Arama

Kahramanmaraş

Güncelleme: 6 Şubat 2017 Gösterim: 51.157 Cevap: 16
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Kahramanmaraş

Ad:  Kahramanmaraş1.jpg
Gösterim: 1159
Boyut:  102.9 KB

topraklarının bazı bölümleri Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, daha büyük bölümü Akdeniz Bölgesi sınırları içinde kalan il ve il merkezi kent.
Sponsorlu Bağlantılar

Yüzölçümü 14.327 km2 olan Kahramanmaraş ili doğuda Malatya ve Adıyaman, güneydoğu ve güneyde Gaziantep, güneybatı ve batıda Adana, kuzeybatıda Kayseri, kuzeyde de Sivas illeriyle çevrilidir.

Doğal yapı.


İlin yüzey şekilleri Toros- lar’ın parçası olan dağlar, platolar ve tektonik kökenli düzlüklerden oluşur. En önemli yükseltiler kuzeyde Hezanlı Dağı (2.283 m), doğuda Nurhak Dağı (3.081 m), batıda Dibek ve Binboğa (Işık Dağında 2.935 m) dağları ile orta kesimdeki Berit Dağı (3.027 m), Engizek Dağı (2.814 m) ve Ahır (Maraş) Dağıdır (2. 342 m). Platolar özellikle ilin kuzey kesiminde yer alır. Berit Dağı çevresinde yer alan ve yüksekliği yer yer 1.000 m’ye kadar inen platolar, kuzeydeki platolara göre, iklim koşulları ve bitki örtüsü açısından hayvancılığa daha elverişlidir.

İlin kuzey kesiminde yer alan ve çevresi dağlarla çevrili olan Elbistan Ovası, Doğu Anadolu’nun güneyinde batı-doğu doğrultusunu izleyen tektonik kökenli Malatya-Uluova-Palu-Muş çöküntü ovaları dizisinin ilk ovasıdır. İlin orta kesimindeki dağlık alan Elbistan Ovasını güneydeki Kahramanmaraş Ovasından ayırır. Kahramanmaraş Ovası, Kahramanmaraş-Hatay Çöküntü Oluğunun kuzey kesimini oluşturur. İl topraklarının sularını toplayan akarsular çöküntü alanlarındaki eğime bağlı olarak akarlar. Söğütlü, Hurman, Göksün ve Aksu çaylarıyla büyüyen Ceyhan Irmağı Elbistan kenti yakınlarından doğar. İlin doğu kesimindeki küçük bir kesimin suları ise Nurhak ve Engizek dağlarından çıkan Göksu aracılığıyla il sınırları dışında Fırat’a ulaşır. Bu akarsulardan Aksu üzerinde sulama amaçlı Kartalkaya Barajı, Ceyhan Irmağı üzerinde de sulama ve enerji amaçlı Menzelet Barajı kurulmuştur.
İlin orta ve güney kesimindeki dağların alçak kesimlerinde meşe ve ardıçlar, yükseklerde ise kızıl çam, kara çam ve göknar- lardan oluşan ormanlar geniş yer tutar.

Ekonomi.


İl ekonomisinin temelini tanm oluşturur. Doğal yapı ve iklim özellikleri, Kahramanmaraş’ta çeşitli tarım ürünlerinin yetiştirilmesine olanak sağlar. 1972’de açılan Kartalkaya Barajı 22 bin hektardan çok tanm alanının sulanmasını sağlayarak, Narlı ve Kahramanmaraş ovalarında sebze ve meyve üretimini önemli ölçüde artırmıştır. 1989’da ilde yetiştirilen başlıca ürünlerin miktarı şöyleydi: 483.584 ton şeker pancarı, 362.558 ton buğday, 111.206 ton üzüm, 73.995 ton arpa, 67.076 ton nohut, 51.336 ton domates, 33.937 ton soğan, 28.407 ton fasulye, 27.048 ton çiğit ve 25.897 ton elma. Ayrıca azımsanmayacak miktarda armut, kayısı, dut, ceviz ve antepfıstığı yetiştirilir. Eskiden geniş yer tutan çeltik ekimi günümüzde önemini yitirmiştir.
Kahramanmaraş, 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl başlarında Anadolu’nun başlıca hayvancılık merkezlerinden biriydi. Bu dönemde çevredeki vilayetlerden gelen Türkmen aşiretler sürülerini yazın Maraş’ın yaylalarına çıkarırlardı. Yörede, Maraş ineği adıyla ünlü üstün nitelikli bir sığır cinsi beslenirdi.

Taşımacılığa bağlı olarak devecilik, atçılık ve çeki hayvancılığı yaygındı. Bugün de özellikle kuzeydeki dağlık kesimde mera hayvancılığı birincil geçim kaynağıdır. Sayıca azalmış olmakla birlikte bazı aşiretler hâlâ yaylacılık yapar. En çok koyun, kıl keçisi ve inek yetiştirilir; kümes hayvancılığı ve arıcılık da yapılır. 1958’de Türkoğlu İnekhanesi adıyla kurulan Kahramanmaraş Tarım İşletmesi koyunculuk ve tavukçuluk yapılan bölümleri, inekhanesi ve yem bitkileri üreten birimleriyle il hayvancılığına katkıda bulunur. Başlıca hayvansal ürünler deri ve süttür. İl dışına çok miktarda canlı hayvan satışı yapıldığından et üretimi düşüktür.

Kahramanmaraş, 1968’de kalkınmada öncelikli iller kapsamına alınmışsa da kurulan sanayi tesisleri, genellikle tarım ürünlerini işleyen birkaç kamu ve özel kesim yatırımıyla sınırlı kalmıştır. Bunlardan en önemlisi, iş olanağı sağladığı bini aşkın işçisiyle iplik, pamuklu dokuma ve hazır yatak takımı üretimi yapan Sümerbank’m Kahramanmaraş Pamuklu Sanayii Müessesesi’dir. İlin öteki önemli sanayi kuruluşları Afşin-Elbistan Termik Santralı, Elbistan’daki şeker ve Göksun’daki yem fabrikaları, Çukobirlik’in Kahramanmaraş kentindeki çırçır fabrikası ile özel kesime ait iplik, dokuma, çırçır, un, bitkisel yağ, toz ve yaprak biber, inşaat demiri, tarım araçları, madeni eşya, yonga levha ve kaplama, tuğla ve kiremit fabrikalarıdır.

İlin başlıca mesire yerleri Andırm’da Çınar Geçidi, Merkez ilçede Çamlık, Kapıçam, ve Başkonuş adlarıyla kurulmuş olan orman içi dinlenme yerleridir.
Yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin sayılan ilin çeşitli kesimlerinde madensuyu kaynakları ve mermer, Afşin yöresinde çimento hammaddesi, Elbistan yöresinde demir ve linyit, Göksün yöresinde alüminyum ve demir, Pazarcık yöresinde manganez, tuğla ve kiremit hammaddesi, Türkoğlu yöresinde barit, tuğla ve kiremit hammaddesi, Merkez ilçede de barit yatakları vardır.

Tarih.


Döngel köyündeki mağaralarda yapılan araştırmalarda ele geçen buluntular, yörede insan yerleşiminin Üst Paleolitik Çağda (y. 45-15 bin yıl önce) başladığını, Neolitik (İÖ 8000-5500) ve İlk Tunç (İÖ 3500-2000) çağlarında sürdüğünü göstermektedir. Yöre
Orta Tunç Çağında (İÖ 2000-1500) Suriye ve Mezopotamya’yı Kapadokya ile Anadolu’nun başka kesimlerine bağlayan önemli kervan yollarının kavşağındaydı. Hititlerin dağılma döneminde kurulan devletlerden Gurgum kent devleti aralıklarla Urartu ve Asurlara bağlandı. İÖ 7. yüzyılda Kimmer ve İskit istilasına uğrayan Gurgum, bu yüzyılın sonunda Medlerin, İÖ 6. yüzyılda da Perslerin yönetimine girdi. Uzun yıllar Perslerin Kapadokya Satraplığı sınırları içinde kaldıktan sonra, İÖ 333’te Makedonyalıların eline geçti. Kapadokyalılann Makedonya yönetimine karşı ayaklanmasından yararlanan Pers kökenli Ariarathes bağımsızlığını ilan etti.

Ariarathes’in kurduğu Kapadokya Krallığı daha sonra Pontus Krallığı’na bağımlı hale geldi. Yörenin merkezi olan Markasi bir süre Kommagene Krallığının denetimi altında kaldıktan sonra İS 1. yüzyılda Roma’ya bağlandı. Daha sonra Araplarla BizanslIlar arasında çekişmelere neden olan yöre, 1098’de Urfa Haçlı Kontluğu’nun, 1103’te Selçukluların eline geçti. Daha sonra Kilikya Krallığı ve Eyyubi yönetimlerinde kaldı; Selçuklu döneminde Babailerin ayaklanmasına sahne oldu. İlhanlı işgalinin ardından Memlûklere bağlandı, çevreye Türkmenler yerleştirildi. 1337’de Dulkadıroğullarının yönetimine girdi. 16. yüzyıl başlarında OsmanlI topraklarına katıldı ve 1522’de Zulkadriye Eyaleti’ne bağlandı. Eyaletin adı 1831’de Maraş olarak değiştirildi.

1898’de Halep vilayetine bağlı bir sancak olan Maraş, Mondros Mütarekesi’ nin imzalanmasıyla 22 Şubat 1919’da İngiliz işgali altına girdi. İngilizler kısa bir süre sonra Musul’a karşılık Anadolu’nun güney kesiminden çekildiler. İşgale karşı düzenlenen Ulucami Mitingi’nin ardından, 30 Ekim 1919’da Fransız birlikleri Maraş’a girdi. İşgalci Fransızlara ve onlarla işbirliği yapan Ermenilere karşı Sütçü İmam’ın başlattığı silahlı direniş halktan geniş bir destek gördü. Direnişi örgütlemek için 29 Kasım 1919’da Maraş Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu. Araplar (13 Ocak 1920) ve Harabe (19 Ocak 1920) çatışmaları ile 21 Ocak 1920’de başlayan Maraş kent savaşları, sonunda Fransizları çekilmeye zorladı (11 Şubat 1920).

Kurtuluş Savaşı sırasında halkın gösterdiği direnişten dolayı 7 Şubat 1973’te adı Kahramanmaraş olarak değiştirilen il ve il merkezinin yakın tarihindeki en önemli olay, 100’ü aşkın yurttaşın katledilmesine yol açan Kahramanmaraş Olayları’dır (19-24 Aralık 1978).

Kentin yapısı.


Eski Asur kaynaklarında geçen Markasi’nin önemli ticaret yollarının kavşağında bir ticaret kolonisi olarak kurulduğu sanılır. Geç Hitit devletlerinden Gurgum’un merkezi plan Markasi’nin adı, Roma döneminde İmparator Gaius Caesar Germanicus’un (Caligula) onuruna Germaniceia olarak değiştirildi. Bizans döneminde Germanikeia olarak anılan kente daha sonra Marasion adı verildi. Bu ad zamanla Maraş biçimine dönüştü.

Ahır Dağının güneybatı eteklerinde kurulu olan Kahramanmaraş kenti, temelde tarım ürünlerinin toplanıp işlendiği ve pazarlandığı bir merkezdir. Kalenin güneybatı eteklerinde yoğunlaşan yerleşim alanı ovaya doğru yayılmıştır. Çevresi zeytinlik, bağ ve sebze bahçeleriyle kaplıdır.

1950’lerde kırsal alanlarda gizli işsizliğin artması, 1960’larda ulaşım sorununun çözülerek ülkenin öteki kesimleriyle bağlantısının güçlendirilmesi, kentin çekici bir merkez olarak göç almasına neden oldu. 1950’de 34.641 olan kent nüfusu 1960’ta 54.447’ye, 1970’te de bir kat artarak 110.761’e çıktı. 1980’de 178.557’ye ulaşan nüfus 1985’te 210 bini aştı ve 1990’da da 230 bine dayandı. İmalat sanayisinin fazla gelişmemiş olmasına karşın, metal eşya ve makine üretimi, dokumacılık, orman ürünleri ve gıda imalatına dayalı küçük sanayi oldukça canlıdır. Metal eşya ve makine üretimi dalında çalışan atölyelerde bakır ve alüminyum levha, geleneksel bakır dövmeciliğiyle hediyelik eşya, kalorifer kazanı, tarım araç ve makineleri üretimi yapılır. Dokumacılık dalında çok sayıda çırçır, pamuklu dokuma, halı ve kilim üreten atölye vardır. Hızar, marangoz ve mobilya atölyelerinin yanı sıra bir bölümü Arap ülkelerine ihraç edilen biberin işlendiği atölyeler ile zeytinyağı arıtma, tuz öğütme tesisleri ve deterjan imalathaneleri vardır. Ünlü Maraş dondurması kenti simgeleyen bir üründür.

Kayseri, Gaziantep, Adana ve İskenderun’a nitelikli karayollarıyla bağlı olan kent, Ankara’ya 602 km uzaklıktadır. Fevzipaşa- Narlı demiryolundan Köprüağzı yakınlarında ayrılan bir şube hattı Kahramanmaraş’a ulaşır.
Kahramanmaraş Devlet Hastanesi ve bir özel hastane kente sağlık hizmeti verir. Kentteki yükseköğretim kurumlan, Gaziantep Üniversitesi’ne bağlı Kahramanmaraş Ziraat Fakültesi ve Kahramanmaraş Meslek Yüksekokulu’dur.

Tarihsel yapılar.


Kent merkezindeki bir tepede yer alan ve birçok kez onarıldığı bilinen Maraş Kalesi’nin İÖ 1 - İS 2. yüzyıllar arasında yapıldığı sanılmaktadır. Yapım tarihi bilinmeyen ve bir mescit ile bir türbesi olan Dulkadıroğullarından kalma Taş Medrese, Taşhan ve Maraş Ulucamisi (1496) ile 15. yüzyıl yapısı olduğu sanılan Haznedarlı ve Hatuniye camileri ve İklime Hatun Mescidi (1549) kentin en eski tarihsel yapılarını oluşturur. 18. yüzyıl yapısı olduğu sanılan Tuzhan ile 19. yüzyılda yapıldığı sanılan Hışırhan, öteki önemli tarihsel yapılardır.

Kahramanmaraş Müzesi 1963’te kaledeki bir yapıda geçici olarak açılmış, 1976’da da yeni yapısına taşınmıştır. Müzede arkeolojik araştırmalarda ele geçirilen Tarih öncesine ait buluntular, Hitit çanak çömleği ve kabartmaları, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma heykeller ve sikkeler ile çevreden derlenen etnografik yapıtlar sergilenmektedir.
Kahramanmaraş Belediyesi, Cumhuriyet’ ten önce kurulmuştur. Nüfus (1990) il, 892.952; kent, 228.129.


Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 23:15
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #2
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Kahramanmaraş2.jpg
Gösterim: 944
Boyut:  73.3 KB

KAHRAMANMARAŞ (46)


Akdeniz bölgesinde, Adana bölümünün K.-D. kesiminde, topraklarının bir bölümü D.
Sponsorlu Bağlantılar
Anadolu bölgesine taşan il;
892 952 nüf, (1990);
14 327 km2;
merkez ilçe dışında 9 ilçe, 8 bucak, 513 köy.
Merkezi Kahramanmaraş, 228 129 nüf.(1990).
il topraklarının büyük kesimini D. ve G. -D. Toros sistemine bağlı dağlar kaplar. Bunlar, G.’de G.-D. Toroslar’ın bir kesimini oluşturan Engizek (2 814 m), Ahır dağı (2.301 m).ve Amanoslar'ın K. uzantısı, B.’da Dibek ve Binboğa dağları (2 917 m), K.'de Flezanlı ve Nurhak dağı (3 081 m) ile ilin orta kesimindeki Berit (3 027 m) dağıdır. Bu yüksek dağlar K.’de geniş Elbistan havzasını, G.'de ise genç faylarla sınırlanmış Maraş ovasını sınırlar. Arabistan platformu ile Torid’ler arasındaki kenet kuşağında yer alan il topraklarının şaryaj örtülerinden, bindirmelerden ve genç kırıklardan oluşan ve hemen bütün devirlere ait oluşukları içeren çok karmaşık bir jeolojik yapısı vardır. Amik ovasının uzantısı olan D. Anadolu fayı, ili G.-B.'dan K.-D.'ya doğru keser ve faylarla sınırlanmış dizi çöküntü ovasını sınırlar; bunlarira’n biri de Maraş ovasıdır.

Bu nedenle ilde depremsellik oranı yüksektir Akarsu ağı, tektonik hareketlerin belirlediği bu yer şekillerine uygun olarak kurulmuştur. Flemen bütün il topraklarının sularını toplayan Ceyhan ile onun kolu olan ve D. Anadolu fayı boyunca uzanan çöküntü ovalarının ve göllerin sularını boşaltan Aksu en önemli akarsularıdır. İl Akdeniz iklimi ile iç kesimlerin karasal iklimi arasında bir geçiş alanında yer alır, bu özellik sıcaklık şartlarında ve yağış rejiminde kendini gösterir. Bununla birlikte, Akdeniz ikliminin etkisi daha baskındır. Kışlar ilin G. kesiminde oldukça ılık (Kahramanmaraş ocak ort. 4,6 °C) ve yağışlı, yazlar sıcak (Kahramanmaraş ağustos ort. 28,1 °C) ve kuraktır. Yıllık yağış tutarı konuma, bakıya ve yükseltiye göre değişir (Kahramanmaraş 694 mm); dağlık kesimlerde 1 000 mm'yi aşar, denizden uzak ve dağlarla çevrili Elbistan havzasında 400 mm dolayına iner. Doğal bitki toplulukları bu iklim farklarını yansıtır. Kıyıya daha yakın kesimlerde Akdeniz bitki toplulukları, engebeli, yüksek kesim lerde ise, özellikle meşelerden ve daha az oranda kızılçam, köknardan oluşan ormanlar geniş yer kaplar. Oysa Elbistan havzası bozkır görünümündedir.

Çok engebeli bir yörede yer almasına karşın Kahramanmaraş, oldukça yoğun (km2,ye 62 kişi) nüfuslanmıştır. Yıllık nüfus artışı ise (%o 12,2) Türkiye ortalamasının altındadır. Ama bu bakımdan ilin Kahramanmaraş yöreleri arasında önemli ayrılıklar vardır. il haritası Kahramanmaraş’tan Sapa ve dağlık kesimlerdeki bazı ilçeler bir görünüm de nüfus hemen hemen hiç artmadığı ya da pek az arttığı halde, özellikle merkez ilçede, Afşin'de ve Elbistan'da, kırsal kesimden yönelen göçlerle Türkiye ortalamasının da üzerinde artışlar meydana gelmiştir. Ancak kentleşme oranı düşüktür; nüfusun % 45,6'sı kentsel yerleşmelerde, bunun da % 56'sı il merkezinde yaşar. İl topraklarının ancak % 22 kadarı tarıma ayrılmıştır. Başlıca tarım ürünleri, başta buğday olmak üzere tahıllar, bazı sanayi bitkileri (şekerpancarı ve pamuk), çeşitli sebze (özellikle nohut ve fasulye) ve meyvelerdir.

İl 1 242 599 küçükbaş havran (3/4 kadarı koyun) varlığı ve oldukça yüksek sığır sayısı ile dikkati çeker. Hayvan ve hayvan ürünleri kırsal kesimin başlıca gelir kaynağıdır. En önemli yeraltı zenginliği, günümüzde büyük bir termik santralı da besleyen düşük kaliteli ama yüksek rezervli Elbistan-Afşin linyitleridir. ilde ayrıca barit, krom, kurşun ve demir gibi cevherlerle, mermer yatakları vardır. Sanayi fazla gelişmemiştir. Çeşitli besin sanayisi dalları ile pamuklu dokuma sanayisinin toplandığı Kahramanmaraş kenti ilin başlıca sanayi merkezidir. Afşin termik santralının ise Türkiye elektrik enerjisi üretiminde önemli bir yeri vardır. Kahramanmaraş ili engebeli bir alanda yer aldığı için uzun süre ulaşım bakımından sapada kalmış ve bu nedenle gelişmesi olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu durum, il merkezinin 1948’de demiryolu ağına bağlanması ve 1950'lerden sonra yapılan yeni karayolları ile bir ölçüde düzelmiştir.

KAHRAMANMARAŞ


Akdeniz bölgesinin Adana bölümünün K.-D. kesiminde aynı addaki ilin merkezi; bölümün nüfus bakımından Adana ve Mersin'den sonra en büyük kenti; 228 129 nüf. (1990). Ankara'dan 607 km, Adana'dan 187 km uzaklıkta; bir şube hattı ile demiryolu ağına bağlı.

COĞRAFYA


Kent, Ahır dağının bir fayla sınırlanmış sarp G. yamaçlarının eteklerinde, verimli bir ovanın kenarında kurulmuştur. 1956'da imar planının yapılmasından sonra alanı ovaya doğru hızla ge lişen kentin çekirdeğini Antikçağ’da ve Ortaçağ'da önemli bir rol oynayan ünlü kalenin etrafındaki (özellikle G.-B.'sında) mahalleler oluşturur Başlıca ticaret ve iş merkezleri kale ile onun G.'ine düşen Belediye binası arasındaki alanda yer alır, istasyon G.’dedir ve 12 Eylül caddesi ile kent merkezine bağlanır. Bu caddenin üzerinde, içinde Atatürk kültür parkı'nın, işyerlerinin ve sergileme birimlerinin bulundu ürünlerini işleyen küçüklü büyüklü birçok sanayi kuruluşu) ve özellikle demiryolu ve karayolu bağlantısının düzelmesidir.

TARİH


Asur yazıtlarında adı "Markasi" olarak geçen Maraş, ticaret yolları üzerinde yer aldığından çok eski bir yerleşim yeridir. Bu Tarihöncesi'nin yerleşim merkezi, Hitit imparatorluğu'nun dağılma döne minde kurulan Gurgum hitit prensliğinin başkenti oldu. Babilliler’i ortadan kaldıran Medler, sonra Persler ve İ.Û. III. yy.'da da Büyük İskender burasını egemenlikleri altına aldılar. İskender'in ölümü üzerine (İ.Ö. 323) Selefkiler'in payına düşen kent, bir süre sonra Kappadokia krallığı'na geçti. İ.Û. I. yy.'da Anadolu'nun tümüyle birlikte Roma İmparatorluğu'nun bir parçası oldu. Romalılar kente imparator Caligula' nın onuruna Germaniceia adını verdiler.

Bizans döneminde kentin önemi daha da arttı. Halife Ömer döneminde Halit bin Vfelit komutasındaki İslam ordularınca fethe dildi (634). Vlll.-X. yy.'lar boyunca Araplarla BizanslIlar arasında sürekli el değiştiren kent, sonunda “Marasion" adıyla Bizans devletinin elinde kaldı (962). Malazgirt zaferinden (1071) sonra Selçuklular tarafından alındı. Birinci haçlı seferi sırasında Godefroi de Bouillon komutasındaki Franklar'ın eline geçti (1097) ve bir piskoposluk merkezi oldu. Antakya prensi Be hömond'un ordusunu yok eden Danişmentliler'in yönetimine girdi (1100). Yine aynı yıl bizanslı general Butumides tarafından geri alındı. 1114 depremi yüzünden büyük yıkıma uğradı. Danişmentliler'in (1136), Anadolu Selçuklu hükümdarı Mesut l'in (1138) ve onun oğlu Kılıç Arslan ll'nin (1147) Maraş’ı almak için düzenle diği saldırılar sonuçsuz kaldı, ikinci şefe rinde kenti fetheden Kılıç Arslan II (1149), burasını Halep atabeylerine bırakmak ze runda kalınca (1151), onlar da Maraş'ı bağlaşıkları olan Ermeniler'e teslim ettiler (1156).

Gıyasettin Keyhüsrev tarafından yeniden Selçuklu topraklarına katıldı (1208). Moğol istilası sonucu kurulan İlhanlI devletine bağlı kalmak koşuluyla Kilikia krallığı'na bırakıldı (1258). Kesin olarak Mısır ve Suriye Memlukları'nın egemenliği altına girdi (1297). XIV. yy.'ın ikinci yarısından sonra bölgeye yerleşen en güçlü türkmen oymaklarından Dulkadıroğullarinın eline geçti. Osmanlı-memluk çekişmesi sırasında tampon bölge görevi yapan Dulkadıroğulları beyliği topraklarının bir bölümü Bayezıt I (Yıldırım) döneminde Osmanlılar'ın denetimi altına girdi (1400). Çaldıran seferi dönüşünde Selim I (Yavuz) tarafından OsmanlI devletine bağlı özerk bir beylik durumuna getirildi (1515). Süleyman I (Kanuni) döneminde beyliğin Ferhat Paşa tarafından ortadan kaldırılması üzerine (1521) osmanlı topraklarına katılan Maraş, ertesi yıl eyalet merkezi oldu (1522). XVIII. ve XIX. yy. başlarında çıkan ayaklanmalar, bu yüzden meydana gelen göçler nedeniyle Maraş önemini yitirdi.

Osmanlı yönetimine başkaldıran Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın Nizip zaferinden sonra Mısır ordusunca işgal edildi (1839). Londra antlaşması'yla (1840) yeniden osmanlı yönetimine bırakıldı. Bu olaydan sonra kaza konumuna getirilen Maraş, ardından Halep eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu. Zeytun'da Ermeniler’in ayaklanması sırasında (1894-1895) büyük zarar gören kent, Birinci Dünya savaşı sonunda önce ingilizler'in (23 şubat 1919), daha sonra da onların yerini alan Fransızlar'ın (30 ekim 1919) işgaline uğradı. Bu yabancı işgaline karşı önce Sütçü İmam’ın başlattığı ve ardından tüm Maraş halkının katıldığı direniş hareketi sonunda, Fransızlar kenti Türkler’e bırakarak çekilmek zorunda kaldılar (11 şubat 1922). Cumhuriyet döneminde il merkezi olan Maraş'a TBMM'de kabul edilen bir yasayla "Kahramanmaraş” adı verildi (1973).

MİMARLIK


Geçmişte kervarryolları üzerinde önemli bir ticaret merkezi olan Kahramanmaraş'ın yukarı kesimi osmanlı-türk kenti görünümündedir. Kent merkezinde yığma tepe üzerindeki Maraş kalesi, 150x75 m boyutlarında dikdörtgen planlı bir eskiçağ yapısıdır (birçok kez elden geçirilen kalenin duvarlarının bir bölümü ve üç burcu Eski eserler ve müzeler ge nel müdürlüğü’nce onarıldı). Fransızlar'a karşı yapılan savunmada önemli rol oynayan kalenin içinde, Kurtuluş anıtı (1936) yer alır.

Kahramanmaraş'taki Dulkadıroğulları dönemi yapıları Anadolu'dan çok memluk etkileri taşır. Alaüddevle Bozkurt tarafından yaptırılan (1496) Ulu cami enine gelişen dikdörtgen planlı, çok ayaklı ana mekânıyla, Selçuklu geleneğini sürdürür. Altı sırada on iki paye ile bir sırada dört sütun (en doğuda), ana mekânı mihrap duvarına dikey uzanan yedi şahına böler. Üçgen mihrap nişi mukarnas, palmet, lotus ve rumilerle süslü dört kuşakla çevrilidir. Caminin K.'ine yedi payeye oturan düz ahşap çatılı son cemaat yeri eklenmiştir. Camiden ayrı olan minare özgünlüğünü korumaktadır, kare kaide üze rindeki silindirik gövde bir silmeden sonra çok köşeli biçim alır (memluk etkisi). Benzer bir minare Alaüddevle'nin kadını Şems Sultan adına yaptırılan (XV. yy., onarım XIX. yy.) Hatuniye camisi'nde görülür. Mimarisi ve bezemeleriyle XV. yy.'a tarihlendirilen Haznedarlı camisi, Alaüddevle' nin kızı iklime Hatun'un adını taşıyan iklimehatun mescidi (1549) belirtilmesi gere ken öteki dinsel yapılardır.

Alaüddevle'nin kızlarından biri adına yaptırılan bir başka anıt Taş medrese’dir (XV. yy. sonu - XVI. yy. başı). Düzgün olmayan dikdörtgen planlı, eyvanlı, açık avlulu medresede, girişin karşısında mescit, solunda türbe, avlunun sağında ise tonoz örtülü medrese odaları yer alır. Medresenin ana eyvanı durumunda olan mescit sekizgen kasnaklı kubbeyle ödülüdür. Kesme taştan, kare planlı türbe içten kubbeli, dıştan piramit külahlıdır içindeki sekiz sandukadan biri Alaüddevle Bozkurt'a aittir.
Kare avlu çevresinde iki katlı bir yapı olan Taş han'ın Dulkadıroğulları döneminden olduğu sanılmaktadır. XVIII. yy.'a tarihlendirilen Tuz han revaklarla çevrili kare planlı bir avlu çevresinde iki katlı bir yapıdır. Çok yıkık olan Hışır han da (XIX. yy.) benzer mimaridedir.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 23:26
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
18 Nisan 2007       Mesaj #3
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Kahramanmaraş
Ad:  Kahramanmaraş3.jpg
Gösterim: 778
Boyut:  83.5 KB

Kahramanmaraş Akdeniz Bölgesi, Akdeniz Bölgesi Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinden biridir. Anadolu’nun güneyinde Akdeniz kıyısı boyunca uzanır; genişliği 120-180 km arasında değişir. Batı ve k.batısında Ege Böl., kuzeyinde İç Anadolu Böl. , doğusunda G.Doğu Anadolu Böl. Güneyinde ise Akdeniz bulunur. G.doğudan Suriye ile komşudur. Yüzölçümü 110000 km2 dolayındadır; Türkiye toplam alanının yaklaşık %14’nü kaplar. Kıyı uzunluğu doğuda Suriye sınırından batıda Dalaman Çayına kadar 1542 Km’dir.

Maraş Hitit devrinde meşhur kumandan “Maraj” tarafından kurulmuştur. Asurluların “Markasi” ve Romalıların “Germanikya” dedikleri bu şehre Sivas Kurtuluş Savaşının temellerinin atıldığı, Selçuklu devrinin dev eserleriyle süslü, yüzölçümü bakımından Konya'dan sonra ikinci sırada yer alan bir il. Sivas ili topraklarının büyük kısmı İç Anadolu Bölgesi'nin yukarı Kızılırmak bölümünde diğer kısımları ise Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu bölgesinde olup, 35° 50' ve 38° 14' doğu boylamları ile 38° 32' ve 40° 16° kuzey enlemleri arasında yer alır.

İslam orduları fethedince “Mer’aş” veya “Reaşe”, Türkler fethettikten sonra da “Maraş” denildi. “Mer’aş” “titreyen yer” demektir. Nil Vâdisi, Lût Gölü, Amik Ovası, Maraş arası deprem bölgesidir. Bu sebeple Mer’aş denildiği düşünülür.

Bölgede pirinç çok ekilir. Bu sebeple bölgede çok sıtma görüldüğünden ve sıtma olanlar titrediği için Mer’aş denildiğini söyleyenler de vardır.

İslam, Allah'ın insanlara Hz. Muhammed (sav) aracılığı ile gönderdiği son ilahi dindir.
Arapçada seleme (Allah'a tamamen bağlanmak) kökünden gelen İslam sözcüğünün Türkçe anlamı "Allah'a ve onun buyruklarına kayıtsız şartsız inanan" demektir. Bu kelime aynı zamanda, Hz. Muhammed aracılığıyla ilkeleri bildirilen ve Müslüman adı verilen (Arapça İslamlığı kabul eden anlamına, müslim'den) 600 milyon insanı bünyesinde toplamış büyük bir dinin de adıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyeti parlementosuna verilen isim.
7 Şubat 7 Şubat Gregorian Takvimine göre yılın 38. günüdür. Sonraki sene için 327 gün var (Artık yıllarda 328).
1973 tarihli kanunla bu ile “Kahramanlık” ünvanı verilince, ilin ismi “Kahramanmaraş” olmuştur.

Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde yeralan, dondurma, biber ve tarhanasıyla ünlü bir ildir. Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız işgalcilere karşı verdiği yerel mücadeleden dolayı TBMM tarafından istiklal madalyası verilen tek ildir. Yine bu kararla Maraş olan eski adı, Kahramanmaraş olarak değiştirilmiştir. İlçeleri Afşin, Andırın, Ekinözü, Elbistan, Göksun, Pazarcık, Türkoğlu ve Nurhak'tır.

Kurtuluş Savaşı
Maraşın kurtuluş savaşındaki yeri için Kurtuluş Savaşı, özellikle Türk-Fransız Cephesi ve Maraş Savunması makalelerinde anlatılmaktadır.

İstiklal Madalyası
Maraş'ın Kurtuluş Savaşında şehir halkı ile birlikte topyekün direniş göstermesi ve çevre vilayetlerin de yardımına koşması büyük takdir toplar. Ve Kurtuluş Savaşı sonrasında Maraş'a bir yazı gönderilerek, Milli Mücadeleye katılanların listesi istenir. Şehrin ileri gelen yöneticileri toplanır, bir durum tespiti yapar. Sonun da Ankara’ya "Maraş ta Milli Mücadeleye katılmayan tek fert bile yoktur" cevabı verilir. Bunun üzerine 5 Nisan l925’de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi İstiklal Madalyası'nın Maraş’ta fertlere değil, Şehir halkına verilmesini kararlaştırır. Ve Maraş bir adet Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir. Maraş şehri yine Milli Mücadeledeki fedakarlığından ötürü TBMM tarafından 7 Şubat l973 tarihinde de "Kahramanlık" payesiyle ödüllendirilir. Kahramanmaraş'lı 1925 yılından beri her yıl Kurtuluş günü olan l2 Şubat Bayramında İSTİKLAL Madalyasını Şanlı Bayrağına törenle takarak, geçmişini yad eder .....

EKONOMİK YAPI

YEREL PERSPEKTİF
Kahramanmaraş'ın ekonomik yapısı, Cumhuriyet'ten 1980'li yıllara kadar genellikle tarım, hayvancılık ve küçük el sanatlarına dayalı olarak gelişmiştir. Bu süreçte şehrin ekonomisi gerek insanların içe dönük üretim ve ticaret stratejisi, gerekse de şehrin devletin ekonomi ve alt yapı konularındaki hizmetlerinden yeteri kadar pay alamamasından dolayı önemli ölçüde büyüme sağlanamamıştır. Türkiye'de piyasa ekonomisi kural ve ilkelerinin benimsenmeye başlanmasıyla, 1980'li yılların başından itibaren Kahramanmaraş, bu çerçevede izlenen ekonomik politikalara hızla uyum göstermiştir. Ekonomik olarak yeni bir döneme, sanayileşme ve çağdaş ticaret sürecine girilmiştir. Böylece yıllarca gerçekleştirilemeyen ekonomik büyüme için gerek sermaye, gerekse girişimcilik konusunda alt yapı oluşturulmaya başlanmıştır.

Devletin, üretime ve ihracata yönelik geliştirdiği teşviksel politikalara hızlı cevap veren ve bu çerçevede teşviklerini doğru kullanarak bu fırsatı iyi değerlendiren Kahramanmaraş'lı girişimciler şehrin bugün sahip olduğu dinamik ekonomik yapıyı kurmuştur. Kalkınma ve Sanayileşme Süreci Türkiye'de 1960 sonrası sekiz kalkınma planı hazırlanmıştır. İlgili dönemde ekonomik ve toplumsal yapının yeni yasal düzenlemelerle kararlı bir gelişme sürecine gireceği, sorunların bu yöntemle çözümleneceği düşüncesi yaygınlaşmıştır. Siyasal ve ekonomik bunalım yıllarından sonra, hak ve özgürlükleri genişletme ve kararlı bir ekonomik gelişme, demokratik bir anayasal düzenleme ile ekonominin planlanmasını gerektirmiştir (DPT, 2001).

Bu bölümde Kahramanmaraş'ta özel ve kamu kesimi tarafından kalkınma planları çerçevesinde gerçekleştirilen kalkınma çabaları konusunda bilgiler verilmiştir. Öncelikle, özellikle 1980'li yıllarda gerçekleştirilen özel kesim yatırımları kentin ekonomi büyüklüğünden önemli bir pay almaktadır. Bu bakımdan öncelik sırası özel sektöre verilmiştir.

Özel Sektör Yatırımları
Kahramanmaraş'ta gerçek anlamda özel sektör yatırımları 1984 yılında başlamıştır. Sanayileşme, genel itibariyle tekstil sektörü alanında gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, geçmişten gelen küçük el sanatlarından bakırcılık ve alüminyumculuğun uzantısı olarak çelik mutfak eşyaları sektörü de aynı sanayileşme eğiliminden payını oldukça önemli ölçüde almıştır.
Sektör büyüklüğü açısından, tekstil sanayinden sonra ikinci sırada Çelik Eşya Sanayi yer almaktadır. Kentin en önemli sektörlerinden biri olan Toz ve Pul Bibercilikte sanayileşmeye paralel olarak gelişme eğilimindedir. Kahramanmaraş'ın ülkemizde ün kazanmasına yola açan dondurma sektörü en hızlı gelişen sektörler arasındadır. Kahramanmaraş dondurması sanayileşmeden büyük ölçüde etkilenmiş, ülkemiz sınırlarını aşmış ve öncelikle yakın ülkeler ve ABD, daha sonrada tüm dünya ülkelerine yayılma sürecine girmiştir.

Sanayileşme sürecinde oldukça yüksek bir hıza ulaşılmıştır. Bu dönemde birçok yatırım hayata geçirilmiştir. Tekstil sektörü lider durumunda olmak üzere Konfeksiyon, Çelik Mutfak Eşyası, Pamuk İşleme (çırçır), İnşaat, Bankacılık, gıda, Yem, Ambalaj, Kağıt ve Makine İmalatı, Isıtma ve Soğutma sistemleri sektörleri iktisadî profilin ana hatlarını oluşturmuştur. Nakliye, Kuyumculuk, Bakır ve Alümiyum Doğramacılık, Plastik Doğramacılık, Kereste ve Yapı Malzemeleri Sanayi gibi diğer sektörler de kent ekonomisinin dinamiklerini oluşturmaktadır.

Kahramanmaraş ekonomisinin en gelişmiş sektörü olan tekstilde, özellikle teknoloji ve kalitede ulaşılan nokta Türkiye standartlarının üstüne çıkmıştır. Dünya tekstil pazarlarında teknolojik olarak ve kalite bakımından rahatça rekabet edebilecek yetenek kazanmıştır. Böylece uluslararası bir hammadde merkezi haline gelmiştir. Kentin olduğu gibi ülkenin de iktisadî büyümesinde tartışılmaz bir statüye sahip olan Tekstil Sanayi yüksek döviz girdisi sağlamaktadır.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 23:17
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
10 Şubat 2008       Mesaj #4
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Kahramanmaraş
Akdeniz Bölgesi'nin kuzeydoğusunda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri sınırında il ve aynı ilin merkezi olan kent. Kuzeybatıda Kayseri, kuzeyde Sıvas, kuzeydoğu ve doğuda Malatya ve Adıyaman, güneyde Gaziantep ve batıda da Adana illeriyle sınırlanır. Alanı 14.327 km2dir. İl toprakları, Amanoslar'ın kuzey kesimiyle Orta Toroslar arasında, genellikle dağlık bir yörede bulunmaktadır. Bu dağların başlıcaları; kuzeybatıda Binboğa, kuzeyde Hezanlı, doğuda Nurhak ve Engizek, güneyde Kuzey Amanoslar ve ilin merkezî kesiminde de Berit ve güneybatı eteğinde il merkezinin yer aldığı Maraş ya da Ahır Dağı'dır. Bu dağlar üzerinde bazı dorukların yüksekliği 3.000 m.yi aşar.

Ova düzlükleri içinde en genişi, kuzeyde dört yanından dağlarla çevrili Elbistan-Afşin ovasıdır. Yüksekliği 1.000 m.yi geçen, doğu-batı yönünde uzunluğu yaklaşık 50, kuzey-güney yönündeyse 40 km.yi bulan bu ova dışında kalan düzlükler küçüktür. Bunların en önemlileri, güney ve doğuda Aksu Vadisi'nde yer alan Pazarcık ve Maraş ovalarıdır. Bunlardan Maraş Ovası, Ahır Dağı eteklerinden güneye doğru eğimlidir ve il sınırları dışında, Amanoslar'ın doğu eteği boyunca İslahiye-Hassa üzerinden Amik Ovası'na bağlanır. İlin güneybatısında egemen olan Akdeniz iklimi, kuzeye, özellikle kuzeydoğuya doğru yavaş yavaş silinir ve yerini komşu Doğu Anadolu'nun karasal iklimine bırakır. Kahramanmaraş ilinin ana akarsuyu Ceyhan'dır.

Kaynaklarını doğuda Nurhak ve Engizek dağları arasından alan ve Fırat'a karışan Göksu bir yana bırakılacak olursa, ilin hemen bütün öteki suları Ceyhan'a karışır. Ceyhan, Elbistan-Afşin Ovası'nda, ayrı yönlerden gelen üç çayın birleşmesiyle oluşur, bunlar, doğudan Söğütlü, kuzeyden Hurma ve Batıdan gelen Göksun çaylarıdır. Ceyhan, Berit ve Engizek dağları arasında açtığı dar bir vadi oluğuyla Elbistan Ovası'ndan çıkar. Kahramanmaraş ili ekonomisi, tarım ve bazı yörelerde yaylacılık biçiminde yapılan hayvancılığa dayanır; endüstri bakımından gelişmemiştir. Tarım ürünleri içinde en geniş yeri tahıl kaplar. Ekili toprakların %85 kadarını kaplayan tahıl üretimi, 1980 yılında 334.443 tondu. İlde 1986 yılında ise, 407.983 ton buğday, 298.454 ton şekerpancarı, 130.275 ton arpa üretilmiştir. Akdeniz Bölgesi ili olmasına karşın, endüstri bitkileriyle meyve ve sebzelerin üretimi, bölgenin öteki illerine göre önemsiz kalır.

En çok küçükbaş hayvan beslenir (koyun, keçi); sığır sayısı azdır (1980'de 566.000 koyun, 380.000 keçi; 199.600 sığır). Çoğu il merkezinde toplanmış olan, özellikle bakır eşyalar, kuyumculuk gibi bazı geleneksel el sanatları dışında, endüstri kuruluşları çok azdır Sümerbank Bez Fabrikası, süt ürünleri, zeytinyağı, çırçır imalathaneleri). Ancak Kahramanmaraş iline Türkiye çapında önem kazandıracak bir endüstri kuruluşunun yapımına başlanmış bulunmaktadır: Elbistan-Afşin Linyit İşletmesi ve Termik Elektrik Santralı. Büyük bir rezervi olan bu linyitlerden yararlanılarak, Türkiye'nin en büyük termik santralı işletmeye açılacak ve bu santral ülke elektrik üretimine önemli bir katkıda bulunacaktır. Üç coğrafî bölgenin sınırında yer alması nedeniyle, Kahramanmaraş ulaştırma olanakları bakımından oldukça avantajlı bir ildir. Pınarbaşı yakınında, Kayseri-Malatya şosesinden ayrılan karayolu, Göksun üzerinden il merkezine ulaşır. Bu yol daha kuzeyde, Şarkışla'da, Kayseri-Sıvas şosesine de bağlanır. İlin anayolu olan bu şose, Kahramanmaraş'tan sonra, Akdeniz kıyılarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine, Suriye ve Irak sınırlarına bağlayan yoğun bir ulaştırma ağıyla birleşir.

İl merkezi ayrıca, 27 km.lik bir demiryoluyla Köprüağzı istasyonunda Fevzipaşa-Malatya demiryoluna bir şube hattıyla bağlıdır. "Maraş" adı, Asur kitabelerinde "Markasi" şeklinde geçer. Araplar bu adı "Mar'aş"a çevirdiler. Kahramanmaraş'ın bulunduğu yöre, Hititlerin en etkin oldukları bölgelerden biriydi. Eski Babil İmparatorluğu'nun da nüfusu buraya kadar uzanıyordu. Hitit federasyonunun dağılma döneminde Maraş kenti, Gurgun Hitit Prensliği'nin merkezi oldu. Sonra Asurlular buraya egemen oldular. Babillileri ortadan kaldıran İranlı Medler, Maraş topraklarına girdiler. İ.Ö. 3. yüzyılda da, Büyük İskender, tüm bu toprakları ele geçirdi. Kapadokya Krallığı'nın da eline geçen Maraş, İ.Ö. 1. yüzyılda Roma'ya katıldı. Romalılar Maraş'a "Germanikeia" adını verdiler. 637'de Halife Ömer devrinde, Araplar tarafından fethedildi. Daha sonraki yıllarda Müslümanlarda kalmakla birlikte Maraş, birkaç kez Bizans'ın işgaline uğradı. 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Maraş, Türk Selçuklu orduları tarafından alındı. I. Haçlı Seferi'nde Maraş'ı Haçlılar işgal ettiler (1097). Haçlılar zamanında Maraş, küçük bir Lâtin senyörlüğü durumunda idi. 1149'da II. Kılıç Arslan yeniden fethettiyse de 1151'de kent, Zengilere ve Eyyubîlere geçti.

Ancak 1208'de, Selçuklu Sultanı Gıyasettin Keyhüsrev kenti geri aldı. 1258'de İlhanlıların yardımıyla Ermeniler kenti işgal ettiler. 1297'de Maraş, Memlûklere geçti ve Hristiyan egemenliği kesin olarak tarihe karıştı. 14. yüzyılın ikinci yarısında, Maraş'a Türkmen oymakları yerleştirildi. Bunlardan Dulkadiroğulları, Maraş bölgesinde iki yüz yıla yakın süren bir beylik kurdular. Memluk Türk İmparatorluğu'na bağımlı olan Dulkadiroğulları daha sonra Osmanlıların egemenliğini tanıdılar. Bir ara Şah İsmail Safevî tarafından yapılan kanlı seferden sonra Maraş, 1515'te Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlılara bağlandı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı'nda 19 ay İbrahim Paşa tarafından işgal edilen Maraş (1839-1840), Tanzimat'tan sonra, Halep vilâyetinin üç sancağından birine merkez oldu. I. Dünya Savaşı'ndan sonra İngilizler, Maraş'ı işgal ettiler ve Fransızlara verdiler. Kadınlı erkekli silâha sarılan tüm Maraşlılar, 11 Şubat 1922'de kentlerini düşman işgalinden kurtardılar. Bu kahramanlıklarından ötürü, TBMM'de 1973'te kabul edilen bir kanunla "Maraş" adı "Kahramanmaraş" oldu.


MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 20:18
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
11 Şubat 2008       Mesaj #5
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

İLÇELER

Ad:  kahramanmaras_ili.jpg
Gösterim: 1588
Boyut:  37.2 KB
  • Afşin
  • Andırın
  • Çağlayancerit
  • Dulkadiroğlu
  • Ekinözü
  • Elbistan
  • Göksun
  • Nurhak
  • Pazarcık
  • Türkoğlu
  • Onikişubat
  • Elbistan: İl merkezinin 162 km. kuzey doğusunda yer alır. İlçede tarihi eserlere örnek olarak Elbistan Ulu Camii, Selçuklu Hamamı, Himmetbaba Camii ve Türbesi, Kalealtı köyündeki Roma dönemine ait Kızkalesi sayılabilir.
  • Afşin: Kahramanmaraş'ın 146 km. kuzeyinde yer alır. Çeşitli uygarlık dönemlerine ait tarihi eserler ve doğal zenginlikleri olan Afşin ilçesinde Dedebaba Türbesi, Afşin Kalesi, Hurman Kalesi, Tilavşin Kalesi, Pirali Cami minaresi ve Eshab-ı Kehf (Yedi Uyurlar) külliyesi önemli tarihi eserlerdir. Afşin ilçesinde Eshab-ı Kehf ve Mağarasının bulunması burayı turizm açısından oldukça önemli bir hale getirmektedir. Cami, kervansaray, ribat ve planı saptanamayan birçok küçük yapıdan oluşan bu külliye, M.S. 12. yy.da yapılmıştır.Doğal güzellik olarak, Tanır, Ayrandede, Emirilyas köyü mağarası, Eshab-ı Kehf park ve ormanlığı, dikkat çeker. Ayrıca Yazıköy, Çamiçi, Örenderesi ve Binboğa ormanlık alanı gibi ormanlık alanları her türlü kampçılığa uygundur.
  • Göksun: İl merkezine 91 km. uzaklıktadır. Roma ve Bizans dönemlerinde Kokussos (Cocussus) adıyla anılan, Maraş-Kayseri-Kilikya yolu üzerinde, önemli bir konaklama merkeziydi. İlçe sınırları içinde Maltepe Höyüğü, Bozhöyük, Kızıl Kale, Akça Kalesi, Çakır Mağaraları gibi çeşitli önemlere ait höyük ve kale kalıntıları bulunmaktadır.
  • Andırın: İl merkezine 114 km uzaklıktadır. Andırının tarihi hakkında kesin bilgiler bulunmamakla birlikte, ilçe sınırları içinde Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait Meryemçil (Geben) Kalesi, Azgıt (Yeniköy) Kalesi, Anacık Kalesi gibi kaleler ve kalıntılar bulunmaktadır.
  • Pazarcık: İl merkezine 48 kilometre mesafededir. İlçenin güneyinde Gözlügöl mevkiindeki Evri kasabası, Turunçlu köyü mevkiinde Bizanslardan kalma çok miktarda sarnıçlar ve mezar şapelleri mevcuttur. Bozlar köyü civarı Abbasilerden kalma sur kalıntıları ile çevrilidir. Aksu çayı kıyısındaki Şallıuşağı köyü mevkiinde yine Abbasilerden kalma kale halen ayakta durmaktadır.
  • Çağlayancerit: İlçenin doğal yapısı yayla özelliği göstermektedir. Su kenarları yeşil alanlar, halkın piknik ihtiyacını karşılayacak önemli yerlerdir.
  • Ekinözü: Kahramanmaraş İlinin kuzey doğusunda Çağlayancerit ve Elbistan İlçeleri arasında yer alan Ekinözü içmeceleri ile ünlüdür.İçmelerin, cilt, mide ve böbrek hastalıklarına çok iyi gelen bir suyu vardır. Ekinözü içmeleri önem ve yatırım önceliği bakımından ülkemizdeki 10 içme kaynağından biridir.
  • Nurhak: Nurhak ilçesi çok eski bir yerleşim yeridir. Tarihi ipek yolunun ilçe içerisinden geçtiği eski tarihi harabeler halen görülmektedir.
  • Türkoğlu: İlçe Akdeniz Bölgesinin doğusunda yer alır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. İlçede okuma yazma oranı yüksek olup üniversite mezunu oldukça fazladır.
  • Onikişubat: Türkiye'nin Kahramanmaraş ilinin bir ilçesi. 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile Kahramanmaraş merkez ilçesinin ikiye bölünmesi sonucu ilçe olmuştur. 357.870 kişilik nüfusuyla Kahramanmaraş'ın en büyük ilçesidir. İlçenin adı Maraş'ın Fransız ve Ermeni işgalinden kurtuluşu olan 12 Şubat 1920 tarihine atfen "Onikişubat" olmuştur. Hem Onikişubat ilçesinde hem de Dulkadiroğlu'da her yıl 12 Şubat'ta geniş çaplı etkinlikler düzenlenmektedir.
  • Dulkadiroğlu: Türkiye'nin Kahramanmaraş ilinin bir ilçesi. 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile Kahramanmaraş merkez ilçesinin ikiye bölünmesi sonucu ilçe olmuştur. 216.701 kişilik nüfusuyla Kahramanmaraş'ın en kalabalık ikinci ilçesidir.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 20:24
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
19 Şubat 2008       Mesaj #6
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Afşin

Ad:  afşin.jpg
Gösterim: 720
Boyut:  48.0 KB

Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 160 km2 olan Afşin ilçesi doğuda Elbistan, güney ve batıda Göksün ilçeleri, kuzeybatıda Kayseri, kuzeyde de Sivas illeriyle çevrilidir.

İlçe, Elbistan Ovasının batısında Binboğa Dağlarının doğu eteklerindedir. Orta Toroslar’ın kuzeye uzanan kollarından olan Binboğa Dağları doğuya gidildikçe alçalarak plato niteliğine kavuşur. İlçenin kuzey ve doğu kesimini oluşturan bu plato genellikle kalkerlerden oluştuğundan bitki örtüsü cılızdır. İlçe topraklarının sularım Ceyhan Irmağının kollarından Hurman ve Göksün çayları toplar.

İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Yetiştirilen başlıca bitkisel ürünler nohut, şeker pancan, ayçiçeği, patates ve meyvedir. Sulanabilen alanlarda fasulye de üretilir. Antepfıstığı üretimi giderek artmaktadır. İlçede en çok yetiştirilen hayvan türleri koyun ve sığırdır.

İlçe merkezinin 20 km kuzeyindeki Tanır kasabası eski bir yerleşim yeridir. Antik Tandaris kentinin burada kurulduğu söylenir. Çevrede yapılan araştırmalarda, İÖ 4000’e değin giden kalıntılar bulunmuştur. Afşin, Roma ve Bizans dönemlerinde Ârabissus adıyla anılmıştır. I. Selim’in Mısır seferi sırasında Osmanlı yönetimine geçmiş ve Efsus olarak adlandırılmıştır. Cumhuriyet döneminde Elbistan’a bağlı bir bucak olmuş, 1944’te ilçe yapılmıştır.

Afşin’deki tarihi Eshab-ı Kehf Külliyesi 13. yüzyıldan kalmadır. Yöredeki az sayıda Selçuklu yapıtından biri olması açısından önem taşır. Afşin kenti yakınında bir sırt üstünde yer alan cami, külliye, kervansaray ve ribattan oluşur. Ayrıca burada planı belli olmayan birçok küçük yapı yıkıntısı da vardır.

Afşin Belediyesi 1910’da kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 99.321; kent, 28.524.

Arıtaş Kasabası
Afşin ilçesine bağlı bir kasabadır.
1954 yılında belediye olmuştur. Afşin ilçesinin en kalabalık beldesidir ve ilçe merkezine 12, il merkezine 150 km uzaklıktadır. Kasaba merkezi büyük bir tarihi BELEDİYE Alm. Stadtverwaltung (f), Fr. Municipalite (f), İng. Municipality. Bir belde halkının ortak, mahalli ihtiyaçlarını karşılayan ve hizmetlerini gören, kamu tüzel kişiliğine sahip mahalli idare birimi, şehremaneti. Belediye kelimesi kökü bakımından Arapça olan ve bir insan topluluğunun yerleşme niyeti ile oturduğu yer anlamını taşıyan belde kelimesinden gelir. Beldeye ilişkin kuruluş veya yönetim anlamındadır.

Osmanlılar zamanında, devlet hizmetleri höyük üzerine kurulmuştur. Doğusunda geniş Tarih öncesi Anadolu evler kerpicten yapılırdı.Savaş, hastalık,deprem gibi nedenlerle oturulmaz hale gelen bu alanlar,Kerpicten yapılan evlerin yıkılması ve düzeltilmesi kolay olduğunda bu alanlar yeniden iskan için seçilirdi.

Elbistan ovası, güneyinde ve batısında Elbistan, Kahramanmaraş iline bağlı en büyük ilçedir. Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgelerin kesiştiği noktada yer alır. İlçe sınırları Doğu Anadolu bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde olup 25lmödföds47 km² yüz ölçümüne sahiptir. Yaklaşık 37 doğu meridyeni – 38 kuzey paraleli arasında bulunan Elbistan’ın kuzeyinde; DARENDE- GÜRÜN, İlçeleri, güneyinde; NURHAK- EKİNÖZÜ, doğusunda; MALATYA İLİ , DOGANŞEHİR, ve AKÇADAĞ ilçeleri, batısında ise AFŞİN ve GÖKSUN İlçeleri bulunur.
Mahalleleri
  • Kayaaltı (Aşağı Oba)
  • Yeşilyurt
  • Göllüce
  • Gözübenli
  • Mustafa Kemal Paşa
  • Pınarbaşı
Nüfus
Kasabanın nüfusu 1990 yılı sayımına göre 9.783; 1997 sayımına göre 7.884 2000 yılı sayımına göre 8.690 kişidir. Kasaba özellikle yetmişli ve seksenli yıllarda yurtdışına; doksanlı yıllarda ise yurtiçine sürekli göç vermiştir.

Tarihi
Hunu ( Honion,Hunu), merkezde üç tane kaynak suyu, geniş ve bereketli düzlükler, ormanlık alanların bulunması nedeniyle tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Hititler döneminde de bir yerleşim merkezi olan kasabada önemli tarihi eserler bulunmuştur. Kahramanmaraş müzesindeki Hitit dönemine ait aslan heykeli kasabadaki höyükten çıkarılmış ve il merkezindeki müzeye kaldırılmıştır. Bölge sırasıyla Akadlar, Sümerler, Asuriler, İranlılar, Mekadonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, Memluklar, Mogollar, Dulkadırlılar, Osmanlılar yanı sıra bölge geçiş alanı olması sebebiyle bir çok orduların geçiş güzergahı haline gelmiştir. Arıtaş kasabasında Bizanslılardan kalma büyük bir höyük bulunmaktadır. Kasabanın merkezinde bulunan höyükte (kale) bugüne kadar herhangi bir araştırma ya da kazı yapılmamıştır. Kasabada çok eskiden beri önemli yerleşim yerleri vardı.

Türkler'in gelişi Türk akınlarından sonra giderek bölgedeki Hunu şehri ön plana çıktmıştır. İmparator Romanos Diogenis (Romen Diojen)in , Malazgirt Meydan Savaşından sonra Sultan Alparslan'a esir düşmesini fırsat bilen Bizanslı komutan Philaretos 1072-1073 yıllarında Anadolu'nun bir kısmı ile birlikte Elbistan ve çevresini de ele geçirmiştir. Philaretos 1073te Hunu (Arıtaş) şehrinde Ermeni rahiplerini toplayarak, bir katilikos seçtirmiş ve bu şehri katolikosluğa bir merkez yapmıştı. Mogollar ve Memlukler Memluk Sultanı Türk kelimesinin aslı "türümek" fiilinden gelmektedir. Bu fiilden türetilmiş, kişi ve insan anlamında "türük" ve nihayet hece düşmesiyle "Türk" kelimesi ortaya çıkmıştır. Nitekim Anadolu'da bir kısım göçebeler de yürümekten "yürük" adını almışlardır. Türk kelimesi, ayrıca, çeşitli kaynaklarda; "töre sahibi, olgun kimse, güçlü, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam" manalarında kullanılmaktadır.

Coğrafi ad olarak Turkhia (Türkiye) tabiri ise altıncı yüzyıldak Baybars Moğollarla Hunu ovasında savaşmış 15 Nisan 1277 de Moğol ordusunu ağır bir yenilgiye uğratmıştır. Savaş meydanında yaklaşık 7000 Moğol askeri öldürülmüştür. Bu savaşa katılan Moğol komutanlarından başta Tudaun ve Toku olmak üzere bir çokları öldürülmüş ve bir kısmı da esir edilmiştir. Sultan Baybars, Hunu'dan 16 Nisan tarihinde ayrılarak Kayseri'ye doğru hareket etmiştir. Yaklaşık bir hafta sonra dönüşte, yine Hunu'ya uğramış ve savaş meydanını dolaşmıştır. Moğol Hükümdarlarından Abaka Han Hunu ovasına kadar gelerek savaş meydanındaki Moğolların ölülerini görünce hiddetlenerek binlerce insanın öldürülmesini emretmiştir. Öldürülenlerin sayısı 200 bin kişiyi bulmaktaydı. Bazı rivayetlere göre de Elbistan'dan Kayseri'ye oradan Erzurum'a kadar çiftçi, asker ve ahaliden 500 bin kişi öldürülmüştü.

HUNU KELİMESİ HAN KAN KAAN KELİMELERİNDEN TÜREMİŞ OLUP FARSÇA KÖKENLİDİR. Ünlü tarihçi Faruk Sümer, bu savaşın orjinal öyküsünün anlatıldığı İbn Abdüz-Zahir'in notlarını Kalkaşandi'nin ''Kitabu Subhu'l- Aşa'' adlı eserinden alarak ''Yabanlu Pazarı'' kitabında hem Arapçasını aynen yayınlamış hem de Türkçe'ye evirmiştir. İbn Abdüz-Zahir, Sultan Baybars'ın Anadolu seferine katılmış ve bu savaşın kaydını tutmuş tarihçisiydi. Öte yandan Hunu kasabası bu kitapta tesbit edilen pazar yerinin (Bugünkü Pazarören) doğu kervan yollarından birinin üzerinde bulunmaktaydı.

Kültür
Arıtaş, Mahzuni Şerif, Kul Hasan, İhsani, Nesimi Çimen gibi aşıklarla adı birlikte anılan ve Maksudi mahlasını kullanan ozan Osman Dağlı'nın memleketidir. Kasabanın geniş bir yerel ağıt dağarcığı bulunmaktadır. Kasabada Kullanılan Lehçede Saf Türkçe ve Farsça kelimelere sıkça rastlanır.

Spor
Arıtaş'ın en büyük özelliklerinden biride güreşcileridir. Ordu Milli Takımından Madalyalı Durdu Özberk, kardeşi Ali Kemal Özberk,Hacı Ömer Bozdoğan,Talatoy lakabıyla bilinen Mehmet Biçici, Kokulu Abdulah, Ömer Aslan, İbibik lakabıyla bilinen Mustafa Bahçıvan, Gözübenli'li Bayram VE Fevzi kardeşeler, İsmail Biçici iki defa Türkiye birinciliği,Genç Milli Balkan İkinciliği vardır. Kasabada karakucak güreş turnuvaları düzenlenmekte ve ulusal çapta bir katılım sağlanmaktadır.

Turistik yerler
Arıtaş yaylalarıyla meşhurdur. Çatak, Örülük, Gülistançatı, Bel,Suçıkan, Subatan,Osmanoğlu,Ebelikli, Bahrana,Taşoluk, Peynirlik, Cinlioluk, Bozkoyun, İnci(r)likız başlıca oba yerleridir. Yayla yolu üzerindeki vadi özellikle kaynak suları ve yemyeşil doğası ile öne çıkmaktadır. Kasaba merkezinde birkaç tane mesire yeri bulunmaktadır. Son yıllarda ağaçlandırılmış olan Güneyineteği yemyeşil ormanı ile insanı cezbetmektedir.

AFŞİN BELEDİYESİ
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 20:52
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
24 Mart 2008       Mesaj #7
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Andırın

Ad:  andırın.jpg
Gösterim: 818
Boyut:  45.7 KB

Andırın, Akdeniz Bölgesi’nde, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Yüzölçümü 1.178 km2 olan Andırın ilçesi kuzeyde Göksün ilçesi, doğuda Merkez ilçe, güney ve batıda da Adana iliyle çevrilidir.

İlçe topraklarını Orta Toroslar’ın doğu uzantıları engebelendirir. En yüksek noktası batı kesimde 2.242 m’ye erişen Höbek
Tepesidir. Bu topraklardan kaynaklanan suları Ceyhan Irmağı toplar. Başlıca kollar Körsulu Deresi ile Çayır Suyudur. Ceyhan üzerindeki Aslantaş Baraj Gölünün bir bölümü ilçe sınırları içindedir. Ovalar yok denecek kadar azdır.

Andırın’da başta gelen ekonomik etkinlik bitkisel üretimdir. En çok buğday, nohut, pamuk ve ayçiçeği yetiştirilir. Meyvecilik ve sebzecilik de yapılır. Yüksek yaylalarda yapılan hayvancılık da önemli bir uğraştır. Ormancılık son yıllarda önem kazanmıştır.
Andırın yöresi 19. yüzyıl sonlarında Halep vilayetinin Maraş sancağına bağlı bir kazaydı. 1908’de kaza merkezi Göksun’a taşınınca nahiye oldu. Cumhuriyet’ten sonra 1925’te yeniden ilçe haline getirildi.
Andırın Belediyesi 1924’te kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 44.337; kasaba, 7.506.
Doğu Anadolu ile Akdeniz Bölgeleri arasında, Kahramanmaraş iline bağlı bir ilçe olan Andırın’ın kuzeyinde Göksun, doğusunda Merkez ve Türkoğlu ilçeleri, batısında da Adana İli bulunmaktadır. İlçe toprakları oldukça engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Torosların güney uzantısı olan Nur ve Gavur Dağları (Amanos Dağları) ilçenin kuzeybatısını çevrelemektedir. Bu dağlarda 1000-2000 m. arasında yükseklikleri olan geniş platolar yer almaktadır. İlçede ovalar yok denilecek kadar azdır. İlçe topraklarını Ceyhan Nehri’nin kollarından Keşiş ve Andırın çayları sulamaktadır. Yüzölçümü 1.178 km2 olup, toplam nüfusu 42.078’dir.

İlçe, Akdeniz iklim kuşağında yer almakla beraber, Orta Anadolu ikliminin de etkisinde kalarak geçiş bölgesi iklim özelliği göstermektedir. Genelde ilçenin geniş bir kısmında özellikle güney kesimlerinde yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı Akdeniz iklimi hüküm sürer.

İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılık, ormancılığa dayalıdır. Ekilebilir alanlarında buğday, nohut, pamuk ve ayçiçeği yetiştirilir. Andırın ve keşiş çayları boyunca da meyve ve sebzecilik yapılır. Yüksek yaylalarında büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılır.

Andırın’ın kuruluş tarihi ve kimler tarafından kurulduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber, Kahramanmaraş’ın diğer yerlerinde olduğu gibi Geç Hititlerin, Asurluların, Perslerin, Makedonyalıların, Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların, Danişmendlilerin egemenliğinde kaldığı bilinmektedir. Yavuz Sultan Selim’in 1514’te Dulkadiroğulları Beyliğini ortadan kaldırmasından sonra 1515’te Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde bir kaza merkezi olan Andırın, 1855’te Kesim Köyü’ne taşınmış, 1863’te yeniden Andırın’a dönülmüştür.

Şemseddin Sami, Kâmüsü’l Âlâm’da Andırın’ı Halep vilayetinin Maraş sancağına bağlı kaza merkezi bir köy olarak tanımlamıştır.

I.Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizlerin ve Fransızların işgaline uğramış, Ermeniler de onlara katılmıştır. Lozan Antlaşması’ndan sonra Fransız kuvvetleri buradan çekilmiştir. 1919 Sivas Kongresi’nden sonra, Çukurova doğu bölgesi Kuvayi Milliye Teşkilatı, Andırın’da kurularak, bu yörenin kurtuluş hareketlerinin öncüsü ve merkezi olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra, Milli mücadeledeki, hizmetlerinden dolayı Cumhuriyet döneminde 1925 yılında yeniden ilçe konumuna getirilmiştir.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler;
  • Ak Kale
  • Anacık Kalesi
  • Azgıt Kalesi
  • Burunönü (Çöğdür Kalesi)
  • Bozfenk Kalesi
  • Copçalar Kalesi
  • Çuhadarlı (Mitel) Kalesi
  • Haştırın Kalesi
  • Hisar Kalesi
  • Kale Kısığı Kalesi
  • Kaleboynu Kalesi
  • Kudret Kalesi
  • Rıfatiye Kaleleri
  • Geben Kalesi
  • Tırtatlı Kalesi
  • Kalası Kalesi
  • Dulkadiroğulları Mezarı
  • Sumaklı Manastırı bulunmaktadır.
ANDIRIN BELEDİYESİ
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 21:05
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
24 Mart 2008       Mesaj #8
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

Çağlayancerit

Ad:  Çağlayancerit.jpg
Gösterim: 631
Boyut:  38.8 KB

Akdeniz Bölgesi’nde Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Eskiden Merkez ilçeye bağlı Ağabeyli bucağı, 19 Haziran 1987 tarihli ve 3392 sayılı yasa uyarınca merkezi Çağlayancerit kenti olmak üzere ilçe yapılmıştır. Çağlayancerit Belediyesi 1986’da kurulnuştur. Nüfus (1990) ilçe, 26.914; kent, 0.435.
Doğu Anadolu Bölgesi ile Akdeniz Bölgeleri arasında, Kahramanmaraş iline bağlı bir ilçe olan Çağlayancerit, kuzeyde Elbistan, güneyde Pazarcık, doğuda Adıyaman ili, Gölbaşı ilçesi batıda Kahramanmaraş ile çevrilidir. İlçe toprakları dağlık bir arazi yapısına sahiptir. Tarıma elverişli ova ve düzlükler çok azdır. Çağlayancerit merkez ilçenin kuzeydoğusunda kalan Öksüz Dağının kuzeyi ile Engizek Dağının güneyinde kalan oldukça geniş bir vadide kurulmuştur.

İlçe, yer yer Akdeniz ikliminin etkisinde kalmakla beraber karasal iklim hüküm sürer. Kışları oldukça soğuk ve yağışlı, yazları sıcak geçer.

İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Tarıma elverişli topraklarının azlığı nedeniyle kısıtlı miktarda arpa, buğday, nohut ve ayçiçeği yetiştirilir. Yaylalarda büyük ve küçükbaş hayvan yetiştirilmektedir.

Çağlayancerit’te arkeolojik ve yüzey araştırması yapılmadığından ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir. İlçenin ismini, Oğuzların Ceritoğulları kolundan aldığı sanılmaktadır.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Oğuzların Ciritoğulları kolundan bir boyun buraya yerleştiği söylenmektedir. Yöredeki akarsuların ve çağlayanların bol olmasından ötürü de bu Oğuz boyları tarafından yöreye Çağlayancerit ismi verilmiştir. Eski çağlarda ormanlık bir alan olan bu yerleşime ait temel izleri ile karşılaşılmıştır. Ancak günümüzde bu ormanlık alandan pek bir iz kalmamıştır.

İlçede tarihi eser olarak; merkezdeki camiden başka herhangi bir yapı bulunmamaktadır. Bu caminin hangi tarihte ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir.

ÇAĞLAYANCERİT BELEDİYESİ
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 21:15
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
19 Nisan 2008       Mesaj #9
nünü - avatarı
Ziyaretçi

Ekinözü

Ad:  ekinözü.jpg
Gösterim: 618
Boyut:  49.7 KB

Ekinözü, topraklarının yarısı Akdeniz Bölgesi, öbür yarısı da Doğu Anadolu Bölgesi sınırları içinde kalan, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Eskiden Elbistan’ın Merkez bucağına bağlı 18 köy, 9 Mayıs 1990 tarihli ve 3644 sayılı yasayla merkezi Ekinözü kasabası olmak üzere ilçe yapılmıştır.
Ekinözü Belediyesi 1958’de kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 21.633; kasaba, 8.184.

Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Kahramanmaraş iline bağlı bir ilçe olan Ekinözü , doğusunda Nurhak ilçesi, güneyinde Kahramanmaraş ili, Çağlayancerit ilçesi, kuzeyinde Elbistan ilçesi ile çevrilidir. İlçe, Kahramanmaraş ilinin kuzey doğusunda, Çağlayancerit ile Elbistan ilçeleri arasında yer alan Şar Dağının güney yamacında kurulmuştur. İlçenin en yüksek noktası Engizek Dağı’dır (2.822 m.). Deniz seviyesinden 1.200 m. yükseklikteki ilçenin yüzölçümü 692 km2 olup, toplam nüfusu 16.618’dir.

Ekinözü iklim ve tabiat şartları olarak, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinin tipik özelliklerini taşımaktadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır.

İlçenin ekonomisi genel olarak tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Ancak sezonluk olarak faaliyet gösteren içmeler ilçeye büyük bir canlılık ve hareket getirmektedir. Tarımsal olarak yetiştirilen başlıca ürünler, arpa, buğday, nohut, ayçiçeği ve pamuktur. Sebze ve meyvecilik de yapılmaktadır. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmaktadır.

Ekinözü yöresinde arkeolojik ve yüzey araştırması yapılmadığından, ilçenin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Ancak, XVII.yüzyıldan itibaren Cela ismi ile tanındığı, Erzurum, Sivas, Gürün, Darende, Elbistan ve Kahramanmaraş kervan yolu üzerinde, ara konaklama yeri olduğu kaynaklarda belirtilmiştir. Buradan geçen yolcular konaklama yerindeki şifalı içme sularından yararlanmışlardır.

Cumhuriyetin ilanından sonra bir köy konumundaki Cela, 1958 yılında Belediye Teşkilatı kurularak Belde haline dönüştürülmüş,. 01.01.1983 tarihinde Cela olan adı Ekinözü olarak değiştirilmiş ve 19.09.1991 tarihinde ilçe konumuna getirilmiştir.

Ekinözü Cela İçmeleri


Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçe merkezi yakınlarında madensuyu kaynakları. Dağlık bir alanın yamaçlarında birkaç yerden çıkan kaynaklar, kalsiyum ve magnezyum bakımından zengin karbon dioksitli ve bikarbonatlı sulardandır. Sonradan ortaya çıkmış olan Yukarı İçme kaynağının debisi 0,8 lt/sn, sıcaklığı 13°C’dir. Aşağı İçme kaynağının debisi ise 1,6 lt/sn, sıcaklığı 14°C’dir. Soğuk madensularından olan bu kaynaklar içme olarak kullanılır, özellikle safrakesesi, bağırsak, karaciğer ve mide üzerinde olumlu etkileri olduğuna inanılır. Çevre halkından oldukça ilgi gören içmelerde otel, motel, ev ye çadırlı konaklama yerleri ile Yukarı İçme’de bir çarşı vardır.

EKİNÖZÜ KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 21:24
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
22 Nisan 2008       Mesaj #10
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Elbistan

Ad:  elbistan.jpg
Gösterim: 753
Boyut:  49.0 KB

Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kent. Ceyhan Irmağı'nın başlıca kollarının birleştiği ve Elbistan Ovası'nın güney kenarında kurulmuş olan kentin çevresi dağlarla kaplıdır. Önemli bir tarım ürünleri merkezi olan Elbistan'da özellikle baklagiller, tahıl, şekerpancarı ekimi yapılır ve hayvan yetiştirilir. Son yıllarda işletilmeye başlanan linyit yatakları ile Afşin-Elbistan Termik Santralı'nın kurulması çalışmaları, ilçenin ekonomik yaşamına olağanüstü bir canlılık getirdi. Yüzölçümü 4.028 km2, ilçe nüfusu 144.441, merkez nüfusu 87.274 (1997).

Elbistan, Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 4.028 km2 (1989) olan Elbistan ilçesi kuzeyde Sivas ve Malatya illeri, doğuda gene Malatya ili, güneyde Nurhak ve Ekinözü, güneybatıda Göksün, batıda da Afşin ilçeleriyle çevrilidir.

İlçe topraklan akarsularla parçalanmış geniş bir çöküntü alanıyla bunu çevreleyen dağlardan oluşur. İlçe topraklarının kuzey kesimini Hezanlı Dağı (Devlethöyüğü Tepesinde 2.283 m), doğu ve güneydoğu kesimini de Nurhak Dağının kuzeydoğu uzantılan engebelendirir. ilçe alanının büyük kesimini Elbistan Ovası kaplar. Ova ile kuzey ve doğusundaki dağlar arasında, 1.500-2.000 m yüksekliğinde platolar yer alır. Ceyhan Irmağının kollarıyla parçalanmış bu platolar hayvancılık bakımından önem taşıyan gür çayırlarla kaplıdır.

İlçenin en önemli akarsuyu olan Ceyhan IrmağıÇ), Elbistan kenti yakınındaki Pınarbaşı’ndan doğduğu kabul edilir. Ceyhan’ı besleyen çok sayıda irili ufaklı çay ve dere, Elbistan Ovasında bir akarsu şebekesi oluşturur.

İlçe ekonomisi tarıma dayanır. Elbistan Ovası, Kahramanmaraş ilinin en önemli bitkisel üretim alanlarından biridir. Ovanın büyük bir bölümünde buğday ekilir. Yaygın olarak yetiştirilen bir başka tahıl da arpadır. Baklagiller ve sanayi bitkileri üretimi de önemlidir. Kahramanmaraş, nohut ve fasulye üretiminde Türkiye’nin başta gelen illerindendir. Elbistan, Kahramanmaraş ili toplam fasulye üretiminin yarısına yakınım, nohut üretiminin de üçte birinden fazlasını karşılar (1984). İlçede üretilen sanayi bitkileri ise şeker pancarı ve ay çiçeğidir. Bağcılık ve sebzecilik de önem taşır. 1970 sonrasında Elbistan Ovasında antepfıstığı yetiştirilmeye başlamıştır. Ayrıca önemli ölçüde elma ve kayısı da yetiştirilir.
Elbistan’a bağlı köylerin yaklaşık yarısında halkın temel geçim kaynağı hayvancılıktır.

1950’lerde bitkisel üretim alanlarının otlakların aleyhine genişlemesiyle belirgin bir gerileme sürecine giren hayvancılık, 1970’lerden sonra yeniden canlanmaya başlamıştır. İlçede en çok koyun, dağlık yörelerde kıl keçisi, ovada ise sığır yetiştirilir.
Elbistan ile Afşin ilçeleri arasında kalan geniş bir alanda düşük kalorili linyit yataktan vardır. Yaklaşık 100 km2’lik bir alana yayılan bu yatakların toplam rezervi 1981’de 3 milyar 539 milyon ton olarak hesaplanmıştır. 1984’te üretime geçen, Türkiye’nin en önemli yatırımlarından biri ve en büyük termik santralı olan Afşin-Elbistan Termik Santralı, yöreden çıkartılan linyitleri kullanarak enterkonekte sisteme katkıda bulunur. İlçe topraklarında bulunan demir yatakları rezervinin 5 milyon 232 bin tonu aşkın olduğu saptanmıştır (1981). Termik santraldan başka önem taşıyan sanayi kuruluşu şeker fabrikasıdır.

Güç geçit veren dağlar arasında yer alan Elbistan, tarih boyunca önemli bir yerleşim alanı olmuştur. İlçe merkezinin kuzeyindeki İkizin Mağarasında Üst Paleolitik ve Neolitik çağlara tarihlenen buluntular ortaya çıkarılmıştır. Kentin 10 km kadar kuzeybatısındaki Karahöyük’te yapılan kazı çalışmaları, yörenin Asur ve Hititler zamanında önemli bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya koymuştur. Yöre Persler zamanında Kapadokya Büyük Satraplığı içinde yer almıştır.

Elbistan’ın kuzeybatısındaki Karaelbistan yakınlarında kalıntıları bulunan eski kent, çeşitli kaynaklarda Ablasta, Ablastayn, Ablustayn, Ablistan adlarıyla geçer. Elbistan, Selçuklular ile Danişmendliler arasında birkaç kez el değiştirdikten sonra, önce Haçlıların, ardından da Moğolların saldırılarına uğradı. 1277’de Memlûkler ile İlhanlIlar arasındaki savaş Elbistan Ovasında yapıldı. Bir sınır yerleşmesi olduğundan çeşitli yıkımlara uğrayan eski kentin 4 km kadar güneydoğusunda, bugünkü yerinde kurulan Elbistan’da Bozok Türkmenleri, Memlûk- lerin desteğinde Dulkadıroğulları Beyliği’ni kurdular. Dulkadıroğullannm ilk beyi Zeyneddin Karaca Bey 1337’de Elbistan’ı İlhanlı valisi Eretna Bey’in elinden alarak başkent yaptı.

Elbistan yöresi


I. Selim’in (Yavuz) Dulkadıroğulları Beyliği’ne son vermesiyle 1515’te Osmanlı topraklarına katıldı. I. Süleyman (Kanuni) döneminde Zulkadriye Eyaleti’nin merkez sancağı olan Maraş’a bağlı bir kaza yapıldı. Elbistan, Maraş’ın önce İngilizler, daha sonra da Fransızlar tarafından işgal edildiği Kurtuluş Savaşı yıllarında önemli bir Kuvayı Milliye merkezi durumuna geldi. Elbistanlı gönüllüler Maraş ve Antep’in kurtarılmasında önemli rol oynadı.

Elbistan kenti


aynı adlı ovanın güney kesiminde ve kalker yapılı Şar Dağının eteğinde yer alır. Kentin, tarihsel gelişim içinde bugünkü yerine taşınmasının bir nedeni de, 1114’teki çok şiddetli bir depremde Karaelbistan’m tamamen yıkılmış olmasıdır. Kahramanmaraş’tan sonra ilin en büyük ve gelişkin kenti olan Elbistan’a termik santral ve şeker fabrikasıyla yol ve sosyal konut gibi tesislerin yapımı inşaat kesimine büyük bir canlılık getirmiş, çevredeki kırsal yerleşmelerden önemli göçler olmuştur. Bunun sonucunda 1970-80 arasında kent nüfusu bir kat artmıştır. Kentte bir devlet hastanesi ve bir SSK dispanseri vardır. Kentin karayoluyla Kahramanmaraş’a uzaklığı 158 km’dir.

Kentteki en önemli tarihsel yapı


16. yüzyıla ait Elbistan Ulucamisi’dir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen Himmet Baba Türbesi’nin 700 yıllık olduğu sanılmaktadır. Daha sonralan türbenin yanma bir de cami eklenmiştir. 150 m yüksekliğindeki bir tepenin üzerinde yer alan Kız Kalesi’nin yapım tarihi ve adının kökeni bilinmemektedir.
Elbistan Belediyesi 1885’te kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 112.024; kent, 54.741.

Elbistan Ovası


Doğu Anadolu’nun Akdeniz Bölgesi’ne komşu batı kesiminde ova. Doğu-batı doğrultusundaki uzun ekseni 60- 65 km’yi, genişliği ise 40-45 km’yi bulur. Ceyhan Irmağının başlıca kolları olan Söğütlü, Hurman ve Göksün çayları bu ovada birleşir. Ceyhan’ın asıl doğduğu yer olarak kabul edilen kaynak da ovadan, Elbistan kentinin yanı başında bulunan Pmarbaşı’ndaki mesire yerinden çıkar. Tabanı, denizden 1.100-1.200 m yükseklikte bulunan ovanın çevresini 2.000 m’den yüksek dağlar kuşatır. Bunlar batıda Binboğa (2.935 m), kuzeyde Hezanlı (2.283 m), güneydoğuda Nurhak (3.081 m) ve güneybatıda Berit (3.027 m) dağlandır. Kenardaki dağların bazı uzantılan Elbistan kentinin gerisinde yükselen kalker yapılı Şar Dağında olduğu gibi ova içine doğru sokulur.

Elbistan Ovası Doğu Anadolu’da Elbistan’dan başlayarak güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunu izleyen tektonik kökenli Malatya-Elazığ (Uluova)-Palu-Muş çöküntü ovaları dizisinin ilk ovasıdır. Ovanın tabanı, kalın bir alüvyon tabakasının altındaki Neojen Bölüm (y. 26-2,5 milyon yıl önce) arazisinden oluşur. Neojen tortullar arasında Türkiye’nin en zengin rezervli linyit yatakları bulunur. Elbistan Ovasının doğu yarısı düz tabanlıdır; derelerle yarılmış olan batı yarısındaki Afşin kesimi ise dalgalı bir görünüm taşır. Yüzey şekilleri açısından farklılık gösteren bu iki kesimin sınırını Hurman Çayı çizer.

Ova eskiden beri önemli bir tahıl üretim alanı olmuştur. Günümüzde tahıldan başka, baklagiller, şeker pancarı, bağlar ve meyve bahçeleri de önemli yer tutar. Yıllık yağış ortalamasının 400 mm’nin altında olduğu bir yörede bulunan Elbistan Ovasında sulamaya dayalı tarımın gelişmiş olması, Hurman ve Söğütlü çaylarının ovada çok yüzeyden akması ve bu nedenle sulamanın kolay olmasının sonucudur. Ayrıca adını Elbistan kentinin 10 km kadar batısındaki Kalealtı köyünden alan Yukarı Ceyhan Afşin-Elbistan Ovaları Kalealtı Pompaj Sulaması Projesi’nin gerçekleşmesiyle sulama olanaklarının daha da gelişmesi beklenmektedir. Şeker pancarı tarım alanlarının hızla genişlemesi sulama olanaklarından ve ilçede bir şeker fabrikası kurulmasından kaynaklanır.

Elbistan Ulucamisi


Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde Dulkadıroğlu Beyliği döneminden kalma cami. Cümle kapısı üstündeki yazıtta II. Gıyaseddin Keyhusrev zamanında, 1239/40’ta yapıldığı yazmaktaysa da, mimari üslubu açısından çok daha geç bir döneme ait olduğu açıktır. Sanat tarihçileri yapım tarihi olarak 15. yüzyılın sonuyla 16. yüzyılın başını ileri sürerler. Belki de bugünkü yapı, yazıtta belirtilen ilk caminin yerine yapılmıştır. Asıl cami mekânı yaklaşık 20 m kenarlı bir kare biçimindedir. 8 m çapındaki kubbe, kare kesitli dört büyük ayağa oturur ve dört yanından birer yarım kubbeyle desteklenir. Bu örtü sisteminin dört köşesinde kalan boşluklar da 3 m çapında birer küçük kubbeyle kapatılmış, böylelikle simetrik bir merkezî plan elde edilmiştir.
Dışarıdan bakıldığında merkezî kubbenin sekizgen bir kasnak üstünde yükseldiği ve bu kasnağın, yarım kubbelerin arasına gelen çapraz kenarlarından birer payanda kemeriyle desteklendiği görülür. Giriş cephesinde, kare cami kütlesini dikdörtgene tamamlayan bir son cemaat yeri vardır. Burası kare kesitli iki ayakla üç açıklığa bölünmüş, üstü üç tane çapraz tonozla örtülmüştür. Caminin iki yan duvarı öne doğru uzatılarak son cemaat yerinin de iki yanı kapatılmıştır. Son cemaat yerinin batı köşesine bitişik minare, kare planlı bir kürsüden sonra gelen sekizgen planlı bir pabuç üstünde yükselir; peteği ve külahı, kaim silindirik gövdeye göre oldukça ince ve kısadır.

Elbistan Ulucamisi, Atina’daki Fethiye (15. yy), Diyarbakır’daki Fatih Paşa (1522), Kahire’deki Hadım Süleyman Paşa (1528/ 29) camileri gibi birkaç benzeriyle birlikte, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki Şehzade Camisi’nde (1548) en olgun örneklerinden birini ortaya koyduğu, dört yarım kubbeyle desteklenen merkezî kubbeli plan şemasının daha eski tarihli uygulamalarından biridir.

ELBİSTAN BELEDİYESİ
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 21:35
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:

Benzer Konular

30 Mart 2011 / Misafir Cevaplanmış