MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Sinema tr (https://www.msxlabs.org/forum/sinema-tr/)
-   -   Sedef Avcı (https://www.msxlabs.org/forum/sinema-tr/195558-sedef-avci.html)

GÜLGECELER 25 Ağustos 2008 23:18

Sedef Avcı
 
http://img204.imageshack.us/img204/1718/1b726d8b0uv4yl7.jpg
Podyum dünyasının başarılı ve saygın isimlerinden olan Sedef Avcı, duru güzelliği ile Miss Turkey yarışmasında ikinci oldu ve 2001 yılında Miss Universe Kainat Güzellik Yarışmasında ülkemizi temsil etti. Böyle mi Olacaktı ve Yanık Koza dizilerinde rol alan Sedef Avcı, sade oyunculuğu ile gelecek vaat ediyor

Sedef Avcı gerçek hayatta meslektaşı Kıvanç Kasabalı ile 2005 Temmuz ayının sonunda Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nde kıyılan nikahın ardından Eminönü’ndeki Stork’s Zindan Han’da bir davet vererek dünya evine girdiler
http://img61.imageshack.us/img61/4927/1dm5us8.jpg






KIVANÇ'LA BİRBİRİMİZİ DENGELİYORUZ
'Menekşe ile Halil' Dizisinin Yıldızı Sedef Avcı, 'Yaprak Dökümü'nün Cem'ini Canlandıran Eşi Kıvanç Kasabalı ile Aralarında Büyük Bir Güven Olduğunu Söylüyor: En Önemlisi Güven. Yoksa Sevgi, Aşk Herkeste Var..
http://img359.imageshack.us/img359/7753/14fs7xh7.jpg

'MENEKŞE İLE HALİL' DİZİSİNİN YILDIZI SEDEF AVCI, 'YAPRAK DÖKÜMÜ'NÜN CEM'İNİ CANLANDIRAN EŞİ KIVANÇ KASABALI İLE ARALARINDA BÜYÜK BİR GÜVEN OLDUĞUNU SÖYLÜYOR: EN ÖNEMLİSİ GÜVEN.
YOKSA SEVGİ, AŞK HERKESTE VAR..
Tescilli güzel Sedef Avcı, başrolünde oynadığı 'Menekşe ile Halil' dizisi sona erdiğinden beri dinleniyor. Ama o evde oturmayı değil, çalışmayı sevdiğini söylüyor. 'Boş olduğum zaman nereye saldıracağımı şaşırıyorum' diyen Avcı, dizinin kendine kattıklarını, eşi Kıvanç Kasabalı'yla ilişkisini ve gelecek hayallerini Harper's Bazaar dergisine anlattı.

http://img359.imageshack.us/img359/6884/10ms5dc4.jpg
* 'Menekşe ile Halil'in bitmesinin özel bir nedeni var mı?
36 bölüme denk geldi zaten. Her şey işlendi, zamanında bitti. Doğal bir süreç bu. Çok sevildi ama..
* Menekşe trajik bir karakterdi. Hatta bir seferinde 'İçselleştirdiğim için çok acı çektim' demişsiniz...
Bir karaktere ne kadar önce girersem, o kadar iyi oyun çıkarıyorum. Menekşe'de de öyle oldu. Özellikle dizi ilk başladığında, Menekşe'nin başına gelenleri kabul etmek çok zor geldi bana. Zorla evlendiriliyor, sonra kaçıyor, tüm ailesinden şiddet görüyor. Öldürmeye kalkıyorlar, sevdiği adamla korkusundan beraber olamıyor. Daha sonra tecavüze uğruyor. Yani hayatında çok yoğun ve trajik şeyler yaşıyor. Çok ağır gerçekten. Dizi başlamadan önce, ön çalışma yaparken, bütün bunlar beni bayağı sarstı. Zamanla alıştım.
* Bu kadar vahşete rağmen Menekşe'nin ve belki de dizinin özü neydi sizce?
http://img359.imageshack.us/img359/3092/6gt0gh8.jpg
Aşk tabii ki. Menekşe, bu kadar zor günler geçirmesine rağmen pes etmiyor ve sevdiği adama kaçıyor. Tecavüze uğramasına rağmen yeniden hayata bağlanmayı başarıyor. Tek başına olsa belki bunları yapamayacak ama sevdiği insan uğruna her şeye göğüs geriyor, daha doğrusu tutunmayı başarıyor.

DİZİDE YÜKSEK BİR AŞK VARDI

* Böyle aşklar kalmadı galiba?
Yok tabii. Aslında belki de hâlâ bir yerlerde vardır. Bu dizide dozu yüksek bir aşk konu ediliyor. Sabrın sınırları zorlanıyor. Bir erkek açısından da çok zor, sevdiği kadının başına bunların gelmesi. Sonuçta erkek karakter de sevdiği kadını hiç eleştirmeden, onu sakinleştirip, kendi acısını bastırıp, yanında olmaya çalışıyor. Erkeklik gururu var. Zor bir durum.
* 15 yaşında Elite Model Look'u kazandınız. Yarışmaya katılma sebebiniz neydi?
Valla hep anlatıyorum ama inandırıcı geliyor mu bilmiyorum. Çok saf bir şekilde oldu. Bir arkadaşımla dergiye bakarken, Elite Model Look ilanını gördük. 'Hadi yollayalım, neden olmasın?' diye konuştuk. Gönderdim, ilk 20'ye girdim ve gerisi geldi. Gayet spontane gelişti. Model olacağım, oyuncu olacağım diye bir derdim yoktu. Hatta annem çok fotoğrafımı çekerdi küçükken, hep kapatırdım yüzümü. Sevmezdim yani.
* Peki şimdi?
http://img359.imageshack.us/img359/9764/o87oq4sg0.png
Ben artık kamerayı görmüyorum, rolüm neyse onu yapıyorum.
* Oyunculuk devam edecek mi?
Evet. Kocaeli Üniversitesi'nde okurken reklamlarda oynamaya başladım, sonra dizi oyunculuğu başladı. Oyunculuk dersleri alıyorum. Mahşeri Cümbüş topluluğu var, onlardan ders aldım. Daha sonra da İpek Bilgin'den. Şimdi dublaj dersleri alıyorum.
* Bu işin en zor tarafı ne?
Zaman kavramınız yok, program yapamıyorsunuz. Yarınınız yok, gecenin 12'sinde aranıp, ertesi gün sete gelmeniz istenebiliyor.
* Bu tempo yormuyor mu?
Ben keyif alıyorum. Sürekli çalışmak hoşuma gidiyor. Boş olduğum zaman nereye saldıracağımı şaşırıyorum. Bir gün oturuyorum, ertesi gün sıkılıyorum evde olmaktan. Benim çalışmamam mümkün değil. 24 saat çalışabilirim.
* Burcunuz ne?
Kova.
* Kovalar yeni fikirler üretmeye meraklıdırlar...
İnsanlar bana, 'Ne kadar sakinsin' falan derler hep. Halbuki içimde öyle değilim. Yapı olarak çok inişli çıkışlı değilim ama içimde yaşıyorum. Ben direkt ileriyi düşünürüm. Bundan sonraki hedefimi bilmezsem, tatile çıksam da bana zehir olur. Dinlenmek benim için çekici değil.


* Yeni projeniz var mı?
Var ama net değil.
* Tercihiniz sinema mı, dizi mi?
Çok farklı. Televizyon gündelik ama sinema öyle değil, isteseniz de kopamazsınız. Arşiv olarak kalıyor. Ben filmimin (geçtiğimiz mart ayında gösterime giren 'Hayattan Korkma') galasına gidene kadar; herkese çok çektirdim. Kendimi o koca ekranda görmek istemedim. Çok eleştiriyorum kendimi. Bir de insan her gün gelişiyor. Mesela bu dizide, ne kadar kendimden bir şeyler bularak, ne kadar doğal oynayabileceğimi öğrendim.
http://img359.imageshack.us/img359/4907/15jt6fm2.jpg
* Nasıl mesela, bir örnek verir misiniz?
Diyelim ki kendi odanız varsayılan bir mekânda çekim yapılacak; çekimden önce, o mekânın gerçekten kendi odanız olduğunu hayal ediyorsunuz. Görsel olarak kafanızda canlandırıyorsunuz. İşte yatağım, abajurum diye. Oradaki saati kendi saatiniz gibi gördüğünüz zaman, başka bir boyuta geçiyorsunuz. Karşısında oynadığınız kişi için de bu geçerli. Tanımadığınız birine aşık rolü oynuyorsunuz; kendi hayatınızda aşık olduğunuz kişiyi gözünüzde canlandırınca, bu duyguyu hissetmeyi başarıyorsunuz. O zaman farklı oluyor. Rol yapmıyor, kendi hayatınızdan bir şeyler katıyorsunuz.
* Eşiniz de sizinle aynı mesleği yapıyor. Nasıl bir şey bu? Benim açımdan çok rahat. Birbirimizi anlıyoruz. Gece geç saatlere kadar eve dönemiyorum bazen. Bunlar hiç sorun olmuyor aramızda. Bazen iki-üç gün bir çift laf edemediğimiz oluyor yani.


kutsal54 20 Temmuz 2010 13:42

Sedef Avcı


(22 Ocak 1982, İstanbul), Türk manken, sinema ve dizi oyuncusu.Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi bölümü mezunu olan Sedef Avcı, Gaye Sökmen Ajansı'na bağlıdır. Manken ve oyuncu Kıvanç Kasabalı ile evlidir.Podyum dünyasının başarılı ve saygın isimlerinden olan Sedef Avcı, duru güzelliği ile 1997 Miss Turkey yarışmasında ikinci oldu ve 2001 yılında Miss Universe Kainat Güzellik Yarışmasında ülkemizi temsil etti. Böyle mi Olacaktı ve Yanık Koza dizilerinde rol alan Sedef Avcı,2007 yılında Menekşe ile Halil dizisinde Kıvanç Tatlıtuğ ile başrol paylaşmıştır.Ezel dizisindeki Bahar karakteriyle beğeni toplamıştır.Fakat senaryo gereği bahar ölümüştür.Şimdi ise Umut Yolcuları adlı bir dizide rol alacaktır.

Dizileri
  • Böyle mi Olacaktı - 1997 - 2003 (Deniz)
  • Yanık Koza - 2005 - 2006 (Balım)
  • Menekşe ile Halil - 2007 - 2008 (Menekşe)
  • Yaprak Dökümü - 2006 - 2009 (Selin, Cem'in Kardeşi)
  • Ezel - 2009 - 2010 (Bahar)
  • Umut Yolcuları-2010(Komser Muavini)

    Filmleri
    • Hayattan Korkma - 2008 (Kardem)
    • Romantik Komedi - 2009 (Esra)

Sedef Avcı nın önceki dönemlere ait Röportajları...


Ucuz haber olmamak insanın kendi elinde...

"Menekşe ile Halil" dizisinin dertli Menekşe'si Sedef Avcı, Elele dergisine rolünü anlattı.

"Rol kaptırılmayacak gibi değil. O kadar güzel yazılmış ve o kadar güzel işlenmiş bir hikayesi var ki, senaryo ilk elime geçtiğinde inanılmaz etkilendim. Senaryoyu okurken elimde olmadan yaşlar süzülüyor. Belki de bu rolü bu kadar içselleştirmiş olmamdan dolayı benden de bir şeyler çıkıyor ve Menekşe'ye katılıyor, dolayısıyla insanlar beğeniyor."

"Menekşe ile Halil" dizisinin dertli Menekşe’si Sedef Avcı, ilk başrolüyle yıldızlaştı. Başarılı modellik yaşamının ardından televizyonda da rüştünü ispatlayan genç oyuncu, mutlu evliliğini ve oyunculuk aşkını Elele dergisine anlattı.

Sizi ilk defa 1997 yılında Elite Model Look birincisi olarak tanıdık. Çok başarılı bir modelken şimdi oyuncu olarak da izleyicinin takdirini kazandınız. Hayaliniz miydi bu?

- Eskiden oyuncu olmak gibi bir hayalim yoktu. Küçükken mimar olmak isterdim. Ama onunla ilgili de eğitim almadım, çalışma ekonomisi okudum. O sırada zaten mankenlik yapıyordum. Daha sonra reklam filmlerinde oynamaya başladım.

Küçükken balerin olma hayaliniz varmış, neden devam etmediniz?

- Sekiz sene bale yaptım. Dört yaşında başlamıştım. Ayağımın kemik yapısı uygun olmadığı için devam edemedim. İçime oturan şeylerden biridir bu. Ama o yılların benim için büyük önemi var, çünkü karakterime, oturuşuma, kalkışıma, her şeyime büyük etki eden, hatta temelini oluşturan bale ve bale hocamdır. Hayatımdaki disiplin anlayışımı oradan aldığımı düşünüyorum.

Sizi ilk "Böyle mi Olacaktı" dizisinde gördük bir oyuncu olarak, değil mi?

- Evet, ilk o diziyle başladım profesyonel anlamda oyunculuğa. 2002 yılıydı.Bir sezon oynadım, daha sonra okulumu bitirmek için bir sene ara verdim. Okul bittikten sonra bölümümle ilgili bir şey yapmak istemedim açıkçası. Oyunculuğun tadını almış ve çok sevmiştim, onunla ilgili eğitim almak istedim. Tam o sırada "Yanık Koza"dan teklif geldi. O bittikten sonra oyunculuk dersi alma isteğimi gerçekleştirebildim, üç ay boyunca Mahşer-i Cümbüş topluluğundan Dilek Çelebi ile çalıştım. İnanılmaz keyifliydi. Çok faydasını gördüm, çok rahatlattı beni.

Neden, utangaç biri misinizdir?

- Utangaç demeyelim de, çok fazla dışa dönük, çok çabuk iletişim kurabilen, herkesle bir anda samimi olabilen bir yapım yok. Daha sakinim. Tek çocuğum zaten. O yüzden aldığım o dersler beni rahatlattı.

15 yaşında bir yarışma kazandınız. Neredeyse çocuk denilebilecek bir yaş. Elite Model Look’ta birinci olmak, o yaşta moda dünyasının içine dalmak, tüm spot ışıklarının size dönmesi... Sizce erken bir yaş mıydı yoksa "İyi ki yaşadım" mı diyorsunuz?

- Zor bir dönem aslında. Çünkü 15 yaşındasınız ve hayatta ne yapmak istediğinize bile karar vermemişsiniz. Ailem bana güvendi bu konuda, hiç sıkıntı yaşadığımı hatırlamıyorum. Zaten Gaye Sökmen, yani halen bağlı olduğum ajansın sahibi, benim ikinci hocam diyebilirim. Okulu aksatmama ya da okula gitmeden işlere yetişme gibi bir duruma asla izin vermiyordu. Öncelik okuldaydı, geri kalan zamanlarda modellik yapıyordum. Yarışmaya girdim, ertesi gün yine üniformamı giyip okuluma gittim! Esas üniversiteyi kazandıktan sonra, yani 2001’den sonra yoğunlaştım modelliğe.

MODELLİĞE VAKİT AYIRAMIYORUM

Modeller kolayca "ucuz haber" olabiliyorlar... Siz nasıl kendinizi korudunuz bundan?

- Her şey size bağlı aslında. Eğer siz isterseniz o şekilde anılmak veya "sunulmak", öyle olur. Ama istemezseniz, çizginizi korursunuz. Kimse sizi hiçbir şeye zorlamıyor. "Şuraya gideceksin, bunu giyeceksin, şuranı açacaksın" diye bir şey yok, herkesin kendi inisiyatifinde olan bir yaşam bu. Hayata bakış açısıyla da çok ilgili. Ben öyle bir yaşantıyı ne kendime yakıştırırım, ne de tasvip ederim. O yüzden farklı davranışlarda bulunmadım.

Modellikte çok iyi bir noktadasınız, peki oyunculuktan modellik yapmaya vakit kalıyor mu?

- Artık yapamıyorum, çünkü vakit yok. Bir gün var sadece çalışmadığımız, o günü de kendime ayırıyorum.

Biraz eşiniz Kıvanç Kasabalı’dan konuşmak istiyorum. Nasıl bir aşk hikayesi?

- 2001’de Miss Turkey’e katılmıştım. Orada tanıştık Kıvanç Kasabalı’yla.

Aranızda şimşekler mi çaktı, öyle bir an mıydı bu?

- Aynen öyle... Aynı ajanstaydık, ama hiç karşı karşıya gelmemiştik. Tanıştığımızda şimşekler çaktı gerçekten; hálá da çakıyor! Miss Turkey’de ikinci oldum, sonra hemen Miss Universe yarışmasına gittim. Ben yarışmaya gidince bana sürpriz yaparak Miami’ye geldi! Yarışma Porto Riko’daydı, dönüşte aktarmalı olarak Miami’den uçacaktık. Kıvanç da beni karşılamak için oraya geldi. Birlikte Türkiye’ye döndük. Böyle bir durum karşısında büyülenmemek elde değil...

Şöhretli insanların evliliklerinin zor olduğu bilinir. Aranızda kıskançlıklar olmuyor mu?

- Kıskaçlığın dozu kaçarsa zararlı olabiliyor. Biz birbirimize güveniyoruz.

"Menekşe ile Halil"e gelelim. Nasıl teklif edildi bu rol size?

- Eşim "Yaprak Dökümü"nde oynuyordu. "Yanık Koza"daki yönetmenim aynı zamanda "Yaprak Dökümü"nün de yönetmeniydi. Arada sete gidip geliyordum. Kıvanç’ın oynadığı Cem karakterinin İsviçre’de okuyan bir kız kardeşi vardı. "Ben oynayayım" dedim. Kabul ettiler. "Yaprak Dökümü" ve "Menekşe ile Halil"in yapımcısı aynı. Sonra birden yeni dizi için konuşur olduk.

Henüz vizyona girmedi ancak yakın dönemde bir sinema filminde oynadığınızı da biliyorum, bu nasıl oldu?

- Filmin ismi "Sacayağı"... Ancak telaffuzundan dolayı isminin değişme durumu var. 29 Şubat’ta vizyona girmesi planlanıyor. Gömeç’te çekildi. Sıcak bir Ege hikayesi.

- Menekşe’nin halini, tavrını çok benimsemişsiniz, bir röportajınızda epey kendinizi kaptırdığınızı okudum. Kollarda morluklar, ağlamalar...

Ama rol de kaptırılmayacak gibi değil yani... O kadar güzel yazılmış ve o kadar güzel işlenmiş bir hikayesi var ki, senaryo ilk elime geçtiğinde inanılmaz etkilendim. Çok ince ve çok detaylı düşünülmüş; her bölümde bir kilit noktası oluyor ve senaryoyu okurken elimde olmadan yaşlar süzülüyor. Belki de bu rolü bu kadar içselleştirmiş olmamdan dolayı benden de bir şeyler çıkıyor ve Menekşe’ye katılıyor, dolayısıyla insanlar beğeniyor.
Evlenmek bizim için tabu değildi

Ne zaman evlendiniz? Nasıl evlenme teklifi aldığınızı anlatır mısınız?

Beş senelik ilişkimizden sonra 2005’te evlendik. Acele bir karar değildi. Ben okulumu bitirdim, düzenli bir hayatımız vardı, ben ailemle yaşıyordum, o da öyle. Sonra Kıvanç askerliğini yaptı. Evliliğimiz doğal bir sürecin sonuydu aslında. Evlenmek bizim için bir tabu değildi. Beraber yaşamak istedik, "Madem istiyoruz, evlenelim" dedik! Kalıpçı bir evlilik anlayışı değil yani bizimki. İnsanlar bazen bizim evli olduğumuzu anlamıyorlar. İnanmıyorlar, kardeş filan sananlar var! Fazla beraber olmaktan birbirimize benzedik herhalde! Rahat bir evliliğimiz var, birbirimizi sıkmıyoruz. Bir evlenme teklifi de yok aslında! Her şey doğallık içinde gelişti.

Kaynak...

-----------------------------------------------------

Kimse bana sınır çizemez


'Ezel' dizisinin güzel oyuncusu Sedef Avcı, yorucu çekim temposundan hiç de şikayetçi değil.

Bu temponun evliliğini olumlu yönde etkilediğini söyleyen Avcı,verdiği röportajda “Ben çalıştığım zaman mutlu bir insan oluyorum. Dolayısıyla iş yoğunluğum, özel hayatım artı olarak yansıyor” dedi.

Öncelikle “Ezel” dizisinde canlandırdığınız Bahar karakterinden biraz bahseder misiniz?

- Tüm çocukluğu hastalıkla geçen bir kız Bahar... Ablasının onu yurt dışında tedavi ettirmek için kendi başına ne belalar açtığından habersiz. Herkes tedavisinin sonuçlandığını zannederken hastalığı yeniden nüksediyor ama o bundan kimseye söz etmiyor. Kendini hayata adıyor. Sadece mutlu olmak istiyor.

Sizinki nasıl bir çocukluktu peki?

- Benimki çok enteresan değildi. Okuluna giden, sessiz sakin bir çocuktum. Fakat Bahar’ın fütursuz rahatlığı bende yoktu. Hatta ben bile onu canlandırırken “Sakinlik ne keyifli bir şeymiş” diyorum. Bahar için “hayatım boyunca imrendiğim insan tipi” diyebilirim!

Aslında siz de dışarıdan gayet sakin görünüyorsunuz.

- Öyle görünüyor fakat kimse kimsenin içindekileri bilemez. Stres, benimle beraberdir. Çalışmayı ve kendimi geliştirmeyi çok sevdiğim için boş kaldığım anda nereye saldıracağımı şaşırıyorum. Mesela şu anda mutluyum, stres yok. (Gülüyor)

KENDİMİ OYUNCULUKTA İSPATLAMAK İSTİYORUM

“Ezel” beklenen ilgiyi yakaladı. Siz projeye nasıl dahil oldunuz?

- Aslında bu iş geçen yıl başlayacaktı. Projeye ilk dahil olanlardan biri de bendim. Ay Yapım, daha önce çalıştığım bir şirketti. Dizi için bir sene önce anlaşmıştık.

“Menekşe ile Halil” dizisinden sonra bir süre boşluk oldu. O zamanı nasıl değerlendirdiniz?

- Kendimi geliştirmeye çalıştım o süreçte... Yurt dışından Türkiye’ye gelen workshop’lara gittim. Kendi sesimi kullanmıyordum, bu yüzden dublaj dersleri aldım. Artık kendi sesimle oynayabilirim.

Oyunculukta başarıyı yakalamanın sırrı nedir sizce?

- Oyunculuk hayatınızda gerçekten bir hedef ve amaçsa, mutlu olabilirsiniz. Mutlu olursanız da başarıya daha hızlı yaklaşırsınız. Bir kere bu işte sürekli kendinizi geliştirmeniz gerek. Ben, konservatuvar mezunu olmadığım için bu konuya daha da ağırlık veriyorum. Kendimi ispatlamak istiyorum. Ve her yeni işimi bir öncekinden daha iyi yapmam gerektiğini hissediyorum.

Dizideki usta oyunculara bakarsak, sizin performansınız da gayet iyi aslında...

- Bunu dedirtmek bile benim için çok önemli... Teşekkürler...

EŞİM BANA EVLENME TEKLİF ETMEDİ

Bu zamana kadar hayallerinizin ne kadarını gerçekleştirebildiniz?

- Özel hayatımla ilgili hayallerimin tamamını gerçekleştirdim. İşe yönelik hayallerim elbette hâlâ var. Ama onlar da hemen olmasa bile yavaş yavaş gerçekleşiyor.

“Sınır” kelimesi size ne çağrıştırıyor?

- Bana “sınır” dendiği zaman inadına daha da üzerine giderim. Emrivakilerden hoşlanmam. Kendi sınırlarımı kendim belirlerim. Biri bana sınır çizerse sıkıntı doğar. Daha doğrusu kimse bana sınır çizemez!

Eşiniz Kıvanç Kasabalı evlenme teklif ettiğinde, aklınızdan hiç reddetmek geçti mi?

- Eşim bana evlenme teklif etmedi ki... Uzun bir beraberlik dönemimiz olduğu için her şey kendiliğinden gelişti.

Şu anki iş temponuzu o nasıl karşılıyor?

- Ben çalıştığım zaman mutlu bir insan oluyorum. Dolayısıyla iş yoğunluğum, özel hayatım artı olarak yansıyor.

Kaynak...


-------------------------------------------------

Topuklu ayakkabı ile rahat edemem...


“Ezel” dizisinde Bahar karakterini canlandıran Sedef Avcı, Haydarpaşa Garı’na yüzünde sımsıcak bir tebessümle giriyor. Kızıl kestane tonlarındaki saçlarını arkadan örmüş. Kaküllerini dizideki karakteri için kestirdiğinden bahsediyor. “Rolüm gereği daha küçük göstermem gerekiyordu. Saçlarımı küt yapmamı önerdiler. Ben de saçlarımı kısa kestirmek istemediğim için kakülü önerdim” diyor gülerek.
Dizinin sürprizli senaryosunun seyirciyi olduğu kadar kendilerini de zaman zaman şaşırttığını anlatan Avcı, “Ezel”in bu kadar tutacağını ise daha başlamadan önce tahmin ediyormuş. Nedenini şu sözlerle açıklıyor: “Farklı bir senaryoya sahip, dili, işleyişi ile de diğerlerine göre çok farklı. Cast, yönetmen ve yapım şirketi de iyi olunca yapılan işin tutmaması için hiçbir neden yok...”

“ROMANTİK KOMEDİ” ÇOK GÜZEL TEPKİLER ALDI

Ona heyecan yaşatan tek prodüksiyon “Ezel” değil... Söz, geçen ay vizyona giren ve ilk haftasında 300 bin seyirci barajını aşan “Romantik Komedi”ye gelince ayrı bir keyifleniyor. “Film, Türkiye’de romantik komedi tarzında pek film yapılmadığı için çok beğenildi. Gerek konusu gerekse canlı görüntüleriyle insanların içini ısıttız bu film. Çok güzel tepkiler aldım” diyor.

Birkaç yeni film projesi için görüşmelerinin devam ettiğini de sözlerine ekleyen Sedef Avcı’nın hayatında sinemanın apayrı bir yeri varM “Televizyondaki her şey çok çabuk harcanıp gidiyor. Bir dönem dizi yapıyorsunuz ve bir anda çok bilinmeye başlıyorsunuz. Ertesi sene yeni bir proje yapmazsanız unutulup gidiyorsunuz. Çok nankör bir iş. Sinema ise daha kalıcı...”

MODAYI ESKİSİ KADAR TAKİP EDEMİYORUM

Moda konusuna gelince... Zamanının çoğunu sette geçirdiği için modayı eskisi kadar takip edemiyormuş... Ancak son zamanlarda özellikle Özgür Masur’un tasarımları çok hoşuna gitmeye başlamış. Hakan Yıldırım içinse “Kendimi bildim bileli tasarımlarını beğenmişimdir” diyor.
Gala ya da özel bir davet olduğu zaman öncelikli olarak bu iki tasarımcıdan kıyafet almayı tercih ediyor. Çünkü kendini ön plana çıkarmaktan ve iddialı şeyler giymekten pek hoşlanmıyor. Masur ve Yıldırım’ın net çizgisinin ve stilinin seçiminde etkili olduğunu anlatıyor. Abartıdan uzak olduğu için günlük hayatında kendini rahat hissettiği, daha sade kıyafetler giyiyor. Bu yüzden de Avcı’nın gardırobunun büyük kısmını spor kıyafetler oluşturuyor.

TOPUKLU AYAKKABI İLE RAHAT EDEMEM

“Topuklu ayakkabı giyip, ‘Acaba olur mu?’ diye deniyorum. Fakat iki saat sonra ayakkabılarımı değiştirmek zorunda kalıyorum. Bu yüzden arabamda mutlaka düz spor ayakkabı ya da çizme bulunduruyorum” diyor. Giysilerinde siyah, beyaz ve ağırlıklı olarak da gri tonlarını tercih ediyor. “Eskiden desenli, çiçekli böcekli şeyleri seviyordum. Arada belki çizgili olabilir ama artık net ve tek renk giysiler hoşuma gidiyor” diye anlatmaya devam ediyor.



Kullandığı aksesuvarlar arasında yüzük ve küpelerin sayısı diğerlerine oranla çok fazla. Kolyeyi daha çok yaz aylarında kullanmayı tercih ediyor. Söz yazdan açılınca artık havaların ısınmasını istediğini ve üzerine tiril tiril elbiseler ve şort gibi rahat giysiler giymek istediğini söylüyor.
Kaynak


---------------------------------------------
Hayalim Jude Law

Podyumlardan setlere transfer olan Sedef Avcı, “Menekşe ile Halil”, “Yaprak Dökümü” ve “Ezel” dizilerindeki rolleriyle beğeni kazandı. Çok geçmeden “Romantik Komedi” filmiyle sinema seyircisinin karşısına çıktı. Artık manken olarak anılmak istemeyen Avcı’nın en büyük hayali, Hollywood’un dev oyuncuları Meryl Streep ve Jude Law ile kamera karşısına geçmek.

* “Romantik Komedi”nin başarısından sonra her yerde sizi görür olduk. Röportaj vermekten sıkıldınız mı?

- Sıkılmadım, sonuçta işimin bir parçası ama papağan gibi hissettiğim oluyor. Sürekli aynı sorular, aynı cevaplar...

* Size özellikle sorulmasını istediğiniz ama bir türlü kimsenin sormadığı bir soru var mı?

- Aslında yok. En azından şu anda aklıma gelmedi...

* “Romantik Komedi”nin yönetmeni Ketche enteresan birine benziyor, hatta biraz arıza bir tipi var. Nasıldı onunla çalışmak?

- İnanılmaz bir enerjisi var. Eğer arıza oysa, bu çok işimize yaradı. O kadar pozitif biri ki, onunla çalışırken hiç yorulmuyorsunuz. Ketche’nin enerjisi filme de fazlasıyla yansıdı. Herkes filmden yüzünde gülücüklerle çıkıyor, bu da çok hoşuma gidiyor.

GİZİCE SİNEMA SALONUNA GİTTİM

* Filmden çıkanları mı izlediniz?

- Yok, izleyenlerin tepkilerini ölçmek için galadan sonra filmi tekrar izlemeye gittim.

* Peki, sizi görenlerin tepkisi ne oldu?

- Kimse beni fark etmedi. Sinemaya ışıklar söndükten sonra girdim ve ilk çıktım. Tabii bir de en arka sıraya oturdum. Salon tamamen doluydu. Herkesin çok eğlendiğini görünce çok mutlu oldum.

* Enteresan tepkilerle karşılaştınız mı?

- Herkes film boyunca gülümsüyordu. Sevgililer de birbirlerine sarılıp cilveleşmeye başladı. Çok, çok şekerdi.

* Bu filmde bekar, eğlenen, geceleri gezen bir metropol kadınını canlandırıyorsunuz. Ama gerçek hayatta evlisiniz. Filmi çekerken hiç mi iç geçirmediniz “ahh ahhh bekarlık sultanlık mıydı yoksa” diye?

- Evlenmeden önce de o tip bir hayatım olmadı. Hiç öyle gezmeye meraklı değildim. Zaten evliliğim gezmemi engellemiyor. Biz bir de beraber gezmekten zevk alan bir çiftiz. Evlendim diye özlem duyduğum hiçbir şey yok.

* Peki evli olmak, oyunculuk açısından kurallar koymanıza sebep oldu mu?

- Yok, ikimiz de oyuncuyuz ve bunun bir iş olduğunu biliyoruz. Doğru bir yerde, doğru bir şekilde olduğu sürece ikimizin de yaptığımız işe saygısı var.


MESLEĞİME MANKEN YAZILMASI ANLAMSIZ

* Siz aslında Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi bölümü mezunusunuz. Oyunculuk için eğitim aldınız mı?

- Üniversiteyi bitirdikten sonra ıpek Bilgin’le bir çalışma yaptım. şimdi “Ezel” için de birlikte çalışıyoruz. Yurtdışından gelen eğitmenlerin verdiği work-shop’lara da katılmaya çalışıyorum. New York’taki Actors Studio’dan gelen Anthony Vincent Bova’nın work-shop’larına üç kez katıldım mesela.

* Bir gün yurtdışına açılırsanız eğer, kiminle kamera karşısına geçmek isterdiniz?

- Meryl Streep sanırım. Tabii bu tamamen hayal, uçuyorum şu anda ama onunla oynamak çok güzel olurdu. Erkeklerden de Jude Law olabilir.

* Türkiye’den kimlerle oynamak isterdiniz?

- Şener Şen, Uğur Yücel gibi üstatlarla oynamayı tabii ki çok isterim.

* Siz oyuncu musunuz, manken misiniz? Meslek olarak hangisinin yazılması daha doğru?

- Şu anda oyunculuk yapıyorum. Modelliğe, meslek olarak yoğunlaşmıyorum. Kırk yılda bir, hatır için bir defileye katıldığım oluyor. Ama ‘oyuncu/manken’ olarak anılmak istemiyorum. şu anda oyunculuğa emek harcadığım için bu şekilde anılmak benim için daha hoş.

* Modellik bitti yani...

- Yanlış anlaşılmasın, mankenliği kötülemiyorum. Ama şu anda mankenlik yapmadığım için mesleğime ‘manken’ yazılmasının bir anlamı yok.


KIVANÇ FELAKET BİR ADAM OLDU

* Eşiniz Kıvanç Kasabalı’nın da yoğun bir temposu var. Bu kadar koşturmaca içinde görüşmek zor olmuyor mu?


- Yok, zor olmuyor. Ayrıca bana göre özlemek de güzel.

* Eşiniz de “Samanyolu” dizisinde oynuyor. Beğeniyor musunuz diziyi?

- Tabii ki beğeniyorum. Özellikle daha önce oynadığı karakterlerden farklı olduğu için çok ilgimi çekiyor. Kıvanç şimdiye kadar hep iyi karakterler canlandırıyordu. “Samanyolu”nda tam tersi felaket, tam anlamıyla ‘ıyy’ diyeceğiniz bir adamı oynuyor. Bu da bir oyuncu açısından harika!

YANLIŞ BİLİNİYOR MALATYALI DEĞİLİM

* Malatya doğumlusunuz değil mi?


- Hayır, Malatyalı değilim! Malatyalı bir akrabam bile yok. Her yerde bunu yazıp duruyorlar. Röportajın başında “Size sorulmasını istediğiniz soru nedir” diye sormuştunuz ya, işte bu olabilir. Bu “Malatyalı” meselesini bir türlü düzeltemedim. Ben İstanbul doğumluyum. Hem wikipedia, hem de imdb gibi güvenilir sitelerde, nedense böyle yazılmış. Düzeltemedim de. Sadece doğum yerim değil, doğum tarihim de 1978 olarak yazılmış. Halbuki 1982 doğumluyum. Bu vesileyle bu yanlışı düzeltmiş olduk.

Kaynak...


------------------------------------------------
Şanslıyız, bizimki tam bir aşk evliliği


"Menekşe ile Halil" dizisinin güzel yıldızı Sedef Avcı ile eşi Kıvanç Kasabalı'nın üç önemli ortak özelliği var.

Her ikisi de oyuncu, her ikisi de manken ve her ikisi de sırılsıklam aşık! Hello dergisine konuşan çift, "Şanslıyız, çünkü bizimki tam bir aşk evliliği" dedi.

"Menekşe ile Halil" dizisinin güzel yıldızı Sedef Avcı, kendisi gibi manken ve oyuncu olan eşi Kıvanç Kasabalı ile HELLO! dergisine konuştu. Günümüzde doğru insanı bulmanın zor olduğunu belirten çift "Şanslıyız. Çünkü bizimki tam bir aşk evliliği" diyor.
Sedef Avcı ve Kıvanç Kasabalı, birbirine yakışan, ideal bir çift. Çok güzel bir kadın ve yakışıklı bir erkek aşık olmuş, evlenmiş. Yedi senedir beraberler, üç buçuk yıl önce de evlenmişler. Manken, fotomodel ve oyuncu her ikisi de. Sedef Avcı, Kanal D’de Cumartesi akşamları yayınlanan ve şu aralar çok izlenen ve beğenilen "Menekşe ile Halil" dizisinin yıldızı. Dizideki rol arkadaşı Kıvanç Tatlıtuğ ile uyumlu bir ikili olan Avcı’nın hedefi oyunculukta daha da yol almak. Kıvanç Kasabalı’nın da önümüzdeki ay bir dizi projesi var. Çift, samimi sohbetleri ve birbirinden özel pozlarıyla HELLO! dergisine konuk oldu.

Önce tanışma hikayenizi öğrenebilir miyiz?

- Kıvanç Kasabalı: Temmuz’da evleneli üç buçuk sene olacak ama yedi sene önce tanıştık. Sedef, 2001’de Türkiye Güzellik Yarışması’na girmişti. Aynı ajansta olmamıza rağmen o zamana kadar tanışmamıştık. Yarışmada Sedef’in kavalyesiydim. Orada bakıştık o kadar, yarışma bittikten sonra başladı her şey. Yoğun bir programa girmiş Porto Rico’ya gidiyordu yarışma için. Ben de ona havaalanında sürpriz yaptım beraber gittik.

Sizi etkileyen ne oldu?

- K.K: Duruluğu ve sadeliği. Orada 20 tane kız vardı, ama o farklıydı. Sedef o dönem yoğun çalışmıyordu, okulu vardı, ajansta da hiç görmemiştim. Yedi yaş var aramızda ama benim üniversite de onunla aynı zamanda bitti. Askere gittim, döndüm, o yaz da evlendik.
- Sedef Avcı: Karşılıklı o anki elektrik etkiledi. Daha önce de ben onu biliyordum, o beni bilmiyordu. O şekilde dikkatimi çekmemişti.

Aşk evliliği yaptınız tabii...

- S.A: Zaten o yaştayken aşk dışı evlilik düşünemezdim ama şimdi bakıyorum gerçekten mantıklı bir şey yapmışım. Doğru insanı bulduktan sonra onu kaybetmemek gerek çünkü böyle bir zamanda sana değer veren, seven ve saygı duyan birini bulmak gerçekten zor.

- K.K: Bizimki tam bir aşk evliliğiydi. Taşlar yerine oturdukça ne kadar doğru bir evlilik yaptığımızı daha net anlıyorum. Allah bozmasın, günümüzde yaşanan ilişki ve evlilikler gerçekten zor. Bunu etrafımızdan iyi analiz edebiliyoruz. O yüzden şanslı çiftlerdeniz.

İşinizde hanginiz daha kıdemli?

- S.A: Tam 10 senedir Gaye Sökmen ile beraber çalışıyorum. Üniversite döneminde ara vermiştim, yaklaşık altı senedir bu yoğun tempoya geldim. Kıvanç daha eski.

- K.K: Ben de 12 senedir Gaye Sökmen ile çalışıyorum. Artık bir aile gibi olduk. Sedef’e göre tabii daha kıdemliyim bu işlerde ama o, birlikteliğimizden bu yana benim kadar tecrübe kazandı. Bunda katkım olduğunu düşünüyorum.

Zaman zaman podyumda da buluşuyor musunuz?

- S.A: Diziden dolayı pek zamanım olmuyor, çok az defileye çıkıyorum. Eskisi kadar defile de yok.

- K.K: Sektör gerçekten öldü gibi. Özellikle erkekler için çoktan ölmüştü. Bazen güzel işlerde bir arada oluyoruz.

AYNI PROJEDE ÇALIŞMAYIPEK TERCİH ETMİYORUZ


Birlikte dizi teklifi geliyor mu?

- S.A: Daha öyle bir teklif gelmedi. Yaprak Dökümü’nde iki bölüm beraber oynadık. Kıvanç orada oynarken ben de konuk oyuncu olarak kız kardeşini oynamıştım. Güzel bir anı oldu. Aynı projede olmayı pek tercih etmiyoruz, zor.

Sedef Hanım, Menekşe’yi kendinize yakın hissediyor musunuz?

- S.A: Menekşe ile benzer yanlarımız ve ona kattığım şeyler var. Naifliği, kırılganlığı, hassas oluşu ortak yönlerimiz... Ama ben ondan daha güçlüyüm. Küçük yaştan beri kendi ayaklarımın üzerinde durduğum için güvenim kuvvetli. Menekşe de yavaş yavaş Halil sayesinde ayakları üzerinde durabilen biri olmaya başlayacak. Onu da güçlü, kendine güvenen biri olarak görmek istiyorum.

Halil ile olan ilişkisi için ne söylersiniz?

- S.A: Menekşe ile Halil’in ilişkisi gerçekten çok saf. Bu dönemde böyle bir ilişki bulmak çok zor. Bu kadar uzun süre birbirlerine zarar vermemek adına, dokunmadan yaşadıkları aşk insana dudak ısırtan cinsten. Sürekli engel çıksa da aşkları öyle kuvvetli ki hiç yılmıyorlar.

Kıvanç Tatlıtuğ ile kimyanız uyuştu mu?

- S.A: O elektriği yakalayamazsan inandırıcılığı da o kadar zor oluyor. Ortak dili konuştuğun zaman her şey çok rahat, eğlenceli oluyor. Şanslıyım, anlaşabildiğim bir partnerim var.

Geleceğe dair hedefleriniz neler?

- S.A: Oyunculuk alanında kendimi daha da geliştirmek istiyorum. Bu işi çok seviyorum, yapmak istediğim çok şey var. Sinemada da yer almak istiyorum. İlk filmim Mart’ta vizyona girecek. Beyazperde çok farklı. İnsanı başka bir boyuta götürüyor. Ortak hedeflerimizde var tabii. Kendimize ait güzel bir ev almak istiyoruz. En yakın planımız bu. Bir de dünyayı gezmek.

Sevgililer Günü’nü kutlar mısınız?

- S.A: Hayırrr! Tamamen ticari buluyorum. Formaliteden hediye almak çok sıkıcı ve samimi değil. Sıradan bir günde gelen küçük bir sürpriz daha değerli bence.
- K.K: Sevgililer Günü’nün bizim için bir önemi yok. Ummadığı anda hediye almak karşındakini şaşırtıyor ve daha mutlu ediyor.

Önce kariyer sonra çocuk


Çocuk sahibi olmak istiyor musunuz?

- K.K: İnsan hayat koşullarıyla paralel olarak planlamada da zorlanıyor. Yoğun bir tempodayken çocuk sahibi olalım diyemiyoruz. Bence Sedef için de benim için de öyle bir zaman gelecek ve o duyguyu içimizde hissedeceğiz.

- S.A: Birbirimize bile zor zaman ayırırken böyle bir sorumluluğun altına girmek bencilce olur. Kariyer açısından bir yere gelmek istiyorum ve ondan sonra çocuk düşünürüm gibi geliyor.

Peki, mütevazı yaşamayı seven bir çift misiniz?

- K.K: Böyle bir yaşam tarzımız var. Bundan ödün vereceğimizi düşünmüyorum. Bu, insan yapısıyla da alakalı. Aileden de gelen bir şey. Bunun yaptığınız işle alakası olduğunu düşünmüyorum.

- S.A: Biz hep böyleydik. İkimiz de böyle bir yapıya sahibiz.


Kaynak...



http://img838.imageshack.us/img838/5908/liveimagesgzelim201sede.jpg

http://img831.imageshack.us/img831/3146/ir249v.jpg

http://img682.imageshack.us/img682/2834/liveimagescokguzelim325.jpg

http://img713.imageshack.us/img713/2834/liveimagescokguzelim325.jpg

http://img504.imageshack.us/img504/705/meanwhilebyserenadvo6.jpg


http://img42.imageshack.us/img42/5908/liveimagesgzelim201sede.jpg

http://img694.imageshack.us/img694/5908/liveimagesgzelim201sede.jpg

http://img241.imageshack.us/img241/3893/menekeilehalil46pm4.png

http://img176.imageshack.us/img176/9968/48ym9un8.png

http://img202.imageshack.us/img202/5908/liveimagesgzelim201sede.jpg

http://img356.imageshack.us/img356/8797/sedefavc22qf5.jpg

http://img240.imageshack.us/img240/3176/sedefavc21vx3.jpg





kutsal54 20 Temmuz 2010 19:25



kutsal54 20 Temmuz 2010 21:01



kutsal54 26 Temmuz 2010 00:41



kutsal54 22 Eylül 2010 00:28

...

Yeni diziniz ‘Umut Yolcuları’ başladı. Nasıl dahil oldunuz ekibe?
Projeyle ilgili teklif geldiğinde senaryoyu çok beğendim. Öncelikle konunun bir sosyal sorumluluk projesi olması hoşuma gitti. Yaklaşık olarak üç senedir çalışılan bir proje olması, yardıma muhtaç çocukların dramını anlatması beni etkiledi. Bunun yanında çok kaliteli bir kadronun içinde yer alma imkanını bulduğum için hiç tereddüt etmeden kabul ettim.

Canlandırdığınız karakter nasıl biri?
Canlandırdığım karakterin adı Aslı. Çocuk şube de çalışan işine aşık genç bir polis. Komiser yardımcısı. Çocuklarla arası çok iyi. Çocuklar da onu çok seviyor. Nişanlı ama işi nedeniyle ilişkisinde uyuşmazlığa düşüyor. Bunun sonunda belki başka bir aşka kayabilir.

Bir röportajınızda, diziye hazırlık olarak kelepçe nasıl takılır türünden teknik dersler aldığınızı okudum. Kimden aldınız, polisten mi? Kelepçeden başka neler öğrendiniz?

Tabii ki sadece kelepçe takmayı öğrenmedik. Öncelikle Çocuk Şube’yle beraber çalıştık. Daha sonra Çevik Kuvvet’le teknik bilgileri aldık. Tutuklama, etkisiz hale getirme, üst arama, silah kullanma, kelepçe... Bunları Çevik Kuvet’teki eğitmen polislerden aldık. Bunun dışında ben özel olarak dövüş teknikleri üzerine özel hocayla çalıştım.

‘Ezel’ dizisinde canlandırdığınız karakter yeni öldürüldü. Fazla ara vermeden yeni bir projeye başlamakta tereddüt etmediniz mi?
Arada üç ay gibi bir zaman var. Sonuçta başka bir karakter canlandırıyorum. Öyle bir tereddütüm olmadı.

‘Ezel’de çok fazla flashback kullanılıyor ve ilk kez ana karakterlerden biri diziden ayrıldı. Bahar’ın da yer aldığı flashback’ler için ara sıra ‘Ezel’ setine dönüp dönmeyeceğinizi merak ediyoruz.
Şu an öyle bir durum yok. Yeni bir işe başladığım için de pek uygun olmayablir böyle bir durum. Yani ben de sadece bir izleyiciyim.

Bahar karakteri dizi fanları tarafından pek sevilmiyordu çünkü iyiliğiyle intikam planlarının önünde hep bir köstek olarak yer alıyordu. Bu konuda tamamen objektif olmanızı beklemiyoruz ama Bahar’ın ölmesi hikayenin akışı için iyi mi oldu kötü mü sizce?
Bahar’ın ölümü hikayede bir dönüm noktasıydı. Dolayısıyla bundan sonrası için hikayenin gidişatını değiştiricek bir olaydı. Amaç da oydu zaten. Bahar’ın ölümünden sonra Ezel’de yeni bir sayfa açılıyor. Başka defterler açılıyor. Bu da izleyici için merak uyandıran bir şey. O yüzden doğru bir karardı bence.

İyi bir dizi izleyicisi misiniz? Neleri izlersiniz mesela? Kendi oynadıklarınızı izler misiniz?
Çok sıkı bir takipçi değilim çünkü vaktim yok. Çekim yoğunluğundan takip edemiyorum. Ama vaktim olduğunda, geçen sene mesela Canım Ailem’i izliyordum. Kendi yer aldığım projeleri de eğer çekim olmazsa izliyorum.

Dizi çekimlerinden arta kalan vakitlerinizde neler yaparsınız? İstanbul’da vakit geçirmeyi sever misiniz yoksa her fırsatta kaçmayı mı tercih ediyorsunuz? Hangi semtlerde takılırsınız?
Dizi çekimlerinden arta kalan zamanlarda arkadaşlarımla, ailemle vakit geçiriyorum. Sinemaya gidiyorum. Sahilde gezmeyi çok seviyorum. Bebek, Çengelköy, Emirgan sevdiğim semtler. Buralara gidip bir çay içmek, yemek yemek, arkadaşlarımla vakit geçirmek beni dinlendiriyor.

Bu sezon görmek istediğiniz sergi, film, konser, tiyatro var mı? U2’ya gidiyor musunuz mesela?
Şu an plan yapamıyorum fazla. Boş zamanıma hangisi denk gelirse onlara gitmeyi planlıyabiliyorum sadece.

Modayla nasıl bir ilişkiniz var? Fiziğinizden beklenenin aksine oldukça mütevazı giyiniyorsunuz. Büyük modaevlerini takip eder misiniz mesela?

Benim için önemli olan kendimi rahat hissetmek. Zaten vaktimin çoğu sette geçtiği için ne rahatsa onu giyiyorum. Şıklığın abartılarak olduğuna pek inanmıyorum. Benim için sadece bana yakışan şıktır. Tasarımcı arkadaşlarım var ve özel günlerde davetlerde onların kıyafetlerini giyiyorum. Bunların başında Özgür Masur ve Hakan Yıldırım geliyor.

http://img291.imageshack.us/img291/6475/61742436641214434460143.th.jpghttp://img37.imageshack.us/img37/9200/ezel12blm112.th.jpghttp://img94.imageshack.us/img94/8562/ezel12blm133.th.jpghttp://img706.imageshack.us/img706/4851/58336436640869434460143.th.jpg

http://img405.imageshack.us/img405/5857/44754117640546786917600.th.jpghttp://img833.imageshack.us/img833/9194/38197101999813188624100.th.jpghttp://img101.imageshack.us/img101/9548/34768101999396521999100.th.jpghttp://img685.imageshack.us/img685/7682/34587134593476562970100.th.jpg


http://img443.imageshack.us/img443/1151/26386116229075059410100.th.jpghttp://img251.imageshack.us/img251/723/23702129849875585416319.th.jpghttp://img824.imageshack.us/img824/4922/79231026493230840521000.th.jpghttp://img52.imageshack.us/img52/3920/60901118835792667317600.th.jpg




Saat: 18:38

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık