Arama

Hepatit

Güncelleme: 2 Aralık 2017 Gösterim: 39.053 Cevap: 14
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

hepatit

Ad:  hepatit1.jpg
Gösterim: 947
Boyut:  34.3 KB

KARACİĞER İLTİHABİ olarak da bilinir
Sponsorlu Bağlantılar
virüslerle bulaşma yoluyla ya da başka nedenlerle ortaya çıkan iltihaplı karaciğer hastalığı.

Hastalığın hepatit A ve B virüsleriyle bulaşan iki türünden başka, etkeni henüz belirlenemediği için hepatit C ya da n-A n-B olarak adlandırılan bir biçimi daha vardır. Bulaşıcı hepatit olarak da bilinen hepatit A, hastanın dışkısıyla kirlenmiş suyun ve gıda maddelerinin ağızdan alınmasıyla ya da giysilerle bulaşır. Hepatit B ya da serum hepatiti ise öncelikle kirli şırıngalarla, vücuda virüs bulaşmış kan verilmesiyle, kimi zaman da cinsel ilişki yoluyla geçer. Hepatit B’nin damara uyuşturucu şırınga eden bağımlılar, eşcinseller, hemodiyaliz servislerindeki hasta ve görevliler, hekimler, diş hekimleri, hemşireler ve laboratuvar teknisyenlerine bulaşma olasılığı daha yüksektir. A virüsü sindirim kanalında ve burun akıntısında, B virüsü ise kan, bütün seröz sıvılar, tükürük ve ersuyunda bulunur.

İki virüs türü de ısıtma, kurutma ve klorlama gibi dezenfeksiyon yöntemlerine dirençlidir. Belirtiler hepatit A’da bulaşmadan 20-40 gün sonra, hepatit B’de yaklaşık 90 gün sonra ortaya çıkar. Hastalığın ilk belirtilerinden olan sarılık bir-üç hafta içinde kaybolur; hasta birkaç ay içinde tamamen iyileşir. Çok ağır geçen ve hızla ilerleyen bir hepatit türünde ise hasta ilk 10 günde, kimi zaman da hastalığın başlangıcından altı hafta sonra ölebilir.

Hepatit genellikle ateş, halsizlik ve bazen titreme ile başlar. Bu belirtileri iştahsızlık, baş ağrısı ve kas ağrıları izler; sigara tiryakileri tütün kokusundan rahatsız olabilirler. Karnın üst bölümleri ağrılı ve duyarlıdır; kaslarda hafif kasılmalar olur. Ender olarak eklem ağrıları ve deride döküntü görülür. Karaciğer büyümüştür ve ağrılıdır; safra pigmentleri idrara geçerek rengini koyulaştırır. Sarılığın ortaya çıkmasından kısa süre sonra ateş düşer, ancak iştahsızlık, bulantı, kusma ve karındaki sıkıntı duygusu sürer, hatta artar. Hastalığın nekahet döneminde bu belirtiler yeniden ortaya çıkabilir. Hasta çabuk yorulur, isteksiz ve sıkıntılıdır; karaciğer hafif ağrılıdır.

Bulaşıcı hepatit geçiren hasta yalnız bu tipe karşı bağışıklık kazanır; ayrıca damardan gamma globülin verilince bu tip hepatitin kısa süre için önlendiği bilinmektedir. 1970’lerin sonlarında hepatit B’ye karşı bir aşı bulundu ve ABD’de Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından denendi. Aşının kullanımının 1982’de onaylanması, hepatit A aşısı için yapılan araştırmaları hızlandırdı. 1986’da genetik mühendisliğinin ürünü olan yeni bir aşının kullanımı da onaylandı. Hastalığın her iki tipi de karaciğer hücrelerini zedeleyerek işlev kaybına yol açar. Etkilenen hücrelerin hemen tümü iyileşme döneminde yenilenir ve karaciğer normal işlevini sürdürebilecek hale gelir. Hepatitte, siroz hastalığında olduğu gibi yıkılan hücrelerin yerine bağdoku oluşumu yoktur. Afrika ve Asya’nın bazı bölgelerinde hepatit B geçirenlerin karaciğer kanseri olma eğiliminin yüksek olduğu saptanmıştır.

Bazı kronik hepatit olgularında A virüsüne rastlanırsa da, genelde etkenin virüs olmadığı söylenebilir. Kronik hepatitin inatçı ve aktif olmak üzere iki türü vardır.

Bunların ilkinde belirtiler çok hafiftir; hastalık ciddi bir komplikasyona neden olmadığı gibi özel bir tedavi de gerektirmez. Kronik aktif hepatitin iki tipi vardır. Biri genellikle genç kadınlarda görülür; daha çok erkeklerde rastlanan öbür tipte kanda hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) saptanır. Her iki tipte de deride kılcal damarların genişlemesiyle örümceğe benzer oluşumlar belirir; aynca esnek bağdoku liflerinin yırtılmasıyla oluşan yol yol çizgiler, akne ve aşırı kıllanma da görülebilir. Kronik hepatit, hastanın siroza yakalanma olasılığını artıracağı ve karaciğer hücrelerini yıkıma götürerek işlev kaybı ile ölüme neden olabileceği için çok ciddi bir hastalıktır.

Uzun süre aşırı miktarda alkol alanlarda rastlanan alkol hepatiti, alkoliklerin tümünde ortaya çıkmaz; kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Erken dönemde alkolün kesilmesi ya da azaltılması tedaviyi kolaylaştırır; hastalık tedavi edilmezse alkol sirozuna yol açabilir.

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


Karaciğerde meydana gelen iltihabı reaksiyon tıp bilimimde hepatitis olarak tanımlanır. Türkiye de yaygın olarak hepatit olarak tanımlanır. Ancak ülkemizde de hepatit denilince yaygın olarak hepatit B kavramı anlaşılır. Ancak hepatitin tek sebebi virüsler ve hepatit B değildir. Hepatite virüsler(hepatit B ,hepatit C ...), bakteriler, çeşitli ilaçlar, uzun süreli alkol kullanımı ve çeşitli endüstriyel maddelere maruz kalmak yol açabilir. Ne sebeple olursa olsun ortaya çıkan hepatit karaciğer hücrelerinde hasara sebep olur. Karaciğerde hassasiyet şişme ve iltihap ortaya çıkar. Karaciğer de yaygın bir hassasiyet ortaya çıkar. Hepatit bazı durumlarda kalıcı hasarlara sebep olur. Burada önemsenmesi gereken en önemli durum virüslerle ortaya çıkan hepatitin bulaşabilmesidir. Yukarıda sayılan diğer hepatit tiplerinin insandan insana bulaşmamasıdır.

HEPATİT A


Hepatna virüs denilen aileye mensup olan hepatit A virüsü bir RNA virüsüdür.Hepatit a virüsü karaciğerde akut iltihaplanmaya sebep olur.

HEPATİT A VE KLİNİK SEYİR
Genellikle çocukluk döneminde geçirilir. Klinik olarak 6 ile 12 ay arasında hepatit A enfeksiyonu geçer. Bazı hastalarda safra sistemini tıkama nadiren olsa görülür. Çok düşük bir olasılıkla hepatit A fulminan hepatit denilen ciddi bir karaciğer hasarı ile giden tipe yada kronik (müzmin) forma dönüşebilir. bu durum ciddi sorunlara yol açabilir.

HEPATİT A DA TEŞHİS:
Anti-HAV IgM denilen anti serumun erkan dönemde kanda bulunması ile teşhis edilir.

HEPATİT A NASIL BULAŞIR?
Hepatit A tıpta oral-fekal yol denilen ağız dışkı yolu ile bulaşır. Enfekte su veya
besinlerin alınmasını takiben ortaya çıkar. Burada önemli olan toplu bakım hizmeti verilen yerlerde bu virüsün bulaşma riskinin olduğunun bilinmesi önemlidir. (okul, anaokulu...)

HEPATİT B


Hepatit B virüsü ile ortaya çıkan karaciğer hücre iltihabı ve hasarı hepatit B hastalığı olarak tanımlanır. Ülkemizde taşıyıcılık oranı %3 ile %7 arasındadır.

HEPATİT B NASIL BULAŞIR ?
İnsandan insana vücut sıvıları yolu geçer:
  • Kan
  • Semen (meni)
  • Vajinal sıvı ve salgılar (adet kanı dahil)
  • Doğum sırasında anneden bebeğe geçiş (perinatal hepatit
KAN, KAN ÜRÜNLERİ:
Kan yolu ile bulaşma özellikle gelişmiş ülkelerde damardan yasa dışı ilaç kullananların, kullandıkları iğnelerin bir şekilde diğer insanlara yayılması ile ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yine bu kişilerin kullandıkları eşyaların diğer kişilerce kullanılması da bulaşmayı sağlar. Ancak dünya üzerinde hepatit B açısından oldukça yüksek riskli bir grup olan sağlık çalışanları açısından iğne yolu ile bulaşma son derece önemlidir. Çeşitli sağlık birimlerinde çalışan sağlık personeli özellikle kaza sonucu iğne batması ile hepatit B ye yakalanmaktadırlar. Ayrıca yine sağlık çalışanları hasta kişilerin kanının bulaştığı bir cisimle yine kaza sonucu yaralanır veya temas ederlerse yine hepatit B ye yakalanabilirler. Yine normal popülasyon ve sağlık çalışanları için kan nakli sonucu bu hastalığa yakalanma riski vardır. Gelişmiş ülkeler bu sorunu kan nakilleri sırasında tarama yaparak çözmüşlerdir. Ve bu tür bir bulaşma yolu dolayısıyla ortadan kalkmıştır.

CİNSEL İLİŞKİ:
Cinsel ilişki sırasında hepatit B ile enfekte bir kişinin vücut sıvılarının diğer partnerin vajina, makat(rektum, özellikle ters ilişki) idrar kanalı (üreterler) ve ağızdaki yaralı veya çizik bölgelere teması ile hastalık geçer.

DÖVME VE PİERCİNG
Ülkemiz ve tüm dünyada dövme (tattoo) ve piercing sırasında kullanılan iğnelerin yeterince steril ve tmiz olmamasından dolayı kişiye bulaşması söz konusudur.

TRAŞ TAKIMI USTURA VE DİŞ FIRÇASI
Hastalıklı kişilerin kullandığı ve kan bulaşmış ustura, traş fırçası ve diş fırçalarının kullanılması ile hepatit B bulaşabilir.

PERİNATAL GEÇİŞ: (HAMİLELİKTE GEÇİŞ)
Doğum sırasında anneden çocuğa hepatit B mikrobu geçmesi sonucu ortaya çıkan durum perianatal geçiş olarak tanımlanmaktadır.

HEPATİT B NİN KULUÇKA SÜRESİ:
Normal olarak 45-180 gün arası değişen bir kuluçka süresi olan bu hastalık ortalama olarak 60-90 gün arasında toplumun büyük kesiminde hastalığın ortaya çıkması için gereken kuluçka süresidir.

KULUÇKA EVRESİNDE HEPATİT B BULAŞIR MI?
Doğal olarak akla gelen ilk soru hastalığın kuluçka süresinde bulaşıcı olup olmadığıdır. EVET...kuluçka süresince özellikle vücut sıvıları oldukça bulaşıcıdır. Vücutta hepatit B ye karşı antikor (mikroplara karşı vücut tarafından oluşturulan protein kökenli koruyucu maddeler) oluşumuna kadarki evrede hastalık son derece bulaşıcıdır.

KURUMUŞ KAN VE TÜKRÜK (SALYA) HEPATİT B AÇISINDAN BULAŞICI BİR RİSK FAKTÖRÜMÜDÜR ?
EVET...bir hafta dahi kuruyarak kalan kan ve salya hepatit hastalığının bulaşması için yeterli. Bu sebeple çok dikkatli olunması gerekir.

PEKİ KRONİK HEPATİT B HASTALARI HASTALIĞI BULAŞTIRIR MI?

EVET...özellikle kronik hepatit B taşıyıcısı olan kişilerle yaşayan ve bu kişilerin seks partnerleri açısından hastalığın bulşama riski vardır.

HEPATİT B NİN BELİRTİLERİ:
Yenidoğan bebekler hepatit B ile ile ilgili belirgin olarak herhangi bir belirti vermez. İlerleyen yaş belirti verme ile doğru orantılıdır. Yaş ilerledikçe yapılan araştırmalar belirtilerin arttığını göstermiştir. Hepatit B nin hastalık belirtileri aşağıdaki gibidir;
  • Tüm vücutta Aşırı halsizlik
  • Hafif derecede ateş
  • Baş ağrısı
  • İştah kaybı
  • Bulantı kusma
  • Özellikle karaciğer bölgesinin üzerinde ağrı ve hassasiyet. Bu ağrı sarsıntı ve eğilme artar.
  • Kabızlık veya ishal
  • Kas ve eklemlerde yaygın ağrı
  • Deride kızarıklık
5 yaşın üzeri ve yetişkinlerin % 40 da sarılık ortaya çıkabilir. ayrıca bebeklerin ise % 10 unda ancak sarılık görülebilir.
Son olarak ise bazı hastalar kan verene yahut hekimleri tesadüfen hepatit B için tarama testi isteyene kadar hepatit B olduklarını bilemezler. Bunun anlamı ise bazı vakalarda hepatitin belirti vermeden geçmesi veya anlaşılamaması anlamındadır. Dikkat edilecek olursa yukarıdaki belirtiler, herhangi bir gribal enfeksiyonda görülebilir. Ancak karaciğer bölgesi üzerindeki ağrı, sarılık ...gibi semptomlara özellikle dikkat edilmelidir. Yada aşılanmamış bireylerin özellikle tarama testleri yaparak hastalığı geçirip geçirmediklerini anlamaları, ve bunun sonucuna göre sonuçlar negatif ise aşılanmaları, pozitif ise ömür boyu gözetim altında olmaları gerekir. Çünkü hepatit B siroz ve karaciğer kanserine sebep olabilecek sinsi bir hastalıktır. Kimi karaciğer kanseri yada aniden çıkan siroz vakalarının altında hepatit B virüsü olduğu sonradan belirlenmekte ve bu hastalar bu teşhis konulana kadar hepatit B den habersiz dolaşmaktadırlar.

HEPATİT B VİRÜSÜ ALINDIKTAN SONRA VÜCUTTA NELER OLUR?
Hastalık alındıktan sonra hastaların büyük çoğunluğu antikor oluşumu ile ilgili olarak 4-8 hafta içersinde kendilerin iyi hisseder. Özellikle yaşlı hastalarda belirtileri daha ağır olabilir. Ve bu hastalarda bazen belirtiler uzayabilir.

Hastaların az bir kısmında hepatit B virüsü hastanın kanında ve karaciğer saptanmaktadır. Bu hastalar kronik hepatit B dediğimiz formdaki hastalardır. Bu hastalarda karaciğer enzim testlerinde yükselme görülebilir. Yada bu hastalar hiçbir belirti vermeden yıllarca kronik formla beraber yaşarlar. Ancak daha öncede altını çizdiğimiz gibi kronik hepatit B taşıyıcıları için beraber yaşadıkları ev halkı ve seks partnerleri hastalığı kapma açısından büyük riski taşımaktadır.

HEPATİT B VİRÜSÜ İLE ORTAYA ÇIKABİLCEK KÖTÜ SONUÇLAR NELERDİR?

  • Siroz (Kronik yaygın ve ilerleyici karaciğer iltihabıdır.Öldürücü bir hastalıktır.Ortalama yaşam süresi 38-40 aydır)
  • Karaciğer kanseri
  • Karaciğer yetersizliği
  • Fulminan hepatit denilen çok kısa sürede (1 ay gibi...) karaciğer yetersizliğine götüren ölümcül bir hastalık tipi
  • Hepatit D hastalığı
HEPATİT B HASTALIĞINDA RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR ?
  • Hepatit B taşıyıcı bir seks partnerine sahip olma
  • Çok eşlilik
  • Başka bir cinsel yolla bulaşan hastalığın olması
  • Hepatit B li hastaların çatal, kaşık, bıçak, jilet, ustura ve benzeri eşyalarını paylaşmak
  • Damardan ilaç kullanımı
  • Meslek (doktorlar, hemşireler,dişçiler, kan ve kan ürünleri ile uğraşan laboratuar ve kan merkezi çalışanları.
  • Hepatit B virüsü açısından yüksek riskli ülkelerde 6 aydan fazla yaşamak (Çin, Afrika, Asya kıtasının merkezi ve kuzey doğusu, Ortadoğu, Doğu Avrupa )
  • Uzun süre hepatit B virüsü taşıyıcı bir insanla aynı odayı çeşitli sebeplerle paylaşma (yatakhane, hapishane...vs)
  • Homoseksüel veya biseksüel olma
  • Temiz ve hijyenik olmayan yerlerde dövme veya piercing yaptırma ve buralarda çalışma
  • Hijyenik şartları iyi olamayan berberlere tıraş olma
  • Annede hepatit B virüsü ile enfeksiyon olması yeni doğan bir çocuk için her zaman rsik faktörüdür. Ancak çocuk doğar doğmaz hepatit aşısı ve hepatit B koruyucu immunglobin (koruyucu serum) yapılırsa hastalığa yakalanmaz.
  • Hepatit B li bir kişi tarafından ısırılmak
  • Hemofili veya diyaliz hastası olmak.(bu kişiler kan almak veya sürekli kan temizlenmesi gereken grupta olduklarından hepatit B açısından son derece yüksek risk grubundadır.)
PEKİ HEPATİT B ÖPÜŞME İLE GEÇER Mİ?
HAYIR... hepatit B öpüşme ile geçmez. Toplum olarak sık sık öpüşen bir yapımız olduğu için bu konunun bilinmesi önemlidir.

PEKİ NE ZAMAN HEPATİT B İÇİN DOKTORA BAŞ VURMALIYIM?

Yukarıda sayılan risk faktörlerini taşıyorsanız, ayrıca yine yukarıda sıraladığımız hepatit B ile ilgili hastalık belirtileriniz varsa hemen hekiminize hepatit ile ilgili testler için baş vurunuz. Ayrıca hepatit B vakalarının % 35 inde hastalığın hiçbir risk faktörü olmadan tespit edilmesi aşısı olmayan herkesin hekimine başvurarak testler yaptırması, eğer testler negatif ise aşı yaptırması, pozitif ise belirli aralıklarla izlenmesi gerekmektedir. Çünkü hepatit B kronik sonuçları bakımından tehlikeli bir hastalıktır. Karaciğer yetersizliği,siroz karaciğer kanseri gibi çok ağır ve ölümcül sonuçlara gidebilen bu hastalık toplumları,aileleri ve bireyleri çok dramatik sonuçlarla karşılaştırabilmektedir.

ÖNEMLİ NOT 1:
Aynı mekanı ve evi paylaştığınız herhangi bir kişide yeni tespit edilmiş hepatit B hastalığı varsa hemen hekiminize sizde test ve korunma için başvurunuz.
ÖNEMLİ NOT 2: Kadın veya erkek olsun özellikle korunmasız bir cinsel ilişki sonrası şüpheleriniz var ise hemen hekiminize test ve korunma için başvurunuz.
ÖNEMLİ NOT 3: Hepatit B olduğunu düşündüğünüz biri tarafından ısırılı iseniz hemen hekiminize test ve korunma için başvurunuz.
ÖNEMLİ NOT 4: Mesleğiniz (doktorlar, hemşireler,dişçiler, kan ve kan ürünleri ile uğraşan laboratuar ve kan merkezi çalışanları....kısaca sağlık çalışanları...) risk grubunda iseniz hemen hekiminize test ve korunma için başvurunuz.

PEKİ YUKARIDA YAZDIĞINIZ DURUMLARDAN ŞÜPHELENEREK HEKİME BAŞVURDUM VE TESTLERİM NEGATİF ÇIKTI...PEKİ SONRA NE OLACAK?
Hepatit B ye maruz kalınma olasılığı üzerine (örneğin hepatit B li olduğunu düşündüğünüz biri ile cinsel ilişkiye girdiniz, yada ısırıldınız veya aynı mekanda yaşadığınız birinde hepatit B hastalığı yeni tespit edildi...) hekiminize başvurduğunuzda beklemek gibi bir lüks yoktur. Hekiminiz hemen size hepatit B immun globulin (koruyucu serum) ve üç doz sürecek hepati aşısı yapmalıdır.

PEKİ CİNSEL İLİŞKİDEN SONRA NE KADAR SÜRE İÇİNDE HEPATİT B İMMUN GLOBULİNİNİ (koruyucu serum) YATIRABİLİRİM ?
Şüphe ettiğiniz bir cinsel ilişkiden sonra hepatit B immun globilinini ilk 2 HAFTA içinde yaptırmalısınız. Bu süreyi geçirirseniz hepatit B immun globulininin (koruyucu serum) koruyucu etkisi olmaz. Tabi ilk 2 haftada bu seruma ilaveten bir de 3 dozluk aşı programına alınmanız gerekmektedir.

PEKİ SAĞLIK ÇALIŞANIYIM VE ELİME HEPATİT B Lİ BİR HASTANIN KANIYLA BULAŞIK İĞNE BATTI, NE KADAR SÜRE İÇİNDE HEPATİT B İMMUN GLOBULİNİNİ (KORUYUCU SERUM) YATIRABİLİRİM ?

Böyle bir duruma maruz kaldıysanız hepatit B immun globilinini ilk 7 GÜN içinde yaptırmalısınız. Bu süreyi geçirirseniz hepatit B immun globulininin (koruyucu serum) koruyucu etkisi olmaz. Tabi ilk 7 GÜN içersinde bu seruma ilaveten bir de 3 dozluk aşı programına alınmanız gerekmektedir.

HASTALIĞIN SEYRİ:

Hepatit B hastalığı akut ve kronik seyir gösteren bir hastalıktır. Akut formunda hastalık hiç hissedilmeden iyileşebildiği gibi, birkaç hafta devam eden seyirle hafifi belirtilerle iyileşebilmektedir. Bu süreç genelde 4-8 hafta olarak tanımlanabilir. Ancak hastalık 6 aydan fazla sürede bir kişinin kanında ve karaciğer de tespit edilirse artık kronikleşmiş anlamındadır. Hastalığın kronikleşmesi ortaya çıkarabileceği sonuçlar açısından takip edilmesi gereken bir durumdur. Çünkü kronikleşmiş hepatit B hastalığı siroz veya karaciğer kanserine sebep olabilir. Burada okuyucularımıza şu hususu önemle vurgulamalıyız. Tüm kronik hepatit B formları siroza veya karaciğer kanserine sebep olur demiyoruz. Sebep olabilir deniliyor. Hastalığın seyrinde kronikleşme olasığı bakımından çocuklar daha riskli grupta görünmekte. Çünkü yenidoğana doğum sırasında bulaşan hepatit B nin kronikleşme olasılığı % 90 dır. Yine 1-5 yaş arasında alınan hepatitin kroniklşeme olasılığı %30 dur. 5 yaşından sonra ise bu rakam % 7 lere kadar geriler.

KLİNİK:
1-SARILIKLI FORM: Başlangıçta gribal enfeksiyon, gastroenterit, (İştahsızlık, bulantı, kusma,karnın sağ üstünde ağrı) döküntüler, ateş, başağrısı, halsizlik, çabuk yorulma, eklem ağrısı ve iltihabı, gibi özgün olmayan belirtiler vardır. Bu belirtiler gerilerken hastada sarılık ortaya çıkar. Bu döneme idrar renginin koyulaşması ve dışkı renginin açılması öncülük eder.Tam iyileşme 6 ayda olur.

2-SARILIKSIZ FORM: Klinik belirti ve bulguların silik olduğu ve gözden kaçan vakaların olduğu klinik formdur.

3-KOLESTATİK FORM: Sarılıklı ve kaşıntılı belirtiler vardır.

4-SUBFULMİNAN FORM:
Hafif ateşle birlikte sarılık ve sindirim sistemi şikayetleri iyileşme olmadan devam eder. 3-10 haftada ölüm veya 1-3 yıl içinde siroz gelişir.

5-FULMİNAN FORM:
1-2 hafta içinde ağır karaciğer yetersizliği olur ve ölümle sonuçlanır.

BAKINIZ
Karaciğer Nedir - Karaciğerin Yapısı ve Görevleri
Hepatit.tr

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 16:16
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  hepatit4.jpg
Gösterim: 788
Boyut:  42.8 KB
HEPATİT B VE KAN TESTLERİ:

Hekiminizle konuştuğunuzda gerek fiziksel muayene ve gerekse başvurma sebebinizde göz önünde bulundurulduğunda eğer hepatit B şüphesi var ise hekimiz hepatit B ile ilgili kan testleri isteyecektir. Bu testler üç ana gruptadır;
Sponsorlu Bağlantılar
  • Hepatit B nin DNA: Hepatit B virüsünün genleri ki bu HBV DNA sı olarak tanımlanır.
  • Hepatit B antijenleri: Hepatit B virüsünün kanda ortaya çıkan yapısal proteinleri.
  • Hepatit B antikorları: Vücut tarafından hepatit B den korunmak için ürettiği protein yapılı koruyucu maddeler.
Bu testler kısaca:
  • Hbs-Ag : Hepatit B (surface) yüzey antijeni
  • Anti-Hbs: Hepatit B yüzey antijenini nötrleştirmek için vücut tarafından üretilen koruyucu protein
  • Hbe-Ag: Hepatit B antijenlerinden biri, “early” antijeni olarak adladırılır
  • Anti-Hbe : Hepatit B Hbe-Ag antijen antijenini nötrleştirmek için vücut tarafından üretilen koruyucu protein
  • Anti-Hbc(Ig-M) : Hepatit B “core” antijeni (erken dönemde çıkar)
  • Anti-Hbc(Ig-G) : Hepatit B “core” antijeni (Geç dönemde çıkar)
  • HBV-DNA : Hepatit B genetik DNA maddesi (serumda)
BU TESTLERLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİLER:
Hepatit B surface (yüzey) antijeni (HBsAg): bu testin pozitif çıkması durumunda aşağıdaki durumlar söz konusu olur;
  • bu testin pozitif olduğu kişi etrafındaki kişiler hepatit B yi bulaştırabilir.
  • bu antijen bir kişinin kanıda 6 aydan uzun süre pozitif olarak kalırsa bu durum kronik hepatit B enfeksiyonudur.
  • Hepatit B e antijeni (HBeAg): bu testin pozitif çıkması durumunda aşağıdaki durumlar söz konusu olur;
  • bu antijenin pozitif olması kişinin hepatit B enfeksiyonu ile şiddetli derecede enfekte olduğunu gösterir.
  • kronik hepatit B enfeksiyonu olan kişilerde, bu antijenin yüksek olması, bu kişilerde karaciğer hastalığı riskinin arttığını ve bu kişiler tedavi açısından değerlendirilmeye alınır.
  • Hepatit B core antikoru (anti-HBc): bu antikor
  • HbsAg pozitif olan tüm hastalarda pozitiftir.
  • hepatit B ile bir veya birden fazla defa enfekte olan tüm kişilerde bu antikor pozitiftir.
  • Hepatit B core antijeni İgM tipi Antikor (IgM anti-HBc):
  • Beraberinde HbsAg pozitif olsun veya olmasın, IgM anti-HBc pozitifliği hepatit B ile enfekte olunduğunu veya son 6 ay içinde geçirilmiş hepatit B enfeksiyonunu gösterir.
  • HbsAg negatif iken bu antikorun varlığı, akut veya yakın zamanda geçirilmiş hepatit B enfeksiyonunu gösterir
Hepatit B core antijeni İgG tipi Antikor (IgG anti-HBc):
1. hepatit B enfeksiyonunu gösteren antikordur. Ancak hastalığın seyri ile ilgili net veriler ortaya koymaz.
Hepatit B surface (yüzey) antikoru (anti-HBs): bu antikor
Bu antikor hepatit B nin başlangıcı ve iyileşmesi arasındaki dönemde ortaya çıkar.
hepatit B aşısı yaptıran kişilerde bu antikor pozitiftir. Ve koruyucululuğu gösterir.

Hepatit B e antikoru (anti-HBe) :

1. bu antikor haftalar ve aylar içersinde ortaya çıkar ve daha sonrada kaybolur.
Hepatit B genetik DNA (HBV DNA)
En duyarlı test olan hepatit B DNA sının (genetik maddesinin) tespitidir. Aktif enfeksiyon göstergesidir.

KRONİK HEPATİT B Lİ HASTALARDA İZLEME VE TEDAVİNİN ŞEKLİNİ BELİRLEMEK İÇİN HANGİ TESTLER İSTENMEKTEDİR?

  • Tomografi
  • MR (EMAR)
  • Karın ultrasonografisi
  • Karaciğer biyopsisi (karaciğer den parça alma işlemi)
ÖZELLİKLE GELİŞMİŞ BATI ÜLKELERİNDE HAMİLELİK DÖNEMİNDE HBASG (Hepatit B (surface) yüzey antijeni) TARAMASI RUTİN OLARAK YAPILMAKTADIR VE YAPILMASI TAVSİYE EDİLMEKTEDİR. BİZDE ÜLKEMİZDEKİ HAMİLE BAYANLARA HBSAG TARAMA TESTİ YAPTIRMALARINI VE RİSKLİ GRUBA GİREM HAMİLE BAYANLARIN GEBELİĞİN İLERLEYEN SAFHALARINDA BU TESTİ TEKRARLAMALARINI ÖNERİRİZ. DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN BU DURUMU MUTLAKA HEKİMİNİZLE TARTIŞINIZ.

HEPATİT B İÇİN TARAMA TESTİ YAPTIRMAK ŞART MIDIR? YADA TARAMA TESTİ YAPTIRMADAN AŞI YAPTIRILMASININ BİR ZARARI VARMIDIR?
Gelişmiş batı ülkelerinde yapılan yayınlara göre hepatit B için tarama testi yaptırmadan aşı yaptırmak daha ucuz ve sakıncasız bir yöntemdir ve bu şekilde olam ihtimali vardır.Geçirilmiş bie hepatit B enfeksiyonu olan bir kişi “tarama testi yaptırmadan aşı yaptırırsa bir zararı olur mu ?”sorusuna bilim adamlarının cevabı bir zararın olmadığıdır. Eğer kişi farkında olmadan hepatit B yi kapmış olabilir. Tarama yapılması var olan bir hepatit B hastalığının durumu hakkında bilgi verir. Buda kişinin ileriki tedavisi ve hepatit B ile beraber ortaya çıkabilecek kronik sorunların izlenmesi bakımından önem taşır.

HEPATİT B AŞISI YAPTIRMAK İÇİN HANGİ TESTLERİ YAPTIRMALI ?
  • HbsAg
  • Anti-HBs
Hepatit B aşısı yukarıdaki iki testte negatif olduğunda yapılmalıdır.
Kısaca hatırlatma yapmak gerekirse, HbsAg nin POZİTİF olması yeni veya eskiden geçirilmiş bir hastalığın olduğunu, Anti-Hbs POZİTİF olması hastalığa karşı bağışıklığı gösterir. Eğer kişi aşı yaptırmış veya hastalıkla karşılaşmış ise Anti-Hbs POZİTİF dir. Ayrıca hepatit B virüsü ile yeni bir enfeksiyon şüphesi var ise bu testler hemen sonuç vermeyebilir. Bu sebeple yeni enfeksiyon şüphesinde, HBV DNA bakılması en duyarlı testtir. İlaveten HbsAg ve Anti-Hbc IgM bakılması gerekir. Bu sonuçlara bakılarak koruyucu serum (hepatit B koruyucu immunglobin) ve aşı yapılmalıdır.

TEDAVİ:
Hepatit B tedavisinde süreç akut(yeni) veya kronik(uzamış) hepatit enfeksiyonuna göre ikiye ayrılır.

KRONİK HEPATİT B ENFEKSİYONUNUN TEDAVİSİ:
Unutulmaması gereken en önemli unsur, kronik hepatit B enfeksiyonu olan kişilerin sürekli olarak hekim kontrolünde olması gerektiğidir. Burada önemli olan hepatit B virüsünün zaman içersinde karaciğer ve kanda artabileceği ve aynı zamanda da karaciğeride etkileyebileceği gerçeğidir. Hekiminiz karaciğer fonksiyonlarınızla ilgili verileri monitörize etmek için sizi periyodik olarak kontroller çağıracaktır. Özellikle kronikleşen hepatit B enfeksiyonuna maruz kalan her 3 kişden birinde kronik hepatit B belirtileri mevcuttur. Ve bu hastalarında büyük bir kısmında siroz karaciğer yetersizliği ve karaciğer kanseri görülme riski son derece yüksektir. Temel hedef virüs çoğalmasını durdurup ortaya çıkması muhtemel karaciğer hasarını minimuma indirmektir. Kronik hepatit B enfeksiyonunda tablet (ilaç) tedavisi 2 ilaç ile olur.
  • interferon alfa-2b
  • lamivudine
  • İNTERFERON ALFA-2B
Son zamanlara kadar klasik kronik hepatit B enfeksiyonunda kullanılan bir ilaçtır. İnterferon virüsün çoğalma yeteneğini azaltır. Aynı zamanda vücut savunma sisteminin cevabını artırır. Teadvi edile kronik hepatit B enfeksiyonlu kişilerin yaklaşık % 35 inde virüsün çoğalmasını bu ilacın durdurduğu gösterilmiştir. Lamivudine ile beraber giden interferon tedavisinde tedavi süresinin kısaldığı yine bilim admalarınca gösterilmiştir. Enjeksiyon yolu ile alınması lamivudine göre bir dezavantajdır. Yinede tedavide interferon uygulanması hekiminizin karar vereceği bir durumdur. Özellikle interferon şddetli derecede siroz vakalarında iyi seçim değildir. Ayrıca erken yaşlarda hepatit B virüsünü kapan kişilerde de iyi sonuç vermediği belirtilmektedir. İnterferon tedavisinin yan etkileri;
  • Gribal enfeksiyona benzer belirtiler
  • Depresyon
  • İştah kaybı
  • İshal
  • Halsizlik
  • Saçlarda zayıflama
  • Lökosit ve trombosit sayısında azalma
  • Bulantı
  • Kuma
LAMİVUDİNE
Gittikçe artan bir reçeteleme trendine sahip bir ilaç olan lamivudine başlangıç tedavisi olarak kullanılmaya başlanmıştır. İnterferon tedavisi alamayacak yada interferon kullanmak istemeyen hastalara uygulanabilir. İnterferonun tersi olarak sirozu olan hastalarda rahatlıkla kullanılabilir. Tabletler şeklinde ağızdan alınması kullanım kolaylığı sağlar. Yan etkisi hemen hemen olmayan bir ilaçtır. Ancak lamivudine tedavisikesildiğinde hastaların ortalama %75 inde hepatit B virüsü çoğalmaya başlar. Tedavi sırasında lamivudine ne direnç gösteren yeni virüs versiyonları ortaya çıkmaktadır.

TRANSPLANTASYON (KARACİĞER NAKLİ)

Kronik hepatit B enfeksiyonu ve beraberinde ortaya çıkabilcek siroz, karaciğer yetersizliği gibi durumlarda hastalara karaciğer nakli gerekebilir. Sanırız bu cümle bile hepatit B aşısının ne denli önemli olduğu konusunda size bir fikir vermiştir.

HEPATİT B DEN KORUYUCU BAZI TEDBİRLER
  • Cinsel ilişki sırasında kondom(kaput) kullanımı
  • Enjektör iğnelerinin doğru şekilde depolanarak atılması (özellikle tıbbi atıklara dikkat edilmesi gerekmektedir.)
  • Kan ve kan ürünleri ile uğraşan kişilerin latex veya plastik eldiven kullanması
  • Diş fırçası, jilet ve usturaların temizliğine dikkat edilmesi ve diğer insanlarla paylaşılmaması (özellikle berberlerin hijyene dikkat etmesi gerekmektedir. Kozmetikle ilgili yerlerde kuaför, berber,manikür -pedikür yapılan yerlerde aletlerin temizliğine dikkat edilmesi gerekir)
  • Uyuşturucu kullanımın önlenmesi ve kullananlara yönelik toplumsal eğitimler
HEPATİT B AŞISI :
Hepatit B aşısı 3 dozluk uygulama gerektiren bir aşı bu üç dozun sonunda % 95 oranında koruyuculuk sağlar. Bu üç doz en az 12 yıl kişileri hepatit B den korumaktadır.

Yeni doğan bebekler, tüm yetişkinler, uyuşturucu kullananlar, son 6 ay içersinde birden çok seks partneri olan kişiler ve cinsel yolla bulaşan bir hastalığa sahip olanlar, homoseksüeller, biseksüeller , hemofili hastaları, diyaliz hastaları, tüm sağlık çalışanları, hapishane çalışanları ve hapishane mahkumları, özürlü bakım evleri personeli, dünya üzerinde hepatit B açısından riskli bölgelere seyahat eden kişiler...hepatit B aşısını ivedilikle yaptırmalıdır.

AŞILANMA SONRASI HEPATİT B YE KARŞI BAĞIŞIKLIK OLUŞUP OLUŞMADIĞI TESPİT EDİLEBİLİR Mİ? KİMLERDE BU TESPİTLER GEREKLİDİR ?
EVET...antikor titresi denilen aşıya karşı yanıtın oluşup oluşmadığını anlamak için hekiminiz testler isteyebilir. Bu rutin bir uygulama değildir. Aşının % 95 oranında tuttuğunu belirtmiştik. Ancak bazı riskli gruplara aşının tutma oranını gösteren testler istenebilir. Sağlık çalışanları, kronik hepatit B enfeksiyonu olan seks partnerine sahip kişiler, vücut savunma sisteminde ciddi değişimler olan kişilerde aşının tutup tutmadığını anlayıcı testler istenebilir. Ayrıca hepatit B aşısından sonra bağışıklanmadığınız gibi bir inancınız varsa hekiminizle tartışın, gerekli görülürse aşının bağışıklık oluşturup oluşturmadığını testlerle sınayabilirsiniz.

AKUT HEPATİT B ENFEKSİYONUNDA TEDAVİ:
Akut hepatit B enfeksiyonunda belirgin bir tıbbi tedavi yoktur. Tedavi daha çok destekleyici yöndedir. Bu tedavide en önemli unsurlardan biri evde tedavidir. Bu tedavi hastalığın yayılması ve şikayetlerin rahatlaması üzerine inşa edilmelidir.

HEPATİT B VE EVDE TEDAVİ:
Ev tedavisinde ; aktivitelerinizi yavaşlatın, yorucu hareketlerden kaçının, yorulduğunuzda hareketleriniz yavaşlatarak dinlenin. Ancak evde iken yatak istirahatı zorunlu değildir. Akut (yeni) dönemde okula ve gitmeyin. Şiddetli ve stresli egzersizlerden kaçının.

AKUT HEPATİT B ENFEKSİYONUNDA DİYET:
Hepatit ve diyet. Ne tür bir hepatit diyeti uygulamalıyım en çok sorulan sorulardan biridir. En önemli unsurlardan biri akut hepatit diyetinde (hepatit B diyeti) sıvı alımıdır. Bulantı ve kusmanın yaratacağı sıvı kaybı yerine konulmalıdır. Protein orano düşük, kalori oranı yüksek bir hepatit diyeti hekimler tarafından önerilmektedir. Eğer içtiğinizde rahatsızlık vermiyorsa doğal meyve suları alınabilir. Ayrıca çorba içilebilir. BU DÖNEMDE EN ÖNEMLİSİ ALKOL VE KARACİĞERİ RAHATSIZ EDECEK İLAÇLAR KULLANMAMAKTIR. BU DURUM KARACİĞER İLTİHABI VE KARACİĞER ZARARINI ARTIRACAKTIR. Burada en önemli unsur ilaç alınımınızı hekiminizle konuşarak ayarlamanızdır. En doğrusu hekiminizle konuşarak çözmeye çalışın. Alkolden ise en az 4-5 ay uzak durmanız gerekecektir.

FULMİNAN HEPATİT:
Bazen akut hepatit B enfeksiyonu fulminant hepatit denilen bir forma dönüşür. 1-2 hafta içinde akut karaciğer yetmezliği ortaya çıkaran bir durumdur. Fulminant hepatit te ölüm oranı yüksektir. Karaciğer transplantasyonu ile hastaların kurtulması mümkün olabilir.

HBV DNA TESTİNİN ÖNEMİ: (HEPATİTB dna testi)

Yeni alınmış bir hepatitb hastalığında bu testin yüksek olması bulaşıcık oranın yüksek olduğu anlamındadır. Kronik hepatitb hastalığı olan kişilerde ise yüksek olması hepatitin derecesinin yüksek olduğunun göstergesidir. Bu durumda tedavi başlanmalıdır. Ve tedavinin etkilerini de ölçmenin en iyi yolu HEPATITB DNA testidir.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 16:16
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #3
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

HEPATİT C

Ad:  hepatit5.jpg
Gösterim: 940
Boyut:  56.1 KB

Hepatit C virüslerle bulaşan hepatitler arasında kan yolu ile en sık bulaşan tiptir. Bu sebeple özellikle kan nakli ve kan ürünleri ile edinildiğinin bilinmesi oldukça önemlidir. Son zamanlarda tıp literatüründe de yayınların sayısı arttıkça hepatit C ile ilgili bilgilerimizde artmaktadır.

Hastalık çoğu zaman akut(aniden ve kısa sürede) başlar. Hafif ve orta derecede geçirilen bir takım belirtiler kişi tarafından çoğu zaman algılanmaz. Bu arada karaciğer enzimlerinde hafif yükselme ile giden bir kan tablosu hakimdir. Akut dönemde hastalığı geçiren kişilerin yaklaşık % 85 inde hastalık kronik hepatit e doğru gider. Bu oldukça yüksek bir rakamdır. Ve dahada önemlisi bu hastaların % 20 sinde siroz denilen( siroz = Kronik yaygın ve ilerleyici karaciğer iltihabıdır.) tablo ortaya çıkar.

HEPATİT C HASTALIĞININ BELİRTİLERİ:
Hepatit c belirtileri hafif olarak algılanabilir yada farkında olmadan geçirilebilir. Genel olarak küçük çocuklarda belirtisiz seyreder. Ancak daha büyük çocuklarda yetişkinlerde bazi belirtiler görülür

Hepatit c belirtiler:
  • Hailsizlik ve kaslarda zayıflık hissi
  • Baş ağrısı
  • Karın ağrısı (ki bu ağrısı karaciğer bölgesinin hemen üzerindeki bölge)
  • Bulantı
  • Koyu renkte idrar (kola rengi)
  • Kilo kaybı
  • Yağlı yiyeceklerden tiksinme
  • Nadiren sarılık
  • Eklem ağrıları
KRONİK HEPATİT C
6 aydan daha fazla sürede devam eden hepatit C ile oluşan hepatit durumu kronikleşmiş hepatit C hastalığıdır. Özellikle küçük çocuklarda belirti vermeden gider. Ancak daha ileri yaşlardaki bireylerde bazı belirtiler olabilir

Kronik hepatit C belirtiler:
  • Sebat eden bir halsizlik
  • Hafif-orta derece karın ağrısı
  • Siroz belirtileri: vücutta kırmızı damar lekeleri ki bunlara spider (örümcek) denir. Avuç içersindeki kızarıklıklar, karında şişlik, el ve ayaklarda ödem ve şişlik gibi belirtileri olan karaciğer de fibrozla giden çok ciddi bir hastalıktır.

KRONİK HEPATİT C DE SİROZ OLUŞUYOR. PEKİ SİROZUN ŞİDDETİNİ ARTIRAN RİSK FAKTÖRLERİ VARMIDIR?

20-30 yıl gibi bir ortalama sürede ortaya çıkan siroz bazı durumlarda şiddetlidir;
  • Yaş (ileri yaşlarda siroz daha şiddetlidir)
  • Erkek hastalarda siroz daha şiddetlidir
  • Alkol kullananlarda siroz daha şiddetlidir
  • Sigara ve tütün siroz daha şiddetlidir
  • Aids (AIDS - HİV ) siroz daha şiddetlidir
KRONİK HEPATİT C DE KANSER OLUŞUMUNU ARTIRAN RİSK FAKTÖRLERİ VAR MIDIR?
EVET...Bazı faktörler karaciğer kanseri riskini provoke eder, bunlar;
  • Alkol kullanımı
  • Siroz gelişimi
  • İleri yaş
  • Erkek hasta olmak
HEPATİT C KARACİĞERDEN BAŞKA HANGİ SİSTEMLERE ZARAR VERİR?
Hepatit C karaciğer hasarı dışında vücutta deri, böbrekler , tükürük bezleri, göz ve romatizmal sorunlara yol açabilir.

HEPATİT C VE DÖVME AKAPUNKTUR PİERCİNG
Bu gibi uygulamalarda hastalığın geçme riski eğer steril ortamlarda olmaz ise her zaman söz konusudur. Bu gibi yerlerde hijyen ve sterilizasyon çok önemlidir.

HEPATİT C NASIL BULAŞIR ?
Hepatit C nasıl bulaşır sorusu oldukça önemlidir. HepatitC nin kan yolu ile bulaştığını belirtmiştik. Kan ve kan ürünleri ile geçebilmektedir. Ayrıca uyuşturucu kullananlarda iğnelerden bulaşması dolayısıyla oldukça yaygın görülür. Ayrıca tüm sağlık çalışanları hepatit B de olduğu gibi hepatit C içinde riskli bir gruptadır. Sağlık çalışanlarına yine iğne batması ve diğer tıp ekipmanı ile bulaşması söz konusudur. Doğal olarak akla gelen hepatit C nin cinsel ilişki ile geçip geçemediği sorusudur? Hepatit C cinsel yolla bulaşır, ancak bu olasılık son derece düşüktür. Tek eşli çiftlerde bu olasılık daha da zayıftır. Ancak çok eşli , cinsel yolla bulaşan hastalığı olan ve AİDS li kişilerde cinsel yolla bulaşma olasılığı yüksektir. Ayrıca organ nakli sırasında hepatit C geçme olasığıda çok yüksektir. Ancak özellikle kan nakli ve organ nakillerinde kan ve organlar hepatit C yönünden taranmaktadır. Bu da hastalığın yayılmasını önlemektedir.

HEPATİT C ANNEDEN BEBEĞE DOĞUM SIRASINDA GEÇERMİ?
EVET...%6 olasılıkla hepatit C anneden bebeğe geçer. İlaveten annnede aids var ise hepatit C nin bulaşma olasığı dahada yükselir.

AYNI EVDE YAŞAYAN KİŞİLERDE HEPATİT C VAR İSE BULAŞIR MI?
Bu çok sık görülen bir durum değildir. ancak aynı kaşık, çatal ve bardağı paylaşmak bulaşma açısından riski son derece artırır. Önemli olan bu saydığımız eşyaları paylaşmamaktır. Bunların dışında aynı evde yaşamak bulaşma açısından yüksek risk taşımaz.

ANNEDEN ÇOCUĞA EMZİRME İLE GEÇER Mİ?

HAYIR...ancak annenin meme başında kanama ve enfeksiyon olmaması gerekir.

ÖNEMLİ NOT: HEPATİT C Lİ HASTALARIN % 10 UNDA BULAŞMA SEBEBİ BİLİNMEMEKTEDİR.

HASTALIĞIN KULUÇKA SÜRESİ:
Hepatit C nin kuluçka süresi 2 hafta ile 6 ay arasıdan değişen bir süreçtir. Ancak bugün tıp yayınlarında hastalığın hangi döneminde ve ne kadar süre ile bulaşıcı olduğu bilinmediğinden hastalık tespit edildiğinde diğer insanlara bulaşmaması için kişinin uyarılmasında büyük fayda vardır.

HEPATİT C VE TESTLER

Hepatit C yi saptamak için çeşitli testler vardır. Daha öncede belirtildiği gibi hasta eğer bir takım belirtilerle hekime başvurduğunda hekiminiz çeşitli testler ister;

Karaciğer enzimleri
  • Anti-HCV : hepatit C antikor (vücut tarafından üretilen koruyucu serum) testi
  • İlave antikor testleri:3 jenerasyon antikor tespit edici testler ilaveten istenebilir. Ancak bu testler 3-5 ay sonra opzitif sonuç verir. (enzim immuno assay yöntemi)
  • HCV RNA testi : en duyarlı test hepatit C virüsünün genetik yapısını tespit etmeye yönelik bir testtir. Bu virüsün çoğaldığını ve enfeksiyonun akut (yeni) olduğunu gösterir. Hatta bu testlerle hepatit C virüsünün miktarı dahi saptanabilmektedir. Tedaviden önce bu miktarın saptanması, tedavinin yaralı olup olmadığı konusunda daha hekime testlerin tekrarındaki miktarla bir değerlendirme imkanı verir.
Karaciğer biyopsisi (karaciğerden parça alma)
HEPATİT C GENETİK TESTLERİNDE VİRÜSÜN ÇEŞİTLİ GENETİK YAPILARI SAPTANMAKTA. PEKİ BU GENETİK FARKLILIK BİR ÖNEM TAŞIR MI?
EVET....testlerde farklı genetik yapıların önemi vardır. Genotip 2 ve genotip 3 denilen virüs tipleri, genotip 1 denilen virüs tiplerine göre tedaviye daha iyi cevap verir.

PEKİ KARACİĞER BİYOPSİSİ SONUCU TEDAVİ STRATEJİLER VAR MIDIR VE ÖNEMLİ MİDİR?
EVET...eğer düşük derecede karaciğer iltihabı ve fibrozu sonucu biyopsi ile ortaya çıkmış ve beraberinde karaciğer enzimleri hafif derecede artmış hastalar anti-viral (virüse karşı tedavi)tedaviye ihtiyaç duymaz . Ancak fazla miktarda fibroz olan hastalarda ise anti-viral tedaviye alınır. Bu hastalarda enzimler orta derecede artmıştır. Unutmayın elbette bu karaı hekiminiz verecektir. Ayrıca karaciğer biyopsisi yapılan tedavinin sonuçlarını görmek için yapılabilir. Buda son derce önemlidir.

KİMLER HEPATİT C TARAMA TESTİ YAPTIRMALIDIR?

  • Anormal karaciğer enzim testleri olanlar
  • Geçmişte size kan nakli yapılmış ise (bu yaklaşık olarak 5-10 yıl önce yapılmış ise yahut size kan veren bir kişinin hepatit C olduğunu öğrendiniz ise)
  • Size organ nakli yapıldıysa (özellikle 5-10 yıl önce...)
  • Tüm sağlık çalışanları
  • Korumasız cinsel ilişkileriniz olduysa (özellikle çok partnerli)
  • Hemodiyaliz hastası iseniz
  • Hemofili veya benzeri kan ürünleri gerektiren bir hastalığınız varsa
  • Hepatit C hastası iseniz ve çocuk sahibi olduysanız 1 yıl içinde hepatit C testi yaptırmalısınız (baynalar)
UNUTMAYIN !!! HEPATİT C , HEPATİT B VE AIDS KAN VE CİNSEL YOLLA BULAŞIR...
HEPATİT C TEDAVİ:
  • Hepatit C de tedavi hastalığın derecesine göre belirlenir.
  • İnterferon (haftada 3 kez enjekte edilir)
  • Uzun etkili interferon (haftada 1 kez enjekte edilir)
  • Ribavirin
  • Bu ilaçlar tek veya kombine halde hekiminiz tarafından kullanılır.
AKUT HEPATİT C DE TEDAVİ:
Genel olarak farkında olmadan geçirilmesi sebebi ile hepatit C akut (yeni) dönemde tedavi edilmeden atlanır. Ve çoğu hastada virüs kronikleşmiş (müzmin) bir enfeksiyon halinde iken tespit edilir. Ancak bu hastalıkta bir çok bilim adamı akut dönemde yakalanan hastalığıa anti-viral tedavi uygulandığında hastalığın kronikleşmeyeceği inancındadır. Yapılan çalışmalarda akut dönemde yakalana ve 6 ay boyunca interferon tedavisine alınan hastaların % 98 de hastalığın kandan tamamen kaybolduğu, ve karaciğer enzimlerinin normale döndüğü saptanmıştır.

KRONİK HEPATİT C DE TEDAVİ:

Kronik hepatit C tedavisinde 2 ilaç kullanılır. Bunlar ribavirin ve interferon. Ancak her hasta için bu iki ilaç uygulanamaz. Buna en güzel kararı hekiminiz verecektir. Ancak interfeon ve ribavirin tedavisine aday hastalarda uzun süreli tedavide kür sağlanmaktadır. Yapılan yeni çalışmalarda daha uzun etkili olan bir interferon çeşidi peginterferon ile ribavirinin bir arada kullanılmasının çok iyi sonuçlar ortaya çıkardığı görülmüştür. Ve bu tedavi artık standart tedavi olarak ortaya çıkmıştır. Yapılan çalışmalarda bu tedavi ile ortalama % 50 lerde bir başarı sağlanmış ve kanda hepatit C saptanmamıştır.

PEKİ TEDAVİNİN SÜRESİ NE KADARDIR?
  • 6 ay –ile 1 yıl arasında değişir.
  • Genotip 2 ve genotip3 olanlarda tedavi 6 ay
  • Genotip 1 olanlarda 1 yıl devam eder.
ANTİ-VİRAL TEDAVİ KİMLERDE İDEAL OLARAK UYGULANIR?
HCV genotip 2 ve genotip3 olanlar
Hafif ve orta derecede karaciğer fibrozu olan kişiler (karaciğer biyopsisi en iyi fikir verir.

KİMLER İÇİN ANTİ VİRAL TEDAVİ İYİ BİR SEÇENEK DEĞİLDİR ?
  • HCV Genotip 1 grubu hastalar
  • Yoğun depresyonu olan hastalar
  • Kalp rahatsızlığı olan hastalar
HEPATİT C TEDAVİSİNDE YARDIMCI FAKTÖRLER VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN UNSURLAR NELERDİR ?
  • Alkol kullanmayınız
  • Sigara kullanmayınız
  • Karaciğerden atılan ilaçlara dikkat edin ve doktorunuzla bu konuyu tartışın. Bu tür ilaçlar kullanmayınız
  • Hepatit B aşınız yoksa yaptırınız
  • Hepatit A aşısı yaptırınız
HEPATİT C DE KİMLER İZLENMELİDİR ?
Karaciğer enzimleri hafif yükselen ve karaciğer biyopsisinde fibroz ve ağır hasar olmayan hastalar, hekimleri tarafından izlenmesi tavsiye edilmektedir. Bu hastalara düzenli olarak karaciğer enzim testleri ve her 3-5 yılda bir karaciğer biyopsisi yaptırmaları önerilmektedir.

ANTİ VİRAL TEDAVİYE CEVAP NEGATİF OLSA BİLE BAZI OLUMSUZ SONUÇLARA GİDİŞ DURABİLİR Mİ?
Evet...! bazı hastalar anti viral tedaviye olumlu yanıt vermez ve kanda virüs oranı düşmez. Ancak bu hastalarda siroz oluşumu ve karaciğer kanseri riskini anti-viral tedavinin azalttığı göstermiştir. En azından bu durum bile teselli vericidir.

ARAŞTIRMA HALİNDE BAŞKA İLAÇLAR VARMI ?
EVET...
  • İnterlökin 10
  • İnterferon ve ribavirinle kombine amantadin tedavisi
  • Gen Terapi
CİNSEL İLİŞKİ SIRASINDA NASIL KORUNABİLİRİM ?
TEK EŞLİLİK VE LATEX KONDOM(PREZERVATİF KULLANMAK) MUTLAKA KULLANINIZ
EŞYALARINIZI KİMSE İLE PAYLAŞMAYINIZ.
ELLERİNİZ TEMİZ YIKAYINIZ

HEPATİT C VE EVDE TEDAVİ:
Ev tedavisinde ; aktivitelerinizi yavaşlatın, yorucu hareketlerden kaçının, yorulduğunuzda hareketleriniz yavaşlatarak dinlenin.

AKUT HEPATİT C ENFEKSİYONUNDA DİYET:
Hepatit ve diyet. Ne tür bir hepatit diyeti uygulamalıyım en çok sorulan sorulardan biridir. En önemli unsurlardan biri akut hepatit diyetinde (hepatit C diyeti) sıvı alımıdır. Bulantı ve kusmanın yaratacağı sıvı kaybı yerine konulmalıdır. Protein oranı düşük, kalori oranı yüksek bir hepatit diyeti hekimler tarafından önerilmektedir. Eğer içtiğinizde rahatsızlık vermiyorsa doğal meyve suları alınabilir. Ayrıca çorba içilebilir. BU DÖNEMDE EN ÖNEMLİSİ ALKOL VE KARACİĞERİ RAHATSIZ EDECEK İLAÇLAR KULLANMAMAKTIR. BU DURUM KARACİĞER İLTİHABI VE KARACİĞER ZARARINI ARTIRACAKTIR. Burada en önemli unsur ilaç alınımınızı hekiminizle konuşarak ayarlamanızdır.

ANTİ VİRAL TEDAVİDE EN ÖNEMLİ YAN ETKİ NEDİR ?
Depresyondur. Hekiminizle bu konuyu tartışmaktan çekinmeyiniz.

HEPATİT C VE KARACİĞER NAKLİ ( TRANSPLANTASYON)
Önlenemeyen ve tedaviye cevap vermeyen yaygın bir fibrozla giden hepatit C vakalarından sonra karaciğer fonksiyonlarını icra edemez bir hale gelirse artık bu hastalar karaciğer nakline aday hastalardır ve transplantasyon gerekir.

TRANSPLANTASYONDAN SONRA HEPATİT GERİ DÖNER Mİ?
Maalesef EVET...Ancak transplantasyondan sonra anti viral tedavi uygulanması tekrar ortaya çıkma dönemini uzatır
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 16:17
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #4
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

HEPATİT D


Hepatit D çoğalabilmesi için Hepatit B virüsüne ihtiyaç duyması bakımından bu ailedeki enteresan viral hepatitlardendir.

HEPATİT D VE İKİ FARKLI FORM
  • Ya hepatit B ile aynı anda alınır ve geçirilir.
  • Ya da hepatit b geçirmiş kronik hepatit B si kişilerin daha sonara bu virüsle karşılaşması ile olur.
HEPATİT D DE KLİNİK SEYİR
Bu hastalık hepatit B hastalığının gidişini hızlandırır ve kötü yönde etkiler.Hepatit D çoğalma için hepatit B virüsüne ihtiyaç duyduğundan beraberce siroz tablosuna

HEPATİT D VE BULAŞMA YOLLARI
Damardan uyuşturucu kullananlarda, hemofilili hastalarda ve homoseksüellerde bulaşma riski ve görülme sıklığı oldukça yüksektir. Anneden bebeğe geçme çok nadir olarak görülür. Rusya ve Romanya sık görülen bir hastalıktır.

HEPATİT D DE TEŞHİS
Yeni geçirilmekte olan enfeksiyonda :Anti-HDV düşük titrElerde (oranda)
Kronik (müzmin) vakalarda ise yüksek titrelerde Anti-HDV oranı görülür.

HEPATİT D DEN NASIL KORUNMAK GEREKİR?
Hepatit D korunma Hepatit B geçirmemektir. Yani Hepatit B taşıyıcısı değilseniz ve Hepatit B aşınız var ise hepatit D ye karşıda korunuyorsunuz demektir.

HEPATİT E


Özellikle Hindistan, Asya'nın bir kısmı ve Afrika da görülen bu hepatit E virüsü oral-fekal yani ağız dışkı yolu ile geçiş göstermektedir. Özellikle Endonezya da % 40 a varan bir taşıyıcılık oranından bahsedilmektedir.Türkiye de ise hepatit
E taşıyıcılığı % 5 civarındadır. Avrupa da hepatit E taşıyıcılığı % 1 bile değildir.

KLİNİK SONUÇLAR
Hepatit E nin en önemli klinik sonucu gebelerde % 10-20 ye varan bir ölüm riskine sebep olmasıdır.

HEPATİT G


Karaciğerde enfeksiyon etkeni olan hepatit etkeni virüslerden biri olan hepatit G virüsü yeni bulunmuş (laboratuarda yeni tespit edilmiş) bir viral hepatit virüs türüdür. Özellikle uyuşturucu kullananlar, diyaliz hastaları ve hemofili hastalığı olan kişilerde normal popülasyona göre pozitiflik oranı yüksektir. Kronik hepatite yol açıp açmadığı konusunda çalışmalar devam etmektedir. Ancak şu anda ciddi anlamda karaciğerde bir probleme yol açmadığı yayınlanmaktadır. Flavi virüs denilen aileden olan hepatit G virüsü bir RNA virüsüdür. Amerika Birleşik Devletleri'nde kan vericilerinin % 2 sinde tarama testleri sonucunda pozitif sonuçlar çıkmıştır.

HEPATİT G NASIL BULAŞIR?
Hepati G nin de kan ve kan ürünleri ile bulaştığı yönünde yayınlar son 5-10 yıl içinde çeşitli kliniklerce yayınlanmıştır.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 13:44
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #5
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  hepatit6.jpg
Gösterim: 715
Boyut:  32.0 KB

Hepatit A Virüsü


Hepatit A virüsü (HAV) fekal ve oral yollardan bulaşır. Kontamine sular sık rastlanan bir enfeksiyon kaynağıdır. HAV göl sularında 4 haftaya kadar enfeksiyöz olma özelliğini korur. Kuluçka süresi 14-15 gündür. Parenteral bulaşma istisnadır. Yaşam standardının yükselmesi ve hijyen koşullarının iyileşmesine bağlı olarak toplumun kontaminasyonu geçtiğimiz on yıllar içinde önemli ölçüde azalmıştır. Hepatit A'ya karşı antikorlar 18 yaşın altındakilerin % 5'inden azında, ve 70 yaşın üzerindekilerin % 75'inden fazlasında bulunur.

TANI
Antijen: Hepatit A virüsü, prodrom döneminde dışkıda gösterilebilir. Kanda genellikle gösterilemez çünkü aşikar hastalık döneminde virüs replikasyonu sona ermiştir. Bu nedenle söz konusu antijen için dışkıda veya kanda yapılan elektron optik veya immunolojik testler bilimsel çalışmalar dışında endike değildir.
Antikorlar: IgM sınıfı spesifik antikorlar infeksiyon sonrasında 14 gün daha saptanabilir. IgM sınıfı antikorlar birkaç gün sonra ortaya çıkar. Bir kural olarak, IgG ve IgM sınıfı antikorlar aynı zamanda gösterilir. Bunlar mevcutsa ve hepatitin klinik kanıtları varsa, varlığı hepatit A'yı gösteren IgM sınıfı antikorlar için bir test yapılır.

KLİNİK GİDİŞ
Olguların % 99'dan fazlasında hepatit A 3 ay içinde spontan olarak iyileşir. Olguların % 0.1'inden azında fulminan hepatit görülür. Sarılık, olguların % 90 kadarında vardır. Yüzde 95'inden fazlasında transaminaz eğrileri bir zirve yapar ve hızla normale döner. Fulminan hepatitten sonra gürültüsüz bir karaciğer sirozu gelişebilir.

TEDAVİ
Spesifik tedavi yoktur. Fulminan hepatitte yoğun tıbbi tedavi endikedir. Komplike olmayan olgularda medikal zeminde kesin yatak istirahati gerekli değildir.

PROFİLAKSİ
Endemik bölgelere seyahat edenler için aktif aşılama ile profilaksi yapılabilir. Başlangıçta 1ml enjeksiyonu takiben 2-4 hafta ve 6-12 ayda enjeksiyonlar uygulanır. Aşılamanın başarı oranı %95'in üstündedir. Gamma globulin preparatları ile pasif inokülasyon (0.1 ml/kg vücut ağırlığı veya 5.0 ml im) bugün nadiren endikedir. Enfeksiyon ortaya çıkmış olduğundan ev koşullarında bu uygulama genellikle başarılı olmaz. Bulaşmayı önlemek için hijyen koşullarını düzeltici önlemlere derhal uyulması önerilir. Hijyen önerilerine sıkı bir şekilde uyulması ve aktif aşılama en iyi profilaksidir.

Hepatit b Enfeksiyonu


Hepatit-B virüsünün neden olduğu, birincil olarak karaciğerde iltihap ve karaciğer hücre hasarıyla seyreden bir hastalıktır. Hepatit-B virüsü; karaciğere yerleşir. Yalnız insanlarda hastalık yapabilen bir DNA virüsüdür. Virüsler dışında metabolik hastalıklar, toksik ve karaciğerde kanlanmayı bozan, ilaçlar, bazı bakteriler, parazitler ve bazı diğer virüslerle gelişen hastalık ya da enfeksiyonlar sırasında da akut viral hepatit gelişebilir.

HBV enfeksiyonunun dünyada ve Türkiye'deki durumu nedir ?

HBV enfeksiyonu tüm dünyada oldukça yaygındır. Dünyada her yıl 50 milyon kişi HBV ile enfekte olmakta ve bugünkü sayılarla dünya nüfusunun 2/5'i (2 milyar) bu virüsle enfekte olmuş durumdadır. Her yıl HBV'ye bağlı nedenlerle 1-2 milyon insan ölmekte ve dünyada 350 milyon insan bu virüsün taşıyıcısıdır.
Ülkemizde her yıl 200 bin kişi bu virüsle enfekte olmaktadır ve her üç kişiden birisi bu enfeksiyonu geçirmiştir. Ülkemizde 3-3.5 milyon kişi bu virüsün taşıyıcısıdır.

HBV enfeksiyonuna yakalanma riski kimlerde daha fazladır?

HBV enfeksiyonu için herkes eşit derecede risk taşımaz. Bazı insanlarda, hastalarda ve gruplarda enfeksiyon daha sık görülür. HBV enfeksiyonu için risk taşıyan gruplar şunlardır:
a) Sağlık personeli,
b) Çok sayıda kan transfüzyonu yapılan hastalar,
c) Hemofili ve hemodiyaliz hastaları,
d) HBV taşıyan kişi ile aynı evi paylaşanlar,
e) Birden fazla cinsel partneri olan heteroseksüeller,
f) Homoseksüel ve biseksüel erkekler,
g) Damar içi uyuşturucu kullananlar,
h) Kişisel hijyenin iyi olmadığı bakım evi, yurt ve hapishane gibi yerlerde yaşayanlar,
ı) HBsAg pozitif anneden doğan bebekler.

HBV nasıl bulaşır?

HBV dört yolla bulaşır:
a) Kan veya kan içeren sıvıların zedelenmiş deri veya mukoza ile teması sonucu (perkütan ya da parenteral bulaşma),
b) İnsandan insana zedelenmiş deri ya da mukoza aracılığıyla (horizontal bulaşma),
c) Cinsel yolla,
d) Annenin kanının ya da kanlı sıvılarının bebeğe zedelenmiş derisi ya da mukozası aracılığıyla ya da göbek kordonu aracılığıyla geçmesi ile (doğum sırasında) bulaşı.
HBV enfeksiyonunun kuluçka peryodu alınan virüs miktarına ve kişinin immün sisteminin direncine bağlı olarak 45-180 gün (ortalama 60-90 gün) arasında değişir.

HBV enfeksiyonunda hastalık belirtileri nelerdir ?
HBV enfeksiyonunda; enfeksiyon sık ancak hastalık enderdir. Virüsü alanların yaklaşık %50-65'in de hiç bir hastalık belirtisi gelişmeden enfeksiyonu geçirir. Virüsle enfekte olanların yaklaşık %30-50'inde kırıklık, yorgunluk, hafif ateş, mide bulantısı, karın ağrısı, eklem ve kas ağrıları gibi yakınma ve bulgular gelişir. Çocukların %10'undan azında, erişkinlerin %30-50'inde sarılık görülebilir. Virüsle enfekte olanların %1'inden daha azında enfeksiyon akut karaciğer yetmezliği ile ilerleyici ve şiddetli bir gidiş gösterir. Akut enfeksiyonun yaklaşık 1-6 haftalık klinik seyri vardır. Bu sırada hastalarda değişen derecelerde karaciğer enzimleri ve kan hücrelerinin yıkım ürününde yükselme gözlenir.

HBV enfeksiyonunun çocuk ve erişkinlerde seyri nasıldır?

Akut enfeksiyon çocuklarda erişkinlere göre daha hafif ve bulgu vermeden seyreder. Ancak bebeklerin immün sistemi nedeniyle enfeksiyon erişkinlere göre daha fazla oranda kronikleşmeye eğilimlidir. Yenidoğanların %5-10'unda, 1-5 yaş grubundaki çocukların %70'inde, erişkinlerin ise %90-95'inde virüs 6 ay içinde vücuttan temizlenerek bağışıklık gelişir. Akut enfeksiyon erişkinlerin yalnızca
%5-10'unda kronikleşirken, yenidoğanların
%90-95'inde, çocuk ve ergenlerin
%30'unda kronikleşir ve virüs taşıyıcısı olur.
Bu hastaların kronik karaciğer hastalıkları yönünden uzman doktorlar tarafından izlenmesi gerekir. Kronik karaciğer hastalıkları geliştiğinde µ-interferon tedavisi kullanılabilir, ancak başarısı sınırlıdır.

HBV taşıyıcısı kimlere denir ?

Akut enfeksiyondan sonra 6 ay içinde virüse karşı bağışıklık geliştirmeyen, virüsü veya virüs proteinlerini kanlarında taşıyan kişilere taşıyıcı denir. Öncelikle, bu kişiler virüsün sağlıklı bireylere bulaşmasında kaynaktırlar. Ayrıca bu kişilerde kronik aktif hepatit, siroz ve karaciğer kanseri gibi kronik karaciğer hastalıklarının gelişme riski yüksektir. Kronik hepatit-B ile karaciğer kanseri (primer hepatosellüler karsinoma) gelişmesi arasında sıkı bir ilişki vardır. Kronik virüs taşıyıcılarında primer hepatosellüler karsinoma gelişme riski taşıyıcı olmayanlara göre 200 kat fazladır. Kronik HBV taşıyıcıları ile virüsün bulaşma yollarından birisi ile temas edenlere yalnızca aşı yapmak yeterli koruyuculuğu sağlar.

HBV enfeksiyonundan nasıl korunuruz ?
Enfeksiyondan korunmanın en emin ve güvenilir yolu hepatit-B aşısı yaptırmaktır. Hepatit-B aşısı gen teknolojisi ile maya ya da memeli hücrelerinde üretildiklerinden son derece güvenilirdir ve bu tür enfeksiyonların bulaşmasına neden olmaz. Hepatit-B aşının kanser yaptığı söylentisi yanlıştır. Tam tersine aşı ile hepatit-B enfeksiyonundan korunulmazsa, HBV alınması ile böyle bir riske girmek söz konusudur. Hepatit-B aşısı virüsle karşılaşmadan önce ya da karşılaştıktan sonra kullanılabilir. Her iki durumda da koruyucudur
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 16:17
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #6
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Viral Hepatitler


Halk arasında bulaşıcı sarılık veya sarılık,tıp dilinde ise viral hepatit olarak bilinen hastalık nedir?
Viral hepatitler ve ya bulaşıcı sarılık denilen hastalığa değişik virüsler yol açmakta olup, bu virüsler ön planda karaciğer hücrelerini enfekte etmeleri sonucunda karaciğer fonksiyonlarını bozarak sistemik bir hastalığa yol açarlar. Bu virüslerin alınması sonucunda hastalık çoğunlukla sessiz olarak geçirilir. Bir bölümünde de ileri derecede halsizlik, iştahsızlık, bulantı ve karnın sağ üst bölgesinde ağrıyı takiben göz aklarında sararma, idrar renginde koyulaşma ortaya çıkar. Genellikle hastalar sarılık dediğimiz bu tablo ile doktora başvururlar. Alınan virüsün tipine bağlı olarak olguların çoğunluğu yatak istirahati ile kendiliğinden, kısa sürede iyileşirler. Gerek sessiz olarak gerekse sarılık tablosu ile seyreden viral hepatitlerin bir bölümü ise kronikleşirler ki bizim korktuğumuz ve hasta içinde tehlikeli olan durum budur.

Viral hepatitlere yol açan etkenler nelerdir?
Viral hepatitlere insanlarda hastalığa yol açan mikroorganizmalardan virüsler yol açmaktadır. Bugün için akut viral hepatitlere yol açan beş önemli virüs vardır. Bunların dışındaki bazı virüs ve bakterilerde oluşturdukları hastalık tablolarının bir parçası olarak karaciğeri de tutarak hepatit tablosuna yol açarlar. Fakat bunlar kronikleşmeye yol açmadığından önemli değillerdir. Hepatite yol açan beş virüs Hepatit A virüsü(HAV), Hepatit B virüsü(HBV), Hepatit C virüsü(HCV), Hepatit D virüsü(HDV) ve Hepatit E virüsüdür(HEV). Bunların içinde de HAV ve HEV bizim ülkemizinde içinde yer aldığı gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerde bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu iki virüsün yol açtığı hepatitin kronikleşmemesi sevindiricidir. Çünkü ülkemizde yetişkin yaş grubunun %90’ı A tipi viral hepatiti sessiz veya sarılıklı bir şekilde geçirmiştir.

Bu virüsler bizlere nasıl bulaşmaktadırlar?
Her virüsün bulaşma şekli farklıdır.HAV ve HEV özellikle hijyen koşullarına yeterince önem verilmeyen, su dağıtım ve kanalizasyon sistemlerinin yetersiz olduğu toplumlarda dışkı ile hastalıklı bireyler tarafından çıkartılan virüsle bulaşmış suların içilmesi ve gıdaların yenilmesi ile bulaşmaktadır. Yine aynı şekilde dışkı-ağız yolu ile aile içinde kişiden kişiye bulaşma da önemli bir geçiş yoludur.

Hepatit B virüsü ve HCV’ünde ise bulaşmada önemli rol oynayan en büyük virüs kaynağı taşıyıcılardır. Bulaşma virüsle bulaşık kan ve diğer vücut sıvılarının deri ve mukoza yoluyla geçmesi, cinsel yol ve anneden çocuğa doğum sırasında ve sonrasında geçmesi ile olmaktadır. Özellikle deri yoluyla virüsün geçişinde enjektörler, dövme, akupunktur, yeterince temizlenmemiş cerrahi araç ve gereçler önemli rol oynamaktadır. Ev içinde ortak kullanılan diş fırçaları, oyuncaklar, kaşık-çatal, traş bıçakları, havlular da bulaşmada önemlidir. HDV kendi başına hastalık oluşturmayıp, sadece HBV olan kişilerde hastalığa yol açmaktadır.

Viral hepatitlerde sıklıkla kullanılan "Taşıyıcı" kavramı ile ne anlatılmak istenir?
Herhangi bir virüsün kanda bulunması durumuna taşıyıcılık, bu kişilere de taşıyıcı denilmektedir. Bu kişiler potansiyel olarak toplum içinde bulaştırıcı konumdadırlar. Genellikle kanında B tipi hepatit virüsü bulunan kişilere taşıyıcı denilmektedir. Hepatit B virüsü için virüsün yüzey antijeni dediğimiz HBsAg’nin herhangi bir şekilde kanda 6 aydan fazla bulunması halinde taşıyıcılıktan söz edilir. Taşıyıcı olanların hepsini hasta olarak kabul etmek yanlıştır. Taşıyıcıların büyük bir bölümü sağlıklıdır. Sağlıklı taşıyıcılar yaşamlarını normal olarak, sağlıklı bir şekilde sürdürürler. Toplum içindeki taşıyıcıların az bir bölümünde ise kronik hepatit, siroz veya karaciğer kanseri bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında kanında HBsAg saptanan kişiler yukarıda sayılan hastalık tablolarının hangisi içinde yer aldıklarını bilmek için mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmak zorundadırlar. Toplum içinde bulaşma zincirini kırabilmemiz için öncelikle taşıyıcıların ortaya çıkartılması önemlidir.

Ülkemizdeki taşıyıcıların sayıları bilinmekte midir?
Bu sayı ve oranlar her hepatit tipi için farklıdır ve yapılan değişik çalışmalar ile ortaya koyulmuş durumdadır. Ülkemizde yetişkin yaş grubunun %70-90’ı A tipi viral hepatiti geçirmiş durumdadır. E tipi hepatit için bu oran %5 civarlarındadır.

Kronikleşme açısından önemli ve asıl ülkemiz için de tehlikeli olan B tipi için bulunan sayı ve oranlar korkunçtur. Tüm toplumun bölgeler arası farklılıklar olmakla birlikte %5-10’u Hepatit B virüsünü taşımaktadırlar. Bu oran aşağı yukarı 3-5 milyon kişiye karşılık gelir ki bu kişilerin çoğunun taşıyıcı konumda olduklarını bilmeyip toplum içinde en yakınlarından başlayarak hastalığı bulaştırmaları olayın ne kadar korkunç boyutlarda olduğunu göstermektedir.Yurdumuzda B tipi hepatit virüsü ile karşılaşma oranı %20-60 civarındadır. Bunun anlamı kabaca her beş kişiden biri veya üçü yaşamlarının bir döneminde HBV ile karşılaşmaktadır. Bunların çoğunluğunda koruyucu antikorlar gelişir ve bu kişiler yaşamlarının daha sonraki yıllarında bu hastalığa karşı korunmuş olurlar.
Hepatit C virüsü taşıyıcılığı ise yurdumuzda %1 civarlarındadır.

Kronikleşme ne demektir?
B,C ve D tipi hepatitler için kronikleşme tehlikesi sözkonusudur. Bunun anlamı bu olguların bir bölümü siroza, siroz olanlarında bir bölümü karaciğer kanserine dönüşecek demektir. B tipinde virüs alındıktan sonra olguların %90-95’i tamamen iyileşirler. Geriye kalan %5-10’unda sağlıklı taşıyıcılıktan kronik hepatit dediğimiz tabloya kadar değişen durumlar ortaya çıkar. Asıl tehlikeli olan durum kronik hepatit gelişmesidir ki bunların bir bölümünde 5-10 yıl içerisinde siroz gelişmektedir. Siroz gelişen olguların ise az bir kısmında karaciğer kanseri gelişmektedir. Diğer önemli bir noktada virüsün edinilme yaşıdır. Ne kadar erken yaşlarda virüs alınırsa kronikleşme o kadar fazla olmaktadır. Yenidoğan bir çocuğa virüsün geçmesi sonucunda hastalık %90 sıklıkla kronikleşecektir. Bu yüzden anneler mutlaka doğum öncesi dönemde taramalarını yaptırmalıdır. Çünkü B tipi viral hepatit aşılanma ile önlenebilir bir hastalıktır.

C tipinde ise durum daha değişik olup olguların %85’inden fazlası kronikleşmekte ve yaklaşık 20 yıl sonra bunların %20’unda siroz gelişmektedir. Siroz gelişen olguların %2-5'inde ise karaciğer kanseri gelişebilmektedir. Burada sözedilmesi gereken önemli ve sevindirici noktalardan biri de kronik C hepatiti gelişen hastalar normal yaşamlarını sürdürürler. B tipi hepatitden farklı olarak kronik hepatitten siroza ve sirozdan karaciğer kanserine dönüşüm onar yıllık aralarla olmaktadır.

Viral hepatitlerin bulaşmalarını önlemek için neler yapabiliriz?
A ve E hepatitlerinin bulaşmasını engellemek için hijyen koşullarının, su dağıtım ve kanalizasyon şebekelerinin daha mükemmel hale getirilmesi gereklidir. Bugün için A hepatiti geçirmeyenlere uygulanmak üzere aşılar mevcuttur. C tipi için henüz aşı bulunmadığından yukarda saydığımız bulaşmayı kolaylaştıran durumlara dikkat etmemiz gereklidir. Ülkemizde asıl sorun B tipi viral hepatittir. Sevinilmesi gereken bir durum bu hastalığın aşı ile önlenebilir olmasıdır. Halen kullanım için piyasada bulunan içerikleri hemen hemen benzer 4-5 farklı aşı mevcuttur. Aşılama öncesi kişinin B tipi virüsle karşılaşıp karşılaşmadığı mutlaka saptanmalıdır. Eğer taşıyıcı konumda ise mutlaka aile taramaları yapılıp öncelikle risk altındaki eş ve çocuklarıda aşı programlarına alınmalıdır. Aşı üç doz veya dört doz halinde uygulanmaktadır ve koruyuculuğu %90’ın üzerindedir. Biz öncelikle ailesinde taşıyıcı bulunanlar ve sağlık personeli başta olmak üzere herkesin olanakları ölçüsünde aşılanmaları gerektiğini düşünmekteyiz.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 16:18
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #7
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

HEPATİT B VE KORUNMA YOLLARI


Geçirildiğinde bazı durumlarda ciddi belirtilerle seyredebilen, bazen de kronikleşerek ciddi sağlık sorunları yaratabilen bir hastalık olan Hepatit B, aşı yoluyla hemen tümüyle önlenebilen bir hastalıktır.

Hepatit B enfeksiyonu, Hepatit B virüsünün (HBV) karaciğer dokusunda enfeksiyona yol açmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Virüs vücuda ilk kez girdiğinde şiddetli belirtiler ve sarılık yapabileceği gibi hiç bir belirti de vermeyebilir. Enfeksiyon sonrası seyir tam şifa ve ömürboyu süren bağışıklık olabileceği gibi kronikleşme ve kalıcı karaciğer hastalığına ve karaciğer kanserine dönüşüm de söz konusu olabilir.

Dünya Sağlık Örgütü hepatit B virüsünü insanda sigaradan sonra kanser yapan en önemli dış etken olarak değerlendirmektedir.

Hepatit B geçiren erişkinlerin %5-10'unda, çocukların ise %70'inde hastalık kronikleşir. Kronikleşen hepatit B enfeksiyonu karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanseri riskini önemli oranda artırır. Ek olarak kronik hepatit B enfeksiyonu olanlar virüsü taşımaya devam ettikleri için hastalığı başta yakın temas halinde olduğu kişiler olmak üzere diğerlerine bulaştırmak için önemli bir kaynak teşkil ederler.

İlk enfeksiyon sonrası taşıyıcı durumuna geçmeyen şanslı bireylerde vücutta gelişen antikorlar hastalığa karşı ömürboyu bağışıklık sağlarlar ve bu bağışıklığı olanlarda kronik enfeksiyona bağlı riskler gerçekleşmez.

Belirtileri nedir?
Virüs vücuda girdikten sonra 60-120 gün süren bir kuluçka dönemi sonrası belirti vermeye başlar. Hastaların yarısında hafif kırgınlık gibi hastalığa özgü olmayan belirtiler gözlenirken, diğer yarısında kas ve eklem ağrıları, başağrısı, bulantı kusma, yorgunluk, karaciğer bölgesinde ağrı gibi belirtilerle birlikte gözaklarında sararma, ciltte sararma, idrar renginde koyulaşma, dışkı renginde açılma ortaya çıkabilir.

Kimlerde olur? (Risk grupları)
Hepatit B enfeksiyonu damar yoluyla uyuşturucu kullananlarda, eşcinsel ilişkisi olanlarda, doktor, hemşire gibi sağlık personelinde, kanama bozukluğu nedeniyle sık sık kan ya da kan ürünü alanlarda, hemodiyaliz hastalarında diğer insanlardan daha sık görülür. Hastalığı taşıyan kişilerin yakınları da büyük risk altındadır.

Cinsel ilişki virüsün bulaşması için en uygun yollardan biridir ve bu haliyle hepatit B cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında da ön sıralarda yeralır.

Nasıl bulaşır?
Hepatit B virüsünü taşıyan kişilerin kanlarında, tükrük salgılarında, spermaları (meni) içinde , vajinal salgılarında virüs yoğun olarak bulunur. Virüsün çok az bir miktarının bile bağışıklığı olmayan birinin kan dolaşımına geçmesi enfeksiyonu başlatmaya yeterlidir. Virüs ciltte, ağızda, genital bölgelerde gözle bile görülmeyen ufak çatlaklar bularak kişinin kan dolaşımına geçebilmektedir. Aynı kaptan yemek yiyen kişiler arasında ve iyi temizlenmemiş çatal-bıçak gibi malzemenin kullanılmasıyla da bulaşabilir.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 13:46
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #8
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Kronik Hepatit


Kronik hepatit sözcüğü 6 aydan daha uzun süre devam eden hepatitler için kullanılır.Esas olarak B ve C tipi kalıcı (kronik) karaciğer hastalığı yapar. Delta hepatiti sadece Hepatit B'li hastalarda görülür. G hepatiti kalıcı olabilir ise de klinik önemi tam olarak bilinmemektedir.

Viral hepatitlerde kronikleşme ihtimali
Bu hastalığın nedenine ve kişiye göre değişen bazı faktörlere bağlıdır. Hepatit C de kronikleşme ihtimali %80'den fazladır. Erişkin hayatta geçirilen hepatit B de bu oran %10'dan az, çocukluk döneminde ise daha yüksektir.

Taşıyıcı ve hepatit
Taşıyıcı (Sağlıklı taşıyıcı) sözcüğü daha çok bazı hepatit B'li hastalar için kullanılmaktadır. Kanlarında Hepatit B virüsünü bulunduruyor olmakla birlikte muayene bulgularında, karaciğer fonksiyonlarında ve karaciğer biyopsilerinde hiçbir hastalık belirtisi göstermeyen kişiler taşıyıcı olarak tanımlanırlar. Bu kişilerde hastalığın aktif şekle dönüşmesi bütünüyle imkansız değildir. Bu nedenle belirli aralıklarla karaciğer fonksiyonlarının kontrol edilmesi ve muayenelerinin yapılması zorunludur. Taşıyıcılar bulaştırıcıdır. Bu gibi kişilerin yakın çevrelerinin hastalıktan korunmasında hepatitli olanlarla aynı yaklaşım izlenmelidir.

Hepatitli hastanın çevresindekilerin korunması
Koruma önlemleri öncelikle eş ve çocuklarını ve aynı ev ortamında bulunan kişileri kapsayacak şekilde planlanmalıdır. İlk yapılması gereken bu kişilerin halen virüsle infekte veya bağışık (infeksiyonu geçirip iyileşmiş dolayısıyla bir kere daha bulaşmayacak olanlar) olup olmadıklarını tesbitidir. Bundan sonraki aşamada aşı ve diğer koruma yöntemleri doktorunuzun önerileri doğrultusunda uygulanmalıdır. Hepatitli hastaların ağır ve yorucu işlerde çalışması, hastalığın ağırlığı ile ilgili bir durumdur. Bazı hastalarda istirahat veya aktivite kısıtlaması gerekli olabilir. Beslenme konusunda alkol dışında bir kısıtlayıcı yoktur. Alkol, hepatit bulunmasa bile karaciğeriniz için zararlıdır. Tamamen yasak olma konusu hastalığınızın durumuna göre değişir. Bu konuda doktorunuzun önerilerine uymalısınız.

Herhangi bir yiyeceğin (enginar, pekmez vs.) özel bir yararı yoktur. Önemli olan dengeli beslenmektir. Dengeli bir beslenme rejimi içerisinde olduğunuz sürece dışarıdan vitamin takviyesinin yararı bulunmamaktadır. Başka nedenlerle kısıtlama gerekmiyorsa her istediğinizi yiyebilirsiniz.

Başka hastalıklar nedeniyle ilaç kullanılması
Özellikle uzun süreli kullanımı gereken bazı ilaçlar sorun yaratabilir. Kortizon, bağışıklık sistemini etkileyen ilaçların kullanımı sakıncalı olabilir. En doğrusu öncelikle başka nedenlerle başvurduğunuz doktorlarınıza da hepatitli olduğunuz hakkında bilgi vermeniz, gerekirse kullanacağınız ilaçları karaciğer hastalığınızı izleyen doktorunuza bildirmeniz yararlı olur.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 13:46
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Hepatit Sarılık Değildir


Ülkemizde hepatitler sarılık adıyla da bilinmektedir. Hepatitli hastalarda sarılık görülebilir, ancak çoğu hasta sarılıksızdır. Karıştırılan diğer bir husus her sarılığın hepatit sanılmasıdır. Karaciğer, safra yolları, pankreas hastalıkları ve bazı kan hastalıklarında da sarılık görülebilir. Ülkemizde hepatitler sarılık, gizli sarılık, bulaşıcı sarılık, mikrobik sarılık gibi isimlerle tanımlanmaktadır.

Sarılık;


Kan hücrelerinden alyuvarların parçalanması ile ortaya çıkan ve bilirübin denen maddenin kanda birikmesi ile oluşur. Normalde bilirübin karaciğerden safraya atılmakta, böylece kanda birikmemektedir. Hepatitlerde bu işleyiş düzeni bozulduğundan bilirübin kanda birikmeye başlar. Sarılık gelişirken öncelikle idrar renginin koyulaştığı hissedilir. Hafif sarılıklarda sadece göz akları sararır. Bilirübin miktarı arttıkça bütün cilt sarı bir renk alır.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 13:47
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #10
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Hepatit A

Ad:  hepatit3.jpg
Gösterim: 788
Boyut:  83.8 KB

(HAV) fekal ve oral yollardan bulaşır. Kontamine sular sık rastlanan bir enfeksiyon kaynağıdır. HAV göl sularında 4 haftaya kadar enfeksiyöz olma özelliğini korur. Kuluçka süresi 14-15 gündür. Parenteral bulaşma istisnadır. Yaşam standardının yükselmesi ve hijyen koşullarının iyileşmesine bağlı olarak toplumun kontaminasyonu geçtiğimiz on yıllar içinde önemli ölçüde azalmıştır. Hepatit A'ya karşı antikorlar 18 yaşın altındakilerin % 5'inden azında, ve 70 yaşın üzerindekilerin % 75'inden fazlasında bulunur.

Tanı
Antijen: Hepatit A virüsü, prodrom döneminde dışkıda gösterilebilir. Kanda genellikle gösterilemez çünkü aşikar hastalık döneminde virüs replikasyonu sona ermiştir. Bu nedenle söz konusu antijen için dışkıda veya kanda yapılan elektron optik veya immunolojik testler bilimsel çalışmalar dışında endike değildir.
Antikorlar: IgM sınıfı spesifik antikorlar infeksiyon sonrasında 14 gün daha saptanabilir. IgM sınıfı antikorlar birkaç gün sonra ortaya çıkar. Bir kural olarak, IgG ve IgM sınıfı antikorlar aynı zamanda gösterilir. Bunlar mevcutsa ve hepatitin klinik kanıtları varsa, varlığı hepatit A'yı gösteren IgM sınıfı antikorlar için bir test yapılır.

Olguların % 99'dan fazlasında hepatit A 3 ay içinde spontan olarak iyileşir. Olguların % 0.1'inden azında fulminan hepatit görülür. Sarılık, olguların % 90 kadarında vardır. Yüzde 95'inden fazlasında transaminaz eğrileri bir zirve yapar ve hızla normale döner. Fulminan hepatitten sonra gürültüsüz bir karaciğer sirozu gelişebilir.

A tipi viral hepatit hakkında genel bilgiler
  • A tipi viral hepatit bulaşıcı bir karaciğer hastalığıdır.
  • Gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde yaşayanlar, bu ülkelere seyahat edenler risk altındadır.
  • Etken Hepatit A Virüsüdür (HAV).
  • Bulaşma “Dışkı - Ağız” yoluyla olur. Yani virüs içeren dışkı ile kirlenmiş sularla temas sonucu bulaşır. Bulaşmadan iyi yıkanmamış gıdaların alınması ve iyi temizlenmemiş suların içilmesi sorumludur.
  • Genellikle sessiz olarak geçirilir. Yakınmalı olarak geçirildiğinde halsizlik, ateş, ishal, karın ağrısı, göz aklarında sararma ve idrar renginde koyulaşma önemli belirti ve bulgulardır.
  • Yatak istirahati tedavinin esasıdır.
  • İyileşme 10 - 20 gün sürer. B ve C tipinde olduğu gibi kronikleşme sözkonusu değildir. Taşıyıcılığı söz konusu değildir.
  • Aşı mevcuttur ve koruyuculuğu oldukça iyidir.
  • İmmun globulin uygulaması kısa süreli (3 - 6 ay) koruma sağlar.
Bulaşma yolları:
Hepatit A virüsü hastalıklı kişinin dışkısı ile yayılarak, dışkı-ağız yoluyla bulaşır. Yani virüs içeren dışkı ile kirlenmiş sularla temas sonucu bulaşmaktadır. Bulaşmadan iyi yıkanmamış gıdaların alınması ve iyi temizlenmemiş suların içilmesi sorumludur. Bulaşmayı engellemek için şehir şebeke sularının temizliğine olabildiğince özen gösterilmeli ve gıdalar temiz sularla temizlenmelidir. Bulaşmayı kırmak için ellerin sabun ve suyla temizliği oldukça önemlidir. Bulaşma şekilleri şöyledir:

Hastanın dışkısının değişik şekillerde ele bulaştıktan sonra eller yıkanmadan yemek yeme ve enfekte dışkıyla kirlenmiş suların iyi temizlenmeden tekrar kullanılması.

Yol açtığı hastalıklar:
HAV ile infekte olanların büyük çoğunluğu (yüzde 70 - 80) sessiz olarak enfeksiyonu geçirir. Bu kişilerin enfeksiyonu geçirdiği laboratuvar testleriyle anlaşılabilir. Yakınmalı enfeksiyonun belirti ve bulguları ileri derecede halsizlik, iştah kaybı, ateş, ishal, karın ağrısı, bulantı-kusma, göz aklarında - deride sararma ve idrar renginde koyulaşmadır. Bu dönemde karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma ortaya çıkar. Transaminazlar (AST, ALT) ve bilirubinler yükselir. Sarılıklı bu dönem 10 - 20 gün sürer. Nadiren enzim yüksekliği ve halsizlik bir yıla kadar uzayabilir. Çok nadiren karaciğer koması gelişerek ölüme yol açabilir.

Hepatit B


Hepatit B , hepatit B virüsünün (HBV) meydana getirdiği bir enfeksiyon hastalığıdır. Dünyada en çok görülen enfeksiyon hastalıklarından biri olan hepatit B, bütün dünyadaki önde gelen dokuzuncu ölüm nedenidir.
Hepatit B, hafif ve belirti vermeyen bir enfeksiyondan, çok daha ağır karaciğer hastalıklarına ve bu arada sirozla primer hepatosellüler karsinomaya (karaciğer kanserine) kadar değişebilen çeşitli tablolara neden olabilir. Karaciğer kanseri, dünya da en yaygın kanserlerden biridir.
İltihap : Enfeksiyon etkenlerine veya tahriş edici maddelere tepki olarak bir dokuda iltihap hücrelerinin ve sitokinlerin toplanmasıdır.
Antijen : Vücuda giren ve bağışıklık sisteminin tanımadığı her türlü yabancı madde.
Antikor : Bağışıklık sistemi tarafından yapılan ve yabancı bir antijene bağlanıp onu nötürleşme amacı güden bir protein kompleksi.

Hepatit C


Hepatit C, Hepatit C virüsünün neden olduğu, karaciğeri etkileyen ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyon, insan vücudunda hastalığa yol açan bir mikrobun gelişmesi ve yayılmasıdır. Hepatit C enfeksiyonu yaşamınızı birçok yönde olumsuz etkileyebilir. Hastalığın başlangıcı grip ile karıştırılabilir, hatta hiçbir belirti görülmeyebilir. Bazı durumlarda ise, Hepatit C virüsü, kişinin kendisini haftalarca hiçbir iş yapamayacak derecede bitkin hissetmesine neden olabilir.
Hepatit C virüsü hastaların %50'sinde kronikleşir yani kalıcı olur.
En ciddi hepatit sebeplerinden biri olan Hepatit C virüsü, dünya üzerinde 170 milyon kişiyi etkilemektedir. Kan nakli ile bulaşan hepatitlerin en az %80'i Hepatit C'dir. Sıklıkla ortak şırınga kullanan uyuşturucu madde bağımlılarında rastlanır. Cinsel ilişki yolu ile geçiş sık görülmemektedir.
Bulaşma yolları; Hepatit C'nin en önemli bulaşma yolu Hepatit C virüsü taşıyan kanın naklidir. Günümüzde, kan nakli öncesinde Hepatit C virüsü açısından tarama yapılması zorunludur. Ancak geçmiş yıllarda tarama yapılmadan kan nakli yapılmış hastaların durumu belirsizdir ve risk taşımaktadır.
  • Hepatit C'nin bir diğer bulaşma yolu tıraş bıçağı, manikür-pedikür aletleri, tırnak makası gibi yaralanmaya sebep olabilecek aletlerin ortak kullanımıdır.
  • Hepatit C, dövme, piercing, akupunktur, kulak delinmesi gibi uygulamalarda steril olmayan aletlerin kullanımı ile de bulaşabilir.
  • Damar yolu ile uyuşturucu kullanan bağımlılarının ortak şırınga kullanımı Hepatit C bulaşma riskini arttırmaktadır.
  • Hepatit C virüsü hamile olan anneden bebeğe geçebilir ancak bu geçişin nadir olduğu düşünülmektedir.
  • Down sendromu, cüzzam, lösemi, lenfoma gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıkları olanlar, hemofili hastaları gibi sürekli kan verilenler, toplu bulunulan yerlerde yaşayan ve çalışanlar, düşük sosyoekonomik düzeyli toplumlar ve yaşlılar hastalığa yakalanma olasılığı yüksek risk gruplarını oluştururlar.
Kan Testleri; Hepatit C enfeksiyonu, az miktarda kan ile yapılan antikor testleri ile tespit edilebilir. Pozitif test sonuçları birkaç değişik anlama gelebilir.
1. Kronik Enfeksiyon: Hepatit C virüsüne bağlı, sürmekte olan kalıcı bir enfeksiyon bulunduğunu ve uzun vadede karaciğer hasarı riski olduğunu gösterir.
2. Geçirilmiş Enfeksiyon: Hepatit C virüsü bulaşmış, bağışıklık sistemi tarafından tanınmış ve yok edilmiştir. Karaciğer hasarı belirtisi yoktur. Bu durumda hastalığa karşı bağışıklık kazanılmıştır ve bir daha Hepatit C geçirme riski yoktur.
3. Yalancı pozitiflik: Bazen ilk taramalarda hastalık olmadığı halde testlerden pozitif sonuç alınması, ancak ileri tetkikler ile aslında negatif olduğunun saptanmasıdır. Eğer ilgili kan testleri pozitif sonuç vermişse, konunun uzmanı olan bir doktora başvurmalısınız. Bu durumda sizden şu tetkikleri yaptırmanız istenebilir.
a. Karaciğer Ultrasonu: Bu tetkik Karaciğer ve etrafındaki organları incelemek amacıyla yapılır.
b. Karaciğer Biyopsisi: Hastaneye yatış gerekmeden yapılacak olan bu işlemde karaciğerden inceleme yapmak üzere küçük bir parça alınır. İşlem sırasında anestezi uygulanacağı için herhangi bir acı hissedilmez. Çok önemli olan bu test ile karaciğer hasarı olup olmadığı tespit edilir.
c. Karaciğer Fonksiyon Testleri: Karaciğerin işlevini iyi yapıp yapmadığını belirlemek üzere karaciğerden salınan enzim düzeyleri ölçülür.
d.PCR: Kanda dolaşan Hepatit C virüsünün doğrudan tespit edildiği ileri düzey bir kan testidir. Her Sağlık Merkezi'nde bulunmayabilir.

Bu testler sonucunda doktorunuz sizinle konuyu tüm detayı ile konuşacak ve gerekeni yapacaktır.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 16:18

Benzer Konular

15 Kasım 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
1 Mayıs 2010 / 741852 Tıp Bilimleri