Arama

Çocuklarınızın korkularını küçümsemeyin

Güncelleme: 17 Ağustos 2016 Gösterim: 1.014 Cevap: 0
kenan23 - avatarı
kenan23
Kayıtlı Üye
17 Ağustos 2016       Mesaj #1
kenan23 - avatarı
Kayıtlı Üye
Korku; tehlikenin ya da tehlike olasılığının uyandırdığı kaygı durumudur. Negatif bir duygu durumu olarak gözükse de aslında tehlikeye karşı bizleri uyarır ve savunma mekanizmamızı harekete geçirerek kendimizi korumamızı sağlar.

Sponsorlu Bağlantılar
Çocukların korkuları ise genellikle geçicidir ve gelişimleri ile alakalıdır. En çok korku duydukları şey; anne ve babaları tarafından terkedilmek veya onlardan ayrı kalmaktır. Bu nedenle ebeveynler dışarı çıkacakları zaman kaçta gideceklerini, kaçta eve geleceklerini, kimlerle beraber olacaklarını, niçin gitmek durumunda olduklarını, gittikleri yerde ne yapacaklarını ve eve ne kadar uzaklıkta olacaklarını çocuklarıyla paylaşırlarsa onların endişelerini en aza indirgemiş olacaklardır. Ayrıca çocuklar istememesine rağmen evden gizlice ayrılmak, ciddi ve silinmesi zor korkuların yerleşmesine yol açar ve çocukların ileride ayaklarının üzerinde duramama gibi sorunlarının olmasına neden olabilir.

Doktor veya iğne korkusu ise çocuklarda fiziksel acıya atfeden bir korkudur. Böyle durumlarda aileler “hiç acımayacak” gibi ifadeler kullanmamalılar. Çünkü çocuk iğne acısını unutmaz ve aileye karşı güven duygusu zedelenir. “Acıyı düşünmemeye çalış” gibi ifadeler de yanlıştır, çünkü “acı” gibi negatif anlam içeren sözcükler olumsuz hisse odaklanmaya neden olacaktır. En doğrusu sevdiği bir aktiveteyi yaparmış gibi düşünmesini sağlamaya çalışmaktır. Çünkü çocuklar hayal kurmayı severler ve hayal dünyaları geniştir. Bu açıdan iğne yapılırken “Şuan parkta kaydıraktan kaydığını düşün” gibi dikkatini başka yere çekebilecek cümleler kurmak faydalı olacaktır.

Bunun dışında çoğu çocuk karanlıktan, hayaletlerden, vb yaratıklardan korkar ve gece yalnız uyuyamama gibi sorunlar yaşayabilir. Karanlıkta göremedikleri için o bilinmezliğin getirdiği korkudur ve aslında hayalet, yaratık gibi korkular da karalıktan ötürü oluşan bir korkudur. Çocuk korku yaşadığı ve yalnız yatamadığı durumlarda sürekli ebeveynlerin yanında yatmasına izin vermek yanlıştır. Çünkü bu korkuyu daha da artırır ve çocuğun yalnız kalabilmesini iyice zorlaştırır. Ayrıca korkusu olmadığı zaman bile çocuk alıştığı ve hoşuna gittiği için anne ve babanın yanında yatmayı devam ettirmek isteyecektir. Onun yerine çocuk kendi yatağında yatmalı, ve korkuğu an anne veya babanın çocuğun yanına gitmesi daha uygun olacaktır. Anne veya baba çocuğunun yanına gittiğinde onunla konuşup veya ona kitap okuyup onu sakinleştirebilir ve uyumasını bekleyip tekrar yatağına dönebilir. Ayrıca çocuğu korktuğu şeyle yüzleştirmek adına çocuğu zorla korkunun oluştuğu durumlarda bırakmak da doğru bir yöntem değildir. Bu yöntem de çocuğun korkusunu artırır ve kalıcı sorunlara sebep olabilir. Çocuklar korktuklarında ise “korkacak ne var” gibi cümleler yerine empati kuran “ ben de senin yaşındayken korkardım, haklısın” gibi ifadeler kullanılmalıdır. Aileler çocukları dinlemeli, onlarla daha fazla vakit geçirmeli ve korktukları obje/yaratık hakkında çocuğu bilgilendirip içini rahatlatmaya çalışmalıdır. En önemlisi aileler çocukların korkularını ciddiye almalı ve korku çocuğun hayatının ne kadarını etkiliyor diye gözlem yapabilmelidir. “Çocuktur korkar, büyüyünce geçer” denip küçümsenmemeli, eğer korkusu çocuğun gündelik yaşamını etkiliyorsa acilen yardım alınmalıdır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

7 Ocak 2010 / KIRLANGIC Sağlıklı Yaşam