William Shakespeare Hiç bir şeye sahip değilseniz, hiç bir şey kaybedemezsiniz.Hayatı 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi önemli görevler üstlenen John Shakespeare’in üçüncü çocuğu ve en büyük oğludur. Babasının maddi durumu daha sonraki yıllarda bozulsa da Shakespeare’in diğer eşraf çocukları gibi ilkokuldan sonra eğitim dili Latince olan King’s New School adlı ortaöğretim okuluna devam ettiğine ve burada Roma edebiyatının klasikleriyle tanıştığına kesin gözle bakabiliriz. Üniversiteye gitmeyen Shakespeare’in Latincesinin düzeyini tam olarak bilemediğimizden kaynak olarak kullandığı bazı eserleri asıllarından mı, yoksa çevirilerinden mi okuduğu hakkında bir şey söyleyemiyoruz. 1582’de on sekiz yaşındayken kendisinden sekiz yaş büyük Anne Hattaway ile evlenen Shakespeare’in bu evlilikten beş çocuğu olmuş ancak oğlu Hammlet’i 1596’da kaybetmiştir. 1585 yılı ile 1590’ların başı arasındaki yaşamı hakkında elimizde güvenilir bilgi yok. Ancak Shakespeare’in bu yıllar içinde Londra’ya gelip aktör ve oyun yazarı olarak tiyatroculuk mesleğine başladığını ve kısa zamanda ün kazandığını biliyoruz. Londra’da yaşadığı yıllarda Stratford ve ailesiyle ilişkisini düzenli olarak sürdüren Shakespeare’in profesyonel yaşamı çok yoğun geçmiş. Soneleri (“Sonnets”), konularını klasik mitolojiden alan iki uzun öyküsel şiiri (“Venus and Adonis” ve “The Rape of Lucrece”) ve oyunlarıyla tanınan Shakespeare yazarlık ve aktörlüğün yanı sıra çalıştığı tiyatro kumpanyasının altı ortağından biriydi. Eline geçen paranın önemli bir kısmıyla emlak satın almış ve bu yatırımlar sayesinde 1610’da Stratford’a oldukça varlıklı bir kişi olarak dönmüştür. İşleriyle ilgili olarak ara sıra Londra’ya gitse de yaşamının son dönemini Stratford’da geçiren Shakespeare 23 Nisan 1616’da ölür. Stratford’luların bu ünlü hemşerilerinin onuruna yaptırıp kiliseye koydukları anıtta, adının Sokrates ve Vergilius’la birlikte anılması dikkat çekicidir. Eserleri
”On İkinci Gece” de bir yanlışlıklar komedisidir. Kadın kahraman Viola'nın gemisi yabancı bir ülkenin açıklarında batar. Erkek kılığına giren ve "Cesario" adını alan Viola, ülkenin yöneticisi Dük Orsinonun hizmetine girer. Erkek kılığındayken Dük'e aşık olur. Orsino'nun aşık olduğu zengin Kontes Olivia da "Cesario"ya tutulunca durum karışır. Gene en komik sahneler, neşeli Sir Tobby Belch ve arkadaşlarının Olivia'nın kendini beğenmiş ve süslü uşağı Malvolio'yu kandırmak için oyun oynadıkları sahnedir. ”Venedik Taciri” de bir komedi olmakla birlikte ciddi bölümler de içerir. Oyundaki kötü adam Yahudi tefeci Shylock'tur. Borç aldığı parayı ödeyemeyen tüccar Antonio'dan, kendi vücudundan kesilecek yarım kilogram et ister. Shylock'un açgözlülükle bıçağını bilediği gerilimli bir duruşmadan sonra Antonio kendisini savunan genç bir avukatın zekâsı sayesinde kurtulur.
Hamlet`te, babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılarak öç almaya karar verirse de, bunu bir türlü gerçekleştiremez. Oyun, yalnızca amcası Claudius'un değil, kraliçe ve Hamlet'in de öldükleri bir sahneyle biter. "Kral Lear" Shakespeare trajedilerinin en korkuncu, ama belki de en önemlisidir. Gururlu ve bencil olan yaşlı Kral Lear, sadık ve sevgili kızı Cordelia'nın kendisini ne kadar sevdiğini ablaları gibi abartmalı bir dille açıklamaması üzerine, öfkeye kapılarak onu sürgüne gönderir ve tüm servetini öbür kızları Goneril ve Regan arasında paylaştırır. Oysa iltifat dolu sözlerine karşın bu iki kardeş zalim ve haindir. Çok geçmeden Lear onların gerçek yüzlerini görür. Fırtınalı bir gecede sokağa atılan Lear, Cordelia'ya yaptığı haksızlığın acısıyla çıldırmaya başlar. Sonunda onu kurtarmak için geri dönen Cordelia da düşmanları tarafından öldürülür. Üzüntüden perişan olan kral kızının ölüsüne sarılarak son nefesini verir.
Tarihsel oyunlarından bazıları bir dizi oluşturur: The Tragedy of King Richard II, Henry IV’ün iki bölümü ile Henry V. The Tragedy of Richard I'ı da güçsüz kral tahtından vazgeçerek tacını IV. Henry adını alan Henry Bolingbroke'a bırakır. Öbür iki oyunda, yeni kralın yönetimi sırasında sorunlar ve ayaklanmalar baş gösterir; bu sırada kralın öz oğlu Prens Hal avare ve savurgan bir yaşam sürer. Ama babasının ölümüyle tahta geçerek V. Henry adını alan Prens Halin döneminde düzen yeniden kurulur. V. Henry'nin orduları Fransa'da büyük zafer kazanır. Henry'nin Fransız prensesiyle evlenmesi her iki ülkeye de barış getirir. Shakespeare'in, konularını Eski Yunan ve Roma tarihinden alan oyunlarından en ünlüsü ise Julius Caesar`dır. Bu oyunda dürüst ve erdemli bir kişiliği olan Brutus, Jül Sezar'ın kendisini Roma imparatoru ilan etmesini önlemek amacıyla, arkadaşlarıyla birlik olup çok sevdiği Jül Sezar'ı özgürlük adına öldürür. Ama bunun cumhuriyetin yok olmasını önleyememesi üzerine de kendi canına kıyar.
Fırtına'da ise olay, düklüğü elinden alınan Prospero'nun yönetimindeki bir adada geçer. Büyü gücüne sahip Prospero, hava perisi Ariel'i ve yarı insan yarı canavar Caliban'ı yönetmektedir. Yıllar önce hileyle düklüğü ele geçiren Prospero'nun kardeşi Antonio, adanın yakınında bir deniz kazası geçirir. Prospero büyü gücüyle kendisine haksızlık edenleri cezalandırır. Ama daha sonra onları bağışlar ve kızı Miranda'nın Antonio'nun oğlu Prens Ferdinand ile evlenmesine izin verir. Oyun Prospero'nun büyülü değneğini kırması, büyü kitabını denize atması ve tüm grubun düşmanlıkları geride bırakıp büyüyle onarılmış gemiyle İtalya'ya yelken açmasıyla sona erer. Eserlerinin bir çoğu Türkçe’ye çevrilerek, ülkemizde de sergilenmiş, bazıları da sinema filmi olarak çekilmiştir. |
Bütün dünya bir sahnedir.. William Shakespeare Tüm zamanların yazarı Shakespeare, BBC'nin yaptığı bin yılın dahileri oylamasında, Winston Churchill, Isaac Newton gibi dahileri geride bıraktı. ABD'de Shakespeare'in bin yılın dahisi olma unvanını hak ettiği düşünülüyor. Hatta, bazılarının bu konuda hiç kuşkuları yok. Sözgelimi, The Washington Post gazetesi, "Sorusu olan var mı?" diyerek karşı çıkanlara meydan okudu. Shakespeare'e ilişkin bilgileri, okulda okutulan Macbeth oyunundan öteye geçmeyenler, bu tartışmalara bir anlam veremiyorlar. Sordukları soruysa şu: "Eski krallar, abartılı aşklar ve tefecilerle ilgili oyunlar yazmış, uzun zaman önce ölmüş bir yazara neden bu kadar ilgi gösteriliyor?" Shakespeare'in ününü sadece fazla satan eserler yazmış olmasına bağlamak haksızlık olur. Çünkü, bu ünün birçok şaşırtıcı ve geçerli nedenleri var. Shakespeare, tarih boyunca en çok okunmuş yazar olma özelliğini hiç kaybetmedi. Eserleri 100'ü aşkın dile çevrildi. Sinemaya en çok uyarlanan oyunlar da yine Shakespeare'e ait. Bunun ilk örneği, 1899'da çekilen Kral John (King John) filmi oldu. Bu filmden beri, 300'den fazla eseri sinemaya uyarlandı. Son olarak çekilen film ise, Anthony Hopkins'in başrolü üstlendiği Titus Andronicus. Ölümünün üstünden 400 yıl geçti; ama, oyunları hâlâ büyük bir seyirci kitlesi topluyor.Shakespeare, yüzyılların ötesine uzanan çekiciliğini neye borçlu? Bu sorunun yanıtı, birçok modern eserin, onun oyunlarından esinlenilerek yazılmasıyla ortaya çıkıyor. Örneğin, "Batı Yakasının Hikâyesi" (West Side Story), Romeo ve Juliet'in; "Kiss Me Kate" müzikali de Hırçın Kız'ın (The Taming of the Shrew) uyarlamaları. Yine bu bağlamda, bir bilimkurgu filmi olan "Forbidden Planet" (Yasaklanmış Gezegen) kurgusunu Fırtına (The Tempest) oyunundan alıyor. Kurosawa'nın 1985'te çektiği destansı "Ran" filmi ise, Kral Lear'in (King Lear) Ortaçağ Japonya'sına uyarlanmış şekli. Bütün örnekler, Shakespeare'in eserlerinin en göze çarpan özelliğini ortaya koyuyor: Evrensel temaları konu almak. Basit kıskançlıklar, tutkunun mantığın önüne geçmesi ya da kararsızlık gibi konular, tüm oyunlarında ustaca işlenmiş. Bu yüzden, Shakespeare'in oyunları geçerliliğini hâlâ sürdürüyor ve yarattığı karakterlerin karmaşık yapıları, günümüz yönetmenlerine esin kaynağı oluyor. Örneğin, Laurence Olivier'nin Tudor Hanedanı atmosferinde çektiği "III. Richard" filmini beğenmediyseniz, Ian McKellen'ın, III. Richard'ı faşist diktatör olarak yorumladığı filmini izleyebilirsiniz. Shakespeare, yazdığı başarılı oyunlarla dünya edebiyatında önemli bir yere sahip. En az 38 (kesin sayısı tam olarak bilinemiyor) komedi, tarih ve trajedi türlerinde oyunlar yazdı. Böyle bir dehanın zekâsının nereden geldiğini merak ediliyor. Ancak bu sır, yaşamına ilişkin çok az bilgi bulunması nedeniyle çözülemiyor. Doğum tarihi bile kesin olarak bilinmiyor. Kilise kayıtları Shakespeare'in, Stratfordupon-Avon kasabasında 26 Nisan 1564'te vaftiz edildiğini gösteriyor. Ama doğum günü, Aziz George günü kutlanıyor. Beş kardeşten biri olan Shakespeare'in babası John Shakespeare, dericilik ve yün ticaretiyle uğraşıyordu. Daha sonra da belediye başkanı oldu. Bu, Shakespeare hakkında bulunan tek kesin bilgi. Babasının mevkisinden dolayı, Shakespeare olasılıkla, yöredeki dil okulunda eği-tim gördü. 18 yaşındayken, kendisinden sekiz yaş büyük Anna Hathaway ile evlendi. Altı ay sonra ilk çocukları Susanna, 1585'te de biri kız biri oğlan ikiz çocukları dünyaya geldi. İzleyen yedi yıl içinde, Shakeapeare'in adı yazılı kayıtlarda görülmüyor. Bu tarihlerde, Shakespeare'in Londra'ya gittiği ve oyun yazarı olarak adını duyurmaya başladığına ilişkin tahminler yürütülüyor. Gençlik dönemi ve aldığı eğitimle ilgili ayrıntıların eksik olması yüzünden, kimileri, Shakespeare adının çok ünlü birinin takma adı olduğu görüşünü savunuyorlar. Sir Francis Bacon ya da Oxford kontu Edward de Vere, Shakespeare adının gerçek sahibi olduğu öne sürülen 50'yi aşkın adaydan sadece birkaçı. Gerçekte bu tür varsayımlara pek önem verilmiyor, hatta züppece bulunuyor. Ancak, Shakespeare'in edebiyattaki hünerlerini nasıl öğrendiği konusu gizemini koruyor. İlk oyunla-rını ne zaman yazdığı bilinmiyor; ama yazmaya basit konulardan başladığı biliniyor. Shakespeare'in tiyatro alanında yaptıklarından, ilk kez 1592 tarihli "The Groatsworth of Wit" başlıklı yazıda söz ediliyor. Hem oyunculuk hem de oyun yazarlığı yapan Shakespeare, yazı-da, "Ülkede, yalnızca kendisinin, sahne dünyasını sarsabildiğini (Shakescene) sanan bir yeni yetme (upstart crow)" diye nitelendiriliyor. Shakespeare'in eleştirildiği "The Groatsworth of Wit"in yazarı Robert Greene, kalemi sert ve fakir bir Londralı'ydı. Kitabında, Oxbridge eğitimli oyun yazarları Christopher Marlowe, Thomas Nashe ve George Peele'a uyarıda bulunuyordu. Greene'e göre Shakespeare, onların geçimlerini tehdit eden yeni bir oyun yazarıydı. Greene, Shakespeare'e atfedilen VI. Henry'nin 3. perdesiyle, aynı oyunun anonim versiyonu "The True Tragedy"de bulunan anlamca kapalı bazı dizeleri incelemişti. Edebiyat alanında yürütülen araştırmalar sonucunda, ikinci oyunun Marlowe tarafından yazıldığına ilişkin kanıt bulundu. Greene, ortaya çıkan tablo üzerine Shakespeare'in eserlerini, Marlowe'un oyunlarını değiştirerek yazdığını düşünmeye başladı. Shakespeare, Greene'nin bütün öfkesini üzerine çekmişti. Gerçek ne olursa olsun, 28 yaşındaki Shakespeare, Londra tiyatrolarında dikkat edilmesi gereken bir güçtü. Greene'in yazısının yayımlanmasından sonra yayınevi, Shakespeare'in dürüstlüğünü ve edebiyat alanındaki başarılarını öven bir özür metni yayımladı. Yayınevinin bu tutarsız davranışı, yayıncının Londra'nın yükselen tiyatro yıldızına ters gitmekten ne denli korktuğunun bir göstergesi. Shakespeare, kısa zamanda II. Richard gibi çok daha başarılı tarih oyunları yazarak gelişen yeteneğini gösterdi. Ayrıca, Yanlışlıklar Komedyası (The Comedy of Errors) ve Romeo ve Juliet oyunlarıyla da çok yönlü bir yazar olduğunu kanıtladı. 1590'ların sonuna doğru, yeni, benzeri görülmemiş becerilerini sergileyen oyunlar kaleme aldı. Aziz Crispin Günü konuşmasıyla dikkat çeken V. Henry, genç bir prensin trajik öyküsünü anlatan ve bugüne kadar yazılmış en etkileyici oyun sayılan Hamlet, bunlardan sadece birkaçı. Shakespeare, trajedilerine bile komediyi ekledi, böylece oyunlarının daha etkili olmasını sağladı. Tamamen komedi tarzında yazılmış, nüktedan şakalar, büyüler ve fanteziler içeren oyunları da var. Bunlara en güzel örnekler arasında, Bir Yaz Gecesi Rüyası (A Midsummer Night's Dream), Nasıl Hoşunuza Giderse (As You Like It) ve Windsor'ın Şen Kadınları (The Merry Wives of Windsor) sayılabilir. Ama, çoğu kişi için Shakespeare'in zekâsı, en çok Hamlet, Othello, Kral Lear (King Lear) ve Macbeth gibi trajedilerinde belli oluyor. Akılsızca davranışlarının sonuçlarına katlanmak zorunda kalan, güçlü ve karmaşık karakterler, trajedilerinin en belirgin özellikleri. Faslı genera-lin, kıskançlık nedeniyle sadık karısını öldürmesi; yaşlı bir kralın verdiği yanlış kararlar sonucu karısı ve kızını kaybetmesi; İskoçyalı soylunun hırs ve vicdan azabıyla kendini mahvetmesi, Shakespeare'in yarattığı karakterlerin en güzel örnekleri. Shakespeare'in oyunları, The Globe Tiyatrosu'nda oynandı. Bu sayede tiyatro, büyük bir üne ve servete kavuştu. Oyunları düzenli olarak kral huzurunda sahnelendi. Örneğin Macbeth, özellikle kral I. James için yazılmıştı. Shakespeare, oyunları sayesinde Londra ve Stratford'da mal, mülk sahibi oldu. Şiirle de uğraştı; 1609 yılında, 150'den fazla sonesi ortaya çıktı. Shakespeare, 1612'de Stratford'daki evine yerleşti ve Londra'ya sadece oyunlarının sahne-lenmesini denetlemek için gitti. Daha sonra yapılan bilgisayar incelemeleri sonucunda, başka yazarlarla ortak çalışmalar yaptığı da ortaya çıktı. Sözgelimi, İki Soylu Akraba'yı (Two Noble Kinsmen) John Fletcher ile birlikte yazmıştı. Shakespeare, 50 yaşlarına geldiğinde, aniden ortadan kayboldu. Buna sağlık sorunlarının yol açtığı sanılıyor. 1616 baharında vasiyetini yazdı; parasını ailesine, arkadaşlarına ve yoksullara bıraktı. Bir ay sonra, 16 Nisan 1616'da yaşama veda etti. Mirasçıları arasında, eski meslektaşları John Heminge ve Henry Condell da bulunuyor. Bunlar, 1623'te Shakespeare'in 36 oyununun yer aldığı, ilk toplu basımı (First Folio) gerçekleştirdiler. Daha sonradan bazı oyunlar eklenmekle birlikte, ilk toplu basım, bugünkü Shakespeare'in Bütün Eserleri (Complete Works of Shakespeare) kitabının temelini oluşturuyor. Shakespeare'in yaşadığı tarihler, Rönesans'a denk geliyor. Bu tarihlerde, klasik çağ kültürüne duyulan ilgi artmış; Ovidius, Homeros, Seneca, Plutarkhos gibi Yunan ve Latin yazarlarının eserleri İngilizce'ye çevrilmişti. Shakespeare de, eserlerini bu yazarların işledikleri konulardan esinlenerek yazdı. Bu bağlamda, Shakespeare'in başarısının seçtiği konulardan kaynaklanmadığı söylenebilir. Onun dehası, olaylardaki dramatik noktaları ortaya çıkarmasında ve söz sanatlarındaki ustalığında yatıyor. Örneğin, büyük bir miras olarak kabul edilen ilk toplu basım, 800.000 kelime içeriyor ve 1.700'ü de Shakespeare'in ortaya çıkardığı kelimeler. "Academe" ve "zany", bunlardan sadece ikisi. Oyunlarında kurduğu cümleler de alışılmadık benzetmeler ve kişileştirmelerle dolu. İnsanı, bir "çiğ tanesi","bir toz parçası"; dünyayı, "tohuma kaçmış bir bahçe"; sevgiyi, ilkbaharda bir menekşe gibi erken açan, ömrü kısa çiçek, esip geçen bir kokuya benzetiyor ve kimi insanların yapabileceklerini "doğumlarıyla sınırlanmış", "en temkinli genç kız bile, güzelliğini açıp yalnız gökteki aya gösterse yeterince ted-birsizlik yapmış sayılır" gibi, o güne dek duyulmamış söz oyunlarıyla betimliyor. Ayrıca, Shakespeare'in yapıtları, birçok kitap başlığına esin kaynağı oldu. Aldous Huxley'in kitabı "Brave New World" başlığını Fırtına'dan (The Tempest); Robert Stone'un kitabı "The Dogs War" da başlığını Julius Caesar'dan alıyor. "Bütün dünya bir sahnedir" diyen Shakespeare, zekâsını yazdığı oyunlarla kanıtladı ve insanın her türlü ruh halini söze dökebildiği için de, 500 yıldan beri büyüsünü sürdürüyor. Gizli kalmış noktalar Shakespeare'in eserleri birçok soruyu yanıtsız bırakmıştı. Ancak günümüzde, bunların çoğu bilgisayarla yapılan incelemeler sonucunda çözülüyor. California, Claremont Koleji profesörü Ward Elliot ile meslektaşları, Shakespeare'in başka bir yazarın takma adı olup olmadığını bilgisayarla incelediler. Takma adın asıl sahibinin kimliğine ilişkin kuşkular, en çok Christopher Marlowe ve çok uzak bir olasılıkla Kraliçe Elizabeth'in üstünde yoğunlaşıyordu. Shakespeare'in eserlerindeki kelime ve söz kalıplarının yapısı, ne kadar sıklıkta kullanıldıkları, kuşku duyulan isimlerin eserleriyle karşılaştırıldı. 1996'da, eserlerin başka biri tarafından yazıldığı konusunda hiçbir kanıt bulunamadığı duyuruldu. Aston Üniversitesi'nden Tom Merriam ve Roberts Matthews, Shakespeare'le diğer yazarların eserlerini karşılaştırmak amacıyla, benzer örnekleri seçebilen ve yapısal farklılıkları ölçebilen bir bilgisayar programı geliştirdiler. İnceleme sonucunda, Shakespeare'in İki Soylu Akraba oyununda John Fletcher ile birlikte çalıştığı belirlendi. Merak uyandırıcı olan bir konu daha aydınlandı. Shakespeare'in ilk oyunlarından VI. Henry'nin 2. ve 3. perdelerinin, Christopher Marlowe'un oyunlarından esinlenilerek yazıldığına ilişkin kanıt bulundu. Bilgisayar incelemeleri sonucunda, 1592'de sahnelendiğinde çok beğenilen, ilk orijinal oyunlardan "Contention" ile "The True Tragedy"nin Shakespeare'e ait olduğu saptandı. Kaynak: focusdergisi.com.tr |
William Shakespeare William Shakespeare (d. 26 Nisan 1564 – ö. 23 Nisan 1616), ünlü İngiliz tiyatro oyun yazarıdır.Hayatı 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi önemli görevler üstlenen John Shakespeare’in üçüncü çocuğu ve en büyük oğludur. Babasının maddi durumu daha sonraki yıllarda bozulsa da Shakespeare’in diğer eşraf çocukları gibi ilkokuldan sonra eğitim dili Latince olan King’s New School adlı ortaöğretim okuluna devam ettiğine ve burada Roma edebiyatının klasikleriyle tanıştığına kesin gözle bakabiliriz. Üniversiteye gitmeyen Shakespeare’in Latincesinin düzeyini tam olarak bilemediğimizden kaynak olarak kullandığı bazı eserleri asıllarından mı, yoksa çevirilerinden mi okuduğu hakkında bir şey söyleyemiyoruz. 1582’de on sekiz yaşındayken kendisinden sekiz yaş büyük Anne Hattaway ile evlenen Shakespeare’in bu evlilikten beş çocuğu olmuş ancak oğlu Hammlet’i 1596’da kaybetmiştir. 1585 yılı ile 1590’ların başı arasındaki yaşamı hakkında elimizde güvenilir bilgi yok. Ancak Shakespeare’in bu yıllar içinde Londra’ya gelip aktör ve oyun yazarı olarak tiyatroculuk mesleğine başladığını ve kısa zamanda ün kazandığını biliyoruz. Londra’da yaşadığı yıllarda Stratford ve ailesiyle ilişkisini düzenli olarak sürdüren Shakespeare’in profesyonel yaşamı çok yoğun geçmiş. Soneleri (“Sonnets”), konularını klasik mitolojiden alan iki uzun öyküsel şiiri (“Venus and Adonis” ve “The Rape of Lucrece”) ve oyunlarıyla tanınan Shakespeare yazarlık ve aktörlüğün yanı sıra çalıştığı tiyatro kumpanyasının altı ortağından biriydi. Eline geçen paranın önemli bir kısmıyla emlak satın almış ve bu yatırımlar sayesinde 1610’da Stratford’a oldukça varlıklı bir kişi olarak dönmüştür. İşleriyle ilgili olarak ara sıra Londra’ya gitse de yaşamının son dönemini Stratford’da geçiren Shakespeare 23 Nisan 1616’da ölür. Stratford’luların bu ünlü hemşerilerinin onuruna yaptırıp kiliseye koydukları anıtta, adının Sokrates ve Vergilius’la birlikte anılması dikkat çekicidir. Eserleri Komediler ”Bir Yaz Gecesi Rüyası” bir büyü ve yanlışlıklar komedisidir. Atina yakınlarındaki bir koruda yollarını şaşıran dört sevgili, Periler Kralı Oberon ile kavgacı hizmetkârı Puck'ın büyüsüne kapılırlar. Kentten bir grup işçi de, gözden uzak bir yerde oyunlarını prova etmek için koruya gelir. Onlar da perilere katılırlar ve ortaya bir sürü karışıklık ve komik durum çıkar. Sonunda her şey düzelirse de, en komik sahne işçilerin Dük Theseus'un düğün şöleninde oyunlarını oynadıkları sahnedir. ”On İkinci Gece” de bir yanlışlıklar komedisidir. Kadın kahraman Viola'nın gemisi yabancı bir ülkenin açıklarında batar. Erkek kılığına giren ve "Cesario" adını alan Viola, ülkenin yöneticisi Dük Orsinonun hizmetine girer. Erkek kılığındayken Dük'e aşık olur. Orsino'nun aşık olduğu zengin Kontes Olivia da "Cesario"ya tutulunca durum karışır. Gene en komik sahneler, neşeli Sir Tobby Belch ve arkadaşlarının Olivia'nın kendini beğenmiş ve süslü uşağı Malvolio'yu kandırmak için oyun oynadıkları sahnedir. ”Venedik Taciri” de bir komedi olmakla birlikte ciddi bölümler de içerir. Oyundaki kötü adam Yahudi tefeci Shylock'tur. Borç aldığı parayı ödeyemeyen tüccar Antonio'dan, kendi vücudundan kesilecek yarım kilogram et ister. Shylock'un açgözlülükle bıçağını bilediği gerilimli bir duruşmadan sonra Antonio kendisini savunan genç bir avukatın zekâsı sayesinde kurtulur. Trajediler Shakespeare'in tüm oyunları arasında en çok sahnelenen Romeo ile Juliet`tir. İtalya'nın Verona kentinde yaşayan birbirlerine düşman ailelerin çocukları olan Romeo ile Juliet'in, aileleri arasındaki nefret yüzünden son bulan aşkları anlatılır. Hamlet`te, babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılarak öç almaya karar verirse de, bunu bir türlü gerçekleştiremez. Oyun, yalnızca amcası Claudius'un değil, kraliçe ve Hamlet'in de öldükleri bir sahneyle biter. "Kral Lear" Shakespeare trajedilerinin en korkuncu, ama belki de en önemlisidir. Gururlu ve bencil olan yaşlı Kral Lear, sadık ve sevgili kızı Cordelia'nın kendisini ne kadar sevdiğini ablaları gibi abartmalı bir dille açıklamaması üzerine, öfkeye kapılarak onu sürgüne gönderir ve tüm servetini öbür kızları Goneril ve Regan arasında paylaştırır. Oysa iltifat dolu sözlerine karşın bu iki kardeş zalim ve haindir. Çok geçmeden Lear onların gerçek yüzlerini görür. Fırtınalı bir gecede sokağa atılan Lear, Cordelia'ya yaptığı haksızlığın acısıyla çıldırmaya başlar. Sonunda onu kurtarmak için geri dönen Cordelia da düşmanları tarafından öldürülür. Üzüntüden perişan olan kral kızının ölüsüne sarılarak son nefesini verir. Tarihsel Oyunlar Shakespeare konuların İngiliz tarihindeki olaylardan alan birkaç oyun da yazdı. Bunlardan ilki, rakiplerine ve düşmanlarına acımasız davranan kötü ruhlu ve kambur Kral III. Richard'ı anlatan Kral Üçüncü Richard'ın Tragedyası`dır. Kurbanları arasında Londra Kulesi'nde öldürülen iki genç prens de vardır. Yaşamını yitirdiği Bosworth Field çarpışmasından bir gece önce prenslerin ve öteki kurbanlarının hayaletleri uykusunda Richard'a görünür. Tarihsel oyunlarından bazıları bir dizi oluşturur: The Tragedy of King Richard II, Henry IV’ün iki bölümü ile Henry V. The Tragedy of Richard I'ı da güçsüz kral tahtından vazgeçerek tacını IV. Henry adını alan Henry Bolingbroke'a bırakır. Öbür iki oyunda, yeni kralın yönetimi sırasında sorunlar ve ayaklanmalar baş gösterir; bu sırada kralın öz oğlu Prens Hal avare ve savurgan bir yaşam sürer. Ama babasının ölümüyle tahta geçerek V. Henry adını alan Prens Halin döneminde düzen yeniden kurulur. V. Henry'nin orduları Fransa'da büyük zafer kazanır. Henry'nin Fransız prensesiyle evlenmesi her iki ülkeye de barış getirir. Shakespeare'in, konularını Eski Yunan ve Roma tarihinden alan oyunlarından en ünlüsü ise Julius Caesar`dır. Bu oyunda dürüst ve erdemli bir kişiliği olan Brutus, Jül Sezar'ın kendisini Roma imparatoru ilan etmesini önlemek amacıyla, arkadaşlarıyla birlik olup çok sevdiği Jül Sezar'ı özgürlük adına öldürür. Ama bunun cumhuriyetin yok olmasını önleyememesi üzerine de kendi canına kıyar. "Mutlu Son"la Biten Oyunlar Shakespeare yaşamının sonlarına doğru kötülük ve acıyı içerdikleri için tam olarak birer komedi sayılmayan, ama ölümle değil de bağışlama ve mutlu sonla bittikleri için trajedi de sayılmayan birkaç oyun yazdı. Bu oyunlardan biri olan Kış Masalı'nda, Leontes adlı bir kral hiçbir neden yokken karısı Hermione'yi kıskanır, karısıyla tüm ilişkisini keser ve bebek yaşındaki Perdita adlı kızının yabani hayvanlara yem olsun diye ıssız bir yere bırakılmasını emreder. Perditayı bir çoban kurtarır ve büyütür. Sonunda kız, babasına geri döner. Kralın uzun yıllar boyunca pişmanlıkla andığı ve öldü diye yas tuttuğu Hermione de geri döner, böylece sonunda geçmişin hataları bağışlanır. Fırtına'da ise olay, düklüğü elinden alınan Prospero'nun yönetimindeki bir adada geçer. Büyü gücüne sahip Prospero, hava perisi Ariel'i ve yarı insan yarı canavar Caliban'ı yönetmektedir. Yıllar önce hileyle düklüğü ele geçiren Prospero'nun kardeşi Antonio, adanın yakınında bir deniz kazası geçirir. Prospero büyü gücüyle kendisine haksızlık edenleri cezalandırır. Ama daha sonra onları bağışlar ve kızı Miranda'nın Antonio'nun oğlu Prens Ferdinand ile evlenmesine izin verir. Oyun Prospero'nun büyülü değneğini kırması, büyü kitabını denize atması ve tüm grubun düşmanlıkları geride bırakıp büyüyle onarılmış gemiyle İtalya'ya yelken açmasıyla sona erer. Eserlerinin bir çoğu Türkçe’ye çevrilerek, ülkemizde de sergilenmiş, bazıları da sinema filmi olarak çekilmiştir. Türkçe'de Shakespeare THE TWO GENTLEMEN OF VERONA
MEASURE FOR MEASURE
|
|
William Shakespeare From Wikipedia, the free encyclopedia William Shakespeare (baptised 26 April 1564 – 23 April 1616)was an English poet and playwright, widely regarded as the greatest writer in the English language and the world's preeminent dramatist. He is often called England's national poet and the "Bard of Avon" (or simply "The Bard"). His surviving works consist of 38 plays, 154 sonnets, two long narrative poems, and several other poems. His plays have been translated into every major living language and are performed more often than those of any other playwright.[2] Shakespeare was born and raised in Stratford-upon-Avon. At the age of 18, he married Anne Hathaway, who bore him three children: Susanna, and twins Hamnet and Judith. Between 1585 and 1592, he began a successful career in London as an actor, writer, and part owner of a playing company called the Lord Chamberlain's Men, later known as the King's Men. He appears to have retired to Stratford around 1613, where he died three years later. Few records of Shakespeare's private life survive, and there has been considerable speculation about such matters as his physical appearance, sexuality, religious beliefs, and whether the works attributed to him were written by others. Shakespeare produced most of his known work between 1590 and 1613. His early plays were mainly comedies and histories, genres he raised to the peak of sophistication and artistry by the end of the sixteenth century. He then wrote mainly tragedies until about 1608, including Hamlet, King Lear, and Macbeth, considered some of the finest works in the English language. In his last phase, he wrote tragicomedies, also known as romances, and collaborated with other playwrights. Many of his plays were published in editions of varying quality and accuracy during his lifetime. In 1623, two of his former theatrical colleagues published the First Folio, a collected edition of his dramatic works that included all but two of the plays now recognised as Shakespeare's. Shakespeare was a respected poet and playwright in his own day, but his reputation did not rise to its present heights until the nineteenth century. The Romantics, in particular, acclaimed Shakespeare's genius, and the Victorians hero-worshipped Shakespeare with a reverence that George Bernard Shaw called "bardolatry". In the twentieth century, his work was repeatedly adopted and rediscovered by new movements in scholarship and performance. His plays remain highly popular today and are constantly studied, performed and reinterpreted in diverse cultural and political contexts throughout the world. |
Korkuyorum Yağmuru seviyorum diyorsun, Yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun... Güneşi seviyorum diyorsun, Güneş açınca gölgeye kaçıyorsun... Rüzgarı seviyorum diyorsun, Rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun... İşte,bunun için korkuyorum; Beni de sevdiğini söylüyorsun... William Shakespeare |
Gezinen Bir Gölgedir Hayat Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör Sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur Ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır Gürültücü bir salağın anlattığı Ki yoktur hiçbir anlamı. William Shakespeare |
Bazen Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan, Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür, Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın... William Shakespeare |
William Shakespeare William Shakespeare (1564 Stratford-on-Avon-1616 Stratford-on-Avon) MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi İngiliz şair ve oyun yazarı. Babası, doğduğu kasabanın belediye başkanı, annesi ise bir soyluydu. İlk ve ortaöğrenimini Stratford'da yaptı. 1582-1592 yılları arasındaki yaşamı üzerine fazla bilgi yoktur. Adı, ilk kez 1592'de başarılı bir oyuncu ve oyun yazarı olarak geçmektedir. Kraliçenin önünde sahneye çıktı (1594), daha sonra oyuncu, yazar ve ortak olarak Lord Chamberlain's Company adlı topluluğa katıldı. Stratford'da büyük bir ev satın aldı. Globe Tiyatrosu'na ortak oldu (1597). "The Merry Wives of Windsor" (Windsor'un Şen Kadınları, 1599) adlı oyunu görülmemiş bir başarı kazandı. Kral I. James, Shekespeare'in tiyatrosunu kendi koruması altına aldı, tiyatronun adı da "Kralın Topluluğu" olarak değiştirildi. Shakespeare ve arkadaşları sarayda sık sık gösteriler düzenlediler ve çok para kazandılar. 1610'larda iki tiyatrodaki hisselerini satan yazar, zengin biri olarak Stratford'a döndü. Yaşamının son yıllarını ailesiyle birlikte geçirdi. Shakespeare'in sanatçı yaşamı genellikle dört döneme ayrılır. 1595'e dek süren ilk dönemde genç yazar çeşitli türleri denemiştir. "King Henry VI." (Kral VI. Henry, 1590) ve "King Richard III." (Kral III. Richard, 1592-1593) gibi tarihî oyunlar, yanlışlık komedileri, bir intikam trajedisi olan "Titus Andronicus" (1593) "Venus and Adonis" (Venüs ile Adonis, 1593), "The Rape of Lucrece" (Lucrece'in Kaçırılışı, 1594) ve bazı soneler, bu birinci dönemde oluşmuştur. 1599'a dek süren ikinci dönemde "King Richard II." (Kral II. Richard, 1595), "King Henry IV." (Kral IV. Henry, 1597), "King Henry V." (Kral V. Henry, 1598) adlı ikinci dizi tarihî oyunlarını, romantik trajedi "Romeo and Juliet"i (Romeo ile Juliet, 1594), "A Midsummer Night's Dream" (Bir Yaz Gecesi Rüyası, 1595) gibi romantik komedilerini ve sonelerinin büyük çoğunluğunu yazmıştır. 1609'a dek süren üçüncü dönemde, "Julius Caesar" (1598), "Hamlet" (1600), kıskançlık dramı "Othello" (1604), "Macbeth" (1605), "King Lear" (Kral Lear, 1606), "Antony and Cleopatra" (Antonius ile Kleopatra, 1606) ve "Coriolanus" (1607) gibi büyük dram ve trajediler, "Troilus and Cressida" (Troilus ile Cressida, 1601-1602), "Measure for Measure" (Ölçüye Ölçü, 1604) ve "All's Well That Ends Well" (1602) gibi komediler oluşmuştur. "Timon Athens" (Atinalı Timon, 1607) ve "King Henry VIII." (Kral VIII. Henry, 1612) adlı dramlar, "The Winter Tales" (Kış Masalları, 1610) ve "The Tempest" (Fırtına, 1611) gibi trajikomedi ve komediler onun son dönem yapıtlarıdır. Rönesans sanatçıları arasında yer almış olan Shakespeare, bir çağın değil, bütün çağların adamıdır. Çünkü insanı bütün yönleriyle, bütün duygu ve tutkularıyla sergilemiştir. Oyunlarının çağları aşması ve tazeliklerini koruması bundandır. İnsanın belli bir niteliğini derinliğine işlemesi, ölümsüz denilebilecek canlı karakterler ve tipler çizmesi, yapıtlarının değerini artıran özelliklerdir. Yazdığı otuz beş oyundan birçoğu, çağdaş tiyatronun sürekli olarak yeniden sahnelenen oyunları arasında yer almaktadır. |
Saat: 19:49 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık