Arama

Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti anayasaları maddeleri benzer yönleri ve farklılıkları

Güncelleme: 29 Mart 2011 Gösterim: 4.284 Cevap: 2
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
27 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
CVP
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
24 Ocak 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Tanzimat ve Cumhuriyet ilk dönemi
Sponsorlu Bağlantılar

Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti anayasaları maddeleri benzer yönleri ve farklılıklarıBugün Türkiye'nin bildik tanıdık manzaraları, modernleşme, batılılaşma, Avrupalılaşma, doğu iticiliği gibi Anadolu'dan uzak tüm yenilikçi hareketlenmeler Tanzimat Fermanının bir ürünü olduğunu biliyoruz. Nedir bu Tanzimat diyenler için bugünkü Turuncu Devrimleri okumak ve ne olduğunu algılamak yeterli olacaktır. Bu Osmanlı'nın bitişini ve şimdiki Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan batılı bir düşüncenin ürünüdür.
Tanzimat Osmanlı'nın batıdan her şeyi almasına, kültürel, siyasal askeri, idari, ekonomik olarak batının değerlerine bağlanmasına verdiğimiz isimdir. Bu öyle bir yeniliktir ki batının çıkarları ve istekleri adına ülkede her türlü haysiyetsizlik, hıyanet gözü kapalı bir şekilde yapılabilir. Ama bu zihniyet hasta Osmanlı'nın yıkılıp yerine şimdiki Cumhuriyetimizin gelmesi adına da milattır. Bu milli mücadelede dindar, komünist, milliyetçi her kesimin vatan müdafaasın da ortak bir yerde buluşmasına da ön ayak olmuştur. Tanzimat Sevr'in mimarıdır.
Gazi Mustafa Kemal, milli mücadele sırasındaki en büyük mücadelesi de bu zihniyete yani batıcı zihniyete karşı olmuştur. Gazi Paşa Tanzimatçı yapılanmanın tehlike olduğunu her noktada iyi tahlil edebildiği için çevresindeki tüm çalışma arkadaşlarını anti-emperyalist düşüncedeki silah arkadaşlarından seçmiştir.
Gazi Mustafa Kemal dönemi birleşmeleri arasındaki en önemli birleşmeler Sadabad Paktı ve Balkan Paktı olarak nitelendirilebilir. Evet Mustafa Kemal bölgesel bütünlükten ve güçlü komşuluk ilişkilerinden yanaydı. Çünkü Mustafa Kemal Paşa İngiltere başta olmak üzere batı dünyasının bu coğrafyada gözü olduğunu çok iyi biliyor ve ülkelerin kendi egemenlikleri altında hür bir şekilde yaşamaları halinde komşuları ilede bir sorunları olmayacağı konusunu o zamandan çok iyi çözümlemişti. Şimdiki en büyük sınır tehdidimiz olan Irak sınırındaki PKK örgütlenmesinin Irak'taki yönetimsel boşluk ve otoritesizlik olduğunu çok iyi biliyoruz.
70 yıl önce bugünkü Ortadoğu karışıklığını iyi hesap edebilen bir mekanizmaya şuanda sahip olabilseydik belki önümüzdeki 20-25 yıllık süreçte doğudaki tehlikeli sürece Ankara merkezli siyasal bir çözüm bularak ülkenin büyük sorunlarına gelecek adına şimdiden set çekmeye başlayabilirdik.
"Son günlerde mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklâl var ki, ecnebilerin nasihatleri ve plânlarıyla yükselsin!
Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir."
Atatürk 1922


İsmet İnönü Dönemi ve İsme İnönü'nün siyasi macerası
Gazi Paşa'nın hiçbir zaman batı ile siyasi alanda bir ortaklığa gitmemiş olmasıda onun Tanzimatçılığa bakış açısını çok güzel sergiliyor. Gazi Paşa'nın dış ve iç politik tavırları keskin ve her zaman çok hızlı olmuştur. Fakat siyasi alanda yaptığı tek büyük hata İsmet İnönü seçimidir ya da onu oraya getiren etmenler nelerdir? Çünkü İsmet İnönü Gazi Mustafa Kemal'in Muasır Medeniyetler seviyesi sözünü bizlere Batının değerleri seviyesi olarak aşıladı ve Atatürk'ü bir Tanzimatçı olarak bizlere tanıttı.
Bugünlerde batı yanlısı olan Atatürkçü olarak ortada gezenlerin birçoğu İsmet İnönü'nün döneminden günümüze gelen fikirlerin esirliğiyle bu fikre kapılmışlar ve ne kadar olmadığı iddia edilse de İsmet İnönü Kemalizmi ile Atatürkçü düşünceye sahip olmuşlardır.
İsmet İnönü iktidara ve siyasal liderliğe gelebilmek için askeri erkanı çok iyi bir şekilde kullanmıştır. Atatürk'ten sonra düşünülen isim aslında Fevzi Çakmak'tır. Fakat İnönü'nün baskın tavırları karşısında iktidarı ele geçirmesi pekte uzun sürmemiş.
İlk yapılan icraatlerin başında batılı devletlerle ekonomik ve kültürel alanda yapılan anlaşmalar. Evet. Daha kısa bir dönem önce batı emperyalizmi ile savaşa tutuşmuş bir millet batı ile tehlikeli anlaşmalar içerisinde. Bu tehlikeli birleşmenin ilk meyvesi Eğitim politikasındadır. Türkiye kendi kültünden, medeniyetinden olan kitaplardan uzaklaştırılmış ve Latin ve Hıristiyan kültürünün, Yunan Kültürünün, tarihinin kitapları okullarda okutulur hale getirilmiş ve Türk gençliği kendi tarihinden, benliğinden uzak bir şekilde yetiştirilmesi için büyük çabalar sarf edilmiştir. Bunu ise İsmet İnönü'nün kültür danışmanı Nurullah Ataç döneminde kültürel anlamda batılaşma güç kazanmıştır. Ayrıca koltuk aşkı ile yanan İsmet İnönü, Türkiye'deki birçok milli sermayeyi de kendi kişisel çıkarları adına imha etmiştir.
Türkiye'nin maalesef gazinin ölümünden sonra hiçbir zaman ulusal bir hedefi olmamıştır. İnönü dönemi ile başlayan Tanzimatçı fikirler hızla yayılmış ve özellikle 1950 sonrası inanılmaz bir ivme kazanmıştır. Türkiye iyice batılılaşma yönünde adımlar atmış ve ulusal politikaların yerini uluslararası politikalar ve hükümranlık haklarının başka kurumlara teslimi yönünde kararlar alınmıştır.
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Mart 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
cumhuriyetin iyi yonleri ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum

Benzer Konular

5 Ocak 2012 / OOOOOOOOOOOO Soru-Cevap
28 Mayıs 2011 / Suskun KéLéBéK Hukuk
29 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap
9 Kasım 2011 / Misafir Arşive Kaldırılan Konular
1 Ocak 2016 / Misafir Cevaplanmış