Arama

Hz. Ali Dönemi - Cemel Vakası

Güncelleme: 29 Temmuz 2013 Gösterim: 54.036 Cevap: 2
P.u.S.u - avatarı
P.u.S.u
Ziyaretçi
7 Haziran 2007       Mesaj #1
P.u.S.u - avatarı
Ziyaretçi

CEMEL VAK'ASI
36/656 tarihinde dördüncü halife emirü'l-Müminin Hz. Ali ile Hz. Âise taraftarlari arasinda Basra dolaylarinda meydana gelen çatisma.
Sponsorlu Bağlantılar
Üçüncü Rasid halife Hz. Osman (r.a.)'in sehit edilmesinden sonra üç-bes gün anarsi hüküm sürdü. Hz. Osman'i sehit eden âsiler ortama hâkimdiler. Bunlar bir an önce, Hz. Osman'in yerine birini hilâfete getirmek istiyorlardi. Fakat kime müracaat ettilerse hep red cevabi aldilar. Hz. Ali de, kendisine geldikleri zaman onlari huzurundan uzaklastirmisti: Âsiler hayrete düsmüsler, ne yapacaklarini sasirmislardi. Devlet baskani tayin olunmadan dönecek olurlarsa ihtilafin çok daha fazla alevlenecegini biliyorlardi. Bunun üzerine Medine ahalisini toplayarak, onlara bir halife seçmelerini, aksi takdirde Hz. Ali, Talha, Zübeyr ve daha baska kimseleri de öldüreceklerini söyleyerek, onlara bir gün mühlet verdiler. Bunun üzerine Medine halki Hz. Ali'ye müracaat edip, ona bey'at etmek istediklerini bildirdiler. Hz. Ali, Muhâcirler'le Ensâr'in bu teklifini reddetmek istediyse de devamli israrlar karsisinda bunu kabul etmek zorunda kaldi. Neticede Hz. Ali'ye bey'at edildi ve âsiler Hz. Talha ile Hz. Zübeyr'i de getirterek onlarin da Hz. Ali'ye bey'at etmelerini sagladilar. Bu sûretle, hicretin otuzbesinci yili yirmibir Zilhicce Pazartesi günü Hz. Ali'ye bey'at edildi.
Hz. Ali'ye bey'at edildikten sonra yapilacak ilk is; Hz. Osman'in katillerini bulmak ve bunlarin cezalarini vermekti. Bu hususta tahkikata baslanmisti. Fakat katiller kesin olarak belirlenemedigi için, ser'an cürüm sabit olamamisti. Bu durum karsisinda bir sey yapilamazdi. Hz. Talha ile Hz. Zübeyr, Hz. Ali'yi ziyaret ederek ondan katillerin yakalanmasini istemislerdi. Hz. Ali, onlara durumu izah etmis, fakat ikisi de ikna olmamislardi. Ortam son derece karisikti. Bu arada Numan b. Besir, Hz. Osman'in sehadeti esnasinda giydigi gömlek ile o sirada zevcesi Nâile'nin dogranan parmaklarini alip sam'a götürdü. Muaviye, bu kanli gömlegi ve kesik parmaklari teshir ederek, herkesin galeyanini kat kat artirmak maksadiyla mescide asti. Diger taraftan Hz. Osman'in katline sebep olanlar hâlâ Medine'de bulunuyorlardi. Bunlarin bir an evvel oradan uzaklastirilmasi gerekiyordu.
Hz. Ali'nin karsi karsiya kaldigi zorluklar gerçekten çok büyüktü. Diger taraftan Medine'de toplanan âsilerin mühim bir kismi "Sebeiyye" firkasina mensuptu. Bu islâm düsmani grubun reisi olan Abdullah b. Sebe, islâm'i içinden yikmayi hedef alan bir Yahudi dönmesi idi. Bunun maksadi; islâmiyet'in saf, berrak, akil ve kalbi tatmin eden akidelerini ifsat edip müslümanligi çigirindan çikarmak müslümanlari türlü türlü gruplara ayirarak birbirleriyle didismeye ve bogusmaya sevketmekti. Hz. Osman (r.a.) devrindeki karisiklik, bu müfsidin ifsatlari için uygun bir zemin teskil etmisti. Hz. Ali'nin âsileri dagitmak istemesi ibn Sebe taraftarlarinin hosuna gitmedigi için bunlar Hz. Ali'nin emrine muhalefet etmisler; diger Araplar da onlara uymuslardi.
Bu karisik durum karsisinda problemleri artiran ve buhranin vehâmetini doruguna vardiran bir hareket daha basladi. Hz. Âise, hac farizasini ifâ etmek üzere Medine'den Mekke'ye gitmis, hac ibadetini ifâ ederek Medine'ye dönerken, Hz. Osman'in sehit edildigi haberini almisti. Bunun üzerine Medine'ye gidecegi yerde Mekke'ye geri döndü. Çünkü Medine'de facianin dogurdugu karisikliklar, bocalamalar devam ediyordu. Mekkeliler, Hz. Âise'ye durumu sorduklari zaman, Hz. Âise, Hz. Osman'in mazlum olarak öldürüldügünü, Medine'de fesat ocaginin bütün ufku karartacak sekilde tüttügünü, mazlum ve sehit Osman'in kaninin heder olmamasi gerektigini, katillerin mutlaka cezaya çarptirilmalari ve ser'i hüküm ve kisas emirlerinin uygulanmasinin icap ettigini söylemisti.
Hz. Talha ile Hz. Zübeyr de Mekke'ye gelmisler, Medine'deki durumu Hz. Âise'ye anlatmislardi. Bu olaylar Hz. Âise'nin fikir ve kanaatini kuvvetlendirmis, o da mazlum ve sehid Hz. Osman'in intikamini almak için herkesi toplanmaya ve bir araya gelmeye çagirmisti.
Hz. Ali, muhaliflerinin Mekke'deki hazirliklarindan haberdar olunca, onlardan evvel Irak'a varmak, Irak'a hâkim olmak, Beytû'l-Mal'in muhalifler eline düsmesini engellemek istedi. Ensâr, Hz. Ali'nin Medine'den ayrilmasini uygun görmüyordu. Hz. Ali, muhâlifler kendisinden önce Irak'a girecek olurlarsa yeni yeni problemlerin ortaya çikmasindan endise ettigini, Irak'in nüfuzca kesif ve beytü'l-mâl'inin zengin olmasindan ötürü bir müddet orada bulunmanin daha iyi olacagini söylemisti.
Bundan sonra Hz. Ali yola çikmis, Zukar mevkiine geldigi zaman, Hz. Talha ile Hz. Zübeyr'in Basra'ya yaklastiklarini, Benu Saad kabilesi ile hemen hemen bütün Basra'nin onlara iltihak ettigini haber almisti. Hz. Ali, Zukar'da kalarak oglu Hasan'i Ammâr b. Yâsir ile birlikte Kûfe'ye gönderdi. Hz. Hasan, Kûfe'ye varinca, vali Ebû Musa el-Es'arî onu iyi karsiladi. Hz. Hasan, mescidde minbere çikarak Hz. Ali'nin dâvâsini müdafaa etti ve Talha ile Zübeyr'in ona bey'at ettiklerini söyledi. Bu konusmasinin sonunda kendisinin Basra'dan gidecegini, katilmak isteyenlerin onunla birlikte gelebilecegini ilân etti. Hz. Hasan, kendisine iltihak eden dokuz bin kisilik bir kuvvetle geri döndü. Bu dönüs ve hareket esnasinda karsilikli mücadeleler, siddetli tartismalar meydana gelmisti.
Hz. Ali, ordusunu bu sekilde takviye ettikten sonra Zukar mevkiinden Basra'ya dogru hareket etti. Hz. Ali, maiyetinde olan el-Ka'ka' b. Amr'i çagirarak Basra'ya gönderdi. Ona iki taraf arasinda mücadele ve çatismanin meydana gelmesine engel olacak çareyi bulmasini tavsiye etti. el-Ka'ka' b. Amr, Hz. Âise, Talha ve Zübeyr ile görüsmüs, onlari ümmetin birligini bozmama konusunda ikna etmisti. Hz. Âise ile Hz. Talha ve Hz. Zübeyr, el-Ka'ka'in önerilerini kabul ettiler. Hz. Ali de bu fikirdeyse, bu isin baris ile neticelenecegini söylediler. Hz. Ali, el-Ka'ka'in bu basarilarindan son derece memnun oldu. Diger taraftan bu sirada Basralilar Kûfelilerle temas etmis, iki tarafta da baris ve fitneyi yok etme düsüncesi hakim olmustu.
Ertesi gün, Hz. Ali hareket ederek Abdülkaysogullari kabilesine ugradi. Bu kabile de ona ittihak etti. Oradan Zaviye'ye vardi. Zaviye'den de Basra'ya hareket etti. Esasen herkes barisi gayet tabii bir durum olarak görüyordu. Onun için Hz. Ali'nin Basra'ya gelisi, barisin tahakkukuna yönelik bir hareket olarak telakki olunmus, herkes son derece huzurlu bir sekilde uyumustu. ibn Sebe ile yandaslari, herkes uyuduktan sonra Hz. Âise'nin tarafina hücum etti. iki taraf ta kendilerini karsi hücumuna ugramis gibi görmüslerdi. Hz. Ali, her tarafa memurlar gönderdi. Ne oldugunu anlamak istiyordu. Diger taraftan Kâab b. Sûr Hz. Âise'yi uyandirmis, Hz. Âise, devesine binerek çarpismalarin basladigi yere gelmisti. Hz. Ali kendi tarafini savasmaktan alikoyuyor, Hz. Âise kendi tarafini teskin etmeye çalisiyordu. Fakat bir kere ok yaydan firlamis bulunuyordu. Vurusmanin en hararetli aninda Hz. Ali atini sürerek savas meydaninin ortasina geldi. Hz. Zübeyr'i çagirip, ona Rasûl-i Ekrem (s.a.s.)'in: Bir gün Ali ile Zübeyr arasinda bir ihtilafin meydana gelecegini ve bu ihtilafta Zübeyr'in haksiz olacagini" söyledigini hatirlatmisti. Bunun üzerine Hz. Zübeyr geri çekildi. Hz. Talha da Zübeyr'in bu davranisi üzerine çatisma meydanindan çekilmek istemisti. Onun savas alanindan uzaklasmasi üzerine kendisine zehirli bir ok atilmis ve bu ok Hz. Talha'nin ölümüne neden olmustu.
Nihayet ortalikta yalniz Hz. Âise ile etrafinda bulunan bir grup kimse kalmisti. Çatismalar siddetle devam ediyordu. Bütün bu kanlarin dökülmesine neden olan münafiklarin hedefi; bizzat Hz. Âise idi. Bunlar Hz. Âise' ye kadar ilerleyerek onu tevkif etmek, ona hakarette bulunmak istiyorlardi. Sebeîlerin bu maksadini anlayan Dâbbeogullari Hz. Âise'yi son derece büyük fedakârliklarla korumuslardi. Bekr b. Vâil, Ezd ve Dâbbeogullari kabîleleri Hz. Âise ile beraberdiler. Bunlarin onu korumada gösterdikleri cesaret herkesi hayrete düsürmüstü. Hz. Âise'nin devesini koruyanlardan biri yere düstükçe bir baskasi onun yerini aliyor, o da ayni fedakârlik ve ayni kahramanlik ile dövüsüyordu. Hz. Âise'nin önünde sehit düsenlerin sayisi yetmise varmisti.
Bu çatismalara bir son vermek için birisi deveye arkasindan saldirarak onu yere yikmis, bu arada da, Hz. Ebu Bekir'in oglu Muhammed, Hz. Ali tarafindan kosarak Hz. Âise'nin korunmasina hizmet etmisti. Hz. Ali de Hz. Âise'nin yanina gelerek hatirini sormus, birkaç günlük istirahatten sonra onu, kardesi Muhammed b. Ebu Bekir ile birlikte Medine'ye göndermisti. Hz. Âise ile beraber Basra'nin ileri gelen ailelerine mensup kirk kadar kadin refakat etmisti. Hz. Âise Basra'dan ayrilirken, kendisi ile Hz. Ali arasindaki mücadelenin yanlis anlasilmadan ileri geldigini söyledi. Hz. Ali de Rasûl-i Ekrem'in muhterem haremine her türlü tazim ve hürmeti göstermenin bir görev oldugunu belirtti. Hz. Âise, hicretin otuzaltinci yili Recep ayinda Medine'ye dogru. hareket etti.
Nihayet Hz. Ali 4 Aralik 656 tarihinde bu problemi de atlatti. Bu olaydan sonra hilâfet merkezini Kûfe'ye tasiyarak, sehadetine kadar orada kaldi. (Bu konuda genis bilgi için bk. ibnü'l-Esir, el-Kâmil fi't-Tarih, Beyrut 1965, III, 205-263).
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
25 Nisan 2011       Mesaj #2
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

Sponsorlu Bağlantılar
Cemel Vakası

Dördüncü Halife Ali ile İslâm ileri gelenlerinden Talha, Zübeyr ve Muhammet'in eşi Ayşe arasında geçen savaş (656). Ali, halife olduğu zaman Talha ve Zübeyr siyasî amaçları için, Ayşe ise duyduğu kin nedeniyle Ali'nin halifeliğini tanımadılar. Arabistan'ı terk ederek Irak'a çekildiler. Irak'ta Ali ile yaptıkları savaş; özellikle Ayşe'nin devesi çevresinde geçtiğinden Cemel Vak'ası ya da Deve Olayı adıyla anılır. İslâm'da ilk parçalanma, dağılma belirtisidir.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
29 Temmuz 2013       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Cemel Savaşı
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

Cemel Vakası ya da Cemel Savaşı; 656 yılında, Halife Ali bin Ebu Talib ile Muhammed'in dul eşi Aişe'nin taraftarları arasında, Basra'da gerçekleşen muharebe. Bazı kaynaklarda Basra Savaşı olarak da anılır. Müslümanlar arasındaki ilk iç savaştır. Cemel Savaşı Ali'nin zaferiyle sonuçlandı. Aişe'nin müttefiklerinden Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam öldürüldü. Aişe, Ali tarafından Medine'ye gönderildi. Savaşta her iki taraf da yaklaşık onar bin kayıp verdi.

"Cemel" sözcüğü Arapçada "deve" anlamına gelir. Cemel Vakası, Aişe'nin devesi etrafında gerçekleştiği için bu isimle anılmıştır.

Arkaplan
Muhammed'in ölümünden sonra sırasıyla Ebu Bekir, Ömer ve Osman İslam Devleti'nin başına geçtiler. Bu üç halifenin de hilafeti Şia tarafından kabul edilmez.

Bazı kaynaklara göre Ümeyyeoğullarından (Emeviler) Osman halife seçildiğinde, Ali ona biat etti. Bazı İslam alimlerine göre Ali, Osman'a hiç biat etmemiştir.

Osman’ın halife seçilmesine Muaviye’nin babası Ebu Süfyan, çok sevinmişti. Haşimoğulları ilk iki halifeye sürdürdükleri yumuşak tutumu halifeliğinin ilk 6 yılında Osman’a karşı da gösterdiler. Bu dönemde yapılan fetih hareketlerine katıldılar. Ebubekir zamanında kitap haline getirilen Kur’an nüshalarının çoğaltılması ve bu nüsha dışındaki diğer nüshaların imha edilmesi konusunda Ali, Osman’ı destekledi.

Ali taraftarlarının Osman'dan hoşnut olmayışının sebepleri
Osman’ın halifeliğinin ikinci 6 yılında takip ettiği siyaset, valiliklere akrabalarını tayin ettiği ve onlara aşırı düşkün olduğu iddiaları, Ali taraftarlarının halifeye karşı tavır takınmasına sebep oldu. Bu dönemde Ali ile Osman arasında görüş ayrılıkları yaşandı.

656 yılında Mısır, Basra ve Kûfe’den gelen ve Osman'ın halifeliğini kabul etmeyen isyancılar, Medine yakınında “Zi-Huşub” mevkiinde toplandılar. Şehre girip girmeme konusunda Medinelilerin fikrini almak üzere elçi gönderdiler. Medineliler isyancıların şehre girişine taraftardılar ancak Ali isyancıların şehre gelmemelerini söyledi.

Mervan'ın mektubu
Osman, isyancılara arabulucu olarak Ali’yi gönderdi. Durumun düzeltileceğini ve fesadın ortadan kaldırılacağına dair Ali onlara halife adına söz vermiş ve isyancılar Mısır’a gitmek üzere yola çıkmışlardı, fakat yolda rastladıkları bir adamın üzerinde bir mektup çıktı. Bu mektupta, Mısır’dan Medine’ye gelen isyancıların öldürülmesi isteniyordu. Bunun üzerine isyancılar Medine'ye geri dönerek mektubu ve içeriğini Ali’ye anlattılar. Ali, Halife Osman’a bu mektuptan bahsetti. O böyle bir mektuptan haberi olmadığını söyledi. Sonuçta bu mektubu, Osman'ın kuzeni ve damadı Mervan’ın yazdığı anlaşıldı.

Bunun üzerine Ali, arabuluculuğa devam etmek istemediğini söyleyerek evine çekildi. Bu sırada isyancılar Osman'ın evinin yakınlarına gelerek Osman'a ya halifelikten ayrılmasını ya da kendilerine komplo hazırlayan Mervan’ın kendilerine teslim edilmesini istediler. Halife’nin her iki teklifi de kabul etmemesi üzerine evini kuşattılar.

Osman'ın öldürülmesi
Osman evinin kuşatılmasından Ali, Talha, Zübeyr ve Aişe’yi haberdar etti. Ali isyancıların bizzat yanına gelerek onlara çıkıştı, yaptıkları bu hareketin kâfirlere bile yakışmadığını söyleyerek halifeye su gönderdi. Buna ilave olarak oğulları Hasan ile Hüseyin’i ve kölelerini halifeyi korumaları için gönderdi. Bu tedbirler etkisini gösterdi, nitekim isyancılar kapıdan girerek halife’yi öldüremediler ancak komşu evlerin damlarından atlayarak Osman’ı öldürmeyi başardılar.

Ali'nin halife oluşu
Osman’ın öldürülmesinden 5 gün sonra Ali, halife seçildi ve Medine halkı ona mescitte biat etti. Talha ve Zübeyr'in de biat etmesi halk tarafından çok iyi karşılandı. Çünkü Talha ve Zübeyr, Ali’nin haricinde halifeliğin en güçlü adaylarındandı. Diğer şehirlerden temsilciler de Medine’ye gelerek biatlarını yaptılar ve böylece Müslümanların çoğu Ali’nin halifeliğini kabul etmiş oldu.

Halife Osman’ın öldürülmesi ve yerine Ali’nin halife seçilmesi ile birlikte Emevi-Haşimi mücadelesi yeniden başladı. Şam Valisi Muaviye, öldürülen akrabası halife Osman'ın kanını Ali'den talep ederek onun ölümünden Ali’yi sorumlu tuttu.

Muaviye'nin Ali'den hoşnut olmayışının sebepleri
Ali halife seçildiğinde ilk iş olarak Osman zamanında atanmış olan valileri görevden aldı ve böylece valileri değiştirmede acele etmemesi kendisine tavsiye edilmiş olmasına rağmen bunu dikkate almamış oldu.

Görevden alınan ve çoğu Emevi sülalesinden olan valiler, yeni halifeye tepkilerini gösterdiler. Bunun üzerine Şam Valisi Muaviye isyan bayrağını açtı. Öldürülen halifenin kanlı gömleğini Şam halkını galeyana getirmek için camide teşhir etti.[kaynak belirtilmeli] Mısır Valisi görevinden ayrılarak Muaviye’nin yanına Şam’a gitti. Yemen ve Basra valileri, görevlerinden ayrılarak Osman’ın kanını talep etmek üzere Mekke’de biraraya gelen Aişe, Talha ve Zübeyr’e katıldılar.

Muaviye, Cemel Savaşı’na fiilen katılmadı ancak savaştan önce Ali’ye karşı ayaklanmaları için Talha ve Zübeyr’e mektuplar yazmıştı.

Aişe'nin Ali ile sorunları
627 yılında (Aişe henüz 15 yaşında iken) Gerdanlık Olayı olarak da bilinen İfk Olayı gerçekleşmişti. Bu olay Aişe'nin Muhammed'i bir sefer dönüşünde Müslüman bir askerle aldattığı iddiasıdır. Olaylar Muhammed'in Aişe'nin masumiyetini destekleyen ayetleri halka bildirmesi ve iddiaları yayanların kırbaçlanması ile sonuçlandı. Bu olay esnasında Ali'nin tavrı nedeniyle Aişe ve Ali'nin arasının açıldığı düşünülür.

Aişe, Osman’a karşı isyan başlayınca hac için Mekke’ye gitmişti. Katilleri yakalamakta yavaş davrandığı gerekçesiyle Ali’ye karşı tavır aldı. Talha ve Zübeyr'i de yanına aldı ve birlikte Ali’nin halifeliğinden memnun olmayanların çoğunlukta olduğunu düşündükleri Basra şehrine gittiler.

Aişe, Osman’ın öldürülmesinden önce, “O (Osman) kitabın hükmünü çiğnemiştir,” derken, Osman’ın öldürülüp yerine Ali’nin seçildiğini duyunca “Mazlum olarak öldürülmüştür," dedi.

Talha ve Zübeyr'in Aişe'ye katılması
Talha ve Zübeyr ise Osman hayatta iken onu eleştirmişler ve aleyhinde bulunmuşlardı. Bunlar başlangıçta Ali’ye biad etmişler fakat umdukları valilik taleplerine olumlu cevap alamayınca ona karşı tavır almışlardı.

Basra Valisi Abdullah ile Talha ve Zübeyr’in Mekke’ye gidip hac dolayısıyla burada bulunan Aişe’ye katılmaları ve Osman’ın kanını talep etmek üzere biraraya gelmeleri, Emevioğulları için bulunmaz bir fırsattı.

Bu arada Ali, kendisine ilk tepki Muaviyeden geldiği için ona karşı savaş hazırlığı yapıyordu. Fakat Aişe ve diğerlerinin Basra’ya gittiklerini haber alınca, onların Basra’ya girmelerine engel olmak için hemen harekete geçti. Fakat geç kalmıştı ve Basralılar Aişe’nin yanında yer aldılar.

Savaş
Kasım 656’da meydana gelen Cemel Savaşı’nda Aişe ordusunun mağlubiyeti, bu savaşa katılan Ümeyye oğulları kanadının da mağlubiyeti oldu. Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam bu savaşta öldürüldü. Ali, savaşı kaybeden Aişe'ye zarar vermedi ancak Medine’ye sürgün etti.

Savaşın sonuçları ve önemi
Cemel Vakası, İslam Devleti'nde yaşanan ilk iç savaştır ve İslam aleminin ikiye bölünmesinde kilometre taşı olan olaylardan birisidir.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

8 Haziran 2012 / P.u.S.u Müslümanlık/İslamiyet
30 Temmuz 2013 / P.u.S.u Müslümanlık/İslamiyet
7 Haziran 2007 / P.u.S.u Müslümanlık/İslamiyet
30 Ocak 2010 / ayhan biçer0707 Soru-Cevap
30 Temmuz 2013 / _Yağmur_ Müslümanlık/İslamiyet