Arama

Emre Aydın

Güncelleme: 11 Eylül 2014 Gösterim: 80.968 Cevap: 11
Miriel - avatarı
Miriel
Ziyaretçi
1 Kasım 2006       Mesaj #1
Miriel - avatarı
Ziyaretçi
Son günlerde herkesin dilinde 'Afili Yalnızlık' Sözleriyle olduğu kadar müziğiyle de beğeni kazanan şarkının sahibi Emre Aydın'la bugünlere nasıl geldiğini ve müziğini konuştuk.

Sponsorlu Bağlantılar
Hikaye şu; 2002 senesinde 1.500 küsur finalisti geride bırakarak, 'Sing Your Song' yarışmasında birinciliği kapan bir ikili '6. Cadde'nin adını duyduk önce. Ardından albümlerini piyasaya çıkartma aşamasında türlü dertler yaşadıklarını öğrendik ve akabinde de plak şirketleri Universal'ın kapısına kilit vurulunca onlar da ortadan kayboldu. Sonra bir gün radyolarda, müzik kanallarında bir 'Afili Yalnızlık' deliliği yaşanmaya başlandı! Pek tabii herkes kadar bizim de merakımızı uyandırdı... '6. Cadde'den tanıdığımız Emre Aydın, bu kadar depresif ve yalnızlık kokan albümünü çıkarana kadar neredeydi, 'Afili Yalnızlık' neden bu kadar çok sevildi? Aslına bakarsanız müzik piyasasına birincilik kazanarak adım atan ama sonra türlü aksiliklerle bir süreliğine geri çekilen Aydın'ın albümünün özellikle sözleri geçer not ortalamasının hayli üstünde.

2002'de 'Sing Your Song Yarışması'nda birincilik alan bir ikiliydi '6. Cadde'. 'Müzik yapıyoruz ve bunu iyi de yapıyoruz o zaman birilerinin de bundan haberdar olmasının vaktidir' düşüncesiyle mi yola çıkmıştınız?
Esasen benim ısrarımla oldu. Çocukluk yıllarımdan beri hayal ettiğim bir şeydi bu 9 Eylül Üniversitesi'nde 4-5 kişi provalara giden, arada sevdiği grupların şarkılarını çalan bir arkadaş grubuyduk. Yarışmanın ilanını görünce; kimseye sunacak olmasam da beste yapıyorum düşüncesiyle, 'elimde bunlar var gelin uğraşalım, ilk 18'e kalan grupların çıkaracağı albümde biz de yer alsak ne güzel olur' diye öneride bulundum. Onur Ela bu fikrimi ciddiye aldı, yarışmaya katıldık ve birinci olduk. Single, albüme dönüştü Bir-iki ay sonra da plak şirketi kapandı. 6. Cadde de o şekilde kalmış oldu.

6. Cadde nelerin altından kalkamadı da şimdi karşımızda solo bir albüm var?

6. Cadde'nin albümü bir süre basılamadı. Bir taraftan barlarda çalmaya devam ederken bir taraftan da İstanbul'da kaldığımız süre içinde bir şey olmadığını fark ettik. İzmir'de okula devam etmemiz gerekiyordu. Onur: 'Bu işi çok seviyorum ama amatör olarak, işin içine başka şeyler de girince bunun stresli bir olay olduğunu anladım artık yapmak istemiyorum' dedi. Bense devam etmek istiyordum. Bunun sonucunda da Emre Aydın olarak devam ettim.

Böyle bir ayrıma mı geldiniz yoksa zaten, gittiği yere kadar fikriyle mi yola çıkmıştınız?
Evet! Ben de çok zor zamanlar geçirdim, yıprandım. Sinir bozukluğunun, şanssızlığın haddi hesabı yoktu bir dönemler. Ama bu işi tutkuyla mı yoksa hobi olarak mı yapıyorsunuz, bunun ayrımını fark ediyorsunuz, ben hakikaten bu işi yapmak istiyordum.

'SABUHA'NIN ROLÜ

'Sing Your Song' türü yarışmalar yeni topluluklara proje imkanı sağlarken bir taraftan da daha tam hazır olmadan iki şarkıyla ünlü olma isteğini körükleyip süreci hızlandırıyor? Ne dersiniz?

Yarışmanın niteliğiyle ilgili aslında. Sing Your Song ilk beste yarışmasıydı. Evet, katkı sağladıkları bir gerçek ama hali hazır bir uygun durum olmasa da albüm piyasaya sürüp bir şeyler kazanalım gibi durumlar da oluşmasına sebep oluyor tabii.

6. Cadde'nin diğer elemanı Onur Eren ne yapıyor şimdi?

Havaalanında çalışıyor, aile babası olma rolünde ilerliyor.

6. Cadde'nin çıkış albümünde Sabuha cover'ı vardı. Sağlam bir çıkış yapmak için şart mıydı?

Sabuha'yla çıkalım gibi bir niyetimiz yoktu. Ama bir taraftan da yarışmanın verdiği bir ödev vardı. Biz, Manga ve Kafein kalmıştık finale ve birer cover yapmamızı istediler! Şunu da inkar edemem, Emre Aydın olarak bir solo albüm yaptıysam kendi şarkımla çıkış yapabildiysem, biraz da o dönemki 6. Cadde albümünün payı var. Ve o albümde Sabuha olmasaydı, benim albümüm de olmayacaktı!

GİTMEK ÜZERİNE

Afili Yalnızlığa gelince Albümün geneline bakınca, özellikle de sözlere, 20'li yaşlar için fazla depresif olduğu söylenebilir.

İki izahı var bunun. Evet, ben biraz depresif biriyim, sıkıntısını yaşıyorum bunun. Dinleyici olarak da bir albümün belli bir ruh hali varsa, o albümü ömrümün sonuna kadar dinleyebilirim. Kendi albümümde söz ve sound olarak bütünlük olsun istedim. Yalnızlık duygusunun hakim olduğu bir dönemdi. Hem arkadaşlarımdan uzaktım hem de ilişki bitiminde gelen yalnızlık psikolojisini yaşıyordum. Tabii bir de insanın doğuştan da yalnız olduğuna dair düşüncelerim vardı hep Birkaç alt başlık belirledim 'gitmek-kalmakla' ilgili, sonuçta bütün olarak bir şey yapmaya çalıştım.

Umay Umay cover'ı var albümde. Onun da albümün genel havasına gayet uygun olduğu ortada.

Bu başlıklar ve cover'ı da buna uygun olarak seçtim ki, çok severim Umay Umay'ın 'Hareket Vakti'ni. 6. Cadde albümünde yer alan 'Git' de düzgün bir kaydı olması gerektiğini düşündüğüm bir şarkıydı. Tabii sözlere dikkat edenlerin fark edebileceği şekilde şarkılar arası gönderme durumu da söz konusu.

Şebnem Dönmez'in de katkısıyla, 'Afili Yalnızlık'ın klibinde de aynı depresif etki devam ediyor.

Yon Thomas klibe bir senaryo yolladı ve hayran kaldık. Haysiyetli bir duruşu olan hem de oyunculuğunu beğendiğimiz Şebnem Dönmez de, klipte rol alması için götürdüğümüz teklifi kabul etti.

'Kendi kendine aşık olan bir kadın' olarak tanımlanmış klibin teması. Bir taraftan da 'kendi kendine aşık olan bir kadına aşık olmuş, bir adamın' da hikayesi gibi şarkı.

Evet, bu yorumu daha önce duymamıştım, güzel bir tanımlama Güzel ama narsist bir kadının bir gününden kesitler var hikayede aslında
Albümde Manga'dan Cem Bahtiyar, Gripin'den İlker Behiç ve Vega'dan Tuğrul Akyüz'ün de katkıları var. Aynı plak şirketiyle çalışıyor olmak dışında nasıl bir bağ söz konusu?

Aslında müzisyen-plak şirketi kurumsal yakınlığından çok, alternatif bir şeyler üretmeye çalışan bir avuç insanın birbirine iyi niyetle destek olduğu bir durum söz konusu!

Sadelik basitlik anlamına gelmiyor. Albümde hem Türk kulağına yatkın sesler hem de brit-pop etkisini yakalamak mümkün Yalınlık kavramı yitiriliyor mu müzikte?

Yalınlık ustalıktır bana sorarsanız. Yalınlık derken kırpılmış küçük bir parça sunulmasından bahsetmiyorum. En iyi örnek aslında Aşık Veysel'in Uzun İnce Bir Yoldayım türküsü! Gözleri görmeyen bir adamın akorsuz bir bağlamayla, her zaman var olacak bir türkü yapmasıdır yalınlık Bizim albümde yapmaya çalıştığımız da; ne kadar özetlemeyi becerebilirsek o kadar iyi fikriyle özdeşleşiyor. Hayatın yeterince zor olduğunu düşünen biriyim, sinemada film izlerken bile zorlanmak istemeyecek kadar! Duruluk ve sadelikle, basitlik aynı şey değil. Aksine, ustalaştıkça duruluğa ulaşıyorsunuz.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Blue Blood; 28 Ağustos 2008 20:41
A.Arda - avatarı
A.Arda
VIP VIP Üye
7 Ekim 2007       Mesaj #2
A.Arda - avatarı
VIP VIP Üye
EMRE AYDIN

Sponsorlu Bağlantılar


2 Şubat 1981`de Isparta`da doğdu. İlk öğretimi Isparta`da tamamladı. Antalya Anadolu Lisesi`nden mezun olduktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümünde öğrenim gördü.

2002 yılında adlarını Sing Your Song yarışmasında elde ettikleri birincilikle duyuran 6.cadde, Emre Aydın ve Onur Ela adında iki Antalya’lı gençten oluşuyordu. Siemens Mobile’ın ana sponsorluğunda düzenlenen “Sing Your Song” adlı beste yarışmasına “Dönersen” isimli şarkılarıyla katılan ve 1574 aday arasından “Türkiye Birincisi” seçilen 6.Cadde 2003 senesinde ilk albümünü çıkardı. Stüdyo aşaması 6 ay süren albümün prodüktörlüğü ve eserlerin tümünün düzenlemeleri Haluk Kurosman’ın imzasını taşıyor. 11 şarkının yer aldığı albümde, 9 şarkının söz ve müzikleri Emre Aydın’a ait. 6.Cadde’nin yepyeni bir kimlik kazandırdığı, senelerdir İbrahim Tatlıses’in güçlü yorumuyla hafızalara kazınan “Sabuha” isimli şarkıya yeniden renk getirdiler.

Onur Ela'nın profosyonel müzik hayatını bırakma kararı alıp gruptan ayrılması ve 6.Cadde’nin dağılmasıyla birlikte, yoluna tek başına devam eden Emre Aydın, yeni albüm hazırlıklarını tamamladı. GRGDN yapımı olan, “Afili Yalnızlık” isimli bu yeni albümde, şarkıların tamamına yakını Emre Aydın’a ait. 6.Cadde albümünde yer alan ve 6.Cadde hayranları tarafından çok sevilerek dinlenen, hala daha popülerliğini koruyan ‘Git’ isimli şarkıyı da bu albüme dahil eden Emre Aydın, aynı zamanda bir zamanlar Umay Umay’dan dinlediğimiz,söz ve müziği Barlas Erinç’e ait ‘Hareket Vakti’ ni de kendine özgü yorumuyla seslendiriyor.

Ayrıca Emre Aydın’ın bu yeni yeni albümünde yer alan ‘Belki Birgün Özlersin’ adlı şarkı, resmi sitede yayınlanmasından sonra internette fırtınalar estiriyor.En çok dinlenen parçalar listesinde bir numaraya kadar yükselen “Belki Bir Gün Özlersin” şimdiden hit olma yolunda kendini gösteriyor.

İki hafta önce müzik kanallarında yayına giren Afili Yalnızlık Tvdede fırtınalar estiriyor. Klibi youtube.com, emreaydin.org, Kral tv, Dream tv, Dream Türk, Powerturk tv de izlemek mümkün.

Emre Aydın’ın "Afili Yalnızlık" albümü 10 Ekim Salı piyasada çıktı ve ençok albümü satan 2. sanatçı ünvanını elde etti.

Dream dergisinin düzenlediği 2006, yılın en iyileri anketinde En iyi yerli erkek şarkıcı, En iyi yerli yeni şarkıcı, En iyi yerli albüm, En iyi yerli şarkı, En iyi yerli video dallarında birinciliği elde etti.

Ayrıca Blue Jean dergisinin düzenlediği ve büyük ilgi gören 2006 yılının en iyileri anketinde aday olduğu her dalda birinci oldu. En iyi çıkış, En iyi şarkı, En iyi video klip dalında birinci olan emreaydın rakiplerine büyük fark attı. emreaydın'ın prodüktörü Haluk Kurosman'da Afili Yalnızlık albümü ile yılın en iyi prodüktör ödülünü kazandı....

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
30 Ağustos 2008       Mesaj #3
karayel - avatarı
Ziyaretçi
emre aydin
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 30 Ağustos 2008 20:03 Sebep: Sayfa Düzeni
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
6 Mart 2011       Mesaj #4
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Keyfin nasıl, bu yeni albümü eline alınca ne hissediyorsun?

Çok güzel bir duygu. O kadar uğraşıyorsun, her albüm için geçerli. En son somut olarak açıp incelemek en güzel tarafı. Bütün albümün, kayıt sürecinin keyif kısmı o.

Şarkılardan başlayacağız, daha doğrusu kapaktan başlayıp, şarkılara kadar konuşacağız herşeyi. Kapakta ne yapıyorsun burda?

Kapak Yiğit Güner ile Cemil Nacikoğlu'nun tasarımı. Fotoğrafları Cemil Abi çekti. Çok alışılmış bir kapak olsun istemedik, bütün ekip olarak istemedik onu. Yani yapanları eleştirmek adına değil ama bugün bir müzik markete gittiğinizde bütün rafla sadece kafa oluyor. O da bir strateji muhtemelen de o daha rasyonel birşey. Biz biraz farklı olsun istedik. Cemil Abi'nin fikriydi, dedi ki "Ben seni koşarken çekeceğim. Hem sen kendine sahip çıkan birey olarak bir fotoğraf içerisinde figürleşeceksin, hem de isteyen istediği şekilde algılayabilecek." Ama benim algıladığım, senin dostunun sen olduğudur gibi bir temayla, tek başınalık temasıyla devam ettik. Güzel bir kapak oldu, gayet alternatif bir kapak oldu memnunum ben.

Bu A logosunun kızarmasında bir sebep var mı?

O değişik bir renk. Logoyu değiştirmek istemedik ama değişik de bir şey olsun. Tekrar sarıya dönmeyelim; ilk albüm sarıydı " Afilli Yalnızlık" siyah fontu tercih ettik. Biraz daha albümün havasını yansıtıyor. Siyahta kırmızı güzel duruyor. O biraz daha güzel arkasında bir anlam yok.

Kağıt Evler albüme ismini veren şarkı, çok damar şarkı -İsveç Emre şarkısı direkt- bütün kasveti... Peki neden bunun ismi verdin?

Son ana kadar vermemiştim. "Kağıt Evler" de yoktu aslında playlistte. Bir şeyler oldu, bir tane daha şarkıyı albüme koymamız gerekti, bir şarkıyı daha kaydetmemiz gerekti. Kağıt Evler'i de ben daha önce düşünmüştüm. Böyle bir şarkı yazarım diye aklımda bir kaç şey vardı. Orada bir şarkı daha kaydetmemiz gerekti, üç tane alternatifim vardı. Ben de Kağıt Evler'i kayıt ederiz dedim, kaydettik bitti. Sonra isim aramaya başladım hatta o zamana kadar bana devamlı soruluyordu "İsmi ne olacak albümün?" diye. Bu kağıt işleri yalan oluyor, gerekli kağıtlar bir yerlere gidiyor, imzalanıyor, onları çok bilmiyorum ama onlar için lazım albüm ismi. Özellikle şarkının sözlerini dinleyenlerin daha rahat anlayacağı bir şey bu. Ama bütün albümün o naif yapısına depresif demek istemiyorum. Afilli Yalnızlık' tan çok depresif bir albüm değil ama biraz daha naif bir albüm, biraz daha da alternatif. Zaten benden de çok neşeli bir şey çıkmaz. Çıkınca da çok çirkin oluyor. O yüzden onları bir tek ben dinliyorum. "Kağıt Evler" uygundu albümün temasına o yüzden onu seçtik.

Bu albümün çıkış parçası, sence albümün en güçlü şarkısı "Bu Yağmurlar" mıdır?

Değildir, şudur demek istemiyorum. Benim zevkim genelde albümün içinde. En çok sevdiğim şarkı genelde o albümün altıncı, yedinci videosunun sahibi olan şarkılar oluyor ve o biraz daha zaman geçtikten sonra değerleniyor ama çok klasik şey ağzına girmeyelim. Bunların hepsi benim çocuğum demeye gerek yok ama bu şarkıların hepsi benim bir şekilde. Bir şeyini sevdiğim, albümde olmasından mutluluk duyacağım ve hiçkimse beğenmese bile arkasında durabileceğim şarkılar. Dolayısıyla "Bu Yağmurlar"ı plak şirketim Sony seçti. Yasemin Kağa çok sevdi o şarkıyı ve "Biz bununla devam etmeliyiz" dedi. Aslında çok klasik ilk şarkı formatında bir şarkı değil "Bu Yağmurlar". Biraz daha zor bir şarkı ama çok iyi gitti, hala da çok iyi gidiyor. Daha kolay, daha çabuk kabullenilecek bir sürü şarkı var. Hatta belki de "Bu Yağmurlar" Kağıt Evler'den sonraki en zor şarkı olabilir.

Yağmurlar videosunda ne yaptın, ne ettin? Memnun musun bu videodan, beni yansıtıyor diyor musun?


Evet çok memnunum. Çok güzel bir iş oldu. Biz Murat Küçük ile ilk defa çalıştık. Yönetmeni Murat Küçük. Videonun ilk defa üzerinde çalıştık ama tamamen doğru anlamış Murat ve üzerine çok eğildi. Ben o sırada İsveç'teydim, ayrıntılarını telefonla konuştuk bir iki kere ve çok uğraştı onu da biliyorum. Görüntü yönetmeninden oyuncularına kadar özenle seçti ve "Beni de acele ettirmeyin" dedi. Bu benim içime çok sinecek bir iş olacak, dolayısıyla çok da sormayın dedi. Bana bir kere anlattı tamamdır dedim. Çekti, çekerken de baya uzun sürdü. Ama esas ekibin yorgunluğu; bana dedi ki "Şurda dur, şarkıyı söyle, şu tarafa bak" ben de yaptım onun söylediklerini. Onun dışında ben videoyu çok beğeniyorum, bütün videolar ile ilgili bütün alkışlar Murat Küçük için. Gerçekten çok iyi bir iş çıktı.

Video çekerken zorlanıyor musun?

Zorlanıyorum, daha doğrusu artık eskisi kadar çok zorlanmıyorum ama mesela ellerim boşken ne yaparım diye düşündüğüm oluyor. Aslında olmaması lazım. Sekiz sene olmuş ama sahne ayrı bir şey. Yani en son videoda da; kocaman bir pervane kuruldu. Bu tarladaki başakları falan eğmek için kullanılıyormuş. Uçak motoru pervanesi önünde durulmuyor, kar makinesi var, o var, bu var. Çok da soğuk çalıştırdılar ki iki kere falan yapabileceğiz zaten çok soğuk hava, ormandayız ve Murat diyor ki; "Ellerin oynasın, bir şeyler yap, bana bir şeyler ver. Yani bir görüntü ver, bir şeyler ver". Performans istiyor. Bir iki kere denedik, en sonunda görüntü yönetmenimiz Robert var, Robert geldi, "Sen bunu yapmak istemiyorsun değil mi?" dedi. Dedim ki "çok rahat değilim hala". Röportajlarda rahatım artık eskisi gibi değil. Ama video çekiminde, hani şey şarkıcılar var, çok başarılı buluyorum onları o konuda; kamera açılıyor adam önüne geçiyor dans ediyor mimiklerle, hiç öyle değilim yani.


Hep şunu merak ederim çoğu kişiye de sorarım. Şimdi yaşadıklarını kağıda birebir döküp onu bir sürü insanla paylaşıyorsun. Tabi ki paylaşmak istediğin için paylaşıyorsun ama özelini açıyorsun aslında, yani bunu sen dinleyince nasıl hissediyorsun sonrasında? Belki evde yazarken farkında olmadığın bir ruh hali sonrasında ve ne yaptım ben dediğin oluyor mu?

Oluyor aynen oluyor. Dediğin gibi özellikle çok kişisel şarkılarda, bir şarkıya başladığınızda aslında tam olarak nereye götüreceğinizi de bilmiyorsunuz. Aslında benim kafamda hep bir şablon oluyor genellikle ama dediğin gibi bittikten sonra bir bakıyorsunuz albüme acayip ayrıntı vermişsiniz. Orada bir oto kontrol durumu var, acaba bu şarkı ile şarkının hikayesine sahip olan insanı, kimden bahsediyorsam o kişiyi, çok rahatsız eder mi veya dinleyiciler açısından acayip bu kadar da bizi ilgilendirmez gibi birşey olur mu diye biraz düşünüyorum. Ama şimdiye kadar hiç yapmadım. Bu da çok kişisel bunu da yapmayalım, bırakayım gibi bir şey düşünmedim. Garip bir şey, orada oturup bir oda içerisinde bir şey yapıyorsunuz, ondan sonra onu bir sürü insan dinliyor. Çok seven oluyor, hiç sevmeyen oluyor, sinirlenen oluyor, bayılan oluyor, ayılan oluyor. Çok garip bir şey...

Bir de cover var albümde Cemali'nin coverı. Sen çok severdin, gidip izin mi istedin?

Aynen öyle, hiç bir özel bir sebebi yok. Bir önceki albümde "Afilli Yalnızlık" ta "Hareket Vakti" vardı acayip severim, barlar şarkısıdır. Umay Umay meşhur etmişti şarkıyı. Bu albüme de düşündüm bir tane cover ne olabilir diye. Çizginin dışına çıkmadan, bütün albümün içerisinde bir şekilde çok ayrı durmayacak ne olabilir. Benim de çok sevdiğim şarkıyı duymak istiyorum. Sonra Cemali ile iletişime geçtik, onlar da sağolsunlar kırmadılar o da albümde yerini almış oldu.

Şimdi ilk üç benim favorim dedim. İkinci video olarak aklınızda bir şeyler var mı?


Belli değil ama benim tahmin ettiğim, videolandırırız dediğim " Alıştım Susmaya" var, "Hoşçakal" var, "Tam Dört Yıl Olmuş" var, "Ayrı Ayrı" diye bir şarkı var; ben çok severim o şarkıyı. "Geniş Zamanlar Yok" biraz fazla gitar şarkısı olmakla beraber benim çok sevdiğim bir şarkı. Benim kafamda birşeyler var ama biri çıktıktan sonra, herhalde beş, altı tane videosu olur bu albümün.


Sen bu albümü Norveç'te yaptın biliyoruz. Daha öncede konuşmuştuk İsveç, kasvet vesaire diye ama sen bu şarkıları nerede yazıyorsun? Ben merak ediyorum, çünkü insanlar bunları dinleyip ya odalara kapanıyor ya depresif hallere giriyor. Sen nasıl hallerde yazarsın bu şarkıları?

Yani şarkının teması, neden bahsedeceğin, çok yalnız olmamı gerektirecek bir durumu yok. Şimdi otururken de, acayip kalabalıkken de aklıma bir şarkı teması gelebiliyor. Ama genellikle bütün sözlerini vesairesini tam şekillendireceğim zaman,en son yazacağım zaman, bir dakika bana bir izin verin gideyim, biraz yalnız kalayım. O da yalnız kalayım, şurda mumu yakayım öyle bir durum yok. Ama bir ses falan olmaması lazım öyle bir durumum var. En azından bir yarım saat bütün ne anlatacağımı ve teknik şeyleri, hece sayısı şudur budur, o tip şeylerle uğraşmak, ilgilenmek için biraz yalnız kalmam gerekiyor.

"Teşekkürler"de atladığın kimse yoktu pek. Ama sonunda bu albümü dedene ithaf ettiğini söylüyorsun. Peki mesela ailede kime dinletirsin şarkılarını? Var mı böyle bir şey veya onay alır mısın?

Dinletiyorum ama bende şöyle bir durum var. Aslında o pek iyi bir şey değil. Kendim ilk önce emin oluyorum, bu şarkı başarılı olur olmaz anlamında değil, bu iyi şarkı mı diye emin oluyorum. Oldu mu, olmadı mı? Olmadıysa zaten albüme girmiyor. Olduğunu düşünürsem albüme koyuyorum ondan sonra istediğim kadar insana dinleteyim, istediğim kadar insanlar çok güzel olmuş, süper olmuş, hiç evet tamam yada herkes çok kötü dediğinde de çok kötü olmuyorum. Atıyorum on kişi dinleyip "Bu nasıl albüm abi, ne yaptın, bu kadar da kötü albüm olmaz." derse o zaman etkilenirim. Ama aileme gönderiyorum, annem çok merak ediyor, babam da çok merak ediyor, dinliyorlar. Ama onlar alternatif şarkıları ben albüm yapınca dinlemeye başladıkları için... Babamın tahminleri iyidir, annem de konser şarkılarını iyi tahmin eder "bak bu konserde iyi gider" diye. Ama direk yönlendiren birisi yok beni. Mutlaka fikirlerini alıyorum. Mesela "Bu Yağmurlar"ın içinde duduk kullandık, çok geride, çok hafif tat veriyor. Çok önde değil, bir kullandık çıkardık. Sonra babam "Bak o çok güzeldi" dedi.

Şimdi kimlerle çalıştığına bakınca bir sürü İsveçli adam görüyoruz, kim bu adamlar?

O adamların başındaki adam Mats Valentin, asıl Bert Mayer var, yurtdışındaki işlerde bana çok yardım ediyor. A&R'ım benim. Şemsettin Göktaş ile beraber o organize etti. Mr Radar Music Company diye bir şirket var İsveçli, onların beraber çalıştıkları bir sürü prodüktör var. Böyle adım adım devam etti. Albümün prodüktörü ve herşeyi düşünüp herşeye koşturmaya çalışan Mats Valentindir. Yedi, sekiz tane şarkıyı da kendisi düzenledi. Mixlerini de yaptı, acayip yetenekli bir prodüktör. Onun dışında Svante Halldin var iki şarkıda emeği var onun. Hugo var, Björk onun yine iki şarkıda emeği var. Bir Kanada'ya gitti iki şarkı için mix geldi. Sonradan birkaç kere daha gönderdik çok memnun kalmadık. Sonra Mats onlara da el attı falan. Ercan Irmak var çok teşekkür ederim kendisine. "Hoşçakal"'da ney üfledi ve inanılmaz bir hava kattı şarkıya. Onun yorumudur direkt. Efe Bahadır var, Ercan albümlerde ney üflemekten hoşlanmıyor, Efe Bahadır Ercan Irmak'ı ikna etti. Ney prodüksyonunu Efe yaptı, Efe'ye çok teşekkür ederim. Cemali'nin şarkısı var dediğim gibi Cemali'ye de çok teşekkürler. Kadro böyle.

Peki bu mesela ney dinleyince İsveçliler ne dediler, şaşırma durumları oldu mu?

Aynen öyle oldu. O sesi biliyorlar ama hangisi ney, hangisi duduk çok bilmiyorlar. Bir de ara sesler kullanıyoruz ya biz Türk müziğinde, dudukta ve neydeki sesler biraz adamları huzursuz etti. Çünkü ton dışı gibi geliyor, hafif detone gibi geliyor. Kavratmak için baya örnekleştirmem gerekti ama uzlaştık. Anlattıktan sonra zaten kendileri tanıdılar, anladılar. En büyük sıkıntı, İsveçli olmasından kaynaklanan, şarkıyı mesela altı tane akor kullanarak bir tane şarkı yapıyoruz. Bütün toplam akor sayısı altı, hatta altı bile çoktur, orada prodüktörün işi, akorları renklendirmek. Türkiye marketini bilmedikleri için, direkt Avrupa kafasıyla içine bir sürü benim başka birinde duysam seveceğim, yabancı bir grupta duyarsam hoşlanacağım muhtemel bir yere gitmeye başladı. Tam marketin o tadı ve tınısını anlatmak bir hafta on gün sürdü.

Peki Falling Down ne oldu?

Falling Down çıktı, dağıtıldı. Sony Avrupa ve Afrika'nın başında bulunan CEO, Sony Müzik Türkiye Genel Müdürü Şemsettin Göktaş'ı bir toplantıda tanıtıyor ama o toplantılar şöyle; 20 tane Sony var, her ülkeden birileri bir şey dinletiyor bizde de bu var diye. Dolayısıyla bana da söyledi Şemsettin Bey. Böyle bir şey var, iyi bir yere gidebilir diye. Tabii ki iyi olsun istedim ama çok bir şey beklemiyordum. Sonra İsveç'te bir kayıt yaptım, gece otele gittim uyuyacağım. "Mailini aç çabuk!" diye bir telefon geldi. Açtım Afrika ve Avrupa'nın başındaki şahıs diğer Sony'lere Youtube linkini göndererek diyor ki böyle bir şarkı var ve o şarkının yakın zamanda, çok önemli bir dizide çalma ihtimali var. Ama şu an kesin bir şey yok.

Peki oradaki farklardan birtanesi oldun. Şunu öğrenmek istiyorum elbette ki güçlü bir şirkettesin. Uluslararası arenadada söz sahibi olan bir şirketsin. Bunun çok büyük katkısı oldu mu? Mesela "Ben MTV Avrupa Müzik Ödülleri'nde bir ödül aldım" dediğinde nasıl karşılıyorlar?

Zaten albümümün A&R'lığını yapan Bert Mayerle tanışmamın başlangıç noktası orası. Tabii direkt orijin noktası MTV Avrupa Müzik Ödülleridir. Mesela herhangi bir şirketin, herhangi bir yetkilisi ile görüşebilirsiniz, şanslıysanız bulursunuz, şanslıysanız dinletirsiniz yaptığınız işi. Ama ödüllü olduğunuz zaman, gerçekten dinliyorlar, bakıyorlar. Ondan sonra her ülke sizi biliyor. Şu anda plakçılardan bahsediyorum. Bir şey yapıyoruz bakın şu da olabilir, şu futuring işe yarıyor veya şu pazara girelim önce diye konuşulduğu zaman, en başta zaten MTV ödülü deniyor, sonra virgül konuyor sonra devam ediliyor. Yani o bütün bu albümün ekibi de, çalıştığım ekip de o ödülden sonra tanışabildim. Yoksa Hollandalı A&R'ı buradan çok rahat bulamayabilirsiniz. Yani telefon açıp "Ben Hollandalı bir tane A&R istiyorum." dediğimizde pek kolay olmayabilir.

BeniMTV'min sonuna geldik, eklemek istediğin bir şey var mı?

Teşekkür ederim, gayet keyifli geçti. Fanlarıma da çok teşekkür ederim. Single çıktığından beri, "Bu yağmurlar" çıktığından beri her yeri afişlediler. 8-9 tane şehrin her yerine afiş yaptılar. Onu yaptırmak isterseniz yaptıramazsınız. emreaydın.org tayfasına çok teşekkür ederim her zamankinden daha çok arkasında duruyorlar. Canla başla mücadele ediyorlar. Çok teşekkür ederim destekleyenlere...

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 22 Mart 2016 13:32
🌘 🚀
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
31 Mayıs 2012       Mesaj #5
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Emre Aydın


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
 
 
 
Son düzenleyen Safi; 22 Mart 2016 13:33
In science we trust.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
31 Mayıs 2012       Mesaj #6
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Emre Aydın

emreaydC4B1n1
Emre Aydın
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 22 Mart 2016 13:33
In science we trust.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
31 Mayıs 2012       Mesaj #7
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Emre Aydın
emreEmre Aydin
Emre Aydın’ın çok beklenen single’ı nihayet piyasaya çıktı. Soğuk Odalar ve Beni Biraz Böyle Hatırla isimli şarkıların yer aldığı, 2 şarkılık bu müthiş single albüme ilk klip çekildi bile. Albüme ismini veren şarkı için çekilen klip çok konuşulacak gibi görünüyor. Şarkının söz yazarı ve müzik bestecisi, ünlü sanatçı Gülden Ayşe Mutlu şarkıda Emre Aydın’a eşlik de etmiş. Yeni albümünün ise 2012 Eylül’ünde çıkacağını müjdeleyen Emre Aydın, hayranlarının heyecanını da paylaşıyor.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
In science we trust.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
31 Mayıs 2012       Mesaj #8
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Emre Aydın
emre aydin suare bursa konseri


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 22 Mart 2016 13:33
In science we trust.
Princess_Seo - avatarı
Princess_Seo
Ziyaretçi
31 Mayıs 2012       Mesaj #9
Princess_Seo - avatarı
Ziyaretçi
Kara duman çıktı raydan
Asılıdır eleğim
Ben acıyı sende tattım
Yarımcadır yüreğim
Yağmurlarım yağmaz oldu düşlerim kurudu
Çatladı topraklarım ekinim soldu

Dipteyim
Sondayım
Depresyondayım
Yalvarırım gel de kurtar
Beni tanımla cümleler içinde kullan
Yepyeni anlamlara sal
791mt
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
16 Haziran 2012       Mesaj #10
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Emre Aydın

2 Şubat 1981 tarihinde Isparta’da doğan emreaydın, 2002 yılında, 6.cadde isimli grubu ile Türkiye çapında düzenlenen "Sing Your Song" beste yarışmasında 1574 adayı geride bırakarak "Dönersen" parçası ile birinci oldu. Grubun ilk ve tek stüdyo albümü 2003 yılında piyasaya çıktı.

emreaydın, 2006 yılında Hareket Vakti coverı dışında tüm söz ve müziklerin kendisine ait olduğu “Afili Yalnızlık” adlı ilk solo albümünü yayınladı. Yalnızlık temasını işlediği albüm hem performansı hem de çarpıcı şarkı sözleri ile büyük beğeni topladı. “Afili Yalnızlık”, “Kim Dokunduysa Sana Ona Git”, “Git”, “Belki Bir Gün Özlersin”, “Dayan Yalnızlğım” ve “Bu Kez Anladım” adlı parçalar kliplendirildi. Bu albümle yakaladığı haklı başarısını "Yılın En İyi Rock Müzik Sanatçısı", "Yılın En İyi Çıkış Yapan Sanatçısı", ‘’Yılın En İyi Parçası’’, ‘’Yılın En İyi Albümü’’, ‘’Yılın En İyi Video Klibi’’gibi 50’ye yakın ödülle, ve dinleyicileriyle buluştuğu 400’e yakın konserle perçinleyen sanatçı, 2008 yılında MTV tarafından her sene düzenlenen Avrupa Müzik Ödülleri (EMA)’ nde önce “Türkiye’nin En İyi Sanatçısı” ardından Liverpool ‘da yapılan finalde 21 ülkenin birincisini geride bırakarak “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” ödüllerine layık görüldü ve Türkiye’ de bir ilki gerçekleştirdi.

Sanatçının 2009 yılında çıkardığı “Falling Down” isimli single Türkiye’de ve yurtdışında dijital ortamda satışa sunuldu ve dinleyicilerin büyük beğenisini topladı.

2010 yılında emreaydın, teması efkar olan 2. solo albümü “Kağıt Evler”i, İsveç’te Kelly Clarkson, Eagle Eye Cherry, Sinead O'Connor, Santana gibi dünyaca ünlü sanatçıların da albüm kayıtlarını yaptığı "Mr Radar Music Stüdyoları" nda, Mats Valentin prodüktörlüğünde hazırladı. Cemali’ nin “Duymak istiyorum” parçası hariç yine tüm söz ve bestelerin emreaydın’a ait olduğu “Kağıt Evler”in çıkış parçası “Bu Yağmurlar” albüm öncesi radyolar ve dijital ortam üzerinden müzik severlerle buluştu. “Bu Yağmurlar”, yayınlanmasının ardından 2 gün gibi kısa bir süre içerisinde Türkiye’nin en büyük yasal satış platformlarından ttnetmuzik.com.tr da en çok indirilen ve dinlenilen şarkı olarak bir rekora imza attı. 1 Nisan 2010'da yayınlanan Kağıt Evler albümündeki "Bu Yağmurlar", "Alıştım Susmaya", "Hoşçakal", "Son Defa" ve "Tam Dört Yıl Olmuş Dün" adlı şarkılara klip çekildi.

Sanatçı, 2012’nin Mart ayında iki şarkıdan oluşan “Beni Biraz Böyle Hatırla” isimli single’ını yayınladı. emreaydın ve menajeri Fadıl Dinçer'in ortaklığında kurulan 565 adlı yapım şirketinin ilk projesi niteliğinde olan single’ın çıkışı, bir Gülden Mutlu şarkısı olan “Soğuk Odalar” la yapıldı. Prodüktörlüğünü Mustafa Ceceli’ nin yaptığı “Soğuk Odalar” da Gülden Mutlu vokaliyle de emreaydın’a eşlik etti. Single’a ismini veren “Beni Biraz Böyle Hatırla” isimli şarkının prodüktörlüğünü ise Selim Öztürk üstlendi. Single, fiziksel çıkışından bir hafta önce yayınlandığı tüm dijital platformlarda ve [url]ttn] dci sayısına ulaştı.

Emre Aydın, single sonrası tanıtım projelerine ve konserlerine tüm hızıyla devam etmektedir.

emreaydin.org
Son düzenleyen Safi; 22 Mart 2016 13:33
In science we trust.

Benzer Konular

11 Eylül 2008 / Bia Taslak Konular
29 Mayıs 2010 / Misafir Soru-Cevap
11 Ağustos 2015 / _AERYU_ Ünlülerin Fotoğrafları