Türkçe Kökler ve Ekler Türkçe Kökler ve Ekler MsXLabs.org & Temel Britannica Türkçe bitişken dillerdendir. Türkçe'de değişik yapım ekleriyle, bir isim ya da fiil kökünden çeşitli kavramları karşılayan yeni sözcükler türetilebilmektedir. Sözcük türetiminde köklerde genellikle hiçbir değişiklik olmamaktadır: Bak-bakıcı, aç-açık, ad-adlandırmak, sev-sevimli, boş-boşanmak gibi.Bazı örneklerde görülen değişiklikler çoğunlukla fonetik (sesbilgisel) bir nitelik gösterir: Gelmek-getirmek, beni-bana, beklemek-bekliyor, görmek-göstermek gibi.Türkçe'de yalnızca "sonek" vardır; bazı dillerde olduğu gibi "içek" ve "önek" yoktur. Türkçe'de kökler genellikle tek hecelidir. Bugün birden çok heceli olarak görülen bazı kökler tek heceye indirgenebilmektedir. Türkçe'de tek heceli fiil kökü 200 dolayındadır. Kökler;
Bugün Türkiye Türkçe'sinde 250 dolayında ek vardır. Bu ekler isim ya da fiil köklerine (ve gövdelerine) ses uyumu ilkelerine uygun olarak eklenir. Ama -yor, -ki, -leyin, -mtırak, -ken ekleri uyum dışıdırlar (gel-geliyor, dışarda-dışardaki, yeşil-yeşilimtırak, sabah-sabahleyin, bak-bakarken gibi). Ünlüyle biten kök ya da gövdeler ünlüyle başlayan ekler alınca, Türkçe'nin ses sistemi uyarınca araya bir yardımcı ünsüz girer. Türkçe'de yardımcı ünsüzler iki tanedir:
Türkçe'de sözcükler yapılarına göre;
Basit sözcükler hiç yapım eki almamışlardır: Baş, el, gör, gibi.Türemiş sözcükler, kök ya da gövdelere yapım ekleri getirilerek yapılır: Ad/adamak; boş/boşamak; güzel/ güzelleşmek; gel/gelir; yap/yapıt; göz/ göz-lükçü gibi.Bileşik sözcükler ise iki ya da daha çok sözcüğün yeni anlam oluşturmak üzere birleşmesiyle ortaya çıkar: Hanım+el > hanımeli; de-mek+ko-mak/de-di+ko-du > dedikodu; tank+sav-mak > tanksavar gibi.Türkçe'de sözcükler cümle bağlamında birtakım eklerle birbirine bağlanır, bunlara "çekim ekleri" adı verilir. Çekim ekleri;
İsim çekim ekleri iyelik ekleri, isim durum ekleri (bulunma, ayrılma, yönelme, kalma), çoğul eki, tamlayan eki, soru eki, eşitlik eki, sevgi ve küçültme ekini içerir. Fiil çekim ekleri kişi ekleri ile zaman kip eklerinden oluşur. Türkçe fiil çekiminde iki ana kip vardır:
Türkçe'de isimler tekil durumdadır; bu bakımdan adları çoğul duruma getirmek için çoğul eki -lar (-ler) kullanılır: Ağaç-lar, insanlar, okul-lar, çiçek-ler, ev-ler, yüz-ler gibi.Bazı isimlerde ise çoğulluk, daha doğrusu topluluk, kavramın içindedir: Ordu, toplum, sürü gibi.Türkçe'de bazı dillerde görüldüğü gibi (sözgelimi Hint-Avrupa dilleri) "cinslik" yoktur. Cinslik "erkek" ve "dişi" sözcükleriyle belirtilir. Bazı durumlarda cinslik kavramı ayrı sözcüklerle belirtilir: Tavuk/horoz, koç/ koyun, boğa/inek gibi.Türkçe'de, gene bazı dillerde (sözgelimi Hint-Avrupa, Afrika-Asya dilleri gibi) görüldüğü gibi sözcüklerin cinsliklerini belirleyen tanımlık (harf-i tarif) da bulunmamaktadır. (Fransızca'da le, la; Arapça'da el; Almanca'da der, die, das gibi tanımaklar bulunur.) Vurgu Türkçe hafif vurgulu dillerdendir. Türkçe'de tek heceli sözcüklerde doğal olarak vurgu yoktur. Çok heceli sözcüklerde ise vurgu genel olarak son hecede bulunmaktadır. Türkçe'deki vurgu kuralı için şu söylenebilir: Türkçe'de ya son hece ya da alınan ekten önceki hece vurgulanır: Gel-di, ince, biliyor mu? Almasınlar gibi.Pekiştirmelerde ise ön öge vurguyu üzerine alır: Apayrı, kıpkırmızı, yemyeşil gibi.Bileşik sözcüklerde vurgu konusunda özel bir kural yoktur. Cümlede ise olağan olarak ya yüklem ya da yüklemden önceki sözcük vurgulu olarak söylenmektedir. Bazı durumlarda da vurgu, duygu değeri olan ya da anlatıcının dikkatini çekmek istediği sözcüğe de yüklenebilmektedir. Sözdizimi Türkçe'nin sözdizimi de büyük bir düzenlilik gösterir. Türkçe'de cümle genellikle özne + tümleç(ler) + yüklemsıralanışına uygundur. Anlatımın çeşitliliğine uygun olarak da basit cümlelerin yanı sıra bileşik cümleler, sıra cümleler, girişik cümleler de kullanılabilmektedir. Türkçe'de dizimsel ilişkiler genellikle sıfat-fiiller (ortaçlar) ve bağ-fiiller (ulaçlar) aracılığıyla düzenlenmektedir. Bu durum da Türkçe'ye tutumluluk, bir başka deyişle de anlatım kıvraklığı sağlamaktadır. BAKINIZ Yapım Ekleri Nedir? |
Kökler Kök Çeşitleri 1. Ad Kökleri 2. Fiil Kökleri
1. Ad Kökleri Varlıkları, kavramları, duyguları karşılayan ad soylu sözcüklerdir. şeker, iyi, diş, çiçek, demir, yas, kin… Ad köklerine “–mak, –mek” mastar ekini getiremeyiz. “şeker” → şeker–mek olmaz “çiçek” → çiçek–mek olmaz “ağaç” → ağaç–mak olmaz 2. Fiil Kökleri Hareket anlamı taşıyan sözcüklerdir. sus–, sev–, üz–, kaç–, çalış–, kork–, çürü–, işit–, ört–, kok–… Fiil köklerine “–mak, –mek” mastar ekini getirebiliriz. “sev–” → sev–mek olur “dök–” → dök–mek olur “vur–” → vur–mak olur NOT: Fiil köklerini ad kökleri gibi tek başına yazıp söyleyemeyiz. Mastar durumundaki fiil köklerinin sonuna ya kısa çizgi (–) konur ya da “–mak, –mek” mastar eki getirilir. Fiilin sonuna konan kısa çizgi (–), “mak, mek” diye okunur. “yırt–” (okunuşu: “yırtmak”) “çürü–” (okunuşu: “çürümek”) Fiil köklerini tek başına yazarsak, emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlemiş oluruz. “sus” → “Sen sus.” anlamına gelir. (Emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlenmiş.) “çık” → “Sen çık.” anlamına gelir. (Emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlenmiş.)
Yansıma sözcükler, dildeki sesleri kullanarak doğadaki sesleri taklit etmek amacıyla yapılmıştır. NOT: Yansıma kökler, ad soylu sözcükler olduğu için “ad kökü” olarak kabul edilir. “me” (melemek) “hav” (havlamak) yansıma kök yansıma kök (ad kökü) (ad kökü) “vız” (vızıltı) “cız” (cızırtı) yansıma kök yansıma kök (ad kökü) (ad kökü) fıs (fısıltı), şır (şırıltı), çatır (çatırtı, çatırdamak), pat (patlamak), çın (çınlamak), hır (hırıltı), şangır (şangırtı), gıcır (gıcırtı, gıcırdamak), fokur (fokurdamak), tü (tükürmek)…
NOT: Sesteş kökler arasında en ufak bir anlam ilgisi yoktur. Ad Fiil “gül” → gül: “çiçek, bitki” gül–: “gülümsemek” “kır” → kır: “şehir dışında kalan kır–: “parçalamak” boş ve geniş yer” “kaz” → kaz: “suda ve karada yaşayan, kaz–: “toprağı eşmek” uçabilen kuş türü” “büyü” → büyü: “sihir” büyü–: “irileşmek, gelişmek” “kan” → kan: “damarlarımızdaki kan–: “inanmak, aldanmak” kırmızı sıvı” “taş” → taş: “sert, katı madde” taş–: “sıvı maddelerin taşması” “var” → var: “mevcut, bulunan” var–: “ulaşmak, erişmek” —— ————————————————————————— sesteş kök anlam ilgisi yok
NOT: Ortak kökler arasında belirgin bir anlam ilgisi vardır. Ad Fiil “eski” → eski eski– “boya” → boya boya– “sıva” → sıva sıva– “tat” → tat tat– “ekşi” → ekşi ekşi– “kuru” → kuru kuru– —— ————————— ortak kök anlam ilgisi var |
KELİMELERİN YAPI ÖZELLİKLERİKÖK :Bir kelimenin, daha küçük parçalara ayrılmayan, anlamlı en küçük parçasına denir. Kelimenin kökünün, kelimenin tamamı ile ilgili olmalıdır. Örnek: “Okul” kelimesinin kökü, “oku” fiilidir. Fakat bu kelimede “ok” kısmı da bir anlam taşır. Ama okul ile ok arasında bir ilgi yoktur. Kökler iki çeşittir:
Bir varlığı, niteliği, ilgiyi veya duyguyu en kısa biçimde tanıtan köklere denir. Dört çeşittir: a)Varlık kökleri : Çöl, yol, sıra, ev… b)Nitelik kökleri : İyi, güzel, kötü… c)Duygu kökleri: Ah, vah, tüh, ey… d)İlgi kökleri : Ben, sen, o, ile, için… İsim kökleri cümle içinde “isim, zamir, zarf, sıfat, edat, bağlaç ve ünlem” göreviyle kullanılabilir. Dilimizde isim kökleri en fazla üç heceden oluşur. Örnek:Karınca, kelebek, araba… FİİL KÖKLERİ :Hareketleri, işleri anlatan köklere denir. Örnek:Gel-, otur-, ver- … Sesteş (Eşsesli ) Kökler : Kullanıldığı cümleye göre hem isim, hem fiil olabilecek köklere denir. Örnek:Yaz, kız, geç… GÖVDE : En az bir yapım eki almış olan sözcüklere denir. Örnek:Uçak, gözlük, evci… YAPILARINA GÖRE SÖZCÜKLER
|
ekler ek nedir EKLER http://www.turkceciler.com/images/ekler.jpg Türkçe eklemeli (sondan eklemeli) bir dildir. Türkçede değişmez kökler, onlardan türetilen gövdeler ve kök ve gövdelere eklenen yapım ve çekim ekleri vardır. Dilimizi kullanışlı hâle getiren; aynı kelimelerle farklı anlamlar ifade edilmesini, kelime haznesinin genişlemesini sağlayan, eklerdir. EK Kelimelerle cümleler kurmak, onlara cümle içinde görev yüklemek ve kelimelerden yeni kelimeler türetmek amacıyla onlara eklenen seslere/hecelere ek denir. Kelimelere cümlede görev yüklenirken ve onlardan yeni kelimeler türetilirken öncelik yapım eklerinindir. Yapım eklerinin üzerine çekim ekleri gelir. Ama bir iki ek haricinde çekim ekinin üzerine yapım eki getirilemez. Ekler kendilerinden önceki kelimelere bitişik yazılır. Yalnız, "mİ" soru eki her zaman ayrı yazılır; "ek-fiil"in kendisi, yani "i-(mek)" de ayrı ya da bitişik yazılabilir. Zaten ek-fiil bitişik yazıldığında düşer, sadece zaman eki kalır: mİ: Gelmedi mi? i(mek): Gelecek idi, gelecekti Ekler yapım ve çekim ekleri olmak üzere ikiye ayrılır. Yapım ekleri anlam; çekim ekleri de görev belirler. I. ÇEKİM EKLERİ Kelimelerin çekimlenerek değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını sağlayan eklere çekim eki denir. Çekim ekleri, kelimelerin diğer kelimelerle bağ kurmasını, kelimelerin cümlede görev almasını, hâlini, sayısını, zamanını, şahsını belirtir. Kısaca çekim ekleri kelimelerin cümle içerisinde kullanılmasını sağlar. Kök veya gövde hâlindeki kelimeler ancak çekim eklerini alarak diğer kelimelere bağlanır, zaman ve şahıs anlamı kazanır. "Kardeş kitap yer sor." Bu kelime dizisi bu hâliyle ancak bir kelime yığınıdır. Bir maksat, duygu, fikir, haber, bilgi ifade etmez. Ancak "bu kelimelerle ne söylenmek istenebilir", sorusundan hareketle bir şeyler uydurulabilir ki bu yolla bu kelimelerin ne için söylendiği kesin olarak bilinemez. Öyleyse bu kelime yığınını anlaşılır hâle getirmek için çekim eklerine ihtiyaç vardır. Çeşitli çekim ekleriyle bu kelimelerden anlamlı cümleler çıkarabiliriz: "Kardeşine kitabın yerini sor." "Kardeşimden kitapların yerini soracağım." "Kardeşin kitabının yerini sordu." Çekim ekleri eklendiği kelimenin anlamını değiştirmez. Çekim ekleri yeni kelimeler türetmeye yarayan ekler değildir; yani bu ekler kelimenin anlam ve türlerini değiştirmeyen eklerdir. Yukarıdaki örnekte değişik çekimlere rağmen kelimelerin anlamlarının değişmediği görülür. Çekim ekleri getirildikleri kelimenin türüne göre ikiye ayrılır: İsim çekim ekleri ve Fiil çekim ekleri A. İSİM ÇEKİM EKLERİ İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onları diğer isimlere, edatlara, fiillere bağlayan; cümle içindeki görevlerini belirleyen, ait oldukları kişileri belirten ve isimlerin çeşitli durumlarını bildiren eklerdir. İsim çekim ekleri şunlardır: 1-Hâl ekleri: -i, -e, -de, -den, -in, -ce, -le 2-İyelik ekleri: -m, -n, -i, -si, -miz, -niz, -leri 3-Çoğul eki: -ler 4-Soru eki: mi 5-Ek-fiil: -dir, -idi, -imiş 6-Tamlama ekleri: -in, 7-İlgi zamiri -ki 1. HÂL (DURUM) EKLERİ İsimleri isimlere, fiillere, edatlara bağlayan, diğer kelimelerle ilişki kurarak isimlerin cümlede görev kazanmasını sağlayan eklerdir. İsmin hâllerinin başında yalın hâl (nominatif) gelir, ama bu hâlin eki olmadığı için sıralamaya dahil etmedik; isimler konusunda işlenmiştir. a. -İ Belirtme/Yükleme Hâl Eki Fiildeki işten, hareketten, eylemden etkilenen varlığı belirtir. Yani bu eki alan isimler cümlede belirtili nesne görevinde bulunur. ev-i gördüm, kapı-y-ı açtım, okul-u boyadılar, gül-ü koparmayın... İsmi fiile bağlar. Çocukları buradan kim alacak? Babası çocuğu çağırdı. Şimdi soruları cevaplayın. Burada kimi bekliyorsunuz? Türkçede iki tane -i eki vardır: -i: iyelik eki: (onun) kalem-i -i: belirtme hâl eki: kalem-i (kim aldı?) b. -E Yönelme Hâl Eki İsimleri fiillere, bazen de edatlara bağlar. Yönelme hâlinde, ismin belirttiği kavrama yöneliş, dönme söz konusudur. okul-a git, ev-e dön... Eklendiği kelimelere farklı anlamlar katar ve değişik anlam ilişkileri kurar. Yönelme, yaklaşma, ulaşma bildirir. Bu eki alan kelimeler cümlede dolaylı tümleç ve yüklem olabilir: Bugün okula gitti. Benim itirazım yapılan haksızlığa. (haksızlığadır: yüklem) Fiyat, araç ile anlamı katar: Kitabı bin liraya aldı. (karşılığında) Bu iş kaç paraya olur? Zaman bildirir, zarf tümleci yapar: Bu iş sabaha biter. Haftaya size gelelim. Yer bildirir: Bizi karşılamak için kapıya geldi. İsimleri edatlara bağlar: Akşama kadar okulda ders çalıştık. Sabaha karşı varırız. Yaşına göre ağır bir işte çalışıyordu. Deyim kurar: Ağzına geleni söyler. İşleri yoluna koymak Başına buyruk. Başa gelen çekilir. Çok cana yakın bir çocuktu. İçin, aitlik, amaç ilgisi kurar: Bunu size aldık. (sizin için) Sana bir iyilik düşünüyorlar. (senin için) Annesini görmeye gitti. İkilemeler kurarak durum bildirir: Otobüse nefes nefese yetiştiler. İki ahbap kafa kafaya vermiş... "-an, -en" sıfat-fiil ekleriyle birleşerek abartma anlamı veren ikilemeler kurar: Soran sorana, geçen geçene, giden gidene... Şekilce çekimli fiil olan fakat fiil özelliğini kaybetmiş söz gruplarına gelir: Geçmiş olsuna gitti. (demeye) c. -DE Bulunma Hâl Eki İsimleri fillere bağlar. ev-de oturma, okul-da öğren, yurt-ta kaldı, devlet-te bulunuyor... Cümlede dolaylı tümleç, zarf tümleci ve yüklem yapar: Eski İstanbul'da ne güzel günler yaşanmış. (dolaylı tümleç) Saat yedide mi gelecekmiş? (zarf tümleci) Her şey yerli yerinde. (yüklem) Zaman bildirir: Okullar bu yıl da eylülde açılacak. (zarf tüml.) Fiili durum yönüyle niteler: Suyu bir yudumda içti. (zarf tüml.) Siz ayakta kaldınız. Çamaşırları elde yıkıyormuş. Zaman ve sayı bildiren kelimelere eklenerek ölçü, miktar bildirir: Yılda yirmi gün izni var. Haftada bir geliyor. Yüzde yetmiş başarı vardı. İkilemeler kurar: Ayda yılda bir uğrar oldu. Elde avuçta ne varsa bitti. Eklendiği kelimeyi sıfat yapar: Parmak kalınlığında yaprakları var. Yapım eki görevi görür: Gözde sanatçılarımızdandı. Peyami Safa'nın "Sözde Kızlar"ını okudun mu? Sözde Ermeni soykırımı... d. -DEn Ayrılma/Uzaklaşma Hâl Eki İsimleri fillere bağlar. okul-dan çıktı, ev-den ayrıldı, yurt-tan geliyor, devlet-ten istedi... Eklendiği kelimeyi dolaylı tümleç yapar; yer, ayrılma, uzaklaşma bildirir: Ali, evden yeni çıktı. Birçok seneler geçti dönen yok seferinden. Edat tümleci ve yüklem de yapar. Gönüldendir şikâyet. (yüklem) Bebek gürültüden uyandı (edat tümleci) Yalnızlıktan sıkıldım. (edat tümleci) Durum bildirir: Yağmur hafiften yağıyor. Ben onu yakından tanırım. Üstünlük, karşılaştırma bildirir: Kıldan ince baldan tatlı Erzurum'dan soğuk şehir yok. Bundan iyisi bulunmaz. Bütünün parçasını, bütünden ayrılmayı ifade eder: Verilen pastadan bir dilim yedi. Soruların cevabını sözlerimden çıkaracaksınız. Canından can vermek istiyordu. İsimleri edatlara bağlayarak edat grubu ve edat tümleci oluşturur: Akşamdan beri seni arıyoruz. Yemekten sonra çayı nerede içeceğiz? Sebep bildirir: Soğuktan tir tir titriyordu. Yorgunluktan uyuyuverdi. İsim tamlamalarında tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır: Geçen gün öğrencilerden biri yanıma geldi. Bu ürünlerden hangisini istediğinizi söyleyin. Yapım eki özelliği kazanarak eklendiği kelimeyi sıfat yapar: Sıradan insanlarla düşüp kalkma diyordu. Sudan sebeplerle buradan ayrılıp gitti. Toptan satış Uzaktan akraba En içten duygular İkilemeler kurar: Zavallı çocuk günden güne eriyor. Baştan başa bizim bu topraklar. Durumumuz yıldan yıla kötüye gidiyor. Dünden bugüne ne değişti ki... Varlıkların neden, hangi maddeden yapıldıklarını bildirir: Üstüne yünden bir kazak almıştı. Tahtadan kılıçlarla oynuyorlardı. Ayı derisinden post; Rus'tan dost olmaz. Zaman anlamlı kelimelere gelerek zaman anlamı katar: Bu işi dünden halletmeliydik. Yarın geceden yola çıkmayı düşünüyoruz. e. -CE Eşitlik Hâl Eki İsimlere ve isim soylu kelimelere eklenerek çeşitli anlamlar katar. Türkçe'nin işlek eklerinden biridir. Bu eki alan kelimeler cümlede zarf tümleci ve yüklem olarak kullanılır. Tür olarak da isim, sıfat ve zarf türetir. ben-ce, okul-ca, yurt-ça, sert-çe... Gibi, benzerlik anlamları katar: Çocukça davranışları vardı. İnsanca hareket etmeliyiz. Yüklem yapar: Onun davranışları çok zaman delicedir. Bakımında, yönüyle anlamı katar: O sizden kiloca biraz daha düşük. Akılca birbirinizden farkınız yok. Göre anlamı katar, edat gibi kullanılır: Sence bu yaptığın doğru mu? Bence bu doğru. Çokluk, abartma anlamı katar: Evinde yüzlerce kitabı var. Zaman bildiren isimlere gelerek eşitlik, süresince, boyu anlamı katar: Bu okulda yıllarca çalıştım dedi. O gün sizi saatlerce bekledik. Birliktelik, beraberlik anlamı katar: Bu kararı sınıfça aldık. Bugün milletçe sevinçliyiz. Durum bildirir; zarf tümleci yapar: Anlatılanları sessizce dinledi. Düşüncelerini açıkça dile getirdi. Elazığ'dan gizlice ayrıldık. Küçültme, sınırlandırma anlamı katar: Oralarda yaşlıca bir adam dolaşıyordu. Fatih, büyükçe bir taşı alıp denize atıverdi. f. -lE Vasıta Hâl Eki "ile" edatı kaynaklıdır; "i" düşürülerek kullanılır. Ünlüyle biten kelimelere eklenirken araya y kaynaştırma harfi girer: masa>masa-y-la. Ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde -la, -le şeklindedir: kalem>kalemle. İsim ve isim soylu kelimelere eklenerek değişik anlamlar katar. Bu eki alan kelimeler cümlede zarf tümleci, edat tümleci ve yüklem olarak kullanılır. Edat tümleci yapar: Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan. (edat tüml.) Durum bildirir; zarf tümleci yapar: İşi kolaylıkla başardı. Ayağına gelen topa hızla vurdu. Babasını sevinçle karşıladı. Yüklem yapar:O artık bizimledir. Birliktelik anlamı katar: Öğrencileriyle geziye gitmişti. Araç, alet bildirir: Arabasıyla evimize kadar getirdi. İğneyle kuyu kazıyorsun. "ve" bağlacı görevinde kullanılır: Annemle kardeşim buraya geldiler. Baki'yle Fuzuli, 16. yy. şairleridir. Sebep ve zaman bildirir: Rüzgârın etkisiyle dallar sallandı. Sonbaharın gelmesiyle soğuklar artmıştı. Zilin sesiyle yarışma bitti. g. -(n)İn İlgi Hâl Eki (tamlayan eki) İsimleri isimlere bağlayarak tamlama kurmaya yarar. Bu ek birinci tekil ve çoğul şahıs için "-İm" şeklindedir: ben-im, biz-im. İsimleri isimlere bağlar: Benim elim kanadı Kitabın yaprağı yırtılmış. Yalancının mumu... Gözlüğün camı... İsimleri, zamirleri ve sıfat-fiilleri edatlara bağlar: Bunu senin için yaptım dedi. İsimleri ve zamirleri fiillere bağlar: Birincilik ödülü Atilla'nın oldu. En güzel ve mutlu yıllar sizlerin olsun. Not: "-dEn" eki tamlayan ekinin yerini tutabilir: öğrencilerin bazıları>öğrencilerden bazıları onların biri>onlardan biri 2. İYELİK EKLERİ İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların sahiplerini, ait oldukları kişileri belirten eklerdir. Tamlayansız kullanıldıkları zaman bu eklere iyelik zamirleri de denir. kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları masa-m, masa-n, masa-s-ı, masa-mız, masa-nız masa-ları su-y[3]-um, su-y-un, su-y-u, su-y-umuz, su-y-unuz, su-ları ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri İyelik ekleri isim tamlamasında tamlanana gelir: Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı... Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı... Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir. İspanya neşesiyle bu akşam bu zildedir. Kapının kol-u, işin baş-ı, hayvan sevgi-s-i İyelik ekleri bazen yer bildiren zamirlerden (işaret zamirleri) sonra gelerek belirtme görevlerinde bulunur: burası, ötesi, şurası... Sıfatlardan sonra gelerek zamir yapar:doğrusu, böylesi, başkası... Bazen isimlerle ve sıfatlarla birlikte sevgi ve abartma ifade eder: Camın İstanbul. Güzelim çiçekler kurumuş İyelik eklerinden sonra hâl ekleri gelebilir: Baba-m-a soracağım. Kardeş-i-n-i arıyormuş. -ler ekiyle -i iyelik eki birlikte kullanılarak zaman bakımından genelleme yapılır: akşamları, sabahları, gündüzleri... 3. İLGİ ZAMİRİ: -ki İlgi zamiri belirtili isim tamlamalarında tamlananın yerini tutabilir: benim kalemim>benimki onun eli>onunki Türkçede üç tane "ki" vardır: "ki", "-ki", "-ki" a. "ki" Bağlacı Sadece "ki" biçimi vardır. Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır. Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı olarak kullanılır. "ki" ile başlayan bir ara cümle asıl cümlenin içinde kısa çizgiler arasında verilebilir: Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli- Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın. Atatürk diyor ki: ... Bir şey biliyor ki konuşuyor. Ben ki hep sizin için çalıştım. Sınavı kazanabilir miyim ki... Baktım ki gitmiş. b. "-ki" İlgi Zamiri Ek hâlindeki tek zamirdir. Eklendiği kelimeye -ki sadece isim tamlamasında tamlayana eklenir- bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar. Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece -ki şekli vardır: senin kalemin>seninki, Ali'nin eli>Ali'ninki, onun düşüncesi>onunki... c. "-ki" Yapım Eki İsimlere eklenerek yer ve zaman bildiren sıfatlar türeten ektir. Zaman bildiren kelimelerin sonuna doğrudan eklenirken, yer bildiren sıfatlar türetirken "-dE" hâl ekiyle birlikte kullanılır. Sadece -ki ve az da olsa -kü şekilleri vardır: bu yılki sınav, yarınki maç, dünkü film, bugünkü aklım... masadaki kitaplar, duvardaki saat, evdeki hesap... 4. -lEr ÇOĞUL EKİ Cins isimlerine gelerek onların çoğul şekillerini yapar. Kelimeler arasında ilgi kurmaz: dağlar, fikirler, idealler, öğrenciler, dertler... Özel isimlere getirildiğinde: 1. Aile anlamı katar; -gil ekinin yerine kullanılır, yapım eki görevinde olduğu için ayrılmadan yazılır Yarın Ahmetlere gideceğiz. İzmir'e, amcamlara/dedemlere/teyzemlere gideceğiz. (burada özel isme getirilmemiş.) Aliler bize gelecekler. 2. Benzerleri anlamı katar, kesme işaretiyle ayırarak yazılır: Bu millet nice Fatih'ler, Kemal'ler yetiştirecektir. Bu topraklarda ne Çaldıran'lar, ne Ridaniye'ler yaşandı. 3. Aynı ismi taşıyanları belirtir: Sınıftaki Ali'ler ayağa kalksın. Hüseyin'lerin hepsi buraya gelsin. 4. Abartma anlamı katar: Çalışmak için ta Almanya'lara gitti. 5. Topluluk kavramı bildirir: Türkler, Yunanlar, Adanalılar, Konyalılar... Bunların dışında: -İkilemeler yapar: Yıllar yılı bekledik. -Abartma anlamı katar, bazen "bir" kelimesiyle birlikte bu anlamı verir: Ateşler içinde kıvranıyordu. O gün dünyalar benim olmuştu. Valizler dolusu kitapları ne zaman almıştı. Bir kumaşlar almış, görmelisiniz. Bir bahçeler var, sözle anlatılmaz. Bir zamanlar ne kadar şendik. -Çoğul zamirlere getirilerek tekrar çoğul yapar:Bizler, sizler -Saygı veya alay anlamı katar: Dostumuz nedense bizi çağırmamışlar. Müdür Bey döndüler mi? -Her anlamı katar: Akşamları erken yemek yeriz. Sabahları geç kalkarım. -"Yaş" kelimesine getirilerek yaşça yaklaşıklık bildirir: O zaman henüz sekiz yaşlarında idi. İyelik üçüncü çoğul eki ve şahıs eki ile karıştırılmamalıdır. Çocuklar (çoğul eki) annelerini (iyelik eki) bekliyorlar (şahıs eki). 5. "mİ" SORU EKİ Hem isimlere hem de fiillere getirilen bir çekim ekidir: Gelecek miydin? (fiile) Sen misin? (isme) Her zaman kendinden önceki kelimeden ayrı yazılır. Büyük ve küçük sesli uyumu kurallarına uyar: Salı mı?Sen mi?O mu?Ölü mü? Soru ekinden sonra gelen ekler kendisine bitişik yazılır. Seni çağıran bu çocuk muydu? Vurguyu kendinden önceki kelimeye aktarır. Yani mi soru ekinden önce gelen kelime vurgulanan kelimedir: Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Soru anlamının dışında başka görevlerde de kullanılır: Pekiştirme görevinde: Güzel mi güzel bir yer burası. 6. EK-FİİL İsim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını sağlayan, ek hâlindeki fiildir. "imek" fiilinin ek olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır. Dört kipe göre çekimi vardır: Geniş zaman -di'li geçmiş zaman -miş'li geçmiş zaman Şart kipi 1. Geniş zaman İsim soylu kelimelere kişi ekleri getirilerek yapılır. Bunlar geniş zaman eklerinin yerini tutar. Üçüncü kişilere "-dİr" eki getirilir. "insanım, insansın, insan(dır), insanız, insansınız, insan(dır)lar" Ben bir küçük kelebeğim. Ü stümüze doğan bir güneşsin sen. Her taraf bugün bir başka güzel(dir). Bu ek fiillere getirildiğinde kesinlik veya olasılık anlamı katar. Ulaş şimdi tatil yapıyordur. (olasılık) Bu durumda işe gitmeyecektir. (kesinlik) 2. -di'li geçmiş zaman Ek-fiilin bilinen geçmiş zaman çekimi, kavramların ve varlıkların bilinen geçmişteki durumuna şahit olunduğunu gösterir. "idim, idin, idi, idik, idiniz, idiler" Bir güzelin hayranıydım. |
SİZE KÖKLERİ VE EKLERİ AYRILMIŞ 20 ADET KELİME ÖRNEĞİ: ( yapım,çekim ekleri) 1-dost-luk 2-su-luk 3-can-lı 4-simit-çi 5-söz-lük 6-kir-li 7-vicdan-sız-lık 8-süt-çü 9-sil-gi 10-elma-lar 11-tuz-luk 12-iyi-lik 13-oku-l 14-kitap-çı 15-çocuk-lar 16-bil-gi-siz-lik 17-su-suz-luk 18-sebze-ler 19-su-luk 20-kalemlik |
KÖK : Bir kelimenin, daha küçük parçalara ayrılmayan, anlamlı en küçük parçasına denir. Kelime kökü, kelimenin tamamı ile ilgili olmalıdır. Örnek: “Okul” kelimesinin kökü, “oku” fiilidir. Fakat bu kelimede “ok” kısmı da bir anlam taşır. Ama okul ile ok arasında bir ilgi yoktur. Kökler dilin ana malzemesi olup bilemediğimiz zamanlardan beri vardır.Sonradan yapılmazlar.İhtiyaç duyduğumuz kelimeler bu köklerden faydalanılarak yapılır. Kökler iki çeşittir: 1. İSİM KÖKLERİ Bir varlığı, niteliği, ilgiyi veya duyguyu en kısa biçimde tanıtan köklere denir. Dört çeşittir: a) Varlık kökleri : Çöl, yol, sıra, ev... b) Nitelik kökleri : İyi, güzel, kötü... c) Duygu kökleri : Ah, vah, tüh, ey... d) İlgi kökleri : Ben, sen, o, ile, için... İsim kökleri cümle içinde “isim, zamir, zarf, sıfat, edat, bağlaç ve ünlem” göreviyle kullanılabilir. Dilimizde isim kökleri en fazla üç heceden oluşur. Örnek: Karınca, kelebek, araba... İsim kökü içine “yansıma kök” dediğimiz doğa ses ve görüntülerinden esinlenerek yapılmış kökler de girer. fış – kır- miyav-la- çıt-ırtı fıs- ılda- 2. FİİL KÖKLERİ İş, oluş,hareket ve durum bildiren köklere fiil kökleri denir. Örnek: Gel-, otur-, ver- ... Dilimizde hem fiil hem isim kökü olarak kullandığımız kelimeler de vardır. Bunlara “ ortak kök” denir.Bu kelimeler tek anlam taşımalarına rağmen diğer köklerin tersine hem isim hem fiil eklerini alabilirler.Bu kökleri sesteş (eş sesli) kelimelerle karıştırmamak gerekir.Sesteş kelimeler, iki ayrı kelimedir, ortak kök ise tek bir anlamı olan, kullanıldığı yere göre fiil ya da sim olan kelimedir. Örnek: eski - y – en giysi fiil kökü eski ortak kök eski -ci isim kökü ağrı - lar isim kökü ağrı ortak kök ağrı - yor fiil kökü taş- taş – kın su fiil kökü fiil kökü sesteş kelimeler taş taş – lık arazi isim kökü isim kökü Önceki - Sonraki >> |
Saat: 07:47 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık