Arama

Yaşar Kurt

Güncelleme: 4 Aralık 2011 Gösterim: 26.436 Cevap: 4
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
6 Kasım 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Alışamadım
Uzun uzun anlatamam herşeyi
Böyle olsun istemedim bende
Sponsorlu Bağlantılar
Sakın kal deme bana...
Gidiyorum
Alışamadım bu kente...

Suskun deniz boyu martılar
Eve yalnız dönüyorum bende
Sakın kal deme bana...
Gidiyorum
Alışamadım bu kente...

Yaşar Kurt


Yaşar Kurt


1968 senedinde İstanbul'da doğdu. 1974 - 1989 yılları arasında ilk, orta ve lise öğrenimimi İstanbul'da yaptı. 1990 yılında Eskişehir Açık Öğretim üniversitesi İktisat Fakültesine girdi. Bu üniversiteden Mezun olmadı.

1994 yılında ''Sokak Şarkıları'' albüm kaydını Almanya Köln'de gerçekleştirdi. Bu albüm Ada Müzik tarafından yayınlanmıştır. 1994 - 1997 yılları arasında Berlin, Ankara, Biclefeld, İzmir, Diyarbakır, Antalya, Erzurum, Antakya, Samsun, Karabük, Aydın, Foça, İstanbul vs. bir çok konser verdi.

1997 yılında ''Göndermeler'' albümü İstanbul Aks Müzik tarafından yayınlandı. Şu anda Boğaziçi Müzik tarafından yayınlanmaktadır.

2002 yılında ''Reflex'' kayıt İstanbul Güzel Sanat Stüdyosunda gerçekleştirildi. Yapım Ağdaş Müzik tarafından üstlenilmiştir. 1,5 yıllık stüdyo süresinden sonra oluşan Reflex albümünde Yaşar Kurt 1990 - 2000 yılları arasında yaptığı parçalarda 9 şarkıyı içermesinin yanı sıra 3 şarkının da yorumunu yapmış bulunuyor.



Son düzenleyen GusinapsE; 6 Kasım 2006 23:55
MaTTo - avatarı
MaTTo
Ziyaretçi
13 Şubat 2007       Mesaj #2
MaTTo - avatarı
Ziyaretçi
Yaşar Kurt
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Şubat 2007       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yasarkurtSokak şarkıları, Göndermeler, Reflex ve Anne gibi albümlerden sonra uzun süre albüm çalışması yapmayan Yaşar Kurt , hayranlarına yeni albüm müjdesini verdi. Yaşar Kurt ile yaptığımız röportaj sırasında yeni albüm ve merak edilenleri sorduk. Reflex albümünden, Anne albümüden, davalı şarkılarından ve yeni albüm çalışmalarından konuştuk. Kendisi de büyük bir içtenlikle yani zaman ki Yaşar Kurt gibi yanıtladı.


**Yaşar Kurt bugünlerde neler yapıyor? Bar çalışması ya da bir turne var mı ? Y.K: Bu günlerde konserlere ve bar çalışmalarına ara verdik. Yeni albüm için stüdyoya gireceğim.Yeni albüm çalışmalarımız başladı.

**Yeni albümün tamamı sizin bestelerinizden mi oluşuyor, kimlerle çalışıyorsunuz ?

Y.K: Hayır. Yeni albümde yeni isimlerin bestelerini de yorumlayacağım. Tabi benim de bestelerim var. Yeni albüm kayıtları bittiğinde duyacaksınız. Çok güzel besteler. Şu anda web sitem’de Yoksun adlı şarkıyı dinletiyorum. Benim bestem belki onu albume koyarız.

**Reflex adlı albüm oluşturulurken bir dizi sorunla karşılaştığınız söyleniyor, Örneğin haydi Erkekler Savaşa ve Korku gibi şarkılardan dolayı hakkınızda davalar açılmıştı, kısaca açıklarmısınız...

Y.K: Evet çok can sıkıcı bir dönemdi. Korku adlı şarkım yüzünden dava açılmıştı. İki yıl sürdü dava. Zor bir dönemdi sonra beraat kararı ile sonuçlandı. O dönem studyoya pek uğramadım. Reflex bensiz tamamlandı denebilir.

**Reflex albümünde Tek başına, Durmadan, Martı gibi şarkılar Rock, İpek, Leyla Türkü ve Yaz günleri Türk sanat müziği formatında şarkılar ve tüm bunları aynı albümde topladınız. Çok farklı bir albüm ve özellikle Yaz Günleri adlı şarkınızla bu albümde ticari kaygının olmadığı görülüyor. Peki Yaşar Kurt hayranları bu albümü neden benimsememiş olabilirler ?

Y.K: Benim ama neredeyse bensiz bir albüm oldu. Yukarıda bazı nedenleri sıraladım. Ayrıca albümde ilk defa digital bir stüdyoda çalışıldı.Sound konusu pek başarılı olmadı. Bir daha digital bir iş yapmam. ama benim sevdiğim bir albüm.

**Hayranlarınızı kısmen haklı buluyorsunuz bu konuda ?

Y.K: Evet haklı sayılırlar.

**Anne adlı Karma albümü neden çıkardınız?

Y.K: O dönem sokak şarkıları ve göndermeler yasaklıydı. Yıllarca basılmadılar ve hala basılmıyorlar. İnsanlar nerede bu albümler diye soruyordu. Ben de ikisinin karışımı olan anne albümünü yaptım. Böylece şarkılar yeni dinleyicilerede ulaşmış oldu.

**Daha önce TRT ve Show TV'de bazı dizilerde rol aldınız. Tiyatrocu yönünüzde var. İlerleyen dönemlerde Yaşar Kurt'u tiyatro sahnelerinde görebilecek miyiz ?

Y.K: Çok isterim iyi bir oyunda rol almayı, ancak müzik çalışmaları tiyatroya yeterince zaman ayrımamı engelliyor. Umarım yakın gelecekte bu zamanı bulabilirim.

**Bazı hayranlarınız Korku adlı şarkıdan sonra Sıdıka da oynamanıza tepki gösterdi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Y.K:Bence haksız bir eleştiri neden ikisini birbirine karıştırıyorlar anlamadım. Benim o şarkı'da belirttiğim 'kapat televizyonu anne' televizyonda insanların kandırılmış olmasıdır. Uyutuluyorlar. Fakat ''Sıdıka'' böyle bir çalışma değil. Eğer öyle düşünürsek bu dünyada yaşamamız imkansız olur. Çok güzel bir roldü ve yine böyle bir çalışma olsa yine oynarım. Fakat bu tür şeyler karıştırılmamalı. Yaşar Kurt hem bir müzisyen hem de bir tiyatrocu. Ben televizyona çıkarak insanları kandırmadım. Bu rolde oynamam sanırım insanlara da bir zarar vermedi. Aksine bazı mesajlar veren bir diziydi.

**Hayranlarınız size ulaşmakta güçlük çekiyorlar mı? Size ulaşmak isteyenler nasıl ulaşabilirler ?

Y.K: Tabiki internet sitesi iyi bir araç. Sınırları zorluyor. Forumları takip ediyorum ve bana gelen mailleri cevaplıyorum. Ayrıca arada bir buluşmalar düzenleyip bir kafede hayranlarımla daha doğrusu dostlarımla muhabbet ediyorum. Dileyen herkes bana web sitemden Yaşar Kurt Web Sitesi 'dan ulaşabilirler.
Just fly - avatarı
Just fly
VIP Beşer
1 Aralık 2011       Mesaj #4
Just fly - avatarı
VIP Beşer
Yasar Kurt Konser Mayotte Istanbul 2011 10 05
Biyografi
1974 - 1989 yılları arasında ilk, orta ve lise öğrenimimi İstanbul'da yaptı. Liseyi Kadıköy Mehmet Beyazıt Lisesi'nde okudu. 1990 yılında Eskişehir Açık Öğretim Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne girdi. Bu üniversiteden mezun olamadı.
Bir kaza eseri giremediği konservatuvar sınavları ardından müzik alanında kendi kendini yetiştirmeye çalışmıştır. Kurduğu, Beyaz Yunus grubunda alternatif müzik üretme kaygısını gruptakilere kabul ettirememesi üzerine grup dağıldı. Oyuncu olan arkadaşlarının çağırması üzerine Almanya'nın Wuppertal kentine gitti. 1993 yılında Almanya'da ilk kez gördüğü bir müzik kayıt stüdyosunda ödünç aldığı gitarla yalnızca üç saatte şarkılarını okuduğu bir kayda sahip oldu. 2008 yılında Taraf Gazetesi'ne verdiği demeçte 40 yaşında Ermeni olduğunu anladığını açıkladı.

Albümleri
1994 yılında Sokak Şarkıları albüm kaydını Almanya Köln'de gerçekleştirdi. Sokak Şarkıları isimli bu albümü 1994'te Türkiye'de piyasaya sürüldü. Bu albüm Ada Müzik tarafından yayınlanmıştır. Bu arada Berlin'e yerleşti, Rosa isimli kızı doğdu. Müzik ve tiyatro dışında fabrika işçiliği, gazete dağıtımı, gibi işlerde de çalıştı. 1996 yılında yaz tatili için geldiği Türkiye'de şarkılarının popüler olduğunu gördü ve çalışmalarını bundan sonra Türkiye'de sürdürme kararı alarak müziğe geri döndü.
1994-1997 yılları arasında Berlin, Ankara, Biclefeld, İzmir, Diyarbakır, Antalya, Erzurum, Antakya, Samsun, Karabük, Aydın, Foça, İstanbul vs. bir çok konser verdi.
1997 yılında Göndermeler albümü İstanbul Aks Müzik tarafından yayınlandı. Şu anda Boğaziçi Müzik tarafından yayınlanmaktadır.
2002 yılında Reflex kayıt İstanbul Güzel Sanat Stüdyosunda gerçekleştirildi. Yapım Ağdaş Müzik tarafından üstlenilmiştir. 1,5 yıllık stüdyo süresinden sonra oluşan Reflex albümünde Yaşar Kurt 1990-2000 yılları arasında yaptığı parçalarda 9 şarkıyı içermesinin yanı sıra 3 şarkının da yorumunu yapmış bulunuyor.
2003 yılında kendi kurduğu plak şirketinden Anne adlı toplama albümünü çıkardı.
2003 yılında Barışarock organizasyonunun yaratıcılarından biri olarak etkinliğin bütün safhalarında ve sahnesinde gönüllü yer aldı. Barışarock adına düzenlenen bütün etkinliklerde hala görev almaya ve sahneye çıkmaya devam ediyor.
2004 yılında Atv’de yayınlanan Sevda Tepesi adlı dizinin müziğini yaptı. Bu tarihten sonra yurtiçi - yurtdışı konserleri ve bar programlarında sahne almaya devam etti.
2007 yılında Arto Tunç Boyacıyan ile tanıştı, o günden beri yeni bir oluşum içerisindeler ve YASH-AR adlı grubu kurdular.
2011 yılında Güneş Kokusu isimli son albümünü çıkardı[1].

kaynak:Vikipedi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
All Alone
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
4 Aralık 2011       Mesaj #5
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
"Gökyüzünden barış diliyorum"

‘Güneş Kokusu’ adında bir albüm çıkaran Yaşar Kurt, herkesin güneşin kokusunu ve ışığını kalbinde taşıdığını söylüyor

23 Ekim 2011
820 Large

Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inananlardanım. İz bırakacak her insanın bir başkasının hayatına en doğru zamanda adım attığına... Hakkâri’deki terör olayları kalbimin gökkuşağını siyaha boyadığından beri, Yaşar Kurt’un sözleri “Büyüdüm anne, evler büyüdü. Büyüdü pabuçlar, yollar büyüdü. Orduya istiyorlar, ‘Savaş çıkar’ diyorlar. Silah veriyorlar anne, bana ‘Öldür’ diyorlar. Korkuyorum anne, al beni içine” diye akıp giden şarkısı sürekli benimle! Sadece kulaklarımda, dilimde değil; beynimde, yüreğimde, gözlerimde... Şimdi gel de, Yaşar Kurt’la böyle bir dönemde tanışmamıza tesadüf de! Ya da onun etrafımızı kan kokusunun sardığı bir dönemde ‘Güneş Kokusu’ adlı bir albüm piyasaya sürmesine! Kurt, KALAN Müzik etiketini taşıyan albümdeki şarkılarıyla, inceden inceye dokunduruyor bu ülkenin etlisine, sütlüsüne. Derin mesajlar veriyor, bu ülkenin inancını yitirmeye yüz tutmuş dertlisine... Beyoğlu’ndaki Alt adlı mekânda buluştuk kendisiyle... En samimisinden içli içli konuştuk saatlerce...

Röportaj: ECE SARUHAN

Kan kokusuyla içimizin bulandığı çok zor ve acı bir dönem de, ‘Güneş Kokusu’yla karşımızdasınız. Bu şarkının sözleri, “Dur gitme, bu acelen ne? Doyamadım daha güneş kokusuna ” diye akıyor. Doyamadan yitirdiğimiz şehitlerimize yazılmış gibi...

Hepimizin ciğeri yanıyor olup biten er karşısında. 1990’lı yıllarda da böyle korkunç bir terör vardı, şimdi yeniden hortladı. Bu konu inatlaşmayla ele alınacak bir konu değil! İki tarafıda samimi bulmuyorum ve bu öfkesürdükçe yeni sorunlarınçıkacağını düşünüyorum. Bu gün yaşananlar, 80 cuntasının yarattığı toplumsal ve sosyal travmanın bir sonucu bence. Hepimiz sorumluyuz Doğu’da yaşananlardan. Ayrıca çevresel sorunlardan, kadına yönelik şiddetten ve çocuk istismarından da! Geçtiğimiz günlerde Kültür Bakanı, “Bu yalnızca bize değil, insanlığa karşı işlenen bir suçtur” dedi. Çok doğru bir tanımlama. Bu suçu her birimiz kendi insanlığımıza karşı işliyoruz. İnsanlığı algılayışımız değişti. Çocukken “Minimini bir kuş donmuştu, pencereme konmuştu. Aldım onu içeriye, pırpır edip uçsun diye” şarkısını söylüyorduk. Pencerenin önündeki kuş bizim derdimiz olurdu. O uçunca bizimde duygularımız kanatlanırdı, ona bir şey vermiş olurduk çünkü. Artık ortada donacak kuş da kalmadı, çocukluğunu böyle yaşayanlarda!

Oysa yok olan insanlığımız, çocuklara bırakacağımız en değerli mirasımız...

Kesinlikle! En ciddi yarayı çocuklarımızda açıyoruz. Günlük telaş ve sorumluluklar altında boğularak yaşarken; kendi doğamıza da, doğaya da, çocuklarımıza da kötülük ediyoruz. İnsana ve doğaya dair şeyleri görmeyip, bencilleşiyoruz. Son yüzyıl insani değerlerimizi yok ederek, bizi yeniden barbarlığa doğru sürüklüyor. Üstelikde barbarlıkların en merhametsizine doğru! Şarkılarımla insanlara bunları anlatıyorum. Onlara “İnsanlıktan taraf olmalıyız” diyorum. Notalarla, şarkılarla güneşe değip güneş ışığını, kokusunu insanlarla paylaşıyorum.

İnancınızı paylaşıyorsunuz yani. Bu dönemde inanmak büyük lüks! Nasıl koruyorsunuz güzel yarınlara olan inancınızı?

Çok güzel soru! Çevremde ki güzel insanlar sayesinde! Duygularımı paylaşanların olduğunu gördükçe, ben de çocuksu bir hevesle paylaşmak istiyorum inancımı. Sanat öyle güzel bir heyecan ki; insan onu çocukluğuyla özdeşleştirebilir. Çocukluğumuzda oynadığımız oyunlar gibi sanat; onlar kadar heyecan verici, yaratıcı ve eğitici. Bu heyecanı paylaşmak dünyanın en zor ama en önemli şeyi! Ben doğan her çocuğun dünya için yeni bir şans olduğunu düşünüyorum. “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” sözüne inanıyorum. Ayrım ları bir kenara bırakıp, birlikte hareket edebilmeliyiz. Ayrım yapmanın sonu yok! İnsana sadece insan olduğu için saygı duyan bir ülke yaratmak zorundayız!

Siz ayrımların ne kadar gereksiz olduğuna dair iyi bir örneksiniz. Çünkü 40 yaşında Ermeni olduğunuzu öğrediniz...

Evet ve ben hâlâ aynı benim! Sadece olaylara bakışım değişti, bu ülkenin travmalarını daha iyi gördüm. Bu ülkedeki toplumsal ve sosyal travmaların bedelini; 20 yaşındaki, hiç birşeyi değiştirmeye gücü olmayan masum çocuklar ödüyor. Değiştirme gücü olanlar buyursunlar parlamentoda tartışsınlar ama bedeli masumlara ödetmesinler! Gençlerde, güneş kokusunun kendileri olduğunu bilsinler. Kendilerini gerçekleştirmekten çekinmesinler! Hepimiz için barış diliyorum gökyüzünden! Kendimizle, doğayla, öfkelerimizle, zaaflarımızla, insanlığımızla ve başkalarıya barışalım hepimiz!


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

6 Ekim 2012 / ThinkerBeLL Hayali Karakterler
14 Ekim 2015 / ThinkerBeLL Bilim ww
3 Şubat 2011 / Misafir Soru-Cevap
15 Ocak 2009 / estudiantes Spor ww