MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Cevaplanmış (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/)
-   -   Fatih Sultan Mehmet ile ilgili hikayeler var mı? (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/220149-fatih-sultan-mehmet-ile-ilgili-hikayeler-var-mi.html)

Ziyaretçi 23 Aralık 2008 14:02

Fatih Sultan Mehmet ile ilgili hikayeler var mı?
 
Fatih Sultan Mehmet ile ilgili hikayeler var mı?


Misafir 23 Aralık 2008 14:28

Fatih’in İstanbul’u fethettikten sonraki tek arzusu
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettikten sonra tek arzusu vardır: Mihmandar-ı Resulullah Hz. Eyüb’ün mezarını bulmak. (Halid bin Zeyd)
Akşemseddin Hazretleri kuşatmanın sürdüğü sıralarda türbenin bulunduğu noktaya bir nur indiğini görür. Fatih’i o mahalle götürür. Kısa bir murakabenin ardından iki çınar dalını toprağa diker ve kendinden emin bir ifadeyle:
-Büyük sahabe bunların arasında yatıyor! der.
Ancak etraftan:
-Ne malum? diyenler olur.
Hatta birileri padişaha akıl öğretirler:
-Bu dalları başka bir yere diktir bakalım, derler,
-İhtiyar molla fark edebilecek mi?
Fatih denileni yapar, hatta ilk işaret edilen yer kaybolmasın diye mührünü gömdürür.
Ama Akşemseddin dallara bakmaz bile, ertesi gün milimi milimine ilk gösterdiği noktaya yönelir. Hatta bir ara durur:
-Sultanımızın mührü, der,
-Ne arıyor orada?
Büyük veli bakar, bu mevzu çok tartışılacak, şüpheye mahal bırakmaz:
-Kazın! buyururlar.
Toprağın bir kulaç altından yeşil somaki bir taş çıkar.
Üstünde kûfi harflerle “Hâzâ kabri Halid bin Zeyd” yazılıdır. Kalabalık bir hoş olur. Derhal türbe ve mescit hazırlıklarına girişirler.

Fatih Sultan Mehmet ile Yahudi
Hazret-i Padisah Fatih Sultan Mehmethan zamaninda yapilacak bir camii insaati icin bir yerde uygun gorulen araziyi fatih istimlak eder. Ve fermanida muhurleyerek istimlak kararini tasdikler. Fakat bu arazinin sahibi bir yahudidir. Bu olay uzerine Istimlak kararini kendine yediremeyen yahudi kadiya giderek koca padisahi sikayet eder.Kadi padisahi huzuruna cikarir. Her iki tarafida dinledikten sonra kadi kararini aciklar:

Padisahin muhur vurdugu sag eli kesilecek
Fatih sultan mehmet karara tepkisiz kalip bir tek cumlesine bile karsi gelmemistir.

Bu karar uzerine yahudi yahu koskoca padisahin elini kesecekler ve bunu sadece benim arazim istimlak edildi diye yapacaklar diye dusunerek kararindan vazgecer. Kadi fatih sultan mehmete donerek eger padisahligina guvenipte benim verdigim karara karsi gelseydin $u gordugun topuzla senin kafani ezer seni oracikta oldururdum der. Kadinin bu cumlelerine istinaden koca sultan fatihte Egerki sende benim padisahligima aldanip farkli bir karar verseydin bende senin kafani kilicimla koparirdim der.

Yahudiye gelince .
Bu adalet sistemine ve bu kadar insanliga yuregi ne kadar haz etmistir ki o karar verildikten sonra sikayetini geri alir ve muslumanligi kabul ederek o anda sahadet eder.


Misafir 1 Şubat 2010 08:52

FATİH SULTAN
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
-İkimiz de Hazreti Ademin çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz.
Sultan Fatih:
-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.

AÇLIK
Fatih, hocası Akşemseddin’e sorar:- İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?
Akşemsettin cevap verir:- Ölünceye kadar

FATİH NİYE ÜSTÜN
Napolyon, S. Helen adasında sürgün bulunduğu sırada ‘Fatih mi yoksa siz mi büyüksünüz? Sorusunu soranlara şöyle cevap vermişti:
Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam. Çünkü ben, kılıçla zaptettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. O ise; fethettiği yerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır

GENÇ FATİH
Bir genç, “Fatih Sultan Mehmed’in resmini neden hep yaşlı bir insan suretinde çiziyorlar” diye sorunca, bir yazarımız şöyle cevap vermiş:
- Yaptığı işler o kadar büyük ki, bunları genç bir insanın yapacağını hayallerine sığdıramıyorlar

GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN
Fatihe sorarlar:
-İstanbulu niçin fethettin?
Cevap verir:
-Önce o benim gönlümü fethettiği için!

KADER
Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2. Murat Han:
-“Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz” diye çıkışır.
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
-Peder ne der, kader ne der.


Misafir 11 Şubat 2010 20:10

Fatih Sultan Mehmet doğacağı gece II. Murat sabaha kadar uyumamış Kur'an-ı Kerim okumuştur. Tam Fetih Sûresini okuduğu sırada kapı çalınmış ve Fatihin dünyaya geldiği haberi Sultana iletilmiştir. Sultan bu mutlu haber üzerine
-"Ravza-i Murad’da bir gül-i Muhammedî açtı." demiştir.


Misafir 15 Şubat 2010 18:08

Balıkesir Yolculuğu
Fatih,birgün,kılık değiştirerek bir seyahate çıkar.Basit bir köylü kıyafeti giyer.Köy köy,kasaba kasaba yürür.Bir ara çok yorulur ve dinlenmek ister.Gözüne bir kulübe ilişir,oraya varır.Bu kulübede yalnız yaşayan kadıncağızdan,içecek soğuk bir şey ister.Kadın ter içindeki yolcuya ayran ikram eder.
Köylü kıyafetindeki Fatih,ihtiyar kadının sunduğu ayranı doğru dürüst içemez.Çünkü her yudumda ağzına birkaç tane saman çöpü gelir.Fatih,ayranı yudumlaya yudumlaya içtikten sonra kadına sorar:
-Nine,ayranın çok lezzetli ama içindeki şu saman çöpleri niye?
Kadıncağız tatlı tatlı gülümser.
-A evladım!Ter içindesin .Eğer bu soğuk ayranı saman katmadan verseydim bir yudumda içecek,belki de hasta olcaktın.Kıyamadım sana!
Bu söz ,Fatih'in çok hoşuna gider ve fakir kadına kulübesinin civarındaki araziyi bağışlar.


Misafir 20 Kasım 2010 17:29

Her zaman hal ve hareketlerinde fatih sultan mehmeti örnek alan ve osmanlı parasında bile fatih sultan mehmetin resmi bulunan osmanlı hükümdarlarından 4.muratın atı ayağıyla bütün gücüyle kavrayarak atla barfiks çektiğini... bir gün vezirlerine sinirlenmesi üzerine yanyana bulunan iki veziri iki eliyle kavrayıp odanın etrafında bir tur attıktan sonra yavaşça mermerin üstüne bıraktığını bunun üzerine kuşkusuz bir ihanetkar olan Sadrazam Davut PAŞAnın deil kötü haber vermek iyi haberi bile padişah kızar endişesiyle uzaktan verdiğini
BİLİYOR MUYDUNUZ?


Misafir 9 Şubat 2012 18:01

Fatih Sultan Mehmed 29 mart 1432 yılında Edirne’de dünyaya gelmiştir. Babası padişah ikinci murad, annesi ise Huma hatundur.Fatih Sultan Mehmedin yapısı : uzun boyu, dolgun yanağı, adaleli ve kuvveti oldukça iyi bir padişahtı. O devrin en büyüklerinden birisiydi ve toplam 7 yabancı dil biliyordu.

Fatih zamanında alimleri, sanatkarları ve şairleri toplar sohbet eder ve bundan çok büyük zevk alırdı. Bilinmeyen konular hakkında araştırmalar yaptırırdı ve bu araştırmaları incelerdi. Akşemseddin Fatih Sultan Mehmed’in hocalığını yapmış bir alimdir. En çok değer verdiği Alimdir. Fatih, soğuk kanlı ve çok cesur bir insandı. Eşi benzeri olmayan bir komutandı ayrıca mükemmel bir yöneticiydi. Yapacağı değişiklerle ilgili hiç kimseye en ufak bir sır vermezdi.

Genelde farsça ve arapçaya çevrilen felsefi konulu eserleri okurdu. Fatih sultan Mehmet bilime çok önem veren bir padişahtı. 1466 yılında Batlamyos haritasını tercüme ettiripi haritadaki isimleri arap harfleri ile yazdırdı.Bilimsel konularda sorunlar hangi dine mensup olursa olsun bilginler korurdu ve onlara eserler yazdırırdı.Ünlü ressam olan bellini’yi İstanbula davet etti ve resmini yaptırdı. Ünlü Astroloh Ali Kuşçu o zamanda İstanbula geldi.


Fatih Sultan Mehmed 1481 yılına kadar padişahlık yaptı. 25 kere sefere katıldı.Fatih sultan Mehmet yüksek azim ve iradesi vardı. Verdiği kararlı uygulardı. Devlet idaresinde oldukça sertti. Savaşlarda cesurdu. Savaşta önlerde giderdi.

20 Yaşında Osmanlı Devletinin başına geçti. İstanbulu fetheden Sultan Mehmed 1100 yıl hüküm süren Doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırdı ve Fatih ünvanını aldı. Ortaçağı kapatıp yeni çağı açtı. Bir dünya imparatoru oldu. 3 mayıs 1481 yılında maltepede hayata veda etti.(cob)


Misafir 9 Şubat 2012 18:06

FATİH SULTAN MEHMET HAKKINDAKİ HİKAYELER... :)
 
İstanbul’u fetheden efsanevi Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmed’in bugün doğumunun 578’inci yılı kutlanıyor. 30 Mart 1432 tarihinde dünyaya gelen ve 3 Mayıs 1481 yılında, genç bir yaşta vefat eden II. Mehmed, yedinci Osmanlı padişahıydı. İstanbul’u fethederek “Fatih” lakabını alan hükümdar, böylece Orta Çağ’ın sona ererek Yeni Çağ’ın başlamasına sebep oldu. Bu “çağ açan hükümdar”ın elbette pek çok sıra dışı hikâyesi de var. Yüzyıllardır dilden dile dolaşan bu hikâyeleri merakla okuyacaksınız.

Hapisteki papazlar
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’un fethinden sonra tüm hükümlüleri serbest bırakır. Ancak bu hükümlüler arasında yer alan iki papaz zindan çıkmak istemezler. Halka zulüm ve işkence eden Bizans İmparatoru’na, adaletli olmasını tavsiye ettikleri gerekçesiyle hapse atılan papazlar, bundan böyle hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdir.
Olaydan haberdar olan sultan, huzuruna çağırdığı papazların ağzından kendi hikâyelerini dinler ve onlara şöyle der
“Bir teklifim var: sizler İslam adaletinin uygulandığı bu memleketi geziniz, Müslüman hâkimlerin ve halkımın davalarını dinleyiniz. Eğer hayata küsmenize sebep olan adaletsizliği burada da görürseniz gelip bana bildiriniz ve önceden verdiğiniz kararınız doğrultusunda uzlete çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunuzu kanıtlayınız.”
Papazlar zaman kaybetmeden yola çıkarlar. İlk durakları Bursa’dır. Orada şöyle bir olayla karşılaşırlar:
Bir Müslüman’ın, “hiçbir kusuru yok” denilerek bir Yahudi’den satın aldığı atın hasta olduğu ortaya çıkar. Müslüman, sabah olur olmaz kadının yolunu tutar. Ancak kadı henüz gelmemiştir. Bir süre boyunca bekleyen Müslüman, kadının gelmeyeceğini düşünerek atını alıp geri döner ve at o gece ölür. Olayı sonradan öğrenen kadı, atın sahibi Müslüman’ı çağırarak şöyle der:
“Eğer geldiğinizde ben makamımda bulunsaydım, atı sahibine iade edip paranızı alırdım. Ancak zamanında daireme gelmediğim için olayların bu şekilde gelişmesine sebep oldum. O yüzden atın ölümünden doğan zararı ben ödeyeceğim.” Bu olay karşısında hayrete düşen papazlar buradan İznik’e geçerler. Bu şehirde ise şöyle bir mahkeme ile karşılaşırlar
“Eğer geldiğinizde ben makamımda bulunsaydım, atı sahibine iade edip paranızı alırdım. Ancak zamanında daireme gelmediğim için olayların bu şekilde gelişmesine sebep oldum. O yüzden atın ölümünden doğan zararı ben ödeyeceğim.” Bu olay karşısında hayrete düşen papazlar buradan İznik’e geçerler. Bu şehirde ise şöyle bir mahkeme ile karşılaşırlar
Tarlanın ilk sahibi ise, tarlayı kendisine taşı ve toprağıyla beraber sattığını söyleyerek altınları kabul edemeyeceğini söyler. Anlaşmaya varamadıkları için iki Müslüman soluğu kadının huzurunda alırlar. Kadı, adamlara çocukları olup olmadığını sorar. Birinin erkek diğerinin ise kız çocuğu vardır. Kadı, bu iki çocuğu nikâhlayarak altını da çeyiz olarak onlara vermeye hüküm verir. Bu iki olaya tanık olduktan sonra papazlar İstanbul’a gelerek Fatih Sultan Mehmed’in huzuruna çıkarlar ve şöyle derler:
“Bizler artık inandık ki bu kadar adalet ve birbirinin hakkına saygı ancak İslam dininde vardır. Bu dinin insanları başka dinden olanlara bile kötülük yapamazlar. Bu yüzden biz zindana dönme kararımızdan vazgeçtik, sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inandık.

“Bu halkla ben dünyayı bile fethederim”
Henüz 21 yaşında olan ve İstanbul’u fethetmeye karar veren Fatih Sultan Mehmed, orduya katılacak olan halkını imtihan etmek amacıyla sabahın erken saatlerinde tebdil-i kıyafetle başkent Edirne’nin pazarında dolaşmaya başlar. Çarşının bir ucundaki dükkâna giderek birkaç erzak alır. Dükkândan çıkarken elindekilerin yetmeyeceğine kanaat getirip biraz daha erzak ister, ancak dükkân sahibi vermek istemez:
“Ben sana satış yaparak siftahımı yapmış oldum. Başka alacağın varsa şuradaki dükkândan al, çünkü o henüz siftah etmedi.” Sultan gittiği ikinci dükkânda da ikinci bir mal istediğinde aynı karşılığı alır ve böylece bütün çarşıyı baştan sona dolaşır.
Padişah saraya geldiğinde secdesine kapanarak şöyle der:
“Ya Rabbi sana hamdolsun… Bana böyle birbirini düşünen insanların olduğu bir millet ihsan ettin. Ben bu milletimle değil Bizans’ı, dünyayı bile fethederim.”
Padişahla mahkemelik olan Yahudi

Fatih Sultan Mehmed, yapılacak bir cami inşaatı için uygun görülen bir araziyi istimlâk eder. Ancak bu arazi bir Yahudi’ye aittir. İstimlâk kararına itiraz etmek için arazi sahibi Yahudi, kadının karşısına çıkarak padişahtan şikâyetçi olduğunu belirtir. Kadı, padişahı huzuruna çıkarır.
İki tarafı da dinledikten sonra kadı kararını verir: Padişahın istimlâk kararının fermanını mühürleyen sağ eli kesilecektir. Fatih Sultan Mehmed karara sesini çıkartmaz. Bunun üzerine kadı sultana şöyle der: “Eğer padişahlığına güvenip benim verdiğim karara karşı gelseydin şu gördüğün topuzla senin kafanı ezer, seni oracıkta öldürürdüm”.
İki tarafı da dinledikten sonra kadı kararını verir: Padişahın istimlâk kararının fermanını mühürleyen sağ eli kesilecektir. Fatih Sultan Mehmed karara sesini çıkartmaz. Bunun üzerine kadı sultana şöyle der: “Eğer padişahlığına güvenip benim verdiğim karara karşı gelseydin şu gördüğün topuzla senin kafanı ezer, seni oracıkta öldürürdüm”.
Padişah da kadıya şöyle yanıt verir: “Eğer sen de benim padişahlığıma aldanıp farklı bir karar verseydin ben de senin kafanı kılıcımla koparırdım”. Tüm bu olanları gören Yahudi, padişahı şikâyet ettiğine pişman olur. Bu adalet sisteminden ve insanlıktan o kadar etkilenmiştir ki o anda şahadet ederek Müslüman olur.

Adem’in çocukları
Sultan Mehmed, dışarıda gezerken, yanına gelen dilenciye bir altın verir. Dilenci aldığı parayı beğenmez. “Aman Sultanım, koskoca padişah kardeşine bu kadar mı para verir?"
Padişah, nereden kardeş olduklarını sorunca da şöyle cevap verir:
“İkimiz de Hazreti Adem’in çocukları değil miyiz? O yüzden elbette kardeşiz.”
Sultan’ın cevabı gecikmez:
“Bu keşfini sakın ola ki başkasına söylemeye kalkma. Diğer kardeşlerimiz de pay isterlerse sana zırnık bile düşmez.”
Açlık
Fatih, hocası Akşemseddin’e sorar:
- İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?
Akşemseddin yanıt verir:
- Ölünceye kadar.
Napolyon'un Fatih hayranlığı

St. Helen Adası’nda sürgünde olan Napolyon Bonaparte’a “Fatih Sultan Mehmed mi büyük, yoksa siz mi daha büyüksünüz?” sorusunu yöneltirler. Fransız hükümdarın yanıtı şöyle olur:
“Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam, çünkü ben, kılıçla zapt ettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. Fatih ise fethettiği yerleri nesilden nesle intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.”
Genç Fatih

Bir genç, “Fatih Sultan Mehmed, neden hep yaşlı bir insan suretinde resmediliyor?” diye sorunca, bir yazar ona şöyle cevap verir:

“Yaptığı işler öyle büyük ki, insanlar bunları genç birinin yapabileceğini hayallerine bile sığdıramıyorlar.”
Gönül fetheden İstanbul

Fatih’e sorarlar:
- İstanbul’u niçin fethettin?
Cevap verir:
- Çünkü önce o benim gönlümü fethetti.

Kader
Çok yaramaz bir çocuk olan II. Mehmed’e, babası II. Murad Han:
“Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz” diye çıkışır.
Mehmed’in orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan hocası Akşemseddin ise gülümseyerek şöyle söyler:
“Peder ne der, kader ne der."
Müjdeli haber

Oğlu Mehmed’in yaklaşan doğumu üzerine, II. Murad sabaha kadar uyuyamaz, gece boyunca Kur’ân-ı Kerim okuyarak müjdeli haberi bekler. Tam Fetih Suresi’ni okuduğu sırada oğlunun doğum haberi padişaha iletilir. Sultan bu müjdeli haber üzerine:
“Ravza-i Murad’da bir gül-i Muhammedî açtı”* der.

Balıkesir yolculuğu
Sultan Fatih, tebdil-i kıyafetle köy köy, kasaba kasaba gezmek için seyahate çıkar. Yorulduğu bir sırada dinlenmek için gözüne ilişen bir kulübenin kapısını çalar. Karşısına çıkan kadıncağızdan içecek soğuk bir şey vermesini rica eder. Kadın ter içinde kalan misafirine ayran ikram eder. Fakat padişah, her yudumda ağzına gelen saman çöpleri yüzünden ayranını hızlı içemez. Ayranını yudumlaya yudumlaya içen Fatih ihtiyar kadına sorar:
“Nine, ayranın çok lezzetli ama içindeki şu saman çöpleri ne?”
Kadın gülümseyerek cevap verir:
“A evladım! Ter içindesin. Eğer bu soğuk ayranı saman katmadan verseydim bir yudumda içecek, belki de hasta olacaktın. Kıyamadım sana!”
Bu, sultanın çok hoşuna gider ve fakir kadına kulübesinin civarındaki araziyi bağışlar.


nisa52 24 Kasım 2013 16:58

Sultan Süleyman
 
Bir gün sultan süleyman yardımcılarına şöyle der:
-''Bana öyle bir yüzük yapın ki eğer mutlu isem aklıma üzüntü gelsin,üzüntülü isem aklıma mutluluk gelsin'' der ve yardımcıları tarif edilen yüzüğü yapar.Ve yüzükte şöyle yazar ;
BU DA GEÇER yazar yani anlamı: Sultan Süleyman üzüntülü olduğunda okuduğu
zaman buda geçer mutlu olduğunda da ise buda geçer demek istiyor
Teşekkürler Admin



Saat: 14:48

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık