Sunay Akın SUNAY AKIN 1962’de Trabzon’da doğdu. Ortaöğrenimini İstanbul Koşuyolu Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik-Coğrafya Bölümü’nden mezun oldu. İlk şiirleri 1984’te dergilerde yayınlandı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989’da Yeni Yaprak, 1990’da Olmaz adlı şiir dergilerini çıkardı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile Müjdat Gezen Sanat Okulu'nda dersler veriyor. Televizyon programları hazırlıyor, gazetelerde yazılar yazıyor. Buluşlara dayanan, genellikle kısa şiirlerinde Orhan Veli'nin günümüzdeki sürdürücüsü. Yumuşak, lirik bir ses tonuyla günlük yaşamdan ilginç ayrıntılar, şaşırtıcı karşılaştırmalar veriyor. Yapılarını, günlük dildeki kullanımlarını bozmadığı sözcüklerle bir düşünce cambazı gibi oynuyor. Son yıllarda şiirden çok düzyazıya yönelmiş durumda. Yakın tarihteki bazı önemli ve özel olayların araştırılmasına yönelik araştırma, çalışma ve kitaplarıyla da ilgi çekiyor. Bu yönüyle edebiyatımızda yeni bir "Salâh Birsel" izlenimi yansıtıyor. ESERLERİ ŞİİR: Makiler (1989) Antikacılar (1991) Kaza Süsü (1993) 62 Tavşanı (1998) DÜZYAZI: İstanbul'un Nazım Planı Ayçöreği ve Denizyıldızı İstanbul'da Bir Zürafa Önce Çocuklar ve Kadınlar Kız Kulesi'ndeki Kızılderili Onlar Hep Oradaydı ÖDÜLLERİ 1997 Halil Kocagöz Şiir Ödülü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla 1990 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü Makiler ile |
Terzi Tuncay Akın, dükkanına manto diktirmek için gelen genç kızı birkaç kez provaya çağırır yalandan yere.Amacı, mantosunun rengini bordo isteyen güzel kızı bir daha görebilmektir. Sunay Akın sevgiyle dikilen bu mantonun ikinci düğmesi olarak 1962 yılında gelir dünyaya. Doğum gününü 1980'den sonra kutlamamaya karar verir. Doğum günü 12 Eylül'dür... İlk şiirini, Meteoroloji Müdürlüğü'nde çalışan bir memurun kızına yazar. Henüz 9 yaşındadır. Kızın isminin baş harflerinin dizelerini oluşturduğu şiiri, evlerinin terasında bulunan odunluk kapısının iç kısmına yazar. Kız, balkona geldiğinde odunluğun kapısını açar mahsusçuktan!.. Ama şiir kızın gözüne hiçbir zaman takılmaz. Sunay Akın yıllar sonra (ki bir şairdir artık) çocukluğunun geçtiği Trabzon'a gittiğinde, sert geçen bir kışta, içindeki odunlarla birlikte kapının da sökülüp yakıldığını öğrenir. Şairin ilk şiiri "hava muhalefeti" nedeniyle kayıptır!.. 1984 yılında yayınlanan ilk şiiri de bir sobanın içinde kütürdeyen odunu anlatır! İlk şiir kitabı 1989'da "Makiler" adıyla yayınlanır. Adını Cemal Süreyya'nın koyduğu bu kitabı "Antik Acılar, Kaza Süsü, 62 Tavşanı" izler. Sunay Akın şiirin sıradağlarında gezinmez yalnızca... Düz ovaya da iner! Düz yazılarını "İstanbul'un Nazım Planı, Kırılan Canlar, Kız Kulesi'ndeki Kızılderili, Ay Çöreği ve Deniz Yıldızı, Önce Çocuklar Ve Kadınlar" adlı kitaplarıyla ulaştırır. Yaşam Radyo'da "Veşaire... Veşaire" adlı programı hazırlayan Sunay Akın, televizyon programlarını da hazırlar ve sunar. TRT2'de yayınlanan "Stüdyo İstanbul" ve "İzler", TV8'de izleyici ile buluşan "Gezgin Korkuluk" kültür-sanat programları arasında bir şair duyarlılığı ile hazırladığı için ayrıcalık taşır. Sunay Akın, yurtiçi ve yurtdışından aldığı davetlerle birçok söyleşiye, konferansa, panele çağırılır. Bu konuda da tam bir çelebidir. Müjdat Gezen Sanat Merkezi öğrencilerine şiir dersi verir. Kentleri anlatır "Gezi" dergisindeki yazılarında. O aslında kaleci olmak istiyordu. Gol olsa da parmak uçlarıyla Ay'a doğru uçan bir kaleci!.. __________________ |
Tırabzan nasıl kıskanmam seni ey liman bir köşende şarap içerken tek başıma kadın adı taşıyan gemilerin biri çıkıp biri giriyor koynuna orta yaşlı bir kelebeğiyim istanbul'un her ayrılık bir hüzün bırakır yüzümde iki fotoğrafımı bulmaca kitabında yan yana getirip soruyorum okura aradaki sekiz farkı bulun beş yıldızlı otel yapmışlar sırtımda annemin hırkasıyla babamın kucağında uyuyakaldığım yazlık sinemanın yerine oysa biz yağmur yağabilir diye film seyretmeye gitmezdik gökyüzünde beş yıldızın olduğu akşamlar ah! şu benim şair yalnızlığım bir yangın merdiveni gibidir umut apartmanının arkasında pas tutarken yüreğim ayakta duruyorum yıkılmadan çocukların kayacağı bir tırabzanım olmasa da güvertesindeki kadının eteklerini rüzgarın uçuşturduğu beyaz gemide az sonra gidecek ve sen söyle sunay akın sakalın da olmasa yüzünden başka neyin var ki özleyecek Sunay Akın |
Sunay Akın 12 Eylül 1962 tarihinde Trabzon'da doğdu. (Bu yüzden 18 yaşından beri doğum gününü kutlamamaktadır.) Lise öğrenimini İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fiziki Coğrafya'nden mezun oldu. Şükrü Sunay Akın (12 Eylül 1962), Türk şair, yazar, gazeteci, araştırmacı. İlk şiirleri 1984 yılında dergilerde yayınlanmaya başladı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989 'da Yeni Yaprak yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. şiir dergisini ardından 1990 1987 yılında Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla aldı. 1990 yılında ise Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü'nü Makiler şiiri ile kazandı. Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri, Orhan Veli'nin şiirindeki bazı özelikleri günümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir. Ayrıca, bu tür şiirlerde genellikle rastlanmayan, yumuşak, lirik bir tonu vardır. Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreyya'nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir. 23 Nisan 2005 tarihinde 11 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla, hayali olan İstanbul Oyuncak Müzesi'ni Göztepe, İstanbul'da tarihi dört katlı bir konakta açtı. Çeşitli TV Programlarında da sunucu, yönetici olarak görev yapmıştır. Yayımlanmış Kitapları:
Ayrıca; Oyuncak Müzesi İçin Bakınız: https://www.msxlabs.org/forum/mk-rehber/258900-istanbul-oyuncak-muzesi-istanbul-adres-telefon-numarasi.html |
Kaza Süsü Biri çıkıp öldürsün beni Ve kaza süsü versin Cansız bedenime Nasıl da sevinirdim İlkokul pencerelerine bayrak asarken Doğduğum kazanın Her bayram öncesi süslenmesine Çay bardağı biçiminde yontulsun Mezar taşlarım Ve yaşamdan bir tek yudum Bile alamayacağım için Üstlerine yatay olarak Bir de kaşık Konsun Ne başucuma Ne de ayak ucuma dikilsinler Biri sağımda Diğeri solumda olsun Ki görenler Mezarı sansınlar Bir çocuğun Peşlerinde koşturarak papazı Kiliseden çaldıkları Günah çıkarma kulübesinde Şiir kurtuluş örgütünü kuran Kenan evren lisesinden terk çocuklar Mutlaka gelirler cenazeme Her birinin elinde deniz yıldızı Üzülmeyin dostlarım Ezbere bilirim latince sözcüklerini Hayvanlar ansiklopedisinin Adını bilmemiş olmaktan Utanmayacağım asla Tabutumun içine girecek İlk böceğin Sunay Akın |
Kova Kaleci Yedi kova su yeterliydi sıvas'taki ateşi söndürmek için oysa her biri devlet dairesindeki kovaların üstüne yazılı altı harfli bir sözcüktü yangın Yedinci kova taşar engellenemez biçimde çünkü emekçilerin alın teriyle doludur işte bu yüzden sinek ölüleri yüzemez üstünde Futbol takımında mahallenin kova kaleciydi lakabım ilk kez sevinecektim buna ama yalnızca avuçlarıma alabildiğim suyu bir kova gibi sıvas'a taşıyamadım G harfi boştur yangın kovalarının ki ortaya çıkar dolu olanları okununca madımak oteli'nin merdivenlerinde kurtulmayı bekleyenler için verilen karar: Yan ın Ve başında anladım ki bir kuyunun ipin ucunda derinlerdeki suya uzanan birer kova gibidirler yangınları söndürmek isteyen darağacına asılı devrimciler Sunay Akın |
unay Akın, 1962 yılında Trabzon’da doğdu. Akın’ın daha iyi bir eğitim alabilmesi için ailesi şair 10 yaşındayken İstanbul’a taşındı. Koşuyolu Lisesi’ni bitirdi ve lisans derecesini 1985 yılında İstanbul Üniversitesi Coğrafya Fakültesi’nden aldı. Akın ilk şiirini 9 yaşındayken bir metoroloji çalışanının kızına yazmıştı. Şiiri kızın evindeki balkon kapısının üstüne kazıdı. Ancak soğuk geçen kış mevsiminde aile o kapıyı yakmıştı ve Akın’ın şiiri hiçbir zaman yerine ulaşmadı. Şairin ilk şiirleri 1984’te bir dergide yayınlandı. 1987’de “Noktalı Virgül” dosyasıyla Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü aldı. İlk kitabını 1989’da “Makiler” adı altında çıkardı. Aynı yıl arkadaşlarıyla birlikte “Yeni Yaprak” ve bir yıl sonra “Olmaz” adlı şiir dergilerini çıkardı. 1990’da “Makiler” şiiri, şaire Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü kazandırdı. “Makiler”in ardından Akın 3 şiir kitabı daha çıkardı; “Antik Acılar” (1991), “Kaza Süsü” (1993) ve “62 Tavşanı” (1998). Bunlar dışında 8 tane de roman yazdı; “İstanbul'un Nazım Planı” (1999), “Ay Çöreği ve Deniz Yıldızı” (2000), “Kız Kulesin'deki Kızılderili” (2000), “Önce Çocuklar ve Kadınlar” (2000), “İstanbul'da Bir Zürafa” (2001), “Onlar Hep Oradaydı” (2002), “Kırdığımız Oyuncaklar” (2003), “Kule Canbazı” (2004). Şairin derlemeleri de; “Şairler Matinesi” (1994), “Küçük Asker... Küçük Asker” (1996), “Şiir Cumhuriyeti” (1994), “Ve Şaire... Ve şaire” (1995), “Kırılan Canlar” (1997) idi. Tüm bunların yanında birçok radyo ve televizyon programı yaptı. |
Saat: 09:52 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık