|
Sükûnet isim (sükû:net) Arapça suk°net 1 . Durgunluk, dinginlik, hareketsizlik, sessizlik: "İlim, oldukça gelişmiş bir zekâ, dikkat, çalışkanlık, sükûnet ve ağırbaşlılık ister."- M. Kaplan.2 . Huzur, rahat, sükûn: "Büyük gürültü gibi sükûnetin büyüğü de insanı yoruyordu."- R. N. Güntekin.3 . Dinme, yatışma. |
SÜKÛNET, -ti a. (ar. sükûndan osm. sükûnet). 1. Sakinlik, soğukkanlılık: Hakkında söylenenleri sükûnetle dinledi. Sükûnetini kaybetmek. 2. Sakinlik, sessizlik, durgunluk: Akşamın, evin, köyün sükûneti. Sükûneti sevmek. 3. Sükûnet bulmak, sakinleşmek, rahatlamak: yatışmak, durgunlaşmak: Hasta sükûnet buldu. Uzun süren fırtınadan sonra deniz nihayet sükûnet buldu. —Esk. Sükûnet-bahş, rahatlatıcı, dinlendirici. || Sükûnetgâh, dinlenilen, huzura kavuşulan yer; mezar. || Sükûnet-yab, yatışan, sakinleşen. Kaynak: Büyük Larousse |
Saat: 13:47 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık