Nefesli Çalgılar (Üflemeli Çalgılar) Ana Britannica Nefesli çalgılar, üflemeli çalgılar olarak da bilinir, içindeki havanın titreşmesiyle sesin oluştuğu çalgıların ortak adıdır. Nefesli çalgılar Batı müziğinde orkestranın ikinci çalgılar bölümünde yer alır ve genelde,
Günümüzde çoğu organologlarca kabul edilen Hornbostel ve Sachs sınıflandırmasına (1914) göre nefesli çalgılar (ya da aerofonlar),
Gerçek nefesli çalgılar da,
Serbest aerofonlar grubu, insanoğlunun bildiği en eski çalgılardan bazılarını içine alır. Çoğu kültürlerde doğaüstü güçlerle özdeşleştirilen böğürtecin varlığı 25 bin yıl kadar gerilere gider. Uzun bir ipe bağlı ince bir tahta, kemik veya fildişi parçadan oluşan bu alet, hızla çevrilince ipin ucundaki cisim kendi çevresinde dönerek ses çıkartır. Serbest dilli ağız armonikaları, serbest aerofonlar grubuna girer. Armonika ve melodikalar, ayrıca bunların Doğu'daki eski tipleri olan Çin sheng'i, Japon şo'su ve Güneydoğu Asya kaen'i de aynı ailedendir. Bu Asya çalgıları sukabağından ya da ağaçtan yapılmış bir hava kasasından oluşur. Bu kasalardan, ucunda kamıştan bir dil bulunan uzun bambu borular çıkar. En yaygın kenar üfürümlü çalgı, yan flüttür. Batı müziği orkestralarında yandan üflenen flüt kullanılır, ama birçok halk tipi flüt ile Batı müziği dışındaki müziklerde çalınan flütlerin çoğu ucundan üflenir. Ortadoğu'nun neyi ve Svazilerin umtşingo'su bunlardandır. Delikli tek bir borudan yapılmış yan ve düz flütlerin dışında, her sesin değişik boylarda kamışlarla elde edildiği flüt türüne panflüt denir. Dilli düdükte ise ince bir hava sütununu sert kenara yönelten bir iç tapa vardır. Avrupa düz flütünde (blok flüt) gagayı andıran bir bek bulunur. İkili ve üçlü düz flütler Latin Amerika ile Doğu Avrupa'da yaygındır. Borulardan birine genellikle parmak basılmayarak bunun burdon (pedal sesi) işlevini görmesi sağlanır, buna karşılık melodi öbür flüt veya flütlerle çalınır. Okarina ve tekne fllütler boru biçimli olmaktan çok, küreseldir; bunlarda ses delikleri ve bek bulunabilir. Ağızlıklı çalgılar nefesli çalgıların en çok çeşitlilik gösteren alt grubudur. Batı orkestralarında çalınan çok gelişmiş pistonlu trompet, korno, tuba ve sürgülü trombondan Asya ve Pasifik'in deniz kabuğundan oluşan trompetlerine, Afrika'nın fildişi ve boynuzdan yapılan trompetlerine kadar birçok tipi içine alır. Bütün bu çalgılarda ses, çalgıcının dudaklarını titreştirerek bir ağızlığın içine doğru üflediği hava akımıyla oluşur. Bu nedenle bazı organologlar bu çalgılara dudak kamışlılar adını verirler. İsviçre Alp boynuzu, Tibetli Budacıların dung-çen'i ve Güney Amerika'nın ağaç kabuğu trompeti çok uzaklardan işaret vermek amacıyla kullanılır. Klarnet ailesinden çalgıların çoğunda kuru ve inceltilmiş bambu kamışından yapılma tek bir dil bulunur. Avrupa, Kuzey ve Batı Afrika ve Güney Amerika'da halk klarnetlerine rastlanır. Batı Afrika'nın yandan üfürülen klarneti gibi birçok klarnet de idyoglotik (dilli ya da kamışı kendinden olan) çalgılardandır. Hornpipe'ler tek veya çift olabilir. Örneğin Baskların alboka'sında yanyana iki kamış boru vardır. Bu boruların her ikisi de tek dile bağlanır. Boruların bir ucuna bağlanan boynuz, kalak işlevi görür. Diğer uca bağlanan boynuz ise çalgıcının içine üflediği bir çeşit ağızlıktır. Bir tür zurna olan shawm'da ve obualarda çift kamış vardır. Batı tipi klarnetler cornemuse, antik klarnet, ranket, modern obua, korangle ve fagottur. Halk shawm'larına bütün dünyada rastlanır. Ortadoğu'nun zurnası, Hint şahnai'si, Çin so-na'sı ve Tay pi-nai'si bunların bazı örnekleridir. Sonuncusu, kurutulmuş palmiye yağrağından yapılmış dörtlü diliyle benzeri olmayan bir çalgıdır. |
2 ek Üflemeli Çalgılar (Nefesli Çalgılar) MsXLabs.org & Temel Britannica Üflemeli Çalgılar, müzik aletlerinin en eski örneklerindendir. Kökeni, eskiçağlarda işaretleşme amacıyla kullanılan ilkel aletlere dayanır. İnsanlar daha tarihöncesi çağlarda içi boş kamışları, hayvan kemiklerini ya da boynuzları üfleyerek ses çıkarmayı, zamanla müzik yapmayı öğrendiler. Üflemeli çalgılar başlangıçtan bu yana geçirdiği değişiklikler ve yenilikler sonucunda bugünkü biçimine kavuştu ve modern orkestraların önemli bir üyesi durumuna geldi. Üflemeli çalgılar, tahta üflemeli ve bakır üflemeli çalgılar olmak üzere kabaca iki gruba ayrılır. Klarnet, flüt ve obua aileleri tahta üflemeli çalgılar grubuna girer. Flüt ve klarnetin metal alaşımından yapılmış olanları da vardır. Borazan, trompet, trombon ve tuba aileleri bakır üflemeliler grubuna girer ve hepsi metal alaşımından yapılır. Üflemeli Çalgılarda Sesin Oluşması Herhangi bir nesneden ses elde etmek için, o nesnede bir titreşim oluşturmak gerekir. Örneğin, davul bir tokmakla ya da çubukla vurularak, keman teli yayı sürterek ya da parmakla çekerek titreştirilir. Üflemeli çalgılar, temel olarak içi boş, silindir biçimli bir gövdeden oluşur. Ağızlık bölümünden üflendiğinde gövdenin içindeki hava sütununun titreşmesiyle ses elde edilir. Bakır Üflemeli Çalgılar Üflemeli çalgılarda ses üç değişik biçimde oluşur. Örneğin flütte, üflenen hava üfleme deliğinin karşı tarafındaki yüzeye çarparak, borunun içindeki hava sütununda uyumlu titreşim dizileri oluşturur. Aşağı doğru tutularak çalınan blok flütün ağızlık bölümünde, gövde içinde titreşim dizileri oluşturan bir dil vardır. Trompet ya da korno gibi bakır üflemeli çalgılarda hava sütunu, aleti çalanın soluğuna ve dudak hareketlerine bağlı olarak titreşir. Çalan kişi dudaklarını bir kamış gibi kullanarak, titreşimin gövde içindeki hava sütunu boyunca yayılmasını sağlar. Değişik Notaların Elde Edilmesi Titreşen hava sütununun uzunluğu, aletin gövdesini oluşturan borunun uzunluğuna bağlıdır. Titreşimler kısa bir hava sütununda çok daha hızlı yol alır. Sesin perdesi, yani sesin pesliği ya da tizliği titreşimlerinin hızına bağlı olduğundan, kısa gövdeli, dolayısıyla içinde daha az hava bulunan bir üflemeli çalgının sesi uzun gövdeli çalgıların sesinden daha tizdir. Her aletin, gövde uzunluğuna göre değişen kendine özgü bir ses perdesi ve belirli bir ses aralığı vardır. Özellikle korno türündeki ilk üflemeli çalgılar yalnızca belirli bir nota dizisi çıkarabiliyordu. Doğal armonikler (kısmi sesler) adı verilen bu nota dizisi portede renkli notalarla gösterilir. Doğal armonikler dizisinin notaları matematiksel olarak, aletin gövdesindeki hava sütununun tümü titreştiğinde elde edilen temel sese göre belirlenir. Öteki nota dizileri ise gövdenin içindeki hava sütununun belirli bölümlerinin titreşmesiyle oluşur. Çalan kişi hava sütununun ne kadarının titreşeceğini, üflerken yarattığı hava basıncıyla ya da dudak gerginliğini ayarlayarak belirler. Dudaklarını gevşek tutarak yavaş üflerse pes sesler, dudaklarını gerip kuvvetle üflerse tiz sesler elde eder. Besteciler, beste yaparken yalnızca doğal armoniklerle sınırlı kalmaz, öteki nota dizilerini de kullanırlar. Üflemeli çalgılara ses zenginliği kazandırmak gerektiğini düşünen yapımcılar farklı notalar elde etmek amacıyla aletlerin yapısına çeşitli değişiklikler ve yenilikler getirdiler. Tahta üflemeli çalgılara uygulanan ilk değişiklik aletin gövdesinin üzerine açılan bir dizi delikti. Parmakların uzanabileceği biçimde dizilen deliklerin hepsi kapatıldığında, borunun içindeki havanın tümü titreşiyor, dolayısıyla en kalın (pes) sesler elde ediliyordu. Delikler aletin alt bölümünden yukarı doğru tek tek açıldığında, hava sütununun hacmi küçülüyor, bu da daha tiz seslerin çıkmasını sağlıyordu. Bugün kullanılan modern üflemeli çalgıların bazıları aynı ilkeye dayanır. Daha sonraları parmakların yetişemediği bölümdeki delikleri açıp kapamak için basit bir anahtar düzeneği eklendi. Ses aralığını geliştirmeye yönelik ikinci değişiklik 19. yüzyılda bakır üflemeli çalgılara eklenen piston düzeneğiydi. Bugün kullanılan modern trompet ve kornoların ses genişliği aslında yalnızca doğal armoniklerle sınırlı olmakla birlikte, gövdeye eklenen kıvrımlı borular ve piston düzeneği bu aletlere yeni ses olanakları sağladı. Trompette olduğu gibi gövde üzerindeki her borunun, uzunluğuna göre değişen, kendine özgü doğal armonikleri vardır. Piston düzeneği boruları istenilen biçimde açıp kapayarak pes seslere ulaşmayı sağlar. Değişik ses tonları elde etmek için uygulanan bir başka düzenek de trombonda olduğu gibi piston yerine gövdeye eklenen hareketli akort sürgüsüdür. Sürgü çekilip itildiğinde gövdenin boyu uzayıp kısalır ve farklı ses tonları elde edilir. Bazı üflemeli çalgıların ağızlık bölümünde, inceltilmiş bambu kamışından yapılmış bir dil bulunur. Üflendiğinde hava basıncıyla titreşen dil, titreşimin gövde içindeki hava sütunu boyunca yayılmasını ve böylece uyumlu sesler çıkmasını sağlar. Klarnet türü üflemeli çalgılarda tek, obualarda çift kamış bulunur. Tulum ve gayda da kamışlı çalgılardır. Tahta Üflemeli Çalgılar Flüt dışında, bu gruba giren çalgıların tümü tahtadan yapılmıştır. Flütün ise hem tahtadan, hem metal alaşımından yapılmış olanları vardır. Öteki Üflemeli Çalgılar Saksofon bazı bakımlardan klarnet, obua ve korno ile benzerlikler gösteren bakır üflemeli bir çalgıdır. En çok caz topluluklarında ve askeri bandolarda kullanılır. Okarina küre biçimli bir flüt türüdür. Hem Güney Amerika'da, hem de Orta Avrupa'da yaygın olarak kullanılan panflüt, farklı sesler çıkaran değişik boylarda kamışlardan oluşur. Dilli düdük metal alaşımından yapılmış, oldukça tiz sesli, basit bir çalgıdır. Delikli bir borudan oluşan flajole düz flüte benzer. 18. yüzyılda orkestralarda yaygın olarak kullanılan bu çalgının yerini bugün pikolo flüt almıştır. |
Saat: 19:10 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık