MsXLabs
Sayfa 1 / 2

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Çevre Bilimleri (https://www.msxlabs.org/forum/cevre-bilimleri/)
-   -   Çevre kirliliği ile ilgili resimler var mı? (https://www.msxlabs.org/forum/cevre-bilimleri/211305-cevre-kirliligi-ile-ilgili-resimler-var-mi.html)

ilhami-sogut 18 Kasım 2008 20:20

Çevre kirliliği ile ilgili resimler var mı?
 
Çevre kirliliği ile ilgili resimler var mı?


Misafir 18 Kasım 2008 20:25

1 ek

Alıntıdaki Ek 64247


Keten Prenses 18 Kasım 2008 21:20

1 ek
Alıntıdaki Ek 64248


SEDEPH 18 Kasım 2008 22:25

Yaşlı Söğüt
Alıntıdaki Ek 64249

Evvel zaman içinde.. Doğanın bile kıskandığı ormanlık bir yer varmış; bu ormanın en yaşlı ağacı bir söğütmüş. Ormandaki huzurun kaynağıymış bu söğüt ağacı..
Söğüt ağacıyla gururlanırmış ormandaki diğer ağaçlar ve çoğu zaman da kıskanırlarmış yaşlı söğüdü. Çünkü en çok suyu o istermiş topraktan fakat herkesi de neşelendirirmiş çoğu zaman. Bir çok kuş yuva yapmak için söğüdün dallarına, yarışırlarmış birbirleri arasında.. Yazın insanlar da gelirmiş söğüdün gölgesine, serinliğine.Her ormana gelen mutlaka yaşlı söğüde uğruyormuş; yaşlı söğüdün dallarında salıncaklar kurarak huzura ortak oluyorlarmış. Bu mutlulukmuş söğüdü öldürmeyen. Doğada bir işe yaradığının farkındaymış yaşlı söğüt ağacı.
Yaşlı söğüt, dallarının kuvvetini yitirdiğini anlıyormuş içinden; genç ağaçlara belli etmemeye çalışıyormuş bu yaşlılığını. Her yıl son gücüyle yarışıyormuş o da gençlerle, doğanın bahçesinde. Ve her yıl kuş sesleriyle insan sesleri söğüt ağacının gölgesinden yayılıyormuş ormana ve tekrar hayat buluyormuş gelecek yıl için yaşlı söğüt, fakat günden güne eriyormuş.
Bir sabah ormanın sesine alışılmadık bir ses eklenmiş. Bu korkutucu sesle adeta tüm ağaçlar sararmış. O anda ne kuş sesi kalmış ormanda ne de insan. Sarı, büyük, demir makineler ağaçlara saldırıyormuş. Hiç kimsenin sesi duyulmuyormuş ormanda, tüm sesleri bastırıyormuş koca iş makinelerinin gürültüsü. Ormandan ilk kaçanlar kuşlar olmuş ve sadece gözyaşı bırakabilmişler yaşlı söğüt ağacına. Kuşların peşinden ceylanlar, kurtlar, domuzlar, tavşanlar kaçmışlar ormandan; zavallı kelebekler yıkılan ağaçların tozlarında boğularak ölmüşler. Yaşlı ağaç ise sadece içten gelen sızısıyla boğuşuyormuş. Ölümünün geldiğini düşünüyormuş.
Sesler günlerce devam etmiş. Sesin bittiği gün, yaşlı söğüt ağacının çevresindeki tüm ağaçların yerini asfalt yollar, koca koca binalar ve henüz büyümeye başlayan küçük çiçeklerle fidanlar almış. Yaşlı söğüt ağacının içinden de yol geçiyormuş, "içimden gelen sızının sebebi buymuş, demek ki" diyormuş arkadaşlarının yokluğunu unutmak için. Hiçbir zaman geri gelmeyeceklerini biliyormuş yaşlı söğüt; yolların arasında, hava kirliliğinde fazla da yaşayamayacağını düşünüyormuş ve beton kente dönüşen ormanın anılarıyla fazla yaşayamamış söğüt ağacı; günler geçtikçe dalları çürümüş; sararan yaprakların yerini dolduracak mutluluk kaynağı bulamadığı için içten içe kuruyarak otoyolda süs olarak, cansız bedeniyle ayakta kalmış.
İnsanlar ise anlayamamışlar neden hastalıklarla acı çektiklerini; ölen söğüt ağacının hayatını kimse düşünmemiş.
Her kirliliğin insan kaynaklı olduğunu düşünmeden ömrünüzü tamamlamayın. Sağlıcakla kalın.


Misafir 29 Aralık 2009 18:06

1 ek
Alıntıdaki Ek 64250
Son günlerin en önemli konularından biri; çevre kirliliği ve onun getirdiği felaketler.İnsanları korkutan çevre kirliliğinin sonuçları ve bunun negatif yansımaları.İşin daha korkunç olanı yakın gelecekte sonuçlarının ortaya çıkacağı ve doğanın dengesininde bu gelişmler ışığında değişeceği gerçeği.İnsanlar yıllarca çevreye ve doğaya verdiği zararın bedelini ödemek üzereler.İnsanın çevreye verdiği zarar sadece bu yüzyılın sorunu değildir,gerçi 19.yüzyıl sonrasındaki sanayi devrimi çevreyi son derece olumsuz etkilemekle beraber insanoğlu yüzyıllardır ormanları yok etmekte,bazı canlı türlerini kendi elleriyle ortadan kaldırmakla kendi elleriyle doğaya çok zarar vermektedir..Geçtiğimiz yüzyılın ortalarında Avrupanın birçok şehrinde hava kirliliğinden ölümler yaşanmıştır.Bunun sonucu olarak insanlarda çevre bilinci oluşmuştur.Ancak yinede insanın kendi elleriyle doğaya verdiği zarardan dolayı çevre kirliliğinin önüne geçilememiştir.Ozon tabakasının incelmesi,hatta delinmesi ,buzulların erimeye başlaması ve iklim değişikliklerine yol açması dünyamızı felakete sürüklemektedir.Bunların hepsinin tek sorumlusu ise insanın kendi elleriyle yaptıklarıdır.


Misafir 2 Mart 2011 20:07

1 ek
Alıntıdaki Ek 64251
İnsanların sürekli yaşadıkları yere çevre denir. Dağlar, ovalar, çayırlar, ormanlar, göller, denizler, ırmaklar, doğal çevreyi oluşturur.

Doğal Çevrenin korunması amacı ile 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı toplandı. Bu toplantıda çevre sorunları ele alındı. Çevre kirlenmesine karşı üye ülkeler ortak çözüm yolları aradılar. Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında 5 Haziran gününün Dünya Çevre Günü olması kararlaştırıldı. Her yıl Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak değerlendirilir.

Ülkemizde bu amaçla 1978 yılında Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, daha sonra Çevre Müsteşarlığı kuruldu. Başbakanlığa bağlı Çevre Müsteşarlığı 5-11 Haziran tarihleri arasını Çevre Koruma Haftası olarak kabul etti. Çevre Koruma Haftasında okullarda öğrencilere doğal çevrenin korunması gereği öğretilir. Hafta boyunca radyo ve televizyonda halka çevre kirlenmesi ile ilgili bilgiler verilir. Alınması gerekli önlemler anlatılır. Gazete ve dergilerde doğal çevrenin korunmasına ilişkin yazılara yer verilir.


Safi 6 Haziran 2017 03:01

3 ek
Alıntıdaki Ek 64252

Alıntıdaki Ek 64253

Alıntıdaki Ek 64254


Safi 6 Haziran 2017 03:04

5 ek


Safi 6 Haziran 2017 03:05

3 ek
Alıntıdaki Ek 64260

Alıntıdaki Ek 64261

Alıntıdaki Ek 64262


Safi 6 Haziran 2017 03:10

3 ek
Alıntıdaki Ek 64266

Alıntıdaki Ek 64267

Alıntıdaki Ek 64268



Saat: 12:03
Sayfa 1 / 2

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık