Arama

Kapı temalı atasözleri var mı?

Güncelleme: 2 Mart 2016 Gösterim: 33.524 Cevap: 4
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
16 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Kapı ile ilgili atasözü
Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2016 05:11
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Aralık 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
(Elinden yeterince iş gelmeyen kimseler, kendilerine verilen görevi istenildiği biçimde yapamazlar veya yarım bırakıp kaçarlar.)
Sponsorlu Bağlantılar
Allah bir kapıyı kapatırsa ötekini açar.
(İşi büsbütün bozulan, bir çıkmaza düşen insan karamsarlığa kapılıp Yüce Allah`tan umut kesmemelidir. Çünkü Allah rahmetini esirgemez, O`nun rahmeti boldur. Allah hiç umulmadık bir anda bir sebep yaratır ve çare gösterir, bize iyi imkânlar sunar. Yeter ki O`na inanıp güvenelim, O`ndan umut kesmeyelim.)
Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar.
(İşleri kötü giden kişi Allah`tan umut kesmemelidir. Rahmeti bol olan Yüce Allah, kimseyi rızksız koymaz. Allah`ın bir sebeple bizi içine düştüğümüz kötü durumdan çıkarıp, daha iyi ve güzel bir duruma kavuşturacağına inancımız tam olmalıdır.)
Altın anahtar, her kapıyı açar.
(Para güçlü bir araçtır. Paranın halledemeyeceği, ortadan kaldıramayacağı engel ya da mesele yok gibidir. Çünkü insanlar çıkarlarına, nefislerine düşkündürler. Bu düşkünlük onları zayıf bırakır. Para da bu zayıf insanları kolayca elde eder. Dolayısıyla karşılığını para ile ödediğinizde, insanlar pek çok engeli önünüzden kaldırır; istediğiniz şeyi kolayca elde edersiniz. )
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
acemi katır kapı önünde yük indirir
beceriksiz ve anlayışsız kişi kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır.
Atasözü

açık kapı bırakmak

gereğinde, bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak.
Deyim

akıntıya kapılmak

1) bir akıntının etki alanına girmek, akıntı ile birlikte sürüklenmek: “Aralarından biri akıntıya kapıldığı zaman ötekiler var kuvvetleriyle dayanarak onu geri çekiyorlardı.” -R. N. Güntekin. 2) mec. etki altında kalarak bir topluluğun davranışına katılmak.
Deyim

Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar
işi bozulan kişi umutsuzluğa düşmemeli, Tanrı'nın onu daha iyi bir işe kavuşturacağına inanmalıdır.
Atasözü

altın anahtar her kapıyı açar

para olduğunda her güçlük yenilebilir.
Atasözü

arka kapıdan çıkmak
okuldan başarısızlık nedeniyle ayrılmak.
Deyim

at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
iş işten geçtikten sonra önlem almaya kalkışmak.
Deyim

avrat (kadın) malı, kapı mandalı
bir erkek, karısının malından yararlanmayı düşünmemelidir.
Atasözü

aynı kapıya çıkmak
sonuç bakımından fark etmemek, aynı sonuca varmak: “Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından, sonuç aynı kapıya çıkardı.” -E. Şafak.
Deyim

bir kapıya çıkmak
aynı sonuca varmak.
Deyim

(bir şeyden) kapı açmak
1) bir şeyin sözünü etmek veya bir işe başlamak; 2) pazarlığa çok yüksek bir fiyatla başlamak.
Deyim

(bir şeyin) girdabına kapılmak

etkisinde kalmak, o şeyin çekiciliğinden kurtulamamak.
Deyim

(bir yeri) komşu kapısı yapmak
sık gidilen yer hâline getirmek.
Deyim

(bir yeri) komşu kapısına çevirmek

yakın olmadığı ve sık sık uğranılması gerekmediği hâlde bir yere çok sık gitmek.
Deyim

(birinin) kapısını aşındırmak

yanına çok sık gitmek: “Sabahtan akşama kadar belki kapısını aşındıranlar elli altmışı bulur.” -E. İ. Benice.
Deyim

(birinin) kapısını çalmak
birine başvurmak: “İskele memurluğu isteyen işçiler hep benim kapımı çalıyorlar.” -M. Ş. Esendal.
Deyim

borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar)

borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar.
Atasözü

büyüsüne kapılmak (tutulmak)

bir şeyin, bir kimsenin çekiciliğinden kurtulamamak: “Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum.” -O. Pamuk.
Deyim

cereyana kapılmak

1) elektrik akımıyla çarpılmak; 2) suyun akışı içinde kalıp sürüklenmek; 3) bir eğilim, bir görüş hareketi içinde yer almak.
Deyim

cezbeye tutulmak (kapılmak)
bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek: “Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe
Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2016 05:13
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Aralık 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kapı dışarı etmek: Kovmak, dışarı atmak."Ben de bu evin insanıyım, beni kapı dışarı edemezsiniz!"
Kapı kapı dolaşmak: 1. Ev ev gezmek, her eve uğramak. 2. Hemen her devlet dairesine başvurmak."Kapı kapı dolaştı, ne var ki bir iş bulamadı."
Kapı komşu: Bitişikte oturan komşu, evleri yan yana olan ailelerden her biri."Kapı komşum öyle iyi bir insan ki.."
Kapısında büyümek: Birinin evinde eğitim görüp yetişmek."Onun kapısında büyümüştü, ona bu kötülüğü nasıl yapmıştı aklı almıyordu."
Kapısını aşındırmak: İstediğini elde edinceye kadar birinin yanına çok sık gidip gelmek.
Kapı yoldaşı: Herhangi bir yerde aynı hizmette bulananlardan her biri.
Kapıyı açmak: 1. Başlama. 2. Bir işte birilerine örnek olmak."Açık artırmada kapı bir milyon liradan açıldı."
Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2016 05:19
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Kapı ile İlgili atasözleri ve anlamları

İçinde "kapı" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları.
  • Kapı arkası bile gurbet: (atasözünün anlamı) Bir insan evinden pek uzağa gitmese de ayrıldıktan sonra gurbette sayılır.
  • Kapını iyi kapa komşunu hırsız etme: Malını mülkünü güvenceye al, bir şeyin çalınırsa komşuna hırsızlık yapmış gözüyle bakma.

İlgili deyimler ve anlamları

İçinde "kapı" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları.
  • (Bir şeyden) Kapı açmak: (deyiminin anlamı) 1. Bir şeyin sözünü etmek. 2. Fiyat vermek.
  • Kapı ağzı: 1. Kapı yanı. 2. İpucu.
  • Kapı almak (yapmak): Tavla oyununda bir hanede iki pul toplamak.
  • Kapı baca açık: Korunmasız (yer).
  • Kapı dışarı etmek: Kovmak, dışarı atmak.
  • Kapı duvar: Çalındığı halde açılmayan kapı.
  • Kapı gibi: İri vücutlu, iri yarı kimse.
  • Kapı kadar: Eni ve uzunluğu çok olan.
  • Kapı kapamaca: Evde kimse kalmamak üzere.
  • Kapı kapı dolaşmak: 1. Her yere uğramak, ev ev gezmek. 2. Her devlet dairesine başvurmak.
  • Kapı (bir) komşu: Bitişikte oturan komşu.
  • Kapı mandalı: İşe karıştırılmayan, kendisine önem verilmeyen kimse.
  • Kapı tutmak: İşe yada hizmete girmek.
  • Kapı yapmak: 1. Bir şey istemek yada söylemek 2. Ev gezmesi yapmak. 3. Tavla oyununda bir haneye üst üste iki pul koymak.
  • Kapı yoldaşı: Aynı hizmette bulunan hizmet arkadaşlarının birbirine göre durumu.
  • Kapıdan çevirmek: Bir kimseyi kabul etmemek, içeri almamak.
  • Kapıdan kovsan (kovulsa) bacadan girer (düşer): Yüzsüz olduğu için kovulsa da yine gelir.
  • Kapının ipini çekip gitmek: Evden çıkıp bir daha uğramamak.
  • (Şu kadar) Kapının pinini çekmek: O kadar eve yada yere uğramak.
  • (Birinin) Kapısı açık: Konuksever.
  • Kapısı açık sofrası meydanda: Kimseden gizlisi olmayan, konuksever, misafirperver.
  • Kapısı olmak: ... kadar para gerektirmek.
  • (Birisinin) Kapısına düşmek: Muhtaç olmak.
  • Kapısına kilit vurmak: Bir yerin çalışmasına son vermek.
  • Kapısında büyümek: Bir kimsenin yanında büyüyüp yetişmiş olmak.
  • (Birinin) Kapısını aşındırmak: Onun yanına sık sık gitmek.
  • (Birinin) Kapısını çalmak: (Birine) Başvurmak.
  • Kapısını yapmak → Kapı yapmak.
  • Kapısının köpeği olmak: Birine köle gibi bağlı olmak.
  • Kapıya bacaya çıkmamak: Evden dışarı çıkmamak.
  • Kapıya dayanmak: 1. Gelip çatmak. 2. Bir şey elde etmek için bir yeri zorlamak. 3. Kapıya yanaşmak.
  • Kapıyı açmak: 1. Başlamak. 2. Bir işte başkalarına örmek olmak üzere ilk hareketi yapmak.
  • Kapıyı büyük açmak: Çok masraflı bir işe girişmek yada hesapsız harcamak.
  • Kapıyı dışarıdan kapa! Defol git.
  • Kapıyı kırıp odun etmek: Çok sıkışık bir durumdan kurtulmak için en değerli malını feda etmek.




SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

1 Mart 2016 / Ziyaretçi Edebiyat
20 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
1 Mart 2016 / leyla Müslümanlık/İslamiyet
24 Şubat 2016 / Ziyaretçi Taslak Konular