Arama

Yakuza (Japon Mafyası)

Güncelleme: 8 Ağustos 2018 Gösterim: 80.100 Cevap: 5
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
8 Aralık 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi

YAKUZA

Ad:  yakuza2.jpg
Gösterim: 4862
Boyut:  54.7 KB

yakuza (Japoncada “kopuk”), GYANGU olarak da bilinir, Japonya’da, boryokudan çetelerinde yer alan gangsterlere verilen ad.
Sponsorlu Bağlantılar

japon mafya örgütlenmesdir,kendilerini samuray kültürü ve yaşam biçiminin,japon geleneksel kültürünün taşıyıcısı olarak görürler. rütbelerine göre dövme yaptırırlar, bu yüzden dövme denen olaya japonya'da pek hoş bakılmaz. yapılan kötü yanlışlıklarda ceza olarak serçe parmağın bir boğumu kesilir, ikincisinde ve sonrasında ise sırayla devam edilir. hatta şüphe çekmemek için takma parmak da takıyorlarmış yabancı lüks arabalar genellikle nüfuzlu, rütbeli yakuzaların mülkiyetindedir.

Japon mafyası Yakuza'nın durumu, son derece ilginç bir konudur. Piramit şeklindeki örgütlenişi, alt üst ilişkisi, insanlara yaklaşımı, katı kuralları, devleti ve ülkeyi herşeyden üstün tutuşu ve görüntüsü ile Yakuza, ender bir yapıya sahiptir. Siyah takım elbiseli, beyaz kravatlı, güneş gözlüklü, çoğu ustura traşlı, vücudu dövmeli, serçe parmağı kesik Japon mafyası, işleyiş tarzıyla, Rus ve İtalyan mafyalarını geride bırakır. Yakuza'nın, Japonya'da saklanma ya da yer altına çekilme gibi bir sorunu yoktur. Çünkü her zaman gözler önündedir, alkışlarla siyasal zemindedir, devletin içindedir, polisle kol koladır. Devlet görevlileriyle olan bu danışlıklı hareket tarzı, Japon mafyasına toplum düzenini koruma misyonu yüklemiştir.

Suç unsurlarını asgariye indirip çözümü polise havale etmek de, en önemli işlevlerindendir. Tamamen geleneksel Japon anlayışı üzerine kurulmuş olan Yakuza, yaklaşık 20 bin kişilik ordusuyla, ülke genelini en ücra sokaklarına kadar kontrolü altında tutmasıyla meşhurdur. Üyelerini aşırı sağcı sokak gençlerinden de seçen Japon mafyası, büyük holdinglerden, köşe başlarındaki küçük iş yerlerine, partilerden karakollara kadar geniş bir yelpazede görülür. Sadakat, uyum, sevgi, saygı, suç, ceza motivleriyle süslü Yakuza, iç yapılanması ve hiyerarşik ilişkisini kusursuz bir şekilde yerine getirmesiyle, tam bir aile gibidir. Temel alınan nokta ise elde edinilen gelirin sağlıklı bir şekilde bir üst şefe ulaştırılması ve özellikle insanlara sevecen gözlükle ayrıca dış dünya ile ilişkilerde ölçülü olmadır. Japon mafyası yüklendiği görev nedeniyle kendisini gerçek yurtsever sayar, vatanın asıl koruyucusu olarak algılar, ülke çıkarlarını zedeleyici hiçbir davranışta bulunmaz. Özellikle yerel istihbarat ağının güçlü oluşu, ister istemez Yakuza'yı devletle yakınlaştırmış, hatta bazı durumlarda polisten daha avantajlı duruma getirmiştir. Nitekim çoğu sağcı ve liberal parti liderlerini Yakuza üst düzey şeflerini yanlarında bulundurmalarını yine Yakuza dostları ile üst düzey şeflerinin hareket alanlarını belirleyici toplantılar düzenlemeleri sıkça yaşanan olaylardır. En sert katı kurallarla donatılmış Japon mafyasının kendi arasında çelişki ya da çıkar hesaplaşmasına girdiği pek nadirdir; aksine son derece uyumlu bir çalışma tarzı vardır. Hangi üyenin hangi gruba bağlı olduğu, vücutlarına işlenmiş dövmelerle belirginleşmiştir, hangi mafya grubunun hangi alanı kontrolünde tutacağı da çok önceden beri netleştirilmiş, bölgeler paylaştırılmıştır. Kendi içinde hata yapan üyesinin küçük serçe parmağını keserek cezalandıran Yakuza, hataların çoğalması ile diğer parmakları da sırasıyla keser.

Eğer hata affedilecek ölçüyü zorluyorsa direk polise teslim edilir, birkaç yıl cezaevine gönderilir, kendisini düzelterek gelmişse aynı grup içine terfi edilerek yeniden alınır. Bu nedenle Japonya'da işaret parmağı kesik kişilerin fabrikada çalışırken iş kazası geçirdiği düşünüldüğü gibi, küçük parmak ya da yüzük parmağı kesik olanların da Yakuza üyesi olduğu imajını uyandırırlar. Bazı durumlarda da bu görünüş farklılığının yanı sıra kaba saba davranış, küfürlü konuşma, çevredeki insanları rahatsız edici tavırlarda bulunarak kendilerine Yakuza süsü vermek isteyenler de vardır. Ancak gerçek şu ki, bu tip kişiler sadece Yakuza'nın alt birimlerince ayak işlerinde kullanıldığı, yeri geldiğinde de kenara attığı, çoğunluğu eğitimsiz, özellikle gençlerden oluşurr. Çünkü Japon mafyası Yakuza üye olarak arasına aldığı kişilerin akıllı, uyumlu, kuralları bilen, Japonya'nın birliğine, aileye sadık ve yeri geldiğinde acımasız bir kişiliğe sahip olmasını ister. Genellikle devlete ait olmayan özel işyerlerini haraca bağlayan Yakuza, para toplama işini aksatmadan, periyodik olarak mükemmel bir şekilde organize eder. Japon mafyasının elde ettiği gelir, büyük holdinglerin ülke payına düşen kazancından daha da fazladır. Ekonomik işleyiş diğer bazı ülkelerin tersinedir. Mafya babasının elemanlarına para vermesi söz konusu değildir. Aksine üyeler dostlarını beslerler.

Daha önceleri topladığı "vergi"lerle ayakta duran ve insanlarda derin korkulara yol açan Japon mafyası Yakuza, son yıllarda uyuşturucu ve fuhuş sektörüne yönelince, eski popülaritesini kaybetmeye başladı. Özellikle ülke çapında organize ettiği ve kontrolünde tuttuğu rendevuevi gibi beyaz kadın ticaretinin yapıldığı yerlerde yaşananlar, son derece ilginçtir. Japon mafyasının eline düşen genç kızlar, böylesi yerlerde çok iğrenç bir şekilde kullanılırlar. Para karşılığında erkeklerle ilişkiye zorlanırlar. Her türlü pisliğe bulaştırılıp alıştırıldıktan sonra gelirden kendilerine küçük bir pay verilir.

Tayland, Filipinler, Kore gibi bazı Güney Asya ve Kolombiya, Arjantin, Birezilya gibi Güney Amerika ülkelerinden getirilen kadınlar, Yakuza aracılığıyla, fuhuş merkezlerinde Japon erkeklerine bahisle sunulurak, herkesin gözü önünde, izleyenlerin alkış temposuyla fuhuş gösterileri yapılır. Böylesi yerlere, Japon olmayan erkekleri almazlar. Japon kadınlarının girmesine izin verilmez. Bu sektörden korkunç gelir elde eden Yakuza'ya, polis hiç bir şekilde müdahale etmez. Kirli işlerde yabancıları kullanmada uzman olan Japon mafyasının, özellikle buraya para kazanmak amacıyla gelen başta üçüncü dünya ülkeleri insanı olmak üzere, "gözükara" kişileri seçmesi de diğer bir noktadır. Uyuşturucu trafiğinde Çin, İran, Pakistan gibi ülkelerin insanlarını taşeron olarak kullanan Yakuza, "vizesiz gençlerden seçtikleri kişileri", görevleri bitince paçavra gibi polise teslim eder ve yurtdışı edilmesini sağlar. Bu anlamda, Japonya'ya yıllar önce gelmiş olan başta İran'lılar ve Çinliler, bu ülkeyi ve insanlarını, yakından tanımak avantajını yakaladılar. Yakuza-polis ilişkisini çok iyi bir şekilde çözdüler. Çinliler, halen Yakuza ile içiçe olmayı sürdürürken, Japonlara göre sert yapıya sahip İranlılarla Yakuza üyeleri arasında daha önceleri yaşanan yeraltı hesaplaşmaları ise zaman zaman kanlı oldu. Bunun üzerine, basın-devlet koordineli büyük bir anti propaganda kampanyası başlatıldı ve görüntü olarak bu ülke insanlarına benzeyen diğer kişilerin çoğu da, yer altına çekilmek zorunda kaldılar.

Öyleki bazı olaylarda adı verilen ya da yakalanan alt birimdeki kişileri, 30 yıldır Japonya'da yaşamını kurmuş veya aynı zamanda Yakuza içinde en üst düzeyde şeflik görevinde olan aynı ülkenin insanları bile kurtaramaz. Japon mafyasının, toplum düzenini sağlayıp bir anlamda ön kontrülür görevini yapması ve bunu yürütürken polisle olan paralelliği ve danışıklığını, sokaktaki ilişkilerinden de anlamak mümkündür. Örneğin, tren istasyonları önlerinde kurulu, İsraillilere ait gömüş mücevher ve takıların satıldığı tezgahlar vardır Japonya'da. Gerçek patron hiç bir zaman ortalıkta gözükmezken, bu tezgahları çalıştıran kısa dönemli İsrailli gençler, her ay başı kendilerini ziyaret etmeye gelen mafya elemanlarına, belirli miktadaki parayı öderler. Böylece Yakuza elemanları, para ödeyen kişilerin tezgah yerlerini korumaya alır. Yaşanan her hangi bir problemde de, hemen olay yerine gelerek eğer sorunu çıkaran polis ise mafya elemanı görevliye, bu kişiyi tanımadığını söyler. Eğer polis olayı büyütüyorsa, bu kez üst düzeyde telefon görüşmeleri yapılır, her şey halledilmiş olur.

Japon mafyası Yakuza'nın, sokakları kontrolünde tutarken, haraç olayına "haraç yada kendi değimleriyle vergi olayına" karşı gelenlerin üzerine polisi kışkırtması da, madalyonun diğer yüzüdür.
Ayrı bir örnek te, Tokyo'da yaşandı. Ortadoğu usulu Fast-Food işyerinin önüne gelen iki Yakuza taşeronu, her ay 50 bin Yen paranın, vergi olarak kendilerine ödenmesini istediler. Durumu yasal olan işyeri sahibi, bu parayı ödememekte diretince, hemen sonra aynı kişiler polisle birlikte geldiler. Mafya elemanları, işletme belgesi olan iş yerine tekmeler savurup küfürler ederken, iş sahibi, karakola götürülüp saatlerce sorgudan geçirildi ve kendisine, Japon yasaları okundu. Karakoldaki görevli polis, her türlü formalite bittikten sonra, açık bir şekilde eğer Yakuza'ya bir miktar para ödenseydi, bu problemlerin yaşanmamış olacağını üzüntülü rollerle ifade etti, bunun da, Japonya'daki sistem olduğunu kendisine hatırlattı. Yani Yakuza, polisten önce kontrol görevini yapmış, karşısındaki güç kendisini maşgul edip direndiğini anlayınca, polisi kışkırtmıştı. Polisin, kendisine 50 m uzaklıktaki iş yerine neden iki ay boyunca gelmediği, neden Yakuza elemanlarıyla birlikte geldiğide olayın gerçek yönüdür.

Ayrıca bu yapıdakı elemanların, son derece işlek olan tren istasyonları yakınında, elini ağzına götürüp sesler çıkararak işaretle uyuşturucu satmaları, hergün gözönünde yaşanan bir gerçektir. İşte, bu tip örnekler çoğaltılabilir.
Japonya'da, Yakuza-polis ilişkisinin sokaklara yansıması böylesine açık ve nettir.

Son düzenleyen Safi; 8 Ağustos 2018 15:45
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
9 Mart 2007       Mesaj #2
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  yakuza1.JPG
Gösterim: 2717
Boyut:  47.3 KB
Yakuza Nasıl Kuruldu?

Yakuza’nın kuruluşuna dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte bugünkü Yakuza teşkilatının 1603-1868 yıllarına tekabül eden Edo dönemine uzandığı düşünülmektedir. Bu dönemde kendilerine “tekiya” adı verilen örgüt genelde hırsızlık yapıyor ve kumar oynatıyordu.
Sponsorlu Bağlantılar
Edo döneminde Tekiya örgütü, Japon toplumunun en düşük kesimi olarak görülüyordu. Ancak örgüt büyüyüp nüfuz sahibi oldukça ticaretle ilgili bazı imtiyazlara sahip olmaya başladı. Geleneksel Shinto festivallerinde bazı Tekiya üyeleri tezgah açıyor ve hatta ücret karşılığı güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu.

Kumar Onların Şöhretini Kötü Etkiledi
Edo döneminde bu örgüt zaman içinde resmi olarak tanınmaya başladı. Hatta bu örgütün üyelerinin kılıç ve katana taşımalarına izin verilir oldu. Zira katana taşımak, Japon kültüründe asalet işareti olarak görülüyordu o dönemlerde.

Örgütün “bakuto” olarak bilinen kumarcı üyeleri ise, tekiya üyelerinden bile daha aşağıda görülüyordu. Boş evlerde ve ahırlarda kumar oynatan bu kişiler, Yakuza örgütünün toplum nezdindeki kötü imajının baş sorumluları olarak görülmektedir.

Toplumdan Dışlandılar
1603-1868 arası bu dönemde, ekonominin kötü durumu nedeniyle Yakuza üyeleri serserilerden ve toplum tarafından dışlanan kişilerden oluşuyordu. Bu kişiler ise yerel pazarlarda sahte veya değersiz eşya satıyorlardı.
Yakuza örgütünde bugün bile tekiya ve bakuto gruplarının ritüellerini görmek mümkündür. Modern Yakuza oldukça farklılaşmasına ve değişmesine rağmen örgütün kumarla ilgilenen üyeleri kendilerine hala bakuto demektedir.

Yakuza Yapısı Nasıldır?
Yakuza kurulduğu dönemlerde geleneksel Japon hiyerarşi sistemini benimsemiştir. Oyabun-kobun denen bu hiyerarşi sisteminde sadakat ve saygı bir yaşam biçimi olarak görülür.
Oyabun-kobun ilişkisi ise aynı bardaktan Japon içkisi sake içerek resmileştirilir. Aynı bardaktan içki içme ritüeli ise Japon kültüründe oldukça yaygındır ve bir tür güven ile sadakat ilişkisine girildiğini belirtir.

İkinci Dünya Savaşı esnasında nüfusun büyük çoğunluğu savaş için seferber edilmesinden dolayı Yakuza örgütünün geçici olarak dağıldığı söylenebilir, ancak savaştan sonra Yakuza örgütü tekrar biraraya gelmiştir.

Yakuza’da toplumun her kesiminden insan bulunur. Ailesi tarafından terk edilen çocukların Yakuza tarafından sahiplenilmesi ise örgüte romantik bir yan katmaktadır. Pek çok Yakuza üyesi, lise yıllarından itibaren örgütün tam bir üyesi haline gelir ve bosozoku çetelerinin üyesi olur. Düşük sosyo-ekonomik statüsünden dolayı yine pek çok Yakuza üyesi Burakamin ve Kore kökenlilerden oluşur.

Yakuza Üyesi Kadınlar da Var

Yakuza gruplarının başında oyabun adı verilen lider bulunur ve grup üyelerine (kobun) o emir verir. Örgüt klasik usta-çırak ilişkisine göre hareket etmektedir. Yakuza üyeleri aile bağlarını koparır ve artık sadece grup liderine sadakat duyar Yakuza üyelerini birbirlerini baba, kardeş, abi gibi aile üyesi olarak görür. Yakuza örgütü neredeyse tamamen erkeklerden oluşur, ancak ane-san (abla) adı verilen bazı kadınlar da örgütte yer almaktadır.
Yakuza oldukça karmaşık bir örgütsel yapıya sahiptir.
Bir Yakuza ailesinin başında kumicho adı verilen büyük patron bulunur.
Onun altında saiko komon denen baş danışman vardır.
Baş danışmanın ardında ise so-honbucho denen genel sorumlu yönetici vardır.
Emir-komuta zincirinin ikinci kısmında ise belli bir bölgedeki çetelerden sorumlu wakagashira vardır.
Yerel çetelerin ise direkt büyük patrona karşı sorumlu olan shareigashira adında yerel bir patronları vardır.

Yakuza Ritüelleri
Yubitsume denen ritüel, kişinin parmağının kesilmesidir ve tövbe ya da özür dileme anlamı taşır. Örgüt içinde kusur işleyen kişileri cezalandırmak için başvurulan bu yöntem günümüzde polislere yakalanmamak için terk edilmeye başlanmıştır.
Bu ritüelin kökeninde Japon kılıç sanatı yatmaktadır. Zira her elin serçe, yüzük ve ortanca parmağı kılıcı sıkı tutmak için kullanılır, diğer iki parmak ise görece daha serbesttir. Japon savaş kültüründe bu üç parmağın kesilmesi kişinin savaşçılık gücünü köreltmeye yönelik bir harekettir.
Buradaki mantık ise şudur: Kılıç kullanamayan kişi artık kendini savunmak için gruptaki diğer kişilere daha bağımlı hale gelir. Bu nedenle başına buyruk hareket etmekten vazgeçer.
Ad:  yakuza.jpg
Gösterim: 723
Boyut:  84.7 KB

Tüm Vücudu Kaplayan Dövmeler
Yakuza üyelerinin pek çoğunda tüm vücudu kaplayan dövmeler bulunur. İrezumi denen bu dövmeler el yapımı aletlerle yapılır. Yani bugünkü modern dövme araçları kullanılmaz. Tüm vücuda bu şekilde dövme yaptırmak uzun süre alır, pahalıdır ve acı vericidir.
Yakuza’ya katılım 1992 yılında Japonya’daki yasadışı örgütleri hedefleyen yasalarla azalmış olsa bile bugün 58.000 adet Yakuza üyesi bulunduğu düşünülmektedir. Farklı Yakuza grupları olmasına karşın tüm Yakuza gruplarını hesaba kattığımızda dünyanın en büyük organize suç örgütüyle karşılaşırız.

Şimdi en büyük dört Yakuza grubuna bakalım.
Yamaguchi-gumi
Japonya’nın en büyük Yakuza grubudur ve Yakuza teşkilatının %50’sini oluşturur. 850 farklı alt gruba sahiptir. Polis baskısına rağmen büyümeye devam eden Yamaguchi-gumi, Kobe merkezlidir ve ülke genelinde faaliyet gösterir. Asya ve ABD bağlantıları da olan bu grubun mevcut lideri Shinobu Tsukasa’dır. Genişlemeci bir tutum gösteren bu lider sayesine örgüt normalde pek faaliyet göstermediği Tokyo’ya bile açılmış durumdadır.
Yamaguchi ailesi, yasadışı faaliyet denince Asya’nın pek çok ülkesinde akla gelen ilk isidir. Yani Çin ve Kore’nin pek çok bölgesine Yakuza yerine Yamaguchi-gumi denir. Keza sinema filmlerinde de genelde bu Yamaguchi-gumi’nin hikayesi anlatılır.

Sumiyoshi-kai
Japonya’daki en büyük ikinci Yakuza ailesidir ve yaklaşık 280 farklı alt grubu vardır. Bu grubu hiyerarşi sistemi Yamaguchi ailesine göre biraz daha gevşektir. Liderlik birden fazla kişi arasında dağıtılmıştır.

Inagawa-kai
Inagawa-kai ailesi 300 alt gruptan oluşan üçüncü büyük Yakuza ailesidir. Tokyo-Yokohama merkezli olan bu örgütün Japonya dışında da faaliyetleri bulunmaktadır.

Aizukotetsu-kai
Yaklaşık 7000 üyesi bulunan bu grup ise Kyoto’daki 100’den fazla Yakuza grubundan oluşmaktadır. İsmini Japonca kılıç anlamına gelen “kotetsu” kelimesinden alan bu örgüt Kyoto merkezlidir.

Yakuza’nın Bugünkü Durumu
Yakuza bugün Japonya’da yarı-yasal bir örgüt olarak görülmektedir. Örneğin Kobe depreminden sonra Yamaguchi-gumi Kobe merkezli bir Yakuza kolu olması nedeniyle depremzedeler yardım etmek için seferber olmuştur. Yine aynı şekilde 2011 yılında Tohoku’daki deprem ve tsunami sonrası bu grup yüzlerce tırlık yardım malzemesi göndermiştir. Bu nedenle pek çok Yakuza örgütü, vergi (ya da haraç da denebilir) toplamayı yapılan bu tür hizmetlerin karşılığı olarak görmektedir.
Pek çok Yakuza grubu, bilhassa Yamaguchi-gumi uyuşturucu kaçakçılığına karşı çıkarken Dojin-kai gibi bazı grupların temel gelir kaynağı da uyuşturucu kaçakçılığıdır.
Bazı Yakuza gruplarının insan kaçakçılığı işinde oldukları bilinmektedir. Örneğin Filipinli kadınlar fuhuş alanında çalıştırılmak üzere kaçırılmaktadır. Bu kızlar fakir köylerden daha iyi bir gelecek vaadiyle Japonya’ya getirilmekte, ancak Japonya’da hayat kadını olmaya zorlanmaktadırlar.
Yakuza’nın bir diğer faaliyeti ise gasptır. Ancak adi suçlar kapsamına girecek küçük şeylerle uğraşılmamaktadır. Yani Yakuza üyeleri, büyük holdinglerin yönetim kurullarını basmakta ve bu şirketlerden zorla hisse senedi almaktadır.

Arazi Mafyacılığı da Dahil
Yine emlak mafyası olarak adlandırabileceğimiz Jiageya adlı Yakuza üyeleri de emlak ve arazi işinde yasadışı faaliyet göstermekte, bankacılık ve inşaat sektörüyle birlikte arsa sahiplerini korkutarak arsalarını satmalarına çalışmaktadır. Japonya’daki emlak balonu patladıktans sonra Nagoya’da önemli bir banka müdürünün öldürülmesi de bankacılık sektörünün yeraltı dünyasıyla kirli ilişkilere sahip olduğu spekülasyonlarını güçlendirmektedir.
Yakuza buna karşın büyük şirketlere yasal yollarla yatırım da yapmaktadır. Örneğin Inagawa-kai’nin ldieri Susumu Oshi, 1989 yılında Tokyo-Kyuko hızlı treni projesinde 255 milyon dolar yatırım yapmıştır.
Bununla birlikte Yakuza’nın hırsızlıkla işi bulunmamaktadır. Toplumsal olarak büyük bir günah kabul edilen hırsızlık işine bulaşmayan Yakuza aynı zamanda pek çok yasadışı faaliyeti taşeronlarına yaptırmaktadır. Tefecilik, kumarhane işletmeciliği gibi işleri, kendisine haraç ödeyen ve Yakuza üyesi olmayan kişilere yaptırmaktadır.

ABD’de Yakuza Faaliyetleri
ABD’deki Yakuza faaliyetleri genelde Hawaii merkezlidir, ancak Los Angeles, Las Vegas, New York gibi şehirlerde de Yakuza üyeleri bulunmaktadır. ABD’ye uyuşturucu götürüp Japonya’ya silah kaçıran Yakuza üyeleri Hawaii’de rahatça hareket edebilmektedirler, zira Hawaii Japonya ve Doğu Asya ülkelerinden bolca turist alan bir bölgedir. Yine kumarhane ve genelev işinde de Yakuza yer almaktadır.
ABD’de üretilen tabancaların %33’ü Japonya’da, %16’sı Çin’de ve %10’u Filipinler’de olduğu tespit edilmiştir. Bu kadar yüksek miktardaki tabancanın Yakuza marifetiyle ABD dışına taşındığı düşünülmektedir.
2001 yılında da FBI’ın Tokyo’daki temsilcisi Tadamasa Goto, Yamaguchi-gumi örgütünün faaliyetleri hakkında bilgi vermesi karşılığında Los Angeles’taki bir hastanede akciğer nakli olmuştur. Zamanında büyük bir olay yaratan bu durum nedeniyle Goto ABD ve Japonya’da polis koruması altına alınmıştır.
Ad:  yakuza3.jpg
Gösterim: 1687
Boyut:  35.2 KB

Yakuza Karşıtı Hareketler
Yakuza tarihsel olarak yasal bir feodal örgüt olması ve aşırı sağ Japon siyasetiyle ilişkileri olması nedeniyle Japonya tarihinin bir parçası halindedir. Yakuza bir anlamda lobicilik faaliyeti yürütüyor da denebilir. Bir araştırmaya göre 40 yaşın altındaki her 10 Japon’dan 1’i Yakuza’nın varlığını desteklemektedir.
Çeşitli zamanlarda anti-Yakuza kampanyaları da başlatılmıştır. 1995’te Japon Hükümeti tarafından çıkarılan bir yasayla Yakuza’ların haraç toplaması daha zor hale getirilmiştir. 2009’dan itibaren de pek çok Yakuza lideri gözaltına alınıp cezaevine gönderilmiştir. Medyaya göre anti-Yakuza kampanyalarının bu gözaltı süreçlerinde büyük etkisi bulunmaktadır.

Toplum ve Medya Nazarında Yakuza
Yakuza bizim bildiğimiz anlamıyla bir mafya örgütü olmasına rağmen Japon toplumu nazarında genelde olumlu çağrışımlara yol açmaktadır. Örneğin bazı bölgelerde polis gibi hareket etmekte, suç oranını düşürmeye çalışmaktadırlar. Diğer bir deyişle Yakuza üyeleri zaman zaman mafya karşıtı eylemler sergilemektedirler. Keza afet durumlarında yaptıkları yardımlar da halkın gözüne girmek için biçilmiş kaftanlardır.

Son düzenleyen Safi; 8 Ağustos 2018 15:51
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
22 Şubat 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ad:  yakuza.jpg
Gösterim: 1539
Boyut:  40.7 KB
Shinobu Tsukasa,
(gerçek adı Kenichi Shinoda) Japon mafyası Yamaguchi-gumi'nin lideri. 6. lider (kumicho). 2005 yılında görevi devralmış olup halen devam etmektedir.

1997 yılında, wakagashira Masaru Takumi'nin wakagashira-hosa (lider yardımcısı) Taro Nakano tarafından suikast ile öldürüldü. Sonrasında 8 yıl boyunca yeni wakagashira seçilemedi. Sonuçta 2005 yılında, wakagashira-hosa Shinobu Tsukasa (sonrasında Hirota-gumi) kumichosu yeni wakagashira seçildi ve kısa bir süre sonrada Tsukasa Yamaguchi-gumi'nin 6. kumichosu oldu.
Son düzenleyen Safi; 8 Ağustos 2018 16:00
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
22 Şubat 2008       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Yamaguçi-gumi, Japonya'nın en kötü şöhretli mafya örgütü.

Dünyadaki en geniş organize suç örgütüdür. 39.000 üyesi ve binlerce güçlü birlikleri ile en geniş Yakuza grubudur. Düzenli yapı 102 kişiden oluşur; 1 lider (kumiço), 15 genç birader ve 86 çocuk.

Dünya üzerindeki en zengin suç örgütü olup, gelir kalemleri şunlardır; haraç, kumar, seks endüstrisi, silah, uyuşturucu, gayrimenkuller ve inşaat rüşvetleridir.
Ad:  Yakuza4.jpg
Gösterim: 852
Boyut:  31.7 KB
Son düzenleyen Safi; 8 Ağustos 2018 15:57
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
CoCuqibi - avatarı
CoCuqibi
Ziyaretçi
23 Şubat 2008       Mesaj #5
CoCuqibi - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  yakuzaa.JPG
Gösterim: 2254
Boyut:  29.4 KB
Geçmişini Vücuduna Kazıyan Genç (Shoko Tendo)

Uzun saçları ve dar kot pantolonuyla, Şoko Tendo'nun ilk görüşte herhangi bir genç Japon kadından farkı yok. Ta ki tişörtünü çıkarana kadar...
Tendo'nun vücudunu kaplayan dövmelerde ejderhalar, ankakuşları ve dişlerinin arasında tuttuğu bıçakla bir ortaçağ ******si var. Dövmeler onun bir yakuza (Japon mafyası) kızı olarak geçen çocukluğunu ve çete üyesi olarak geçen gençliğini sembolize ediyor. 'Yakuza Moon' isimli çok satan biyografinin yazarı Tendo'nun babası Japonya'nın en büyük yakuza gruplarından Yamaguçi-gumi'ye bağlı bir çetenin lideriymiş. Yazar anılarında polisin, mafya üyelerini yakalamak için yaptıkları sonucunda çetelerin iyice yeraltına çekildiğini anlatıyor. Geçmişi gangsterlerle sevgili olup uyuşturucu kullanarak geçen Tendo, şimdi bir yazar ve bir anne olarak yakuza geçmişinden hayli uzakta.
Son düzenleyen Safi; 8 Ağustos 2018 15:53
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yakuza 2. dunya savasi sonrasinda japon miliiyetcileri tarafidan kurulan bir orguttur. imparator teslim oldugu icin mesru izin veremez ama el altindan bu orgut desteklenir. oyle ki samurai anlayisi(onuru-duyarliligi) vardir. nitekim buna benzer bir orgut bizde 1. dunya savasi sonrasinda istanbul orgutlenmesi olarak istanbulun isgaliyle birlikte ortaya cikti ve kurtulus savasinda bu orgutlenme mafyalik degil daha yararli olan silah, haberlesme ve rutbeli askerleri anadoluya kacirma gorevini yapti.. yani denilebilir ki turk yakuzasi kuvay-i milliye ye hizmet eden istanbul orgutlenmesidir. tabiki ulkemiz kurtulunca devamina gerek kalmamistir... yakuza ulkelerini karaktersizce cigneyip irza gecen ABD ve yandasi olan satilik japonlar'a karsidir -haini affetmez- illegal oldugu icin hesabi kendisi keser, cezayi kendisi verir bu yuzden 3-5 toy densizin kendi cikarina mafyalik yaparak, yakuza adini kirletmeye kalkmasi dogaldir... bu bizde olmamistirr bizde istiklal mahkemeleri sayesinde hersey yasal olmustur buda buyuk ATATURK umuzun zekasi ve mesruluk anlayisindandir...

Benzer Konular

28 Temmuz 2006 / Mystic@L Edebiyat
13 Ağustos 2008 / Misafir Edebiyat
15 Ağustos 2011 / Misafir Edebiyat
2 Kasım 2018 / LordSalindor Arşive Kaldırılan Konular
2 Ekim 2008 / KisukE UraharA Edebiyat