Arama

Doğal Afetlere Karşı Hazırlık ve Korunma

Güncelleme: 3 Ocak 2018 Gösterim: 18.059 Cevap: 6
LeqoLas - avatarı
LeqoLas
Ziyaretçi
27 Aralık 2009       Mesaj #1
LeqoLas - avatarı
Ziyaretçi
DOĞAL AFETLERDEN KORUNMA YOLLARI
Hepimizin bildiği gibi yeryüzünde birçok felaketler mevcuttur.Bunların çok küçük kısmı tamamen Doğal ve genellikle engellenmesi mümkün olmayan felaketlerdir.Örnek olarak..
Sponsorlu Bağlantılar
a. Fırtınalar...
b. Yıldırım Düşmesi..
Ad:  afetler.jpg
Gösterim: 2025
Boyut:  27.0 KB

c. Yanardağ Patlamaları..
gibi olaylar gösterilebilir.
Bir kısım felaketler aslında hafif hasarla geçiştirilebileceği halde,insanoğlunun hırsı ve ihtirasıile hareket etmesi yüzünden Ekolojik dengenin bozulması sonucu çok büyük maddi ve manevi zararlara neden olabilmektedir..Örneğin..
a. Depremler..
b. Yangınlar..
c. Erezyon..
d. Su ve Sel Baskınları..
e. Kuraklık..
ve benzeri felaketler söylenebilir. Ayrıca sadece insanoğlunun sebep olduğu felaketler var ki.Onlardan bazıları..
a. Savaşlar..
b. Trafik Kazaları..
c. İş Kazaları..
Görüldüğü gibi,İnsan faktörü birçok felaketler'e neden olmaktadır.Öyle ise, hepimize düşen birinci görev,bahsi geçen olayları oluşmadan önce önlemeye çalışmak ikinci aşamada ise tedbirli,bilinçli ve hazırlıklı olmaktır.Bunu sağlamak için genel hatları ile bütün bu olayları inceleyelim.

1-Fırtınalar (Tufan,Tayfun) :



Fırtınalar bilindiği gibi kuvvetli rüzgarlar sonucunda meydana gelen doğal olaylardır.Yağış ile birlikte esen şiddetli rüzgarlar Tufan, kurak ve yağışsız esenler ise Tayfun olarak isimlendirilmektedir.Bu kuvvetli rüzgarlar esnasında hortum tabir edilen helezonik girdaplar ve deniz veya göllerde yüksek dalgalar ve taşmalar meydana gelmektedir.Halen yeryüzündeki ölümlü felaketlerin 1000'de 2'sini fırtınalar oluşturmaktadır.
Emniyet Tedbirleri : Genel acil ikaz sistemi,Bloklar halinde ve sağlam monte edilmiş parçalardan oluşan çatılar yapmak,Kalın cam kullanmak,Dış yüzeylerde fazla aksesuar kullanmamak,Sığınak yapmak,Çevreyi ağaçlandırmak,Taş bloklardan yüksek duvarlı marinalar inşa etmek.
Bireysel Tedbirler : Evde iseniz,Elektrik,Su,Doğalgaz veya Tüpgaz donanımlarını kapatmak,Denize yakın yerlerde mümkün olan en üst noktaya gitmek,Varsa sığınağa gitmek eğer yoksa camlardan ve kapılardan uzak durmak,yere yatmak,uçuşabilecek cisimlerin çarpma tesirini engelleyecek,yastık yorgan gibi şeylerle bedeni emniyete almak.Dışarıda veya Araç içinde iseniz,en yakın sığınağa veya güçlü görünen binaya sığınmak.Denizde iseniz,can yeleği giymek,sahile fazla yanaşmamak,teknenin dışına yakın en emniyetli yere sığınmak.

2-Yıldırım Düşmesi :


Bulutlarda yüklü manyetik enerji kutuplarının çakışması sonucu meydana gelmektedir.Bazan bulutsuz ortamlarda'da gene aynı sebebe bağlı olarak yıldırım düştüğü görülmüştür.Yıldırım yüzünden meydana gelen ölüm oranı çok küçük olmakla birlikte, yangınlara sebebiyet verme oranı 1000'de 6'dır.
Emniyet Tedbirleri : Yüksek ve dış yüzeyinde metal oranı fazla olan bina ve yapılarda paratoner tertibatı kurmak.Alıcı görevi gören anten ve benzeri aletlerin uç noktalarının iletken olmayan maddelerle izole edilmesi,Zemin ile direkt irtibatının kesilmesi.
Bireysel Tedbirler : Yağışlı havalarda,aşırı metal bulunan alanlardan ve Ağaçlık alanlardan uzak durmak.Çok fazla yıldırım düştüğü anlarda,mevcut alıcı ve verici aletleri (Telsiz,Telefon,Tv. vs.)kapatmak veya kullanmamaya çalışmak.

3-Yanardağ Patlamaları :


Yeryüzü çekirdeğinde mevcut bulunan mağma'nın (sıvı eriyik)ısıdan oluşan basınç sebebiyle,yeraltındaki tüneller vasıtasıyla yerüstüne çıması sonucu oluşmaktadır.Bu tünellerin dünyadaki çıkış noktalarının hemen hepsi bilinmektedir.Tünellerin çıkış noktaları denizlerin altında (özellikle Atlas Okyanusu'ndaki sıradağlarda)mevcuttur.Dünya çekirdeğinin sürekli soğuma eğiliminde olması yüzünden birçok volkan (yanardağ) faaliyetini yitirmiş görünsede,her zaman faaliyete geçme ihtimali mevcuttur.Halen Dünyadaki ölüme sebebiyet oranı 1000'de 2 dir.
Emniyet Tedbirleri : Volkanlara yakın bölgelerde yerleşim alanları oluşturmamak.
Bireysel Tedbirler : Hiçbir surette bu alanların yakınında bulunmamak, eğer oluşmuşsa en uzak ve en yüksek fakat ağaç veya sık bitki örtüsü olmayan bölgeye hızla intikal etmek.

4-Depremler :


İnsanoğlunun halen en sık karşılaştığı ve en yıkıcı felaketlerden birinci sırada gelenidir.Son bir yıl içinde dünyada meydana gelen felaketlerde ölen 4.180.000 kişiden % 50’si depremler sonucunda hayatını kaybetmiştir.Yeryüzünün 35-40 Km. Altına kadar uzanan yerkabuğu sürekli hareket halinde olduğundan dolayı kıtalar birbirlerine yaklaşıp,yaslanmakta.Bu yaslanma esnasında oluşan basınç sebebiyle yerkabuğu kırılmakta ve açığa çıkan enerji depremlere sebep olmaktadır.Açığa çıkan enerjinin % 1’i sismik kalan kısmı ise dalga enerjisi olarak kendini göstermektedir.İşte binaların yıkılmasına bu dalga enerjisi sebep oluyor.Enerjinin yeryüzüne çıkmasına kadar geçen süre yaklaşık 100 sn. yani diğer bir deyişle,depremin başladığı noktadan yeryüzü üzerine çıkması 1.5 dk. Civarında sürmektedir.Kabuğun kırıldığı çizgi’ye Fay hattı denilmektedir.Fay hatları,sürekli olarak kırılmaya ve dolayısı ile deprem meydana gelmesine müsaittir.Günümüz teknolojisi ile,yeryüzündeki fay hatlarının tamamının yeraltı haritaları çıkartılmıştır. Maalesef Ülkemizin üzerinde bulunduğu yeryüzü parçasının altında birçok fay hattı mevcuttur ve % 95 gibi korkunç çoğunluktaki kısmı etkilenmektedir.Ortalama her 6 yılda bir ülkemizin herhangi bir yerinde depremlere sebep olmaktadır.Ülkemizde tesbit edilen en yüksek şiddetteki deprem 7.9 olarak tesbit edilmiş olmasına rağmen,bazı kaynaklarda 8.4’e kadar ulaştığı belirtilmektedir.
Emniyet Tedbirleri : Fay hattının tam üzerinde yerleşim alanları,sanayi tesisleri inşaa etmemek,yüksek kalitede,darbeye,esnemeye ve titreşime mukavemetli malzemelerden mamül,statik hesaplamaları olabilecek en yüksek deprem düşünülerek hesaplanmış binalar üretmek,inşaat yapılacak yerin sert arazi parçası üzerine oturmasına dikkat etmek,olabildiğince geniş alanlar içerisinde yerleşim birimleri oluşturmak,çok yüksek ve birbirine çok yakın binalar inşa etmemek,bina temellerinde deprem pabuçları,esneme bağlantıları,kolon çıkışlarında kesinlikle eksik malzeme kullanmamak,kolon filiz demirlerini minimum 16 mm. Kalınlığında beton’un tutunmasını sağlayacak tipteki spiral yüzeyli evsaflı çelikten yapmak,en üst katlarda dahi 12 mm.den daha ince çelik kullanmamak,zemin katlarda perde duvarlar yapmak,üst duvarlarını mümkün olduğunca delikli ve çabuk kırılmaya müsait tuğla yerine prefabrik tabir edilen hazır beton duvarlardan veya sıkıştırılmış ytong tabir edilen briket’ten yapmak,kolon kiriş bağlantılarını kaliteli çelik mamüllerle ve endüstriyel beton ile oluşturmak,kat tabanlarında yapılan çelik hasır aralıklarının sık ve birbirine sağlam akuple edilmiş ve taban beton kalınlıklarının minimum 15 cm. Kalınlığında olmasına dikkat etmek. Etkileşimli bölgelerde,deprem sonrası müdahale edebilecek,kurtarma,söndürme,sağlık,güvenlik,dağıtım,istihdam,istihkam ve defin birimleri oluşturmak,bu birimleri bütün vatandaşların katılacağı sivil teşkilat ve kuruluşlar haline getirmek ve bunları sürekli teyakkuz durumunda hazır tutmak.Bu birimlerin kullanabileceği,makina,edavat,teçhizat ve malzemeyi stoklanmış ve her an kullanıma hazır halde bulundurmak.Olası depremlere karşı önceden senaryolar oluşturmak,oluşturulan bu senaryoları ülkenin çok büyük bir bölümünde aynı anda deprem olacağı varsayılacak şekilde geniş kapsamlı yapmak.Deprem bölgesine yapılacak intikal ve sevkiyatın her türlü olumsuz şart’ta dahi nasıl sağlanabileceğinin planlarını yapmak ve sürekli bu plan ve senaryoları güncelleştirmek,gelişen teknolojinin ürettiği yenilikleri takip ederek stok etmek.Uluslararası kurtarma ve deprem ekipleri ile sürekli bilgi alışverişinde bulunmak bu ekiplerle birlikte geniş kapsamlı deprem tatbikatları yapmak.Deprem sonrası kurtarılabilecek tek bir insan’ın bile bütün bu harcamalardan çok daha değerli olduğu bilincine varmak ve bu bilinci ülke genelinde herkese yaymak.
Bireysel Tedbirler : Öncelikle gerek satın alınan gerekse inşaa ettirilen binalarımızın,statik deprem hesaplarının yapılmış olup olmadığını araştırmak,içeride kolon,kiriş ve duvarların kontrolünü yapmak veya daha emniyetli olması için bir uzmana incelettirerek bilgi ve görüşünden istifade ettikten sonra,bina veya daireyi satın almak veya inşaa ettirmek.Deprem meydana geldiği anda,panik içerisinde kaçmaya çalışmak veya pencere veya balkonlardan atlamak yerine,kapı eşikleri altına sığınmak,sağlam masa,karyola altına saklanmak,küçük veya yaşlıların aynı şekilde davranmasını sağlamaya çalışmak,deprem sarsıntısı geçene kadar beklemek,sarsıntı hasarsız atlatılmış ise,dahili elektrik,su,gaz,doğalgaz ünite ve tesisatlarını emniyete almak,giyinik değil ise giyinmek,kıymetli eşya,para,mücevher,kimlik gibi şeyleri,ilkyardım da kullanılabilecek malzemeleri alarak,sükunetle disiplin içinde binayı terketmek. Büyük şiddetteki sarsıntıdan sonra oluşan ve artçı tabir edilen küçük şiddetli sarsıntıların verebileceği hasarlara karşı etrafında yüksek binalar olmayan açık alanlara intikal etmek.Halihazırda bulunan yaşlı veya çocukların güvenliğini sağladıktan sonra,gücü ve bilgisi yetebilecek insanların deprem bölgelerinde kurtarma çalışmalarına iştirak etmesi.Eğer bina içinde iken yıkıntı olmuş veya enkaz altında kalınmış ise,öncelikle bedeninizi kontrol etmek,etrafı keşfetmeye,sizinle birlikte enkaz altında kalabilecek kişiler ile ve dışarı ile irtibat kurmaya çalışmak,hareket etme imkanı varsa,onlara yardım etmeye ve dışarıdan gelebilecek kurtarma ekiplerine yerini ve durumunu bildirmeye,su ve gıda bulunabilecek alanlara ulaşmaya ve oksijen alışverişini sağlamaya çalışmak, bu esnada mümkün olduğunca az güç ve enrji tüketmeye dikkat etmek.Eğer enkaz altında kıpırdayamayacak durumda kalınmış ise,fazla hareket etmemek,fazla enerji tüketmemek,ses ile yerinizi belli etmeye çalışmak, düzenli ve periyodik sesler çıkarmaya çalışmak ve muhakkak kurtarılacağını düşünmek.Araç içinde iken,deprem hissedildiği anda paniğe kapılmadan aracı yolun kenarına çekmek,Ani fren yaparak arkadan gelen araçları tehlikeye atmamak,Yüksek binalardan uzak durmak,açık bir alana park etmek,Yolda meydana gelebilecek yarık ve çatlaklara dikkat etmek,Acil yardım araçlarına engel olmamak için mümkün olduğunca yol dışına park etmek,Belirli bir müddet trafiğe çıkmamak.
En geçerli önlem : Mümkün olduğu takdirde,insanın insan gibi muamele gördüğü,hayvanlar’dan daha üstün görüldüğü,gerek kendisinin gerekse çocuklarının istikbalinden endişeye düşmeyeceği,vatandaşlarından herhangi birisinin parmağına iğne batsa o acıyı hisseden devlet adamlarının yönettiği,insanları birbirine saygılı ve sevgili,rüşvetin,hırsızlığın,arsızlığın itibar görmediği bir başka ülkeye göçetmek veya en azından çocuklarının bunu yapmasını sağlamaya çalışmak.Bu konuda pek çok alternatif halihazırda mevcut.

5-Yangınlar :


Sayısız sebeplerden ve hemen hemen her ortamda meydana gelmekte olup en sık rastlanan felaketlerden birisidir.Halen Yangınların doğal nedenlerden oluşma oranı 1000'de 9 oranındadır.Geri kalan oranın tamamı insanların ihmal ve tedbirsizliklerinden meydana gelmektedir.Ölüme sebebiyet verme oranı 100'de 3'tür.
Emniyet Tedbirleri : Ormanlık ve sık bitki örtüsü olan alanlarda,sigara içmemek,ateş yakmamak,camdan mamul veya parlak yüzeyli herhangi bir madde veya metali bu alanlara atmamak,(atılmış sigara paketlerinin içerisindeki aluminyum folyo kaplı kağıtların bile yangına sebebiyet verdiği tesbit edilmiştir.)yanıcı veya çabuk tutuşabilen kimyasal maddelerin ambalajlarını bırakmamak.İşyerlerinde ve konutlarda,yangın tesisat ve alarm sistemi(duman veya ısı dedektörü ile siren sistemi) yaptırmak,yeterli sayıda yangın söndürme cihazı bulundurmak,katlı binalarda yangın merdiveni ve acil çıkış kapıları bulundurmak,elektrik tesisat ve tertibatlarını dış temasın olmayacağı şekilde veya izoleli yapmak,akım gücüne uygun termik şalter ile irtibatlandırmak,yanıcı,parlayıcı,patlayıcı maddeleri bulundurmamak veya bu tür maddelerin bulunduğu alanları ayrı bölümler haline getirmek ve bu alanların serin ve hava dolaşımına müsait olmasını gözetmek.Bu bölgelerde sigara içilmesini,kaynak,taşlama yapılmasını yasaklamak. İçerisinde basınçlı madde bulunan tüp,depo gibi şeylerin etrafını izole etmek,sağlam bölmeler içerisinde veya çalışılan veya yaşanılan ortamların dışında veya uzağında bulundurmak.Çocukların erişebileceği yerlerde çakmak,kibrit gibi şeyler bulundurmamak vs.Ekilen tarla ve arazilerde hasat'tan sonra kalan sap ve kökleri(anız)yakarak yok etme yöntemini kullanmamak.(Anız Yakmak T.C. Kanunlarının 3 ayrı maddesinde cezai müeyiddelerle yasaklanmıştır.)
Bireysel Tedbirler : Ormanlık veya sık bitki örtüsü bulunan arazilerde meydana gelen yangınlarda eğer yangın henüz başlangıç aşamasında ve söndürülebilir durumda ise ve çevrede bulunanan insanlar varsa onlarıda haberdar ederek müdahale etmeye çalışmak aksi takdirde rüzgarın esme istikametine doğru hızla uzaklaşmak ve en yakın yerleşim biriminde ilgili birimlere ihbar ve ikaz etmek,eğer imkan varsa söndürme çalışmalarına iştirak etmek.İşyerleri veya konutlarda,öncelikle çevredekileri alarm,kampana veya ses vasıtasıyla ikaz etmek,elektrik şalter veya sigortalarını kapatmak,çocuk,yaşlı,hasta veya sakat kişileri ve yanıcı,parlayıcı patlayıcı maddeleri ve basınçlı kap veya tüp veya tüpgazı uzaklaştırmak,yangına türüne uygun alet veya maddelerle müdahale etmek. (Örneğin petrol,tüpgaz veya doğalgaz,plastik,kauçuk ve elektrik yangınlarında kesinlikle su ile söndürme yapılmaz.Bu tür yangınlarda,kimyevi toz veya köpük kullanılmalı,söndürme işlemine yanan bölgenin en uç ve en alt noktasından müdahale edilmelidir.)Duman zehirlenmesi ihtimaline karşı eğer maske varsa takmak yoksa ıslatılmış bir kumaş veya bez ile ağız ve burunu kapatmak,saçları örtmek,naylon veya sentetik kumaştan yapılmış giysileri çıkarmak,çıplak el ile aleve müdahale etmemek,söndürme ihtimali görünmeyen durumlarda yangın mahallinden veya alevlerden uzaklaşmak,dışarı çıkma ihtimali olmayan hallerde olabilecek en uzak noktaya gitmek.

6-Erezyon :


Ağaç ve bitki örtüsünün yok edilmesi,Yangınlar gibi belirli sebeplerden meydana gelmektedir.Ayrıca akarsuların ve nehirlerin yoğunluğu da bir etkendir.Dünyanın birçok bölgesi bu tehlikeye maruz kalmakla birlikte halen ülkemiz için en büyük tehlikelerin başında gelmektedir.Fakat,insanlarımızın bilinçsizliği ve umursamazlığı yüzünden çok geri planda kalmaktadır.Sadece bazı Belediyelerin,Kuruluşların ve TEMA vakfının olağanüstü gayretleri ve çabaları bu sorunu çözmeye yetmeyecektir çünki maalesef ülkemizdeki ağaç ve bitki örtüsü hızla yok edilmektedir.Ülkemiz üzerinden akmakta olan nehir sayısının fazla olması ise bu çöküşün hızlanmasına neden olmaktadır.Önemsenmeyen bu sorun gerçekte Ülkemiz için gelecekte çok büyük bir felaket olacaktır.
Emniyet Tedbirleri :Tahrip olan ağaç ve bitki örtüsünün en az iki misli yenileme yapmak,orman yangınlarına karşı hassas ve tedbirli olmak,akarsu kenarlarında,dik yamaçlarda ve eğimli yüzeylerde,kök yapısı sağlam,ortama uyum sağlayabilecek ağaçlandırma,setlendirme çalışmaları yapmak,doğal yaşamı muhafaza etmeye çalışmak,doğal park alanlarını çoğaltmak,konunun aciliyetini ve ehemmiyetini kavramak,bütün insanları bu çalışmalara katılmaya teşvik etmek,uluslararası bilgi ve yardım alışverişinde bulunmak,bütçeler oluşturarak bu bütçeleri doğru yerlere,doğru yöntemlerle kanalize etmek.
Bireysel Tedbirler :Konunun önemini kavramak,Çevredeki bitki örtüsünü korumak,orman yangınlarına karşı dikkatli ve tedbirli olmak,ağaçlandırma çalışmalarına gerek fiilen gerek ise madden iştirak etmek,insanları aynı şekilde hareket etmeye ikna etmek,bu çalışmaları yapan kurum ve kuruluşlara destek olmak,mümkün mertebe faal üye olmak.

7-Su ve Sel Baskınları :


3/2'si su ile kaplı olan Dünyamızın en büyük felaketlerinden birisidir.Büyük çoğunluğu insan hataları nedeni ile ağır zarar ve tahribatlarla sonuçlanmaktadır.Halen büyük hasara neden olan felaketler içerisinde depremden sonra ikinci sırada gelmekte ve toplam ölümlerin % 30'u su ve sel baskınlarından oluşmaktadır.
Emniyet Tedbirleri :Ağaçlandırma yapmak,nehir,kanal,dere yataklarını kapatarak doldurmamak,bu bölgelerin yakınına ve çukur ve alçak bölgelerde yerleşim alanları yapmamak,yüksek ve sağlam köprüler inşa etmek,bu köprülerin ayaklarını yumuşak veya kaygan zemin üzerinde yapmamak,yeraltı kanalizasyon ve atıksu kanallarını büyük ve geniş inşa etmek,bu kanalların çıkışlarını denizlere veya nehirlerin havzalarına vermek,cadde,yol ve köprüler üzerinde suların birikmesini önleyecek giderler yapmak,giderlerin üzerlerine sağlam mazgallar koymak,sel veya su baskını tehlikesine maruz yerlerde yapılmış binaları sağlamlaştırmak,gerekirse bent veya setler inşa etmek,açık kanallar inşa etmek,bu felaket esnasında yüksek yerlerden suyla beraber gelebilecek toprak,taş akma ve kaymalarını önlemek için,kayma tehdidi bulunan yerleri betonlamak veya çelik ağ ile örtmek,aynı depremde olduğu gibi tetikte ve teyakkuzda bulunmak,acil müdahale ekip ve teşkilatlarında yeterli miktarda su tahliye pompası,vidanjör,bot bulundurmak,acil müdahale için geniş kapsamlı senaryolar hazırlamak.
Bireysel Tedbirler : Unutmayalım ki Gelecek Nesiller'de bizim yaşadığımız Dünya'da yaşayacaklar.Öyleyse gelin hep birlikte onlara güzel ve sağlıklı yaşayacakları bir istikbal verelim.Çünki üzerinde yaşayabileceğimiz sadece BİR DÜNYA'YA SAHİBİZ.Sanırım sizlerde aynı fikirdesinizdir.

BAKINIZ Doğal Afetler Nedir? Doğal Afetler Hakkında

Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2018 16:03
melis26 - avatarı
melis26
Ziyaretçi
31 Ocak 2012       Mesaj #2
melis26 - avatarı
Ziyaretçi
Deprem, sel baskını, heyelan, çığ, yangın, tsunami gibi olaylar doğal afeyerdir. Zaman zaman doğal afeyerle karşılaşabiliriz. Doğal afeyer can ve mal kaybına yol açar. Bu afetlerden en az zararla kurtulmak için yeterince bilgilenmeliyiz. Yapılması gerekenleri öğrenip, gereken önlemleri almalıyız. Ancak bu şekilde doğal afeyerin zararlarından kurtulabiliriz.

Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  afetler2.jpg
Gösterim: 2643
Boyut:  54.8 KB
Deprem ve Korunma Yolları:
Yer kabuğunun derinliklerinde zaman zaman kırılmalar ve kaymalar olur. Bunun sonucunda yeryüzü sarsılır. Deprem meydana gelir. Sismograf denilen araçla depremin şiddeti ve nerede olduğu ölçülür. Depremin ne zaman olacağını önceden bilememekteyiz. Onun için depreme hazırlıklı olmalı, deprem öncesinde, deprem sırasında ve sonrasında neler yapmamız gerektiğini iyi bilmeliyiz. Depremden önce oturduğumuz binaları iyice kontrol ettirmeliyiz. Bina içindeki eşyalar sarsıntı sırasında düşmeyecek şekilde duvara sabitlemeliyiz.

Deprem sırasında sığınabileceğimiz güvenli yerleri belirlemeliyiz. İçinde yiyecek, su, ilk yardım malzemeleri, fener, düdük gibi malzemelerin olduğu bir deprem çantası hazırlamalıyız. Deprem sırasında paniğe kapılmadan, önceden belirlediğimiz yerlere sığınmalıyız. Ellerimizle başımızı korumalı, dizlerimizi karnımıza doğru çekerek küçük bir alana sığabilmeliyiz. Balkonlardan, pencerelerden ve yanan sobalardan uzak durmalıyız. Asansörleri kullanmamalı, kibrit, çakmak gibi şeyleri ateşlememeliyiz. Eğer deprem sırasında dışarıdaysak açık alanlara gitmeli, binalardan ve direklerden uzak durmalıyız. Sarsıntı sona erdiğinde güvenli bir çıkış bularak binayı panik yapmadan terk etmeliyiz. Kırılan camlardan zarar görmemek için çıplak ayakla , koşmamalıylz. Deprem çantasını yanımıza almalıyız. Yıkıntıların arasında dolaşmamalı, görevlilerin uyarılarına dikkat etmeliyiz. Eğer yardım malzemesi dağıtılıyorsa ihtiyacımız kadar almalıyız.

* Yangın ve Korunma Yolları:

Yangın, insanların ihmali ve dikkatsizliği sonucunda ortaya çıkan bir felakettir. Yangından korunmak için ateşle, kibritle, ocakların düğmeleriyle oynamamalıyız. Doğal gaz ve tüp kaçaklarını önlemeliyiz. Yanan sobandan sıçrayabilecek kıvılcımlar yangın çıkarabilir. Bu yüzden soba yanarken bir yere gitmemeliyiz. Yanıcı ve yakıcı maddeleri ocak ve soba gibi araçlardan uzak tutmalıyız. Ormanlık yerlerde kontrolsüz ateş yakmamalıyız.

* Sel Baskınlan ve Korunma Yolları:

Aşırı yağan yağmurlar, eriyen kar suları, taşan baraj ve göller sel baskınlarına neden olur. Sel baskınları insanlara, bitkilere ve hayvanlara zarar verir. Sel baskınının zararlarından korunmak için çevreyi ağaçlandırmalı, dikili ağaçları korumalıyız. Caddelere yeteri kadar menfez açmalıyız. Akarsuların önüne setler, barajlar yapmalıyız. Eğimli arazileri enine sürmeli, sekiler yapmalıyız. Evlerimizi sel baskınlarından etkilenmeyecek yerlere inşa etmeliyiz.

* Çığ, Heyelan ve Korunma Yolları:

Çığ, tepelerden, dağlardan kopup yuvarlanan, yuvarlandıkça büyüyen kar yığınlarıdır. Genellikli kış ve ilkbahar mevsimlerinde olur. Ağaç olmayan yamaçlarda daha çok görülür. Çığ düşmesi can ve mal kaybına sebep olur. Yolları kapatır, elektrik kablolarını koparır. Yamaçlardaki toprağın ve kayaların koparak dökülmesine heyelan (toprak kayması) denir. Heyelan da can ve mal kaybına sebep olur. Çığın ve heyelanın zararlarından korunmak için yamaçlar ağaçlandırılmalı, beton setler yapılmalıdır. Çığ ve heyelan tehlikesi olan eğimli yerlere ev yapılmamalıdır. 1999 yılındaki Marmara depreminin anısına her yıl 12 Kasım günü Afet Eğitim Hazırlık Günü olarak düzenlenmektedir. Bu gün içinde yapılan etkinliklerle çocuklarımıza ve halkımıza doğal afetlerden korunma ve yaralıları kurtarma teknikleri gösterilmektedir. Çoğu önlenemeyen bu büyük felaketlere karşı biraz olsun hazırlık yapılması amaçlanmaktadır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 23 Nisan 2016 02:56
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Mayıs 2014       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çığ Nedir Ve Buna Karşı Alınabilecek Önlemler Nelerdir?
Çığ nedir?
çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve/veya dış kuvvetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket sonucu (tetiklenen), yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanır.
çığ kısaca, kar tabakası veya tabakalarının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hareketidir. kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından; çığ, bazen diğer bir tabaka üzerinde kayan bir tabaka veya tabakalar ile veya tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluşur.

Türkiye'de çığ problemi
türkiye’nin özellikle kuzey-kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde, çığ olayına uygun topografik ve meteorolojik koşullara sahip dağlık alanlar mevcuttur. ortalama yüksekliği 1000 m'yi geçen ve çığ oluşumuna uygun alanların yüzölçümü bu bölgeler içinde çok yüksek bir yüzdeye sahiptir. dağlık alanların, türkiye yüzölçümünün yaklaşık 1/3'ünü oluşturduğunu düşünecek olursak, çığ olayının meydana geldiği alanların yayılımının ne kadar büyük olduğu anlaşılır. bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. çığ olayının yerleşim yerlerine etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekonomik açıdan olmaktadır. ülkemizde çığ afetinin, sosyal etkileri hakkında fikir vermesi açısından; 1958 yılından beri türkiye'de afet kayıtlarına geçmiş 448 adet çığ olayındaki can kayıplarının miktarı verilebilir. bu kaybın en çarpıcı örneği, 1991-1992 kış mevsiminde 328 kişinin hayatını kaybetmiş olmasıdır. çığın sosyal etkisi sadece can kayıpları ile sınırlı değildir. çığdan etkilenen alanlardaki maddi kayıpları karşılayamayan insanların bölgeden göç etmesi de bir sosyal sonuçtur. ekonomik açıdan bakıldığında ise, bölgede çığların verdiği hasarların kısa sürede telafi edilememesinin getirdiği zorluklar nedeni ile oluşan üretim ve iş gücü kayıpları giderek artmakta ve bazı bölgelerin turizm potansiyeli dahi dolaylı olarak etkilenmektedir.

Çığ oluşması sırasında alınabilecek tedbirler eğer çığa yakalanırsanız?
çığ genellikle çok hızlı gelişir ve hareket eder. bu nedenle, çığın oluşması fark edildikten sonra mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı olunmalıdır. çığın başlangıç anından sonra, eğer bina içinde değil dışarıda bulunuyor iseniz;

çığ başladığında, çığın büyüklüğüne, hızına, patikanın genişliğine, etrafta bulunan araçlara (araba, kayak, kar aracı veya hiçbir şey) ve var olan daha güvenli yerlere (büyük ve sabit kayalar, yamaç aşağı girintiler, vb.) bağlı olarak, o alandan çok hızlı bir şekilde ayrılmaya karar vermek gerekir.
çığın daha yavaş ve yüksekliğinin az olduğu kenar kısımlarına ulaşmaya çalışmak,
bağırarak veya başka ses kaynaklarını (korna, çan, ıslık, siren) kullanarak, diğer insanları uyarmak,
eğer çığa yakalanmamız kesin ise veya o anda kayak yapıyor iseniz, kayak sopalarını (batonlar bileğe bağlı olmamalıdır) ve kayakları çıkarıp atmak, sabit bir ağaç (yeterince güvenilir olmasa da çığın büyüklüğüne göre çare olabilir), kaya veya başka bir cisme tutunmaya çalışmak,
kırılmış ağaç ve kaya parçalarından uzak kalmaya veya korunmaya çalışmak,
yerden de destek alarak yüzme hareketi yaparak akan karın üstünde kalmaya çalışmak,
ağzı sıkıca kapatmak, eğer mümkünse kafa karın altında kaldığı anda uzun süre nefesi tutmaya çalışmak,
önerilen diğer bir yöntem de akış sırasında oturma pozisyonu almaktır. bu yöntemde bacaklar ve kollar birbirlerine yapıştırılır ve çığ durmadan kısa süre önce, bacaklar ile yeri sertçe iterek (eğer zemin altta ise veya zemin üzerindeki kar sertleşmeye başlamış ise) kalkmaya çalışmak. çünkü çığ durduktan sonra, betonumsu bir özellik kazanacak olan kar içinde, değil kalkmak parmağımızı oynatmak bile imkansızdır!!!
çığ durmadan önce mutlaka bir el yüzün önünde (ağız ve burnu kapatacak şekilde), diğer el de başın üstünde (yüzeye doğru uzatarak) tutmak ve kar altında kalınan zaman boyunca bizim için hayati önem taşıyacak olan nefes alınan boşluğu (hava kesesi) genişletmek ve bu arada başı sağa sola çevirmeye çalışmak da fayda vardır. bu hava kesesi, çok küçük olsa bile ağız ve burnun kar ile dolmaması demektir. kesenin varlığı, kazazedenin her zaman kurtulma şansının olduğunu ümit etmesini sağlar.
karda ses iletimi az olmasına rağmen, eğer yüzeye yakın olunduğu hissedilirse ya da öyle olabileceği varsayımını ihmal etmemek için bağırmak faydalı olabilir.
bazı olaylar ve araştırmalar göstermiştir ki, sırt çantası taşıyan insanların çığın topuğu civarında yüzeyde kalma şansları, taşımayanlardan daha fazladır.
eğer bir aracın içinde bulunuyorsanız;
*motoru durdurup, ışıkları söndürmeli,
*araçtaki oksijen miktarını korumak için sigara içmemeli ve kibrit yakmamalı,
*eğer telsiz varsa çağrı yapmalı ve telsizi alıcı konumunda sürekli açık tutmalı,
dışarı ses (korna) ve ışık verecek herhangi bir alet (fener gibi) faydalı olabilir,
*eğer araçta bir çubuk veya benzeri bir alet var ise, bunu kar içine yukarı doğru batırıp kurtarmaya gelecek olanların çubuğu görmelerini ümit etme şansımız da olabilir
en son olarak da çevreleyen karı kazmaktır. ancak, kazarken kişi kendini kesinlikle güvende hissetmiyorsa araç içinde kalmanız daha emniyetlidir.

çığdan sonra?
çığ olduktan sonra, en kısa zamanda ilgili kişi ve kuruluşlara haber verilmelidir. ancak, afet olduktan sonra ilgili kişilere ulaşılamıyor ise aşağıda verilen telefonlara haber verilmesi, size en kısa zamanda yardımın ulaşmasını sağlayacaktır. bu numaralar sizde yok ise, hemen şimdi kolay erişebileceğiniz bir yere not ediniz! bu numaralar;
155 polis
156 jandarma
179 alo valilik
ayrıca, ikamet ettiğiniz yerleşim yeri civarında bir orman örtüsü varsa, ormanda oluşabilecek yangınların kısa zamanda yetkili kuruluşa bildirilmesi ve acilen söndürülmesine başlanılması, orman içinde yeni çığ patikalarının oluşmasını engelleyebilir. bu nedenle olayın; 177 orman yangını nolu telefona bildirilmesi faydalı olacaktır.
Son düzenleyen Safi; 23 Nisan 2016 02:56
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
12 Mart 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Doğal afet nedir, can ve mal kaybına yol açan doğal afetlere karşı alınabilecek önlemler nelerdir?
Doğal afetler, en geniş anlamı ile insanlara zarar veren olaylardır. Başka bir ifade ile can ve mal kaybına yol açan doğal olaylardır. Afetin ilk özelliği doğal olması, ikincisi can ve mal kaybına neden olması bir diğeri çok kısa zamanda meydana gelmesi ve son olarak da başladıktan sonra insanlar tarafından engellenememesidir. Bazı afetlerin yeryüzünün nerelerinde daha çok olduğu bilinmektedir. Örneğin deprem, heyelan, çığ, sel, don ve bazı afetlerin sonuçları depremde olduğu gibi doğrudan ve hemen ortaya çıkar. Ama kuraklıkta olduğu gibi bazılarının sonuçları ise uzun bir zaman sonra ve dolaylı olarak görülür.
Ad:  koruma.png
Gösterim: 4796
Boyut:  729.5 KB

Doğal afetler
- Deprem
- Heyelan
- Yanardağ patlamaları
- Tsunami
- Sel
- Çığ
- Fırtına
- Orman yangını
- Erozyon
-Yıldırım düşmesi

Depreme karşı alınması gereken önlemler
* Depreme engel olamayız. Ancak depremin zararlarını minimuma indirmek için gerek olan önlemler kesinlikle alınmalıdır.
* Önce yerleşim bölgeleri titizlikle belirlenmelidir. İmar planında konuta boşanmış yerler dışındaki yerlere ev ve bina yapılmamalıdır.
* Büyük binalar betonarme, sağlam yapılmalıdır.
* Binaların yapımında depreme sağlam kaliteli malzeme kullanılmalıdır.
* Mevcut binaların dayanıklılığı arttırılmalıdır.
* Yapılar yapım sırasında denetlenmeli ve kaçak yapılaşmaya izin verilmemelidir.
* Evler tek ya da 2 katlı olmalıdır.
* Evlerinde banyo ve mutfaktaki dolapların kapaklarına sürgü takılmalı, odalardaki dolap, raf ve benzeri duvara monte edilip sabitlenmelidir.
* Gösterişli çerçevesi olan tablo ve aynalar yataklardan, sandalyelerden ve koltuklardan uzak bir yere asılmalı ve duvara yerleştirilmelidir.
* Yataklar cam kenarından, asılı mal ve cisimlerden uzaklaştırılmalıdır.
* Kalorifer radyatörü, kombi, avize buna benzeyen eşyaların duvar bağlantıları sağlamlaştırılmalıdır.
* Evde büyük yangın söndürme cihazı bulundurulmalı, nasıl kullanılacağı öğrenilmelidir.
* Deprem çantası hazırlanmalıdır. Çantada; Nüfus cüzdanı, nakit, kredi kartı, düdük, telsiz, cep telefonu, telefon defteri, itfaiye, ambulans, zabıta telefon numaraları, el feneri, ışılda, portatif radyo, yedek pil, ilk yardım malzemesi, ilaç, yol tarifi defteri, plastik, bardak, tabak, su, kuru gıda, konserve, konserve açacağı, mevsimine uygun elbise, diş fırçası, macun, sabun, havlu gibi eşyalar bulunmalıdır.
* Evde/işyerinde/okulda hayat üçgeni alanı oluşturulmalıdır.
* Ulusal/Uluslararası kurtarma ve zelzele ekipleri ile devamlı olarak bilgi alışverişinde bulunulmalı, bu ekiplerle beraber detaylı deprem tatbikatları yapılmalıdır.
* Zelzele sonrasında aile bireyleri için amaçlı toplanma noktası/alanı belirlenmelidir.
*Deprem sırasında evden hemen çıkmayı düşünmeyin, kendinizi bulunduğunuz yerde emniyete almaya çalışın.
*Oturma yada çalışma odanızda iseniz sağlam olduğunu düşündüğünüz bir eşyanın yanında uygun pozisyonda durun.
*Eğer deprem anında dışarıda iseniz düşen cam parçalarına, reklam panolarına dikkat edin ve başınızı korumaya çalışın.
*Deprem anında yakınınızdaki binalardan, üzerinize düşerek size zarar verebilecek yapılardan uzaklaşın.
*Deprem anında tünel ve köprü giriş çıkışlarından uzak durmaya çalışın.
*Dışarı çıkarken elektrik tellerine, yıkılabilecek yapılara dikkat edin.
*Deprem olduğu sırada okuldaysanız öncelikle sakin olmalısınız.
*Başınızı çantayla koruyarak sıranın yanındaki koridora uygun pozisyonda uzanabilirsiniz.
*Deprem sona erince öğretmenlerinizin uyarı ve isteklerini yerine getirmeli ve düzenli bir şekilde okul bahçesine çıkmalısınız.
*Okul bahçesinden hemen ayrılmamalı, öğretmeninizin isteklerine göre hareket etmelisiniz.

Sel ve su baskınlarına karşı alınması gereken önlemler
* Sel baskınları ve taşkınlardan korunmak için öncelikle doğal bitki örtüsünün, bilhassa da ormanların korunması gerekir. Çünkü ağaçlar yağmurun hızını keser ve yağmur sularının toprağa sızmasını sağlar. Bu şekilde sular toprağın yüzünde birikmez ve sel oluşumuna yol açmaz. Ek Olarak ağaç gövdeleri suyun yamaçtan aşağıya süratle akmasını önler.
* Suyun hızını kesmek amaçlı yamaçların teraslandırılması, akarsu yataklarına setler yapılması ve göletler kurulması sel baskınlarının yol açacağı zararları büyük ölçüde azaltır.
* Yerleşim yerleri sel bölgelerinin dışına çıkartılmalıdır.
* Akarsu yatakları temizlenmeli ve genişletilmelidir.
* Akarsular, barajlarla ve bentlerle kontrol altına alınmalıdır.

Toprak kaymasıa (heyelan) karşı alınması gereken önlemler

* Yüksek ve çıplak yerler bitki örtüsü ile kaplanmalıdır.
* Yolların heyelan bölgelerinden uzağa yapılmasına çalışılmalıdır.
* Yüksek yerlerin etek kısımları çok kazılıp oyulmamalıdır. Gerekirse yardım duvarı yapılmalıdır.
* Akarsu yatakları sağlam duvarla kontrol altına alınmalıdır.
* Yol yapımında yarmalar çok yüksek ve derin açılmamalıdır.
* Yerleşme yerleri toprak kayma alanlarının dışına çıkarılmamalıdır.

Erozyona karşı alınması gereken önlemler
* Tahrip olan ağaç ve bitki örtüsünü en az 2 misli olacak şekilde yenilenmelidir.
* Orman yangınlarına karşı duyarlı olunmalıdır.
* Akarsu kenarlarında, yüksek yamaçlarda ve eğimli yüzeylerde, kök yapısı sağlam, ortama ahenk sağlayabilecek ağaçlandırma ve setlendirme çalışmaları yapılmalıdır.
* Doğal park alanları çoğaltılmalıdır.

Çığ afetine karşı alınması gereken önlemler
* Eğimin çok olduğu yerler olması gerektiği kadar ağaçlandırılmalıdır.
* Çığ olma ihtimali şiddetli olan yerlerde perdeleme yapılmalıdır.
* Kış sporları çığ alanlarından uzak yerlerde yapılmalıdır.
* Çığ bölgelerinden geçerken gürültü çıkarılmamalıdır.
* Kara ve demir yolu ulaşımı çığ alanlarının uzağında yapılmalıdır.
* Yerleşim yerleri çığ alanından uzaklara konmalıdır.

Yangınlara karşı alınması gereken önlemler
Orman yangını, doğal ya da insani sebeplerden ortaya çıkabilir. Bu yüzden yıldırım düşmesi, yanardağ patlaması ve yüksek sıcaklık gibi doğal sebeplerle çıkan yangınlardan korunmak için diğer afetlerden korunma yollarına bakılması gerekirken insani sebeple çıkan orman yangınlarına ve diğer yangınlara karşı ise aşağıda yer alan önlemler alınmalıdır:
* Ormanlık ve bitki örtüsü olan alanlarda sigara içilmemeli, ateş yakılmamalı, camdan mamul ya da parlak yüzeyli herhangi bir madde veya metal bu alanlara atılmamalı, yanıcı ya da hızlı tutuşabilen kimyasal maddeler ve ambalajlar bırakılmamalıdır.
* İşyerlerinde ve konutlarda, büyük yangın tesisat ve alarm sistemi ( duman veya sıcaklık dedektörü ile siren sistemi ) yaptırılmalı, yeteri kadar sayıda yangın söndürme tüpü bulundurulmalı, çok yüksek katlı binalarda yangın merdiveni ve aciliyetli çıkma kapıları yapılmalıdır.
* Çocukların erişebileceği yerlerde çakmak, kibrit buna benzeyen yanıcı ve yakıcı şeyler bulundurulmamalıdır. Çocukların bu tür malzeme ile oynamasına müsaade edilmemelidir.
* Ekilen tarla ve arazilerde hasattan hemen sonra olan sap ve kökleri ( anız )yakılmamalıdır.

Yıldırım düşmelerine karşı alınması gereken önlemler

* Çok yüksek ve dış yüzeyinde metal oranı çok olan bina ve yapılarda paratoner tertibatı kurulmalıdır.
* Etkileyici görevi gören anten ve benzeri aletlerin uç noktaları iletken olmayan maddelerle izole edilmelidir.
* Yağışlı havalarda fazla metal yer alan alanlardan ve ağaçlık alanlardan uzak durulmalıdır.
* Yıldırım düşen alanlarda telsiz, telefon vs. kullanılmamalıdır.

Fırtınalara karşı alınması gereken önlemler

* Genel aciliyetli sinyal sistemi oluşturulmalıdır.
* Bloklar durumunda ve sağlam monte edilmiş parçalardan meydana gelen çatılar yapılmalı, konut ve diğer alanlarda kalın cam kullanılmalıdır.
* Sığınak hazırlanmalıdır.

Yanardağ patlamasına karşı alınması gereken önlemler
*Yanardağlara yakın bölgelerde yerleşim alanları oluşturulmamalıdır.
*Aktif yanardağların uzağında durulmalıdır.
* Eğer yanardağ patlaması gerçekleşmişse en uzak ve en yüksek fakat ağaç veya sık bitki örtüsü olmayan bölgeye hızla intikal edilmelidir.

Tsunamiye karşı alınması gereken önlemler
*Tsunami yaşanabilme ihtimali fark edildiğinde anında yüksek kısımlara çıkmak ve denizden uzaklaşmak gereklidir.
*Yaşanan depremin ardından radyolar takip edilmelidir. Çünkü Tsunami tehlikesi olup olmadığı radyolardan ilan edilir.
*Tsunami yaşanırken kıyıya gelemeyecek kadar uzaklıkta olanlar derinliği 50 metreyi aşan kısımlara gitmelidir.
*Tsunami yaşanır ve ilk dalga karaya vurunca tehlikenin bittiği düşünülmemelidir. Çünkü tsunami iki dalga şeklinde gelebilir ve ikinci ilkinden daha şiddetli olabilir.
*Tsunaminin karadaki hızı, insanın koşma hızından kat kat fazladır. Bu nedenle tsunami tehlikesi hissedildiğinde asla deniz kıyısına gidilmemelidir. Çünkü gelen dev bir dalgada kurtulmak imkansız olacaktır.
*Deniz kenarında bulunan yalıyar şeklinde olan yüksek yamaçlara tehlike geçene kadar sığınılabilir.

Afetin özellikleri ve sonuçları nelerdir?

  • Çeşitli güç ve genişlikte olurlar,
  • Alt yapıyı bozarlar,
  • Şok tesiri yaparlar,
  • Ölüm, sakatlık ve öksüz kalma gibi sonuçlar doğururlar,
  • Bulaşıcı ve salgın hastalıkların çıkmasına neden olurlar (tifo, tifüs, sarılık vb. ),
  • Yörenin ekonomik yapısını bozarlar,
  • Devletin planladığı yatırımları geciktirirler.



Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2018 16:01
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
12 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Doğal Afetlerden Korunma Yöntemleri
1-Deprem
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına ''deprem'' denir.

Depremden Korunma Yöntemleri
Depremin yıkıcı etkisi birtakım önlemlerle azaltılabilir. Bunun için,
  • Yerlerim yerleri deprem kuşakları dışından seçmek
  • Yerleşim birimlerini sağlam araziler üzerinde kurmak
  • İnşaatlarda depreme dayanıklı malzemeler kullanmak
  • Çok katlı yapılardan kaçınmak gerekir.
2-Erozyon
Erozyon, su ve rüzgar gibi doğal etkenlerle toprağın bulunduğu yerden koparılıp başka yerlere taşınmasıdır.
Erozyonu önlemek ve toprağı korumak için alınabilecek başlıca önlemler şunlardır:
  • Doğal bitki örtüsü korunmalı ve çıplak yerler ağaçlandırılmalıdır.
  • Yamaçlar basamaklandırılmalı ve ağaçlandırılmalıdır.
  • Yamaçlardaki tarlalar, bayır aşağıya değil. enlemesine sürülmelidir.
  • Mera alanları korunmalı, aşırı otlatma yoluyla meraların bozulması önlenmelidir

3-Sel
Sağanak yağışlar ya da ani kar ve buz erimelerinin oluşturduğu sular, yamaçlardan aşağı hızla iner ve birleşerek çoğalır. Böylece sel baskını meydana gelir.
Sel baskınları ve taşkınlardan korunmak için;
  • Doğal bitki örtüsünün, özellikle de ormanların korunması gerekir. Çünkü ağaçlar, yağmurun hızını keser ve yağmur sularının toprağa sızmasını sağlar. Böylece sular toprağın yüzünde birikmez ve sel oluşumuna yol açmaz. Ayrıca ağaç, gövdeleri, suyun yamaçtan aşağıya hızla akmasını önler.
  • Suyun hızını kesmek için yamaçların teraslandırılması, akarsu yataklarına setler yapılması ve göletler oluşturulması sel baskınlarının yol açacağı zararları büyük ölçüde azaltır.
  • Sel baskınlarından ve taşkınlardan korunmanın bir yolu da akarsu kenarlarına yerleşmenin önlenmesidir.
4-Toprak Kayması
Toprak kayması, toprak örtüsünün. bulunduğu yerden koparak bir yamaç boyunca kayması ve aşağıda bir yerde birikmesidir.Toprak kaymasına heyelan da denir.
Heyelanın Etkileri;
  • İnsan ve hayvan ölümleri
  • Tarımsal hasar ve toprak kaybı
  • Bina hasarları
  • Ulaşım ve taşımacılığın aksaması
Heyelandan Korunmak
  • Öncelikle heyelan tehlikesi olan yerlerde setler yapılmalı, yamaçlar ağaçlandırılmalıdır.
  • Ayrıca yol, kanal, tünel ve baraj yapımlarında yamacın bozulmamasına özen gösterilmelidir
5)Çığ
Yamaçlarda biriken karların, çeşitli nedenlerle yerinden koparak aşağıya doğru kayması veya yuvarlanması sonucu çığ oluşur, çığ esnasında aşağıya doğru hızla hareket eden kar kütlesi, yolu üzerindeki her şeyi ezer veya sürükleyip gotürür.
Çığdan Korunmak İçin;
her şeyden önce yamaçların ağaçlandırılması gerekir. Yamaçlarda duvar yada setler yapılması da çığ oluşumunu engeller

6)Yangın
Yangın, kısa sürede büyük zarar veren, can ve mal kaybına yol açan bir afettir. Ufacık bir kıvılcımla başlayan bir yangın, kısa sürede evleri, iş yerlerini, tarlalardaki ekinleri ya da bir ormanı yok edebilir.
Orman yangınlarının önlenebilmesi için yapılması gereken başlıca çalışmalar şunlardır:
1. Vatandaşlar bilinçlendirilerek orman yangınlarına yol açan yanlış davranışlara ve ihmallere son verilmelidir. Örneğin; ormanda, piknik alanı olmayan yerlerde ateş yakılması, yanlış bir davranıştır. Ayrıca piknik ateşinin söndürülmeden bırakılması ya da bir sigaranın söndürülmeden atılması gibi davranışlar, yangınlara yol açabilmektedir.
2. Orman yangınlarını anında öğrenmek çok önemlidir. Bunun için orman alanlarında yeterli sayıda yangın kulesi ve gözetleme yeri yapılmalıdır. Yangınları kısa sürede söndürebilecek itfaiye ekipleri yetiştirilip hazır bulundurulmalıdır. Ayrıca gözcülerin yangınları zamanında haber vermesi için telsiz ve telefonla haberleşme olanağı sağlanmalıdır. Böylece yangınları, fazla yayılmadan söndürme olanağı elde edilmiş olur.
3. Bunların yanı sıra il ve ilçelerde bulunan sivil savunma örgütleri de yangınların söndürülmesi ve kurtarma çalışmalarına katkılarda bulunmaktadır. Sivil savunma örgütleri düzenledikleri tatbikatlar ve diğer eğitici faaliyetleri vatandaşları yangınların önlenmesi, söndürülmesi ve kurtarma çalışmaları konularında bilgilendirmektedir.
4. Yangınlar hem doğaya hem de insanlara büyük zararlar verebilmektedir. Ülkemizde, yangınların yol açtığı zararların giderilmesi görevini, büyük ölçüde devletimiz üstlenmiştir. Bu nedenle ilgili devlet kuruluşlarımız, yangında zarar gören vatandaşlarımızın yardımına koşmakta ve ihtiyaçlarının karşılanmasına çalışmaktadır. Ayrıca, yanan orman alanlarının ağaçlandırılması çalışmaları da yine devletimizin öncülüğünde yapılmaktadır.



SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Mart 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
DOĞAL AFETLER VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Ülkemiz deprem, sel ve erozyon gibi doğa olaylarının sıkça meydana geldiği bir coğrafyada bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda yaşanan depremlerin insan ve yerleşim yerleri üzerindeki yıkıcı etkileri kamuoyunun dikkatini doğal afetlere çekmiştir. Gerçekte kamuoyunun bu ilgisinden önce ülkemizde bu konuya ilişkin akademik çalışmaların uzun süredir yapıldığı ve bilimsel yazıda "afet yönetimi" olarak tanımlanan alanın son yıllarda giderek artan bir ilgi odağı haline geldiği görülmektedir.

Doğal afet, Kentbilim Terimleri Sözlüğünde, "yerel toplulukların genel yaşamını etkileyen, aksatan, bozan deprem (yer sarsıntısı), yangın, su baskını, erozyon (toprak kayması), çığ ve kaya düşmesi gibi doğa olayları" olarak tanımlanmaktadır. Tanıma göre bir doğa olayının doğal afet sayılabilmesi için yerel toplulukların yaşamını etkilemesi, aksatması ve bozması gerekmektedir. Bu olumsuz etkiler bütünüyle önlenemese de sınırlanabilmektedir.

Doğa olaylarının olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, yıkım olayı öncesi bir takım önlemlerin alınması ile olasıdır. Bu önlemlerin başında kentleşmenin gelişimine ve yerleşim düzenine doğal afet riskini göz önünde bulunduracak biçimde bir yön vermek gelmektedir. Başka bir deyişle, kentleşme politikası, doğal afetin olumsuz etkilerini en aza indirecek bir kararlar ve izlenceler bütünü olarak görülebilir. Bu yazının konusunu, kentleşme politikasının doğal afetlerin olumsuz etkisini azaltan bu işlevinin, günümüze kadar meydana gelen doğal afetlerde yaşanan sorunlara bakarak ne ölçüde çözüm olacağının tartışılması oluşturmaktadır. Bunun için önce doğal afetlerle ilgili yönetim yapısı ve yönetsel sorunlar incelenmekte, daha sonra ise kentleşme ile doğal afetler arasındaki ilişki ortaya konarak, kentleşme politikasının doğal afetlerin olumsuz etkilerinin azaltılmasındaki rolü tartışılmaktadır.

Doğal Afetlerin Olumsuz Etkilerinin Azaltılması: Doğal afetler doğa olayları sonucu meydana gelmektedir. Doğa olaylarının olması, örneğin depremin meydana gelmesi, önlenemez. Ancak bu olaylar sonucu olan olumsuz etkilerin olabildiğince azaltılması sağlanabilir. Alınacak önlemleri yıkım olayı öncesi yıkım olayı sonrası alınacak önlemler olmak üzere ayırabiliriz.

Yıkım olayı sonrası o yerin Mülki İdare Amiri tarafından;
a) Haberleşme, ulaşım ve trafik güvenliğinin sağlanması,
b) Can kaybının en aza indirilmesi (kurtarma),
c) Emniyet ve asayişi sağlama,
d) Ölü ve yaralıların yıkıntı altından çıkarılması,
e) Tıbbî ilk yardım, hasta ve yaralıların hastaneye nakli,
f) Ölenlerin gömülme işlemlerinin yürütülmesi,
g) Yangınların söndürülmesi,
h) Acil ve geçici barınmanın sağlanması,
i) Hastalıkları önleyecek sağlık koşullarının sağlanması,
j) Evsiz, barksız kalan insanların yiyecek, giyecek, ısınma ve barınma ihtiyacının karşılanması,
k) Elektrik, su ve kanalizasyon düzenlerinin işler duruma getirilmesi, karantina önlemlerinin alınması,
l) Yıkıntı kaldırma ve temizlemenin yapılması,
m) Zararların saptanmasını kapsayan önlemleri alırlar.

Yıkım olayı öncesi alınması gereken önlemler ise, yıkım ile oluşacak olası zararları olabildiğince azaltmayı amaçlar. Bu amaçlar, politika oluşturmanın yanı sıra, bilimsel ve teknik çalışmaların yapılmasını içerir. Bu kapsamda, planlama, dayanıklı yapı yapma, önceden haber alma-uyarma, ilk yardım ve kurtarma hizmetleriyle ilgili planlama ve örgütlenme çalışmaları doğal afetin yaratacağı olumsuz etkileri en aza indirebilecek çalışmalar olarak sayılabilir.

Yıkım olayı öncesi alınması gereken önlemler, örgütlenme ve yönetim ile kentleşme politikası olmak üzere iki başlık altında ele alınabilir.

1- Örgütlenme ve Yönetim:

a) Doğal afete uğrayabilecek bölgeleri saptamak, buralarda yapılacak yapıların teknik koşullarını belirlemek, bunların uygulanmasını sağlamak.
b) Afete uğrayabilecek bölgelerde, afetlerden en az can ve mal kaybıyla kurtulmayı sağlayacak önlemleri ve esasları belirleyip uygulanmasını sağlamak.
c) Olası afet yerlerini saptamak ve bu afetlerin önlenmesi için gereken önlemleri almak.
d) Afet olduğunda, ivedi yardım uygulamasını ve eşgüdümünü sağlamak.
e) Afete uğramış bölgelerde, en kısa zamanda, yerleşme ve barınmayı sağlayıcı kısa ve uzun süreli önlemleri alıp uygulamak ve uygulatmak; ayrıca, bu bölgelere götürülmesi uygun görülen hizmetler için gerekenleri yapmak ve bu konuda kamu kuruluşlarının eşgüdüm ve işbirliği sağlamak.
f) Afete uğramış ve uğrayabilecek bütün yerlerin imar ve yerleşme işlerinin hazırlık, uygulama, yönetim ve denetim işlerini yapmak ve yaptırmak.

2- Kentleşme Politikası:

Kentleşmenin yönünün belirlenmesi nüfusun deprem riski daha az olan yerlere yönlendirilmesi, bölge ve kent planlarının doğal afet riskine göre hazırlanmasının sağlanması ve yapı denetimi gibi bir çok yolla doğal afetin olumsuz etkilerinin önceden azaltılmasını sağlayabilir. Bu bağlamda, kentleşme politikası çerçevesinde alınan önlemler şöyle sıralanabilir:

Kent planları, yerleşim yerinin üzerinde olduğu toprağın jeolojik özellikleri göz önünde bulundurularak hazırlanmaktadır. Kent ve kasabanın gelişme doğrultusu ve alçak ve yüksek yapı düzenleri toprağın bu özellikleri çerçevesinde belirlenmektedir. Böylece, özellikle yer sarsıntısının olduğu yerlerde olası olaylardan en az zarar görecek bir yerleşme yapısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Ancak, bunun günümüze kadar ülkemizde tam olarak uygulandığını ileri sürmek güçtür. Bunun nedeni, planı yalnızca kent ölçeğinde ele alan "imar planlaması" yaklaşımının benimsenmesi, buna karşın doğrudan mekânsal dokuyu etkileyen yoğunluğu artırıcı potansiyelleri göz önünde bulunduran "mekânsal planlama" yaklaşımının yeğlenmemesi olarak görülmektedir. Bu yaklaşımın sonucu olarak, İstanbul, İzmit, Adapazarı, Gölcük ve Yalova gibi çekicilikleri öne çıkan kentlerin, ekonomik yoğunlaşma ve bunun özendirici etkisiyle oluşan nüfus baskısının yaşandığı mekânlar olmasının önüne geçilememiştir.

Bu yerleşimlerin ekonomik ve sosyal potansiyeli, deprem riskinin önüne geçmiş, planlamada ise bu durum göz ardı edilerek, bölgenin başta jeolojik, ekonomik ve sosyal özelliklerini göz önünde tutan bütüncül bir planlama yaklaşımı yaşama geçirilememiştir.

Afet riski olan yerlerde yapı ve konut yapımının sınırlanması, yıkım olayı olmadan alınan önemli bir önlemdir. Dayanıklı yapılar yapılmasının sağlanması, doğal yıkım olaylarının önceden kestirilmesine yarayan en son teknik gelişmelerin izlenmesi ve olası afetlerde alınacak önlemler için bir izlence hazırlanması gibi önlemler ile doğal afetlerin olumsuz etkileri en aza indirilmeye çalışılmaktadır.

Sonuç olarak: Jeolojik yapısı gereği ülkemizin özellikle deprem nedeniyle doğal afet riski yüksek olmasına karşın, olası olumsuzlukları azaltıcı önlemlerin yeterince alınmadığı görülmektedir.

İlk olarak, doğal afetlerle ilgili yönetsel karmaşaya son verilerek, yetkinin merkezde tek elde toplanması ve merkez ile taşrada görev paylaşımının açıklığa kavuşturulması gerekli görülmektedir.

İkinci olarak, kent ve bölge planları doğal afet riskine göre hazırlanabilir. Bunun için bazı teknik bilgilere ve çalışmalara sahip olunması gerektiği kuşkusuzdur. Ülkemizde henüz, jeolojik çalışmalar yapılarak mikro-bölgeleme belgelerinin elde edilmesi, kentsel kusurlar araştırmaları ve kentsel risklerin belirlenmesi çalışmaları akademik çevrelerde bile fazlaca bilinmemektedir.

Üçüncü ve son bir önemli nokta da, doğal afetlerle ilgili bilimsel ve teknik gelişmelerin sürekli izlenmesidir.


SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Nisan 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Doğal Afet

47975d1461368411 dogal afetler nedir dogal afetler hakkinda afetler6

MsXLabs.org

Doğal afetler ve felaketler her an meydana gelebilen, sebep doğal da olsa, insan kökenli kaza da olsa kazayı geçiren, yakınlarını veya evlerini kaybeden aile için sonuçlar ağırdır. Sık meydana gelen doğal afetler arasında; depremler, sel, kasırga, volkanik patlamalar, insan kökenli felaketler arasında; nükleer kazalar, kimyasal kazalar, trafik kazaları ve yangınlar sayılabilir.

Doğal Afet ve Felaketlerde Çalışma Alanı
Kurtarma ekiplerinin çalışma alanına vardıklarında ne ile karşılaşacaklarını bilmeleri önemlidir. Çalışma alanı 3 kısma ayrılmıştır.

1. İç Kısım: Afet Merkezi
Burası afetin meydana geldiği yerdir. Bu alanda ölü ve yaralılarla karşılaşabiliriz. Ama burada hayatta kalanları da görebilirsiniz. Hayatta kalanlar yaşanan afetin ruh haline etkisi ile; tepkisiz, hareketsiz, veya amaçsız geziyor olabilirler.

DEVAMI
Doğal Afetler Nedir? Doğal Afetler Hakkında
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2018 16:01
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

14 Mart 2016 / nido dido nida Cevaplanmış
14 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
13 Haziran 2010 / Misafir Soru-Cevap
14 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
1 Ağustos 2016 / resimakademi Genel Mesajlar