MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Edebiyat ww (https://www.msxlabs.org/forum/edebiyat-ww/)
-   -   Nikolay Vasilyeviç Gogol (Nikolai Gogol) (https://www.msxlabs.org/forum/edebiyat-ww/322493-nikolay-vasilyevic-gogol-nikolai-gogol.html)

_Yağmur_ 20 Mayıs 2010 17:32

Nikolay Vasilyeviç Gogol (Nikolai Gogol)
 
1 ek

Nikolay Vasilyeviç Gogol

Alıntıdaki Ek 47039

Doğum: 1809, Sorotçintsi / Poltava
Ölüm: 1852, Moskova
Rus yazar.

Ukraynalı küçük bir toprak sahibi olan babası 1825'te ölünce, annesiyle birlikte Petersburg'a yerleşti (1828). Lisede öğrenciyken şiirler, oyunlar, tarihî öyküler yazmaya başladı. Çeşitli memurluklar yaptı. 1831'de "Veçera na Hsutore Bliz Dikanka"nın (Dikanka Yakınındaki Çiftlikte Akşamlar) ilk bölümünü, 1832'de de ikinci bölümünü yayımladı. Bu öykülerde Gogol, birçok çocukluk anısını kullanarak, Rus köy yaşantısından gerçekçi tablolar çizdi. Ünü birden parladı.

1835'te ikinci öykü kitabı "Mirgorod" ve Ukrayna tarihiyle ilgili "Arabeski" adlı kitabı yayımladı. "Mirgorod", Gogol'un ününü daha da pekiştirdi. Bu kitap içindeki "Taras Bulba" adlı öykü, eleştirmenler ve halkça büyük ilgiyle karşılandı. 1834'te başlayıp 1841'de tamamladığı "Şinel" (Palto), Rus öykücülüğü üzerine büyük etki yaptı. "Revizor" (Müfettiş) adlı yapıtı 1836'da oynandı. Rus bürokrasisini yeren oyun, çok derin yankılar uyandırdı. Petersburg'da bazı çevrelerin gösterdiği ters tepki üzerine ağır bir iç bunalım geçiren Gogol, ülkesinden ayrıldı. Almanya'ya, oradan da isviçre ve Fransa'ya gitti, sonra İtalya'ya geçti. 1839 Eylül ayında Moskova'ya dönüşünde, yine anlayışsızlıkla karşılanınca Viyana'ya, oradan da Roma'ya gitti. Ama bu üzüntülü günlerde "Mertvye Duşı"nın (Ölü Canlar) birinci bölümünü bitirmekten geri kalmadı. 1841 Eylülü'nde Moskova'ya dönen Gogol, yapıtını birtakım değişikliklerden sonra sansürden geçirerek 1842'de yayımladı. "Ölü Canlar"ın yayımlanışı, Gogol'un hayatta şaşırıp bocaladığı devreye rastlar. Bütün gün İncil okuyordu. Hac için Kudüs'e gitmeyi tasarlıyordu. Birdenbire Petersburg'a, oradan da Roma'ya gitmek üzere yola çıktı. Roma'da "Ölü Canlar"ın II. bülümünü yazarak "ölü bir can" olan Çiçikov'u "yaşayan bir can" hâline getirmek ve böylece kendi ruh huzurunu kazanmak istiyordu. Tam o sırada, yapıtın yayımlanan bölümü için ileri sürülen yargıları öğrendi. Coşumcular onu edebiyata ihanet etmiş olmakla suçluyorlar, "Taras Bulba" gibi bir yapıtı yazmış olan bir sanatçının, bu kadar iğrenç bir gerçekçilik göstermiş olmasını bir türlü affedemiyorlardı. Bilinski de Gogol'a, gösterdiği aşırı vatanseverlikten ürktüğünü belirten acı bir mektup yazmıştı. Bu mektubu alan yazar, beş yıldan beri üzerinde çalışmakta olduğu "Ölü Canlar"ın ikinci bölümünü yaktı.

Bundan sonra Hac için Kudüs'e gitti. Ancak Gogol bu hac yolculuğunda aradığını bulamadı. 1849'dan sonra tekrar ruhsal bunalımlar geçirmeye başladı. Rusya içinde yaptığı uzun bir yolculuk da derdini gideremedi. 1852'de beş parasız kaldı. Kont Aleksi Tolstoy'un evinde oturmaya başladı. 7 Şubat'ta "Ölü Canlar"ın geri kalan müsveddelerini de yaktı. Devamlı oruç tuttuğu için yatağa düştü. 21 Şubat sabahı öldü.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi


Daisy-BT 6 Eylül 2011 23:19

1 ek
Alıntıdaki Ek 47038
Gogol

Geçen yüzyılın edebiyat çevrelerinde adından sıkça söz edilen Nikolay Vasilyeviç Gogol, 31 Mart 1809'da Poltova yakınlarındaki Velikiye Soroşinzy'de dünyaya geldi. Klasik çiftçilerden farklı olarak sanata önem veren bir aileden gelen Gogol, eğitiminin ilk bölümünü Paltova'da gördü. Edebiyata, Neshin'de liseye devam ettiği yıllarda merak duymaya başladı.

1820'de devlet memuru olmayı tasarlıyordu. Bu nedenle 1820 yılında Saint Petersburg'a gitti. Bir süre devlet dairelerinin birinde çalıştı. 1829'da "Hans Küshelgarten"i adlı ilk şiirinin yayınlanmasıyla edebiyat çevrelerinde isminden söz edilmeye başlandı. Halkın yoksulluğuna ve çaresizliğine tanık olan ve bu duruma çare arayan Gogol, kendisi gibi bu sorunlara duyarlı yaklaşan Puşkin ve Belinski'nin desteğiyle eleştirel gerçekçi yazarlar arasında yerini aldı. 1935 yılında memurluk yaşamını sonlandırıp yalnızca yazarlık yapmaya başladı. Özellikle Rus ilerici çevreleri onun yapıtlarında toplumsal eleştirinin izlerini görerek belli bir paye verdiler.

1836'dan sonra ülkesinden ayrılarak İtalya, Fransa ve İsviçre'ye gitti. Yurtdışında bulunması onun ilerici çevrelerden kopmasına neden oldu. Gittiği ülkelerde dünya görüşünün gelişimini etkileyen ve sonunda demokratik hareketten uzaklaşmasına yol açan, Slavcı çevrelerden tutucu yazarlarla, özellikle de Zukovski'yle dostluk kurdu. 1840'larda Gogol'de Rusya'nın ataerkil durumunun idealleştirilmesine ilişkin düşüncelerin ağır bastığı görülmektedir. "Dostlarla Mektuplaşmalar" adlı gerici toplumsal ütopyaları içeren kitabı yazarın düşünsel sürecinde nasıl bir değişimin yaşandığına en iyi örneği oluşturur.

Rusya'da yaşadığı yıllarda yakın çevresinde yer alan Belinski'nin "Gogol'e Mektuplar" adıyla yayınladığı ve onu geçmişe sığınma çabalarına son vermesi yönündeki çağrılarını da yanıtsız bırakan Gogol, 1848'de ülkesine döndü. Dinsel ve gizemci dünyanın içine giren yazar, bir süre sonra ruhsal sarsıntılar geçirmeye başladı. Bu sarsıntıların sonucunda "Ölü Canlar"ın iki cildini oluşturan el yazmalarını yok etti.

Yalnız, huzursuz ve yoksulluk içinde yaşamını yitiren Gogol, yazarlığının ilk yıllarında romantizmin etkisi altında kaldı. 1831'de yazdığı "Dikanki'nin Önçalışmaları Üstüne Geceler"de Ukraynalı köylülerin son derece doğal, bozulmamış dünyalarını anlatarak halkın yaşamındaki güzelliği ve şiirselliği gözler önüne serdi. Ukrayna köylülerinin yaşamını anlattığı öykülerini bir araya getirdiği "Mirgorod", ünlü yazarın gözlemleriyle doludur. "Mirgorod"un içinde yer alan ve Ukrayna halkının Polonya yabancı egemenliğine karşı özgürlük savaşını anlatan "Taras Bulba" adlı öyküsü, Gogol'ün romantizmden kurtulup gerçekçi edebiyata yöneldiğinin de ilk işaretidir. Arabeskler adlıyla bir araya topladığı "Petersburg Öyküleri"nde toplumsal eleştirel çizgilere rastlanmaktadır. Gogol'un belki de en önemli eserleri arasında bulunan ülkemizde Genco Erkal tarafından sahnelenen "Bir Delinin Hatıra Defteri"nde Puşkin'in etkileri bulunmaktadır. Puşkin gibi küçük adam temasına yönelen yazar, bu tür anlatım tarzını "Palto" adlı uzun hikâyesinde sanatsal olgunluğa ulaştırmıştır. Mücadeleci ve insancıl bir anlayışla yola çıkan Gogol, Palto'da çalışkan küçük bir memurun ekseninde aristokat ve bürokratik bir düzenin çelişkilerini ortaya koyar. "Müfettiş"te ise soylular toplumunun içyüzünü gerçekçi anlayışla açıkça ortaya koymayı sürdürerek Puşkin'nin önerdiği yoldan ilerlediğini göstermiştir.

Gogol'un başyapıtı olan "Ölü Canlar" ise Rusya'daki günlük yaşamın plastik bir görünümü verilerek, feodal Rusya'yı çürümüş, çökmüş bir ülke olarak çizer. Yergisel bir gözle çizilmiş toprak sahiplerinin, devlet memurlarının ve yapıtın başkahramanı, tüccar Çiçikov'un karşısına çalışkan ve özgürlük düşkünü Rus halkını koyar. Burada yazarın basit insanlara, onların bitmek bilmeyen enerjilerine tanıklığı romanın uluslararası boyutta tanınmasına ve saygınlık kazanmasına neden olmuştur.

Gogol'ün komik öğelerle trajik öğeleri kendine özgü yoldan bir araya getiren saldırgan yergisi, çarpıcı kişilik çizimi, dili alışılmadık düzeyde çarpıcı kullanması eserlerinin hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilmesini ve dünya çapında ün kazanmasını sağlamıştır. 4 Mart 1852'de ölen Nikolay Vasilyeviç Gogol'un eserleri Rus gerçekçi akımının gelişmesi üzerinde oldukça önemli etkileri olmuştur.

ESERLERİ
  • Masallar
  • Müfettiş
  • Palto
  • Ölü Canlar
  • Burun
  • Bir Delinin Hatıra Defteri
  • Portre
  • Eski Zaman Beyleri
  • Taras Bulba
  • Fayton
  • Kumarcılar
  • Dava
  • Evlenme
  • Petersburg Hikayeleri
  • Dikanka Yakınlarındaki Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları


Safi 9 Nisan 2016 16:16

1 ek
Alıntıdaki Ek 47040
Eserleri

Roman ve Hikâyeleri:
Dikanki'nin Önçalışmaları Üstüne Geceler (Veçera ne Chutore Bliz Dikanki, 1831), Mirgorod (1835), Arabesk (Arabeski, 1835), Nevski Bulvarı (Nevskiy Propekt), Bir Delinin Hatıra Defteri (Zapiski Sumasşedşego), Palto (Şinel, 1842), Ölü Canlar (Mertvye Duşi (Ölü Canlar), Müfettiş (Revizor, 1897)
Tiyatro Oyunları:
Bir Evlenme (Jenitba), Bir Komedyenin İlk Temsilinden Sonra Tiyatrodan Çıkışı (Vihod iz teatra), Kumarcılar (Igroki)
Geçen yüzyılın edebiyat çevrelerinde adından sıkça söz edilen Nikolay Vasilyeviç Gogol, 31 Mart 1809'da Poltova yakınlarındaki Velikiye Soroşinzy'de dünyaya geldi. Klasik çiftçilerden farklı olarak sanata önem veren bir aileden gelen Gogol, eğitiminin ilk bölümünü Paltova'da gördü. Edebiyata, Neshin'de liseye devam ettiği yıllarda merak duymaya başladı.
Gogol'ün komik öğelerle trajik öğeleri kendine özgü yoldan bir araya getiren saldırgan yergisi, çarpıcı kişilik çizimi, dili alışılmadık düzeyde çarpıcı kullanması eserlerinin hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilmesini ve dünya çapında ün kazanmasını sağlamıştır. 4 Mart 1852'de ölen Nikolay Vasilyeviç Gogol'un eserleri Rus gerçekçi akımının gelişmesi üzerinde oldukça önemli etkileri olmuştur.


Safi 9 Nisan 2016 16:27

Ölü Canlar
MsXLabs.org
  • YAZARI Nikolay (Vasilyevich)GOGOL
  • KİTABIN ADI Ölü Canlar
  • YAYIN EVİ Sosyal Yayınları
  • BASIM YILI Mart 1983
1-KİTABIN KONUSU :
Ölü köle alan bir adamın başında geçen olayları bir mizah içinde anlatıyor.

2-KİTABIN ÖZETİ :
Rusyanın N… kentinin merkezindeki büyük hana bir yolcu oldukça güzel, küçük, yaylı bir araba ile gelir. İlk etapta bu kimsenin ilgisini çekmez. Gelen şahıs Pavel İvanoviç ÇİÇİKOV’dur. Kendisini danışman, çiftlik sahibi ve iş için yolculuk eden biri olarak tanıtır. Tez elden kentin ileri gelenleriyle tanışır: Vali, polis memuru, yargıç, savcı, çiftlik sahipleri vs. ve gittiği her yerde kendini görgülü bir salon adamı olarak gösterir; konusu ne olursa olsun her konuşmada canlı, ilgi uyandırıcı sözler söyler.

Her gün akşam toplantılarına, yemeklere gider hoş vakit geçirir. Sıra kent dışı ziyaretlere geldiğinde ise işe önce çiftlik sahibi Manilov ile Sobakeviç’ten başlar. Önce Manilov’un çiftliğine gider. Manilov ailesi üzerinde çok iyi izlenimler bırakır. Yemekten sonra çalışma odasına geçip iş konularında konuşmaya başlarlar. Çiçi öncelikle Mani’a kaç tane kölesi olduğunu, en son sayımı hükümete ne zaman verdiğini, kaç kölenin öldüğü gibi sıradan sorular sorar. Ancak o kadar çok ölen olmuştur ki Mani bile sayısını kahyadan öğrenir. Ancak Çiçi bunların listesini isteyince ortalık birden gerginleşir ve M bunu niçin istediğini sorar. Ç ne diyeceğini şaşırır ve ancak “Köylü satın almak istiyorum.” diyebilir. Daha sonra toparlayarak ölmüş olan köleleri almak istediğini söyler.

Ç’un aldığı köleler kentte günün konusu olur. Köylülerin başka bir yere götürülüp yerleştirilmesinin karlı bir iş olmadığı üstüne bir çok yorumlar yapılır, bir çok düşünceler, görüşler ileri sürülür. Kimi de, Ç’un köylülerine egemen olan başkaldırma ruhunun kökünden kazınması için başvurulacak çareleri sayıp döktüler. Bu düşünceler çeşit çeşitti. Bir kısmı, son kerte zor ve baskı kullanılması gereğini ileri sürüyor, bir kısmı ise tam tersine merhametli davranmayı öğütlüyordu. Posta müdürü ise Ç’a kutsal bir görev düştüğünü O’nun bir çeşit “baba” yerinde olduğunu, hatta köylülerini eğitimden yararlandırmasını söylüyor bu sırada Lancaster’in önerdiği karşılıklı eğitim sistemini övüyordu.

Kentteki insanların tümü iyi kalpli, konuksever insanlardır. Onlarla birlikte yemek yiyen ya da Whist oynayan biri hemen dostları olup çıkar. Hele bu kişi Ç gibi iyi huylu terbiyeli, kendini sevdirmenin büyük gizini bilen biri olursa. Ç kentte o kadar sevilmiştir ki bir türlü ayrılıp gitmenin yolunu bulamaz. Her zaman “bizimle bir haftacık daha kalın, Pavel İvanoviç” gibi sözlerle karşılaşır. Kısacası kentte el üstünde tutulur. Ama kentin bayanları üzerinde bıraktığı etki çok daha güçlü, çok daha şaşırtıcıdır.

Ç’un baloya gelişi büyük mutluluk uyandırır. Bütün gözler O’na çevrilir ve herkes O’nun yanına toplanır. Herkese, her sorulana yanıt yetiştirir.Bayanlar yerini alır almaz “Acaba yüzlerinden, gözlerinden mektubu yazanın kim olduğunu anlayabilir miyim? diyerek onları süzmeye başlar. Ancak hiçbirinde böyle bir yüz ifadesi yoktur. Ç O’nu bulmaya kararlıdır. Bayanlarla sohbeti koyulaştırır. Ancak tam o sırada, kötü bir sürpriz; Nozdriev salona girer. Ç’un çok aptal bir insan olduğunu çünkü ölü can aldığını haykırır. Önce insanlar pek aldırış etmezler. Ancak bu hikaye kulaktan kulağa yayıldıkça insanlar itibar etmeye başlarlar. Olay o kadar yayılır ki herkes Ç’un valinin kızını kaçırmak için bunu yaptığını düşünmeye başlarlar. Ancak her iki olay arasında hiçbir bağlantı kuramazlar. Sonunda kentte iki parti kurulur. Erkekler partisi ve kadınlar partisi. Erkekler, sadece ölü canlarla; kadınlar ise sadece valinin kızının kaçırılmasıyla ilgilenirler. Kısacası bütün kent olayı çözmek için seferber olur. Bu arada Ç hasta olduğu için evden dışarı çıkamaz ve olaylardan haberdar olamamıştır. Dışarı çıktığında ise bütün insanların ona karşı tavırları değişmiştir. Kısa sürede olayları öğrenir. Buna canı sıkılır ve kenti terk eder ...

Ç günler sonra Rusya’nın uçsuz bucaksız topraklarında dolaşırken cennet bahçelerini andıran çiftlikten gözünü alamaz ve çiftlik sahibi ile tanışmak için evine gider. Çiftlik sahibi Tientietnikov’dur. Okulu bitirdikten sonra bir süre memurluk yapar, müdürünün üstlerine farklı, astlarına farklı davranışı onu çileden çıkarır ve dayanamayıp ona hakaretlerde bulunur. Böylece işine son verilir. Tekrar çiftliğine dönerek aldığı eğitimle köylüsünü eğitip daha fazla verim elde etmek için çabalar. Köylüsüne toprak vererek hem kendisi için hem de çiftlik için çalışmasını sağlar. Onlara mümkün olduğunca iyi davranır, daha fazla boş zaman sağlar. Ancak gün geçtikçe verimin düştüğünü, köylünün davranışının değiştiğini fark eder. Zamanla iyice sıkılır. Her şeyden elini eteğini çeker. İşte tam bu sırada Ç’la tanışır ve bir süre kendisiyle kalmasını ister. Ç bunu kabul ederek tez elden çevre çiftlikleri gezerek çiftlik sahipleri ile tanışır. Ölü canlar satın alır. Tek hayali bir çiftlik sahibi olmaktır. Gittiği yerlerde çiftlik sahiplerinin eğitimli ve işten anlayan insanlar oldukları gözünden kaçmaz. Söylenenleri bir bir aklında tutar bu konular üzerinde geceler süren tartışmalara girer. Konuşmaların çoğu Köylünün eğitilmesi ve bilimsel yöntemlerle tarımın geliştirilmesi üzerinedir.

Bu arada Ç ölü can almaya devam eder. Ancak bunları yaşıyor gibi göstermeyi de unutmaz. Ç bu yolculuktan çok karlı çıkmıştır. 300 bin Ruble kadar para biriktirmiştir. Ancak yaptığı kanunsuz işler maliye memurlarına, valiye ve hatta prense kadar gitmiştir. Prens tarafından hapse atılır. Arkadaşı Murazov ona yardım edeceğini söyler ancak bunun karşılığı olarak bütün kötü alışkanlıklarından vazgeçmesini ister. Ç isteği kabul eder. Prens ise hiç istemediği halde Murakov’u kıramaz ve Ç’u serbest bırakır. Ancak tüm ülkeyi saran bir hastalık gibi rüşvet, ahlaksızlık ve dolandırıcılık almış başını gitmiştir.

Genel vali tüm memurları toplantıya çağırarak bu durumu gündeme getirir. Tüm insanların bu alışkanlıklardan vazgeçmesini, aksi taktirde bir çok kişinin işten atılacağını ve durumun Çar’a bildirileceğini söyler. Vali sözlerini şöyle bitirir. “Sahteciliğin hiçbir ceza, önlem ve yaptırım ile ortadan kaldırılamayacağını bilirim. Çünkü sahteciliğin kökleri ruhumuzun ta derinliklerine kadar sokulmuş ve rüşvet alma, olağan bir hak durumuna girmiştir. Düşman karşısında nasıl silaha sarılmışsak, namussuzluk ve sahteciliğe karşı da ayaklanmamız gerektiğini herkes anlamadıkça kötülükleri ortadan kaldırmamıza olanak yoktur ...”
Eğer Ç’un kişiliğinin ahlak yönü sorulursa; erdemli ve kusursuz bir kahraman olmadığı açıkça anlaşılır. Ancak O “İşini Bilen” biri diyebiliriz. Kolay yoldan mal edinme ve kazanç hırsı çoğu kişiye göre kusurdur ve saygıdeğer işlerden sayılmaz.

3-KİTABIN ANAFİKRİ :
Bir insanın hırsı uğruna neler yapacağı ve bunları yaparken yanlış yollara saparsak eninde sonunda foyamızın ortaya çıkacağı anlatılıyor.Buna rağmen hırs sayesinde insanları da etkileyebileceğimiz vurgulanıyor.Ç yaşamın anlamını insanları etkilemede arayan bir insan görünümü veriyor ve bunun gereklerini savunuyor.

4-KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDİRİLMESİ :
Çiçikov: Zengin olmak için herşeyi yapabilecek ve göze alabilecek bir kişiliğe sahip.
Tientietnikov : Çifte standartı sevmeyen dürüst bir insandır.

5-KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitapta çokça olay yaşandığından sürükleyici ve zevkli bir kitap.İnsanı sıkan uzun tasvirler ve uzun açıklamalara fazla yer verilmemiş.O yüzden okunması insana güzel gelebilecek bir kitap.Düş dünyamızın şekillenmesinde ki yolları engelleyici bir tarz.Klasik Rus romanı örneği : balolar , zengin zadeler , prensler , dolandırıcılık , aşk…

6-KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Gogol, 1809 yılında Ukrayna’da doğdu. Küçük yaşta babasını yitirdi ve annesi tarafından büyütüldü. Liseyi bitirdikten sonra Saint Petesburg’a gitti, bir süre devlet memurluğu yaptı, Ukrayna folkloru üzerine çalışmaları ile dikkat çekip Petesburg üniversitesinde tarih dersleri vermek için davet edilse de, yarım kaldı bu uğraşı. Gogol’ün hezeyan düzeyindeki dinsel inançları ve çözemediği cinsel sorunları ile hayatla barışık olmayan bir kişiliği vardı.
Roman ve hikayeleri ile bir anda dikkatleri üzerinde topladı. Özellikle “Müfettiş”(1836) oyunu ve “Palto”(1842) hikayesi, Rusya’nın siyasi ve toplumsal meselelerine yönelik eleştirileri -Rus sosyal demokrat eleştirmen Bielinski ve arkadaşlarından- övgü topladı. İlginçtir ki Çar da beğenmişti “Müfettiş”i..! Oyununun sahnelenmesinden kısa bir süre sonra Rusya’dan ayrılan Gogol Roma’ya yerleşti. Buradan yazdığı yazılarında giderek muhafazakar bir tavır takınması Rusya’daki arkadaşları ile arasının açılmasına yol açtı ve zaten hassas bir dengede duran iç dünyasını iyice alt üst etti. 1852 yılında geçirdiği bir sinir krizi ile en büyük eseri “Ölü Canlar”ı yaktı, odasına kapandı ve bir kaç gün içerisinde öldü. Neyse ki, metnin ilk bölümü uşağı tarafından kurtarılmıştı.


nötrino 13 Mart 2018 01:37

Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852)!


Gogol, gerçekçi Rus edebiyatının özgün yazarlarındandır. Ölü Canlar, yazarın üzerinde çok tartışılan ve kuşkusuz en beğenilen yapıtıdır. Romanda 19. yüzyıl Rusyası içerisinde yer alan bir toplumsal olay eşine az rastlanır bir yergi gücü ve usta betimlemelerle anlatılır.

Köleliğin kaldırılmasından önce toprak sahipleri çalıştırdıkları köylü sayısı kadar vergi ödemek zorunda oldukları gibi devletten para da alabilirlerdi. Bundan yararlanmak isteyen roman kahramanı Çiçikov, ölü canları yani ölmüş köylüleri (köleleri) karşılık göstererek devleti dolandırmaya kalkar.

Konusunu Puşkin'in önerdiği söylenen romanda Gogol, Rus köylüsünün acıklı hayatını ve roman kahramanının şaşırtıcı kişiliğini kendine özgü canlı mizahıyla dile getirir.



Saat: 18:25

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık