MsXLabs
Sayfa 1 / 2

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Soru-Cevap (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/)
-   -   Teknolojinin solunum sistemi üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri nedir? (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/306457-teknolojinin-solunum-sistemi-uzerindeki-olumlu-ve-olumsuz-etkileri-nedir.html)

misafir 21 Şubat 2010 14:08

teknolojinin solununm sistemine olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? acil bana lazım bir türlü bulamıyorum eğer yazıcağınız şey özet olursa sevinirim yazıcının kartuşları bittide.


Misafir 6 Nisan 2011 20:50

Sürekli değişmeler gösteren dünya teknolojik gelişmelerin dur durak bilmeyen ilerlemesinden payına düşeni alıyor. İnsanların hayatı bu gelişmelerden nasıl olumlu ve olumsuz etkileniyorsa solunum sistemimizde etkileniyor. Teknolojik gelişmelerin solunum sistemimize yararlarından çok zararları konuşulur. Fabrikalardan çıkan kirli hava, deodorantlar, parfümler ve araçların egzozları hava kirliliğini ortaya çıkaran sebeplerdendir. Soluduğumuz bu kirli hava solunumun sistemimize inanılmaz derecede zarar verir. Kirli havanın ciğerlerimize dolmasıyla yapısı değişen akciğerlerimiz vücudumuza olumsuz yönde etki eder. Bu olumsuz etkisinden sonra teknolojinin gelişmesiyle sağlık sektöründe icat edilen yeni makinelerin solunum sistemimizde ki hastalıklara faydasını söylemeden geçemeyiz.


Misafir 12 Nisan 2011 20:31

Sürekli değişmeler gösteren dünya teknolojik gelişmelerin dur durak bilmeyen ilerlemesinden payına düşeni alıyor. İnsanların hayatı bu gelişmelerden nasıl olumlu ve olumsuz etkileniyorsa solunum sistemimizde etkileniyor. Teknolojik gelişmelerin solunum sistemimize yararlarından çok zararları konuşulur. Fabrikalardan çıkan kirli hava, deodorantlar, parfümler ve araçların egzozları hava kirliliğini ortaya çıkaran sebeplerdendir. Soluduğumuz bu kirli hava solunumun sistemimize inanılmaz derecede zarar verir. Kirli havanın ciğerlerimize dolmasıyla yapısı değişen akciğerlerimiz vücudumuza olumsuz yönde etki eder. Bu olumsuz etkisinden sonra teknolojinin gelişmesiyle sağlık sektöründe icat edilen yeni makinelerin solunum sistemimizde ki hastalıklara faydasını söylemeden geçemeyiz.


Misafir 14 Nisan 2011 07:57

Sürekli değişmeler gösteren dünya teknolojik gelişmelerin dur durak bilmeyen ilerlemesinden payına düşeni alıyor. İnsanların hayatı bu gelişmelerden nasıl olumlu ve olumsuz etkileniyorsa solunum sistemimizde etkileniyor. Teknolojik gelişmelerin solunum sistemimize yararlarından çok zararları konuşulur. Fabrikalardan çıkan kirli hava, deodorantlar, parfümler ve araçların egzozları hava kirliliğini ortaya çıkaran sebeplerdendir


Misafir 14 Nisan 2011 17:03

Sürekli değişmeler gösteren dünya teknolojik gelişmelerin dur durak bilmeyen ilerlemesinden payına düşeni alıyor. İnsanların hayatı bu gelişmelerden nasıl olumlu ve olumsuz etkileniyorsa solunum sistemimizde etkileniyor. Teknolojik gelişmelerin solunum sistemimize yararlarından çok zararları konuşulur. Fabrikalardan çıkan kirli hava, deodorantlar, parfümler ve araçların egzozları hava kirliliğini ortaya çıkaran sebeplerdendir. Soluduğumuz bu kirli hava solunumun sistemimize inanılmaz derecede zarar verir. Kirli havanın ciğerlerimize dolmasıyla yapısı değişen akciğerlerimiz vücudumuza olumsuz yönde etki eder. Bu olumsuz etkisinden sonra teknolojinin gelişmesiyle sağlık sektöründe icat edilen yeni makinelerin solunum sistemimizde ki hastalıklara faydasını söylemeden geçemeyiz.


Misafir 19 Nisan 2011 16:36

Teknolojik gelişmelerin solunum sistemine olumlu ve olumsuz etkileri
 
Lütfeeeennnn çok acil bi ödev hatta performans ödevi


Misafir 19 Nisan 2011 16:39

Arkadaşlarr lütfen yardım edin! çok acilll!
 
arkadaşlar fenden performans ödevimiz var .''teknolojik gelişmelerin solunum sistemine olumlu olumsuz etkileri''
lütfen!!! ama hep şu çıkıyor bu olmuyor
alnızca beslenmemiz değil, solumamız da bizi biçimlendirir. Solunum yalnızca başka organları ve sistemleri etkilemekle kalmaz, hastalıklara da yol açabilir. Beden bir bütün olduğuna göre, bu etkileşimin ters yönde gerçekleşmesi de olasıdır. Akciğer tedavisinde, dolaşım sisteminin durumu da göz önünde bulundurulmalıdır. Kalp ve dolaşım sistemi hakkında öğrendiklerimiz, akciğerler için de önemlidir. Bu doğrultuda, sindirim sisteminin ve özellikle dışkılama organlarının durumuyla da ilgilenmek gerekir; çünkü akciğerler, bağırsakların, böbreklerin ve derinin görevini, yani bedende oluşan atıkların dışkılanma görevini paylaşır. Bu organlardan herhangi birinde bir problem oluştuğunda, beden, öteki organlara daha fazla görev yükleyerek, dengeyi sağlamaya çalışır. Ama, atıkların dışkılanmasında akciğerlerin rolü sınırlıdır. Örneğin, bağırsaklardaki bir tıkanıklığa akciğerler çözüm üretemez.

Doku ortamı sürekli olarak oksijenle beslendiğinde, pek çok hastalıklı doku değişiklikleri önlenmiş olur. Kan dolaşımı yoluyla dokulara taşınan oksijenin miktarı ise, öncelikle solumaya bağlıdır.

Değinilen konulara bakıldığında, bu sistem için öngörülecek olan önlemlerin, öncelikle düzenli beden hareketleri yapmak ve doğru solumak olduğu görülür. Solumak, farkına varılmadan gerçekleşen bir işlevdir, ama doğru ve bilinçli solunumun değeri anlatılmakla bitmez.

Tüm hastalıklarda olduğu gibi, burada da geçerli olan başlıca kural şudur: En etkili önlem, doğru yaşam biçimidir. Beslenme, hareketlilik ve yaşam kalitesi, akciğerlerin sağlığını büyük ölçüde etkiler. Akciğerlerin sağlığının korunabilmesi için, kişinin iç dünyası ve dış dünyası uyumlu bir akış içinde olmalıdır. Soluduğumuz hava eğer kirli ise, ormanların yapısında bozulmalar olduğu gibi, akciğerlerin yapısında da bozulmalar başlar. Kimyasal atıklarla, gazlarla ve dumanla kirletilmiş havadan kaçınmak gerekir. Duman konusu açılmışken, sigaradan da söz etmek gerekir. Tütün kullanımı, birey ile çevresi arasında katran ve külden bir katman oluşturarak, akciğerlerin ekolojik işlevini sınırlar. Bu durum, bronşitten kansere kadar uzanabilen çok önemli problemlere yol açabilir. Ayrıca, bedenin geri kalan bölümünün gereksinimi olan oksijen miktarının azalmasından kaynaklanabilecek oluşumları da unutmamak gerekir. Eğer kendimizi ve çevremizi iyileştirmek istiyorsak, sigarayı bırakarak iyi bir başlangıç yapabiliriz.

Ayrıca, tanınması ve kaçınılması gereken daha başka türsel tehlikeler de var. Bir enfeksiyondan (bulaşıcıdan) korunmanın en basit yolu, o enfeksiyon kaynağından uzak kalmaktır. Ama her zaman ve her yerde böyle davranamayacağımıza göre, bedenimizin savunma ve bağışıklık sisteminin hep sağlıklı ve çalışır durumda tutulması kaçınılmazdır. Bu şansa sahip olan beden, dış etkenlere karşı kendini korumada olağanüstü başarılara ulaşabilir. Ama bu düzeye ulaşabilmesi için onu, çeşitli vitaminleri içeren dengeli bir beslenmeyle ve düşüncelerin, duyguların, davranışların dengeli ve sağlığı destekleyici olduğu bir yaşam biçimiyle güçlendirmemiz gerekir. Bu bağlamda, gereksiz yere veya gereğinden fazla antibiyotik kullanımına son verilmesi doğru olur. Gerektiğinde ve gereğince kullanıldığında hayat kurtarabilen bu tür ilaçlar, sağlığımızı korumakla görevli olan savunma ve bağışıklık sistemini tam anlamıyla iflas ettirebilme gücüne de sahiptirler.

Ayrıca, antibiyotikler, uzun süreli kullanımları sürecinde, alışılmışın üstünde dirençli bakterilerin üremesini sağlayabilirler ve bu durum, söz konusu hastalığın tedavisinin giderek zorlaşmasına yol açar. Doktorların gözlemlerine göre, bu tür gelişmeler son otuz yıl içinde giderek endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Doğru bir yaşam biçimi ve uygun şifalı bitkiler seçimi sayesinde, çoğu zaman antibiyotik kullanımına gerek kalmayabilir.


Misafir 20 Aralık 2011 20:41

e vet lütfen yardıma ihtiyacıım var lütfen biraz hızlı performans göreviiii


Misafir 21 Mart 2012 19:14

abim bende anı ama ne yapacaz uydur gitsin yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa


alnızca beslenmemiz değil, solumamız da bizi biçimlendirir. Solunum yalnızca başka organları ve sistemleri etkilemekle kalmaz, hastalıklara da yol açabilir. Beden bir bütün olduğuna göre, bu etkileşimin ters yönde gerçekleşmesi de olasıdır. Akciğer tedavisinde, dolaşım sisteminin durumu da göz önünde bulundurulmalıdır. Kalp ve dolaşım sistemi hakkında öğrendiklerimiz, akciğerler için de önemlidir. Bu doğrultuda, sindirim sisteminin ve özellikle dışkılama organlarının durumuyla da ilgilenmek gerekir; çünkü akciğerler, bağırsakların, böbreklerin ve derinin görevini, yani bedende oluşan atıkların dışkılanma görevini paylaşır. Bu organlardan herhangi birinde bir problem oluştuğunda, beden, öteki organlara daha fazla görev yükleyerek, dengeyi sağlamaya çalışır. Ama, atıkların dışkılanmasında akciğerlerin rolü sınırlıdır. Örneğin, bağırsaklardaki bir tıkanıklığa akciğerler çözüm üretemez.

Doku ortamı sürekli olarak oksijenle beslendiğinde, pek çok hastalıklı doku değişiklikleri önlenmiş olur. Kan dolaşımı yoluyla dokulara taşınan oksijenin miktarı ise, öncelikle solumaya bağlıdır.

Değinilen konulara bakıldığında, bu sistem için öngörülecek olan önlemlerin, öncelikle düzenli beden hareketleri yapmak ve doğru solumak olduğu görülür. Solumak, farkına varılmadan gerçekleşen bir işlevdir, ama doğru ve bilinçli solunumun değeri anlatılmakla bitmez.

Tüm hastalıklarda olduğu gibi, burada da geçerli olan başlıca kural şudur: En etkili önlem, doğru yaşam biçimidir. Beslenme, hareketlilik ve yaşam kalitesi, akciğerlerin sağlığını büyük ölçüde etkiler. Akciğerlerin sağlığının korunabilmesi için, kişinin iç dünyası ve dış dünyası uyumlu bir akış içinde olmalıdır. Soluduğumuz hava eğer kirli ise, ormanların yapısında bozulmalar olduğu gibi, akciğerlerin yapısında da bozulmalar başlar. Kimyasal atıklarla, gazlarla ve dumanla kirletilmiş havadan kaçınmak gerekir. Duman konusu açılmışken, sigaradan da söz etmek gerekir. Tütün kullanımı, birey ile çevresi arasında katran ve külden bir katman oluşturarak, akciğerlerin ekolojik işlevini sınırlar. Bu durum, bronşitten kansere kadar uzanabilen çok önemli problemlere yol açabilir. Ayrıca, bedenin geri kalan bölümünün gereksinimi olan oksijen miktarının azalmasından kaynaklanabilecek oluşumları da unutmamak gerekir. Eğer kendimizi ve çevremizi iyileştirmek istiyorsak, sigarayı bırakarak iyi bir başlangıç yapabiliriz.

Ayrıca, tanınması ve kaçınılması gereken daha başka türsel tehlikeler de var. Bir enfeksiyondan (bulaşıcıdan) korunmanın en basit yolu, o enfeksiyon kaynağından uzak kalmaktır. Ama her zaman ve her yerde böyle davranamayacağımıza göre, bedenimizin savunma ve bağışıklık sisteminin hep sağlıklı ve çalışır durumda tutulması kaçınılmazdır. Bu şansa sahip olan beden, dış etkenlere karşı kendini korumada olağanüstü başarılara ulaşabilir. Ama bu düzeye ulaşabilmesi için onu, çeşitli vitaminleri içeren dengeli bir beslenmeyle ve düşüncelerin, duyguların, davranışların dengeli ve sağlığı destekleyici olduğu bir yaşam biçimiyle güçlendirmemiz gerekir. Bu bağlamda, gereksiz yere veya gereğinden fazla antibiyotik kullanımına son verilmesi doğru olur. Gerektiğinde ve gereğince kullanıldığında hayat kurtarabilen bu tür ilaçlar, sağlığımızı korumakla görevli olan savunma ve bağışıklık sistemini tam anlamıyla iflas ettirebilme gücüne de sahiptirler.

Ayrıca, antibiyotikler, uzun süreli kullanımları sürecinde, alışılmışın üstünde dirençli bakterilerin üremesini sağlayabilirler ve bu durum, söz konusu hastalığın tedavisinin giderek zorlaşmasına yol açar. Doktorların gözlemlerine göre, bu tür gelişmeler son otuz yıl içinde giderek endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Doğru bir yaşam biçimi ve uygun şifalı bitkiler seçimi sayesinde, çoğu zaman antibiyotik kullanımına gerek kalmayabilir


Misafir 7 Nisan 2013 20:06

cevap
 
Alıntı:

misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1703363)
teknolojinin solununm sistemine olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? acil bana lazım bir türlü bulamıyorum eğer yazıcağınız şey özet olursa sevinirim yazıcının kartuşları bittide.

röntgen emae vs şeyler



Saat: 10:57
Sayfa 1 / 2

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık