Ülkemizde çıkarılan madenler nelerdir? Ülkemizde çıkarılan madenler nelerdir? |
Ulkemizdeki MadenlerMadenlerTürkiye madenler bakımından zengin bir ülkedir. Ayrıca bazı madenler bakımından dünyanın önemli ülkeleri arasındadır. Türkiye'nin madenlerinin tamamı henüz belirlenmemiştir. Her yıl yeni maden yataklarının bulunması bunun kanıtıdır. Ülkemizin madenciliğinin şu andaki üretimi, tümüyle kendi endüstri kuruluşlarımızın gereksinimine yönelik değildir. Bir kısmı ham olarak ya da yarı işlenmiş halde dışarı satılmaktadır. Bir madenin işletilmesinin karlı olabilmesi için; "cevher oranı" Yedekleriyle birlikte belirtilen miktarı fazla olmalıdır. Anadolu, madenciliğin eskilere dayandığı bir yerdir. Ancak cumhuriyetin ilanından sonra kurulan maden teknik ve arama (M.T.A) enstitüsü, madenciliğimizi ciddi biçimde ele alınmasına yönelik olan bir kuruluştur. Bu kuruluş, arama çalışmaları gerçekleştirirken yine cumhuriyet döneminde kurulan ETİBANK, işletme ve pazarlama işlerini yürütmeye başlamıştır. Bu devlet kuruluşlarından başka, özel sektör kuruluşları da bulunmaktadır. DemirTürkiye'nin birçok yerinde çıkarılan bir madendir. Demir çıkarımının %80'ini Doğu Anadolu bölgesi içerisinde kalan Divriği sağlar. Balıkesir'de Eymir ve Çarmık, Ege Bölgesinde Ayazmand ve Torbalı, Kahramanmaraş ile Kayseri arasında Faraşa ve Karamadazı, Sivas Hekimhan arasında Hasan çelebi ve Doğu Marmara'da Çamdağı, önemli demir alanlarıdır. Demir, endüstride en çok kullanılan maden cevheridir. Bu nedenle demir-çelik endüstrisinde ana maddedir. KromSert, paslanmaz ve iyi parlatılan bir madendir. Kaplamacılık ve çelik yapımında yaygın olarak kullanılır. Türkiye'de yaygın olarak çıkarılan madenlerden biride kromdur. En zengin krom yatakları; Elazığ'da Guleman, Batı akdenizde (fethiye, marmaris arasında) Dalaman havzası, Kütahya ile Bursa arası ve Eskişehir'in doğusundaki Seyitgazi'de yer alır. Adana'nın kuzeyindeki Akdağ yöresinde de yeni krom yatakları bulunmuştur. Akdağ krom yatakları, Dünyanın en zengin yataklarıdır. Türkiye, krom çıkarımında dünyada 3. sıradadır. Türkiye, çıkardığı kromu büyük ölçüde cevher olarak satmaktadır. Bu nedenle çıkarımını dış taleplere bağlı olarak ayarlamaktadır. BakirKolay işenen bir madendir. Elazığ'da maden (Ergani bakır işletmeleri), Artvin'de Murgul (Göktaş) ve Kastamonu'da Küre bakır çıkartılan yerlerdir. Rize Çayeli'de yeni bakır yatakları bulunmuştur. BorKullanım alanı yaygın olan bu maden,boraks ve asitborik elde edilmesi bakımından da önemlidir. Balıkesir'de Sultançayırı ve Bigadiç Eskişehir'de Seyitgazi ve Kütahya çevresi önemli çıkarım alanlarıdır. Türkiye, bor minarellerinde dünyanın en zengin ülkesidir. BoksitKonya'nın Seydişehir ilçesi ile Antalya'nın Akseki ilçesinde çıkarılır. Bu iki çıkarım alanı da Antalya bölümünde yer alır. Alüminyumun hammaddesidir. KukurtIsparta'nın Keçiborlu ilçesi ile Denizli'nin Sarayköy ilçesinde bulunmaktadır. ManganezZonguldak'ın Ereğli ve Artvin'in Borkça (Göktaş) çevrelerinde çıkartılır. Denizli Tavas'ta yeni yatakları bulunmuştur Civaİzmir'in Ödemiş ve Karaburun, Konya'nın Sarayönü çevresinde ve ayrıca Niğde civarlarında çıkartılır. TuzÇeşitli yollarla elde edilen bir doğal kaynaktır. Kayatuzu olarak çıkartıldığı gibi, deniz suyundan ve açık işletme olarak Tuz gölünden de elde edilir. En fazla tuz üretimi İzmir'deki Çamaltı tuzlasında, deniz suyundan elde edilir. Çankırı, Erzurum, Kars, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat ve Konya'da işletilmektedir.Türkiye, birçok madende zengin bir ülkedir. Bu madenlerden bazıları turistlik eşya yapımında önem taşır. Lületaşı (Eskişehir'de) ve oltutaşı (Erzurum'da) bu özellikte olanların en önemlileridir. Tas Komuru (Maden kömürü):Yurdumuzda tüketilen enerji kaynakları arasında taş kömürünün önemli bir yeri vardır. Ayrıca demir-çelik ve kimya sanayiilerinin önemli ham maddesidir. Başlıca taş kömürü yataklarımız; Zonguldak ve çevresindedir. Burası Türkiye'nin tek maden kömürü havzasıdır. Bir milyon tonu aşan rezervi vardır. LinyitYaygın olarak hemen her bölgemizde çıkarılır. Ege bölgesi linyitleri oldukça kalitelidir. Manisa'da Soma, Kütahya'da Tavşanlı, Tunçbilek ve Değirmisaz, Amasya'da Çeltek ve Erzurum en önemli çıkarım yerleridir. Kahramanmaraş'ın Elbistan, Muğla'nın Yatağan linyitlerinin kalori değeri düşüktür. Bu nedenle termik santrallerde kullanılır. PetrolGünümüzde önemli bir enerji kaynağı olan petrol, aynı zamanda kimya sanayiinin de ham maddesidir. Yurdumuzdaki petrol yatakları fazla zengin değildir. Mevcut petrol yataklarımız daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Batman, Siirt ve Diyarbakır'dadır. Adıyaman, Şanlı Urfa ve Mardin'de de petrol yatakları vardır. Üretilen petrol, ihtiyacımızın çok az bir kısmını (1/7) karşılamaktadır. Geri kalan kısmını dışardan karşılamaktayız. Yurdumuzda ham petrolün arıtılması için rafineriler kurulmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde üretilen ham petrolün bir kısmı Batman Rafinerisine, bir kısmı da Batman-İskenderun boru hattı ile Dörtyol'a gönderilmektedir. Buradan da tankerlerle Ataş, İzmir ve İzmit rafinerilerine taşınmaktadır. İskenderun Körfezi ile Kırıkkale arasındaki petrol boru hattı ile de Kırıkkale Rafinerisine ham petrol aktarılmaktadır. Ayrıca Türkiye-Irak boru hattı ile Irak petrollerinin bir kısmı Yumurtalık Limanı'na taşınmaktadır. Bu taşımacılıktan Ülkemiz önemli bir gelir sağlamaktadır. Azerbaycan petrolünün de yapılacak boru hattı ile İskenderun Körfezi'ne getirilmesi planlanmaktadır. Yurdumuzda petrol aramalarına hızla devam edilmektedir. Türkiye'de su gücünden elde edilen elektrik enerjisi üretimi her geçen gün artmaktadır. Barajlara dayalı elektrik üreten pek çok hidroelektrik santralimiz vardır. Bunların başlıcaları; Atatürk, Karakaya, Keban, Hasan Uğurlu, Demirköprü, Hasan Polatkan, Oymapınar ve Hirfanh hidroelektrik santralleridir. Bunların yanında yapımı devam eden hidroelektrik santrallerimiz de vardır. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile Fırat ve Dicle üzerinde 21 baraj, 17 hidroelektrik santrali yapımı öngörülmektedir. Bu proje ile elde edilecek hidroelektrik enerji, Türkiye'deki mevcut hidroelektrik enerjiden çok daha fazla olacaktır. Ayrıca, Denizli yakınlarında Sarayköy'de yüksek sıcaklıktaki su buharından enerji elde edilmektedir. Bu tür enerjiye "Jeotermal enerji" denir. Birçok yerinde çeşitli sıcaklıkta termal kaynaklar bulunan yurdumuz, bu enerji kaynağı açısından da şanslı görülmektedir. Yine yurdumuzun çeşitli yerlerinde güneş enerjisinden ısı enerjisi olarak yararlanılmaktadır. Yurdumuzda doğal gazdan da faydalanılmaktadır. Bir miktar yerli üretimin yanı sıra Rusya Federasyonu'ndan borularla, Cezayir'den de deniz yolu ile doğal gaz getirilmektedir. Özellikle büyük kentlerimizde daha çok kışın ısınmada kullanılan doğal gaz, hava kirliliğini de büyük ölçüde önlemektedir. |
turkıyede cıkarılan madenler ne alanında Ülkemizde Çıkarılan Madenler; Dünya çapında ülkemizde önem taşıyan madenler Bor Mineralleri ve Kromdur. Bor Mineralleri Bor Mineralleri Ülkemizde
Krom Ülkemizde;
Türkiye'de hemen hemen her bölgede görülmektedir.3 zamanda oluşmuştur.Ege Bölgesi başta olmak üzere her yerde bulunabilir. Linyit Ülkemizde;
|
Metal Madenleri Bakır-Kurşun-Çinko-Kadmiyum-Demir-Krom-Boksit-Vanadyum - Antimuan- Tungsten- Molibden- Nikel- Kalay- Altın- Gümüş Kimyasal Sanayi Hammaddeleri Bor-Trona- Sodyum Sülfat -Tuz - Stronsiyum Mineralleri Gübre Sanayi Hammaddeleri Kükürt-Potas-Fosfat Seramik Refrakter Cam Sanayi Hammaddeleri Kaolen- Seramik Killeri - Refrakter Killeri -Wollastonit - Magnezit - Disten- Andaluzit - Sillimanit- Olivin- Kuvars - Kuvarsit - Kuvars Kumu -Döküm Kumu Çimento Hammaddeleri ve Yapı Malzemeleri Mermer-Alçıtaşı-Kireç-Perlit-Pomza-Vermikülit Diğer Endüstri Hammaddeleri Alunit - Nadir Toprak Elementleri - Serpiyolit-Grafit-Barit-Talk-Zeolit - Diatomit-Bentonit-Florit-Kıymetli Taşlar-Asbest-Titanyum - Zirkonyum ve Hafniyum- Lityum - Mika Enerji Hammaddeleri Kullanım Alanları Jeotermal Enerji - Nükleer Enerji Hammaddeleri - Kömür genel bir taksonomi bu şekilde sıralanabilir. bu çıkarılan madenlerin hakkında daha ayrıntılı bilgi için Maden tektik ve Arama Genel müdürlüğü sitesinden bilgi alabilirsiniz. |
Türkiye’nin Enerji KaynaklarıPetrol:Türkiye’nin bilinen (kalan) üretilebilir petrol rezervleri 300 milyon varil (43 milyon ton) civarındadır[2]. Türkiye’nin petrol potansiyelinin, çevresindeki petrol zengini (Irak, İran, S. Arabistan) ülkelerle kıyaslanacak kadar fazla olmadığı gerçektir. Bunun jeolojik olduğu kadar, siyasi ve tarihi gerekçeleri de vardır. Buna karşın, ülkemizde bugüne kadar 1.3 milyar varil civarında üretilebilir petrol rezervi keşfedilmiş, bunun yaklaşık 900 milyon varili tüketilmiştir. Derin formasyonlarda ve özellikle denizlerimizde bugüne kadar yapılan aramalar çok yetersizdir. Türkiye’nin, bir “master plan” dahilinde, öncelikli alanlarını belirleyerek, yoğun bir arama hamlesine girişmesi gerekmektedir. Ancak bundan sonra, ülkemizin “gerçek” petrol ve gaz potansiyeli hakkında doğruya daha yakın görüşler ortaya çıkabilecektir. Bu yapılmadan, “ülkemizde petrol yoktur” savıyla yola çıkıp, tamamen ithalata bel bağlayan bir politika belirlemek yanlış olacaktır. Özellikle denizlerimizdeki petrol ve gaz potansiyelinin ortaya konulması, ekonomik ve stratejik açıdan yaşamsal değer taşımaktadır. Ülkemizde yılda yaklaşık 30.6 milyon ton petrol (ürünü) tüketilmektedir (sivil tüketim). İthal edilen ham petrol miktarı 23.5 milyon ton (2005 yılı)[3], rafinerilerimizde işlenen ham petrol miktarı 25.5 milyon ton, yerli üretim ise 2.2 milyon tondur. Bir diğer ifadeyle, rafinerilerimizde işlenen ham petrolün sadece %8.6’sı yerli üretimle karşılanabilmektedir. Doğal Gaz:Ülkemizin kalan üretilebilir gaz rezervleri yaklaşık 8 milyar metreküptür. Türkiye’de 2006 yılı itibarıyla, 30.83 milyar metreküp gaz tüketilmiştir[4]. Bunun 19.65 milyar metreküpü (%64’ü) 2 ayrı boru hattıyla Rusya Federasyonu’ndan alınmıştır. İthalatın yapıldığı diğer ülkeler Cezayir (4.2 milyar metreküp), Nijerya (1.12 milyar metreküp) ve İran’dır (5.69 milyar metreküp). Cezayir ve Nijerya’dan yapılan ithalat, sıvılaştırılmış gaz (LNG) biçimindedir. Tüketilen gazın 16.64 milyar metreküpü (%55’i), elektrik üretimi için kullanılmaktadır. Tamamı ithal edilen bir kaynak olan doğal gazın, bu kadar yüksek oranda elektrik üretiminde kullanılması, ithalatta Rusya’ya bağımlılığımız kadar önemli bir sorundur. 2006 yılı itibarıyla, konut sektöründe 7.26 milyar metreküp, sanayi sektöründe 6.44 milyar metreküp ve gübre sanayinde 0.16 milyar metreküp gaz tüketilmiştir. 2005 yılı ham petrol, petrol ürünü ve doğal gaz ithalat faturamız 20 milyar dolar civarındadır. Petrol aramacılığında olduğu gibi, doğal gaz aramacılığında da, bir “master” plan dahilinde ve özerkleştirilecek ve dikey entegre yapıya dönecek bir TPAO öncülüğünde, yeni bir arama hamlesinin başlatılması gereklidir. Kömür:Ülkemizin ispatlanmış linyit rezervleri 8.1 milyar ton, taş kömürü rezervleri ise 1.1 milyar tondur.[5] Linyit kaynaklarımızın üçte ikisi henüz devreye alınamamıştır. Bunun temel nedenlerinden en önemlisi, Yİ ve YİD santrallerine verilen satın alma garantileri nedeniyle, hidroelektrik, doğal gaz ve kömürle çalışan santrallerin bile yeterince üretim yapamadığı bir ortamda, yeni yatırımların cazip ve mümkün olmaktan çıkmış olmasıdır. Kömür sektöründeki bir diğer sorun, 1970’li yıllardan beri kömür aramacılığının neredeyse durmuş olmasıdır. Ülkemizin önde gelen birçok uzmanı, kömür potansiyelimizin çok daha fazla olduğunu öne sürmektedir. Temiz yakma teknolojileri kullanıldığı takdirde, verimi yükselen ve çevreye zarar riski en aza inebilen linyit santralleri, ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak en önemli kaynaklar arasındadır. Linyit ve taş kömürü aramacılığı, ülkemizin önünü açabilecek önemli bir gizil gücü olarak, mutlaka dikkate alınmalıdır. Hidroelektrik:Enerji Bakanlığı ve DSİ verilerine göre, ülkemizin teknik-ekonomik-kullanılabilir hidroelektrik potansiyeli, 125-130[6] milyar kilowattsaat/yıldır (125-130 Gigawattsaat/yıl). Bu potansiyelin kurulu güç cinsinden ifadesiyse, yaklaşık 34,729 MW/yıldır. Bunun üçte ikisi henüz (kömür bölümünde aktarılan nedenlerle) kullanılamamaktadır. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi’nin yaptığı bir çalışmaya göreyse, havza bazında yapılan yeni değerlendirmeler ve özellikle küçük hidroelektrik santrallerin yaratacağı potansiyel dikkate alındığında, ülkemizin teknik-ekonomik-kullanılabilir hidroelektrik potansiyelinin 163-188 milyar kilowatt-saat olduğu değerlendirilmektedir. Bu değer (yüksek olanı) dikkate alındığında, kullanılmayan teknik-ekonomik ve kullanılabilir hidroelektrik potansiyelimizin dörtte üçünün devreye alınamadığı görülmektedir. Ülkemizde bugüne kadar pompa depolamalı hidroelektrik santral inşa edilmemiştir.[7] Birçok ülkede başarıyla uygulanan bu tür santraller de inşa edilmelidir. Diğer yandan, kurulu kapasiteleri 50 MW’ın altında olmak üzere planlanan 400’e yakın termik santralin toplam kurulu güç kapasitesi 5000 MW’ın üzerindedir. Japonya’da, bu tür santraller 1980’den beri desteklenmekte, inşaat bedelinin %5’iyle %15’i arasında değişen bu devlet desteğiyle, elektrik kurulu güç profili çeşitlendirilmektedir. Ülkemizde de, bu tür santrallerin bir an öne inşası için gereken destek sağlanmalıdır. Böylece, temiz, yenilenebilir ve yerli bir kaynak olan hidroelektrik potansiyelimizin, ülkemizin enerji gereksinimi için gereğince kullanımı sağlanmış olacak, dışa bağımlılığımız azalacaktır. Yenilenebilir kaynaklar:Ülkemizin önemli yenilenebilir kaynakları; rüzgar, güneş ve jeotermaldir. Güneş potansiyeli açısından coğrafi konumu nedeniyle şanslı ülkelerden sayılan ülkemizde Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün güneşlenme süresi ve ısınım şiddeti ölçümleri üzerinde EİE tarafından yapılan çalışmaya göre, Türkiye’nin yıllık toplam güneşlenme süresi 2640 saat ve ortalama toplam ışınım şiddeti 1,311 kWsaat/metrekare-yıl olarak saptanmıştır. Enerji Bakanlığı verilerine göre, elektrik amaçlı kullanılabilecek güneş potansiyelimiz 8.8 milyon ton petrol eşdeğeri (mtpe), ısınma amaçlı kullanılabilecek potansiyelse 26.4 mtpe olarak verilmektedir. 2005 yılında yaklaşık 90 mtpe enerji tükettiğimiz dikkate alınırsa, özellikle ısınma amaçlı kullanım potansiyelinin boyutu daha iyi algılanabilir. Konutlarda tüketilen enerjinin %80’inin ısınmaya harcandığı düşünülürse, öncelikle büyük kentlerden başlanarak yeni yapılacak binalarda yönlendirme ve yalıtım gibi unsurlar dikkate alınarak, %30’lara varan ısı kazancı sağlayan mimari tasarımlar hayata geçirilmelidir[8]. Ülkemizin rüzgar potansiyeli konusunda farklı yaklaşımlar olmakla birlikte, bu kaynak açısından da şanslı ülkeler arasında sayılabiliriz. Enerji Bakanlığı web sayfasına göre, EİE'nin ölçüm istasyonlarından elde edilen ortalama rüzgar hızları, bu bölgelerin birçoğunun rüzgar enerjisi uygulamaları için elverişli olduğunu göstermektedir. Bu çalışmamızda sıklıkla anılan DEK-TMK çalışması, rüzgar santrallerinin öncelikle, potansiyelin yoğun olduğu Marmara, Ege, G.Doğu ve Doğu Akdeniz bölgelerinde gerçekleştirilmesini önermektedir. Enerji Bakanlığı verilerine göre, elektrik üretimi amaçlı kullanılabilecek (görünür ve mümkün) toplam jeotermal potansiyelimiz 4,500 MW/yıl, termal amaçlı kullanılabilecek toplam potansiyelimiz ise 31,000 MW/yıldır. Yenilenebilir kaynaklarımız, tamamen atıl biçimde, devreye alınmayı beklemektedir. Jeotermal kaynaklarımızın öncelikle termal amaçlı kullanımının geliştirilmesi, 5 MW civarında (modüler diye tanımlanan) elektrik üretimi teknolojisinin geliştirilmesine paralel olarak elektrik üretiminde de devreye alınması önerilmektedir (DEK-TMK). Biyogaz, biyoetanol ve biyodizel de, son yıllarda adlarından daha fazla bahsedilen yenilenebilir kaynaklardır. Ancak bu kaynakların kullanımı için, tarım ve sanayi politikasıyla birlikte, yarar ve zararları dengeli planlayan, vergi sistemini sağlıklı belirleyen bir “master plan” hazırlanması gerekli görülmektedir. Enerji Verimliliği/Enerji Yoğunluğu: Ülkemizde, enerji tüketiminin en önemli sorunlarından birini, enerjinin OECD ortalamasına göre son derece verimsiz, bir diğer ifadeyle daha yoğun olarak (olumsuz anlamda) kullanılması oluşturmaktadır. Türkiye’nin 0.38 olarak verilen enerji yoğunluğu, OECD’nin gelişmiş ülkeleriyle karşılaştırıldığında, hayli yüksektir (yaklaşık 2.5 katı). Enerjide dışa bağımlılığımız yetmezmiş gibi, enerjiyi verimsiz kullanmamız, ülke ekonomisini 2 kez yıpratmaktadır. Bu noktada, enerji politikamızın, sanayi ve özellikle ulaştırma politikasıyla beraber planlanması gereği ortaya çıkmaktadır. Sadece arz güvenliğini değil, talep tarafı enerji planlamasını da gözeten, çok yönlü bir enerji politikasına gereksinim vardır. ENERJİ KAYNAKLARITaşkömürü :Ülkemizin en geniş taşkömürü havzası Batı Karadeniz Bölümü'ndedir. Buradaki taşkömürü havzaları I. Jeolojik zamanda oluşmuştur. Demir - Çelik endüstrisinde enerji kaynağı olarak kullanılan taşkömürü, aynı zamanda kimya endüstrisinin de hammaddesidir. Yıllık üretim 4-5 milyon ton dolayındadır. Üretim Türkiye'nin gereksinimini karşılayamaz. Linyit :Türkiye'de rezervi en zengin olan enerji kaynağıdır. Hemen her bölgemizde az çok linyit yatakları bulunmaktadır. Çoğunlukla yakacak olarak ve termik santrallerde değerlendirilir. En büyük linyit havzası Afşin-Elbistan'dadır. Yıllık net üretim 40 milyon tonu bulmaktadır. Üretim ve tüketim aynı hızla artmaktadır. Petrol :Dünya ekonomisinin en önemli enerji kaynaklarından birincisi durumundadır. Ancak Türkiye petrol rezervleri bakımından pek zengin değildir. Türkiye'nin önemli petrol yatakları Güneydoğu Anadolu'da bulunmaktadır. Türkiye'nin yıllık üretimi 2,5-3 milyon ton dolayındadır. Üretilen petrol ülke gereksinmesinin en fazla % 20'sini karşılayabilmektedir. Bu nedenle yurtdışından alınanlar arasında petrol ilk sırada yer alır. Doğalgaz :Trakya'da petrol arama amacıyla açılan kuyulardan çıkarılmaktadır. Doğalgaz alanlarından diğeri de Güneydoğu Anadolu'da Mardin-Çamurlu'dur. Üretim tüketimi karşılayamadığı için dışarıdan alınmaktadır. Jeotermal Enerji : Yerkabuğunun içinde ve daha derinlerde potansiyel enerji birikimi vardır. Bu nedenle sıcak olan subuharı sondaj yolu ile yüzeye çıkarılır ve elektrik enerjisi üretiminde kullanılır. Türkiye'nin ilk jeotermal elektrik santrali Denizli-Saraköy'de kurulmuştur. Su gücü :Tükenmez ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Türkiye su gücü bakımından yaklaşık 400 milyar kwh'lık bir potansiyele sahiptir. Doğu Anadolu Bölgesi akarsularının yatak eğimleri fazla olduğundan, hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölgemizdir. Türkiye elektrik üretiminin % 45'lik bölümü hidroelektrik santrallerden karşılanmaktadır. GAP tamamlandıktan sonra elektrik santrallerin üretiminde su gücünün payı artış gösterecektir. Güneş Enerjisi : Türkiye Güneş enerjisinden yararlanmak için gerekli iklim koşullarına sahiptir. Akdeniz ve Ege bölgeleri ile İç ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Güneş enerjisi değerlendirilmektedir. Nükleer Enerji : Atom enerjisi adı da verilen bu enerjinin kaynakları uranyum ve toryumdur. Ancak bu kaynaklardan elektrik enerjisi üretiminde yararlanılmamaktadır. |
Dünyada Kullanılan Enerji KaynaklarıGünümüzde dünya enerji üretiminde öncelikli kaynaklar petrol, doğlagaz ve kömür gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarıdır. Özellikle doğalgazın çevreyi daha az kirletmesinden dolayı enerji üretimindeki payı gün geçtikçe artmaktadır. Yukarıdaki grafikte görüldüğü üzere, dünyanın en çok kullanılan enerji kaynağı petroldür. İkinci sırada kullanımı gittikçe azalan maden kömürü ve üçündü sırada üretim ve tüketimi hızla artan doğalgaz bulunmaktadır. Her dönem belirli bir enerji kaynağı önem kazanmıştır. Kömürün yerini zamanla petrol almış ve sonraki yıllarda doğalgaz önem kazanmıştır. Önümüzdeki yıllarda ise alternatif enerji kaynakları değer kazanacaktır. Günümüzde dünya üzerinde kullanılmakta olan alternatif enerji kaynakları ve kullanım oranları şöyledir; Nükleer EnerjiNükleer enerji nükleer reaktörlerde atom çekirdeğinin parçalanması veya çekirdek kaynaşması esnasında açığa çıkan enerjidir. Nükleer yakıtlar ise uranyum ve toryumdur. Bu maddelerden çok yüksek oranlarda elektrik enerjisi üretilmektedir. Örnejin bir gram uranyumdan elde edilen enerji dört ton maden kömüründen elde edilen enerjiye denktir. Nükleer enerjide en büyük sorun radyasyon tehlikesidir. Günümüzde dünyada 31 ülkede 437 ünite ile elektrik üretimi nükleer santrallerden sağlanmaktadır. Nükleer enerji ilk olarak II. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere‘de kullanılmıştır. 80 milyon nüfusa sahip olan Fransa‘da 59 tane nükleer reaktör bulunmakta ve tüketilen elektriğin %73′ü nükleer enerjiden sağlanmaktadır. Nükleer enerji elektrik elde etmenin yanında tıpta ve sanayide kullanılan izotopların üretilmesinde, gemi ve denizaltının hareket ettirilmesinde kullanılmaktadır. Güneş enerjisiTemiz ve masrafsız bir enerji kaynağı olan güneşin en önemli özelliği bol ve sınırsız olmasıdır. Kullanımı giderek artan güneş enerjisinden önceleri ısı enerjisi olarak son yıllarda ise gelişen teknoloji ile beraber elektrik enerjisi olarak yararlanılmaktadır. Güneş panelleri ve fotovoltaik pillerle giderek azalan maliyetlerle elektrik enerjisi elde edilmektedir. Güneş enerjisiyle çalışan otomobiller yapılmıştır. Fakat bunlar genellikle tek kişilik ve çok sınırlı güce sahip araçlardır. Yapabildikleri hız 5km/h’i geçemediğinden günlük kullanımda yer edinemeyecek kadar verimsizdirler. Güneş enerjisiyle çalışan bir diğer şey de güneş ocağıdır. Yemek pişirme amaçlı olarak kullanılan güneş ocakları son derece kullanışlı araçlardır. Kırsal bölgelerin sosyoekonomik kalkınmasına destek olan, orman tahribatını önlemeye yardımcı olan güneş ocaklarıdır. Güneş enerjisinden sıcak su da elde edilmektedir. Örneğin Fransa ile İspanya arasındaki Pirene dağları üzerinde kurulu olan güneş kollektörlerinden 320 derece sıcaklık sağlanmaktadır. Aynı şekilde evlerin çatısına monte edilen güneş panellerinden sıcak suelde etmek de mümkündür ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Avustralya, Japonya, İsrail ve ABD güneş enerjisinden yararlanan ülkelerin başında gelmektedir. İsrail’de güneş enerjisiyle her yıl 300 bin ton petrole eşdeğer enerji sağlanmaktadır. Keşke bütün ülkeler güneş enerjisine bu kadar önem verse, yılda çok büyük miktarlarda fosil yakıt tasarrufu yapılabilmesi mümkün olur. BiyoenerjiDoğal ürünlerden elde edilen enerjidir. Biyokütle enerjisi olarak adlandırılan bu enerji türü organik maddelerden elde edilen enerjidir. Bitki ve hayvan atıklarından yararlanma yöntemidir. Başlıca biyokütle kaynakları şunlardır;
Hidrojen EnerjisiHidrojen kolay ve güvenli olarak taşınabilen, her yerde kullanılabilen, tükenmeyen, temiz ve ekonomik bir yakıttır. Bu yüzden 21. yüzyıla damgasını vuracak en önemli enerji kaynağıdır. Atmosferde saf olarak bulunan hidrojen, oksijenle beraber reaksiyona girdiğinde su oluşmaktadır. Artan çevre sorunları ve fosil yakıtların tükenmeye başlaması gibi nedenler hidrojen yakıtını çok önemli bir duruma getirmiştir. Motor yakıtı olarak, sanayide, elektrik üretiminde ve konutları ısıtmada hidrojen enerjisi kullanılabilir. Gaz ve sıvı olarak depolanarak uzun mesafelere taşınabilmektedir. Rüzgar EnerjisiTemiz ve yenilenebilen bir enerji kaynağı olan rüzgardan eskiden yel değirmenleri sayesinde günümüzde ise modern türbinler yardımıyla elektrik elde edilmektedir. Yel değirmenleriyle elektrik elde etme ilk olarak 1890 yılında Danimarkalılar tarafından bulunmuştur. Rüzgar gücünden elektrik elde eden ülkelerin başında Almanya gelmektedir. Almanya dünya rüzgar enerjisi üretiminin %27’sine tek başına sahiptir. %25.5 ile ABD ikinci sırada, %14,7 ile Danimarka üçüncü sırada yer alır. Danimarka’da 4000′e yakın rüzgar türbini çalışmaktadır. Bir yılda elde edilen rüzgar enerjisinin iki milyar yüz milyon ton petrole eşdeğer olduğu hesaplanmıştır. Jeotermal EnerjiYerkabuğunun derinliklerindeki ısının fay hatlarından sıcak su veya buhar olarak kendiliğinden ya da sondajlarla çıkartılmasıyla elde edilen enerjiye jeotermal enerji denir. Sıcak su kullanımı çok eskilere kadar gitmektedir. Fakat modern anlamda ilk olarak İtalyanlar jeotermal enerjiyi elde etmişlerdir. Dünya üzerindeki jeotermal enerji kapasitesinin 7000 Megawatt dolayında olduğu tahmin edilmektedir. 1790-1980 yılları arasında jeotermal enerji kullanımı 10 kat artmıştır. Fakat potansiyel daha fazladır. Japonya 270 MW’lık kapasiteye sahip olmasına rağmen bunun 69 MW’lık kısmını ancak kullanabilmektedir. Jeotermal enerjiden ısıtmada, endüstride, tarımda ve elektrik elde etmedeyararlanılmaktadır. İzlanda’da 1943 yılından beri konutlar jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır. Ayrıca yollar ve kaldırımların ısıtılmasında da kullanılmaktadır. Yeni Zelanda’da kağıt ve kereste işletmelerinde, ABD’de sebze kurutma tesislerinde jeotermal enerji kullanılmaktadır. Dalga EnerjisiDenizlerde rüzgarların etkisiyle oluşan dalgalardan enerji elde edilmektedir. Dalga enerjisi suya yerleştirilen tribünlerle veya dalgaların kıyıya çarptıkları yerlerde kullanılan merceklerle elde edilir. Bütün dünyada dalgalardan 200 milyon ton taşkömürünün vereceği enerjiyi karşılayacak enerji elde edilebilir. Okyanusların kıyı şeridi yaklaşık 100.000km’dir. Bu kıyı şeridinin ortalama potansiyel gücü 4 milyar kWh’yi bulmaktadır. Bu da dünyadaki bütün su gücünden 7 kat fazladır. Hidroelektrik EnerjisiHidroelektrik enerjinin kaynağı sudur. Akan suyun kinetik enerjisi türbinler ve jeneratörler sayesinde elektrik enerjisine dönüştürülür. Dünya elektrik üretiminin %17’si hidroelektrik enerjisi tarafından karşılanmaktadır.Hisroelektrik santraller termik santraller gibi çevreyi fazla kirletmezler. Fakat baraj yapılacak alanın sular altında kalmasıyla çevrede değişiklikler meydana gelmektedir. Gel-Git EnerjisiOkyanuslardaki suyun alçak ve yüksek olduğu zamanlar arasındaki farktan doğan enerjidir. Gel-git enerjisi tesisi ilk olarak 1966 yılında Fransa’nın kuzeybatısında Rance Nehri’nin ağız kısmındaki haliçte inşa edilmiştir. Bu tesisten 240MWh elektrik üretilmektedir. Rusya’da 400, Çin’de 10, Kanada‘da 18 MWh enerji üreten tesisler kurulmuştur. Hindistan’da ise proje aşamasında olan tesisler vardır. |
Türkiyede Madencilik Soru ve Cevap MADENLER 1-Maden nedir? —Yer kabuğundaki çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral bileşimlerine maden denir. 2- Cevherleşme nedir? —Tektonik, volkanik ve metamorfik (başkalaşım) olaylar, kayaçların yapılarındaki mineralleri etkileyerek maden yataklarını oluşturmuştur. Bu oluşuma cevherleşme adı verilir. 3-Madenler kaça ayrılır? —Üçe ayrılır; A-Metal madenler: Demir, krom, v.b. B-Metal dışı (ametal) madenler: Mermer, lületaşı, v.b. C-Yakıt madenler: Kömür, petrol 4-Tuvönan cevher nedir? —Yeraltında filizler (cevherler) halinde bulunan madenler taş ve toprakla karışık olarak çıkarılır. Buna tuvönan cevher denir. 5-Metal (metalik) madenleri tanımlayınız? —Kayaçların bileşiminden ergitilerek ayrıştırılan madenlere metal (metalik) madenler adı verilir. Demir, krom, bakır, nikel, kurşun v.b. Bunlar her kayaç içinde az çok bulunur. 6-Metal dışı (ametal) madenleri tanımlayınız? —Cevherleşmeye uğramadığı halde, kayacın kendi yapısındaki elementlerin maden olarak kullanıldığı kayaçlardır. Mermer, lületaşı, zımpara taşı, fosfat, kükürt, amyant (asbest), v.b. 7-Yakıt madenlerin oluşumunu açıklayınız? —Yakıt madenlerden kömür bitkisel, petrol ise bitkisel ve hayvansal artıkların sığ deniz tabanlarında gömülmesi, burada basınç ve benzeri etkiler sonucu değişime uğramasıyla oluşmuştur. 8-Tenör (cevher yüzdesi) nedir? —Kayacın içindeki cevher oranına denir. 9-Bir madenin işletilebilmesi için gerekli şartları yazınız? A-Bir madenin içindeki tenörün fazla olması B-Maden rezervinin yeterli olması C-Madenin sanayi merkezlerine ve kullanım alanlarına yakın olması gerekir. 10-Maden rezervinin tanımını yapınız? —Bir madenin yeraltında bulunan henüz çıkarılmamış toplam miktarına maden rezervi denir. 11-Yurdumuzda hangi madenlere rastlanmamıştır? —Titanyum, kobalt, platin 12-Hangi madenlerin rezervleri ülkemizin ihtiyacını karşılayacak düzeydedir? —Demir, bakır, linyit, kurşun, çinko, manganez 13-Hangi madenlerin rezervleri ülkemiz için yetersizdir? —Taşkömürü, doğalgaz, volfram, petrol 14-Hangi madenlerden elde ettiğimiz üretim fazlası ihraç edilir? —Krom, tuz, mermer, bor 15-Ülkemiz maden kaynakları bakımından çeşitlilik göstermektedir. Niçin? —Farklı jeolojik zamanlara ait arazilerin bulunmasıdır. Ülkemizin bulunduğu alan Alp orojenezinden aşırı derecede etkilenmiş, bunun sonucunda çeşitli volkanizma ve başkalaşım (metamorfizma) olayları meydana gelmiştir. 16-Ülkemiz maden bakımından zengin olmasına rağmen çoğu maden yatağı işletilememektedir. Niçin? —Alp orojenezi sırasında aynı yer hareketlerinin aynı bölgede birkaç kez tekrarlanması maden yataklarının parçalanarak daha küçük yataklar şeklinde dağılmasına yol açmıştır. Bu durum çoğu madenlerimizin işletmeye açılmasını engelleyen olumsuz bir faktördür. 17-Cumhuriyetimizin kurulmasıyla madencilik alanındaki en önemli gelişme ne olmuştur? —Osmanlı’nın son döneminde madenlerin çoğu yabancılar tarafından işletilmekteydi. Cumhuriyetin kurulmasıyla bine yakın madenin imtiyazı (arama ve işletme ruhsatı) yabancı kişi ve kurumlardan geri alınarak devletleştirilmiştir. 18-Başlıca demir yataklarımızın bulunduğu yerleri yazınız? —Malatya’da; Hekimhan ve Hasan Çelebi —Sivas’ta; Divriği, Kangal —Kayseri, Kahramanmaraş, Hatay ve Balıkesir 19-Demir çelik fabrikalarımızı yazınız? Karabük (Kardemir), Karadeniz Ereğlisi (Erdemir), İskenderun (İsdemir), Kırıkkale, Sivas, İzmir 20-Bakır hangi alanlarda yaygın olarak kullanılır? —Elektriği gümüşten sonra en iyi ileten metal olması nedeniyle elektrik ve elektronik sanayinde kullanılır. 21- Önemli bakır yataklarının bulunduğu yerleri yazınız? —Artvin-Murgul —Kastamonu-Küre —Elazığ-Maden —Rize-Çayeli 22-Bakır işletme fabrikalarımızı yazınız? —Samsun, Artvin-Murgul, Elazığ-Maden 23-Dünyada en çok bakır üreten ülkeleri yazınız? —Şili, A.B.D.ve Kanada 24-Demir cevherinin üretiminin artmasının nedeni nedir? Kullanım alanının genişlemesidir. 25-Ülkemiz niçin demir madeni ithal etmeye başlamıştır? —Ülkemizin gelişen sanayisi nedeniyle demire olan ihtiyacı artmış ve bu nedenle demir ithal etmeye başlamıştır. 26-Krom madeni demir-Çelik sanayinde neden önemlidir? —Krom çelik malzemeleri kırılma ve darbelere karşı güçlendirir. Çeliği oksitlenmeye ve aşınmaya karşı korur. 27-En önemli krom yataklarımızı yazınız? 1-Guleman (Elazığ) 2-Kop Dağ(Erzincan) 3-Köyceğiz, Fethiye(Muğla) 4-Parsantı, Pozantı(Adana) 5-Harmancık, Orhaneli(Bursa) 6-Pınarbaşı(Kayseri) 28-Krom işleme tesislerimizi yazınız. Antalya ve Elazığ ferrakrom tesisleri 29-Alüminyum sanayinin hammaddesini yazınız? —Boksit 30-Boksit çıkartılan yerleri yazınız? Akseki(Antalya),Seydişehir(Konya),Milas(Muğla),Saimbeyli(Adana) 31-Çıkarılan boksit nerede işlenir? Seydişehir alüminyum tesislerinde 32-Bor madeni niçin stratejik bir madendir? Roket ve jet yakıtlarında ve nükleer enerji üretiminde kullanıldığı için 33-Dünya bor rezervinin %60’ından fazlası hangi ülkede bulunur? Türkiye 34-Bor çıkarım alanlarını yazınız? Balıkesir’de Susurluk ve Bigadiç, Bursa’da Mustafa Kemal Paşa, Kütahya’da Emet, Eskişehir’de Seyitgazi 35-Bor mineralleri nerede işlenir? Bandırma ve Kırka(Seyitgazi) 36-Kükürt nerelerde kullanılır? Üzüm bağlarının ilaçlanmasında, Gübre ve sülfürik asit üretiminde kullanılır. Ayrıca bazı kuru yiyecekleri küflenmeye karşı korur. NOT: Isparta- Keçiborlu’dan yapılan kükürt çıkarımı 1996’da durdurulmuştur. 37-Zımpara taşının kullanım alanlarını yazınız? Elmastan sonra en sert mineraldir Mobilyacılık ile taşların, madenlerin, optik araçların parlatılması ve cilalanmasında kullanılır. 38-En zengin zımpara taşı rezervleri nerededir? Muğla, Aydın, Denizli 39-Ülkemiz barit rezervleri bakımından dünya’da kaçıncı sıradadır? 1.sıradadır. 40-Barit kullanım alanlarını yazınız? Suda erimeyen barit, petrol ve gaz sondajlarında baskıyı kontrol etmek, patlamaları önlemek için kuyu duvarlarını sabitleştirmede kullanılır. 41-Barit çıkarılan yerleri yazınız? Alanya, Gazipaşa(Antalya),Kahramanmaraş, Muş ve Eskişehir 42-Tuz nerelerden elde edilir? Denizlerden, göllerden ve kaya tuzu yataklarından. 43-En önemli göl tuzu yatağımızı yazınız? Tuz gölü 44-Denizden tuz elde edilen en önemli yeri yazınız? İzmir körfezinde bulunan Çam altı tuzlası 45-En önemli kaya tuzu yataklarımızı yazınız? Çankırı, Erzurum, Nevşehir, Yozgat, Kars 46-Antimon yataklarının bulunduğu yerleri yazınız? Tokat, Kütahya, İzmir, Bilecik, Niğde 47-Manganez nerelerde kullanılır? Çelik sanayin de, çeliğe sertlik, taşıma direnci ve aşınmaya karşı dayanıklılık kazandırır. 48-Doğada sıvı halde bulunan tek metal nedir? — Civa 49-Yakın yıllara kadar hangi göllerimizden soda elde ediliyordu? —Erçek ve Van Gölü 50-Doğal sodanın türlerini yazınız? Katı soda, sulu soda(çamaşır sodası) 51-Hangi nedenden dolayı Van ve Erçek göllerinden soda elde etme işi bırakılmıştır? 1982 yılında Ankara Beypazarı’nda dünyanın ikinci büyük katı sodyum karbonat yatakları bulunduktan sonra. 52-Ülkemizde en önemli metalik olmayan madenleri yazınız? 1-Lületaşı(Eskişehir) 2-Granit 3-Oltu taşı(Erzurum-Oltu) 4-Mermer(Afyon, Balıkesir, Bursa, Muğla) 53-Taş kömürü(maden kömürü) hangi jeolojik zamanda oluşmuştur. 1.jeolojik zamanın karbon döneminde(paleozoik)oluşmuştur. 54-Lüle taşından hangi alanlarda yararlanılır? —Takı, biblo, ağızlık, pipo v.b. eşyalar yapılır. 55-Oltu taşı(siyah kehribar) hangi işlerde kullanılır? Tespih, takı v.b. yapımında kullanılır. 56-Enerjiye olan talebi artıran nedenleri yazınız. Sanayideki gelişmeler, artan nüfus ve kentleşme hareketleri. 57-Taş kömürü niçin demir-çelik sanayinin temel yakıtıdır? Yüksek kalorili bir kömür olduğundan demirin eritilmesinde kullanılır. Linyitin 3 katı enerji verir. 58-Taş kömürü nerelerde kullanılır? Büyük bölümü sanayide, geri kalan kısmı Çatalağzı, termik santralinde elektrik üretiminde kullanılır. 59-Taş kömürü yataklarımız nerede bulunur? Zonguldak’ta. 60-Linyit kömürünün taş kömüründen farkı nedir? Linyit üçüncü jeolojik zamanda (Tersiyer) oluşmuş, karbon değeri taş kömürüne göre daha düşük bir kömür türüdür. Linyit enerjisi, taş kömürü enerjisinin 1/3’ü kadardır. 61-Linyit hangi alanlarda kullanılır? Düşük değerli linyitler santrallerde elektrik elde etmek için, daha kaliteli linyitler ise konutlarda ve sanayi sektöründe kullanılmaktadır. 62-Petrol en çok hangi jeolojik zamanlarda oluşmuş arazilerde bulunur? _3. jeolojik zaman 63-Ülkemizdeki petrol yatakları hakkında bilgi veriniz. _Ülkemizdeki petrol yatakları 3000–5000 derinliklerde bulunur. Güneydoğu Anadolu bölgesinde, Tuz gölü ve Van gölü civarı, Ege ve Akdeniz bölgelerinde, Trakya ve Kuzey Anadolu’nun bazı kesimlerinde zengin petrol yatakları bulunmuştur. 64-Kömürler nasıl oluşmuştur? _Jeolojik devirlerdeki aşırı yağışlı ve sıcak iklim dönemlerinde yaşayan devasa bitkilerin zamanla toprak altında kalıp değişime uğrayıp taşlaşmasıyla oluşmuştur. 65-Organik kökenli enerji kaynaklarını yazınız. —Petrol ve kömür 66-Ülkemizde ilk defa petrol nerede ve ne zaman bulunmuştur? _1940’da Raman Dağı’nda bulunmuştur. 67-Ülkemizin petrol üretiminin tamamına yakını hangi bölgeden elde edilir? —Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 68-Ülkemizdeki petrol ürünlerini işleyen petrol rafinerilerini yazınız? —1-İstanbul’da ambarlı —2- Artvin’de Hopa —3- Seydişehir’de Alüminyum tesislerinde —4-Karadeniz Ereğlisi 69-Linyitle çalışan termik santrallerimizi yazınız? — Soma, Tavşanlı, Yatağan, Tunçbilek, Elbistan, Gökova 70- Doğal gaz ile çalışan termik santralleri yazınız? — Hamitabat (Kırklareli),Ambarlı(İstanbul),Ova akça(Bursa) 71-Başlıca doğal gaz yataklarımızın bulunduğu yerleri yazınız? — Trakya’da(Hamit abat ve Hayrabolu),Mardin ve Siirt’te bulunur. 72- Doğal gazın ekonomik olmasını engelleyen nedenler nelerdir? — Doğal gazı taşımak için boru hattı veya özel donanımlı tankerler gerektiğinden 73-Termik santral nedir? — Yakıt olarak taş kömürü, linyit, fuel-oil, motorin, doğal gaz ve jeotermal kaynaklardan yararlanarak elektrik üreten tesislerdir. 74-Ülkemizde ilk termik santral nerede kurulmuştur? — 1913’te İstanbul Silahtar ağada 75-Termik santrallerin çevreye olumsuz etkilerini azaltmanın yollarını yazınız? 1-Bacalarına filtre takılmalı 2-Kuruluş yerleri iyi belirlenmeli 3-Daha çok temiz enerjiyle çalıştırılmalıdır. 76-Hidroelektrik enerji nedir? — Kaynağı su gücü olan enerjiye denir. 77-Türkiye hidroelektrik potansiyeli bakımından nasıl bir durumdadır? —Avrupa’da Rusya ve Norveç’ten sonra üçüncü sıradadır. 78-Ülkemiz hangi özellikleri nedeniyle baraj yapımına uygun koşullar taşır? —Ülkemiz yüksek ve engebeli olduğundan akarsularımızın çoğu dar ve derin vadilerde hızla akar. Bu özellik baraj yapımını kolaylaştırır. 79-Yurdumuzda su gücünden elektrik enerjisi üreten ilk santrali yazınız? —1902 yılında Tarsus Çayı regülâtörüdür. 80-Rüzgâr enerjisinin olumlu yanları nelerdir? 1-Çevreyi kirletmez. 2-Ham madde maliyeti yoktu. 3-Kullanıldığı ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtarır. 4-Tükenmezdir. 81-Türkiye’de ticari amaçlı ilk rüzgâr santrali ne zaman nerede kurulmuştur? —1988’de Ala çatı’da (İzmir-Çeşme) 82-Rüzgâr enerjisinin olumsuz yanlarını yazınız? 1- Pahalı bir yatırım olması 2-Çalışırken çevreye gürültü oluşturması 83-ülkemizde güneş enerjisinden nasıl yararlanılıyor? —Su ısıtmada kullanılıyor. 84-Jeotermal kaynaklardan nasıl elektrik elde edilir? —Yerin derinliklerinde 150–200˚C civarında sıcaklığı bulunan su buharı, sondajlar ile yeryüzüne çıkarılır ve bu ısı sayesinde elektrik enerjisi üretilir. 85- Jeotermal kaynaklardan buhar şekline dönüşmemiş olanlardan nasıl yararlanılır? —Sıcaklığı 100˚C’den daha az olan sıcak sulardan konutların ve seraların ısıtılmasında kullanılır. 86-Ülkemizde jeotermal kaynaklardan nerede elektrik enerjisi elde edilmektedir? —1984’de kurulan Denizli Sarayköy’deki santralden elde edilmektedir. 87-Nükleer enerji nedir? — Atom çekirdeğinin parçalanmasıyla açığa çıkan enerjiye denir. 88-Uranyum ve toryum yataklarının işletilmesi niçin sadece devlet tarafından yapılabilmektedir? — Stratejik madenler kanununa tabi olduğundan 89-Nükleer enerinin olumsuz yönleri nelerdir? 1-Nükleer tesisin kurulması oldukça pahalıdır. 2-Çıkan atık maddelerin saklanması gerekir. 3-Herhangi bir kozada insan ve çevreyi olumsuz etkiler. Örnek=Çernobil 90-Hangi enerji kaynakları yenilenebilir, temiz ve ucuz enerji kaynaklarıdır? —Hidroelektrik, jeotermal, güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi 91-M.T. A.(Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü) nedir? —1935’te çıkarılan kanunla madenleri arayıp bulmak ve çıkarmak bu kuruma devredilmiştir. Türkiye’de ilk petrolü ve bilinen maden yataklarımızın% 90’ını tespit etmiştir. 92-Cumhuriyetin kurulmasından önceki santraller nasıl kurulmuştur? —Yabancı ortaklıklara ayrıcalıklar tanınmak suretiyle kurulmuştur.1935’ten sonra devlet tarafından satın alındı. 93-Doğal gazı hangi ülkelerden sağlıyoruz? —Rusya, Cezayir, İran, Nijerya Not: Ayrıca Bakü-Ceyhan boru hattıyla Kazakistan ve Türkmenistan doğal gazı da gelecektir. 94-Ülkemizin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesinin gerekliliğini açıklayınız? —Enerjiyi sadece belirli kaynaklardan elde etmek ve bunların ithal etmek ülkemizi zor durumda bırakabilir. Örneğin: bir savaş esnasında bunları ithal edemeyiz. Bu nedenle enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve mümkün olduğunca da kendi yerli kaynaklarımızdan sağlanması gerekir. 95-Enerji talebinin karşılanmasında çeşitli kaynakların kullanılmasını zorunlu kılan nedenler nelerdir? —Büyüyen enerji ihtiyacının tek bir kaynaktan karşılanması mümkün değildir. Çünkü bu kaynak çabucak biter. Buda olumsuzluk arz eder. Ayrıca mevcut kaynaklar yeryüzüne dengeli dağılmamıştır. Buda ülkeden ülkeye farklılık arz eder. Enerjiyi ucuza elde etme çabası 96-Alternatif enerji kaynaklarına olan yönelimin nedeni nedir? —Enerjiye olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Yakın bir gelecekte mevcut kaynakların talebi karşılamayacağından dolayı 97-Enerji niçin ucuza mal edilmek zorundadır? —Enerji ekonominin bir girdisidir. Pahalı enerji ekonomik gelişmeyi engeller. Bu nedenle enerjinin ucuza mal edilmesi gerekir. 98-Hangi doğal göllerimizden enerji üretiminde faydalanılır? —Tortum, Hazar ve Eğirdir Gölü 99-Doğal gazın yaygınlaştırılmasının nedeni nedir? —Büyük kentlerimizdeki hava kirliliğinin etkilerini azaltmak için Örn: Kütahya 100-Ülkemizde jeotermal enerji potansiyelinin yüksek olmasını sağlayan neden nedir? —Ülkemizde kırık alanları yaygın olduğundan 101-Hidroelektrik potansiyeli en fazla olan ve en az olan bölgemizi yazınız? En fazla: D.A.B En az: Marmara Bölgesi 103-Güneş enerjisinden en az ve en fazla yaralanabilen bölgelerimizi yazınız? En az: Karadeniz bölgesi En fazla: Akdeniz Bölgesi 104-Ülkemizin en zengin mermer çıkarım alanlarının bulunduğu bölgeyi yazınız? —Marmara Bölgesi |
DEMİR Balıkesir’de Eymir ve Çarmık, Ege Bölgesinde Ayazmand ve Torbalı, Kahramanmaraş ile Kayseri arasında Faraşa ve Karamadazı, Sivas Hekimhan arasında Hasan çelebi ve Doğu Marmara'da Çamdağı, Krom Elazığ'da Guleman, Batı akdenizde (fethiye, marmaris arasında) Dalaman havzası, Kütahya ile Bursa arası ve Eskişehir'in doğusundaki Seyitgazi'de yer alır. Adana'nın kuzeyindeki Akdağ yöresinde , Akdağ krom yatakları BAKIR Elazığ'da maden (Ergani bakır işletmeleri), Artvin'de Murgul (Göktaş) ve Kastamonu'da Küre , Rize Çayeli BOR Balıkesir'de Sultançayırı ve Bigadiç Eskişehir'de Seyitgazi ve Kütahya çevresi BOKSİT Konya'nın Seydişehir ilçesi ile Antalya'nın Akseki ilçesinde KÜKÜRT Isparta'nın Keçiborlu ilçesi ile Denizli'nin Sarayköy ilçesinde MANGANEZ Zonguldak'ın Ereğli ve Artvin'in Borkça (Göktaş) CİVA İzmir'in Ödemiş ve Karaburun, Konya'nın Sarayönü Niğde civarlarında TUZ Tuz gölünden , En fazla tuz üretimi İzmir'deki Çamaltı tuzlasında, deniz suyundan elde edilir , Çankırı, Erzurum, Kars, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat ve Konya'da işletilmektedir. TAŞ KÖMÜRÜ (Maden kömürü) Zonguldak ve çevresindedir. LİNYİT Manisa'da Soma, Kütahya'da Tavşanlı, Tunçbilek ve Değirmisaz, Amasya'da Çeltek ve Erzurum PETROL Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Batman, Siirt ve Diyarbakır'dadır. Adıyaman, Şanlı Urfa ve Mardin'de |
ülkmeizde hangi madenler çıkarılır ülkemizde bir çok maden çıakrılır bunlar: bor, krom,linyit.demir,bakır,yer altı petrolu .mangenez hava,su alımınyum gibi birçok yer altı madedidir ve bunlardır elementtir ve bu ortamlarda birkaç şekilde bulunur: elementel cıva, inorganik ve organik cıva bileşikleri. Elementel ya da metalik cıva parlak, gümüş beyazı bir metaldir ve oda sıcaklığında sıvıdır. Civa Nerelerde Kullanılır?Elementel cıva, termometre, barometre, vakum tulumbaları, cıva buharlı ve fluoresan lambalar ve redresörlerde kullanılır. Ayrıca aynaların sırlanmasında, altın ve gümüş üretiminde, tıpta tedavi maddesi olarak cıvadan faydalanılır. Cıva ayrıca, bazı elektrik devre anahtarlarında kullanılır. Altın üretiminde, altın ile amalgam oluşturmak suretiyle altının kazanılmasında da kullanılır. Cıva pestisitlerde, pigment üretiminde, pillerde, diş dolgularında katalizör üretiminde ve aşılarda kullanılır. İnorganik ve organik (Fenilcıva ve etilcıva) bileşikleri fungisitlerde, antiseptiklerde ya da dezenfektanlarda kullanılır. Bazı deri kremlerinde ve eczacılıkta da cıva bileşikleri kullanılmaktadır.
ÇinkoDiğer metallerle çok sayıda alaşımın yapısına katılır. Otomotiv, elektrik ve donanım endüstrilerinde kullanılan döküm kalıplarının yapımında da çinko yer alır. Demir ve benzeri metallerin, korozyona karşı önlem amacıyla galvanizlenmesinde de kullanılır. Çinko oksit; boya, yazıcı mürekkepleri, sabun, tekstil ürünleri, elektronik aletler, kauçuk yan ürünleri, yer kaplamaları, plastik ve kozmetik ürünler gibi günlük yaşamımızın çeşitli tamamlayıcılarında karşımıza çıkmaktadır. Çinko sülfit floresan özelliğe sahiptir ve parlak kadranların, floresan lambaların, X-ışını ve televizyon ekranlarının yapımında kullanılır. Hayvanların beslenmesinde de önemli bir yer tutmaktadır.
KurşunSes titreşimlerini emici özelliği çok güçlü olan bu element, ses yalıtımında kullanılır. X-ışını ekipmanlarında ve nükleer santrallerde radyasyon kalkanı olarak işlev görür. Baz özelliği gösteren bir karbonat bileşiği olan beyaz kurşun ve benzeri diğer kurşun bileşikleri, boyaların yapısına katılır. Ancak, sağlık açısından olumsuz etkileri nedeniyle bu kullanımı azaltılmıştır. Kurşun oksit, akromatik merceklerde kullanılan ve kırılma indisi yüksek olan kristal camların üretiminde kullanılır. Böcek öldürücü ilaçların içeriğine katılan kurşun tuzları, çevre ve insan sağlığına daha az olumsuz etkisi olan organik bileşiklerle yavaş yavaş yer değiştirmektedir.
MermerMutfak ve banyolarda , Masa sehpa ve dekoratif amaçli malzemelerde ,Resepsiyon bankolari, karavan, bar tezgahi ve ofislerde , Okul, hastane, otel, laboratuar ve yemek teşhir yerleri gibi hijyenik olmasi gereken mekanlarda kullanilir.
Taş KömürüBüyük bölümü sanayide, geri kalan kısmı Çatalağzı, termik santralinde elektrik üretiminde kullanılır. Yüksek kalorili bir kömür olduğundan demirin eritilmesinde kullanılır. Linyitin 3 katı enerji verir.
LinyitDüşük değerli linyitler santrallerde elektrik elde etmek için, daha kaliteli linyitler ise konutlarda ve sanayi sektöründe kullanılmaktadır. Linyit Soma (Manisa), Tunçbilek, Tavşanlı (Kütahya), Yatağan (Muğla), Çayırhan (Ankara), Elbistan (Kahramanmaraş) ‘da çıkarılır.
PetrolÜlkemizdeki petrol yatakları 3000–5000 derinliklerde bulunur. Güneydoğu Anadolu bölgesinde, Tuz gölü ve Van gölü civarı, Ege ve Akdeniz bölgelerinde, Trakya ve Kuzey Anadolu’nun bazı kesimlerinde zengin petrol yatakları bulunmuştur. Başlıca petrol çıkarılan yerler: Batman, Garzan, Raman, Adıyaman, Siirt Ülkemizdeki petrol rafinerileri
|
tuz TUZTuz kayatuzu yataklarında deniz göl ve tuzlu su kaynaklarından elde edilir.son 5 yılda göl tuzlarındaki tuz üretimi 3 katına çıkmıştır şu anda ülkemizdeki tuz üretiminin 3’te 2’si göl tuzlarından elde edilir. Tuz dercilik,konservecilik,zeytincilik ile kimya tekstil sanayinde kullanılmaktadır. Başlıca tuz yatakları;Kağızman,Oltu,Tuzluca,Çankırı, Kırşehir,ve Niğdedir.Ayrıca İzmir veÇamaltı ve Tuzgölün’den elde edilir. ALTINTürkiye, günümüzde isletilebilir önemli miktarda altin rezervine sahip oldugu halde, bunlardan yararlanamayan dünyadaki tek ülkedir. Oysa bilinen sahalarin isletmeye alinmasiyla Türkiye, Avrupa’nin en fazla altin üreten ülkesi olma potansiyeline sahiptir. Söz konusu potansiyel, devreye sokuldugunda ortalama 160 ton/yil altin ithalatimizin tamami, yurt içindeki üretimle karsilanabilir hale gelecektir. Türkiye, altin potansiyelinin tahmini amaciyla yapilan arastirma sonucuna göre 6500 ton ve üstü rakamlara ulasabilecegi hesaplanmistir. 6500 tonluk rezervin (300 dolar/ONS) fiyatiyla degeri, yaklasik 70 milyar dolardir. Ülke ekonomisinde yaratacagi katma deger ise bunun 5-6 katina kadar çikabilir.” Süs ve ziynet eşyası yapımında kullanılan altın, eskiden para olarak kullanılmaktaydı. Çıkarılan yerler: Antakya, Niğde, Balıkesir, Kütahya, Bursa, İzmir ve çevresidir. TORYUMBu maden, roket ve uçaklarin imalinde, seramik ve elektrik aletleri yapiminda, aydinlatmada kullanilmaktadir. Çok önemli kullanildigi alan ise nükleer enerji sanayiidir. Nötron absorbsiyonu ile (uranyum-223′e) dönüstürülerek nükleer enerji kaynagi olarak kullanilmaktadir. Türkiye, dünya toryum rezervinin büyük (1/2) bir bölümüne sahiptir URANYUMBugüne kadar bulunan rezevlerin Türkiye’nin gerçek uranyum rezervlerini yansıtmadığı görüşü egemen bulunuyor. Özellikle Güney Marmara ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yapılacak yeni aramalarla uranyum yatakları bulunması olasılığı bulunduğu belirtiliyor. Türkiye’nin uranyum bulunan yerler: Salihli Köprübaşı, Eşme-Fakih, Söke-Küçükçavdar, Söke-Demirtepe, Yozgat-Sorgu |
Saat: 02:31 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık