MsXLabs
Sayfa 1 / 8

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Uzay Bilimleri (https://www.msxlabs.org/forum/uzay-bilimleri/)
-   -   NASA-Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (https://www.msxlabs.org/forum/uzay-bilimleri/12421-nasa-ulusal-havacilik-ve-uzay-dairesi.html)

Misafir 30 Ekim 2006 11:34

NASA-Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi
 
1 ek

NASA

Alıntıdaki Ek 53471

(National Aeronautics and Space Administration’ın [Ulusal havacılık ve uzay dairesi] kısaltması)

Amerika Birleşik Devletleri'nde sivil havacılık ve uzay araştırmalarını düzenlemek ve yönetmek için 29 Temmuz 1958’de oluşturulan kuruluş. NASA, 1915'te kurulan, ama verilen çok geniş yetkiler nedeniyle bir Federal ajans düzeyine yükselen NACA’nın (National Advisory Committee for Aeronautics, Havacılık danışma kurulu) yerini almıştır. Washington’daki yönetim merkezi dışında biri Amerika Birleşik Devletleri'nin doğu kıyısında (John F. Kennedy Space Çenter, Canaveral burnu), diğeri batı kıyısında (Vandenberg) olmak üzere iki fırlatma üssü ile en tanınmışları Ames (Mountain View, Kaliforniya), Goddard (Greenbelt, Maryland). Langley (Hampton, Virginia) Lewis (Cleveland, Ohio), otomatik sondalarla gezegenlerin araştırılması görevlerinde çok etkili Jet Propulsion Laboratory (Pasadena, Kaliforniya) ve pilotlu uzay uçuşlarının hazırlanmasından ve izlenmesinden sorumlu Johnson Space Çenter (Houston, Texas) olmak üzere bir dizi araştırma merkezi vardır.

Kaynak: Büyük Larousse


MaKaLeLe 27 Şubat 2007 23:55

1 ek
Alıntıdaki Ek 53472

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi


İngilizce NATIONAL AERONAUTICS AND SPACE ADMINİSTRATİON (NASA)
ABD’de, atmosfer içi ve dışı uzay araştırmalarının yürütülmesi ve bu araştırmalarda kullanılacak araçların geliştirilmesi amacıyla 29 Temmuz 1958’de oluşturulan bağımsız resmî kuruluş. Merkezi Washington, D.C.’dedir.

NASA beş program bürosundan oluşur: Donanım geliştirme çalışmalarını yürüten Havacılık ve Uzay Teknolojisi Dairesi; evren, Güneş sistemi ve Yer’in kaynağı, yapısı ve evriminin araştırılmasıyla ilgili çalışmalar yapan Uzay Bilimi ve Uygulamaları Dairesi; uzay mekiğiyle yapılacak insanlı ve insansız uzay taşımacılığı ve uzay mekiğiyle ilgili her türlü çalışmayı konu edinen Uzay Uçuş Dairesi; izleme ve bilgi toplama konularıyla ilgilenen Uzay İzleme ve Bilgi Toplama Dairesi ve uzun vadede insanlı uzay istasyonu kurmaya yönelik çalışmalar yürüten Uzay İstasyonu Dairesi. Ayrıca kuruluşa bağlı olarak çalışan Green- belt’teki Goddard Uzay Uçuş Merkezi, Pasadena’daki Jetli İtme Laboratuvan, Houston’daki Lyndon B. Johnson Uzay Merkezi, Hampton’daki (Virginia) Langley Araştırma Merkezi gibi araştırma merkezleri de bulunmaktadır.

NASA, SSCB’nin 1957’de “Sputnik”i uzaya fırlatması üzerine, ABD Kongresi tarafından 1915’te kurulmuş olan Ulusal Havacılık Danışma Komitesi’nin (NACA) çerçevesinde oluşturuldu. John F. Kennedy’nin ABD’nin 1%0’ların sonlarında Ay’a insan gönderebileceğini ileri sürmesi, NASA’nın örgütlenmesi çalışmalarını hızlandırdı. Bu amaca yönelik olarak Apollo programı tasarımlandı ve 1969’da ABD astronotu Neil Armstrong Ay’a ayak basan ilk insan oldu. Daha sonra Viking, Mariner ve Voya- ger gibi insansız uzay programlarıyla Güneş sistemi içinde kalan Mars, Merkür, Jüpiter, Satürn ve Uranüs gibi gökcisimleri de incelendi.

NASA Yer araştırmalarına yönelik birçok uydunun geliştirilmesi ve fırlatılması çalışmalarını da yürüttü. Doğal kaynaklar ve Yer’in öbür özelliklerine ilişkin bilgi toplamak amacıyla fırlatılan “Landsat” uydusu, haberleşme uyduları ve meteoroloji uyduları bunlar arasında sayılabilir. NASA yörüngedeki bir uzay istasyonuyla bağlantılı kullanılan ve yeniden kullanımı olanaklı bir araç olan uzay mekiğini de planlayan ve geliştiren kuruluştur.

kaynak: Ana Britannica


nötrino 13 Ağustos 2008 00:19

Nasa ve Ufo'lar.
 
1 ek

NASA

1958’de kurulan Ulusal Havacılık ve Uzay Yönetimi (NASA), ABD’deki havacılık ve uzay araştırmaları programını koordine eder ve yönetir. Bütçesi, dünyadaki tüm ülkelerin önemli uzay aktiviteleri için ayırdığı bütçeden daha fazladır.
Alıntıdaki Ek 53473
NASA, resmi bir sivil ajans olmasına rağmen, CIA, Savunma Departmanı, Ulusal Keşif Ofisi, Ulusal Güvenlik Ajansı ve diğer ajanslarla birlikte çalışır. Bu birimlerdeki tüm personelin, önemli istihbarat programlarının, çok yüksek güvenlik ayrıcalığı vardır. UFO araştırmaları da bu programlardan biridir.

11 Mayıs 1962’de NASA pilotu Joseph A. Walker, görevlerinden birinin roket güçlü X-15 aracıyla uçarken, uçuşu sırasındaki tanımlanamayan cisimleri saptamak olduğunu itiraf etmiştir ve bu görevde 5, 6 silindir ya da disk şeklinde UFO’yu filme aldığını söylemiştir. “Uzay Araştırmalarının Barışçıl Kullanımı 2” adlı Ulusal konferansta, “Bununla ilgili spekülasyon yaptığımı sanmıyorum” diyen Walker sözlerini, “ Bildiğim tek şey uçuşun ardından çalıştırılan filmde görünendir” diye bitirmektedir.

Haziran 1962’de, X-15 pilotu Binbaşı Robert White, dönüşü sırasında 58 millik bir yükseklikteyken ön tarafta garip bir cisim gördüğünü rapor etti. Robert, “Onun ne olabileceğiyle ilgili bir fikrim yok. Grimsi bir renkteydi ve 30-40 fit uzaklıktaydı” dedi. Binbaşı White, Time Magazin’le olan ropörtajında, “Orada garip bir şeyler var. Kesinlikle oradalar” demiştir.

NASA’nın elinde uzay uçuşlarındaki UFO gözlemlerini ve Ay’daki uzaylı varlığını belgeleyen pek çok döküman bulunmaktadır.

Ağustos 1967’de Lunar Orbiter-5, Ay’ın Mars Humorum bölgesinde Vitallo kraterinin içinden yukarı doğru tırmanan, arkasından da kazmış olduğu toprakları püskürten mekanik bir maden makinesi fotoğraflamıştır.

Ocak 1969’da Apollo 5 Ayın arka yüzünün fotoğraflarını çekmiştir. Fotoğraflarda maden makineleri tarafından bir kenarı düzeltilmiş büyük bir krater görülüyordu. Aynı kraterin karşı kıyısında bu düzeltme işlemini tamamlamak üzere bekleyen makineler bulunmaktaydı. Bu makineler tahminen 1600 m. boyunda ve 68 m. genişliğindeydi. Daha küçükleri ise 4.5 m. genişlikte görünüyordu.

Montreal’de çıkan Kanada gazetelerinden Midnight, 8 Şubat 1977 tarihinde bu konuyla ilgili fotoğraflar ve Harry Sentt imzalı bir makale yayımlamıştır. Makalede şöyle denilmektedir:

“Amerikan bilim adamlarının söylediklerine göre, Ayda yabancılara rastlanmıştır. Onların makineleri ve çalışmaları, bu sayfada yayımlanmış bulunan NASA’nın resimli fotoğraflarında görülebilir. Bir Amerikan astronomun belirttiğine göre, Amerika Aydaki yabancılarla yüzyüze gelmekten çekindiği için Ay keşif programını ertelemiş bulunmaktadır. Astronom George H. Leonard isminin açıklanmasını istemeyen bir uzay bilimcinin, kendisine dünyadaki seçkin yöneticilerin uzaylılar hakkında haberdar edildiğini söylediğini belirtmiştir.”

Astronom Leonard “Midnight” gazetesine şunları söylemiştir:
“Ayın bir çeşit UFO üssü olduğuna dair beni oldukça emin kılan faktörlerden birisi orada gözlenen nesnelerin üzerindeki işaretlerdir. Bu işaretler, bir New Mexico polisinin yere konmuş bir UFO üzerinde gördüğü işaretlerle aynıdır.”

Leonard “Ayda Başka Biri Var” (Somebody Else is on the Moon) isimli kitabında, Amerikan uzay kuruluşu NASA’nın Aydaki yabancılar hakkındaki bilgiyi dünyadan gizlediğini söylemiştir. Aynı nedenlerle Apollo astronotları da bu konudaki haberlerin yayılmasını engellemek için şifreli bir dille konuşuyorlardı. Leonard’a göre, milyarlarca dolar harcanarak gerçekleştirilen Aya gidiş programlarının asıl amacı ne uzay yarışını kazanmak ne de bilimsel araştırmalar yapmaktı. Amerika ve Sovyetler Birliği kendi aralarındaki gizli bir işbirliği ile, bu yabancıların Ayda ne yaptıklarını öğrenmek için var güçleriyle çalışıyorlardı. Üstelik Ayda dev grayderleri bulduklarında iş bir türlü anlaşılanmadı. Bu makinelerle ne yapıldığı anlaşılamayınca iki ülkenin hükümetleri sonuçları gizledi. NASA da Aya insanlı yolculuk tasarılarından vazgeçtiğini dünyaya açıkladı.

Leonard iddialarını iki temele dayandırıyor: İlki Apollo astronotlarının çektiği ve basına da verilen yüzlerce Ay fotoğrafı. Diğeri ise 1960’larda Orbiter adlı insansız uzay araçlarıyla çekilen fotoğraflar.

Leonard Aydaki Tycho Krateri’nde, sekizgen biçiminde yapay bir alan olduğunu söylüyor. Bu sekizgenin üzerinde devasa harflerle PAF yazılmış. Ay yüzeyinde birçok yerde harf biçiminde kabartmalar var. Kabartma harflerin en sık rastlanılanları ise A, X, ve P harfleri. Leonard’ın buldukları arasında eski Cermen alfabesinden bazı harfler, eski Hindu alfabesindeki S harfi var. Leonard bu harflerin tepelerinden uçan UFO’lara yön göstermekte kullanıldığını düşünüyor.

1967 yılında NASA’dan bir bilim adamı, “2 yıl önce, bir çoğumuz UFO’lara Modern zaman insanlarının fobilerinden biri olan cadılar diye bakardık. Fakat pek çok saygı değer kişi, NASA’yla kendinden emin bir tutumla ilgilenmiştir ve uzay ajansları gelecek 20 ayda UFO çalışmaları kontratı yapmıştır” demiştir.

Konuyla yakından ilgilenen kişilerden biri de NASA’nın süper uzay izleme ağını, UFO’ların dünyaya girişlerini denetleme ve bilgilendirme amaçlı kullanmasını isteyen Dr. Hynek’tir. Buradaki problem, bugün de olduğu gibi, NASA tarafından izlenen UFO gözlemlerinin halktan saklı tutulması ve çok gizli olarak sınıflandırılmasıdır. Fakat sızan haberler vardır tabii.

Kaynak: Sirius


nötrino 17 Ağustos 2008 17:05

NASA


Astronotların birçoğu UFO’ları gördüler . Fakat kendilerine gözlemleriyle ilgili herhangi bir tartışmaya girmemeleri için emir verilmiştir. NASA’nın elinde UFO’ların yakın mesafeden çekilmiş pek çok fotoğraf ve filmi vardır.”
Dr. Garry Handerson

“ Uzayda bizim gidip keşfetmemizi bekleyen bazı ilginç hayat formları olabilir. Dünyadan başka yerlerde de hayat olabileceği ihtimalini kuvvetlendiren tanımlanamayan bazı objeler Dünya etrafında şimdiye kadar pek çok kereler izlenmiştir.”
Gordon Cooper Amerikan Astronotu

“ Hem çok üstün bir yaradanın bu uçsuz bucaksız evreni yaratmış olduğunu söylemek , hem de böyle bir evrende sadece bizlerin zeka sahibi varlıklar olduğumuzu düşünmek son derece abes kaçmaktadır.”
Donald Slayton Astronot

“ Aldrin, Ay’daki UFO’ların renkli filmlerini hem modülün içinden hem de Ay’a ayak bastıktan sonra çekmiştir.”
Prof. Dr. Vladimir Azhazha

“Geçmişteki şanlı günlerimizde ,söylemek istemediğimiz şeyleri söylememek ve diğer herşeyi inkar etmek mecburiyetinde bırakıldığımızda çok rahatsız olurdum. Bazı insanlar orada uzayda yalnız olup olmadığımızla ilgili sorular sorarlardı. Orada bir şeyler görürdük , garip şeyler.. Ama onlara hiç bir zaman doğruları söylemedik . Oysa biz ne gördüğümüzü biliyorduk ve bu konuda gerçekten hiç bir şey söyleyemiyorduk. NASA’daki Patronların “Dünyalar arası Savaş” çıkacağı ya da sokaklarda panik yaşanacağı gibi korkuları vardı. Bu yüzden sessiz kalmak zorundaydık. Ve şimdi , bu tür şeyleri yalnızca kabuslarımızda ya da belkide filmlerde görüyoruz ve bunlardan bazılarıı gerçeğe oldukça yakınlar.”

Apollo uçuşlarına devam edilmesi öngörülmemektedir; bu da NASA’nın Ay hakkında öğrenmek istediğini öğrenmiş olmasından ve Ay'ın başka varlıklar tarafından kullanılıyor olmasındandır. Günümüzde Ayın yörüngesinde son derece pahalı uydular dönmektedir. Bunlardan RAE uydusunun amacı Dünya gözlemevlerine kaliteli fotoğraflar sağlamak, Galaksi ve Galaksi dışının alçak frekansla taranma işlemleri, ya da Ay’da bulunan sondalar aracılığı ile uzaylılarla kontakt kurmak.

Hem NASA’nın hem de dünyanın çeşitli ülkelerinden UFO araştırmacılarının ellerinde Ay'daki varlıklarla ve UFO'larla ilgili sayısız belge, film ve fotoğraf bulunmaktadır. Bunları yalanlamakla UFO gerçeğini kimse değiştiremez. Vazgeçmek istemedikleri tutucu yaklaşımlar ise, insanların UFOlar konusunda meraklarının giderek artmasına ve bu konuda bireysel de olsa araştırmalar yapılmasına neden olmaktadır.

Kaynak: ufotrcx


Ziyaretçi 14 Kasım 2008 17:22

1 ek

NASA


"National Aeronautics and Space Administration"ın kısaltmasıdır. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi olarak tercüme edilebilir.
Alıntıdaki Ek 53474

ABD 'nin uzay programı çalışmalarından sorumlu olan kurum, 29 Haziran 1958 yılında kurulmuştur. Bunun dışında uzun vadeli sivil ve askeri roket çalışmalarıda NASA'nın ilgi kolundadır. Yıllık olarak yaklaşık 16 milyar dolar bütçeye sahiptir.
NASA'nın ilk kuruluşu 1915 yılına denk gelir. O zamanki adıyla NACA (National Advisory Committee for Aeronautics) uçaklarla ilgilenir. Uçak kanatları ve çeşitli cisimlerin hava ile etkileşimlerini araştıran bu komite zamanla birçok rüzgar tüneli inşa eder ve ABD'nin bütün savaş uçaklarının tasarımlarını körükleyen bir kurum haline gelir.

4 Ekim 1957'de Sovyet Uzay Programı çerçevesinde uzaya ulaşmayı başaran ilk insan yapımı uydu (Sputnik 1) başarısı, ABD'nin bu konuda kendi uzay başarıları elde etme çabalarının tohumlarını oluşturur. Sonrasındaysa İkinci Dünya Savaşı'nın ardından NACA'ya katılan Alman aerodinami uzmanları kuruma büyük katkılar sağlar. Özellikle jet motorları ve süpersonik uçakların tasarımında ilerleme kaydedilir. 29 Haziran 1958'de o zamanın ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower, kurumun adını NASA olarak değiştirir. 1 Ekim 1958'de NASA, 4 labaratuvar ve 8.000 çalışanı ile 46 yıllık geçmişe sahip bir kurumun (NACA) ve liderliğini Wernher von Braun 'un yaptığı Alman roket programının önemi tartışmasız katkılarıyla, köklü bir kurum haline gelir. Wernher von Braun halen Amerikan Uzay Programının babası olarak nitelendirilir. Askeri Balistik Füze Ajansı (Army Ballistic Missile Agency) ve Donanma Araştırma Labaratuvarı da yine NASA'ya dahil edilen birimler arasındadır. Cape Canaveral diye bilinen dev uzay üssünde fırlatma rampaları, uzay kontrol merkezleri, telekomünikasyon sistemleri gibi sayısız tesis yer almaktadır.

NASA'nın şimdiye kadar yaptığı uzay çalışmaları, büyük oranda başarıyla sonuçlanmış fakat ABD'ye milyarlarca dolara mal olmuştur. Özellikle Ay'ın fethiyle sonuçlanan Apollo programı, Skylab, uzay mekiği programları çok büyük harcamaları gerektirmiştir. Ancak 21. yüzyıla doğru gerçekleştirilmesi beklenen büyük uzay istasyonları, Ay istasyonu ve Mars seferi programları yanında, önceki harcamaların çok küçük kalacağı hesaplanmaktadır.


_Yağmur_ 3 Aralık 2010 08:47

NASA Beklenen Açıklamayı Yaptı
 
2 ek
Amerikalı bilim adamları, Kaliforniya'da tuzlu bir gölde keşfettikleri öldürücü arsenik zehiriyle yaşayan tuhaf bir bakteri türünün, bilinen yaşamı tekrar tanımlamak zorunda bıraktığını belirttiler.
Alıntıdaki Ek 53466 Alıntıdaki Ek 53467
NASA için yaptıkları araştırmada elde ettikleri bu keşifle ilgili basın toplantısı düzenleyen bilim adamları, bakterinin arseniği sadece yemekle kalmadığını, bu zehirli elementi doğrudan DNA'sına kattığının altını çizdiler.

Bulgularının bilim adamlarının Dünya'daki yaşam biçimlerinin çeşitliliği konusunda ne kadar az bilgi sahibi olduğunu gösterdiğini belirten araştırmacılar, bu keşfin diğer gezegenler ve uydularında yaşam için nerelere bakılması gerektiğini de açıkça ortaya koyduğunu kaydettiler.

Araştırmaya başkanlık eden Amerikan Jeolojik araştırma ve Astrobiyoloji Enstitüsü Profesörü Felisa Wolfe-Simon, ''Evrenin başka bir yerinde yaşamı nelerin mümkün kılabileceğinin anlaşılmasına yönelik kapıyı açtık'' dedi.

Science dergisinde de yayınlanan araştırma, Dünya'daki en meşhur doğal zehirlerden birinin aynı zamanda bazı canlılar için harika bir yaşam kaynağı olabileceğini açıkça gösterdi.

Dünya ve dünya dışı yaşam araştırmalarını altüst edebilecek keşifle ortaya çıkarılan bakteri, yalnızca arsenikle yaşamak ve beslenmekle kalmıyor, aynı zamanda arseniği kendi DNA'sına ve hücrelerine katıyor.

Keşif, bilimin ''karbon, hidrojen, azot, oksijen, fosfor ve kükürt'' elementlerini yaşamın gelişimi için gerekli temel unsurlar olarak göz önüne almasını yeniden tanımlamak zorunda bırakıyor.

Bu konudaki tüm çalışmalar, birkaç yıl önce, yazılmamış biyoloji yasaları olabileceği ve dünya üzerinde değişik yaşam biçimlerinin bulunabileceği olasılığı konusunda üç bilim adamı arasındaki tartışmalardan çıktı.

Amerikan Jeofizik Enstitüsü (USGS) astrobiyoloji Profesörü Felisa Wolfe-Simon, Arizona Üniversitesinden Ariel Anbar ve Paul Davies adlı araştırmacılar, 2009'da yayınladıkları ortak çalışmalarında, dünyadaki bazı yaşam biçimlerinde, arseniğin elementlerin periyodik tablosunda birbirine yakın olduğu fosforun yerini alabileceğini belirttiler.

Bunun üzerine Felisa Wolfe-Simon, yüksek düzeyde tuz ve arseniğin bulunduğu Kaliforniya'daki Mono Gölü'nde bu teorisini deneylerle ortaya koymak için çalışmalara başladı. Gölün tortularından numuneleri çok miktarda arsenik ve çok az miktarda fosfor içeren bir şişeye koydu.

Deneyin sonunda kökü GFAJ-1 olarak bilinen bir bakteri yaşamını sürdürdü.

Bunun bilinen bir bakteri olduğunun altını çizen bilim adamları, bunun aslında yeni bir durum olmadığını ama şimdiye kadar kimsenin ''arsenik gibi yaşam düşmanı bir ortamda gelişimin'' olabileceğini düşünmediğini, fark etmediğini kaydettiler.

Profesör Anbar, ''Burada yeni olan unsur, arseniğin bir organizma için yapı taşı olarak kullanılmasıdır'' dedi


nötrino 7 Mart 2012 12:18

Siber Saldırıya En Çok Uğrayan Kurum:NASA
 

Geçen Yıl 13 Defa Saldırmışlar!


Hacker'ların, sadece geçen yıl, tam 13 kere saldırdığı,hacker saldırılarından kendisini bir türlü kurtaramayan dev kurum NASA, yaptığı son açıklamada geçen yıl tam 13 defa hacker saldırısına maruz kaldığını duyurdu.

Bu saldırılar neticesinde ise hacker'lar çalışanların bilgilerini ele geçirmekle kalmayıp NASA'nın kritik önemdeki projeleriyle ilgili bilgilere de sahip oldular.

NASA, kendisine yönelik artan hacker saldırısına karşılık 1.5 milyar dolarlık BT bütçesinin 58 milyon dolarını siber güvenlik için harcadı.

Uzmanlar, NASA sistemlerinin kritik bilgilere ev sahipliği yaptığını ve hacker saldırısı neticesinde finansal kayıbın kaçınılmaz olduğunu belirtirken, saldırıların daha çok Çin tabanlı IP adreslerinden geldiğine dikkat çekildi.

Kaynak:CHİP(06 Mart 2012,21:00)


nötrino 14 Ağustos 2012 10:23

NASA'nın Curiosity Yazılım Güncelleme Çalışmaları
 

350 Milyon Milden Güncelleme!


NASA'nın Mars aracı Curiosity'nin yazılımı güncellendi, hem de çok ama çok uzaklardan...Biz işletim sistemimiz için yayınlanacak son güncellemeleri bekleyeduralım, NASA, Curiosity'nin yazılımlarını 350 milyon mil öteden güncellemek için çalışmalarını tamamladı bile.Halihazırda Mars'taki robotun üzerinde iniş için optimize edilmiş bir yazılım var. Yeni yazılımı birkaç ay önce, robotun gezegene yolculuğu sırasında yükleyen NASA, bunu haftasonu etkinleştirecek. Yeni yazılım, robotun gezegen yüzeyinde çalışması için optimize edilmiş.

Yeni yazılımın etkinleştirme süreci Cumartesi günü tetiklenecek. Süreç başladıktan sonra robotla 8 saat boyunca bağlantı kurulamayacak. Curiosity ertesi sabah yeniden faaliyete geçecek.Yazılımdan sorumlu başmühendis Steve Scandor, güncellemenin defalarca test edildiğini belirtiyor.Yapacağı işler Curiosity'ye her gün yeni komutlarla bildiriliyor. Bu komutlar, 100 kişilik bir geliştirme ekibi tarafından sürekli programlanıyor. Robot için şu ana kadar 1.000'in üzerinde farklı komut geliştirilmiş durumda.NASA yöneticilerinden Michael Watkins, "Curiosity kusursuz çalışıyor" dedi ve ekledi. "Mars'ta harika bir gün daha geçirdik."

Kaynak : CHİP / Bilim Teknoloji (13 Ağustos 2012,21:00)


nötrino 4 Kasım 2012 13:39

1 ek

NASA Uzay Sergisi (A Human Adventure: The Exhibition)


NASA Sergisi (orjinal adıyla A Human Adventure: The Exhibition), 50 yıldan fazla süredir uzay çalışmalarında öncü olan Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın bu süreçteki önemli adımlarını bir araya getiriyor. İstanbul Marmara Forum AVM'de kurulu olan sergi, 22 Aralık 2012 tarihine kadar gezilebilecek.
Alıntıdaki Ek 53475
Aslında sergi olarak tanımlansa da bunu bir NASA müzesi olarak adlandırmak daha doğru olur. NASA koleksiyonunda yer alan ve 110 adedi uzaya gitmiş ve geri gelmiş parçaların yanı sıra, dönemin tarihi ve toplumsal yapısını anlatan birbirinden farklı parçalar ve maketlerden oluşan 300'den fazla parça sergileniyor.Marmara Forum Satürn binasında kurulu olan sergiye ait bazı parçalar AVM'nin çeşitli yerlerinde birer parça olarak sergileniyor. Bu şekilde sergiye dair bir ilgi oluşturmayı hedeflemişler ve bunun bir benzeri İstanbul Balmumu Heykel Müzesi'nde bulunuyor.

Girişte görsel ve işitsel yardımcı cihazlar veriliyor. Bu cihazlar sayesinde gezmekte olduğunuz bölümle ilgili olarak hem video izleyebiliyor hem de sesli anlatımları dinleyebiliyorsunuz. Bu cihazları almadan sergiyi gezmek, sadece maket gezmekten ibaret kalabilir. Bu yüzden girişte bu cihazları almadan içeri girilmemesi önerilir.Sergide ilk olarak Uzayı Düşleyenler bölümü bizi karşılıyor. Henüz insanoğlu uzaya çıkmayı başaramamışken bunu hayal eden ve kurgulayan insanları (örneğin Jules Verne) tanıtan bu bölümün ardından uzay yarışının başladığı 50'ler sonu ve 60'lar başını anlatan Uzaya Yolculuk bölümü geliyor. Burada ilk göze çarpan, tavanda asılı duran ve birebir boyutlardaki Sovyet Sputnik uydusu oluyor.

Öncüler bölümünde ilk roketler ve bunlara dair parçalar ve ölçekli maketler yer alıyor. Uzay yarışının başlamasında önemli rolü olan ve II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası için V-2 roketlerini geliştiren ve savaş sona erdiğinde ABD için araştırmalarına devam eden Alman bilimadamı Wernher von Braun da tabi ki bu bölümde yer alıyor. Açıkcası onu atlamak, uzay yarışını anlatırken bir şeyleri eksik olarak aktarmak anlamına gelirdi.

Yenilikler bölümünde uzay mekiklerinin ortaya çıktığı olgunlaşma dönemi yer alıyor. ABD'nin insan taşıyan ilk uzay merkiği Mercury'nin kapsülü, Gemini kapsülü ve Ay'da insanları taşıyan Apollo Komuta Modülü'nün birebir boyutlardaki kopyalarını bu bölümde görebiliyorsunuz.Dayanıklılık bölümünde uzay giysilerinin gelişimine de tanık oluyoruz. Uzayda Gelecek bölümünde ise Uluslararası Uzay İstasyonu, Hubble Uzay Teleskobu, Skylab uydularının maketlerini görebileceksiniz.Atlantis Uzay Mekiği'nin kontrol odasını barındıran ve birebir ölçekli devasa bir maket de yer alıyor. Bu bölümde üst kısma çıkarak mekiğin kontrol odasını görebiliyorsunuz.Sergide ayrıca 2G kuvveti uygulayan uçuş simülatörü de yer alıyor. İkişer kişilik 2 kabini bulunan simülatör 2 dakika süren bir heyecan oluşturuyor. Başlarda biraz tedirgin etse de sizi pek zorlamıyor.

Nasa Sergisi'nde flaşsız olmak kaydıyla fotoğraf da çekebiliyorsunuz. Sergiyi sindirerek gezmek isteyenler, en az bir saatlerini burada harcayabilirler. Uzay çalışmalarında pek de varlık gösteremediğimiz bir ülkede yaşadığımızdan ötürü, bu alandaki çalışmaları derleyen bir sergiyi de kaçırmamak lazım.

Kaynak : Bilim org (25 Ekim 2012)


nötrino 13 Temmuz 2013 12:53

NASA'nın Yeni Mars Keşif Aracı Projesi
 
1 ek
Alıntıdaki Ek 53470
Çok Amaçlı Mars Keşif Aracı
Yeni Nesil Mars Keşif Robotu

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Kızıl Gezegen’e yollayacağı yeni keşif robotunun detaylarını içeren raporu tamamladı.Uzay aracı hakkındaki 154 sayfalık rapor, 5 ay süren sayısız toplantı ve 6 bin e-posta trafiği sonunda hazırlandı.Bir gün Dünya’ya gönderilmesi amaçlanan numuneler toplayacak yeni nesil keşif robotu, 2020 yılında Mars’a gönderilecek. Robot, Mars’ta ulaşılan yaşam izlerinin doğruluğunu araştıracak, Dünya’ya gönderilmesi için yaşam izlerini barındıran numuneler toplayacak ve ‘Evren’de yalnız mıyız?’ sorusunu yanıtlamaya çalışacak.Büyüklük bakımından Curiosity’e benzeyecek olan yeni keşif aracı, robotik kolu hariç 3 metre uzunluğunda olacak. Genişliği 9 metre, uzunluğu ise 2,1 metre olacak.

Yeni robot, Curiosity’e kıyasla yeni özelliklere sahip olacak. İnceleyeceği kayaların mineral içeriğini ve kimyasını çok daha gelişmiş ve yüksek çözünürlüklü görüntüleme ve deney araçlarıyla tanımlayabilecek. Dahası, Curiosity gibi sondaj yaparak numune toplamak yerine, inceleyeceği kayaları kimyasal yapılarına göre belirleyecek.2020’nin uzay aracı, kayalardan toplayacağı parçaları deney tüplerine aktaracak ve NASA’nın yıllar sonra toplaması için depolayacak. Depo biriminin 31 deney tüpünü saklayacak kapasitesi bulunacak.

Nasıl Gönderilecek?


Uzay aracı, Dünya'ya göndereceği numunelerin dış etkenlerden etkilenmemesini sağlayacak özel bir tasarıma sahip olacak.Mashable'ın verdiği bilgiye göre, numunelerin Dünya’ya nasıl gönderileceği hakkında NASA’nın şu an kesin bir fikri yok. Bu aşamada, 2030’da Mars’a ayak basmayı planlayan ABD’nin astronotları kullanabileceği düşünülüyor. Ancak bu henüz düşük bir olasılık olarak görülüyor.

NASA bilim danışmanlarından ve eski bir astronot olan John Grunsfeld, “20 yıl içinde insanların Mars ve Dünya arasında taşımacılık yapabileceği ihtimalini göz ardı etmem... Bu konuda bir rekabet doğmasını da isterim çünkü Mars’ta bilim insanlarını görmek harika olur” dedi.Space'in verdiği bilgiye göre, yeni Mars keşif aracı, Curiosity’e göre daha ucuz olacak. 2,5 milyar dolara mal olan Curiosity’e kıyasla 2020’nin keşif aracının 1,5 milyar dolara gelmesi bekleniyor.

Kaynak: BBC / Space (10 Temmuz 2013, 23:38)



Saat: 14:11
Sayfa 1 / 8

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık