Kader ve tevekkülle ilgili atasözleri ve deyimler nelerdir? Kader ve tevekülle ilgili atasözleri ve deyimler nelerdir? |
Kader ve tevekülle ilgili atasözleri ve deyimler nelerdir? Tevekkelin (tevekküllünün) gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez). (Atasözü) Tevekkül Hakkında Söylenmiş Bazı Sözler ...Sen yalnızca Allah`a ibâdet et. O`na kulluk eyle ve ona tevekkül eyle. Her işte emir ve kumandayı, yetkiyi O`na verip, O`na güvenip, O`nun emirlerine uygun hareket eyle! Yani, ibadetsiz ve amelsiz kuru kuruya tevekkülün de faydası yoktur. Sen kulluğunu yap, O`nun emrini yerine getir ve öyle tevekkül eyle. (Elmalılı M. Hamdi Yazır) Tevekkül, bazı cahillerin zannettiği gibi insanın kendini ihmal etmesi demek değildir. Böyle olsa idi, (...Şu halde onları affet; bağışlanmaları için duâ et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah`a dayanıp güven. Çünkü Allah kendisine dayanıp güvenenleri sever. (Âl-i İmrân 3/159) âyetinde belirtilen) müşâvere emri tevekküle mâni olurdu. Tevekkül, insanın esbâb-ı zâhireye riâyet etmesi, ve lâkin kalbini onlara bağlamayıp, Hak Teâlâ`nın ismetine dayanması demektir. (İmam Fahruddin Râzî) Hakîkî mânâda tevekkül; Allah`tan başkasından korkmamak, O`ndan başkasına güvenmemektir. (Fudayl Bin İyaz) Tevekkül, olan şey ile yetinmek, olmayan şeye razı olmaktır. (Muhammed Bin Hafîf) Üç haslet evliyâ sıfatıdır: Allah`a tevekkül etmek, Allah`tan başkasına niyazda bulunmamak, kanaat eylemek. (Yahya Bin Muaz)44 Sebeplere yapışmak, tevekküle mânî değildir. Bilakis sebeplere yapışmak, sebepleri araya koymak, tevekkülün en yüksek derecesidir. (Ahmed Fârukî) Tevekkül, iş yapmayıp tembel olmak için değildir. Bir işe başlamak ve başlanan işi başarmak için tevekkül olunur. Güç bir işi başaramamak korkusunu gidermek için tevekkül olunur. (S. Abdulhakîm Arvâsî) Tevekkülün alâmeti üçtür: Kimseden birşey istememek (dilenmemek), verileni reddetmemek, ele geçeni biriktirmek. (Sehl Bin Abdullah) Allah-ü Teâlâ`ya tevekkül ettim diyen kimsenin, Cenâb-ı Hakk`ın, kendisi hakkındaki muamelesine, yani takdir ettiği şeylere de râzı olması lazımdır. Aksi takdirde yalan söylemiş olur. (Bişr-i Hâfî) Bil ki tevekkülün mahalli kalptir. Zâhire göre hareket etmek kalpteki tevekküle zıt değildir. Yeter ki kul, güvenin Allah`a olacağını bilsin. Birşey zorlaşırsa bu O`nun takdiriyledir; eğer kolaylaşırsa bu da O`nun kolaylaştırmasıyladır. (Ebu`l Kâsım el-Kuşeyrî) Tevekkül, kişinin kendisini Allah`ın dilediği şekle bırakmasıdır. (Sehl Bin Abdullah) Tevekkül, Allah`a güvenle birlikte O`nunla iktifâ etmektir. (Ebû Osman el-Cebrî) |
çin atasözü:
Nisan yağmuru Mayıs çiçeği getirir. Kanada Atasözü Hiç bir mutfak iki kadını alacak kadar zengin değildir. Sudan Atasözü Erkek yaşını saklamaya, kadin ise saklamamaya başladığı zaman yaşlanmıstır. Peru Atasözü Yasini söyleyen kadin ya genç oldugu için kaybedecek birseyi yoktur, ya da yasli oldugundan kazanacak bir seyi yoktur. Malezya Atasözü Insanlar yasadikça ihtiyarladiklarini sanirlar, halbuki yasamadikça ihtiyarlarlar. İskoçya Atasözü Güzellik doğanın kadınlara bahşettiği bir hediye ama aynı zamanda geri aldığı ilk şeydir. Şili Atasözü Kadın, gölge gibidir. Kendisini takip edenden kaçar,önünden gidenin de arkasından koşar. Kongo Atasözü Davalının aptalı, derdini mübaşire anlatırmış. Kilis sözü Aşkı tanıdığında, Yaratıcı'yı da tanırsın. Fox Kabilesi Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz. Ute Kabilesi Bir düşman çok, yüz dost azdır. Hopi Kabilesi Arkamda yürüme ,ben öncün olmayabilirim.Önümde yürüme,takipçin olmayabilirim.Yanımda yürü,böylece ikimiz eşit oluruz. Kızılderili Sözü |
Alıntı:
kaza ile ilgili atasözü Cana gelecek (kaza-zarar) mala gelsin Eğer bir kaza gelecek ve zarar görecekse insan, canına değil malına gelsin. Çünkü kazaya uğrayan, zarar gören malın tekrar kazanılması veya elde edilmesi mümkündür. Ama can için durum böyle değildir. Cana gelen felâketler silinmeyecek izler bırakır. Bir kazadan ötürü insan ölebilir, sakat kalabilir, dolayısıyla böylesi zararları gidermek mümkün değildir. Kaza geliyorum demez. Can veya mal kaybına sebep olan kötü olayın ne zaman olacağını kestirmek mümkün değildir. Bu bakımdan önceden kimi tedbir alınmalı, ansızın ortaya çıkacak kazaya karşı hazırlık yapılmalıdır. Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz. Uçsuz bucaksız gökyüzünde uçan, istediği yere ulaşabilen kuşlar bile avlanmak tehlikesinden kurtulamazlar. Hele usta avcılar da varsa tehlike daha da artar. İnsanlar da benzer biçimde tehlikelerden uzak değillerdir. Hiç ummadıkları çeşitli felâketlerle karşılaşabilir, dert ve sıkıntılara düşebilirler. İnsan kendini ne kadar güvenlik alanına çekmeye çalışırsa çalışsın dert, sıkıntı, tehlike, kaza ve türlü işlerden yakasını kurtaramaz. Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane. Her canlı gibi insan da yaşar ve ölür. Her insanın da Yüce Allah tarafından takdir edilmiş bir ömrü vardır. İnsan bunu ne uzatabilir ne de kısaltabilir. Ecel saati gelen kimse bir nedenle ölür. Ancak ölüm nedeni olarak gösterilen hastalık, kaza gibi bir şeyler aslında bir bahanedir. Asıl neden kişinin kendisine takdir edilen yaşam süresinin dolmasıdır. Sakınılan göze çöp batar. Üzerine çok düşülen şeyler daha çok kazaya ve zarara uğrar. Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı önlem almak gereklidir, ancak orta bir yol izlemeli, aşırılığa düşülmemelidir. Su testisi su yolunda kırılır. Bir kişi amaç edindiği işte veya ülküde, tuttuğu yolda çeşitli engellerle karşılaşır; kazaya uğrar, zarar görür, hatta ölür de. |
kaderle ilgili atasözleri Kader olmayınca kadir bilinmez. Dayanmak kaderi yenmektir. Her yürek kendinin kaderidir. Hiç şaşmayan saat gibi işler durur kader. Hiç kimse kaderini değiştiremez ve kaderinden kaçamaz. |
Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud alın yazısı - kara yazı - kahpe felek Allah isterse insanın mermere geçirir dişini, istemezse muhallebi yerken kırar dişini Allah ilmi isteyene verir ,zenginliği istediğine verir. Allah yürü ya kulum dedi kısmetim kapalı kader mahkumu kadere meydan okumak kadere küsmek kaderine boyun eğmek Akacak kan damarda durmaz |
kader ile ilgili güzel dini sözler Abdullah b. Mesûd (r.a.) şöyle anlatır: Bize daima doğru söyleyen ve kendisine de doğru bildirilen Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sizin birinizin yaratılışı kırk gün anasının karnında toplanır. Sonra orada bir o kadar zaman içinde asılı bir parça hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman içinde bir çiğnem ete dönüşür. Sonra bir melek gönderilir ve kendisine ruh üfürür. Melek, dört kelime yani rızkını, ecelini, amelini şaki ve said olduğunu yazmakla emrolunur. Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz Cennet ehlinin ameli ile amel etmekte devam eder, nihayet kendisi ile Cennet arasında bir arşından başka mesafe kalmaz. Bu sırada yazısı o kişinin önüne geçer de Cehennem ehlinin ameli ile amel etmeğe devam eder ve Cehenneme girer. Ve yine sizden biriniz Cehennem ehlinin ameli ile amel eder, nihayet kendisi ile Cehennem arasında ancak bir arşın mesafe kalır. Bu sırada yazısı önüne geçer de Cennet ehlinin ameli ile amel eder ve Cennete girer." Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4781 Enes b. Malik (r.a.) hadisi Allah Resulü'ne nisbet ederek: Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur, demiştir: "Şüphesiz Aziz ve Celil Allah rahime bir melek görevlendirmiştir. Melek: Ey Rabbim! Bir nutfedir. Ey Rabbim! Bir alakadır. Ey Rabbim! Bir çiğnem ettir der. Allah bir mahluk yaratmak istediğinde melek: Ey Rabbim! Erkek mi, yoksa dişi mi? Bedbaht mı, yahut mesut ve bahtiyar mıdır? Rızık ne olacak? Ecel ne olacak? Sorularını sorar. Böylece bunlar anasının karnında iken yazılır." Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4785 Hz. Ali (r.a.) şöyle anlatır: Bakiu'l-Ğarkad mezarlığında bir cenazede idik. Allah Resulü (a.s.) yanımıza gelip oturdu, biz de etrafına oturduk. Beraberinde bir asa vardı. Allah Resulü başını eğdi. Elindeki asayla yeri çizmeye başladı. Sonra: Sizden hiç bir kimse ve yaratılmış hiç bir nefis yoktur ki, muhakkak Cennetteki ve Cehennemdeki yerini Allah yazmış olmasın. Ve herkesin bedbaht veya bahtiyar olduğu muhakkak yazılmıştır! buyurdu. Bunun üzerine bir kimse: Ey Allah'ın Resulü! Öyle ise bizler ameli terk edip yazımız üzere durmayalım mı? dedi. Allah Resulü: "Saadet ehlinden olan kimse saadet ehlinin ameline varacak, şekavet ehlinden olan ise şekavet ehlinin ameline varacaktır," buyurdu ve şunu ilâve etti: "Sizler amel edip çalışın. Çünkü herkese imkan verilmiştir. Saadet ehline, saadet ehlinin ameli müyesser olacaktır. Şekavet ehline de, şekavet ehlinin ameli kolay gelecektir." Sonra Allah Resulü şu ayetleri okudu: Bundan sonra kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız. Ama kim cimrilik eder, kendisini müstağni görür ve en güzeli yalan sayarsa biz de onu en güç olana hazırlarız. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4786 Imran b. Husayn (r.a.) şöyle anlatır: Ey Allah'ın Resulü! Cennet ehlinin ateş ehlinden ayrıldığı bilindi mi? diye soruldu. Evet, buyurdu. Öyle ise amel edenler niye böyle amel edip duruyorlar? denildi. Allah Resulü: "Herkese niçin yaratıldıysa onun için imkan verilmiştir," buyurdu. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4789 Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre: Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: Adem ile Musa münakaşa ettiler. Musa Ey Adem! Sen bizim babamızsın. Sen bizi mahrumiyete düşürdün ve Cennetten çıkarttın! dedi. Adem de ona: Sen, Allah'ın kelamı ile seçip mümtaz kıldığı ve eliyle yazdığı Musa'sın Öyle iken sen, Allah'ın beni yaratmasından kırk sene evvel üzerime takdir buyurduğu bir işten dolayı mı beni kınıyorsun? dedi. Bunun üzerine Peygamber: "Böylece Adem, Musa'ya galip geldi. Adem, Musa'ya galip geldi," buyurdu. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4793 Ebu Hureyre'nin (r.a.) anlattığına göre: Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah, Adem oğluna zinadan nasibini takdir etmiştir. Hiç şüphesiz bu akıbete erişecektir. İmdi göz zinası bakmaktır, dil zinası da konuşmaktır. Nefis temenni eder ve iştahlanır. Tenasül uzvu ise bunu ya tasdik eder gerçekleştirir, yahut (bırakarak) yalanlar." Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4801 Ebu Hureyre (r.a.) Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her doğan ancak fıtrat üzere doğar. Bundan sonra anası, babası onu Yahudi yaparlar, Hristiyan yaparlar, Mecusi yaparlar. Nitekim hayvanın, derli toplu bir hayvan doğurduğu gibi. Bu hayvanda hiç bir kesik aza görüyor musunuz?" Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4803 Ebu Hureyre'nin (r.a.) anlattığına göre: Allah Resulü (a.s.)'ne müşriklerin çocuklarından soruldu. Allah Resulü (a.s.): "Allah onların ne işleyeceklerini en iyi bilendir" buyurdu. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4808
|
2 ek |
2 ek |
2 ek |
Saat: 11:17 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık