Arama

Kişi temel hak ve hürriyetleri nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 1 Ekim 2014 Gösterim: 175.500 Cevap: 24
nazlı prenses - avatarı
nazlı prenses
Ziyaretçi
6 Nisan 2009       Mesaj #1
nazlı prenses - avatarı
Ziyaretçi
Kişi temel hak ve özgürlükleri nedir?
EN İYİ CEVABI nazlı prenses verdi
Temel Haklar ve Özgürlükler

Sponsorlu Bağlantılar
a. Temel Haklar

Bu haklar insanın doğuştan sahip olduğu, insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli olan haklardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır:

Yaşama hakkı (En temel haktır. Hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz sınırlandırılamaz.)

Kişi dokunulmazlığı hakkı
(Kişinin hem beden hem ruh bütünlüğünü korumaya yöneliktir.)

Sağlık hakkı
(Herkes sağlıklı bir çevrede yaşama ve sağlığını koruyacak tedbirler alma hakkına sahiptir.)

Eğitim hakkı (Herkes eğitim - öğretim hakkına sahiptir.)

Dilekçe hakkı (Herkes şikayetlerini ve isteklerini yetkili makamlara ve TBMM'ye iletme hakkına sahiptir.)

Özel yaşamın gizliliği ( Herkes özel yaşamına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Kanunla belirlenen özel durumlar dışında hiç kimsenin üzeri ve özel eşyaları aranamaz, haberleşme araçları dinlenemez.)

Konut dokunulmazlığı (Hiç kimsenin konutuna izinsiz girilemez.)

Seçme ve seçilme hakkı (Herkes ülke yönetimine katılmak için seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Bu amaçla siyasi parti kurabilir ve siyasi partiler üye olabilir.) Ülkemizde yukarıda belirtilen temel haklar anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. Devlet bazı özel durumlarda bu haklardan bazılarında kısıtlamaya gidebilir.

b. Temel Özgürlükler

İnsanların kişiliğini geliştirme ve insanca yaşayabilmesi için başkalarının haklarını ihlal etmeden özgürce yaşayabilmesini sağlayan haklardır. Bu hakların başlıcaları;

Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü

Basın özgürlüğü

Din ve vicdan özgürlüğü

Haberleşme özgürlüğü

Yerleşme ve seyahat özgürlüğü

Toplantı hak ve özgürlüğü

Bilim ve sanat özgürlüğü,

Bu haklar da devlet tarafından anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. İnsanlar bu hak ve özgürlükleri kullanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermemek için devletin belirlediği kanunlara uymak zorundadır.

3. İnsan Haklarının İşlevselleştirilmesinde Devlete Düşen Görevler

a. Eğitim Görevi

Devlet insanların haklarını bilmeleri ve korumaları konusunda bireylere gereken eğitimi vermek veya gerekli ortamı hazırlamak zorundadır.

b. Yasama Görevi

Devlet temel hak ve özgürlüklerin korunması ve sınırlarının belirlenmesi için gerekli kanunları yapmalıdır. Bu yetki TBMM'nindir.

c. Yürütme Görevi

Devletin vatandaşlara gereken hizmeti vermesi için gereken etkinlikleri yapmasıdır.

d. Yargı Görevi

Bireylerin birbirleri ile ve devlet ile olan sorunlarını çözmek yargının görevidir. Yargı görevi bağımsız mahkemelere aittir. Yargıçlar insan hakları konusunda uluslar arası hukuka uygun kararlar vermek zorundadır. Anayasamızda belirtilen başlıca yüksek mahkemeler; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile Uyuşmazlık Mahkemeleridir.

e. Devletin Kişi Özgürlüğüne İlişkin Görevleri

Temel haklar, devletler tarafından korunsun ya da korunmasın insanlar bu haklara sahiptir. Devletler bu hakları korumak için gerekli düzenlemeleri yapmalı gereken kanunları çıkarmalıdır. Temel hak ve özgürlüklerin korunması bilim sanat ve edebiyatın gelişmesi, toplumun refah ve mutluluğunun gelişmesi, devletin siyasi, askeri ve ekonomik gücünün artması için mutlaka korunmalıdır.

Atatürk vatandaşların haklarının korunması ve geliştirilmesi için önemli çalışmalar yapmıştır. Ülkemize demokrasi yönetimini getirmesi, halk egemenliğine dayanan bir yönetim kurması bunun en açık delilidir.


arkadaşlar umarım işinize yarar.ama güzel bildgi benim işime yaradı hoca performans ödevine tam 99 verdi bir puanıda pilotla yazzmadık diye vermedi neyse inşallah sizde iyi puanlar alırsınız.sevgilerimle...:smiley9::smiley9::rose::rose:




nazlı prenses - avatarı
nazlı prenses
Ziyaretçi
8 Nisan 2009       Mesaj #2
nazlı prenses - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Temel Haklar ve Özgürlükler

Sponsorlu Bağlantılar
a. Temel Haklar

Bu haklar insanın doğuştan sahip olduğu, insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli olan haklardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır:

Yaşama hakkı (En temel haktır. Hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz sınırlandırılamaz.)

Kişi dokunulmazlığı hakkı
(Kişinin hem beden hem ruh bütünlüğünü korumaya yöneliktir.)

Sağlık hakkı
(Herkes sağlıklı bir çevrede yaşama ve sağlığını koruyacak tedbirler alma hakkına sahiptir.)

Eğitim hakkı (Herkes eğitim - öğretim hakkına sahiptir.)

Dilekçe hakkı (Herkes şikayetlerini ve isteklerini yetkili makamlara ve TBMM'ye iletme hakkına sahiptir.)

Özel yaşamın gizliliği ( Herkes özel yaşamına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Kanunla belirlenen özel durumlar dışında hiç kimsenin üzeri ve özel eşyaları aranamaz, haberleşme araçları dinlenemez.)

Konut dokunulmazlığı (Hiç kimsenin konutuna izinsiz girilemez.)

Seçme ve seçilme hakkı (Herkes ülke yönetimine katılmak için seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Bu amaçla siyasi parti kurabilir ve siyasi partiler üye olabilir.) Ülkemizde yukarıda belirtilen temel haklar anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. Devlet bazı özel durumlarda bu haklardan bazılarında kısıtlamaya gidebilir.

b. Temel Özgürlükler

İnsanların kişiliğini geliştirme ve insanca yaşayabilmesi için başkalarının haklarını ihlal etmeden özgürce yaşayabilmesini sağlayan haklardır. Bu hakların başlıcaları;

Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü

Basın özgürlüğü

Din ve vicdan özgürlüğü

Haberleşme özgürlüğü

Yerleşme ve seyahat özgürlüğü

Toplantı hak ve özgürlüğü

Bilim ve sanat özgürlüğü,

Bu haklar da devlet tarafından anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. İnsanlar bu hak ve özgürlükleri kullanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermemek için devletin belirlediği kanunlara uymak zorundadır.

3. İnsan Haklarının İşlevselleştirilmesinde Devlete Düşen Görevler

a. Eğitim Görevi

Devlet insanların haklarını bilmeleri ve korumaları konusunda bireylere gereken eğitimi vermek veya gerekli ortamı hazırlamak zorundadır.

b. Yasama Görevi

Devlet temel hak ve özgürlüklerin korunması ve sınırlarının belirlenmesi için gerekli kanunları yapmalıdır. Bu yetki TBMM'nindir.

c. Yürütme Görevi

Devletin vatandaşlara gereken hizmeti vermesi için gereken etkinlikleri yapmasıdır.

d. Yargı Görevi

Bireylerin birbirleri ile ve devlet ile olan sorunlarını çözmek yargının görevidir. Yargı görevi bağımsız mahkemelere aittir. Yargıçlar insan hakları konusunda uluslar arası hukuka uygun kararlar vermek zorundadır. Anayasamızda belirtilen başlıca yüksek mahkemeler; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile Uyuşmazlık Mahkemeleridir.

e. Devletin Kişi Özgürlüğüne İlişkin Görevleri

Temel haklar, devletler tarafından korunsun ya da korunmasın insanlar bu haklara sahiptir. Devletler bu hakları korumak için gerekli düzenlemeleri yapmalı gereken kanunları çıkarmalıdır. Temel hak ve özgürlüklerin korunması bilim sanat ve edebiyatın gelişmesi, toplumun refah ve mutluluğunun gelişmesi, devletin siyasi, askeri ve ekonomik gücünün artması için mutlaka korunmalıdır.

Atatürk vatandaşların haklarının korunması ve geliştirilmesi için önemli çalışmalar yapmıştır. Ülkemize demokrasi yönetimini getirmesi, halk egemenliğine dayanan bir yönetim kurması bunun en açık delilidir.


arkadaşlar umarım işinize yarar.ama güzel bildgi benim işime yaradı hoca performans ödevine tam 99 verdi bir puanıda pilotla yazzmadık diye vermedi neyse inşallah sizde iyi puanlar alırsınız.sevgilerimle...Smiley9Smiley9RoseRose




Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ekim 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

temel hak ve özgürlüklerimiz nelerdir?

Temel Haklar ve Özgürlükler

a. Temel Haklar

Bu haklar insanın doğuştan sahip olduğu, insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli olan haklardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır:

Yaşama hakkı (En temel haktır. Hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz sınırlandırılamaz.)

Kişi dokunulmazlığı hakkı
(Kişinin hem beden hem ruh bütünlüğünü korumaya yöneliktir.)

Sağlık hakkı
(Herkes sağlıklı bir çevrede yaşama ve sağlığını koruyacak tedbirler alma hakkına sahiptir.)

Eğitim hakkı (Herkes eğitim - öğretim hakkına sahiptir.)

Dilekçe hakkı (Herkes şikayetlerini ve isteklerini yetkili makamlara ve TBMM'ye iletme hakkına sahiptir.)

Özel yaşamın gizliliği ( Herkes özel yaşamına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Kanunla belirlenen özel durumlar dışında hiç kimsenin üzeri ve özel eşyaları aranamaz, haberleşme araçları dinlenemez.)

Konut dokunulmazlığı (Hiç kimsenin konutuna izinsiz girilemez.)

Seçme ve seçilme hakkı (Herkes ülke yönetimine katılmak için seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Bu amaçla siyasi parti kurabilir ve siyasi partiler üye olabilir.) Ülkemizde yukarıda belirtilen temel haklar anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. Devlet bazı özel durumlarda bu haklardan bazılarında kısıtlamaya gidebilir.

b. Temel Özgürlükler

İnsanların kişiliğini geliştirme ve insanca yaşayabilmesi için başkalarının haklarını ihlal etmeden özgürce yaşayabilmesini sağlayan haklardır. Bu hakların başlıcaları;

Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü

Basın özgürlüğü

Din ve vicdan özgürlüğü

Haberleşme özgürlüğü

Yerleşme ve seyahat özgürlüğü

Toplantı hak ve özgürlüğü

Bilim ve sanat özgürlüğü,

Bu haklar da devlet tarafından anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. İnsanlar bu hak ve özgürlükleri kullanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermemek için devletin belirlediği kanunlara uymak zorundadır.

3. İnsan Haklarının İşlevselleştirilmesinde Devlete Düşen Görevler

a. Eğitim Görevi

Devlet insanların haklarını bilmeleri ve korumaları konusunda bireylere gereken eğitimi vermek veya gerekli ortamı hazırlamak zorundadır.

b. Yasama Görevi

Devlet temel hak ve özgürlüklerin korunması ve sınırlarının belirlenmesi için gerekli kanunları yapmalıdır. Bu yetki TBMM'nindir.

c. Yürütme Görevi

Devletin vatandaşlara gereken hizmeti vermesi için gereken etkinlikleri yapmasıdır.

d. Yargı Görevi

Bireylerin birbirleri ile ve devlet ile olan sorunlarını çözmek yargının görevidir. Yargı görevi bağımsız mahkemelere aittir. Yargıçlar insan hakları konusunda uluslar arası hukuka uygun kararlar vermek zorundadır. Anayasamızda belirtilen başlıca yüksek mahkemeler; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile Uyuşmazlık Mahkemeleridir.

e. Devletin Kişi Özgürlüğüne İlişkin Görevleri

Temel haklar, devletler tarafından korunsun ya da korunmasın insanlar bu haklara sahiptir. Devletler bu hakları korumak için gerekli düzenlemeleri yapmalı gereken kanunları çıkarmalıdır. Temel hak ve özgürlüklerin korunması bilim sanat ve edebiyatın gelişmesi, toplumun refah ve mutluluğunun gelişmesi, devletin siyasi, askeri ve ekonomik gücünün artması için mutlaka korunmalıdır.

Atatürk vatandaşların haklarının korunması ve geliştirilmesi için önemli çalışmalar yapmıştır. Ülkemize demokrasi yönetimini getirmesi, halk egemenliğine dayanan bir yönetim kurması bunun en açık delilidir.



Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
20 Ekim 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

halk ve özgurlukle ilgili soru yapan var mı?


İnceleyiniz:



Alıntı
Blue Blood adlı kullanıcıdan alıntı

Temel Haklar ve Özgürlükler

a. Temel Haklar

Bu haklar insanın doğuştan sahip olduğu, insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli olan haklardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır:

Yaşama hakkı (En temel haktır. Hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz sınırlandırılamaz.)

Kişi dokunulmazlığı hakkı
(Kişinin hem beden hem ruh bütünlüğünü korumaya yöneliktir.)

Sağlık hakkı
(Herkes sağlıklı bir çevrede yaşama ve sağlığını koruyacak tedbirler alma hakkına sahiptir.)

Eğitim hakkı (Herkes eğitim - öğretim hakkına sahiptir.)

Dilekçe hakkı (Herkes şikayetlerini ve isteklerini yetkili makamlara ve TBMM'ye iletme hakkına sahiptir.)

Özel yaşamın gizliliği ( Herkes özel yaşamına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Kanunla belirlenen özel durumlar dışında hiç kimsenin üzeri ve özel eşyaları aranamaz, haberleşme araçları dinlenemez.)

Konut dokunulmazlığı (Hiç kimsenin konutuna izinsiz girilemez.)

Seçme ve seçilme hakkı (Herkes ülke yönetimine katılmak için seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Bu amaçla siyasi parti kurabilir ve siyasi partiler üye olabilir.) Ülkemizde yukarıda belirtilen temel haklar anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. Devlet bazı özel durumlarda bu haklardan bazılarında kısıtlamaya gidebilir.

b. Temel Özgürlükler

İnsanların kişiliğini geliştirme ve insanca yaşayabilmesi için başkalarının haklarını ihlal etmeden özgürce yaşayabilmesini sağlayan haklardır. Bu hakların başlıcaları;

Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü

Basın özgürlüğü

Din ve vicdan özgürlüğü

Haberleşme özgürlüğü

Yerleşme ve seyahat özgürlüğü

Toplantı hak ve özgürlüğü

Bilim ve sanat özgürlüğü,

Bu haklar da devlet tarafından anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. İnsanlar bu hak ve özgürlükleri kullanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermemek için devletin belirlediği kanunlara uymak zorundadır.

3. İnsan Haklarının İşlevselleştirilmesinde Devlete Düşen Görevler

a. Eğitim Görevi

Devlet insanların haklarını bilmeleri ve korumaları konusunda bireylere gereken eğitimi vermek veya gerekli ortamı hazırlamak zorundadır.

b. Yasama Görevi

Devlet temel hak ve özgürlüklerin korunması ve sınırlarının belirlenmesi için gerekli kanunları yapmalıdır. Bu yetki TBMM'nindir.

c. Yürütme Görevi

Devletin vatandaşlara gereken hizmeti vermesi için gereken etkinlikleri yapmasıdır.

d. Yargı Görevi

Bireylerin birbirleri ile ve devlet ile olan sorunlarını çözmek yargının görevidir. Yargı görevi bağımsız mahkemelere aittir. Yargıçlar insan hakları konusunda uluslar arası hukuka uygun kararlar vermek zorundadır. Anayasamızda belirtilen başlıca yüksek mahkemeler; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile Uyuşmazlık Mahkemeleridir.

e. Devletin Kişi Özgürlüğüne İlişkin Görevleri

Temel haklar, devletler tarafından korunsun ya da korunmasın insanlar bu haklara sahiptir. Devletler bu hakları korumak için gerekli düzenlemeleri yapmalı gereken kanunları çıkarmalıdır. Temel hak ve özgürlüklerin korunması bilim sanat ve edebiyatın gelişmesi, toplumun refah ve mutluluğunun gelişmesi, devletin siyasi, askeri ve ekonomik gücünün artması için mutlaka korunmalıdır.

Atatürk vatandaşların haklarının korunması ve geliştirilmesi için önemli çalışmalar yapmıştır. Ülkemize demokrasi yönetimini getirmesi, halk egemenliğine dayanan bir yönetim kurması bunun en açık delilidir.



Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ekim 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kişi hak ve hürriyetlerimiz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
en önemli işnsan hak ve hürriyetleri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İnsan Hakları

İnsan hakları, ırk, din, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu haklardan yararlanmak bakımından vatandaş ve yabancı arasında fark yoktur. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler. İnsan hakları terimini daha çok tabii hukuk anlayışına mensup yazarlar kullanmaktadır.

İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar. Bu özgürlükler başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmektedir. Bir başka deyişle, birçok hakkın yanında bir sorumlulukta bulunmaktadır.

Tüm erkek, kadın ve çocukların temel insan hak ve özgürlüklerinin belirlendiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (The Universal Declaration of Human Rights) 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından benimsenmiştir. Bu bildirge birçok ulusal ve uluslararası yasanın temelini oluşturur.

İnsan, medeni yaşamak için yaratılmıştır. Medeniyet ise, tamir-i bilad ve terfih-i ibad’dır. Yani beldeleri bayındır hale getirmek, memleketleri kalkındırmak, fenni her çeşit gelişmeyi insanların, milletlerin hürriyetleri, rahat ve huzûr içinde yaşamaları için kullanmak demektir. İlk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselamdan itibaren insanlar, medeni olarak yaşamış ve şahsi haklarını kullanmışlardır. Peygamberlerin bildirdiklerine iman edip bu yolda gittikleri müddetçe, insanlık huzûr içinde yaşamıştır.

İnsanlar, ilahi dinlerden uzaklaşınca sahib oldukları bütün haklardan mahrûm kaldılar. Zalim diktatörlerin, kralların zulmü altında inlediler. Siyasi, iktisadi ve içtimai haklarını elde edebilmek için mücadeleye başladılar. Miladi altıncı yüzyılda İslamiyetin doğuşu ile insanlık, medeni hakların zirvesine ulaştı. Peygamber efendimizin Veda Hutbesi’nde bu husus açıkça görülmektedir. İslamiyetin yayıldığı, hakim olduğu yerlerde din, dil, ırk farkı gözetmeksizin bütün insanlar, insanlık hak ve hürriyetlerini asırlarca kullandılar, adalet içinde müreffeh bir hayat yaşadılar. Bu haklardan mahrum kalan milletler ise mücadelelerini devam ettirdiler. Ancak 18. yüzyılda Fransız İhtilali ile bazı haklar elde edebildi. 20. yüzyıldaki İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile de bu hakları genişlettiler. Halbuki İslamiyet, Fransız İhtilalinden 12, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden 14 asır önce insanların hak ve hürriyetlerini garanti altına almıştı. Veda Hutbesi’nde; “Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah katında en kıymetliniz, takvası en çok olanınızdır. Arabın Arab olmayana bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.” “Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.” “Kan davaları tamamen kaldırılmıştır.” “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allahü tealadan korkmanızı tavsiye ederim. Sizin kadınlar üzerinde, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.” “Din kardeşinizin hakkına tecavüz helal değildir.” “Ey insanlar! Allahü teala her hak sahibine hakkını (Kur’an-ı kerimde) vermiştir.” buyrularak insanların can, mal emniyeti, fikir, vicdan hürriyeti gibi bütün hakları teminat altına alınmıştır. On dört asır sonra kaleme alınan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ndeki “Herkesin yaşama hürriyeti, hiç kimseye zulmedilemeyeceği, kanun önünde herkesin eşit olduğu, erkek-kadın ve ırk ayırımı yapılmayacağı” gibi değişik maddeler Veda Hutbesi’nde “Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız...” ifadesi ile özetlenmektedir. Eğer yeryüzündeki insanlar, İslamiyetin kendilerine temin ettiği bu hak ve hürriyetleri öğrenselerdi seve seve Müslüman olur veya bunların tatbik edilmesini isterlerdi. Nitekim batıdaki insan hakları ile alakalı çalışmalar, İslamiyetin tesiri ile olmuştur.

Bilhassa ortaçağda, Müslümanların hakim oldukları yerlerde, Müslüman olsun veya olmasın herkese adil muamele yapılıyordu. Renk, dil, ırk farkı gözetmeksizin herkes inancında, ibadetinde mülk edinmede, ticaret yapmakta, mahkemelere müracaatta hep hürdü. Aynı çağda Hıristiyan aleminde ise durum, İslam aleminin tam aksineydi. Hıristiyanlar, kendi dindaşlarına bile zulüm, işkence yapmaktan geri durmuyorlardı. Asil denilen itibarlı aileler ile kilisenin haklı-haksız her dedikleri oluyor, istekleri yerine getiriliyordu. İslam alemindeki huzûru, refahı, adaleti işiten, bizzat gidip gören Hıristiyan ülke insanları, kendilerinin de Müslümanlarca yönetilmesini, arzû eder hale geldiler. Hıristiyan batı dünyasındaki reform hareketlerinin itici gücü, İslam alemi oldu.

Batı dünyasında hor görülen, ezilen insanlar; İslam aleminden görüp öğrendikleri hürriyet düşüncesinden etkilendikçe Avrupa’da insan hakları konusunda gelişmeler başladı. 18. yüzyılda yaşıyan John Locke, Montesquieu, Voltaire ve Jean Jacques Rousseau gibi filozofların bu gelişmelere önemli katkıları oldu. İnsan hakları olarak istenenler ise, kanun önünde eşitlik, kişinin güvenliği, düşünce-inanç hürriyeti, siyasi ve mülkiyet hakları gibi şeylerdi.

Batı dünyasındaki bu mücadele, ancak Birinci Dünya Savaşından sonra devletler tarafından kabul edilip müzakere edilmeye başlandı. İlk olarak 1919’da “Milletler Cemiyeti” kuruldu. Bu cemiyette ezilen, hor görülen insanların durumu, çalışma şartlarının düzeltilmesi, kadın ve çocukların durumu gibi konular ele alındı. Bu cemiyetin akabinde bunun yerine 1945 senesinde Birleşmiş Milletler kuruldu. Bünyesinde hemen hemen her konu ile alakalı bölümler, konseyler teşkil edildi. İnsan haklarının korunması husûsunu, Ekonomik ve Sosyal Konseye bağlı olarak çalışan İnsan Hakları Komisyonu üzerine aldı.

Bu teşkilatlanmanın akabinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni hazırlayıp kabûl etti. Beyanname’de bütün insanlar ve devletler için geçerli olacak ortak ölçüler kondu. Bunlar , kanun önünde eşitlik, keyfi yakalama ve tutuklamalara karşı korunma, adil yargılama, mülkiyet, din ve vicdan hürriyeti, toplantı yapma, dernek kurma hürriyeti gibi hususlardı.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, çeşitli senelerde toplanarak mevcut hak ve hürriyetleri genişletici kararlar aldı ise de, bunları tatbik gücünden mahrumdu. Zaten her devlet, içinde bulunduğu çeşitli şartlar sebebiyle alınan bu kararları uygulayacak durumda değildi. Halen de durum geçerliliğini devam ettirmektedir. Bir de Birleşmiş Milletlerin iktisaden gelişmiş, süper devletlerden meydana gelen daimi üyelerinin menfaatleri söz konusu olunca, bu hakların kullanılması kullandırılması daha da güçleşmektedir.

Birleşmiş Milletlerin ve ILO’nun hazırlayarak uygulamaya sokmaya çalıştığı diğer mühim sözleşmeler arasında; soykırımın önlenmesi ve uygulayanların cezalandırılması, savaş esirlerine insanca muamele edilmesi, mültecilerin durumu, köleliğin zorla çalıştırmanın kaldırılması, ırk ayrımının önlenmesi ve uygulayanların cezalandırılması, işkence ve keyfi işlemlere karşı korunma gibi hususlar da vardır. Fakat bütün bunlar Hıristiyan batı dünyasının menfaatleri ile çatıştığı zaman uygulamadan kalkmakta ve adeta bunların tersinin uygulanıldığına şahid olunmaktadır. Çünkü BM kararlarının mutlak müeyyide (yaptırım) gücü yoktur. Sadece aldığı kararları ilan ederek manevi bir baskı niteliği taşır.


Kaynak:Rehber Ansiklopedisi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Eylül 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar toplumdaki haklarımızı yazarsınız sevinirim =)
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
22 Eylül 2010       Mesaj #9
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

arkadaşlar toplumdaki haklarımızı yazarsınız sevinirim =)

Alıntı
Blue Blood adlı kullanıcıdan alıntı

Temel Haklar ve Özgürlükler

a. Temel Haklar

Bu haklar insanın doğuştan sahip olduğu, insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli olan haklardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır:

Yaşama hakkı (En temel haktır. Hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz sınırlandırılamaz.)

Kişi dokunulmazlığı hakkı
(Kişinin hem beden hem ruh bütünlüğünü korumaya yöneliktir.)

Sağlık hakkı
(Herkes sağlıklı bir çevrede yaşama ve sağlığını koruyacak tedbirler alma hakkına sahiptir.)

Eğitim hakkı (Herkes eğitim - öğretim hakkına sahiptir.)

Dilekçe hakkı (Herkes şikayetlerini ve isteklerini yetkili makamlara ve TBMM'ye iletme hakkına sahiptir.)

Özel yaşamın gizliliği ( Herkes özel yaşamına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Kanunla belirlenen özel durumlar dışında hiç kimsenin üzeri ve özel eşyaları aranamaz, haberleşme araçları dinlenemez.)

Konut dokunulmazlığı (Hiç kimsenin konutuna izinsiz girilemez.)

Seçme ve seçilme hakkı (Herkes ülke yönetimine katılmak için seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Bu amaçla siyasi parti kurabilir ve siyasi partiler üye olabilir.) Ülkemizde yukarıda belirtilen temel haklar anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. Devlet bazı özel durumlarda bu haklardan bazılarında kısıtlamaya gidebilir.

b. Temel Özgürlükler

İnsanların kişiliğini geliştirme ve insanca yaşayabilmesi için başkalarının haklarını ihlal etmeden özgürce yaşayabilmesini sağlayan haklardır. Bu hakların başlıcaları;

Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü

Basın özgürlüğü

Din ve vicdan özgürlüğü

Haberleşme özgürlüğü

Yerleşme ve seyahat özgürlüğü

Toplantı hak ve özgürlüğü

Bilim ve sanat özgürlüğü,

Bu haklar da devlet tarafından anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. İnsanlar bu hak ve özgürlükleri kullanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermemek için devletin belirlediği kanunlara uymak zorundadır.

3. İnsan Haklarının İşlevselleştirilmesinde Devlete Düşen Görevler

a. Eğitim Görevi

Devlet insanların haklarını bilmeleri ve korumaları konusunda bireylere gereken eğitimi vermek veya gerekli ortamı hazırlamak zorundadır.

b. Yasama Görevi

Devlet temel hak ve özgürlüklerin korunması ve sınırlarının belirlenmesi için gerekli kanunları yapmalıdır. Bu yetki TBMM'nindir.

c. Yürütme Görevi

Devletin vatandaşlara gereken hizmeti vermesi için gereken etkinlikleri yapmasıdır.

d. Yargı Görevi

Bireylerin birbirleri ile ve devlet ile olan sorunlarını çözmek yargının görevidir. Yargı görevi bağımsız mahkemelere aittir. Yargıçlar insan hakları konusunda uluslar arası hukuka uygun kararlar vermek zorundadır. Anayasamızda belirtilen başlıca yüksek mahkemeler; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile Uyuşmazlık Mahkemeleridir.

e. Devletin Kişi Özgürlüğüne İlişkin Görevleri

Temel haklar, devletler tarafından korunsun ya da korunmasın insanlar bu haklara sahiptir. Devletler bu hakları korumak için gerekli düzenlemeleri yapmalı gereken kanunları çıkarmalıdır. Temel hak ve özgürlüklerin korunması bilim sanat ve edebiyatın gelişmesi, toplumun refah ve mutluluğunun gelişmesi, devletin siyasi, askeri ve ekonomik gücünün artması için mutlaka korunmalıdır.

Atatürk vatandaşların haklarının korunması ve geliştirilmesi için önemli çalışmalar yapmıştır. Ülkemize demokrasi yönetimini getirmesi, halk egemenliğine dayanan bir yönetim kurması bunun en açık delilidir.



.
Kroot - avatarı
Kroot
Ziyaretçi
22 Eylül 2010       Mesaj #10
Kroot - avatarı
Ziyaretçi
Kişinin Hakları ve Ödevleri Nelerdir?
·Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı: Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. (Madde: 17)
·Zorla çalıştırma yasağı: Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. (Madde: 18)
·Kişi hürriyeti ve güvenliği: Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. (Madde: 19)
·Özel hayatın gizliliği: Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. (Madde: 20)
·Konut dokunulmazlığı: Kimsenin konutuna dokunulamaz. (Madde: 21)
·Haberleşme hürriyeti: Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. (Madde: 22)
·Yerleşme ve seyahat hürriyeti: Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. (Madde: 23)
·Din ve vicdan hürriyeti; Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. (madde: 24)
·Düşünce ve kanaat hürriyeti: Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. (Madde: 25)
·Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti: Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. (Madde: 26)
·Bilim ve sanat hürriyeti: Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir. (Madde: 27)
·Basın hürriyeti: Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz. (Madde: 28)
·Süreli ve süresiz yayın hakkı: Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz. (Madde: 29)
·Basın araçlarının korunması: Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz. (Madde: 30)
·Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı: Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. (Madde: 31)
·Düzeltme ve cevap hakkı: Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir. (Madde: 32)
·Dernek kurma hürriyeti: Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir. (Madde: 33)
·Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı: Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. (Madde: 34)
·Mülkiyet hakkı: Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. (Madde: 35)
·Hak arama hürriyeti: Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. (Madde: 36)
·Kanunî hâkim güvencesi: Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. (Madde: 37)
·Suç ve cezalara ilişkin esaslar: Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. (Madde: 38)
·İspat hakkı: Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. (Madde: 39)
·Temel hak ve hürriyetlerin korunması: Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. (Madde: 40)


Kişinin Sosyal ve Ekonomik Hakları ve Ödevleri Nelerdir?
·Ailenin korunması: Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. (Madde: 41)
·Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi: Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. (Madde: 42)
·Çalışma ve sözleşme hürriyeti: Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. (Madde: 48)
·Çalışma hakkı ve ödevi: Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. (Madde: 49)
·Çalışma şartları ve dinlenme hakkı: Kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. (Madde: 50)
·Sendika kurma hakkı: Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. (Madde: 51)
·Toplu iş sözleşmesi hakkı: İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. (Madde: 53)
·Grev hakkı ve lokavt: Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. (Madde: 54)
·Ücrette adalet sağlanması: Ücret emeğin karşılığıdır. (Madde: 55)
·Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması: Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. (Madde: 56)
·Sosyal güvenlik hakkı: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. (Madde: 60)
1982 Anayasasına Göre Kişinin Siyasi Hakları ve Ödevleri Nelerdir?
·Türk vatandaşlığı: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. (Madde: 66)
·Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları: Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir. (Madde: 67)
·Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma: Vatandaşlar, siyasî parti kurma, usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. (Madde: 68)
·Kamu hizmetlerine girme hakkı: Her Türk kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. (Madde: 70)
·Vatan hizmeti: Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. (Madde: 72)
·Vergi ödevi: Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. (Madde: 73)
·Dilekçe hakkı: Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yazı ile başvurma hakkına sahiptir. (Madde: 74)

Benzer Konular

9 Mayıs 2013 / By_Dark Soru-Cevap
12 Ocak 2010 / ThinkerBeLL Siyasal Bilimler
2 Eylül 2009 / Misafir Soru-Cevap
27 Nisan 2010 / Misafir Soru-Cevap
11 Mart 2014 / Misafir Cevaplanmış