Arama

Akciğer Nedir - Akciğerlerin Yapısı ve Görevleri

Güncelleme: 28 Ekim 2015 Gösterim: 42.336 Cevap: 4
_aSiLPreNs_ - avatarı
_aSiLPreNs_
Ziyaretçi
6 Temmuz 2007       Mesaj #1
_aSiLPreNs_ - avatarı
Ziyaretçi
AKCİĞERLER(Pulmones)

Sponsorlu Bağlantılar
Akciğerler göğüs boşluğunda yüreğin sağ ve solunda az çok piramit şeklinde olan solunum organlarıdır. Taban kısımları diyaframın üzerine oturmuştur. Göğüs çeperine bakan yüzeyleri dış bükey, yüreğe bakan iç yüzeyleri ise iç bükeydir. Akciğerlerin dış yüzeyi düzgün ve parlak olup bu parlaklık akciğerleri örten palevranın visceral yaprağındandır. Rengi, yeni doğmuş çocuklarda esmer-kırmızı, gençlerde pembe, ergin ve yaşlılarda ise pembe-mavimtıraktır.İnsan yaşlandıkça akciğerlerin yüzeyinde bir takım pigmentler belirir. Bunlar solunum sırasında akciğerlere kadar giren yabancı cisimleri meydana getirdikleri oluşuklardır.

Akciğerlerin ortalama olarak yükseklikleri,omurga tarafındaki kenarlarında 25cm olup önden arkaya olan kalınlıkları tabanda 16cm ,genişlikleri ise yine tabanda sağ akciğerlerin 10cm,sol akciğerlerin 7cm dir.Yüreğin sol akciğer üzerine yaptığı basınçtan dolayı bu akciğer küçük kalmıştır.Sağ akciğer,sol akciğerden 1/5 veya 1/6 kadar büyüktür .Ayrıca sağ akciğer karaciğerin sağ lopunun yaptığı kabarıklıktan dolayı sol akciğere nazaran biraz yukarıdadır.Yine bu akciğer üzerindeki iki yarıkla üç lopa ayrılmıştır.Sol akciğer ise bir tek yarıkla iki lopa ayrılmıştır.Akciğerlerin hacmi yaşa, şahsa ve cinse göre değişir .Ağırlıkları yetişkin bir erkekte 1300gr olup bunun 700gr mı sağ ,600gr mı sol akciğere aittir .Kadınlarda ise sağ akciğer 550gr,sol akciğer 450gr kadardır.İçerisinde hava bulunan akciğerler daha hafiftir.Yeni doğmuş ölü bir çocuğun akciğerlerinin nefes almamış olduğu suya atılarak anlaşılır.Eğer nefes almış ise suyun yüzeyinde kalır .Almamış ise suyun dibine çöker.

Akciğerler yumuşak olduğundan parmakla basılınca çökertilebilir.Üzerlerinde fazla basınç yapılırsa alveol keseciklerinin yırtılmasından dolayı bir çıtırtı duyulur.Bu taktirde hava kabarcıkları plevranın akciğerleri örten yaprağı altına gözle görülebilir.Akciğerler kolay yırtılmazlar.Bu nedenle,alveolleri dolduran havanın basıncına mukavemet ederler. Akciğerlerin Yapısıkciğerleri dıştan seroz yapıda olan çift katlı plevra zarı örter.Her akciğerin ayrı bir plevrası vardır. Plevranın dış katı göğüs çeperine yapışmıştır.Bu kat parictal yapıda olduğundan parictal plevra adını alır. Plevranın diğer katı akciğerlerin yüzeyini örter. Buna da visceral veya pulmonal plevra denir. Bu iki yaprak ayrı olmayıp akciğerleri hilus kısmında birbirleriyle birleşirler. Ayrıca bu iki yaprak iç içe olduğundan birbirleriyle sıkı temas halinde olup aralarında plevra boşluğu bulunur.

Her akciğerin ayrı bir plevrası olduğundan aynı şekilde her bir akciğerin etrafında ayrı bir plevra boşluğu bulunur. Bu boşlukta akciğerlerin hareketini kolaylaştıran bir sıvı vardır. Plevranın göğüs boşluğunu örten parictal yaprağı ,üzerini örttüğü bölgelere göre isim alır.İnce ve saydam olan visceral yaprak ise akciğerlere sıkıca yapışmıştır.Hatta bu yaprak lopcuklar arasındaki hücresel doku ile de irtibattadır.Visceral plevranın serbest olan dış yüzeyi parietal ile temas halinde olup parlak ,düzgün ve kaypaktır.Akciğerlerin her bir lopu altıgen piramit şeklinde 1cm3 hacminde küçük lopcuklara ayrılmıştır.Lopcukların bazıları akciğerin yüzeyinde,bazıları ise derinliğindedir.Yüzeyde olanlar piramit şeklinde olup tabanları akciğerlerin yüzeyinde çok köşeli olarak görülür.Tepeleri ise hilusa doğrudur.Derinde olan lopcukların şekilleri değişiktir.Her bir lopcuk küçük ve başlı başına bir akciğerciktir.Lopcukların,üzüm salkımına benzeyen hava keselerine(acinus) ayrılmışlardır.Hava keseleri de ampül şeklinde keseciklere ayrılmıştır.Bütün lopcuklar birbiri üzerine düzensiz bir şekilde yığılmışlardır.

Yalnız bunları birbirinden ayıran esnek bir katılgan doku mevcuttur.Yani,her lopcuk kan damarları ve bronşların kolları ile sinirlerden yapılı katılgan bir doku ile çevrilidir.Lopcukların içerisine giren bronş kolları 50-60kadar küçük kollara ayrılır.Çapları 1/10mmolan bu kollara bronşcuk adı verilir.Bronşcukların yapısında da bronşlarda olduğu gibi iki tabaka bulunur.Bunlardan biri, yine kıkırdak ,kas ve zardan yapılı olan iç tabakadır.Dış tabakada bulunan ve tam olmayan kıkırdakcıkların arsında fibroz bir lam vardır.Bronşcuklardaki kıkırdaklar plaklar,halinde ve gelişi güzel durumdadırlar.Bu kıkırdak plaklar,bronşcukların çapları küçüldükçe seyrekleşir,ve 1mm çapındaki bronşcuklara gelince kıkırdaklar tamamen kaybolurlar ,nihayet ,sadece fibroz bir yapıda olan zar tabakası kalır.Bunun yapısında da kas lifleri bulunur.Mukoza dan ibaret olan iç tabaka bronşcuklar küçüldükçe incelerek alveoller de tek bir epitalyum tabakasına kadar indirger.Bronşcuklar muntazam olmayan boşluklara açılırlar.Bu boşluklardan,3mm uzunluğunda 40 mikron genişliğinde birçok kanallar çıkar.Bu kanalların çeperleri girintili çıkıntılıdır.Burada hem birbirine hem de kanal boşluğuna açılan bir takım keseciklerin çapları 0,2-0,3mm,sayıları da 750 milyon kadardır.Alveollerin çeperleri yalın kat epitelden yapılmıştır.Etraflarında gaz alışverişini sağlayan kılcal damarlar bulunur.Alveollerin toplam yüzeyi 48m2 dir.İçerleri hava ile doludur.Kılcal damarların bu kesecikler etrafındaki toplam yüzeyi ise 150m2 kadardır.Akciğerlerin özgül ağırlığı da 0,5gr/cm3 dür.

Ayırca Bknz > Akciğer Hastalıkları

Son düzenleyen nötrino; 28 Ekim 2015 11:09 Sebep: Bağlantı boyutu!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
14 Mayıs 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Akciğer
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Akciğer, hava soluyan omurgalılardaki temel solunum organıdır. Ana görevi atmosferdeki oksijeni kan dolaşımına nakletmek ve dolaşımdaki
karbondioksiti atmosfere çıkartmaktır. Bu görev, gaz değişiminin vuku bulduğu milyonlarca küçük, müstesna biçimde çok ince duvarlı hava kesecikleri oluşturan dolaşımı sağlayamadan kanı boşa vermektedir. özelleşmiş hücrelerin mozaiği sayesinde gerçekleşir. Akciğerlerin solunumla ilgili olmayan görevleri de vardır.Akciğer ile ilgili tıbbi terimler genellikle pulmo- ile başlar; bu Latince pulmonarius, "akciğerlerin", sözcüğünden gelmektedir ki bu sözcük de Yunanca pleumon yani "akciğer" ile akrabadır.
Son düzenleyen nötrino; 28 Ekim 2015 11:06 Sebep: Kırık görsel kaldırıldı!
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ağustos 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İnsandaki solunum sisteminin en önemli organları. İnsandan başka birçok omurgalı hayvanlarda da akciğerler solunum organı olarak görev yaparlar. Soluk alındığında burun ve ağızdan giren hava, nefes borusu ve bronşlardan geçerek akciğerlere girer. Toplardamarlarla gelen karbondioksiti fazla olan kan (kirli kan) burada temizlenir.

Göğüs boşluğunda bulunan ve göğüs kafesi vasıtasıyla korunan akciğerler, gene koruyucu bir zar olan akciğer zarı (plevra) ile sarılmışlardır.Yeni doğan bir bebeğin akciğerleri, parlak pembe renktedir; daha sonra grileşmeye başlar ve yaş ilerledikçe koyulaşarak, sonunda hemen hemen bütünüyle siyah bir renk alır. Bu koyulaşmaya, solunumla alınan havadaki tozlar ve öteki maddeler yol açar. Şehirde yaşayan ve sigara içenlerin akciğerleri, kırlık yerlerde yaşayanların ve sigara içmeyenlerinkine göre daha siyahtır.

Akciğerlerin yapıları esnek ve süngerimsidir. Biri sağ, diğeri sol olmak üzere iki tanedir. Sağ akciğer lob denilen üç parçadan meydana gelmiştir. Sol akciğerin bir parçası eksiktir, yani iki lobtan yapılmıştır. Eksik parçanın yerine kalb (yürek) yerleşmiştir. Bunun için sağ akciğer sol akciğerden büyüktür. Yetişkin insanlarda sağ akciğer yaklaşık 700, sol akciğer de yaklaşık 600 gram civarındadır.

Akciğerlerin iç yüzlerindeki giriş yerlerinden (hiluslarından); bronşlar, atardamarlar, toplardamarlar ve akkan (lenf) damarları çıkar. Akciğerlere giren bronşlardan sağdaki üç, soldaki iki kola ayrıldıktan sonra loblara doğru yönelir. Bunlar da birçok dal ve dalcıklara ayrıldıktan sonra lobçuklara giderler.

Akciğerler ortalama 1 cm3 hacmindeki birçok parçacıklardan meydana gelmiştir. Altıgen biçiminde olan bu parçalara lobçuk (lobulus) denir. Sağ akciğerde yaklaşık 800, sol akciğerde de 700 kadar lopçuk vardır. Herbiri bir cm çapındadır. Lopçuğa gelen bronş dalcığı birçok bronşcuklara ayrılır. Bronş dalcıkları, üzüm salkımını andıran hava peteklerinde sona erer. Her petek, üzüm taneleri biçiminde “alveol” adı verilen keseciklerden meydana gelmiştir. Alveoller, havayla temas edebilen 55-100 m2lik bir yüzey meydana getirirler.

Nefes alıp vermede akciğerlerin görevlerine gelince: Nefes alındığı zaman, hava burundan ve ağızdan girer. Yutak, gırtlak, nefes borusu ve bronşlardan geçerek akciğer keseciklerine (alveollere) gider. Alveollerin görevi, vücutda metabolizmanın artık ürünü olarak açığa çıkan karbondioksiti atmakdır. Karbondioksit, dokulardan akciğere, alyuvarların üzerinde ve kanda erimiş olarak gelir. Alveollerde nefes alma sırasında, havaya karbondioksit geçer; temiz havadan da alyuvarlara oksijen geçer. Daha sonra nefes verme ile akciğerde karbondioksit miktarı artmış olan hava atılır ve yeni bir nefes ile temiz hava alınır. Oksijenlenmiş kan, bedenin öteki bölümlerine akar. Alyuvarlar, oksijeni dokularda bırakıp, karbondioksidi alarak toplardamar tarafına geçer. Bu geçiş, kılcal damarlar ağı "kapiller ağ" vasıtasıyla olur. Halk arasında yanlış bir tabir olmakla beraber oksijenlenmiş kana temiz kan; oksitli kana ise kirli kan demek alışkanlık haline gelmiştir.

Akciğerlerin hacmi kişiden kişiye değişirse de, bütünüyle şişmiş bir akciğerin hacmi, yetişkin bir kişide ortalama 6500 cm3tür. Bu hacimdeki havanın hepsi nefes vermeyle bir seferde atılamaz. Yetişkin bir kişide en derin nefes verme hareketi sırasında çıkarılan ortalama hacim 3500 cm3 civarındadır. Buna “soluk verme hacmi” denir. Normal bir nefeste ise ortalama 500 cm3 hava alınıp verilebilir.

Normal bir kimse dakikada 12-14 defa nefes alıp verebilir. Bu sürede de 6-7 litre hava teneffüs eder.

Solunum hareketleri, istek dışı olan otomatikleşmiş hareketlerdir. Ancak istekle de solunum durdurulup başlatılabilir. Nefes alma hareketi bir balonun şişirilmesi gibi aktiftir, yani enerji harcanarak yapılır. Nefes verme ise, aynı balonun sönmesi gibi pasiftir. Nefes alıp verme hareketlerinde kaburgalararası kaslar ve diyafram kası rol oynar. Diyafram kası en önemli solunum kası olup, göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran yassı ve kubbe biçimi bir kastır. Diyafram kasıldığı zaman aşağı doğru iner, aynı anda kasılan kaburgalararası kaslar da göğüs kafesini yükseltir. Böylece göğüs kafesi genişler ve hava akciğerleri doldurur.

Akciğerlerin ve solunum yollarının çok çeşitli hastalıkları vardır (Bkz. Astım, Bronşit, Zatürre).

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Aralık 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Akciğer, hava soluyan omurgalılardaki temel solunum organıdır. Ana görevi atmosferdeki oksijeni kan dolaşımına nakletmek ve dolaşımdaki karbondioksiti atmosfere çıkartmaktır. Bu görev, gaz değişiminin vuku bulduğu milyonlarca küçük, müstesna biçimde çok ince duvarlı hava kesecikleri oluşturan özelleşmiş hücrelerin mozaiği sayesinde gerçekleşir. Akciğerlerin solunumla ilgili olmayan görevleri de vardır.

Akciğer ile ilgili tıbbi terimler genellikle pulmo- ile başlar; bu Latince pulmonarius, "akciğerlerin", sözcüğünden gelmektedir ki bu sözcük de Yunanca pleumon yani "akciğer" ile akrabadır.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
16 Nisan 2011       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Akciğer

İnsanın ve karada yaşayan memeli hayvanların solunum organı; insanda göğüs kafesinin büyük bir bölümünü dolduran ve solunum aygıtının temel kısmı olan, sağlı sollu iki parçadan oluşan organ.

Dış yüzü parlak ve düzgündür. Gençlerde pembe olan akciğer, yetişkinlerde mavimtırak bir renk alır. Yarım koni biçimindedir. Daha büyük olan sağ akciğer de iki loptan oluşur. Her lop, lopçuk denen 1 cm3 büyüklüğünde odacıklara ayrılır. Lopçuklar, yarım üzüm tanesini andıran hava petekleriyle kaplıdır. Hava peteklerini saran zarın çevresi, kalpten gelen atar ve toplardamarların kılcal borularıyla kaplıdır. Oksijen ve karbondioksit alışverişi buralarda olur. Akciğerlerin üstü plevra denen zarla örtülüdür. İki kattan oluşan bu zarın iç katı akciğerlere, dış katı da göğüs kafesinin iç yüzüne yapışık durumdadır. İki kat arasında akciğerlerin kolayca açılıp kapanmasına yardım eden göğüs zarı boşluğu sıvısı, yani diğer adıyla plevra sıvısı bulunur. Kuşların ve memeli hayvanların akciğerleri de insanlarınkine benzer. Öbür omurgalılarınki daha basit yapılıdır.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
Son düzenleyen nötrino; 28 Ekim 2015 11:05 Sebep: Mesaj düzeni!

Benzer Konular

17 Kasım 2015 / Ziyaretçi Cevaplanmış
12 Ekim 2014 / iloş Soru-Cevap
3 Ekim 2014 / Misafir Cevaplanmış
28 Nisan 2016 / ener Biyoloji