Arama

Deri Nedir - Derinin Yapısı ve Görevleri

Güncelleme: 29 Nisan 2018 Gösterim: 124.625 Cevap: 8
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
24 Ağustos 2009       Mesaj #1
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  deri.jpg
Gösterim: 13967
Boyut:  119.7 KB

Dokunma Organımız Deri


Deri, en büyük duyu organımızdır ve vücudumuzun dışını tamamen kaplar. Ayrıca vücut ısısını ayarlar, solunum ve boşaltıma yardımcı olur ve vücudu dış etkilerden korur. Derinin üzerinde dokunmayı, basıncı, ağrıyı, sıcağı, soğuğu vb. duyuları algılayan almaçlar vardır.
Sponsorlu Bağlantılar
Aşağıdaki şekli inceleyerek derinin bölümleri hakkında bilgi edinelim.
Deri, üst deri ve alt deri olmak üzere iki tabakadan oluşur.

Derinin bölümleri


a) Üst deri: Derinin alt bölümlerini koruyan tabakadır. Bu tabakada kan damarları ve sinirler bulunmaz. Üst derinin en dış bölümü ölü hücrelerden meydana gelmiştir. Bu bölümün altında canlı hücrelerden oluşan bir tabaka bulunur. Bu tabaka, deriyi güneşten gelen zararlı ışınlardan korur. Üst deride ayrıca derinin rengini belirleyen hücreler de vardır.
b) Alt deri: Üst deriye göre daha kalın olan alt deri, canlı hücrelerden oluşur. Alt deride kan damarları, kıl kasları, sinirler, ter bezleri, yağ bezleri, kıl kökleri ve duyu almaçları yer alır. Bu bölümün en altında ise yağ tabakası bulunur. Yağ tabakası vücudu çarpmalara ve vurmalara karşı korur ve vücudun ısı kaybını önler. Burada yer alan ter bezleri, terleme ile boşaltıma yardımcı olur.

Derimizle nasıl hissederiz?


Alt derideki duyu almaçları sıcak, soğuk, basınç, sertlik, yumuşaklık gibi duyuları algılar. Duyu almaçları ile alınan duyular, sinirler yoluyla beyne iletilir ve burada değerlendirilip algılanır. Derinin her yerinde aynı oranda duyu almacı yoktur. Bu yüzden de algılama duyusu derimizin her bölgesinde aynı değildir. Parmak uçları, dudaklar gibi bölgelerde algılama daha fazladır.

Deri Hastalıkları ve Bu Hastalıkların Tedavi Yolları


Deri hastalıkları fiziki sebeplerle (kesici, ezici vb. cisimler ile kimyasal maddeler gibi) oluşabildiği gibi parazitler sebebiyle de ortaya çıkabilmektedir. Bunlardan bazıları mantar hastalıkları ile pire ve kene gibi parazitlerin ısırmalarından meydana gelen deri bozukluklarıdır. Deri iltihaplanmalarına yol açan bazı mikroorganizmalar da derideki herhangi bir yaranın üzerine kolayca yerleşebilir. Alerjik deri hastalıkları arasında ise kurdeşen ve egzama sayılabilir. Bazı deri hastalıklarının teşhisinde dermatoskop adı verilen cihaz kullanılır.

Dermatoskop:
Açık tene sahip ve vücudunda çok sayıda ben bulunan kimselerle, daha önce aile üyelerinden biri deri kanserine yakalanmış kişilerin vücutlarındaki güneş lekeleri ve benler dermatoskop ile incelenir. Dermatoskop ile yapılan inceleme sonucunda risk altında olduğu belirlenen kişilere ya ilaç tedavisi uygulanır ya da cerrahi müdahalede bulunulur.

Önemli NOT:
  • Derinin vücudun dışını tamamen kaplayan en büyük duyu organımızdır.
  • Derinin görevi vücut ısısını ayarlamak, solunuma ve boşaltıma yardımcı olmak, vücudu dış etkilerden korumaktır.
  • Derinin üzerinde dokunmayı, basıncı, ağrıyı, sıcağı vb. duyuları algılayan almaçların verdır

Son düzenleyen perlina; 1 Şubat 2017 16:33
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
15 Haziran 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Deri

Ad:  derimiz.gif
Gösterim: 5247
Boyut:  959.3 KB

İnsan ve hayvanlarda vücudun dışını kaplayan koruyucu tabaka.
Sponsorlu Bağlantılar

Soğuk, sıcak, nem gibi dış etkenlere karşı vücudu koruyan, bu etkenlerle vücut arasındaki dengeyi sağlayan deri aynı zamanda dokunma duyusu organıdır.

Deri, başlıca, üstderi ve altderi diye iki bölüme ayrılır.

Üstderi de üç ayrı tabakaya ayrılır: Boynuzsu tabaka ölü hücrelerden oluşur; bu hücreler fark edilmeden dökülür. Bu hücrelerde bir kalınlaşma olduğunda nasırlar ortaya çıkar. Bu tabakanın altındaki malpighi tabakası canlı hücrelerden oluşur ve aralarında deriye rengini veren boya hücreleri (pigment) yer alır. En alttabaka, durmadan yeni hücreler, üreten tabakadır. Yeni hücreler, üsttabakada dökülen hücrelerin yerini alır.

Altderi, üstderi gibi tabakalara ayrılmamıştır; üstderinin alttabakasına giren kıvrımlar, dokunma duyusunu oluşturan cisimcikler, damar kıvrımları, kıl kökleri, yağ ve ter bezleri altderide yer alır. Bütün bunların arasında deriye yumuşaklığını veren esnek bir bağdoku bulunur. Ter bezleri kılcal boru yumakları hâlinde üstderiye açılır ve oluşturdukları deliklere gözenek denir. Derinin üzerinde yer alan gözeneklerden hava alışverişi yapıldığından, derinin solunum işlevinde de önemli payı vardır. Altderideki bağdokusu, koruyucu rolü olan kıl, tüy, pul, tırnak, toynak, diş, boynuz gibi organları oluşturur. Sempatik sinir sistemine bağlı olan altderideki kılcal damarlar büzülme özelliğine sahip olduklarından, üzülme, kızma, korkma gibi duygusal durumlarda ya da soğuk, sıcak gibi dış etkenlerde, büzülerek veya açılarak deri altındaki kan dolaşımını ayarlar.

Derinin ısı iletkenliği zayıf olduğundan vücudu sıcaklığın etkilerinden korur; dokusu sağlam ve sıkı olduğundan zehirlerin, mikropların, asalakların vücuda girmesine engel olur. İçinde yer alan sinir cisimcikleri aracılığıyla dokunma duyusunun algılanmasını sağlar. Terleme yoluyla vücuttaki yararsız ya da kimi zaman zehirli artıklar deri aracılığıyla vücut dışına atılır.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen perlina; 1 Şubat 2017 16:34
ölmez fenerli - avatarı
ölmez fenerli
Ziyaretçi
24 Kasım 2012       Mesaj #3
ölmez fenerli - avatarı
Ziyaretçi
Derinin Görevleri Nelerdir?
deripng 300x180

Derinin çeşitli görevleri vardır. Bunlardan en önemlisi insan vücuduyla dış ortam arasında bir sınır oluşturmasıdır. Deri vücut ısısının normal sınırlar arasında korunmasına yardımcı olur. Örneğin, sıcak havalarda ter bezlerinden salgılanan fazla ter, vücut yüzeyini nemlendirir. Bu nemlilik, kısmen vücut ısısıyla buharlaştırılıp vücut yüzeyinden uzaklaştırılmaya çalışılır. Böylece vücut ısısınınbir bölümü bu işlem için kullanılarak ısı kaybı, dolayısıyla da serinleme sağlanmış olur.
Soğuk havalarda kıl diplerindeki kaslar refleks olarak, kasılırlar. Bunun sonucu olarak vücut yüzeyindeki kıllar dikleşir ve aralarında hareketsiz bir hava tabakası oluşur. Kılların arasında kalan bu hava tabakası, ısıyı kötü ilettiğinden vücut ısısıyla dış ortamın soğuk havası arasında bir dereceye kadar ılık ve kalıcı bir engel oluşturur.

Kıl diplerindeki kaslar kasıldığında, buralarda bulunan yağ bezleri, deri yüzeyine yağ salgılarlar. Bu yağın da vücut ısısının kaybını azaltıcı etkisi vardır. Öte yandan derinin tüm kalınlığının ve derialtı yağ dokusunun da ısısını koruyucu etkileri vardır. Derideki kılcal damarlar, sıcak havalarda genişleyerek vücudun ısı kaybetmesini sağlarlarken, soğuk havalarda bunun tam tersini gerçekletirirler. Yani soğuk havada büzülüp ısı kaybını önlerler. Burada önemli bir noktaya değinmek istiyoruz. Soğuk havalarda ısınmak amacıyla alkol alındığında gerçekten bir sıcaklık duylulur. Bu sıcaklık duygusunun nedenlerinden biri, alkolün deri damarlarını genişletmesi sonucu vücut içindeki oldukça sıcak kanın deriye akın etmesidir. Deriye gelen bu sıcak kan, derideki ısıya duyarlı sinir uçlarını uyarır kişiye sıcaklık duygusu verir. Hava soğuk olduğundan alkolün etkisiyle genişleyen deri damarlarından, bu kez fazla ısı kaybedilmeye başlanır. Böylece kişi bir süre sonra daha çok üşümeye başlar. Soğuk havada ısınmak amacıyla alkol alınması, yukarıda açıkladığımız nedenlere bağlı olarak donma tehlikesi yaratır.

Derinin yapısında bulunan ve biraz ileride ayrıntılarıyla inceleyeceğimiz ekrin ter bezleri, asit özellikte bir ter salgılarlar. Buna bağlı olarak deri yüzeyinin pH’sı, 4-5.5 arasında, yani asit özellikte korunur. Deri yüzeyinin bu asit Özelliği deriyi çeşitli mikroplara karşı korur. Vücudun kıvrım yerlerini Örten derinin yapısında, ekrin ter bezleri yerine, salgısı baz olan apokrin ter bezleri bulunur.Bu nedenle bu bölgelerde deri yüzeyinde koruyucu bir asit örtüsü oluşmaz. Buna bağlı olarak da kıvrım yerlerinde derinin mantar hastalıklarına ve piyodermilere çok rastlanır.

Deri aynı zamanda bir depo organıdır. Burada en önemli depo maddesi karbonhidratlardır. Bunun yanı sıra, deri altı yağ tabakası geniş bir yağ deposu olarak görev yapar. Deri damarlarında bol miktarda kan dinamik bir biçimde depo edilmiş durumdadır. Deri aynı zamanda bir su deposudur.

Derinin belkide en önemli görevlerinden biri de D vitamini depolama ve sentez edebilme yeteneğidir. Deride D vitamininin ön maddesi olan 7-dehidrokolesterol,ultraviyole ışınlarının etkisiyle D vitaminine dönüşür.
Deride bulunan melanin adlı boya maddesi, deriyi ve vücudu güneşin zararlı ışınlarına karşı belli bir ölçüde korur.Vücuttaki bazı maddeler derideki ter bezleri aracılığıyla dışarı atılırlar. Örneğin üre, asit Ürik, kolin, kreatin, demir ve potasyum tuzları ekrin ter bezlerinden deri yüzeyine, vücut dışına atılırlar. Apokrin ter bezlerinden yağlar ve amonyak atılır. Bilindiği gibi vücudun kıvrım yerlerindeki ter, örneğin koltuk altı teri daha kötü kokar. Bunun nedenini şöyle açıklayabiliriz. Daha Önce değindiğimiz gibi kıvrım yerlerinde apokrin ter bezleri bulunur. Bu bezlerden yukarıda değindiğimiz gibi yağ ve amonyak salgılanır. Buna ek olarak apokrin salgılarının baz olduğu anımsanırsa kötü kokunun nedeni ortaya çıkar. Kötü kokunun nedeni işte salgılanan bu maddeler ve bölgelerin bazik olmalarıdır. Deri aynı zamanda yağda eriyebilen maddelere karşı geçirgen bir ortam oluşturur. Öte yandan deri çeşitli duyuları algılayan duyu organcıklarını ve sinir uçlarını barındıran bir yapıdır.
Son düzenleyen perlina; 1 Şubat 2017 16:55
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2012       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DERİ
Deri veya cilt, insanlar ve hayvanların vücutlarını kaplayan en üst katman olup, altında barındırdığı kas ve organları koruyan ve doku tabakalarından oluşan bir örtü sistemi organıdır. Bu tabakanın altında yağ tabakası vardır. Yağ tabakası vücudumuzu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. Burada bulunan ter bezleri boşaltıma yardımcı olur.
Cilt bizi dışarıya karşı koruyan bir bariyerdir. Aynı zamanda vücut ısısını ve su dengesini korur, çeşitli zararlı maddelerin ter yoluyla vücuttan atılımını gerçekleştirir. Kabaca üç tabakadan oluşur. En altta, destek dokusu olan kollajen, kan damarları ve salgı bezleri bakımından zengin dermis tabakası yer alır. Ortada stratum bazale denilen sürekli yeni hücrelerin yapıldığı tabaka vardır ki bu hücreler yavaş yavaş cildin üst tabakalarına doğru yolculuk yaparlar ve yaklaşık 14. günde artık canlılıklarını kaybetmeye başlayarak en üstte birikirler ve stratum korneumu (boynuzsu tabaka) oluştururlar. Stratum bazalenin üstünde yer alan tabaka Stratum spinozumdur. Bu iki tabakaya histologlar Stratum germinativum da demektedirler. Normal bir cildin sağlığını ve güzelliğini sürdürebilmesi için en üstteki ölü hücrelerin sürekli dökülüp yenilenmeleri gerekir. Çünkü dökülüp yenilendikçe yeni deri daha temiz olur. İnsanın cildi kendini yaklaşık her 28 günde bir yeniler. Erkeğin cildi bir kadının cildine bakarak daha kalındır ve bu yüzden kendini yenileme süreci daha uzundur.
sade - avatarı
sade
VIP hazan
28 Kasım 2012       Mesaj #5
sade - avatarı
VIP hazan

Derinin yapısı ve görevi


Kılların büyüyüp geliştiği yer deridir. Deri içinde folikül yada kıl yatağı adı verdiğimiz birimler kılları meydana getirir, büyütür ve deri üzerine çıkarır. Kıllarda büyüme dip kısımlardan olur, uç kısmından büyüme olmaz. Koyunların bakım ve beslenme durumlarına ve derinin fizyolojik işlevlerine bağlı olarak kılların büyümesi düzenli ve kesiksiz olabilir. Eğer bu bakımdan kimi aksaklıklar var ise kılların büyümesinde de aksaklıklar ve anormal durumlar meydana gelebilir.

Epidermis: Epidermis birbirine sıkı sıkıya bitişik, üst üste beş sıra hücreden yapılmıştır. En üstteki hücreler boynuzlaşmış ölü hücrelerdir ve zamanla pul şeklinde dökülüp deriden ayrılmaktadırlar ve bunların arasına kan damarları girmez. Epidermisin altındaki. papillare ve reticulare tabakalarından meydana gelmiş Korium tabakası canlı olup epidermis hücrelerinin beslenmesini de sağlar.

Ad:  kıl ve deri.jpg
Gösterim: 4384
Boyut:  104.4 KB
Korium
: Korium, derinin kan damarları ve sinir içeren canlı ve faal kısmıdır. Korium ile epidermis arasında koni biçiminde yükselmeler vardır. Bunlara deri papillaları denir. Bu papillalar derinin en duyarlı kısmıdır. Koyun derisinde ince kan damarları ile sinir uçları koriumun üst kısmı ile epidermisin malpighi tabakası arasında ağ biçiminde yapılmışlardır. Fröhlich’in araştırmalarına göre koyun derisinde coriumda papillalar bulunmaz yada çok belirsiz şekildedir. Koyunlarda epidermis çok kalın olmadığından, bunun papillasız da beslenmesi mümkün kabul edilmektedir.

Subcutis: Deri altı katılgan dokusuna verilen addır. Corium tabakası aşağıya doğru yavaş yavaş deri altı katılgan dokusuna döner. Bu tabaka iki ayrı tabakadan meydana gelmiştir.
n Stratum adiposum (yağ tabakası)
n Fascia superficialis (elastiki teller tabakası)
Çeşitli hayvanlarda ve bu arada koyunlarda derinin yapısı ve diğer özellikleri az çok farklılık gösterir.

Deri yapısına etki yapan dış etmenler


Yemlemenin etkisi: Normal koşullarda yaşayan ve normal yemlenen hayvanların derisi yumuşak, esnek olur, elle tutulunca kolayca kaldırılabilir ve kıvrım yapar. Sonra serbest bırakılınca bu kıvrımlar düzelir ve deri eski halini alır. Devamlı olarak yetersiz beslenen hayvanlarda deri, sert, kuru ve esnekliğini kaybetmiş gergin durumda olur. Deri altı bağlayıcı doku iyi gelişmediğinden deri sertleşir ve esnekliğini kaybettiğinden kıvrım yapmaz.

Bakım şeklinin etkisi: Hayvanların barındırıldıkları yerler ve bunlara uygulanan bakım şekli de derinin yapısına ve özelliklerine etki yapar. Basık tavanlı, rutubetli ve havasız ağıllarda beslenen koyunların derilerinde yağ salgısı artar.

İklimin etkisi:

Hava sıcaklığında görülen büyük değişiklik ve özellikle aşırı derecede soğuk iklim derinin kalınlaşmasına neden olur. Rutubetli iklimin de etkisi aynıdır.

Deri yapısını etkilen iç etmenler


Irkın etkisi: Derinin kalınlığı ve diğer özellikleri ırktan ırka çok farkeder. Genel olarak kaba ve karışık yapağılı koyunlarda deri kalın, merinos ve benzeri ince yapağı veren koyunlarda ise deri biraz daha incedir.

Yaşın etkisi: Aynı ırka ve aynı sürüye dâhil olan hayvanlarda yaş farkı nedeniyle deri kalınlığı da farkeder. Genel olarak genç hayvanlarda deri daha ince, yaşlı hayvanlarda ise biraz daha kalındır.

Cinsiyetin etkisi: Aynı ırktan hayvanların erkeklerinde deri daha kalın, dişilerinde ve burmalarda daha incedir.

Üreme faaliyetlerinin etkisi: Üreme etkinliğinin de deri özellikleri üzerine etkisi vardır. Özellikle yeni doğurmuş ve emzirme döneminde olan koyunlarda deri kuru ve esnekliğini nispeten kaybetmiş durumdadır.

Vücut kısımlarının etkisi: Hayvan vücudunun çeşitli kısımlarında derinin kalınlığı farklılık gösterir. Yapılan araştırmalara göre koyunlarda derinin en kalın olduğu vücut kısımları sırt, sırta yakın yan kısımları ile ense ve boyun bölgeleridir. Yanlar ve karın kısmında deri biraz daha incelir. Derinin en ince olduğu vücut kısmı ise yukarı bütün uç kısımları ile anüs etrafıdır.

Deri yapısı ile kılların yapısı arasındaki ilgi


Yapağı üzerinde çalışmaların başladığı ilk devirlerden beri yapağı inceliği ile deri inceliği arasında bir bağlılık varolacağı fikri birçok araştırıcıların inandığı fikir olmuştur. Özellikle ince merinos yapağıları üzerinde çalışanlar bu kanıda idiler. Her ne kadar ince ve bir örnek yapağı veren hakiki yapağı koyunlarında deri diğer ırklara nazaran ince ise de bu durum her zaman ve bütün koyun ırkları için aynı değildir. Bu konuda tam bir kesinlik yoktur.

Son düzenleyen perlina; 1 Şubat 2017 16:37 Sebep: Mesaja forum düzeni yapıldı.


Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Şubat 2017       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı

Isıya Duyarlı Yapay Deri Geliştirildi!


California Teknoloji Enstitüsü'nden (Caltech) bilim adamları, sıcaklık değişimlerini hissedebilen yapay deri üretti. Bilim adamları, çıngıraklı yılanların avlarını vücut sıcaklığından tespit etmesini sağlayan hücre mekanizmasının benzerini uygulayarak ısı değişimlerine duyarlı yapay deri geliştirmeyi başardı. Caltech'te Profesör Chiara Daraio öncülüğünde laboratuvar ortamında sentetik ağaç üretmek üzere çalışmalar yürüten ekip, ısı değişimlerine karşı elektrikli tepki verecek bir malzeme geliştirdi. Araştırmacılar, bunun için ısı hissini oluşturan, bitkilerde hücre duvarına yerleşik olan uzun zincirli molekül "pektin"den faydalandı.

Deri Hassasiyetini Oluşturan Hücre Mekanizması!


Molekülün ısıya olan yüksek duyarlılığından etkilenen ekip, sonraki aşamada pektini izole ederek, yalnızca su ve pektin moleküllerinden oluşan, insan saçı kalınlığında şeffaf ve esnek bir film üretti. Pektin moleküllerinin kalsiyum iyonlarıyla gevşek bir çift sarmal oluşturacak şekilde birbirine bağlandığı filmin ısıya maruz kaldığında sarmalın çözülmesi ve pozitif yüklü kalsiyum iyonlarını açığa çıkarması sağlandı. Yöntem için çıngıraklı yılanların karanlıkta avlarını vücut sıcaklığından bulmalarını sağlayan deri hassasiyetini oluşturan hücre mekanizmasından esinlenildiği belirtildi.

Kaynak: AA / Caltech (30 Ocak 2017)
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
1 Şubat 2017       Mesaj #7
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Derimiz



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Eylül 2017       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı

İnsan Deri Hücreleri Doğrudan Motor Nöronlara Dönüştürüldü!


Geliştirilen bilimsel bir teknik ile insan deri hücreleri kök hücre durumuna getirilmeden doğrudan motor nöronlara dönüştürüldü. Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli araştırmacılar 20-60 yaş arasındaki denek bireylerden aldıkları deri hücrelerini kök hücre haline getirmeden doğrudan motor nöronlara dönüştürmeyi başardı. İlgili teknik ile insan sinir sistemine ait motor nöronların laboratuvar ortamında incelenebileceğini belirten araştırmacılar ayrıca söz konusu teknik ile amiyotrofik lateral skleroz gibi motor nöron hastalıklar hakkında da çok daha detaylı bilgiler elde edebileceklerini düşünüyor.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji / Cell Stem Cell (11 Eylül 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
29 Nisan 2018       Mesaj #9
Avatarı yok
Yasaklı

Deri Üzerine Biyolojik Hücre Basabilen 3 Boyutlu Yazıcı!


Minnesota Üniversitesi'nden araştırmacılar, deri üzerine biyolojik hücre veya elektronik cihaz basabilen 3 boyutlu bir yazıcı üretmeyi başardı.

Hareketi de algılayabilen söz konusu üç boyutlu baskı teknolojisi aracılığıyla savaş alanındaki bir askerin sırt çantasından bu yazıcıyı çıkararak o an için gerekli olan elektronik bir cihazı direkt elinin üzerine bastırabileceğini belirten araştırmacılar, deri üzerindeki bu cihaz ile bir güneş pili, kimyasal ya da biyolojik ajanları tespit etmek için geçici sensörler de yazdırabilmenin olanaklı olduğunu ifade etti.

İlgili yazıcının deri üzerine doğrudan biyolojik hücreler bastığını belirten araştırmacılar, bu teknolojinin ciltteki yaralar ya da bozuklukların tedavisinde de kullanılabileceğini kaydetti.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji / Science Daily (26 Nisan 2018)

Benzer Konular

7 Nisan 2017 / Misafir Tıp Bilimleri
1 Mayıs 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
28 Nisan 2016 / ener Biyoloji
11 Ekim 2013 / zaaaXD MöMö Cevaplanmış
1 Şubat 2017 / Misafir Cevaplanmış