Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
05:30, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Perşembe, 25 Nisan 2024 - 05:30
Arama
Forum
Taslak Konular
Türkiye'nin Deprem Gerçeği
Konuya Cevap Yaz
Konu
:
Türkiye'nin Deprem Gerçeği
Cevap Yaz
Mesaj:
[QUOTE=arwen;105833][INDENT][SIZE=3][COLOR=Navy]Yakın zamana kadar sadece derinliklere bakılarak yapılan fay kestirimleri, yerini sismik araştırmalara bıraktı. Bu yazıda, Marmara Denizi'nde 1997 öncesi kurulan fay modelleri ile 1988'den sonra ortaya çıkan, Aral Okay ve arkadaşlarının, TPAO'nun ve Le Pichon ile arkadaşlarının fay modelleri üzerine bir yorum sunuyoruz. [/COLOR][/SIZE][COLOR=Navy] [/COLOR][/INDENT][SIZE=3][COLOR=Navy]17 Ağustos 1999 Kocaeli ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinden sonra tüm gözler bundan sonra olabilecek ve İstanbul'u etkileyebilecek bir deprem için Marmara Denizi'ne çevrildi. Yerbilimcilerin genel kanısı depremin önümüzdeki 30 yıl içinde Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde olacağı. Bu nedenle Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Marmara Denizi altındaki geometrisi büyük önem kazanıyor. Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Marmara Denizi içinden geçtiği 1940'lı yıllardan beri bilinmesine rağmen, 1980'li yıllara kadar deniz altındaki fay geometrisi ile ilgili tek kullanılabilecek veri , Marmara Denizi'nin kabaca bilinen batimetrisinden ibaretti. Marmara Denizi içinde derinliği 1000 metreyi geçen üç büyük çukurun ve bunları ayıran kuzeydoğu gidişli sırtların varlığı uzun süredir biliniyordu. Bu nedenle yakın zamana kadar Marmara Denizi'ndeki aktif fayların geometrisi tamamen (Pınar, 1943; Pfannenstiel, 1944; Şengör ve diğerleri, 1985) veya çok büyük ölçüde (Barka ve Kadinsky-Cade, 1988) batimetriye bakılarak çizildi. Buna karşın deni altında kalan alanlarda fayları haritalamanın en sağlıklı yöntemi sismik yansıma. Bu bakımdan bu yazıda sismik yansıma verilerine dayanarak yapılan Marmara fay haritaları irdelenecek. Marmara Denizi'nde sonuçları bilim camiasına açıklanan ilk sismik veriler Piri Reis gemisi ile alındı. Tek kanallı bu sismik verileri, 1997 senesinde MTA Sismik-1 'in topladığı çok kanallı sismik veriler izledi. 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında da MTA Sismik-1 gemisi İzmit Körfezi'nden ve Doğu Marmara'dan sismik veriler topladı. Fay çeşitleri, GPS verileri ve Marmara fay geometrisi Fay, kayaların içinde oluşan ve depremlerle tekrar tekrar hareket eden bir kırık. Tabiatta, yanal-atımlı, normal ve ters faylar olmak üzere üç ana fay tipi mevcut. Normal faylar yerkabuğunun genişlediği, ters faylar ise daraldığı bölgelerde oluşuyor. Bazı durumlarda hem yanal atımı hem de normal veya ters atımı içeren oblik-atımlı faylar da meydana gelebiliyor. Kuzey Anadolu Fayı yanal atımlı bir fay, fakat bu büyük fay zonu içinde normal veya ters atım bileşeni olan oblik faylar da bulunur. Son on yılda yerbilimlerinde yaşanan önemli bir ilerleme, yeryüzündeki hareketlerin uydular vasıtası ile çok hassas bir şekilde hesaplanması oldu. "Global Positioning System" veya kısaca GPS adı verilen bu sistem ile iki nokta arasındaki yer değiştirme miktarının milimetre hassasiyetinde ölçülmesi mümkün. Bu sonuçlara göre Marmara Denizi'nin güneyinde kalan bölge Trakya'ya göre her yıl iki santim batıya kayıyor (Straub ve Kahle, 1995). Örneğin Bursa her yıl İstanbul'a göre 2 cm batıya gidiyor (veya İstanbul, Bursa'ya göre 2 cm doğuya hareket ediyor). Buna karşın İstanbul ile Tekirdağ arasında veya Bursa ile Erdek arasında bir hareket mevcut değil. Burada hareket eden iki büyük levha: Kuzeydeki Avrasya levhası ile güneydeki Anadolu levhası. Bu hareket Marmara Denizi içinden geçen faylar boyunca oluyor. Eğer Marmara'daki faylar, hareket yönüne tam paralel ise, güneydeki ve kuzeydeki levhalar birbirine teğet olarak kayacaklar, ve fay tam yanal atımlı bir fay olacak. Örneğin Marmara Denizi ile Saros Körfezi arasında kalan Ganos Fayı , Biga Yarımadası'ndaki hareket vektörlerine büyük ölçüde paralel olduğu için, Ganos Fayı yanal atımlı bir faydır; fay boyunca büyük çukurluklar ve sırtlar oluşmamıştır. Buna karşın hareket yönü ile faylar arasında bir uyumsuzluk söz konusu ise, fayın yönüne göre iki blok arasında çukurlar veya sırtlar meydana gelecektir. Marmara'da derin deniz çukurlarının varlığı, Marmara Denizi içindeki Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun hareket vektörlerine paralel olmadığına ve buna bağlı olarak fayların oblik atımlı karakter gösterdiğine işaret eder.[/COLOR][/SIZE][/QUOTE]
Ekstra Seçenekler
Diğer Seçenekler
Bağlantıları otomatik olarak tıklanabilir yap
Harici bağlantıların sayfa başlıklarını otomatik al
Kapat
Saat: 05:30
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...