MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Asker tr (https://www.msxlabs.org/forum/asker-tr/)
-   -   Kazım Karabekir (https://www.msxlabs.org/forum/asker-tr/12956-kazim-karabekir.html)

kompetankedi 1 Ekim 2006 21:40

1 ek
Alıntıdaki Ek 58105

Karabekir, Kâzım


(d. 1882, İstanbul ö. 27 Ocak 1948, Ankara),
asker ve siyaset adamı.

Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Cephesi komutanlığı yapmış, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TpCF) ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) başkanlığında bulunmuştur. 1896’da İstanbul Fatih Askeri Rüşdiyesi’ni, 1899’da Kuleli Askeri İdadisi’ni, 1902’de Harbiye Mektebi’ni ve 1905’te de Erkân-ı Harbiye Mektebi’ni bitirerek kurmay yüzbaşı rütbesiyle Manastır’a atandı. Bu sırada Enver Bey’le birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Manastır şubesini kurdu. 1907’de kolağası (önyüzbaşı) rütbesiyle Harbiye Mektebi öğretmen vekilliğine atandı. II. Meşrutiyet’ten sonra 2. Ordu’ya bağlı, Edirne’deki 3. Fırka kurmay subaylığına Karabekir, y. 1912'de getirildi.

31 Mart Olayı (1909) sırasında Hareket Ordusu’nda görev yaptı. 1912’de binbaşı rütbesiyle Balkan Savaşları’na katıldı ve Edirne savunmasında çarpıştı. 1914’te kaymakam (yarbay) oldu ve 1. Kuvve-i Seferiye komutanlığıyla İran ve ötesini kapsayan harekâtta görevlendirildi. Bir süre sonra İstanbul Kartal’da 14. Tümen komutanlığına atandı ve Çanakkale’ye gönderilerek Kerevizdere’de Fransızlara karşı savaştı. 1915’te miralay (albay) rütbesiyle Alman mareşali Baron Von der Goltz’un kurmay başkanı oldu ve Irak’a gönderildi. 1916’da 18. Kolordu komutanı olarak Kutü’l-Amare’yi aldıktan sonra Irak’ta İngilizlerle çarpıştı. 1917’de karargâhı Diyarbakır’da bulunan 2. Kolordu’nun komutanlığını yürütürken Van, Bitlis, Elaziz cephelerinde 2. Ordu komutanlığına da vekâlet etti. 1918’de Erzurum ve onun yanında yer aldı.

Kurtuluş Savaşı sırasında TBMM’de Edirne mebusu ve Doğu Cephesi komutanı olarak görev yaptı. Mondros Mütarekesi’nden sonra Ermenilerin eline geçmiş olan Sarıkamış ve Kars’ı kurtarmak için düzenlenen harekâta komuta ederek 15 Kasım 1920’de Ermenileri yenilgiye uğrattı; bu arada ferikliğe (korgeneral) yükseldi. Ankara Hükümeti adına, Ermeni Taşnak hükümetiyle yapılan Gümrü Antlaşması’nı (1920) imzaladı. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1. Ordu müfettişliğine atandı 1923’te de İstanbul mebusu oldu. 1924’te Halk Fırkası’ndan istifa ederek Rauf (Orbay), Ali Fuat (Cebesoy), Cafer Tayyar (Eğilmez) paşalarla birlikte TpCF’yi kurdu.

Tüzüğündeki bazı maddelerden dolayı dinci bir parti olmakla suçlanan ve halktan gördüğü destekle yönetim çevrelerini kaygılandıran TpCF, Erzurum Kongresi’nin toplanmasında önemli rol oynadı. Mustafa Kemal’in (Atatürk) askerlikten ayrılmasından sonra da Şeyh Said Ayaklanması üzerine 3 Mayıs 1925’te kapatıldı. Ardından Mustafa Kemal’e karşı düzenlenen İzmir Suikastı’yla ilişkili olduğu öne sürülen Kâzım Karabekir, idam cezası istemiyle yargılandı. Yargılama sonunda, Mustafa Kemal’in de araya girmesiyle suçsuz bulundu.

Bu olaydan sonra siyaset sahnesinden çekildi. Yazmakta olduğu istiklal Harbimiz (ös 1960, 1969) kitabı evi basılarak toplandı; yakılarak ortadan kaldırıldı. Atatürk’ün ölümünden sonra 6 Ocak 1939’da yeniden İstanbul milletvekili oldu ve 1946’da TBMM başkanlığına seçildi. Ölümüne değin bu görevde kaldı.



Asi-BeL 17 Kasım 2006 13:43

Kazım Karabekir
 

Musa Kazım Karabekir

Asker, Milli Mücadele Kahramanı ve siyaset adamı olan Musa Kâzım Karabekir miladi 1882 - Rumi 1298 - yılında İstanbul'un Küçük Mustafa Paşa semtinde dünyaya gelmiştir. Babası, Osmanlı Ordusu'nda paşalığa kadar yükselmiş olan Mehmet Emin Paşa, annesi ise Hacı Havva Hanımdır.

Gençlik


Mehmet Emin Paşa görevi nedeniyle pek çok şehir dolaşmış ve son görev yeri olan Mekke'de kolera hastalığına yakalanarak; 1893 yılında vefat etmiştir. Kâzım Karabekir'in annesi ise Mehmet Emin Paşa ölünce İstanbul'a göç etmiş ve 1917'de İstanbul'da vefat etmiştir. Kâzım Karabekir, ailesiyle birlikte Mekke'ye göç etmeden önce İstanbul'un Zeyrek semtinde İlkokula başlamıştı. Böylece öğrenim hayatı boyunca Kâzım Zeyrek adıyla anıldı. Çünkü soyadı kullanımının olmadığı bu dönemde örenciler okullara kaydedilirken oturdukları il, ilçe veya semt adlarıyla çağrılırlardı.

Kâzım Karabekir'de İstanbul'da ailesinin oturduğu Zeyrek semtinden dolayı Kâzım Zeyrek adıyla anılmıştır. 1894 yılında İstanbul'da Fatih Askeri Rüştiyesi'ne giren Kâzım Karabekir, 1896 yılında bu askeri ortaokulu bitirerek, 1897 yılında da Kuleli Askeri İdadisi'ne girdi. Kâzım Karabekir, Askeri Lise'yi 1899'da bitirdi ve ardından askeri lisenin devamı niteliğindeki Pangaltı Harbiye Mektebi ' ne 14 Mart 1900 tarihinde girdi. Harbiye'den 6 Aralık 1902'de Mülazım-ı Sâni (Teğmen) rütbesiyle, piyade sınıfının birincisi olarak; 1318 - P.1 sicil numarasıyla mezun oldu. Kâzım Karabekir, bu okulun ardından Harb Akademileri'nin karşılığı olan ve kurmay subay yetiştiren Erkan-ı Harbiye Mektebi ' ne devam ederek, 5 Kasım 1905'te bu okulu Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi. 10 Kasım 1905'te Edirne'deki II. Ordu'ya daha sonra da 11 Ocak 1906'da III. Ordu'ya verilen Kâzım Karabekir; XIII. Süvari Topçu Alayı, XV. Süvari Avcı Taburu ve Manastır Mıntıka K.' lığı Erkan-ı Harbiyesi'nde görev aldı.

Birinci Dünya Savaşına kadar askeri faaliyetleri


Daha öncede belirttiğimiz gibi askerlik görevine Manastır'da başlayan Kâzım Karabekir, stajını tamamladığı bu bölgede Manastır Mıntıkası Kurmay Başkanlığı'nda görev aldı. Daha sonrada Manastır Mıntıka Müfettişliği'ne tayin olan Kâzım Karabekir bu görevi sırasında Rum ve Bulgar çeteleri ile yapılan çatışmalarda bulundu ve Bulgar çetesinin imhasında gösterdiği başarılardan dolayı 19 Ağustos 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesine yükseltildi.

Kâzım Karabekir bu başarısının ardından 6 Eylül 1907'de İstanbul Harb Okulu Tabiye Öğretmen Yardımcılığı'na atandı. 19 Kasım 1908 tarihinde Edirne'deki II. Ordu'nun III. Piyade Tümeni Kurmay'lığında görev alan Kâzım Karabekir, 31 Mart Vakası'nın meydana gelmesi üzerine Harekât Ordusu'na katılarak Mürettep II. Fırkanın Kurmay Başkanı olarak İstanbul'a geldi.

1 Nisan 1910'da Arnavutluk Ayaklanması'nın bastırılması için düzenlenen Mürettep Kolordu'da I. Şube Müdürü ve 15 Ocak 1911'de X. Edirne Tümeni Kurmay Başkanlığı'nda görevlendirildi. Soyadı kullanımının gerçekleşmediği bu döneme kadar Kâzım Zeyrek olarak anılan Kâzım Karabekir, 15 Nisan 1911'de Harbiye Bakanlığı'na verdiği dilekçe ile atalarının ismi olan Karabekir namını soyadı olarak aldı. Kâzım Karabekir, 9 Nisan 1912'de Bulgar Hududu Edirne Kısmı Komiserliği'ne atandı ve 27 Nisan 1912'de Binbaşı rütbesine yükseltildi.

I. Balkan Savaşı sırasında Edirne/Kale Muharebeleri'nde (18 Ekim 1912 - 26 Mart 1913 ) X. Tümenin Kurmay Başkanlığı'nı yapmıştır. Bu savaş sırasında Edirne Kalesi'nin teslim olması ile 28.500 kişi Bulgarlar tarafından esir edildi. Kâzım Karabekir'de 22 Nisan 1913'te Bulgar'lara esir düştü. 21 Ekim 1913'te Bulgaristan ile imzalanan antlaşma sonucu esirlikten kurtulan Kâzım Karabekir; 2 Aralık 1913'te Balkan Savaşı sırasında, Rus halkının uğradığı zararın tespiti için oluşturulan Türk - Bulgar - Rus karma komisyonunda Türk Temsilcisi olarak bulunan Kâzım Karabekir daha sonrada General Liman Von Sanders başkanlığında, Türk Ordusu'nun ıslahı amacı ile gönderilen Alman Askeri Heyeti İstanbul'a gelince, 11 Ocak 1914'te Genel Kurmay İstihbarat Şubesi Müdür Yardımcılığı'nda görevlendirildi. 28 Mayıs 1914'te Birinci Dünya Savaşı öncesinde Kâzım Karabekir, uzunca bir dönem Avrupa'ya gönderildi. Bu görev Viyana, Münih, Hamburg, Paris ve İsviçre'yi kapsıyor ve buralardaki Askeri Ataşelerin nasıl çalıştıklarını yerinde incelemek amacını taşıyordu.

Birinci Dünya Savaşı Başlarında Kazım Karabekir


Avrupa'nın genel bir savaşa sürüklendiği bu dönemde Kâzım Karabekir görevli olarak Paris'te bulunmaktaydı. Fakat bu durumu fark eden Kâzım Karabekir, 14 Temmuz 1914'te İstanbul'a geri dönerek; 3 Ağustos 1914'te Genel Kurmay II. (İstihbarat) Şube Müdürü olarak görevlendirildi. Karabekir'in savaş konusundaki düşünceleri;

* "İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kuvvetlendirmek,
* Boğazlardaki kuvvetleri desteklemek,
* Savaşa girmekten mümkün olduğunca kaçınmaktı."

Kâzım Karabekir, Genel Kurmay'daki görevini devam ettirirken, Konya'ya bir soruşturma sebebiyle gönderilmişti. 29 Kasım 1914'te "Üç Yıl Hazerî Kıdem Zammı" alarak; 9 Aralık 1914'te Yarbay rütbesine yükseltildi. Yarbay Kâzım Karabekir, 6 Ocak 1915'te Mürettep I. Kuvve-i Seferiye K.'ı olarak İran Harekatına gönderildi. Karabekir, Halep'e geldiğinde, III. Ordu'nun Sarıkamış'da büyük bir felakete uğramış olduğunu, komutasına verilen kuvvetlerin Doğu Cephesi'ne kendisinde Süleyman Askeri Bey'in yerine Irak Havalisi Kuvvetleri K.' lığına ve Basra Valiliğine atandığını öğrendi. Böylece Süleyman Askeri Bey'in yerine geçmek üzere İstanbul'a geldi.

Çanakkale Cephesi'nde Karabekir Paşa, 6 Mart 1915 tarihinde İstanbul'a gelince V. Kolordu'ya bağlı İstanbul - Kartal'da bulunan XIV. Tümen K.' lığına atanmıştır. Bu görevde bulunduğu esnada Kâzım Karabekir,Maramara Denizi ve Karadeniz kıyılarının tahkimatı ile uğraşmıştır. Ancak XIV. Tümen'in Çanakkale'ye - Gelibolu'ya - gönderilmesi ile bu bölgede Seddülbâhir ve Kereviz Deresi'ndeki (12-13 Temmuz 1915) savaşlarda bulunmuştur. Kâzım Karabekir'in Kereviz Dere'de bulunduğu sıralarda Fransızlar, Haziran'dan itibaren Zığın Dere ve Kereviz Dere bölgelerinde taarruzlar yapmakta idi. Fransızların amacı; Türk Ordusu'nun dikkatini güney bölgesine çekmekti. Böylece Ağustos ayında Anafartalara yapılacak olan çıkarmanın başarısını garanti altına almak istiyorlardı. Fransızların planı amacına ulaştı ve Türk Kuvvetleri'nin çoğu güney bölgesine kaydırıldı. Bu amacın gerçekleşmesi için İngilizler I. Tüm. ile Türk kanadına, Kereviz Dere bölgesine, 12 Temmuz sabahı saat 07:00'de taarruza başladılar. Türk Tüm.'leri batıdan itibaren XI., I., VII. ve IV. Tüm.'ler cephede, VI. Tüm. geride bekletilmekte idi. VII. Tüm. cephesine taarruz eden İngiliz Tüm.'nin her iki günündeki taarruzları da başarısızlıkla sonuçlandı. IV. Tümen cephesine taarruz eden Fransızların taarruzları ise beklemedeki VI. Tüm.'inde bölgede kullanılması üzerine gelişme gösteremedi. Birkaç metrelik ileri geri hareketler şeklinde gelişen muharebede oldukça fazla kan döküldü ve Türk kaybı 9700 kişiye ulaştı.

Karabekir, Kereviz Dere Muharebeleri sırasında V. Kolordu Komutanlığına bağlı - yarbay rütbesiyle - XIV. Tümen Komutanı olarak bulunmaktaydı. Bu görevi sırasında 6 -13 Ağustos 1915 Muharebelerinde de görev almıştır. Bu muharebeler sırasında düşman Arıburnu ve Anafartalar bölgesine, çıkarma ile takviye ederek yapacağı taarruza karşılık güney cephesinden Türk Kuvveti kaydırılmasın diye 6 - 7 Ağustos günleri bu cephenin merkezine Kirte istikametine taarruzlar düzenlediler. Ancak her iki taarruzda zayiat verilerek püskürtüldü. Sonraki küçük çaptaki taarruzlarda sonuçsuz kaldı. Bundan sonrada bu cephede düşmanın tahliyesine kadar mevzii muharebeleri devam etti. böylece düşman, çıkarmanın ilk günü almayı plânladığı Alçıtepe'yi ele geçiremedi. Her yönden sayıca üstün olmasına karşın Türk direnişi karşısında sadece 5. Km. ilerleyebildi. Bu muharebeler sırasında düşmana karşı 3,5 ay başarıyla savaşan Karabekir, askerî kişiliği açısından takdir toplayarak Muharabe Gümüş Liyakat Madalyası ile ödüllendirildi. Ayrıca Almanya'dan da İkinci Rütbeden Kron Dö Braş Kılıçlı Nişanı aldı. Kâzım Karabekir Paşa, Eylül 1915 - 9 Ocak 1916 Mevzi Muharebeleri'nde Güney Grubu Komutanlığına bağlı II. Bölge Komutanlığı'nda XIV. Tümen Komutanı olarak görevlendirildi. Muharebeler devam ettiği sırada XIV. Tümen 11 Ocak 1916'da bölgeden ayrıldı.

1915 Sonrası Askeri ve Siyasi Faaliyetleri


Çanakkale Cephesindeki taarruz savaşlarının, siper muharebelerine dönüşmesi ile birlikte Karabekir Paşa, Gelibolu'dan alınarak 26 Ekim 1915'te İstanbul'daki I. Ordu Kurmay Başkanlığı'na atandı. Daha sonrada VI. Ordu Kurmay Başkanı olarak Irak Cephesine gönderildi. Bu arada Kâzım Karabekir Paşa, Gelibolu'daki başarılarından dolayı "Üç Yıl Savaş Zammı" alarak 14 Aralık 1915'te Miralay ( Albay ) rütbesine yükseltildi. Miralay Kâzım Karabekir, Almanya'dan ikinci kez "Alman Demir Salib Nişanı" alarak; 24 Nisan 1916'da Kut'ül Amara'yı kuşatmakta olan XVIII. Kolordu K. olarak görevlendirildi. Bu cephedeki başarılarından dolayı Kâzım Karabekir'e 8 Şubat 1912'de yeniden "Altın Muharebe Liyakat Madalyası" ve "İki Yıllık Kıdem Zammı" verildi.

Kafkasya Cephesi


Kâzım Karabekir, Cafer Tayyar ile o yıllarda yapılabilen karşılıklı yer değiştirme - becayiş - usulü ile Kafkas Cephesindeki II. Kor. K. olarak atandı. Bu Kolordu; Van Gölü'nün güney mıntıkası, Bitlis, Muş, Murat Çayı ve Palu Doğusu'na kadar olan geniş bir araziyi müdafaa etmekle yükümlüydü. Bu dönemde Osmanlı Devleti, toplam dört kolordusu olan iki ordusunu Van Gölü ile Karadeniz arasında bulundurmaktaydı. Bu orduların en aşağı tarafta olanı Kâzım Karabekir'in komutanı olduğu II. Kolordu idi. Bu kolorduda on aya yakın bir süre görev yapan Kâzım Karabekir bölgedeki başarılarında dolayı 23 Eylül 1917 padişah iradesi ile yeniden "Kılıçlı İkinci Mecidi Nişanı" aldı. 31 Ekim 1920'de Ferik ( Korgeneral ) rütbesini aldı.

Kurtuluş Savaşı


3 Aralık 1921'de TBMM Murahhası sıfatıyla Gümrü Antlaşması'nı imzaladıktan sonra; 18 Ekim 1921'de biten Kars Konferansı'na Türkiye Baş Murrahası olarak katıldı. Ayrıca bu konferansa başkanlık yaparak; 13 Ekim 1921'de Kars Antlaşmasını imzaladı.

Millet vekilliği


15 Ekim 1922'de Ankara'ya gelen Kâzım Karabekir, Edirne Milletvekili sıfatı ile meclis çalışmalarına devam etti. 17 Şubat 1923'de - Türkiye'de ilk defa - toplanan İzmir İktisat Kongresine başkanlık yaptı ve 29 Haziran 1923'de TBMM'nin İkinci Devresi'nde İstanbul Milletvekili seçildiği dönemde; Doğu Cephesi komutanlığı görevini de fiili olarak devam ettirmekte idi. 21 Kasım 1923'de "Milli Mücadelemizde Siyasi ve Savaş Yararlılığı" görülenlere verilen yeşil ve kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Kâzım Karabekir, 21 Ekim 1923'de son askeri görevi olan I. Ordu Müfettişliğine atandı. 26 Ekim 1924'de bu görevinden istifa ederek sadece siyasi alanda faaliyet gösterdi.

Kâzım Karabekir, 17 Kasım 1924'de TPCF (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası) kurucuları arasında yer alarak; bir süre sonrada bu partinin başkanı oldu. İsmet (İnönü) Bey Hükümeti'nin Takrir-i Sukün Kanunu çıkarmasından sonra Doğuda Şeyh Sait İsyanı çıkmış ve bu isyanda TPCF'nin de rolü olduğu iddia edilmişti.İsmet İnönü başkanlığında ki hükümet tarafından bu olayı bahane ederek 5 Haziran 1925'de Bakanlar Kurulu kararı ile TPCF kapatıldı. Ayrıca Kâzım Karabekir, bu dönemde Mustafa Kemal'e düzenlenen İzmir suikasti ile ilgili olarak İstiklal Mahkemesi'nde yargılanıp, beraat eti. Kâzım Karabekir TBMM'nin ikinci Dönemi sona erince milletvekilliğine son verilmiş ve ordu açığında iken 5 Aralık 1927'de emekli olmuştur. Bu dönemden sonra uzun bir süre politikadan uzaklaşarak inzivaya çekilmek zorunda bırakılan Karabekir Paşa, yönetimle olan anlaşmazlığı yüzünden sıkıyönetim altında tutulması istenen 84 kişilik listenin başında yer aldı. 10 sene sürekli takip ve gözaltında tutuldu. Belki de en sıkıntılı yıllarını bu dönemde geçiren Kâzım Karabekir, sıkıntılı günlerin ardından 1939'da İstanbul Milletvekilliği'ne seçildi. 1943 - 1946 yıllarında milletvekili olarak yerini korudu ve 5 Ağustos 1946'da yapılan BMM başkanlık seçimlerimde Meclis Başkanı seçildi. Kâzım Karabekir, 26 Ocak 1948 yılında - 66 yaşında iken - geçirdiği bir kalp krizi sonucu, Ankara'da vefat etti.

Kâzım Karabekir Paşa, askerlik yaşamı boyunca önemli başarılar kazanmış bir Türk Komutanı ve siyasi bir kişiliktir. Ayrıca Bulgarca, Fransızca, Almanca ve Rusça dillerini konuşabilmekteydi.

Eserleri
* Ankarada Savaş Rüzgarları
* Bir Duello ve Bir Suikast [ISBN 975736939X]
* Birinci Cihan Harbi 1-4 [ISBN 9757369217]
o Birinci Cihan Harbine Neden Girdik? [ISBN 9757369217]
o Birinci Cihan Harbine Nasıl Girdik? [ISBN 9757369225]
o Birinci Cihan Harbini Nasıl İdare Ettik? [ISBN 9757369233]
o Birinci Cihan Harbini Nasıl İdare Ettik? [ISBN 9757369241]
* Cumhuriyet Tarihi Set 1
* Cumhuriyet Tarihi Set 2
* İstiklal Harbimiz 1-5
* Paşaların Kavgası
* Paşaların Hesaplaşması
* Cehennem Değirmeni 1-2
* İzmir Suikasti
* Çocuklara Öğütler
* Hayatım
* İttihat ve Terraki Cemiyeti 1896-1909
* Ermeni Dosyası
* İngiltere, İtalya ve Habeş Harbi
* Kürt Meselesi
* Çocuk, Davamız 1-2
* İstiklal Harbimizin Esasları
* Yunan Süngüsü
* Sanayi Projelerimiz
* İktisat Esaslarımız
* Tarihte Almanlar ve Alman Ordusu
* Türkiye’de ve Türk Ordusunda Almanlar
* Tarih Boyunca Türk-Alman İlişkileri
* İstiklal Harbimizde İttihad Terraki ve Enver Paşa 1-2
* İstiklal Harbimizin Esasları Neden Yazıldı?
* Milli Mücadelede Bursa
* İtalya ve Habeş
* Ermeni Mezalimi
* Sırp-Bulgar Seferi
* Osmanlı Ordusunun Taaruz Fikri
* Erkan-i Harbiye Vezaifinden İstihbarat
* Sarıkamış-Kars ve Ötesi
* Erzincan ve Erzurum'un Kurtuluşu
* Bulgaristan Esareti -Hatıralar, Notlar
* Nutuk ve Karabekir'den Cevaplar


KisukE UraharA 26 Ocak 2008 18:49

Musa Kâzım Karabekir

;Sovyetler-TBMM İlişkileri açısından Kazım Karabekir Paşa ,Sovyetlerle imzalanacak dostluk antlaşması için Bekir Sami Bey başkanlığında bir delegasyon, 11 Mayıs'ta Ankara’dan hareketle 19 Temmuz'da Moskova'ya ulaştı. Dostluk antlaşmasının esasları 24 Ağustos'ta hazır olmakla beraber, Bekir Sami Bey’in bu antlaşmayı imzalaması mümkün olmadı. Çünkü Sovyetler, Bitlis, Van ve Muş illerinin Ermenistan’a terkedilmesini istediler.
Fakat Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk Kuvvetleri Eylül'de taarruza geçip, Misak-ı Milli hudutları dahilinde olan Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum’u aldıktan sonra Gümrü'yü de ele geçirince, Menşevik iktidarı altındaki Ermeni hükümeti barışa yanaşmak zorunda kaldı ve 3 Aralık 1920 de Ermenistan'la Gümrü Barış Antlaşması imzalandı.

Bu arada, Bolşevikler de Ermenistan’da iktidarı ele geçirmişlerdi. Bu şekilde Ermenistan meselesi kendiliğinden çözümlenmiş oluyordu. Kazanılan bu zaferler üzerine Sovyetler Milli Mücadele'ye daha fazla önem vermeye başlamışlardır.
3 Aralık 1920'de TBMM Murahhası sıfatıyla Gümrü Antlaşması'nı imzaladıktan sonra; 18 Ekim 1921'de biten Kars Konferansı'na Türkiye Baş Murrahası olarak katıldı. Ayrıca bu konferansa başkanlık yaparak; 13 Ekim 1921'de Sovyetler Birliği ile Kars Antlaşmasını imzaladı.


buz perisi 24 Temmuz 2012 04:25

Kazım Karabekir
 

Kazım Karabekir

(1882 İstanbul-1948 Ankara)
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Asker ve siyaset adamı. 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. 1908'de tümen komutanı oldu. 31 Mart Olayı'nın bastırılmasına 2. Tümen komutanı olarak katıldı. Balkan Savaşları'nda bulundu. I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale'de, Doğu Anadolu'da görev yaptı. Mondros Mütarekesi imzalandığı zaman Tebriz'de bulunuyordu. Mütarekeden sonra İstanbul'a geldi ve Doğu Anadolu'da 15. Kolordu'nun komutanlığına getirildi. Kurtuluş Savaşı sırasında da Mustafa Kemal ve arkadaşlarına yardımcı ve destek oldu. Kurtuluş Savaşı'na asker ve Edirne milletvekili olarak katkılarda bulundu. İktisat Kongresi'nde, bu kongrenin başkanlığına seçildi. Kimi arkadaşlarıyla birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu (1924). Fırka'nın kapatılmasından sonra 1938 yılı sonuna dek siyasetten uzak kaldı. İstanbul milletvekili oldu ve 1946 yılında Millet Meclisi başkanlığına seçildi. Bu görevdeyken öldü. Askerlik ve savaş tarihi konusundaki yapıtları arasında en önemlisi "İstiklâl Harbimiz" (1933) adlı kitabıdır.


perlina 16 Kasım 2016 22:53

1 ek

Kazım Karabekir

;1882 yılında İstanbul'da doğdu. Mehmed Emin Paşa'nın oğludur. İlköğrenimini İstanbul, Van, Harput ve Mekke'de tamamladıktan sonra, 1896'da İstanbul Fatih Askeri Rüştiyesi'ni, 1899'da Kuleli Askeri İdadisi'ni, 1902'de Harbiye Mektebi'ni ve 1905'te de Erkân-ı Harbiye Mektebi'ni bitirerek yüzbaşı rütbesiyle orduya katıldı.
Alıntıdaki Ek 58104
İki yıllık kıta stajını Manastır'da yaptı. İttihat ve Terakki'nin Manastır örgütünün kurulmasına katıldı. 1907'de kolağası (önyüzbaşı) rütbesi alarak, İstanbul Harbiye Mektebi tabiye öğretmen vekilliğine atandı. İttihat ve Terakki İstanbul Örgütü'nün kurulmasında görev aldı. II. Meşrutiyet'ten sonra Edirne'de 2. Ordu 3. Fırka (tümen) Erkân-ı Harfliği'ne (kurmaylığına) atandı.

31 Mart 1909 Ayaklanması'nda Hareket Ordusu'nda görev aldı. 1910 Arnavutluk Ayaklanması'nın bastırılması harekâtında çalıştı. 14 Nisan 1912'de binbaşılığa yükseldi. Balkan Savaşı'nda Trakya sınır komiseri olarak görev yaptı. 1914'te kaymakam (yarbay) rütbesiyle Birinci Kuvve-i Seferiye Komutanlığı sıfatıyla İran ve Ötesi Harekâtı'nda görevlendirildi. Bir süre sonra İstanbul Kartal'da 14. Fırka Komutanlığı'na atandı ve Çanakkale'ye gönderildi.

Kerevizdere'de Fransızlar'a karşı 3 ay savaştıktan sonra miralaylığa (albay) yükseldi. Buradan, İstanbul'da 1. Ordu Erkân-ı Harbiye Başkanlığı'na, sonra Galiçya'ya gidecek ordunun ve ardından Mareşal von der Goltz'un Erkân-ı Harbiye Başkanlığı'na atanarak Irak'a gitti.

1916'da Kutü'l-Amare'yi kuşatan 18. Kolordu Komutanlığı'na getirildi ve burayı aldıktan sonra Irak'ta İngilizler'le çarpıştı. 1917'de Diyarbakır'daki 2. Kolordu Komutanlığı'na getirildi ve Van, Bitlis, Elaziz (Elazığ) cephelerindeki II. Ordu Komutanlığı'na vekâlet etti.

1918'de Erzincan ve Erzurum'u, Ermeniler'den ve Ruslar'dan geri aldı. Ardından Sarıkamış, Kars ve Gümrü Kalelerini ve Karaköseyi kurtardı. Aynı yıl mirliva (tümgeneral) oldu.

Mondros Mütarekesi sırasında sadrazam olan Ahmed İzzet Paşa'nın erkân-ı harbiye-i umumiye reisliği (genelkurmay başkanlığı) önerisini kabul etmeyerek, Anadolu'da görev almak istedi. Önce Tekirdağ'daki 14. Kolordu Komutanlığı'na, ardından da Erzurum'daki 15. Kolordu Komutanlığı'na atanmasını sağlayarak, Nisan 1919'da göreve başladı.

Hazırlıkları yapılan Erzurum Kongresi'nin toplanmasında önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı'nda Edirne Milletvekilliği ve Doğu Cephesi Komutanlığı yaptı.

15 Kasım 1920'de Ermeni Ordusu'nu kesin olarak yendi. Ermeni Hükümeti'yle Ankara Hükümeti adına Gümrü Antlaşması'nı imzaladı. Kars'ın alınmasıyla ferikliğe (korgeneral) yükseldi. Rus Sovyet Sosyalist Federe Cumhuriyeti ve Kafkasya Hükümetleri'yle Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. Halk Partisinden ayrıldı. Kurtuluş Savaşı'nın bitiminden sonra 1. Ordu Müfettişliği'ne atandı.

1923'te İstanbul Milletvekili oldu. 1924'te, TBMM'deki Dörtler Grubu'nu destekledi. Ardından askerlikten ayrılarak, Halk Fırkası'ndan istifa etti. 17 Kasım 1924'te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın başkanlığına seçildi. Parti, 3 Haziran 1925'te Şeyh Sait Ayaklanması nedeniyle kapatıldı.

Karabekir, Mustafa Kemal Paşa'ya karşı yapılan İzmir Suikasti ile ilgili görülerek bazı partililerle birlikte yargılandıysa da beraat etti. Siyasi hayatına 12 yıllık aradan sonra, 6 Ocak 1939'da İstanbul Milletvekili olarak devam etti. 1946'da TBMM Başkanlığı'na seçildi ve bu görevde iken 26 Ocak 1948'de Ankara'da öldü.


perlina 16 Kasım 2016 23:16




Safi 11 Mart 2017 21:25

KARABEKİR (Kâzım)


türk asker ve siyaset adamı
(İstanbul 1882 - Ankara 1948).

Jandarma generali Mehmet Emin Paşa'nın oğlu, ilköğrenimini babasının yanında İstanbul, Van, Harput ve Mekke'de tamamladı. İstanbul Fatih askeri rüştiyesi'ni (1896), Kuleli askeri idadisi'ni (1899), Harbiye mektebi’ni (1902) ve Harp akademisi'ni (döneminin sınıf birincisi olarak) bitirip (1905) kurmay yüzbaşı rütbesiyle 3. Ordu hizmetinde Manastır'a atandı. ittihat ve Terakki cemiyeti'nin Manastırdaki şubesinin kurucuları arasında yer aldı. Bulgar, rum ve sırp çeteleriyle yapılan çatışmalara katıldı; başarı kazandı. Bunun üzerine kolağası (önyüzbaşı) rütbesiyle Harbiye mektebi öğretmen vekilliğine getirildi (1907-1908). İttihat ve Terakki cemiyeti'nin İstanbul'da örgütlenmesinde görev aldı, ikinci meşrutiyet'in ilanından (1908) sonra Edirne'deki 2. Ordu 3. Tümen kurmay kuruluna atandı (1908-1909). 31 mart 1909 ayaklanmasını bastırmak için İstanbul'a gelen Hareket ordusu’nun 2. Tümeni'nde kurmay başkanı olarak bulundu. Arnavutluk'taki ayaklanmanın bastırılmasında görev aldı (1910).

Ayaklanmanın bastırılmasından sonra 10. Tümen'in kurmay başkanı oldu. Rütbesi binbaşılığa yükseltildi (22 nisan 1912). Balkan savaşı'nda görevine ek olarak, Bulgaristan sınırının Edirne bölümü sınır komiserliğini de yürüttü. Bir süre Türkiye'deki alman askeri kurulu ile çalıştı. Edirne savunmasında Bulgarlar'a tutsak düştü (1913). Aynı yıl imzalanan barış antlaşmasından sonra yurda döndü, savaş sonrası zarar ve ziyanların saptanması için oluşturulan komisyonda görevlendirildi. Erkânıharbiyei umumiye riyaseti (Genelkurmay başkanlığı) istihbarat şube müdürlüğüne getirildi, kaymakamlığa (yarbay) yükseltildi (1914). Birinci Dünya savaşı’nda 1. Kuvvei seferiye komutanı olarak İran ve ötesi harekâtı komutanlığında görevlendirildi (1915). İstanbul Kartal’da bulunan 14. Tümen komutanlığına getirilerek tümeniyle birlikte Çanakkale cephesine gönderildi (1915).

Aynı yıl Kerevizdere'de özellikle Fransızlar'a karşı üç buçuk ay yapılan savunmada gösterdiği başarı üzerine miralaylığa (albay) yükseldi. Alman mareşali Goltz Paşa'nın kurmay başkanı olarak Irak'a gitti. Ardından bu cephedeki XVIII. Kolordu komutanlığına atandı, ingilizler'e karşı başarılı savaşlar vermesi üzerine Diyarbakır’daki II. Kolordu komutanlığına getirildi (1917). Ayrıca Van, Bitlis, Muş, Elazığ cephesindeki 2. Ordu komutanlığına vekâlet etti. Erzincan bölgesindeki I. Kafkas kolordusu komutanlığına atandı (1918). Brest-Utovsk barışıyla savaştan çekilen Çarlık Rusyası ordularının yerine yöreye elkoyan ermeni askeri birliklerinin elinden Erzurum ve Erzincan'ı geri aldı. Aynı yıl Sarıkamış, Kars, Gümrü ve Karaköse’nin ele geçirilmesindeki başarısı üzerine mirlivalığa (general) yükseltildi. Komutasındaki ordu ile Ermenistan ve İran Azerbaycanı’na girdi ve ingilizler’i buradan çıkardı.

Mondros mütarekesi (30 ekim 1918) sırasında kendisine teklif edilen genelkurmay başkanlığı görevini kabul etmeyerek Anadolu'da görev almak istedi. Önce Tekirdağ'daki XIV. Kolordu komutanlığına, ardından da Erzurum'daki XV. Kolordu komutanlığına atandı (nisan 1919). Erzurum kongresi’nin (23 temmuz - 17 ağustos 1919) toplanmasında önemli rol oynadı. Kurtuluş savaşı sırasında Edirne mebusluğu ve Doğu cephesi komutanlığı yaptı. Ermeniler’in türk ordularının çekilmesinden sonra bir kez daha ele geçirdiği Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini alarak ermeni ordusunu kesin yenilgiye uğrattı. "Şark fatihi” diye ünlendi ve Doğu cephesi komutanı olarak Ankara hükümeti adına ermeni hükümeti ile barış görüşmelerini yürütüp Gümrü antlaşması (1920) imzaladı (Bakınız Antlaşmalar - Gümrü Antlaşması). Ermeni ordusunun silah, araç ve gereçlerinin büyük bir kısmının türk hükümetine verilmesini sağladı.

Rütbesi ferikliğe (korgeneral) yükseltildi (1920). Batı cephesinin başarı kazanması için doğudaki ordunun araç ve gerecinin büyük bir kısmının batıya taşınmasını sağladı. Kurtuluş savaşı'ndan sonra Ankara’da bulunan 1. Ordu müfettişliğine atandı. Askeri görevini yürütebilmek için TBMM’ce izinli sayıldı. TBMM'nin ikinci döneminde İstanbul’dan milletvekili seçildi (1923). Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Cafer Tayyar Eğilmezdin de aralarında bulunduğu arkadaşlarıyla birlikte Cumhuriyet döneminin ilk muhalefet partisi Terakkiperver cumhuriyet fırkası kurdu (Bakınız TCF - Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası), partinin genel başkanı oldu (17 kasım 1924). Ancak parti Şeyh Sait ayaklanması nedeniyle kapatıldı (1925). Daha sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya karşı düzenlenen İzmir suikastından haberdar olduğu halde bunu bildirmediği gerekçesiyle tutuklandı, istiklal mahkemesinde yargılandı; suçsuz bulunarak serbest bırakıldı (1926). Bu olayın ardından siyasal yaşamdan çekildi ve 1. ferikliğe (orgeneral) terfi ettirilerek askerlikten emekliye ayrıldı (1927).

On iki yıl gözden düşmüş bir siyaset adamı olarak evinde oturduktan sonra İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı olması ve eski askerlik ve siyaset arkadaşları arasındaki kırgınlıklan ortadan kaldırmak istemesi üzerine CHP listesinden İstanbul milletvekili seçildi (1938-1948). 1946'da seçildiği Meclis başkanlığı görevini yürütürken öldü. Askerliğe ve savaş tarihine ilişkin anılarını, görüşlerini derlediği Sırp bulgar seferi 1888 (1911), istiklal harbimizin esasları (1933), italya-habeş (1935), Cihan harbine neden girdik, nasıl girdik, nasıl idare ettik? (1937), Erzincan ve Erzurum'un kurtuluşu (1939) gibi belli başlı yapıtlarının yanı sıra, ölümünden sonra yayımlanan İstiklal harbimiz (1960), istiklal harbimizde Enver Paşa ve ittihat ve Terakki erkânı (1967), ittihat ve Terakki cemiyeti 1896-1909 (1982) adlı çalışmaları Mahur türkyılmaz marşı ve Çargâh istiklal marşı adlarında güftelerini yazdığı çoksesli iki marşı, kimi manzumeleri ve tiyatro oyunları da bulunmaktadır.

Kaynak: Büyük Larousse



Saat: 13:21

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık