Arama

Önemli İcatlar - Atom Bombası

Güncelleme: 11 Kasım 2016 Gösterim: 9.396 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  atom bombası-380x305.jpg
Gösterim: 3426
Boyut:  36.6 KB

Atom bombası

, plütonyum-239 ya da uranyum-235 izotoplan gibi ağır element çekirdeklerinin bölünmesiyle açığa çıkan enerjiden kaynaklanan büyük patlayıcı güce sahip nükleer silah. Bu bölünme, çok hızlı bir zincirleme tepkime içinde bölünebilir çekirdeklerin nötronlarla bombardımanıyla başlatılır (bak. çekirdek bölünmesi). Bir atom bombasının gücü, kimyasal patlayıcılarla yapılmış aynı boyuttaki bir bombayla karşılaştırılmayacak kadar büyüktür. Patlama sırasında, şok dalgaları ve rüzgâr basıncıyla yarattığı etkinin yanı sıra ısı, ışık ve öldürücü ışınımlar (radyasyon) yayar.
İlk atom bombaları II. Dünya Savaşı sırasında ABD’de, Manhattan Projesi adıyla bilinen bir program çerçevesinde ve iki farklı türde üretildi. Plütonyumlu atom bombası 16 Temmuz 1945’te New Mexico eyaletindeki Alamogordo’da denendi. Uranyumlu ilk atom bombası ise, 6 Ağustos 1945’te Japonya’nın Hiroşima kentine atıldı ve kentin büyük bölümünün yerle bir olmasına, 200 binden çok kişinin de ölümüne neden oldu. Bu çapta bir yıkıma yol açan ikinci bir plütonyum bombasıda, 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye atıldı. 1950’lerin ilk yıllarında termonükleer bombanın geliştirilmesiyle'atom bombaları ve silahları stratejik silahlar olmaktan çıkıp taktik silahlar sınıfından sayılmaya başladı.
Sponsorlu Bağlantılar
kaynak : Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 11 Kasım 2016 00:46
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
10 Kasım 2009       Mesaj #2
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Atom bombası-365x547.jpg
Gösterim: 2652
Boyut:  58.3 KB

Atom bombası

, eşanl. PARÇALANMA BOMBASI. Atom mermisi, atom yüklü mermi. (Uçaktan atılabilir, bir füze başlığına konabilir ya da bir topla fırlatılabilir.) Atom patlaması, NÜKLEER PATLAMA'nın eşanlamlısı. Atom silahı,plütonyum ya da uranyuma dayalı parçalanma tepkimelerini kullanan silah. (Bu silahların gücü kiloton olarak belirtilir. Çok daha güçlü olan termonükleer silahlarda kapsül görevi yaparlar.)

Sponsorlu Bağlantılar
—ANSİKL. Ask. Nükleer patlamaların etkilerine karşı alınacak koruyucu önlemler, birçok bakımdan savaşlarda kullanılan gazlara karşı alınan önlemlere benzer. Göz önünde bulundurulacak ilk nokta, patlama merkezinin (yerde ya da havada) hemen yakın çevresinde korunmanın olanaksız olduğudur. Bununla birlikte bu tam imha alanının oldukça dar olduğu da kabul edilir.

(NÜKLEER ve TERMONÜKLEER.) Hassas noktaların boşaltılması gibi öncelikle alınacak önlemlerin yanı sıra patlama merkezinden çok uzaktaki bölgeleri de ilgilendiren kimi bireysel ve kollektif önlemlerde vardır. Tüm bu önlemler ancak psikolojik bir uyarmayla birlikte düşünülmelidir: bu uyarma ilgililerin moralini düzeltmeli ve patlamanın etkilerine anında karşılık verebilecek bir korunma refleksini geliştirmelidir. Kollektif korunma dar ve derin siperlerin yapımını gerektirir. Bunların üzeri klasik sığınaklar gibi yalıtıcı yüzeylerle örtülmeli ama siperlerin içinde bombanın basıncına ve meydana gelecek ısıya karşı özel birtakım önlemler alınmalıdır.

Bireysel korunmanın amacı ise toz ya da damla halindeki radyoaktif ürünlerden insan gövdesinin korunmasıdır. Bunu sağlamak için, bireysel maskelerden ya da radyoaktif etkiden sonra yok edilmeleri gereken eldiven, eşarp, pelerin gibi korunma araçlarından yararlanılır. Radyoaktif kalıntıların saptanması “debiölçer” ya da “dozölçer" denilen nicel ve nitel aygıtlarla yapılır. Kalıntıların yok edilmesiyse (algılama, temizleme) bu konuda uzmanlaşmış birliklerin işidir.
Atoma karşı korunma zorunluluğu 1950-1956’ten bu yana birliklerin örgütlenmesinde ve taktiğinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Ayrıca askeri gereçlerin, özellikle gemilerle tankların tasarımında, askeri kuvvetlerin altyapısında ve askeri üslerin düzenlenmesinde bir takım yenilikler yapılmıştır: örneğin çağdaş deniz üslerinde atoma karşı geniş yeraltı sığınakları. Nükleer radyasyona karşı en iyi korunma yolu suyun altına girmek olduğuna göre, günümüzde üssünden hemen hemen bağımsızlaşan nükleer denizaltı, atoma karşı geliştirilen silahların en iyisi olarak görünmektedir. Ayrıca atom fabrikalarında çalışan personelin de radyoaktif unsurları dışarıya taşımalarını önlemek için büyük bir titizlikle korunmaları, üstünde durulacak en önemli konulardan biridir.

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 11 Kasım 2016 00:45
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
10 Kasım 2016       Mesaj #3
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  atom bombası.jpg
Gösterim: 3145
Boyut:  47.4 KB

Nükleer Silahlar

, ATOM SÎLAHLARI, ÇEKÎRDEKSEL SİLAHLAR olarak da bilinir, uçak, güdümlü füze, yörüngede bir uydu ya da başka bir stratejik sistem aracılığıyla gönderilebilen ve gücünü atom çekirdeğinin bölünmesi (fisyon) ya da kaynaşmasından (füzyon) alan bomba ya da savaş başlıkları.
Füzelere hatta top mermisi gibi “gönderme araçları”na yerleştirilebilen nükleer silahlar, bugüne değin geliştirilen en etkili patlayıcı aygıtlardır. Atom çekirdeğinde saklı enerji, iki tür çekirdek tepkimesi yoluyla yıkıcı güce dönüştürülebilir. Çekirdek bölünmesi, ağır bir elementin çekirdeğinin iki parçaya ayrılması olgusudur. Çekirdek kaynaşmasında ise, en hafif element olan hidrojenin çekirdekleri, sıkıştırılarak birbirleriyle kaynaştırılır. Bu sınıflandırmaya göre nükleer silahlar, bölünme (“atom”) ve kaynaşma (“hidrojen”) bombaları olarak ikiye ayrılır.

Bombalar.

Bölünme bombalarında yakıt olarak uranyum ya da plütonyum kullanılır. Yeterli miktarda yakıt üzerine ani olarak çok yüksek basınç uygulandığında, bir çekirdeğin bölünmesi başka çekirdeklerin de bölünmesine yol açar; bu da daha çok çekirdeğin bölünmesine neden olur. Yakıt bitene kadar süren bu sürece zincirleme tepkime denir ve bunun için gereken yakıt miktarı “kritik kütle” olarak adlandırılır. Kritik kütle yakıtın türüne, arılığına ve kullanım miktarına (kütle) bağlıdır. Atom bombasında kritik kütlenin oluşturulması iki yöntemle sağlanır. Namlu yönteminde, kritik kütleden ufak bir yakıt parçası, bir namlu içinden başka bir yakıt parçasına doğru fırlatılır; çarpışma anında oluşan kritiküstü kütle bir zincirleme tepkimenin başlamasına yol açar. İçe patlama türü bombada ise, bölünmeye girebilecek maddeden yapılmış içi boş küre biçimindeki bir yakıt kütlesini çevreleyen patlayıcıların ateşlenmesiyle yakıt kütlesi sıkışarak tek bir
kritiküstü kütle haline gelir. Bu yöntem daha etkilidir ve daha az yakıt gerektirir.

Kaynaşma bombaları

, yalnızca çekirdek bölünmesinden yararlanılan bombalara oranla çok daha güçlüdür; bununla birlikte kaynaşma bombalarının çok küçük tipleri de yapılmıştır {bak. nötron bombası). Kaynaşma bombasında, yakıt olarak kullanılan trityum (hidrojenin ağır bir izotopu) atomlarını sıkıştırmak için gereken devasa basınç, fünye olarak kullanılan bir bölünme bombasıyla yaratılır. Bomba içinde kullanılan özel ışınım yansıtıcıları, bölünme bombasının yarattığı ve X ışınları ile gamma ışınlarından kaynaklanan “ışınım basıncı” nın dışa doğru yayılmasını önler. Yansıtıcılar ışınım basıncının, yakıtı içeren ufak bir silindiri aynı anda her taraftan sıkıştırmasını sağlar. Bu sıkıştırma, bombanın zırhı ve başka bölümleri, daha yavaş yol alan Öbür patlama parçacıkları tarafından tahrip edilmeden gerçekleşmelidir; ışınımın patlama parçacıklarının önüne geçerek çekirdek kaynaşmasını gerçekleştirebilmesi için saniyenin milyonda biri kadar bir gecikme yeterlidir.
Bir nükleer bombanın patlama gücü, aynı şiddette bir patlamayı yaratmak için gereken TNT miktarı olarak, bin ton (kiloton) ya da milyon ton (megaton) birimleriyle ifade edilir. Bölünme bombaları için genel olarak kiloton birimi kullanılır; buna karşılık 60 megaton patlama gücünde kaynaşma bombaları yapılmıştır.

Tarihçe.

Çekirdek bölünmesinin bulunuşundan, bölünme enerjisinin Hiroşima kentinin yok edilmesinde kullanılmasına değin geçen süre yalnızca altı yıldır. 1939 başlarında Alman kökenli fizikçiler Otto Frisch ve Lise Meitner, başka bir Alman bilim adamı olan Otto Hahn’ın ortaya koyduğu deneysel bulgular üzerinde yaptıkları çalışmalar sonunda, uranyumun belirli bir izotopunun atomlarının, nötron bombardımanı altında ikiye bölündüğünü ve bu sırada yeni nötronlar ile büyük miktarda enerjinin açığa çıktığını buldular. Uranyum atomunun bir nötron soğurmasından sonra birkaç nötronun ortaya çıktığı anlaşılınca, enerji açığa çıkaran bir zincirleme tepkimenin oluşturulması olanağı doğdu.

Albert Einstein’ın kendisine yazdığı bir mektup sonucunda çekirdek bölünmesinin askeri önemini kavrayan ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt 1942’de, daha sonraları Manhattan Projesi olarak adlandırılan atom bombası geliştirme çalışmalarının başlatılmasını sağladı. Manhattan Projesi, ABD’de birçok yerde, her biri çözülmesi gereken bir problem üzerinde çalışan bilim adamı gruplarından oluşmuştu. Berkeley (California), Oak Ridge (Tennessee) ve Hanford’daki (Washington) tesislerde yakıt hazırlandı; zincirleme tepkime konusu Chicago Üniversitesi’nde araştırıldı; bombalar New Mexico eyaletindeki Los Alamos’ta tasarımlandı ve gerçekleştirildi.

İtalyan fizikçi Enrico Fermi yönetiminde 2 Aralık 1942’de gerçekleştirilen ilk zincirleme tepkime, projenin dönüm noktasını oluşturdu. “Y. Projesi” olarak bilinen, ABD’li fizikçi J. Robert Oppenheimer’in yönetimindeki Los Alamos grubu, 16 Temmuz 1945’de ilk atom bombası denemesini gerçekleştirdi. “Trinity” adı verilen bomba plütonyum yakıtlı ve içe patlama türünden, 20 kiloton gücündeydi. 6 Ağustos 1945’te bir B-29 bombardıman uçağıyla Hiroşima’ ya atılan ve kentin üçte ikisini yok eden bomba ise daha önce denenmemiş, namlu tipi, uranyum yakıtlı bir bombaydı. Üç gün sonra Nagasaki’ye “Trinity” bombasının bir benzeri atıldı.Başka ülkelerde atom bombası geliştirme çalışmaları daha yavaş ilerledi. SSCB’de ilk atom bombası 1949’da, Fransa’da 1960’ta, Çin’de ise 1964’te denendi. Günümüzde birçok ülke nükleer silah üretimi için yeterli bilgi ve malzemeye sahiptir.

Kaynaşma bombasının gelişiminin bölünme bombasından sonra olmasının bir nedeni, dönemin en gelişkin bilgisayarlarında bile ancak çok uzun sürelerde gerçekleştirilebilen karmaşık hesaplar içermesiydi. 1 Kasım 1952’de ABD, ilk termonükleer kaynaşma bombasını Büyük Okyanusta bir adada denedi. SSCB ilk kaynaşma bombasını 1956’da, İngiltere 1957’de, Çin 1967’de, Fransa 1968’de denedi.
Ad:  atom bomba 622x252.jpg
Gösterim: 2258
Boyut:  47.8 KB
Nükleer bombanın yıkıcı etkileri patlama etkisiyle sınırlı kalmaz. Öteki etkileri ortama yayılan ısının yakıcı etkisi ile radyoaktif izotoplar biçiminde yüzlerce hatta binlerce yıl çevrede kalabilecek öldürücü ışınımdır. Patlama sonunda atmosfere itilen radyoaktif tozların neden olduğu “serpinti” rüzgârlarla uzun mesafelere taşınarak uzun süreli bir radyoaktif tehlike oluşturabilir.
Yapılar ve tesisler gibi inorganik maddelere zarar vermeden canlı dokuları yok eden özel bir tip ışınım (nötron demeti) üreten bombalar, yoğunlaştırılmış ışınım silahları (nötron bombası) olarak bilinir.
Nükleer silahların etkili olabilmesi, patlama kuvvetinden çok, kullanılan gönderme sisteminin algılanamama ve hedefi tam bulabilme özelliklerine bağlıdır. Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombalar büyük ve vurulması kolay uçaklarla taşınmıştı. Günümüzde nükleer bombalar füzelere, hatta obüslere sığacak kadar küçülmüştür. Bilgisayarlı füze güdüm sistemlerinin gelişimi, nükleer silah gönderme sistemlerinde devrim yaratmıştır. Bu teknikler kullanılarak, alçaktan uçup hedefi büyük doğrulukla bulan ufak robot uçaklar olan “Cruise” füzeleri ile uzaydan atmosfere girişte taşıyıcı füzeden ayrılarak her biri ayrı bir hedefe yönlendirilen çok sayıda savaş başlığı taşıyan “MIRV” füze sistemleri geliştirilmiştir. Füzeler denizaltılardan ya da kara üslerindeki korunmuş silolardan da fırlatılabilmektedir.
SSCB ile ABD arasında, nükleer silah denemelerini sınırlamaya yönelik ilk görüşmeler 1950’lerin ortalarında başladı. 1963’te ABD, SSCB ve İngiltere’nin imzaladığı Nükleer Denemelerin Yasaklanması Antlaşması’na birkaç ülke dışındaki bütün ülkeler katıldı. Stratejik Silahların Sınırlandırılması Görüşmeleri (SALT)ise 1969’da başladı. Silahların denetimi için benzer görüşmeler 1980’ler boyunca sürdü. 8 Aralık 1987’de Ronald Reagan ile Mihail Gorbaçov orta menzilli nükleer silahların ortadan kaldırılmasını öngören bir antlaşma {bak. Orta Menzilli Nükleer Füzeler Antlaşması) imzaladılar.

Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması,

ABD, SSCB ve İngiltere’nin, nükleer silahlara sahip olmayan ülkelere bu silahları elde etme ya da üretme konusunda yardım etmemesini öngören antlaşma (1 Temmuz 1968). Bu ülkeler dışında 59 ülkenin daha imzaladığı antlaşma, Mart 1970’te yürürlüğe girmiştir.
kaynak : Ana Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 11 Kasım 2016 01:42
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
10 Kasım 2016       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Atom bombası,

kontrolsüz patlamanın ,çekirdek tepkimesi yoluyla sağlandığı bomba modelidir. Çekirdek
tepkimesi zincirleme ve çok hızlı gerçekleştiğinden ortaya büyük bir enerji açığa çıkar ve bu da patlama ile şok dalgası yaratır.

Ad:  atom bomba -385x494.jpg
Gösterim: 6188
Boyut:  42.0 KB

İlkesi


Fisyon tipi çekirdek tepkimesine dayalı atom bombalarında yüksek zenginlikte (saflıkta) Uranyum (235U) veya Plütonyum (239Pu) kullanılır. Günümüzde üretilen bombalar daha çok plütonyum içeriklidir. Bu yüksek zenginlikte malzeme, zenginleştirme tesislerinden ya da nükleer reaktörlerden elde edilmektedir.

Zincirleme çekirdek tepkimesinin gerçekleşmesi için, ortamın kritik adı verilen seviyede ya da üstünde olması gerekmektedir. Bunun için de belli miktarda ki kütlenin belli bir hacimde olması gereklidir. Bu gereken en az kütleye kritik kütle, hacime de kritik hacim denir. Atom bombalarına kritik kütle sağlanacak miktarda malzeme konur fakat bu malzeme öyle bir dağınık yerleştirilir ki, kritik hacim şartı sağlanamaz ve bu sayede bomba beklerken ya da taşınırken tamamen güvenli bir şekilde durur.

Atom bombasında patlamanın gerçekleşmesi için nükleer malzeme dışında iki ayrı önemli bölüm daha vardır. Bunlardan biri tetiklemeyi yapacak olan fünye diyebileceğimiz parçadır. Genelde dinamit kullanılır. Bombanın patlaması için bu az miktardaki dinamit ilk olarak patlar ve patlamanın etkisi ile dağınık nükleer malzeme bir araya gelerek kritik hacme ulaşır. İkincisi ise nötron kaynağıdır. Artık kritik kütlede ve hacimde olan malzemede zincirleme çekirdek tepkimesini bu nötron kaynağından çıkan nötronlar başlatır ve bundan sonrası kontrolsüz bir biçimde devam eder ve patlama gerçekleşir. 1945 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin attığı bombalar Japonya'yı neredeyse yok etmiştir. Termonükleer bombanın bulunmasından sonra atom bombası taktik silahı olmuştur. Nükleer silahların üretimine başlanmasına neden olmuştur. İlk olarak Nazi Almanya'sına atılacaktı. Ama savaşta Almanya yenilince Japonya'ya atıldı...

Tarihi


İlk deneyler kamuoyunda gizli bir şekilde yapılmıştır.Bu deneyler 1940'larda Klimorton'da gerçekleşmiştir. Deneylerin yapıldığı bölgeye yakın yerlerdeki kasabalarda daha sonraki yıllarda engelli doğum oranları aşırı bir şekilde artmıştır. Dahası deneylerde yer alan askerlerin ilerde kanser oldukları konusunda bilimsel bir çok tıbbi bilgi uzun seneler kamuoyundan saklanmıştır.

Atom bombası Nagasaki 1945

II. Dünya Savaşı sırasında, Manhattan Projesi adıyla, ilk çalışmalar başladı. 1942 yılında ABD'nin New Mexico eyaletindeki Los Alamos bölgesinde gizlice bir grup ünlü bilim adamı toplandı. Robert J. Oppenheimer öncülüğünde 3 yıl çalıştıktan sonra ilk bombayı yapmayı başardılar. Aynı esnada Tennessee eyaletinin Oak Ridge kasabasında gizli bir üs daha kuruldu. Burada da patlayacak zengin malzemenin üretimi çalışmaları başladı.

6 Ağustos 1945 günü sabahında ilk atom bombası Enola Gay isimli bir bombardıman uçağı ile Hiroşima’ya atıldı. 3 gün sonra 9 Ağustos'ta Nagasaki'ye atıldı.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 10 Kasım 2016 23:37
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

12 Nisan 2015 / aaa43aaa Soru-Cevap
18 Kasım 2016 / KisukE UraharA Mühendislik Bilimleri
12 Ağustos 2016 / BARIŞ Mühendislik Bilimleri
11 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
31 Temmuz 2013 / _VICTORY_ Mühendislik Bilimleri