük aktivitelere başlanabilir.

Neden birden fazla seans gerekmektedir?

Vücudumuzdaki kılların, doğum, gelişme ve ölüm gibi farklı yaşam evreleri vardır. Aynı bölgede farklı evredeki kıllar bir arada bulunmaktadır. Kılın lazere en duyarlı olduğu evreyi bulmak için, lazer uygulaması belli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Seans sayısı kişiden kişiye ve aynı kişide farklı bölgelerde değişmekle birlikte ortalama 5-6 seans sorunu çözümlemeye yeterlidir.

Seans aralıkları nasıl olmalıdır?

Seans araları da kişiye ve uygulama yapılan bölgeye göre değişir.Ortalama olarak yüz bölgesinde 4 hafta, diğer bölgelerde 8-16 haftaya kadar uzayabilir. Seans aralıkları hastanın ihtiyacına göre belirlenir ve bu aralar tedavi ilerledikçe uzar.

Yaz aylarında uygulama yapılır mı?

Bronzlaşmamak şartı ile mevsimde uygulanabilir. Yüksek faktörlü güneş koruyucuları kullanılarak yaz aylarında uygulama yapılabilir.

Tedavi sonrasında iz kalır mı?

Lazer epilasyon uygulaması sonucu ciltte kızarıklık görülmesi beklenen bir durumdur. Normalde uygulamayı takip eden bir kaç saat ila birkaç gün içerisinde tamamen kaybolur..Hemen epilasyonun ardından kişinin güneşlenmesi veya solaryuma girmesi, kalıtımsal pigmentasyon problemi bulunması gibi özel durumlarda ciltte açık veya koyu renklenmeler görülebilir. Genel olarak bu vakalar geçicidir ve zaman içerisinde geride hiçbir iz bırakmadan kaybolur.

Merkezimiz de hangi cihaz kullanılmaktadır?

Merkezimizde Cynosure firmasının ABD’ de FDA onaylı teknolojiye sahip Apogee 5500 NL model Alexandrite lazer kullanılmaktadır. Üstün soğutma sistemine sahip olduğundan ciltteki rahatsızlık hissi en aza indirilmiştir.

Lazer epilasyon kim tarafından uygulanmalıdır?

Uygulamanın doktor tarafından yapılması gerekir. Bizim merkezimizde de uygulama bu şekildedir.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
1 Ağustos 2008       Mesaj #9
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Kıl, tüy meselesi!



resim107800


Lazer yeteri kadar sağlıklı mı, jilet kılları kalınlaştırır mı, ya iğneli epilasyon? Onun modası çoktan geçmedi mi hala? Epilasyon teknikleriyle ilgili kafası fazla karışık olanlar için ayrıntılı bir dosya hazırladık. Okuyun, kararınızı ona göre verin!

Jilet
Son derece yaygın ve pratik. Evde rahatlıkla uygulanabilmesi ve çabukluğu yüzünden pek çok kadının tercihi.

Nelere dikkat etmeli? Jilet, kuru veya ıslak olarak uygulanabilir. Islak yöntemde traş bıçağıya birlikte ayrıca traş köpüğü de kullanmalısınız. Bunu yaparken cildi ıslatın ve traş köpüğü sürün. Batık oluşumunu engellemek için jileti kılların çıkış istikametinde kullanın.

Çok acil bir durum olmadıkça, kuru cilt üzerinde jilet kullanmaktan kaçınmalısınız. İllaki kullanmanız gerekiyorsa, traş edeceğiniz bölgeyi talk pudralayıp yumuşattıktan sonra, kılların çıkış yönüne doğru jiletleyin. Uygulamadan sonra, cildi mutlaka bir vücut nemlendiricisiyle nemlendirin.

Uzama süresi: Kılların en fazla iki gün sonra eski yerlerini almasına hazırlıklı olun. Kılların uçları, jiletle kesildiğinden düzleşmiş olur, bu yüzden daha sert ve daha koyu renk çıkmış izlenimine kapılırsınız. Bunun dışında jiletin kılları gürleştirici ve sertleştirici bir etkisi kesinlikle söz konusu değildir.

Acı faktörü: Jilet yaparken bir yerlerinizi kesmediğiniz sürece acı duymazsınız. Sadece uzarken hafif bir kaşıntı ve acı sözkonusu olabilir.

Krem ve losyonlar
Tüy dökücü krem ve losyonlar, özellikle kısa süreli çözüm arayanların kurtarıcısıdır.

Nelere dikkat etmeli? Tüylerden arındırmak istediğiniz bölgeyi krem veya losyonla kaplayın. Kremin içindeki aktif kokulu madde kıllar üzerinde etkili olarak cilt yüzeyinden kolayca kopmalarını sağlayacaktır. Pürüzsüz bir cilt için kremin üzerinde belirtilen bekleme süresinin sonunda ılık suyla yıkamanız yeterli.

Uzama süresi: Losyonlar, jilete nazaran biraz daha rahatlama sağlar. En geç yedi gün içinde kıllar, jilet kadar sert olmamakla birlikte çıkmaya başlar.

Acı faktörü: Tüy dökücü kremler, özellikle hassas ciltler üzerinde reaksiyon gösterebilirler. Bunu önlemek için cildinizin küçük bir bölümünde test edebilirsiniz. Bunun dışında hiçbir acı duymazsınız.

El ağdası
Kadınlar tarafından hala en çok kullanılan epilasyon yöntemlerinden biri. Limon ve şekerden oluşan karışımıyla evde de uygulanabilir. Ancak şekerin kılları besleyen özelliği gözardı edilmemeli.

Nelere dikkat etmeli? Elde edilen karışım çok sıcak olmamak kayıyla (varise neden olabilir) istenilen bölgeye yapıştırılır. Temiz bir bez yardımıyla, kılların çıkış yönünün tersine hızla çekilir.

Uzama süresi: Yaklaşık bir ay sonra, kıllar uzamaya başlar. Ancak jilet ya da tüy dökücü losyonlar gibi sert değildir.

Acı faktörü: El ağdası, epilasyon yöntemleri arasında en fazla acı veren olarak bilinir.

Sir ağda
El ağdasına nazaran birçok avantajlar içeren bu yöntem ancak güzellik salonlarında uygulanabiliyor.

Nelere dikkat etmeli? Sir ağda, normal ağdalardan farklı olarak şeker ve limon yerine bitki özleri ve reçineden yapılıyor ve sadece alkolle temizlenebiliyor. Bu sayede herhangi bir enfeksiyon meydana gelmiyor.

Uzama süresi: Kıllar daha seyrek ve yumuşak çıkıyor. Tabii yine de ayda bir kez yenilenmesi gerekiyor.

Acı faktörü: Kıl kökünü yumuşattığı için can yakmıyor ve vücut sıcaklığında olduğundan el ağdasından daha acısız.

Epilatörler
Uç kısmındaki döner başlıklar sayesinde kılları kökünden koparan epilatörler, artık sadece bacaklarda değil hassas bölgelerde de kullanılıyor.

Nelere dikkat etmeli? Elektrikli epilatörleri kullanmadan önce, cilt mutlaka talk pudrasıyla pudralanmalıdır. Kıllar, çıkış istimetinin tam tersinden aşağıdan yukarı doğru alınmalı. Böylece daha rahat ve çabuk epilasyon sağlayacaksınız. Sonrasında ise uygulanan bölgeyi parfüm içermeyen bir nemlendiriciyle nemlendirmelisiniz.

Uzama süresi: Bu tür epilasyondan sonra kıllar en az dört hafta görünmez ancak, bu sürenin sonunda bir de bakarsınız ki, hepsi aynı boyda değildir. Epilatörlerin en can sıkıcı yana da budur zaten.

Acı faktörü: Bütün epilasyon yöntemlerinden daha fazla acıtmaz. Ama epilatör almadan önce mutlaka deneyin!

İğneli epilasyon
Kıllar için en etkili ve kesin çözüm. Ancak her kıl kökünün ayrı ayrı yokedilmesi gerektiğinden hem yıllar alan hem de pahalı bir yöntem. Bu yüzden vücudun yüz, kasıklar ve koltukaltı gibi bölgelerinde uygulanması daha uygun.

Nelere dikkat edilmeli? Çok ince bir iğne her kılın köküne enjekte ediliyor ve kısa bir elektrik dalgası veriliyor. Bu dalga kılın kökünü yakıyor. Düzenli tedavi sonunda kıl kökü giderek zayıflıyor ve bir noktadan sonra büyüme duruyor. Bu çok hassas tedavinin uzman kişiler tarafından yapılmaması halinde enfeksiyonlara ve yara izlerine yolaçabiliyor.

Uzama süresi: Tedaviden yaklaşık bir ay sonra, kıllar uzamaya başlar. Her defasında daha da incelir ve azalır ancak, tedavi süresinde tek bir kıla bile kendiniz müdahale etmeme koşuluyla.

Acı faktörü: Bu cildinizin hassaslığına ve uygulama yapılan böleye bağlıdır. Sadece kıl köküne elektrik verildiği an, kısa bir yanma söz konusudur. Tedavi sonrasında cilt yüzeyinde kırmızı lekeler oluşur ve bunlar bir-iki saat sonra kendiliğinden geçer.

Lazer epilasyon
Nelere dikkat edilmeli? Lazer epilasyondan istenilen çözümün alınabilmesinin ön koşulu tüylerin siyah ve sert olmasıdır. epilasyon öncesinde ve sonrasında 3 hafta süreyle güneşten %100 koruyucu kremlerle o bölgeyi korumak gerekir, aksi takdirde ciltte kalıcı leke bırakabilir.

Uzama süresi: Periyodik bir uygulama sistemi var. Seans aralarında jilet kullanılabiliyor.

Acı faktörü: Kullanılan alete ve kişinin hassasiyetine göre değişebilir.

Epilight
Fotokimyasal bir reaksiyon sonucu, temel etki sistemiyle çalışıyor. Gittikçe yaygınlaşan etkili bir yöntem.

Nelere dikkat etmeli? En önemli avantajı enfeksiyon, alerji gibi yan etkilerinin olmayışı. Kronik kıl batmasına bağlı kıl kökü iltihaplarında da rahatlıkla kullanılabiliyor.

Uzama süresi: Yüz, bikini ve koltukaltı bölgelerinin herbiri için 3?4 seans yeterli. İki seans arasında en az 4?6 hafta geçmesi gerekiyor. En geç 3?4 ay içindeyse istenmeyen tüylerden sonsuza kadar kurtulmak mümkün.

Acı faktörü: Hiçbir acı yok.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Aralık 2014       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çocuk tedavi si gördüm ve sonra tüyler çıktı hamilelik süresince ohasese olarak kontrol altında tutuldum nasıl kurtulurum nolur yardımcı olun

Benzer Konular

22 Şubat 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
26 Haziran 2015 / ceylin Soru-Cevap
8 Şubat 2019 / toxic91 Tıp Bilimleri
5 Temmuz 2012 / GusinapsE Tıp Bilimleri
3 Ocak 2010 / GusinapsE Tıp Bilimleri