ASİTLER Asitler kimyada önemli bir bileşik sınıfını oluştururlar. Asit latince anlamına gelen asidus kelimesinden alınmıştır. Günlük gıda maddelerinin bir çoğunda asit vardır. Canlı organizmaların hayatsal faaliyetlerinde asitlerin önemi büyüktür. Mide özsuyu besinlerin sindirimi için %0,4 oranında hidroklorik asit içerir. Proteinlerin oluşumunda amino asitlerin önemi tartışılmaz bir gerçektir. Genel olarak asitler;
ASİTLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
[BAZ+ASİT TUZ+SU]
METAL OKSİT + ASİTà TUZ+SU
a) Aktifliği hidrojenden fazla olan metaller seyreltik asitler ile H2 gazı oluşturacak şekilde tepkime verirler. METAL+ASİTà TUZ + H2 GAZIb) Aktifliği hidrojenden az olan metallere HCI ve seyreltik H2SO4 etki etmez. Cu+HCI à Tepkime gerçekleşmez.c)Aktifliği hidrojenden az olan metallere HCI ve seyreltik H2SO4 tepkime verir.Bu tür tepkimelerden H2 yerine SO2 oluşur. Cu+2H2+SO4àCuSo4+So2+2h30 > Derişikd)Aktifliği hidrojenden az olan metallere HNO3’ün etkisi ise seyreltik ve derişik olmasına bağlı olarak değişir.HNO3;Cu Hg ve Ag'’ etki eder.Pt ve Au '‘a etki etmez. Cu+4HNO3àCu(NO3)+2NO2+2H3O > Derişik* Asitlerin ametallere etkisi ise genellikle derişik durumunda olabilir. C+4HNO3àCO2+4NO2+2H20 > (Derişik)
ASİT OKSİT +SU àASİTÖRNEK 1) Asitlerin tadları ekşidir. Aşağıdaki çözeltilerden hangisinde asit bulunmaz? A)Portakal suyu B) Limonata C) Vişne suyu D)Sirke E) Sabunlu su Çözüm: Verilen ilk dört örneğin tadları ekşidir.Bu maddelerde asit vardır.Sabunla suyun tadı acıdır.Yapısında asit yoktur. CEVAP: E 2)Aşağıdakilerden hangisi asit özelliklerinden değildir? A)Sulu çözeltileri elektrik akımını iletir. B)Kırmızı turnusol kağıdını mavi renge dönüştürürler. C)Seyreltik çözeltilerin tadı ekşidir. D)Bazlarda tuz oluştururlar. CEVAP:B DİĞER REAKSİYONLAR Üç tür genel reaksiyondan başka sık karşılaşılan bir takım özel reaksiyonlar da vardır.Bunlar yukarıdaki reaksiyon türlerinden birine benzese de özel hali ile bilinirler. 1. Metallerin Asitlerle Reaksiyonu Metallerin asitlerle reaksiyonundan tuz oluşur,hidrojen gazı açığa çıkar.Mesela , Al metalinin HCI ile reaksiyonundan AICI3 tuzu oluşurken , hidrojen gazı açığa çıkar. Metal + Asit à Tuz + Hidrojen gazıSoy metallerin dışında ki metaller hidrojenden daha aktiftir.Bu yüzden burada Al metali Al+3c Yükseltilirken bileşik haline geçerken asit katyonu olan H+ iyonu H2’ye indirgenmektedir. Metallerin asitlerle reaksiyonlarına aşağıdaki örnekler verilebilir. Zn(k) + 2HCI(suda) à ZnCI2 (suda) + H2(g)2. Soy ve yarı soy metallere (Cu- Hg- Ag- Pt- Au) oksijensiz asitler etki etmezler. Cu+HCIà Reaksiyon vermez3.Yarı soy metallere (Cu-Hg-Ag) yükseltgen özellik gösteren asitler etki ederler. H2SO4 ve HNO3 yükseltgen özellik gösteren iki önemli asittir.Bunların yarı soy metallere etkisinden tuz,oksit ve su oluşur. Yarı soy metal + Yükseltgen asit àTuz + oksit + suAsit olarak derişik HNO3 asidi kullanıldığında NO2 gazı açığa çıkar , tuz ve su oluşur. HNO3 deki azot indirgenirken , metal yükseltgenir. Ag(k)2HNO3(suda) Derişik AgNo3(Suda) No2(g) + H2O(s)Seyreltik HNO3 asidi kullanıldığında ise NO gazı açığa çıkar.Gümüş ve bakırın seyreltik nitrik asitle reaksiyonları aşağıda verilmiştir. Ag(k)+4hno3(suda)à 3 AgNO3+ NO (g) 2H2O(s)4. Altın (Au) be platin (Pt) tam soy metaldir. Bunlar asitlerle hidrojen çıkışı ile reaksiyona girmediği gibi yükseltgen özellik gösteren asitler de reaksiyon vermez. Altına yalnızca kral suyu denilen (3HCI+HNO2) karışımı etki eder. Au(k)+HCI(suda)+HNO3 à AuCI3 + NO(g)+ 2HO(s)METALLERİN BAZLARLA REAKSİYONU Genelde metaller bazlarla reaksiyon vermezler.Ancak amfoter metal olarak bilinen Al, Zn , Sn, Pb , Cr gibi metaller derişik kuvvetli baz çözeltileriyle reaksiyon verirler.Reaksiyon sonucunda hidrojen gazı açığa çıkar. Amfoter metal + Baz à Tuz+ hidrojen gazıAmfoter metallerin oksit ve hidroksit bileşikleri de amfoter özellik gösterirler.Bunların kuvvetli bazların derişik çözeltileri ile reaksiyonundan ise tuz ile su oluşur. |
Asit Nedir? ASİT Asitler bütün kimyasal maddelerin hem en yararlılarından, hem de en tehlikelilerinden sayılır. Sözgelimi derişik hidroklorik asit öldürücü bir zehirdir; ama mide ÖZsuyun-da bir miktar seyreltik hidroklorik asit bulun-masaydı besinler yeterince sindirilemezdi. Asit terimi "ekşi" anlamındaki Latince bir sözcükten türetilmiştir, çünkü bu bileşiklerden çoğunun tadı ekşidir. Bu yüzden eskiçağlarda insanlar asitleri tadına bakarak ayırt eder, örneğin sirkenin tipik bir asit olduğunu bilirlerdi. Kimyacılar ise tanımadıktan bir sıvının asit olup olmadığını anlamak için turnusol denen boyarmaddelerden yararlanırlar. Liken türü bitkilerden elde edilen bu boyarmaddeler, asit ve baz yapısındaki maddeleri tanıyıp ayırt etmeye yarayan birer belirteç ya da ayıraçtır. Nitekim mavi renkte turnusol çözeltisi emdirilmiş bir kâğıt (turnusol kâğıdı) bir aside batınldığı zaman rengi kırmızıya döner (bak. Turnusol). Asitleri tanımanın bir yolu da bu maddelerin içine element halinde magnezyum ya da sodyum karbonat (çamaşır sodası) kanştırmaktır. Çünkü bu maddelerin ikisi de asitlerde çözünürken tıpkı bir gazoz gibi köpürür. Eskiden bütün asitlerin bileşiminde oksijen bulunduğu sanılıyordu. Hatta "asit yapıcı" anlamındaki oksijen adı da bu düşünceden doğmuştu. Sonradan bütün asitlerdeki ortak elementin oksijen değil hidrojen olduğu ve asitler ile metaller tepkimeye girdiğinde, asitteki hidrojenin serbest kalarak açığa çıktığı anlaşıldı. Derişik, yani sulandırılmamış asitler son derece tehlikelidir; hatta seyreltik asitleri bile çok dikkatli kullanmak gerekir. Örneğin sülfürik, nitrik ve hidroklorik asit gibi sıvı ya da sulu çözelti halindeki asitler çok yakıcı ve aşındırıcı olduğundan, kullanırken bu maddelerin deriye ve giysilere sıçramamasına özen göstermelidir. Buna karşılık katı halde bulunan asitlerin yakıcılık ve aşındırıcılık özelliği bu kadar kuvvetli değildir. Aşındırıcılığın yalnızca asitlere özgü bir özellik olmadığını da belirtmek gerekir. Örneğin sodyum hidroksit (sudkostik) aşındırıcı ve yakıcı bir madde olduğu halde bir asit değil, sulu çözelti halinde bulunan bir baz, yani bir alkalidir (bak. Baz). Kimyasal olarak birbirinin karşıtı olan asitler ile bazlar arasındaki tepkimelere "nötrleşme" ya da "yansızlaşma" tepkimesi denir. Böyle bir tepkimenin sonucunda tuz denen bir bileşik ile su oluşur. Bazı asitler ağır yanıklara yol açarken bazıları yalnızca ağrı verir. Örneğin karınca ve arı gibi böceklerin ya da ısırganotu gibi bitkilerin salgıları ağrı verici asitlerdir. Öte yandan bazı asitlerin öldürücü bir zehir olmasına karşılık bazıları zararsız, hatta meyve asitleri gibi tadı ve kokusu hoş maddelerdir. Bu gruptaki asitlerin çoğu, doğal olarak bulundukları maddenin ya da meyvenin Latince adıyla anılır. Örneğin sirkedeki asetik asit Latince sirke ya da ekşi anlamındaki acetum sözcüğünden, ham elmadaki malik asit elmanın Latince adı olan malum'dan, portakal, limon ve turunçtaki sitrik asit ise bu turunçgillerin adı olan citrus sözcüğünden türetilmiştir. Üzümde de, şarap dinlendirilen fıçılarda krem tartar biçiminde çökelen ve kabartma tozu yapımında kullanılan tartarik asit bulunur. Bitki ve hayvanlardan elde edilen asitlere organik asitler denir. Ama bu asitlerin hepsi yukarıda anılan meyve asitleri gibi zararsız maddeler değildir. Örneğin kuzukulağında, raventte ve bazı başka bitkilerde bulunan oksalik asit oldukça zehirlidir. Acıbademde ve şeftali çekirdeğinde az miktarda bulunan prusik asit ise siyanür içerdiği için çok kuvvetli bir zehirdir. İnorganik ya da mineral asitler arasında en önemlileri, sanayi kimyasının temel maddeleri olan sülfürik, hidroklorik ve nitrik asitlerdir. (Bu üç asidi ansiklopedide ayrı bir madde olarak bulabilirsiniz.) Kimyacılar bugüne kadar yüzlerce asidi tanımlamış ve bunlardan çoğunu, hatta bitkilerde bulunan organik asitleri bile laboratuvarda yapay olarak üretmeyi başarmışlardır. İnorganik asitler, özellikle sülfürik, hidroklorik ve nitrik asitler sanayide büyük ölçüde üretilir ve tüketilir. Örneğin sülfürik asit gübre, pil, patlayıcı ve plastik maddelerin yapımında çok kullanılır. Kezzap adıyla bilinen nitrik asit ise patlayıcı madde, ilaç ve boya sanayilerinin temel maddelerinden biridir. "Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica" |
Asit Asit Kimyasal tepkimelerde hidrojen iyonu (H +) verebilen madde. Asit-baz tepkimelerinde asitten baza bir hidrojen iyonu verilir. Asidin kuvveti, asit protonlarını verebilme ölçüsüne bağlıdır. Serbest hidrojen iyonuna ancak protonun bir çözücü molekülüyle birlikte kararlı hâle geldiği çözelti içinde rastlanır. Sulu çözeltilerdeyse hidroksonyum iyonu (H3O +) biçiminde bulunur. Asit (ve dolayısıyla baz) için kimyada değişik tanımlar yapılmaktadır. Yukarıda özetlenen Brönsted-Lowr teorisinin yanı sıra, Lewis teorisine göre de, bazlardan elektron çifti alabilen maddelere asit denir. Bu modern tanımlar, ekşimsi ve acı bir tadı, metalleri çözme özelliği olan ve bazlarla birleştiğinde tuz ve su veren madde şeklindeki eski asit tanımının yerini almıştır. Kimyasal tepkimelerin birçoğu asitli çözeltilerde hızlanır; bu, sanayide büyük önem taşır. Sülfürik, nitrik ve hidroklorik asit gibi inorganik asitler çok yaygın olarak kullanılır. Doğada bolca bulunan organik asitler daha zayıftırlar. Karboksilli asitler -COOH grubu içerirler. Hidroksil grubu eklenmiş aromatik halkalar da genellikle asittirler. Proteinlerin bileşimine giren aminoasitler bütün canlıların temel bileşenidir. MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi |
Asit MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi Asitler, suyla hidrojen iyonları üreten hidrojen bileşimleridir. Hidrojen iyonları çözeltiyi asidik yapar. Asitler mavi turnusol kağıdına kırmızı renk verir. Eski Türkçede hamız, ve bazı kaynaklarda da ekşit denir. Gıdaların çoğu asit içerir. Limonda sitrik asit, sirkede ise asetik asit bulunur. Farklı asitler, limona, sirkeye, ekşi elmaya ve şerbete keskin tadını verir. Aküler, sülfürik asit; midedeki sindirim sıvıları, hidroklorik asit içerir. Asitler, suda eridiğinde hidrojen iyonları (H+) üreten madde çözeltileridir. Asit maddelerin çoğu, saf katılar, sıvılar ya da gazlar olarak bulunsa da, sadece suda eridiğinde asit gibi tepki verir. Asitlerin özellikleri Asitler, çözeltiye hidrojen iyonu bırakan bileşiklerdir. Bütün asitler hidrojen (H+) içerir. Genelde; 1- Tadları ekşidir 2- Mavi turnusol kağıdını kırmızıya çevirirler 3- Bazlarla tepkimeye girdiklerinde tuz ve su oluştururlar. Bundan başka çok çeşitlilik gösteren başka özellikleri de bulunur. Bu spesifik özellikler, anyon muhtevası ve ayrılmamış moleküllerden dolayı olur. Çeşitli asitlerin molekülleri, çözeltiye farklı miktarda serbest Hidrojen bırakma eğilimindedirler. Asit türleri Asitler başlıca iki grupta toplanabilirler: İnorganik asitler Minerallerden ve metal olmayan maddelerden yapılan asitlere, inorganik asitler adı verilir. Yaygın inorganik asitler arasında, sülfürik asit (H2SO4), hidroklorik asit (HCl), nitrik asit(HNO3) ve fosforik asit (H3PO4) yer alır. Endüstri her yıl bu asitlerden milyonlarca üretir. Bunlar plastik, lif, gübre, boya kimyasallarının yapımında kullanılır. Konsantre inorganik asitler çok aşındırıcıdır. Cilde zarar verebilir ve diğer metallerin içinde hızla eriyebilirler. Hidroflorik asit (HF), camın yapısını bozarken diğer inorganik asitler cam için tehlikeli değildir. Organik asitler Bitkiler ve insanlar, organik asitler adı verilen çeşitli asidik karbon bileşimleri üretir. Bunların çoğu zararsızdır; meyveler ve diğer yiyeceklere tat verir. Organik asitler yapıları karbon iskeletine dayalı asitlerdir. Formik, asetik, propiyonik, bütirik, fumarik, sorbik, sitrik ve malik asit gibi asitler ve bunların tuzları başlıca organik asitlerdir. Doğada saf olarak bitkisel ve hayvansal organizmada bulunabilirler ve ayrıca doğal yollardan elde edilebilirler. Hayvan vücudunda kullanılıp, metabolize olduktan sonra karbondioksit ve suya okside olurlar. Dolayısıyla canlı organizma için herhangi bir sağlık sorunu ya da bir risk oluşturabilecek hiçbir kalıntı bırakmazlar. Bu özellikleri nedeniyle organik asitler,kâr büyütme faktörlerinin hayvan beslemede kullanımının yasaklanmasından sonra antibiyotiklerin yerini alabilecek çok sayıda yapay organik asit üretilmiştir. Bazı asitler ve bulundukları yerler
|
Saat: 13:36 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık