MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Cevaplanmış (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/)
-   -   Göktürk Yazıtları kimlerin adına yazılmıştır? (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/209786-gokturk-yazitlari-kimlerin-adina-yazilmistir.html)

Ziyaretçi 12 Kasım 2008 19:25

Göktürk Yazıtları kimlerin adına yazılmıştır?
 
Göktürk Yazıtları kimlerin adına yazılmıştır?


Bakteri 1 Aralık 2008 19:41

Vezir Tonyukuk adında 720 yılında, kendisi tarafından yazdırılmış Tonyukuk Anıtı ile 731’de ölen Kül Tigin ve 734 te öLen Bilge Kağan Anıtı olmak üzere 3 tanedir..

Dil ve Alfabe
İslamlıktan önceki Orta Asya Türkçe sinde başlıca iki edebi lehçe meydana gelmiştir. Bunlar, en kuvvetli örneği şu yazıtlarda gördüğümüz Göktürk lehçesi ile aşağıda göreceğimiz Uygur lehçesidir. Bu yazıtlar çok işlek nesir üslubu ile yazıldığına göre, aynı lehçe ile meydana gelmiş, fakat ele geçmemiş daha birçok eserler olsa gerektir. İlk devre edebiyatının en kuvvetli örneklerini veren bu lehçe, bazı değişmelere uğramış olmakla birlikte Batı (Anadolu) Türkçe sinin kaynağı olmuştur. Göktürkçe’nin Anadolu Türkçe sinden bazı önemli ayrılıkları şunlardır:
1-Bugün (G) ile başlattığımız sözler, Göktürkçe’de (K) ile başlar. Göz, gelmek, görmek kelimeleri köz, kelmek, körmek şeklindedir.
2-Göktürkçe’deki bazı (T) ler bugün (D) olmuştur. Timiş, tiyip yerine demiş, diyip gibi.
3-Bugün kullandığımız bazı (Y) lerin yerine Göktürkçe’de (D) kullanılmıştır. Ayak, boy, uyumak yerine adak, bod, udımak gibi.
4-Bugünkü bazı (V) lerin yerine Göktürkçe’de (B) vardır: vermek, var, ev yerine bermek, bar, eb gibi.
5-Göktürkçe’de olmak fiili bolmak, su ismi sub şeklindedir.
6-İsmin (i-) hali Göktürkçe’de (-g veya –ig) şeklinde bulunur. Kişi-y-i, ordu-y-u, iş-i, yerine kişiğ, ordug, işig gibi.
7-İsimin (e)hali Göktürkçe’de (-ke, -ga)şeklindedir. Kime kağana yerine kim-ke, kağan-ka gibi.
8-Göktürkçe’de belirsiz isim takımları çoğunlukla takısız söylenir. Türk milleti, Türk hakanı, Gök tanrısı yerine Türk budın, Türk kağan, Kök tengir gibi.
9-Kelimelerden isim ve sıfat türetmeye yarayan –li (lı, lu lü) eki Göktürkçe’de –lig, lıg şeklindedir. Vatan-lı millet, Hakan-lı millet yerlerine il-lig budın, kağanlığ budın gibi.

Göktürk yazıtlarında dil hemen hemen arı Türkçe’dir. Bununla birlikte Konçuy, biti-yad, yalmas (elmas) kamag (kamu) gibi yabancı kelimeler bu metinlerde de bulunmaktadır. Aradan 1200 yıl geçtiği düşünülürse Gök-Türkçeye göre bugünümüzdeki dilimizde görülün bu değişmeler pek önemli sayılmaz. Yazıtlardaki kelimelerin pek çoğu (Kara, il, kanı (hani), kağan, bey, işitmek, oğul, kul, sözleşmek, taşra, özüm, sakınmak vs.) bugün hemen hiç değişmemiş bulunmamaktadır. Ayrıca anlam veya biçim bakımından az çok değişmiş olarak yaşayan kelimeler pek çoktur. Göktürk yazıtları, Türklerin icadı olduğu sanılan Orhun alfabesi ile yazılmıştır. Yazıtlarda bu alfabenin en gelişmiş biçimi görülüyor. 6 yy. ait bulunan, Yenisey Kırgızları’nın mezar taşlarında ise, bu alfabenin daha ilkel şekillerine rastlanmıştır. Bu hal, Orhun yazısının Türkler tarafından bulunup geliştirildiğini düşündürmektedir. Ayrıca bu yazının, Türk damgalarından çıkmış olduğu anlaşılıyor. Çünkü, ok ve yay resmini andıran iki harf aynen “ok” ve “ya” diye okunmaktadır. Bu yazının Arami alfabesinden alınmış olup, Türkçüye uydurularak geliştirildiğini söyleye bilginler de vardır. Köktürk alfabesi 38 harflidir. Harflerin ayrık olarak, sağdan sola veya yukardan aşağıya doğru yazılır. Bu ayrık düzen, Köktürk harflerini kağıda yazılmaktansa, taşa yazılmayı daha uygun kılmıştır. Ne var ki bu yazının kağıt üzerindeki örnekleri de ele geçmiştir. 38 harfin, (4)ü sesli, (26) sı sessiz, 8 tanesi ise birleşik harflerdir.

GÖKTÜRK’LERDE “TANRI” ANLAYIŞI İLE İSLAMİYETTE YÜCE ALLAH ANLAYIŞININ YAKINLIĞI Göktürk’lerde ve diğer Türk kavimlerinde, İslamiyet’ten önce de, genellikle “put ve maput”lar yoktu. Türkler “mekanı” belli olmayan ve çoğunca gökte oturduğu tasarlanan bir yüce kudrete inanıyorlardı. Gelecek bölümlerde görüleceği gibi, Türkler, onun için, hiçbir zorluk ve direniş göstermeden, en kısa bir tarih, döneminde, toptan Müslüman oldular. O kadar ki, bugün kendini Türk olarak bilen 300milyon insanın (Japon Denizinden Adriyatik’e kadar) hepsi Müslüman’dır. Hıristiyan veya Musevi olduğu ileri sürülen, az sayıda Türk toplulukları, bu kuralı bozmayacak kadar küçük aykırılar (istisnalar) sayılırlar. Bu gönülden benimseyişin sebebi, ileride açıklanacağı gibi, bütün Türk kütlerlerin, belki Hunlar’dan bu yana soyut bir tek tanrıya (çoğunda Gök Tanrıya) inanmış bulunmalarıdır. Türklerin İslam içindeki bu durumları, son ölçüde önemli bir keyfiyettir. Çünkü, Kur’an-ı Kerim’in indirildiği Arap dilini konuşan, Araplar içinde dahi azımsanmayacak sayıda hıristiyan’lar hala mevcuttur. Arap ırkındandırlar ama Hz. İsa dinine mensupturlar. Türkler ve Araplardan sonra İslamiyet’in diğer büyük kavimlerinden İranlılar arasında da bir miktar “hıristiyan” bulunuyor. Ancak, daha önemlisi: İranlıların bir bölüğü kendi eski dinlerinin ve esatir (mitoloji)’lerinin etkisi ile İslamiyet’i, esasında uzaklaştırmış ve hatta tanınmaz hale koymuşlardır.Buna karşılık Türklerin ezici çoğunluğu ise Kuran müslümanıdır. KÜL TİĞİN YAZITI (Güney Cephesi) Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilgi Kağanı, bu zamanda oturdum. Sözümü tamamiyle işit. Bilhassa küçük kardeş yeğenim, oğlum, bütün soyum, milletim, güneydeki şadpıt beyleri, kuzeydeki tarkat, buyruk beyleri, Otuz tatar..! Dokuz Oğuz beyleri, milleti! Bu sözümü iyice işit, adamakıllı dinle: Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, onun içindeki millet hep düzene soktum. O şimdi kötü değildir. Türk Kağanı Ötüğen ormanında otursa ilde sıkıntı yoktur. Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor.

Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldanıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti öldün: Tanrı buyruğu için, kendim devletli olduğum için, kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep topladım. Yoksa, bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, milleti, bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını burada vurdum. Yanılıp öleceğini yine burada vurdum. Her ne sözüm varsa ebedi taşa vurdum. Ona bakarak bilin. Şimdiki Türk milleti, beyleri, bu zamanda itaat eden beyler olarak mı yanılacaksınız?
Orhun Alfabesi, Göktürkler tarafından kullanılan alfabedir.


_Yağmur_ 14 Aralık 2010 08:49

Orhun Yazıtları


Asya'da Kutluk Devleti Hükümdarı Bilge Han, Bilge Han'ın kardeşi Kültigin ve Kutluk Devleti veziri ve Bilge Han'ın kayınpederi Tonyukuk adına dikilen anıtlar. Bu anıtlardan ilki 731 yılında ölen Kültigin adına dikildi. Piramit biçiminde olan anıtın dört yüzü vardır; batı yüzünde Çince, öteki yüzlerinde Türkçe yazılar bulunmaktadır. Doğu yüzünde 40, kuzey ve güney yüzlerinde 13'er satır yazılıdır. Anıtın bulunduğu alan 67,25x28,85 m. boyutlarındadır. İkincisi 734 yılında ölen Bilge Han için 735 yılında oğlu tarafından diktirildi. Kültigin adına dikilen anıtın 1 km. kadar uzağındadır ve yapı bakımından bu anıta çok benzer; batı yüzünde Çince, öteki yüzlerinde Türkçe yazılmıştır.

Doğu yüzünde 41, kuzey ve güney yüzlerinde 15'er satır vardır. Her iki anıttaki yazılar yeğenleri Kültigin tarafından yazılmıştır. Üçüncüsü de kendi adına daha sağlığında Tonyukuk tarafından diktirildi. Dört köşeli olan anıt 2,60x2,60 m.lik bir kaide üstünde 1,5 m. yüksekliktedir. Anıtlar, Kutluk Devleti'nin kuruluşuyla ilgili değerli bilgileri içermektedir. Anıtlar, ilk kez Strahlenberg tarafından bilim dünyasına tanıtıldı (1730). 1899 yılında bir Fin ve Rus heyeti bölgeye bilimsel bir gezi yaptı ve anıtların fotoğrafları yayınlandı. Sonunda Danimarkalı bilgin Thomsen anıtlardaki yazıları okumayı başardı.

BAKINIZ
Orhun Yazıtları (Orhun Abideleri, Göktürk Yazıtları )


_Yağmur_ 14 Aralık 2010 14:28

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1858983)
göktürk yazıtları nerede bulunmuştur kim tarafından okunmuştur dikiliş tarihi türk tarihi bakımından önemi alfabesi ve tarihi ile ilgili bilgi

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1896123)
yha lütfen orhun anıtlarının hangi nehirinn kenarında ve kimler adına dikilmiştir neden ? sorusuna cevap verin acilll

  • Göktürk yazıtları "Yenisey Irmağı" kenarındaki yazıtlardır.
  • Vezir Tonyukuk (720) Yazıtı, Kültigin (732) Yazıtı, Bilge Kağan (735) Yazıtı'ndan oluşmaktadır.
  • Yazıtları Yollug Tigin yazmıştır.
  • Kitabelerde Türk milletine ve yönticilerine öğütler verilmektedir. O dönemde ve daha önce yapılan hatalar eleştirilmektedir. Çinlilere karşı yapılan bağımsızlık savaşı, Türk milletinin bütünlüğünü yeniden sağlamak için verilen mücadeleler anlatılmaktadır.
  • Yazıtların bir yüzü Göktürk alfabesiyle Türkçe; diğer yüzü Çin alfabesiyle Çince olarak yazılmıştır.
  • Yazıtları bilim dünyasına ilk defa İsveçli Strahlenberg tanıtmıştır.
  • Yazıtları 1893 yılında Wilhem Thomsen okuyabilmiş ve Rusça'ya tercüme etmiştir.
ABİDELER
1. Vezir Tonyukuk Anıtı: Vezir Tonyukuk kendi adına dikmiştir. Tonyukuk bu anıtta Çin'e karşı giriştiği bağımsızlık savaşını ve hayat hikayesini kendi ağzından anlatmıştır.
2. Kültigin Anıtı: Bilge Kağan ölen kardeşi adına dikilmiştir. Bilge Kağan bu anıtta kardeşinin ölümünden duyduğu acıyı anlatmaktadır.
3. Bilge Kağan Anıtı: Bilge Kağan adına dikilidir. Anıtların en önemlisi budur. Çünkü bir hükümdarın gözüyle devlet tecrübesi anlatılmaktadır.

Nasıl Bulundu?
1709 yılında Rusya ile İsveç arasında yapılan Polvata savaşında, İsveç subaylarından Strahlenberg Ruslara esir düştü ve sibiya'ya sürüldü. 13 yıllık sürgün hayatında Kuzey Rusya'yı baştan başa dolaşan Strahlenberg, Yenisey'de eski Türklere ait bazı kitabeler buldu. Bunlar, Orhun kitabelerinden iki-yüz yıl önce yazılmıştı. Bu isveçli subay ülkesine döndükten sonra anılarını yazdı ve Yenisey kitabelerinden söz etti. Bunun üzerine tarihçilerin Türklerden kalan eserlere ilgisi arttı.


_SoNBaHaR_ 7 Kasım 2012 21:25

göktürk yazıtları
 
Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Orhun Yazıtları, Göktürk İmparatorluğu'nun ünlü hükümdarı Bilge Kağan devrinden kalma altı adet yazılı dikilitaştır. Moğolistan'ın kuzeyinde, Baykal gölününü güneyinde, Orhun ırmağı vadisindeki Koşo Saydam gölü yakınlarındadır. Bu yazıtlardan Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtları, Koçho Tsaydam bölgesindeki Orhun Irmağı civarında; Bilge Tonyukuk yazıtları ise, Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarından yaklaşık 360 km uzakta, Tola Irmağı'nın yukarı yatağındaki Bayn Tsokto (Bayn Çokto) bölgesindedir. Bilge Tonyukuk yazıtlarının, Orhun yazıtlarıyla birlikte düşünülmesi, anılması Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtları ile aynı döneme ait olması ve aynı konuları içermesindendir. Yazıtlar Türk dili, tarihi, edebiyatı, sanatı, töresi hakkında önemli bilgiler vermektedirler. Türk ve Türkçe adı, ilk kez Doğu Göktürkler dönemine ait bu yazıtlarda geçmektedir.

Yazıtların üçü çok önemlidir. İki taştan oluşan Tonyukuk 716, Köl Tigin (Kültigin) 732, Bilge Kağan 735 yılında dikilmiştir. Köl Tigin yazıtı, Bilge Kağan'ın ağzından yazılmıştır. Kültigin, Bilge Kağan'ın kardeşi, buyrukçu ihtiyar Tonyukuk ise veziridir. Anıtların olduğu yerde yalnızca dikilitaşlar değil, yüzlerce heykel, balbal, şehir harabeleri, taş yollar, su kanalları, koç ve kaplumbağa heykelleri, sunak taşları bulunmuştur.

Kül Tigin Yazıtı - Güney yüzü
1. (Ben) Tanrı gibi, Tanrıdan olmuş Türk Bilge Kağan (ım). Bu devirde tahta geçtim. Sözlerimi tamamıyla işitin. Önce, siz erkek kardeşlerim, oğullarım, birleşik boyum, bütün soyum, sağdaki Şadapıt beyleri, soldaki Tarkanlar ve onlara bağlı beyler, Otuz Tatar...

2. Dokuz Oğuz beyleri ve bütün halkı, bu sözlerimi iyice işitin (ve) adamakıllı dinleyin: İleride gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, bu (sınırlar) içindeki halklar hep bana bağlıdır. Bunca halkı

3. hep düzene soktum. Onlar şimdi (hiç de) kötü (durumda) değiller. Türk kağanı Ötüken dağlarında oturursa (ordan buraları yönetirse) memlekette sıkıntı olmaz. Doğuda Şantung ovasına kadar ordu sevk ettim, denize ulaşmama az kaldı, güneyde Dokuz Ersin'e kadar ordu sevk ettim, Tibet'e ulaşmama az kaldı. Batıda İnci (Sır Derya) ırmağını

4. geçerek Demir Kapı'ya kadar ordu sevk ettim. Kuzeyde Yir Bayırku topraklarına kadar ordu sevk ettim. Bunca diyara kadar (ordularımı) yürüttüm. (Anladım ki) Ötüken dağlarından daha iyi bir yer asla yokmuş. İl tutacak yer Ötüken dağları imiş. Bu yerde yerleşip Çin halkı ile

5. anlaştım. (Çinliler) altını, gümüşü, ipeği ve ipekli kumaşları güçlük çıkarmaksızın öylece veriyorlar. Çin halkının sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş.Tatlı sözlerle ve yumuşak ipekli kumaşlarla aldatıp uzaktaki halkları böylece (kendilerine) yaklaştırırlar imiş. (Bu halklar) yaklaşıp yerleştikten sonra o zaman fesatlıklarını o zaman düşünürler imiş.



Saat: 14:56

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık