Deterjan MsXLabs.org & Temel Britannica & Vikipedi Temizlik amacıyla kullanılan kimyasal maddelere deterjan adı verilir. Deterjan, petrol türevlerinden elde edilen, temizleme, arıtma özelliği bulunan, toz, sıvı veya krem durumunda olabilen kimyasal madde, arıtıcıdır. Deterjanın, kelime anlamı kir sökücü olup sabun dışındaki temizleyicilerin tümünü kapsar. Yüzey aktif özelliği nedeniyle temizleme işlerinde kullanılan, içinde yardımcı kimyasal maddeler de bulunduran karışımlara deterjan denilmektedir. Günlük yaşamda çok yaygın olarak kullanılan sıvı ya da toz deterjanların üretimi günümüzde büyük bir sanayi dalı oluşturmaktadır. Başka bir temizlik maddesi olan sabunlarla deterjanlar arasındaki başlıca fark, sabunların hayvansal ve bitkisel yağlar içermesi, deterjanların ise yağ yerine petrokimya ürünlerinden yapılmasıdır. Deterjan üretimiyle ilgili ilk çalışmalar 1916'da gerçekleştirildi. II. Dünya Savaşı sırasında hayvansal ve bitkisel yağların kıtlığı deterjanların gelişmesini hızlandırdı. 1950' lerde alkilbenzeninden yapılan, temizleme gücü yüksek deterjanlar piyasaya çıktı. Deterjan üretiminde uygulanan en yaygın yöntem alkilbenzeni sülfolamaktır. Bu yöntemde alkilbenzen ve sülfürik asit sülfolama soğutucusunda tepkimeye sokulur. Daha sonra asit seyreltilir ve ayrılır. Meydana gelmiş olan alkilbenzen sülfonat, sudkostik (sodyum hidroksit) çözeltisiyle nötrleştirilerek bir bulamaç elde edilir. Deterjana belirli özellikler kazandırmak için bu bulamaca çeşitli maddeler katılır. Suyu yumuşatmak için fosfatlar, toz deterjanın topaklaşmaması için sodyum sülfat ve sodyum silikat, kiri su içinde asıltı halinde tutmak için selüloz ve ayrıca köpüğü denetim altında tutacak maddeler ile renk vericilerin katıldığı bulamaç kurutma kulesinde sıcak havayla kurutulur. Koku vermek için parfüm, beyazlatıcı olarak da sodyum perborat katılan toz daha sonra elekten geçirilir ve kutulara doldurulur. Sıvı deterjanlar da buna benzer ama daha basit bir yöntemle üretilir. Deterjanın temizleyici etkisinin bir nedeni suyun yüzey gerilimini azaltarak temizlenecek nesnenin içine suyun iyice girmesini sağlamasıdır. Ayrıca, deterjan kir parçacıklarının ve yağların oldukları yerden çıkmasını kolaylaştırır ve onların yeniden çökmesini önler. Bir tür protein olan enzimleri içeren "biyolojik" deterjanlar, yağ ve katı kirlerden daha zor temizlenen ter ve kan lekelerini de temizleyebilir. Deterjanlar sert sularda bile kolayca köpürür. Atık sulardaki deterjan köpükleri arıtma tesislerinde ayrıştırılamaz ve bu suların akıtıldığı akarsu ve denizlerde kirlenmeye neden olur. Bu nedenle günümüzde Türkiye ile birlikte dünyanın birçok ülkesinde "yumuşak" deterjan denen kolay ayrışabilir deterjanların üretimine geçilmiştir. Bunlar bakterilerin etkinliğiyle bileşenlerine ayrılır ve doğal çevreyi daha az kirletir. Tarihi İlk deterjan üretimi 1917 yılında yapılmıştır. Alman kimyacı F. Günther, naftalini alkilleştirerek elde ettiği maddeyi sülfonlamış ve böylece ilk deterjanın aktif maddesini elde etmiştir. Bunu sonraki yıllarda özellikle Alman kimyacıların araştırmaları takip etmiş ve 1932 yılında Henkel'in Fewa ve Procter and Gamble'ın Dreft markalarıyla piyasaya çıkardığı yağ alkolü sülfatı bazlı deterjanlar ilk deterjanlar olarak tarihe geçmiştir. Bugün batıda üretilen deterjanların %50-60'ı endüstride ve temizlik amacıyla büyük kuruluşlarda, %25-30'u temizlik amacıyla evlerde ve geri kalanı kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin formülasyonlarında kullanılmaktadır. Deterjan Katkı Maddeleri
|
Sentetik Deterjanlar MsXLabs.org & Temel Bilgiler Ansiklopedisi Deterjanlar, toz veya sıvı şekilde üretilmekte, şampuan, diş macunu ve endüstriyel temizleme maddeleri olarak da kullanılmaktadır. Deterjanlar, aktif maddenin üretildiği kaynağa göre;
Deterjanların Özellikleri Sentetik deterjanlar sabuna göre bazı önemli üstünlükler taşır: 1) Sabun, doğal yağ asitlerinden hazırlanır. Bu durum, insan besin kaynağının yanlış bir şekilde tüketimi demektir. Sentetik deterjanlar ise petrolden hazırlandığı için bu sakıncayı taşımazlar. 2) Sabun, sert suda kesilir yani suya sertlik veren kalsiyum, magnezyum gibi minerallerle suda erimeyen tuzlar oluşturarak çökelir. Böylece hem sabun ziyan olur ve hem de temizlenen eşya üzerinde birikinti oluşur. 3) Deterjanın eşyayı ıslatma ve etkileme yeteneği sabundan daha üstündür. 4) Sentetik deterjanlar, daha az miktarla temizleme işini yaptıklarından sabuna göre daha ekonomiktirler. Deterjanlar ve Sağlığımız 1. Cilt Üzerine Etkileri Sentetik deterjanların içerdiği aktif maddeler, kullanılma sırasına doğrudan doğruya deriye veya ter bezleri yolu ile cildin iç kısımlarına nüfuz ederler. Böylece deri proteinlerini bozarak çeşitli cilt hastalıklarına (eritem, foliküler nekroz) yol açarlar. Ayrıca cilt yağını alarak cildin kurumasına, çatlamasına ve egzamalar oluşmasına neden olur. Yüzey aktif maddelerden başka, deterjanların içerdiği soda gibi kalevi maddeler de bu tahrişi artırırlar. Ayrıca saç, tırnak, deri proteinleri ile etkileşme sonucu buralarda birikirler. 2. Sindirim Yolu ile Zararlar Sentetik deterjanlarla akut zehirlenme çok azdır. Zehirleme etkileri düşüktür. Ancak yanlışlıkla meşrubat yerine deterjan veya şampuan içme nedeni ile çocuklarda bazı akut zehirlenme olayları görülmüşse de ölüm olmamıştır. Diğer taraftan bazı deterjanlarla sürekli temas sonucu oluşabilecek zararlı etkiler tam bilinmemektedir. Yapılan araştırmalara göre az miktarda deterjan, içme suları ile ve deterjanla temizlenmiş besin kaplarında kalan artıklar nedeniyle insanlar tarafından alınmaktadır. Sindirim yolu ile bir kişinin yılda yaklaşık olarak 1 gram deterjan aldığı hesaplanmıştır. Yapılan hayvan deneylerinde belirgin bir zararlı etki gözlenmemiştir. Ancak bu deneyler, en fazla hayvanlar üzerinde 3 yıl süreli olarak yapılmıştır. Ayrıca yüzey aktif maddelerin parçalanma ürünlerinin zehirleyici etkileri hakkında bilgiler de yeterli değildir. Deterjanlar ve Çevre Sorunları Kullanılan deterjan artıklarının kanalizasyonla göllere ve nehirlere karışması sonucu çevreye verebilecekleri zararlar çok önemlidir. Deterjanların bu zararları içerdikleri yüzey aktif maddeler ve katkı maddeleri nedeni iledir. 1. Su Ürünlerine Olan Etkiler Bazı deterjanların çok kullanıldığı yerlerde, su ürünlerine gelebilecek zehirleyici etkiler erkenden saptanabilir. Yapılan incelemelere göre 1 litre suda 20 mg. lauril sülfat veya dodesil benzen sulfonat şeklinde sentetik deterjan içeren bir nehirde 65 günlük bir alabalık ancak 1 saat canlı kalabilir. Genel olarak yüzey aktif maddelerin balıklar için en az öldürücü dozları (MLD: balıkları öldüren en küçük miktar) litrede 6-7 mg. olarak bulunmuştur. Çeşitli aktif maddelerle balıklarda saptanan zehirleyici dozların birbirine çok yakın olması, zararlı etkinin fiziksel özellikle olduğu görüşüne yol açmaktadır. Suda yeterli miktarda oksijen olduğu halde yüzey aktif maddenin yüzey gerilimi düşürmesi ve ozmos olayı sonucunda, balığın yarı geçirgen solungaçlarından yeterli oksijen alınamamakta ve sonuçta boğulma görülmektedir. Deterjanların MLD'ları balık cinsine göre çok değişmekle beraber, sudaki yüzey aktif madde miktarı litrede 3 miligram geçmediği hallerde zararlı etkinin çok sınırlı olduğu ileri sürülmektedir. Sentetik deterjanların sudaki çeşitli bakteri ve algler (yosunlar) üzerinde de etkileri vardır. Bazı yüzey aktif maddelerin, oldukça yüksek dozlarda (litrede 0.5-2 gram) sudaki organik molekülleri parçalayan flora üzerine zararlı bir etki yapmadıkları gözlenmiştir. Ancak nitrifikasyon olayını gerçekleştiren bakteri enzimleri bazı deterjanlardan etkilenmektedirler. Yine yüksek konsantrasyon anyonik deterjan içeren nehirlerde alglerin büyümesini de engellediği gözlenmiştir. Ancak bu konudaki çalışmaların yeterli olmadıkları görüşü vardır. 2. Fosfatların Su Ürünlerine Etkisi Yüzey aktif maddelerinin yanı sıra, su sertliğini gidermede en çok kullanılan deterjan katkı maddelerinden sodyum tripolifosfatın önemli çevre sorunları oluşturduğu saptanmıştır. Yoğun yerleşim ve endüstri bölgelerinden gelen atık suların içerdiği fazla miktarda ortofosfatın alıcı sulara karışması özellikle göllerde su bitkilerinin çoğalıp veriminin azalmasına ve gölde yaşlanma sürecinin hızlanmasına neden olmaktadır. Su hayvanlarının temel besini olan alglerin aşırı büyümesi, bu bitkilerin su yüzeyini tamamen kaplamasına ve böylece çözülmüş oksijenin azalmasına yol açacaktır. Sonuçta, deney hayvanları ve diğer mikroorganizmalar ölecek, böylece cansız bitkiler hem suyun lezzetini bozacak, hem de sürüklenerek su kenarına atıldığında, çürüme sonucu son derece pis bir kokunun çevrede yayılmasına neden olacaktır. Mevsimlere göre bu olayların tekrarlanması su diplerinde ölü bitki ve çürüme ürünlerinin birikmesine ve zamanla gölün sığlaşıp bataklığa dönüşmesine yol açacaktır. Doğal koşullarda çok geç olan bu yaşlanma süreci fosfatların etkisi ile çok kısalmaktadır. 3. Köpük Durumu Sentetik deterjanların kullanılması ile birlikte nehirlerde köpük oluşumu da önemli bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Fazla miktarda deterjan kullanılan yerlerde, nehir sularına karışan aktif maddeler, bol miktarda köpük oluşturarak çevrede bulunan tarla ve otlakların bozulmasına sebep olur, buralarda otlayan hayvanların ağırlıklarına zarar verirler. Özellikle dayanıklı (sert) yüzey aktif maddeler, suları temizleme işlemlerinde de aynı kalırlar. İçme suyunda 50 ppm deterjan olduğunda, suyun lezzeti belirgin olarak bozulmakta ve koku ile deterjan olduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak içme sularında bulunmasına müsaade edilen en yüksek anyonik deterjan miktarı 0.5 mg/l (0.5 ppm) olarak saptanmıştır. Diğer taraftan kanalizasyon olmayan alanlarda, kullanılmış deterjanlar akıntı sularla birlikte lağım çukurlarında toplanmakta, özellikle sert olanlar toprağa sızmakta, kuyu ve diğer sulara karışarak uzak yerlere kadar taşınmaktadırlar. Deterjan Endüstrisinde Gelişmeler Yukarıda açıklanan nedenlerle son 10-15 yıl içinde, deterjan endüstrisinde önemli gelişmeler olmuştur. 1. Özellikle "biyolojik parçalanabilir" (yumuşak) yüzey aktif madde üretimi üzerinde araştırmalar yapılmaktadır. Amerika başta olmak üzere, birçok ülkelerde 1964'ten itibaren dayanıklı deterjanlar yerine, daha çabuk parçalanan (yumuşak) deterjan üretimi önem kazanmıştır. 2. Kompleks alkali fosfatların deterjan üretiminde kullanılması, 1964'ten itibaren çevre bilimcilerinin hücumuna uğramıştır. Yukarıda açıklanan ve tartışmalı olan sakıncalar nedeniyle, bugün ABD'nin bazı eyaletlerinde deterjanlarda fosfat kullanılmasını sınırlamış veya yasaklamışlardır. 3. Çevreye giren, yayılan her türlü kimyasal maddeye güvence bakımından gittikçe daha fazla dikkat ve ilgi gösterilmektedir. Bu nedenle, deterjanla çevreye yayılan kimyasal ürünler üzerinde, derin ve yoğun incelemeler yapılmakta, biyolojik parçalanma sırasında oluşan ara ürünlerin araştırılması devam etmektedir. Yeni bulgular daha güvenceli deterjan üretimine yol açabilir. 4. Deterjan endüstrisinde son 10-15 yılda olan değişmelerde önemli olan benzen, n-parafin ve etilen fiyatları çok yükselmiştir. Bu nedenle üreticiler daha ekonomik yoldan ham madde üretme yoluna gitmektedirler. Örneğin etilen yerine, kerozenden daha ucuza sağlanan n-parafini tercih etmektedirler. |
Deterjan Deterjan Suda çözündüğünde temizleyici (kirleri yok edici) özellik kazanan madde. Kirleri saran yağ tabakaları üzerine etkileyerek temizler. Bir deterjan molekülü, yağda çözünebilen hidrokarbon kısmıyla, suda çözünen iyonik kısımdan oluşur. Hidrokarbon kısım, yağ moleküllerinin etrafını sararak iyonik kısmın yardımıyla onları suyun içine çeker. Sabun da iyi bir deterjan sayılabilir. Sabun bazen, çözünmez tuzlar oluşturur ve temizleme verimini düşürebilir. Deterjanların üstünlüğü ise, iki değerli metal iyonlarıyla çökelek vermemeleri, bu yüzden sert sularla kullanılabilmeleridir. Ancak akarsularda vb. yerlerde kirlenmeye yol açmaları önemli sağlık sorunları yaratır. Sentetik deterjanlar ilk kez. 19. yüzyıl ortalarında Fransa'da üretilmiş, I. Dünya Savaşı sıralarında Almanya'da geliştirilmiştir. Sanayide kullanılmaları 1950'li yıllara rastlar. Bazı antiseptiklerde, diş macunlarında ve kimi tarım ilâçlarında da az miktarda deterjan kullanılmaktadır. MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi |
Saat: 22:29 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık