Arama

Evrendeki yasalara Kur'an-ı Kerim'den örnek verir misiniz?

Güncelleme: 28 Kasım 2012 Gösterim: 4.221 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Kasım 2012       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
evrendeki yasalara kurandan örnekler
Sponsorlu Bağlantılar
sade - avatarı
sade
VIP hazan
28 Kasım 2012       Mesaj #2
sade - avatarı
VIP hazan
ALLAH HER ŞEYİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR
İçinde yaşadığımız şu dünya ve evren, olağanüstü bir düzen ve intizam içindedir. Evrede olan bütün olaylar, akıllara durgunluk verecek bir düzen içinde olup bitmektedir. Çünkü Yüce Allah, bu evrendeki canlı cansız bütün her şeyi bir ölçü ve düzen üzere yaratmıştır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır. “Biz her şeyi, bir ölçüye göre yarattık.” Evrenin ve onda olan olayların bağlı olduğu bir takım ölçüler ve kanunlar vardır. Var olan bütün her şey bu esaslara göre meydana gelmektedir. Maddenin en küçük parçası olan atomdan, içinde sayısız yıldızları barındıran galaksilere, dünyanın ayrılmaz bir parçası olan aydan içinde bulunduğumuz Güneş sistemine kadar her şey, her detay olağanüstü bir uyum içerisinde çalışır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “O ki, birbiri ile ahenkli yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü, tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) aciz ve bitkin halde sana dönecektir.” Evrende olmuş, olacak her şey, Yüce Allah tarafından bilinmektedir. Yüce Allah evrende meydana gelecek bütün bu olayları önceden takdir etmiştir. Yüce Allah’ın takdir ettiği olaylar, yeri ve zamanı geldiğinde belirli ölçülerde gerçekleşmektedir. Yüce Allah’ın bu plan ve programına kader denmektedir. Yüce Allah’ın takdir ettiği olayların yeri ve zamanı geldiğinde gerçekleşmesine de kaza denmektedir. EVRENİN YASALARI Evrendeki her şeyi belirli bir ölçüde yaratan Allah, evrendeki düzenin korunması ve sürekli olması için bir takım yasalar koymuştur. Evrendeki tüm olaylar bu yasalara göre hareket eder. Gece ve gündüzün oluşumu, mevsimlerin meydana gelmesi, canlıların doğması büyümesi ve hayata veda etmeleri, ateşin yakması, suyun söndürmesi, suyun belirli bir derecede kaynaması, gaz veya buz haline gelmesi hep bu yasalara göredir. İşte evrendeki olaylar ve canlıların bağlı olduğu yasalar; biyolojik fiziki ve sosyal yasalardır. Bu yasaları, Yüce Allah koymuştur. O, evrendeki her varlığı planlı bir şekilde yaratmıştır. Bütün canlı cansız varlıklar bu yasalara uymak zorundadırlar. İşte insanlar da akıllarını kullanarak bu yasalara uyarlar. Kur’anı Kerim’de bu yasalara “sünnetullah” adı verilmektedir. Kur’anı Kerim’de şöyle bulunmaktadır: “Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın, Allah’ın kanununda bir sapma bulamazsın.” Ancak, bu yasalar bütünüyle Yüce Allah’ın emri altındadır. Allah dilerse, bunları değiştirir ve yerine yenilerini koyabilir. Nitekim, göndermiş olduğu peygamberlerin kendisinin elçileri olduğunu insanlara göstermek için evrenin bu yasalarının bir an için değiştirerek mucizeler yaratmıştır. Evrenin yasalarını üç başlık altında toplayabiliriz:
Sponsorlu Bağlantılar
1- Fiziksel yasalar 2- Biyolojik yasalar 3- Toplumsal yasalar
Fiziksel Yasalar Yüce Allah, atomlara, göklere, gezegenlere, yıldızlara ve yeryüzünün durum ve hareketlerine birtakım kurallar koymuştur. Güneş, her zaman aynı yerden doğar ve batar. Dünya, kendi etrafında ve güneşin etrafında dönmektedir. Bunun sonucunda gece, gündüz ve mevsimler meydana gelmektedir. Ay, dünyanın etrafında dönmektedir. Dünya ve ayın hareketlerinde, sapma meydana gelmez. Gündüzü gece takip eder. Yüce Allah Kur’anı Kerim’de şöyle buyurmaktadır. “Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüze geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.” Tüm uzaydaki yıldızlar, gezegenler ve diğer cisimler, kontrolsüz bir harekette bulunmazlar, birbirlerinin yörüngelerini kesmezler ve birbirleriyle çarpışmazlar. Allah şöyle buyurmuştur: “İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun”, “Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, aziz ve alim olan Allah’ın takdiridir.” Gök cisimlerinin yörüngelerinden en ufak bir sapması evrenin sistemini alt üst edebilir. Örneğin dünya güneş etrafında dönerken her 18 milde doğru çizgiden ancak 2.8 mm ayrılır. Dünya bu yörüngesinden kıl payı şaşmaz. Dünyanın takip etmiş olduğu yörüngesinden milimetrik bir sapması felaketlere yol açar. Şayet dünya 2,8 mm birkaç minimetre daha fazla bir sapma yapmış olsa, güneşe birkaç milimetre daha yakın olacak ve dünyadaki tüm canlılar sıcaktan kavrulacaktır. Eğer 2,8 mm’lik sapmadan birkaç minimetre daha az bir sapma olsa bu kez dünya güneşten uzaklaşacağı için soğuktan donma tehlikesi ile karşı karşıya kalırdı. Ancak dünya da diğer gök cisimleri gibi kendisi için belirlenen yasalara uygun bir şekilde hareketini sürdürmektedir. Allah’ın koymuş olduğu yasanın dışında da çıkmamaktadır.
Biyolojik Yasalar Evrendeki bütün canlı varlıklar doğar, büyür, gelişir ve belirli bir süre sonra canlılığını yitirerek ölür. Yüce Allah, bütün canlıların ne zaman doğacaklarını ve ne zaman öleceklerini önceden tayin etmiştir. Canlı varlıkların doğmaları, gelişmeleri için bir takım yasalar da vardır. insanın yaşaması için oksijene, suya, gıdaya, dinlenmeye ve uyumaya ihtiyacı vardır. Bunlardan birisi eksik olursa insan yaşayamaz ya da sağlıklı bir hayat sürdüremez. Bu durum diğer hayvanlar için de geçerlidir. İnsan vücudunda her an işleyen, akıl almaz karmaşıklıkta ve büyüklükte bir koordinasyon ağı vardır. Bundan amaç canlılığın devam ettirilmesidir. Şu an bu kitabı okurken gözümüzü kullanmamız, sayfaları elimizle çevirmeniz, otururken arkamıza yaslanmanız, okuduğumuz şeyleri anlamamız, kalbimizin atması, kanın damarlarda dolaşması, nefes almamız, kokuları algılamamız, çevremizdeki sesleri duymamız ve milyarlarca hücrenin canlılığını sürdürmesi ilahi yasaya bağlıdır. Yine bitkilerin toprağa ve suya ihtiyaçları vardır. meyvelerin ve sebzelerin olgunlaşması için de güneşe ve uygun ortama yani mevsime ihtiyaç vardır. Gerekli ortam olmazsa bitkilerden verim alınamaz. Ayrıca Yüce Allah, canlıları yoktan var etmiş ve bunların tekrar yaratılmalarını ve çoğalmalarını tohum hücrelerine bağlamıştır. Buğdaydan ancak buğday yetişmektedir. Arpadan buğday yetişmez. Koyundan kurt doğmaz. İşte her canlı cinsin tohum hücrelerine bu yasayı koyan ve bundan canlıyı yaratan Yüce Allah’tır.
Toplumsal Yasalar İnsan yaratılışı itibarıyla yalnız yaşayamaz. Yaşamını sürdürebilmesi için diğer insanlara yani topluma ihtiyacı vardır. Toplum içerisinde yaşamak insanın doğasında bulunan bir özelliktir. Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmuştur. “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmak için sizleri kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah katında en hayırlı olanınız, ondan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” Toplumun huzurunun sağlanması ve insanların mutlu yaşayabilmeleri için Yüce Allah bazı yasalar da koymuştur. İnsanlardan canlarını, akıllarını, mallarını, dinlerini ve namuslarını korumalarını istemiştir. İnsanlara, toplumunun diğer bireylerinin haklarına saygı göstermelerini de emretmiştir. Allah yanında en büyük günahlardan birisi de kul hakkıdır. Müminler başkalarının haklarına saygı gösterirler. Toplumda daima yapıcı olurlar. Yüce Allah, kendisine karşı gelen, toplumda bozgunculuk yapan ve insanların dünya ve ahiret mutluluğunu engelleyenleri de cezalandırır. Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyorlar ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar önceliklerin kanunundan (onlara uygulanandan) başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın kanununda asla bir değişme bulamazsın. Allah’ın kanununda kesinlikle bir saptama da bulamazsın.” İNSANIN KADERİ Yüce Allah bütün her şeyin gelecekte ne şekilde olacağını bilmektedir. Bir insanın nerede doğacağı, kaç yıl yaşayacağı ve ne zaman öleceği önceden Yüce Allah tarafından belirlenmiştir. O insan kendisi için belirlenen zamanda doğar, büyür. Belirlenen süre kadar bu dünyada yaşar. Zamanı gelince de bu dünyaya veda eer. Bu aşamada insanın kaderini müdahale etmesi mümkün değildir. çünkü, bu insanın gücü dışındadır. Önceden tayin edilmiştir. Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “…. Her şeyi yaratıp, ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir. Yüce Allah diğer varlıklardan farklı olarak insanı akıllı bir varlık olarak yaratmıştır. İnsana karar verme özgürlüğünü vermiştir. İnsan kendisine verilen bu özgürlük çerçevesinde ve sorumlu olduğu alanda kendi kaderini çizmektedir. Yüce Allah, peygamberleri vasıtasıyla göndermiş olduğu ilahi mesajlarda iyiyi ve kötüyü açık bir şekilde göstermiştir. İnsana da iyiye ve kötüye yönelme özgürlüğünü vermiştir. İşte buna insan iradesi denmektedir. Buna cüz’i irade de denir. insanın iradesi, sonsuz ve sınırsız olan Yüce Allah’ın iradesine göre çok sınırlıdır. Sonsuz ve sınırsız olan, olmuş ve olacak her şeyi istediği gibi yaratan Yüce Allah’ın bu iradesine külli irade denmektedir. İnsan kendi irade çerçevesinde özgürdür. İnsan bu iradeyle istediğini ya iyi ya da kötü, zararı şeylere yöneltir. “Bu da bir millet kendilerinde bulunanı (güzel ahlak ve meziyetleri) değiştirinceye kadar Allah’ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden dolayıdır. Gerçekten Allah işitendir, bilendir.” Bir millet kendilerinde bulunan (güzel meziyeti)i değiştirmedikçe Allah onlara verdiği nimeti değiştirmez. Allah bilendir, işitendir.” Yüce Allah insanlardan iradelerini iyi, doğru ve güzel ola şeylerde kullanmasını istemektedir. İnsan yapmış olduğu her kötülükten sorumludur. Yapmış olduğu her iyiliğin de karşılığını görecektir. İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR Yüce dinimize göre çalışmak ibadettir. Çünkü insanlar çalışmakla toplumun bir takım ihtiyaçlarının giderilmesine yardımcı olurlar. İnsanın, ailesinin geçimini sağlaması ve topluma faydalı olması da bir ibadettir. Çalışmanın bir ibadet olduğunu kavrayan atalarımız bilinçli bir şekilde durmadan çalışmışlardır. Ali Kuşçu, Biruni, Farabi, Fergani, Nasiruddin Tusi, Uluğ Bey gibi Müslüman bilim insanları ilimde, teknikte, mimaride ve sanat alanlarında çok önemli çalışmalar yapmışlardır. İnsanlığa ışık tutacak eserler ortaya koymuşlardır. İnsanoğlu çalışırken ibadet aşkıyla çalışmalıdır. Bu, insanı çalıştığı işe motive eder. İnsan ancak çalıştığı kadar öğrenir, kazanır ve ilerler. Yüce Allah’ın vermiş olduğu bu çalışma gücünü kendi isteğimizle iyi işlerde kullanmalıyız. Çünkü yaptığımız bu çalışmaların karşılığını hem dünya da hem de ahirette göreceğiz. Yüce Allah, Kur’ankı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Bilsin ki insan içi kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.” Allah, inanan ve inanmayan ayrımı yapmadan herkese çalıştığının karşılığını verir. İnsan ancak çalışarak hedefine varabilir. Çalışarak kazanabilir. İnsanoğluna çalışmak için gerekli gücü Yüce Allah verir. İnsan kendi iradesiyle bunu devam ettirir. Yardım, sonuç ve başarı yine Allah’tandır. İşte bir amaca ve hedefe ulaşmak için gerekli tüm çalışmaları yaptıktan sonra işin sonucunu Allah’a bırakmaya tevekkül denir. tevekkül için gerekli olan temel şart gerekli çalışmayı yapmaktır. Daha sonra başarıyı ve sonucu Yüce Allah’tan beklemektir. Tevekkül etmek kulun Allah’a karşı yapmış olduğu güzel bir davranıştır. Allah tevekkül edenleri sever. Tevekkül Yüce Allah’ın bir emridir. Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “… Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.” HER ŞEYİN BİR SONU VARDIR Evrende bulunan her şeyin bir sonu vardır. Ezeli ve ebedi olan tek varlık Yüce Allah’tır. Evrende bulunan her şey Yüce Allah tarafından sonradan yaratılmıştır. İnsan da dahil olmak üzere, bütün bu varlıkların bir hayata başlangıç noktası vardır. Başlangıç noktası olan her şeyin de bir sonu vardır. Zamanı gelince yaşamları sona erer. Örnek olarak insanoğlu doğar büyür ve ölür. İçinde yaşadığımız şu evrendeki canlı cansız her şey yalnız Allah’ın bildiği bir anda kıyametin kopmasıyla birlikte de sona erecektir. Yüce Allah Kur’anı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabb’inin, zati baki kalacak. “Her canlı, ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.” Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile!…” Kıyametin kopmasıyla birlikte bu evrenin düzeni bozulacak ve evrendeki hayat sona erecektir. Kıyametle birlikte ahiret hayatı başlayacaktır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur. “Artık sura bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla darmadağın edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar). Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.” İNSAN ÖZGÜRLÜĞÜ ORANINDA SORUMLUDUR Yüce Allah, insana akıl vermiştir. Allah, insana bu aklı kullanarak kendi geleceği konusunda, iyi ya da kötü, bir takım işlerde karar verebilme ve geleceğini tayin edebilme özgürlüğü vermiştir. İnsana verilen bu özgürlük sınırlıdır. İnsan, nerede ve nasıl doğacağına karar veremez. Ne zaman öleceğini tayin edemez. Evrende meydana gelen ve Yüce Allah tarafından konulan yasaları değiştiremez. Güneşin doğuşuna ve batışına engel olamaz. Yağmurun yağmasına engel olamaz. Geceyi gündüze çeviremez. Evrensel yasaların sonuçlarından sorumlu değildir. Ancak insan kendisine verilen bu özgürlükle, Allah’ın kendisine göstermiş olduğu iyi veya kötü yolu seçebilir. Bunda tamamen serbesttir, dilerse Allah’a iman eder. Dilemezse de inkar eder. Bir insanın zorla ve baskıyla dine inanmasını istemek doğru değildir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur. “Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tağutu reddedip Allah’a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.” İman eden kişinin kaçınması ya da uyması gereken bir takım ilahi yasaklar, emirler ve ibadetler vardır. kişi bunları yapmakla sorumludur. Bu sorumluluk da kişinin gücü oranındadır. Allah şöyle buyurmuştur: “Allah, her şahsı, ancak gücünü yettiği ölçüde mükellef kılar. Her kesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir.” Dinimiz kolaylık dinidir. Yüce Allah insana altından kalkamayacağı hiçbir şeyi emretmemiştir. Ancak insan kendisine verilen ve sınırlı olan karar verme ve kaderini kendisi tayin etme konusunda bütün yaptıklarından sorumlu tutulur. Kıyamet günü hesaba çekilir. İşlemiş olduğu amellerine göre ya cezalandırılır ya da ödüllendirilir.
Anahtar Kelimeler: evrendeki yasalar ile ilgili kuran-ı kerimden örnekler kader ve evrendeki yasalar nelerdir evrendeki yasaların kader olması ne demektir kader ve evrendeki yasalar ile ilgili ayetler kuran-ı kerimde evrendeki yasalar evrendeki yasalara kuranı kerimden örnekler evrendeki yasalar ile ilgili kuranı kerimden örnekler evrendeki yasalarla ilgili kuranı kerimden örnekler evrendeki yasalar dine göre evrendeki yasalar kader ve evrendeki yasalar ile ilgili hadis evrendeki fiziksel yasalar ile ilgili ayetler kader ve evrendeki yasalar allahın gücünün yettiği olağanüstü olay lara örnekler kuran-ı kerim\de evrendeki yasalar dinle ilgili evrendeki yasalar EVRENDEKİ YASALARA KURANI KERİMDEN inanan evrende her şey belirli yasalar çerçevesinde gerçekleşmektedir bu durumun kaderle ilgisi nedir evrendeki yasalara kuran-ı kerımden örnekler kader ve evrendeki yasalar vikipedi kader ve evrendeki yasalar evrendeki yasalar evrendeki yasalar nelerdir fiziksel yasalar evrendeki olaylar yüce allahın evrende var ettiği belli başlı yasalar nelerdir evrendeki yasalara örnekler kader ve evrendeki yasalar vikipedi evrensel yasalar nasıl işler evrendeki toplumsal yasalara örnekler evrenin yasaları nelerdir evrenin fiziksel yasaları allah herseyi kurallara gore yapmistir allahın koymuş olduğu güzel örnek din biyolojik kanun evrendeki olagan üstü olaylar kader ve evrendeki yasalarla ilgili hadisler dinde toplumsal yasalar dünyadaki fiziksel yasalar biyolojik yasalara örnekler nelerdir






Benzer Konular

24 Haziran 2014 / gulyarasi Müslümanlık/İslamiyet
6 Mart 2013 / Misafir Soru-Cevap
31 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
12 Şubat 2012 / nötrino Kur'an-ı Kerim