Hayvanlarla ilgili deyimler ve atasözler nelerdir? Hayvanlarla ilgili deyimler nelerdir? |
hayvanlarla ilgili atasözü deyim KÖPEK 1- Aç it fırın (duvarı) deler (yarar) 2- Akılsız iti yol kocatır 3- Al it, kara it, hepsi bir it 4- Bakmakla usta olunsa, köpekler kasap olurdu 5- Çoban köpeği ne yer, ne yedirir 6- Düğün kemiğiyle köpek tavlanmaz 7- Eceli gelen it cami duvarına işer 8- Gönülsüz köpeği davara koyarsa (sürüye gidenit) uluya uluya kurt getirir 9- Havlamayı beceremeyen köpek (Ürmesini bilmeyenit ) sürüye kurt getirir 10- Isıracak it (köpek )dişini göstermz 11- İt güt para kazan 12- İt ite buyurur, it kuyruğuna 13- İt iti ısırmaz 14- İt kağnı gölgesinde yürür, kendi gölgesi sanırmış 15- İt ol, ana olma 16- İt utansa don giyer 17- İt ürür kervan yürür 18- İtin (Köpeğin) duası kabul olsa(ydı) gökten kemik yağar(dı) 19- İtin de atın da soylu olanı aranır 20- İtten kuzu doğmaz 21- Köpeğe dalaşmaktansa çalıyı dolaşmak yeğdir 22- Köpeğe gem vurma kendini at sanır 23- Köpek yattığı yeri eşerek yatar 24- Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur 25- Malını it bağrını bit yer 26- Pire itte bit yiğitte olur 27- Sirke büyür bit olur, enik büyür it olur 28- Yal yiyecek enik gözünden belli olur AT 29- At alacaksan yazın al, kız alacaksan güzün al 30- At binenin kılıç kuşananın(dır) 31- At kadın silah yiğidin şanıdır 32- At (at) oluncaya kadar sahibi mat olur 33- At ölür meydan kalır, yiğit ölür şanı kalır 34- At sahibine göre kişner 35- At yedi günde, it yediği günde belli olur 36- Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp 37- Atımın alnı sakar, lakabını ele takar 38- Atın iyisini Pazar, insanın iyisini mezar bilir 39- Atın ölümü arpadan olsun 40- Atına bakan ardına bakmaz 41- Atınki arpa yiğidinki pilav 42- Bahşiş (Bele) atın dişine bakılmaz EŞEK 53- Acemi nalbant ahmak eşeğinde usta olur 54- Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye, eşek derviş mi olur taş çekmeyle tekkeye 55- Alçak eşek binmeye, öksüz oğlan dövmeye kolay 56- Altın eğer vursan eşek at olmaz 57- Canı yanan (Kamçıyı yiyen) eşek attan (yürük olur) hızlı gider 58- Dam otu(ynan) ile eşek beslenmez 59- Dirgeni yiyen sıpa bir daha gelir mi sapa 60- El elin eşeğiniçağırarak (söyleyerek) arar 61- El terazi göz mizan, eşek bir kg sıpa 100 gram 62- Eşeğe altın semer (vursan) giydirsen eşek yine eşektir 63- Eşeği ahıra bekçi edenler, ahırdaki gürültüden şikayet edemezler 64- Eşeği ne kadar döversen döv katır yapamazsın 65- Eşeği sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin 66- Eşeğin semeri eşeğe ağır gelmez 67- Eşeğini sağlam bağla, komşunu hırsız tutma 68- Eşek hoşaftan ne anlar 69- Hacı hacı olmaz gitmeyle Mekke’ye, eşek at olmaz taş taşımakla tekkeye 70- Herif ile eşek çeker cefayı, avrad ile köpek sürer sefayı 71- Kardan gelen eşeğin sudan olur ölümü 72- Ölmüş eşek kurttan korkmaz 73- Önceden gerek idi bu tımar, öldü eşek kaldı semer 74- Yorgun eşeğin çüş” canına minnet KOYUN 75- Ak koyunu gören, içi dolu yağ sanır 76- Bir (koyundan) ayıdan iki post çıkmaz 77- Buldun bir koyun, ye de doyun 78- Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu 79- Koç olacak kuzuya bıçak atılmaz 80- Her koyun kendi bacağından asılır 81- Kasap et (derdinde), koyun can derdinde 82- Koyun can derdinde kasap et derdinde 83- Koyunu köpeğe teslim eden kebabı ele yedirir 84- Sayılı koyunu kurt kapmaz 85- Sürüden ayrılanı (koyunu) kurt kapar TAVUK 86- Aç tavuk kendini buğday ambarında görür 87- Aç tavuk rüyasında darı görür 88- Her horoz kendi çöplüğünde (küllüğünde) öter 89- Horozu çok olan köyün sabahı geç olur 90- Kırk gün tavuk gibi yaşamaktansa bir gün horoz yaşamak daha hayırlıdır 91- Mart martlanır, tavuğu yumurtlanır 92- Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür 93- Tavuk giderse pisliği de gider 94- Vakitsiz öten horozun başını keserler 95- Zenginin horozu bile yumurtlar kaynak : Erciyes Üniv Vet Fak Derg 3(2) 117-121, 2006 |
Hayvanlarla ilgili deyimler Aslan yürekli: Yılmaz, hiçbir şeyden korkmayan, yiğit, kahraman,”Aslan yürekli Mehmetçik düşmanı çil yavrusu gibi dağıttı.” Atın yüğrükse bin de kaç: İmkânın varsa kendini kurtarmaya bak. Ağzıyla kuş tutsa...: "Ne kadar çaba gösterse, ne yapsa da" anlamında kullanılır."Ağzıyla kuş da tutsa, artık bu eve adım atamaz." Alacağına şahin, vereceğine karga! Yazıklar olsun!" Alırken bütün gücünü kullanan ve kolaylık gösteren, kimsede parasını bırakmayan; verirken ise bin bir güçlük çıkaran, vereceğini geciktirmek için elinden geleni yapan kimse için kullanılır."Ne adamsın be! Alacağına şahin, vereceğine karga! Yazıklar olsun!" Arı kovanı gibi işlemek: Girip çıkanı, gelip gideni çok olmak."Şu seçim dolayısıyla doktorun evi arı kovanı gibi işliyor." Atı alan Üsküdar`ı geçti: "Fırsat kaçtı, artık yapılacak şey kalmadı" anlamında kullanılır."Sen daha dur, atı alan Üsküdar`ı çoktan geçti." Atı eşkin, kılıcı keskin: Her bakımdan güçlü, dilediğini yapabilir."Zalimlere karşı durmak mı istiyorsun? Atın eşkin, kılıcın keskin olmalı!" At oynatmak: 1. Ata hüner göstermek. 2. Bildiği ve istediği gibi davranmak. 3. Belli bir alanda üstünlük kurmak."Meydan adamlara kaldı, istedikleri gibi at oynatıyorlar." Attan inip eşeğe binmek: Bulunduğu dereceden, mevkiden, önemli görevden daha aşağı bir yere inmek veya alınmak."Aklını başına toplamazsan adamı işte böyle attan indirip eşeğe bindirirler." Acemi çaylak: Toy, tecrübesiz, beceriksiz. "Acemi çaylağa bak hele! Sen mi tamir edeceksin o saati?" Balık istifi: Çok sıkışık bir durumda."Otobüs, balık istifi gibi yerleşmiş insanları zor taşıyordu." Balık kavağa çıkınca: Gerçekleşmesi mümkün olmayacak işleri anlatmak için kullanılır."O kız, o çocukla ancak balık kavağa çıkınca evlenir." Bit yeniği: Kuşkulu bir nokta, işin gizli kalmış, kötü ve aksak yönü."Bir bit yeniği var gibime geliyor bu işte, haydi hayırlısı." Mart içeri pire dışarı: Birbirinden hoşlanmayan iki kişiden biri gelince ötekinin dışarı çıkışını anlatmak için kullanılır. Bulanık suda balık avlamak: Karışık durumlardan yararlanarak kendi çıkarını sağlamak."Bulanık suda balık avlamayı kural hâline getirmiş." Maymun iştahlı: Kararsız, hevesi çabuk geçen; bugün şunu yarın ötekini beğenen."Maymun iştahlılığı yüzünden başına olmadık işler geldi." Sağmal inek: Kendisinden durmadan çıkar sağlanan, sömürülen, istismar edilen kimse. Sinekten yağ çıkarmak: Hemen her şeyden, olmayacak şeyden bile çıkar sağlamaya çalışmak; yarar ummak."Öyle açıkgözdü ki sinekten bile yağ çıkarırdı." Dananın kuyruğu kopmak: Olay patlak vermek, beklenen ve korkulan sonucun gerçekleşmesi."Dananın kuyruğu bu gece kopacak, inşallah hayır demezler." Deveye hendek atlatmak: Birisine yapılması çok zor, hemen hemen yapamayacağı bir işi yaptırmaya çalışmak."Senin yaptığın deveye hendek atlatmak, bırak şu garibin yakasını." Devede kulak: Bütüne göre çok ufak bir parça."Onun yaptığı iş devede kulak kalır." Deve kini: Bitmeyen, geçmeyen, unutulmayan büyük kin."Tam anlamıyla bir deve kini besliyordu komşusuna karşı." Devlet kuşu: Umulmadık, iyi talih; zenginlik, mutluluk getiren talih. Domuzdan kıl çekmek: Sevilmeyen, eli sıkı olan, cimri bir kimseden bir şey alabilmek."Domuzdan bir kıl koparmak kârdır." Eşeğini sağlam kazığa bağlamak: İşini güvenli kılacak önlemler almak."Ne demişler: Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah`a ısmarla." Eşek kadar: Büyük, iri; aşırı derecede gelişmiş."Eşek kadar oldu ama hiç söz dinlemiyor." Eşek sudan gelinceye kadar dövmek: Adamakıllı, çok ve iyi dövmek."Eğer aklını başına toplamazsan seni eşek sudan gelinceye kadar döveceğim, anladın mı?" Eşek şakası: Ağır, hoşa gitmeyen, incitici, kaba şaka."Ben eşek şakasından hiç hoşlanmam." Kargacık burgacık: Eğri büğrü, kötü, okunması güç, çarpık, düzensiz (yazı). Karınca duası gibi: Çok küçük, sık ve okunaksız, birbirine girmiş (yazı). Karınca yuvası gibi kaynamak: Çok kalabalık ve hareketli olmak (bir yer)."Pasajın girişi âdeta karınca yuvası gibi kaynıyordu." Kazın ayağı öyle değil: "Durum, mesele senin sandığın gibi değil" anlamında kullanılır. Kedi ciğere bakar gibi (bakmak): İmrenerek, iştahla, ele geçirme isteği ile bakmak. Kedi gibi dört ayak üstüne düşmek: En zor, en tehlikeli durumdan zarar görmeden kurtulmak. Kedi olalı bir fare tuttu: İlk defa, neden sonra kendisinden beklenen bir iş yapabildi."Temsilcimiz, nihayet kedi olalı bir fare tuttu, yüklü bir iş yakaladı." Koyun kaval dinler gibi: Düşünmeden, hiçbir şeyi anlamadan, ne denildiğini kavramadan dinlemek."Beni koyun dinler gibi dinleyip çekip gittiler." Kuş beyinli: Akılsız, aptal, ahmak. Kuş kadar canı olmak: Küçük, cılız, zayıf, çelimsiz bir vücuda sahip olmak. Kuş uçmaz, kervan geçmez: Çok ıssız, sapa, kır, insanın uğramadığı yer."Başını alıp kuş uçmaz kervan geçmez bir diyara gitti." Kuyruk sallamak: Yaltaklanmak, birisine yaranmak için yapmacık davranışlarda bulunup şirin görünmeye çalışmak."Bütün gece boyunca şirket müdürüne kuyruk sallayıp durdu." Öküzün altında buzağı aramak: Kimi sebepler, bahaneler uydurarak suç ve suçlu bulma çabasında olmak. Öküz öldü, ortaklık bozuldu: Aradaki yakınlık dayanağı kalktı, yakınlık da kalmadı. Ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek): Umutsuz bir bekleyişi anlatmak için kullanılır. Tavşana kaç tazıya tut: Birbirine karşı olan tarafları çatışma için kışkırtma, davranışlarında yüreklendirme. Tavşanın suyunu suyu: İki şey arasında çok uzak bir ilgi olduğunu anlatmak için kullanılır. Tavşan yürekli: Korkak, ürkek, çekingen."Amma da tavşan yürekli bir adammışsın." Tazıya dönmek: 1. Oldukça zayıflamış olmak. 2. Sırılsıklam, çok ıslanmış olmak. Uçan kuşa borcu (borçlu) olmak: Pek çok kişiye borçlu olmak."Babanın uçan kuşa borcu varmış diyorlar, doğru mu?" Ya devlet başa, ya kuzgun leşe: "Giriştiğim iş beni ya büyük bir varlığa ve mevkiye ulaştıracak ya da mahvedecek, batıracak" anlamında söylenir. Yağlı kuyruk: Kolayca ve bolca yararlanılabilecek kaynak; basitçe sömürülebilecek iş veya kimse."Bulmuşsun bir yağlı kuyruk, çek babam çek!" Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli: "Bu işi mutlaka yapmalısın, başka yolu yok, aksi taktirde burada kalamazsın." anlamında kullanılır. Yedi canlı: Pek çok ölüm tehlikesi geçirip sağ kurtulan insan ya da hayvan."Yedi canlı mısın nesin, nasıl kurtuldun o kazadan?" Yılan hikâyesi: Bir türlü sonuca bağlanamayan, çözümlenemeyen, uzayıp giden (mesele ya da iş)."Yılan hikâyesine döndü iş, ne yapacağız şimdi?" Yılanın kuyruğuna basmak: Zararı dokunacak, kötülük yapacak bir kimseye ilişmek ya da sataşmak yoluyla fırsat vermek. |
Hayvanlarla İlgili Deyimler ve Anlamları nelerdir? at yol almaz aç it av almaz. İş gördürülen kimselerden verim umuluyorsa onlar aç yoksul ve zaruret içinde bırakılmamalı her yönden tatmin edilmelidirler. Aç ayı oynamaz Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir; insan ya da hayvan olsun çalışan mutlaka doyurulmalıdır. Aç kurt bile komşusunu dalamaz Komşu hakkı çok yücedir. Komşuya hangi şartlarda olursa olsun aç ya da zengin iyi davranılmalıdır. Çünkü toplumun dirlik ve düzenliği bir yönüyle buna bağlıdır. Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa darı) ambarında sanır (görür). Yoksulluk çeken varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeylerin hasretini çeker; kendisini onları elde etme hayaline kaptırır olmayacak düşler kurar. Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur Büyüklerin küçükler üzerinde büyük bir etkisi vardır. Çocuklar çokluk büyüklerini örnek alırlar. Onlardan ne görürlerse onu yapmaya çalışırlar. Bu sebeple anne-babanın çocuklar büyüklerin de küçükler üzerindeki etkisi eğitim açısından oldukça önemlidir. Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter Yüce Allah her canlıyı yaratırken onunla birlikte rızkını da yaratır. Ancak insanlar aç gözlülük edip kimilerinin hakkını gasbederler rızklarına el koymaya çalışırlar. Dolayısıyla kimileri aç ve yoksul kalır. İnsanlar bu tavırlarından vazgeçmiş olsalar herkesin rızkının kendisine yeter olduğu apaçık ortaya çıkacaktır. Arı bal alacak çiçeği bilir Bazı kimseler açıkgöz insanlar ve işinin uzmanı olanlar çıkar sağlayabilecekleri kazanç elde edecekleri yerleri gayet iyi bilirler. Arı kızdıranı sokar Hiçbir insan durup dururken çoklukla birinin canını yakmaz. Kişi ancak kendisini kızdırıp bunaltana sataşıp ilişene kötülük yapana karşı ister istemez eyleme geçer; saldırır ve zarar verir. At binicisini tanır Emir altında çalışan kişi kendisini yönetenin işten anlayıp anlamadığını ne isteyip istemediğini hangi olay karşısında nasıl tavır takındığını bilir; işini de ona göre yapar ve yürütür. At ölür itlere bayram olur Kimi yararlı kıymetli şahsiyet sahibi kimselerin ölmesi; bulunduğu görevden ayrılması ya da alınması kimi çıkarcı kıskanç ve aşağılık kimselerin işine gelir; onların sevinmesine yol açar. At sahibine (biniciye) göre eşer (kişner). Yönetilen veya buyruk altında çalışan kişi tutumunu ya da çalışmasını yöneticisinin tavrına göre ayarlar. Bu sebeple yönetilen değil yöneten çalışan değil çalıştırıcı daha önemlidir. At yiğidin yoldaşıdır Çok açık olarak bilinen bir şey ki göçebe bir millet olan Türkler için at savaşta ya da barışta candan bir dosttur. Hemen her saati onunla geçer. At Türkler için soyluluğun yiğitliğin vefakârlığın yararlılığın ve inceliğin bir sembolüdür. Silâhsız er düşünülemediği gibi atsız er de düşünülmemiştir. Dolayısıyla at Türk`ün edebiyatına girmiş ve önemli bir motif oluşturmuştur. At hakkında şiir menkıbe masal atasözü söylenmiş; risaleler kaleme alınmış âdeta ona insan gibi muamele edilmiştir. At adımına göre değil adamına göre yürür Bir atın yürümesi ya da koşması doğrudan sırtındaki binicisinin yönetimine bağlıdır; binici ne isterse onu yapar; koşar durur ya da yavaş gider. Bir işin akışı da böyledir. İşin sonucu verimli yahut verimsiz oluşu o işi yapanın bilgi beceri çaba ve tutumuna bağlıdır. Atın bahtsızı arabaya düşer Kimi değerli yetenekli ama talihsiz kimseler kişiliklerine uymayan kötü ve bayağı işlerde çalıştırılır; görevlere itilir. Atın ölümü arpadan olsun Bir şeye tutkun olan bir şeyin uzun süre yokluğunu çeken kimi kişiler kendilerine zarar vereceğini bile bile o şeyi kullanmaktan çekinmezler ve şöyle düşünürler: Sevdiğim şeye özlem duyarak yaşamaktansa onu çokça (aşırı ölçüde) kullanıp (yiyip) hasta olayım; hatta öleyim. Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz Meydanda olan şu ki insana değer nitelik ve kişiliğine göre davranılır; iş verilir. Bu bakımdan kişi başkalarını ilgilendiren konularda ortaya atılmamalıdır. Ayrıca değersiz bir kimse de kıymetli ve nitelikli kişilere gösterilen ilgiyi ne beklemeli ne de ummalıdır. Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir. Çoklukla düşünüp taşınmadan olacakları hesaplamadan işe kalkışan insan bu ihtiyatsızlığı sebebiyle bir felâkete düştükten sonra aklını başına toplar; kendine gelip uyanır. Ama dövünmesi çırpınması bir fayda vermez; çünkü iş işten geçmiş olur. Balık baştan avlanır Bir yeri yöneten oraya hâkim demektir. Eğer bir yeri ele geçirmek istiyorsan oranın hâkimi olan yöneticileri ele geçirmen yeter. Balık baştan kokar Gerek bir aile gerek bir topluluk ve gerekse bir ülkede baştaki yöneticilerin niyetleri ve tutumları bozuksa o yerdeki her şey de bozuk ve düzensiz olur. Ortada değerini koruyan bir şey kalmaz. Vakitsiz öten horozun başını keserler Her işin olduğu gibi her sözün de uygun bir yeri ve zamanı vardır. Uygun olan bir zamanda söylenmeyen yerli yersiz ortaya atılan densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur büyük zarara yol açar. Vakitsiz öten horozdan ancak onu keserek kurtulan insanlar; yerinde ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç tereddüt etmezler. Yırtıcı Kuşun Ömrü Az Olur Ona buna saldıran zarar veren onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok olur. Az zamanda bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar hak ettikleri cezayı görürler. Yılanın başı küçükken ezilmeli Daha küçükken tehlikeli olacağı zarar vereceği anlaşılan bir şeyin düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden Yılana yumuşak diye el sunma Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı kişi. Kolay görünen iş çok zor yumuşak huylu bir kimse çok sert zararsız gibi görünen bir durum çok tehlikeli olabilir ve zarar görebilir insan. Yavuz at yemini (yavuz it ününü) kendi artırır. Gayretli girişken çalışkan görevini ihmal etmeyen üzerine aldığı işi tam yapan kimseler bunun mükâfatını görürler. Yatan aslandan gezen tilki yeğdir Çok güçlü olup da çalışmayan soylu olup da bir şeyler üretmeyen tembel tembel oturup onun bunun sırtından geçinen kimselerden; güçsüz olup da çalışan boş oturmayan ve geçimini sağlamak için uğraşan kimseler daha iyidir. Tilkiye Tavuk kebabı yermisin diye sormuşlar; Adamı güldürmeyin diye cevap vermiş Bir kimseye düşkün olduğu çok sevip özlediği elde etmek için yanıp tutuştuğu bir şeyi “İster misin? Arzu eder misin?” diye sormak son derece yersiz hatta abes ve gülünçtür. Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider 1. İşlemediği hâlde suçlu görülen kimse suçsuz olduğunu kanıtlayıncaya kadar yeterince ceza çeker. 2. Kurnaz ve düzenbaz kimse sahasında ne kadar hünerli olduğunu gösterinceye kadar kendisinden daha hilekâr birinin tuzağına düşer. Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır Meslek veya alışkanlık gereği olan bir sonuçtan kaçınılmaz. Daha önce kopup ayrılmış olsa da kişi bağlı olduğu çevreye işe veya bir alışkanlığa eninde sonunda şu ya da bu sebepten ötürü döner. Havlayan köpek ısırmaz Bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden saldırı beklenmez. Kötülük yapacak kişi bu niyetini gizli tutar; belli etmez ve gürültüye patırtıya yer vermez. Ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir 1. Beceriksiz kimseler iyilik yapayım derken çoklukla hem kendilerini hem de başkalarını zarara sokarlar. 2. Neyi ne zaman nasıl söyleyeceğini bilmeyen kimseler hem kendilerinin hem de başkalarının başına dert açarlar. Uyuyan yılanın kuyruğuna basma Şimdilik zararı dokunmayan kötü bir kimsenin yeni bir kötülük yapmasına fırsat vermek doğru değildir. Yularsız ata binilmez Nasıl ki yularsız bir at zapt edilip yönlendirilemezse; bir kurala bir disipline bağlı olmayan iş kuruluş ya da kişi de idare edilip yönetilemez. Dolayısıyla kargaşanın başıbozukluğun hüküm sürdüğü bir yerde işin başına geçmek doğru değildir. Kaçan balık büyük olur Çok önemsiz çok küçük de olsa her nedense elden kaçırılan fırsat ah vah edilerek gözde büyütülür. Öküze boynuzu yük değil İnsan kendi yakınlarının işleri ile kendi işlerini yük saymaz. Her ne kadar külfetmiş gibi görünüyorlarsa da aslında yaptığı işler kişinin kendi yararınadır. Şahin sinek avlamaz Yüce amaçlar peşinde koşan ve kendini ona lâyık gören kimseler küçük önemsiz değersiz şeylerin ardına düşüp de vakit geçirmezler. Sürüden ayrılanı (ayrılan kuzuyu koyunu) kurt kapar (yer). Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturanlar herkesin yaptığını yapmayanlar ya da arkadaşlarının yardımıyla yapılan bir işten ayrılanlar büyük zarara uğrarlar. Sinek pekmezc iyi tanır Çıkarını kollayan kendini düşünen işinin ehli olan kimse kimden yararlanacağını iyi bilir. Sinek küçüktür ama mide bulandırır Önemsiz küçük gibi görünse de kötü ve olumsuz bir şey insan üzerinde iyi bir etki bırakmaz. |
|
Hayvan Sevgisi İle İlgili Atasözleri Vakitsiz öten horozun başını keserler Her işin olduğu gibi, her sözün de uygun bir yeri ve zamanı vardır. Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli yersiz ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur, büyük zarara yol açar. Vakitsiz öten horozdan, ancak onu keserek kurtulan insanlar; yerinde ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç tereddüt etmezler. Yırtıcı Kuşun Ömrü Az Olur Ona buna saldıran, zarar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok olur. Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, hak ettikleri cezayı görürler. Yılanın başı küçükken ezilmeli Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği anlaşılan bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden Yılana yumuşak diye el sunma Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı kişi. Kolay görünen iş çok zor, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok tehlikeli olabilir ve zarar görebilir insan. Yavuz at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır. Gayretli, girişken, çalışkan, görevini ihmal etmeyen, üzerine aldığı işi tam yapan kimseler bunun mükâfatını görürler. |
Saat: 22:26 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık